10 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

10 Nisan 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mm 4 z ultanahmet sulh üçüncü ceza hâkimi 'ş şehrisi Ali Asgar, dün Hüseyinin çok sevdi © mış ve kesmiştir. © Hüseyin: © ”-— Beni kesseydi razıyım. Fakat tavuğuma dokunmamalı idi. İ Ben onu iki gözüm gibi severdim.,, diyordu. Dinlenen iki şahit şikâyetçinin iddiasmı teyit ettiler. Suçlu da > #avuğun çalındığı zaman başka yerde bulunduğunu ispat için (7) şahit göstermişti. Bunların şehadetleri mahkemeyi tatmin et- mediği için hâkim Ali Asgara bir ay hapis cezası verdi ve derhal © tevkif etti. Mahkemelerde Keşke Beni Kesseydi “de Çil Tavuğuma © Dokunmasaydı i İhsan, dün, bir çil ta- vuk davasını bitirdi. Davacı, Valide Hanında oturan İran tebaasından Hüseyindi. İddiasına göre, ayni handa oturan hem- çil tavuğunu yakala- Çocuk Bayramı Küçük Çocuklar Tramvaylarda Bedava Dolaşacaklar 23 Nisan Çocuk Bayramı Günü programı tamamile hazırlanmıştır. 23 Nisanda şehirdeki dükkân ve evler Türk ve Çocuk Esirgeme Kurumu bayraklariyle süslenecektir. Bütün dükkânlarda çocuklara ait eşyalar bayram müddetince camekânlarda teşhir edilecektir, Muhtelif yerlerde türlü eğlencelerle bayram yerleri ter tip edilecektir. Çocuklara ait vecize. ler yazılı levhalar şehrin münasip İ yerlerine asılacaktır. İ Bayram giinü ve akşamı tiyatro, sinema ve diğer eğlenti yerlerine ço. cuklar parasız gireceklerdir. Çocuklar Belediye, Hükümet dal: resi önlerinden tezahürat yaparak ge- çecekler ve çocuk geçit resimleri ter- tip edilecektir. İ Bir Günde . 4,000 Kişi “Dün, Adliyeye Girip Çıkanların Sayısı Bu Miktarı Buldu Dün adliyede muhtelif mahkeme. Jerde 315 davaya bakılmıştır. Baktığı di vanın çokluğu itibarile asliye bi inci ceza mahkemesi dün bir rekor teşkil etmiş, tam 42 davaya bakmış- tır. Asliye ikinci ceza mahkemesinin ğı dava sayısı da 40 dır, Bunlar- dan başka dün asliye üçüncü © ceza mahkemesi 9, ağır ceza mahkemesi 5, birinci ticaret mahkemesi 24, ikin- ici ticaret mahkemesi 30, icra hukuk emesi 22, üçüncü hukuk 29, dördün. “Gü hukuk 18 şaltımet hukuk 16, Sul net birinci ceza mahkemesi 11, N ci sulh ceza mahkemesi 15, meş- hut suçlara bakan üçüncü sulh ceza mahkemesi 15, asliye dördüncü ceza ikemesi de 15 davaya bakmıştır Dün, icra muhasebeciliğine de bine yakm alacaklı ve borçlu müracaat &t- miş ve İcra veznesinden 450 kişi para nıştır. tevkif Fuhşa Teşvik Ediyormuş! ördüncü hâkimi, dün, bahat adlı bir randevucu etmiştir. hate isnat olunan suç genç kızları fuhuşa teşvik İddia şudur: Taksim belediye odacısı Şevkiyenin 17 yaşındaki Seniha adlı kızı epey- den beri o kaybolmuştur. Şevkiye kızın ken onun Sabahat adın- scıkarