3 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

3 Nisan 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İzmirdeki Spor Klüpleri Birleştirildikten Sonra.. Amerikadan elleri boş dönen da vurduğu geyiğin başında (YAZ | 931 senesi kezin verdiği keze yazdığım rek birer klüp evvelki kuvveti Şimeling bir av- Alman Boksörü Şimeling Amerikadan Boş Döndü Boks âleminin. dedikodusu bitemiyen mühim "bir meselesi var Ağır siklet dünya şampiyonluğü için yapılan bütün hazırlıklar y ne suya düştü. Dünya şampiyonu Bradokla döğüşmek üzere Al- man boksörü Şimeling Amerika; bir müşkülât çıkardılar. Kendisi ya gitmişti. Orada Almana bin döğüştüğü takdirde müsabaka- yı Amerikadaki Alman Musevilerinin boykot edeceğini, bu yüzden zarar edileceğini iddia ettiler. Alman boksörü işin sarpa sardığını 7 görünte, kendisi dünya şampiyonuna kuvvetli bir teklif yaptı. Dedi ki: — Mademki maçın Amerikada ya- pılması hâsılat noktasmıdan tehlikeli- dir. Eğer dünya şampiyonu Amerikalı | Bradok Ber'ine gelip benimle Alman- yada dövüşmeği kabul ederse, ken - disine 7,619,500 frank taahhüt ederim. Amerikalılar Alman boksörünün! teklifine mühletinde cevap vermedi - ler. Alman da vapura binerek mem- İeketine hareket etti, Almanla dimya şampiyonunu dövlştürmekten çeki - Den Amerikalıların gizli bir maksat- ları vardı. Onlar dünya şampiyonu - nun evvelâ siyah kaplan namile anı» | İan zenci Coe Luvizle dövlişmesini, öndan sonra Almanla boy Yi istiyorlardı. Böy piyonluğunu iki maça taksim ederek büyük kâr teminini tasarlamışlardı. "Almanın Amerikadan hareketi, Ame- Tikan organizatörleri arasındaki re- kabeti gevşetti. Siyah kaplanm maçı $çin yapılan ilk kârlı teklifleri geri aldilar, Vaziyetin güçlüğünü (gören dünya şampiyonunun menaceri Al man açık denizde iken telsiz telefon- İn görüşerek ilk teklifte sabit olup olmadığını sordu. Böylece dünya şam- piyonu Bradok'un yedi milyon frank- tan fazla tutan kazancı Almanya - dan kurtarmak istiyordu, İM Alman boksörü Amerikalmm tele- fonuna cevap olarak: 8 — Çok geç kaldınız. Ben o teklifi yaptığım vakit mühlet te koymuştum. © mühleti geçirdiniz, demiştir. Bu son vaziyette çok müşkül mevkie dü İçen dünya şampiyonu Bradok'un bu| geneyi boş geçirmemek üzere zenci Cove Lovizle daha ucuz dövlşmeğe Tazı olması kuvvetle muhtemeldir, Trakya Spor Cervresi Mümessilliği Edirne (TA — Merkezi Fdirne olmak üzere teşkil edilen Trakya spor çevresi mümessilliğine Türkepor ku- #ımu genel merkezince Nemlioğlu ta. verdirmeği | İ eyaneasmemaaasanazasemez TALLO! ALLO! $| i İzmir futbolünün hakiki kuv $ vetini aşağı yukarı ayarlıya- bilmemize buünkü ve yarm- ki maçlar bir esas teşkil ede- cektir. ; Bu suretle Beşiktaşı kendi $ sahasında ve kendi halkı ö- $ nünde yenmiş olan İzmirin me? yuhat, saha ve halk avantaj- $ larını kaybettiği zaman bu Tabii bu sırada İzmir oyun- cularının biribirine alışıklıkla- rinin henüz tam pişkin hale i gelmediğini ve maçlar devam ettikçe takım beraberliği has- sasının da artacağını göz ö- nünde bulundurmak icap ede- nasmda İstanbulun en kuv - vetli takımlarından olan Fe ner ve Beşiktaşa karşı çrkara- cağı oyunlar İzmir futbol bi. lânçosuna kaydedilecek baş - langıç rakamlarıdır. kabiliyetinden ne kadar eksi- : leceği hesaplanabilecektir. | Edremit Asri Stada Kavuşuyor Edremit (TAN) — Edremit İd - manyurdunun teşebbüsü ve belediye reisi Cevdetin kıymetli yardımlarile yeniden İnşasma başlanan Edremit İstadımın tesviye ameliyesi nihayetlen mek üzeredir. Yakm bir zamanda tri- bünlerin inşasma başlanacaktır. 6 haziran 937 tarihinde Edremitte yapı lacak olan beş şehir atletizm müsa- bakası günü stadin açılma merasimi yin edilmiştir yapılacaktır. AN: BÜRHAN FELEK ) Ağustos ortalarmda umumi mer- bir kararla İzmirde bir spor hâdi- sesini tetkika gitmiş ve o münasebetle oradaki yedi sekiz klübü de teftişten geçirmiştim. O zaman bilhassa başta Altay, nordu olmak üzere Izmir klüplerini gezdiğim zaman gördüğüm hayatiyet, benim gibi Istanbulun en eski ve kuvvetli klüplerini doğduğu andanberi tanımış bir adamı mütehassis edecek şekilde idi, Ounun içindir ki bu teftiş hakkmda umum! mer Karşıyaka, Altr- raporda hulâsa olarak; Izmirde şayanı hayret derecede kuvvetli ve haye- tiyet sahibi bir klüpçülük var.,, Diye yazmıştım Aradan geçen alti sene zarfında İzmire gitmedi- ğim İçin ora sporunun ve klüplerinin ne halde olduk larmı yakından bilmiyordum. Son klüplerin zaafları yüzünden ikişer, defa Izmirdeki haline getirilmesini işitince, altı sene li, faal, diri klüplerin neden bugünkü fakrüldeme uğradığını anlıyamadım ve bu son bir . leştirme hâdisesinin bütün İ ğim halde bu menfi âmili keştedemedim. safhalarmı tetkik etti- Acaba İzmirde sporcu neden bez | di? Klüpler neden âza ve memba yü- zünden fakirleşti? Gençlerin spor klüplerine karşı olan alâkaları ne - den eksildi? Ve nihayet altı sene ev- velki bu kuvvetli bünye neden büzln hastalandı da mevcudiyetini kaybet- İti? Bunları bitaraf ve derin gören İ bir gözle tetkik edip'sebeplerini anla. mak bütün Türk sporu için elzemdir. Zifa bugün İzmirdeki en kuvvetli klüpleri erlızlaştıran bu hastalığın ya rm İstanbula Veya Arkaraya, hülâ- sa diğer mmtakalara sirayet etmesi ihtimali vardır. Eğer İzmirdeki İnhitat ve zayıf - mmtakalarda bu ârazm başgösterme İ sine mahal bırakılmaz ve büyük e- İ meklerle kurulmuş ve kuvvetlenmiş olan kltiplerimizin yıprayıp s:3kalaş- masma Ve gençliğin inkisarıma ihti - mal kalmaz. Bence bu mevzu Türk spor teskilâ tmm ehemmiyetle ve istical ile üze- rinde duracağı bir iştir. En Pahalı Takım Finlandiya futbol meraklıları bu gene Arsenal oyuncularını behedchal kenli sahalarında #-vretmeğe - karar vermişlerdir, Uzun 28mandanbvri de. Jam eden muhaherilerden serin» hayet Arsenali Finlândiyaya gelme. ğe razı eden Fin'anyıyalılar para #edukârlığina kat'ınmağa irec- İtur kalmışlardır. Fiziendiya ferleras- yonundan sizan hsberlere nazara! & nünrüz” k! yaza F niardiyaya gelerek olan Arsenal takırıma verilecek pata şimdiye kadar hiço'r futbol takımın: verilmemistir. Adeta tir servet teşkil eden Ücrete rağmen Atsenalin Fin'an. ğını işten anlıyanlar temin etmekte. dirler . Balıkesir İdmangücü irinci Oldu Balıkesir (TAN) — Pazar günü mıntaka birinciliği için Balıkesir İd. mangücü Ayvalık İdmanyurdu ile karşılaştı. Bir gün evvel Bandırma İdmariyurduna hükmen gelip gelen Ayvalıklılar, Gücün kuvvetli kadrosu karşısmda ümidin fevkinde bir var- Ifk göstererek ilk devreyi 2-2 berabe- re nihayetlendirdiler, İkinci devre çok zevkli ve heye - canlı oldu. 14 üncü dakikada bir ka rışıklıkta Güçlüler galibiyet gollerini İ yaptılar ve maç 2-3 Balıkesirin galebe sile nihayet buldu. 937 mmtaka ku- pası merasimle İdmangüçlülere ve- rildi Acaba bunların | hastalıkları ne olsa gerek? üçer birleştire- | ali lanma #ebepleri keşfedilirre diğer| DENİZE GİDENLER.. ant sabahım ikisiydi benin kapısına vur Antonio! ağından sıçradı. Ses Balığa çıkmak zamani ge io bu gece sz uyumuştu. bire kadar İ yatakta, karısı Rufinayla vaziyet- leri hakkmda konuşmuştu. İşler fena gidiyordu, H ton balıkları sürü h miğlerdi. Bütün köyün balıkçıları su gibi para kazanmışlardı. İşte geçen yıl kazandığı paralardan bir kısmını arttıran Antoniç büyücek bir sandal almiş Genç adam du; lenen arkadaşı indikten sonra, Kendisine büyük bir insan kadar yardımı dokunmakta olan dokuz yasmdaki oğlunu uyandırdı. Kapıdan çikarlarken ana: - Haydi baka edi. İnsal- lah bugün uğurlu gelir. Dün bak. kal borç vermedi. Ah, ne k manlara düşt — Üzülme kadınım! diye koca- 81 cevap verdi. Deniz balli olmaz Dün başybos bir ton görmüşler ar- kadaşlar.. Üç Yüz kilo kadar var- mış, Düşün bir defa bugün onu yakalarsak.. Antonionun Aklı hep bu ton ba- Uğındaydı. Küçük büyük bir neş'e içinde yiyecek #epetini oruzla- mıştı. Akranlarmın oyun oynadı ğı bu çağda 0, ekmeğini kazanı- yordu... Baba oğul kulübelerinden çktı - lar, Sahili takip ederek iskeleye geldiler, Arkadaşları onları san» dalda bekliyordu. B alıker yelkenleri, filo ha- linde karanlığa dalıyor - lardı. Serenlerin gürültüsü, halat makaralarının gıcırtısı (o gecenin sükfnetini bozuyordu.. Antonio « gAzinoya, nefret ve kinle dolu bir hazar frlattı. Şüphe. siz hâlâ kumar oynuyorlardr.. A Onlar. havatlarmı kazanmak ömürlerinde bir gece bile böy ken kalkınıs değillerdi... — Hev, Antonio, arkadaşların çoğu ilerlediler. Arkadaşı: — Antonio, rüzgir değişiyor, diya turnesinden zararlı çıkılmıyaca-| dedi. — Görüyorum.. — Deniz çok kabaracak gibi. — Biliyorum ama.. İleriye. Sandal mütemadiyen ilerliyor - du. Ortalık yavaş yavaş ağarmıya başladı. Antonio dümendeydi, Ar- kadaşı, direğin yanmda duruyor, küçükse baş tarafta oturmuş de nize bakıyordu.. Sandal, kâh dalgaların altında kayboluyor ve kâh birdenbire sıç- rıyordu.. Saat ona doğru sahil gö- rünmez olmuştu. — Antonio, Oran'a mı gidiyo- ruz? Niye böyle mütemadiyen açı- yoruz. — Gevezaliği bırak ta oturup bir lokma bir şey yiyelim. 3 ki balıkçı suya ekmek attı. lar. Bir balık gördüler. Bu, büyük bir tondu. Balıkçıların gördükleri serseri ton bu olacaktı AŞ İspanyol Hikâyesi: YAZAN: Blasco — İbonez ÇEVİREN: Faik BERCMEN harran herhalde.. Hayvan, muazzam bir surette yüzüyor, dalıyor, bazan sandalın sağına, bazan da soluna geçiyordu. Antonio heyecandan kıpkırmızı kesildi. Ve hemen ucunda yumruk kadar olta bağlı bulunan İpi suya attı, Balık oltaya doğru geldi. Birdenbire sular hışırdadı ve kayık sarsıldı, Sandal sanki mun altından kayar gibi du. Fakat biraz sonra kü kenli eski vaziyetini aldı.. İki arkadaş kalın ipi çektiler. Olta kırılmıştı. Antonio bu sefer daha bilyük bir olta taktı. İpi sar- kıttı.. Diğer elinde de uzun ve kes- kin bir çengel vardı. Ton balığı yine oltaya yaklaştı, Bu sefer sandal korkunç ve tehli- keli bir surette sarsıldı.. Fakat ba- ık takılmıştı. Oltay; çekiyor ve sandalı sarsıyordu. Bu vaziyet iki adamı telâşlan- dırdı. Antonio ipi daha çok gev- #etti. Kayık tekrar eski halini aldı. Bu sırada da balık köpükler saçarak suyun yüzüne çıktı. O v&- kit Antonio sivri ve keskin kanca- yı hayvanm sırtma batırmıya baş- ladı. Sular kızıllaştı. Neden son- TA İşi bitirdiğine kanaat getiren balıkçı rahat bir nefes &labildi.. aba birdenbine küçüğü ha- tırladı, boğuk ve endişeli bir senle sormuştu. Küçük güver- tede yoktu. Belki ambara girmiş” ti. Antonio dizlere kadar suya batarak ambara indi, Fakat ora- da su varilinden beşkabir şey görmedi. Deli gibi yukarı çıka- rak haykırdı: — Oğlum.. Antonicocuğum, ner desin? Arkadaşı yüzünü büzünle bu: ruşturdu, Bu sırada uzakta bir karaltı görüldü. — İşter, Baba hemen suya atladı. Arka- daşı yelkenleri indirdi. Genç adam epey yüzdü. Karaltı- nm yanma yaklaşınca bunun bir tahta parçası olduğunu gördü. U- zaklara baktı, Şaşkın şaşkın tek- rar yüzmiye başladı. Her yerde sudan başka bir şey yoktu. Balığı öldürmüşlerdi. Fakat ni- ye yarar. Bu servet, şimdi baba- nm gözünde değildi. Uğursuz ba- lık biricik sevgili oğlunun hayatı- na mal olmuştu. Allah ona ekme- ğini vermişti ama elinden de en kiymetli servetini almıştı. ahile yaklaşmışlardı. Kö- Ss yün beyaz evleri batan güneşin ışıklarile yaldızlanıyordu. Plâjdaki gürültüler Antonioyu ke- derli dalgmlığından tyandırdı. — Karım Rufinaya ne diyeoe- ğim şimdi? diye inledi. Plâj orkestrası bir vals çalıyor du. Hurma ağaçlarının alunda ipekli tuvaletlerle, hasır şapkalar ve yazlık elbiseler o geziniyordu. Çocuklar pembe, beyaz giymişler balonlarile veyahut elele tutuğa» rak oynuyorlardı... Balıkçılar sahile (yığılmışlardı. Hepsinin gözleri yaklaşan sanda» a takılmıştı. Fakat Antonlo, bir kayanm üzerinde oturan ve etek» liği rüzgârla şişen uzun ve iri bir kadmdan başka w gey görmü. » yordu Sandal yanaştı, herkes avı gör mek için biribirini itiyordu. Çıp- lak ayaklı çocuklar hayvanm kuys ruğunu rlardı Rufina kalabalığı “yararakş döstlarmm © hararetli . tebrikleri arasında bunalan kocasının yanr na sokuldu: — Hani küçlik nerede? Betbaht baba, yalnız şaşkm $â$- km başımı sallamakla iktifa etti, Adeta çökmüştü. lesene Antonico nerede? Rufinanın gözleri parladı. Kok larını kaldırarak korkunç bir ses- le inledi: — Aman yarabbi. Demek öldü ha. Antonicom demek denizde boğuldu. Gözlerinin yaşı dinmiyen Anto- nio yavaşça mırıldandı: — Evet, kadmım.. dedi. Biz ha- kikaten betbaht insanlarız. Küçük öldü. Dedelerinin öldüğü ve bir gün benim de öleceğim yerde, © rada dalgaların içinde öldü. Ma- dem ki denizde yaşıyoruz, nihayet onun olacağız. Ona döneceğiz... Ne yapmalı kadınım? rs onu dinlemiyordu. Toprağin Uzerinde kıvra « narak, debelenerek çırpınıyor ve saçlarını yoluyor ve mütemadiyen inliyordu: Antönico'cu- üm,. Balıkçı kadmları etrafını sardı» lar. Bu huli pek güzel biliyorlardı. Çünkü hepsinin başından böyle felâketler geçmişti. Rufinayı yerden kaldırarak ko luna girdiler ve onu kulübesine doğru götürdüler. Balıkçılar, hâlâ gözyaşları din- miyen babaya bir şarap bardağı veriler, Arkadaşa gelince, yaza” manm hayvani kaygusile, balık için, esnaflarla pazarlığa girip mişti.. Uzaktan, duyuluyordu: - Antonico'm, evlâdım.. Küçü- ğüm benim. Eeriyanda da hurma ağaçları- rm altında bir başka insan kalas balığı, parlak tuvaletleri icinde mes'ut ve neş'eli çehrelerile dola- şıyorlardı, Bunlardan hiçbiri, yas nıbaşlarında geçen bu faciaya bir nazar bile fırlatmıyordu.. Ve ne fis bir valsin nağmeleri, delice bir neş'e saçar gibi dağılıyor ve İe- nizin ebedi güzelliğini okşıyarak dalgalanıyordu.. annenin haykırışları

Bu sayıdan diğer sayfalar: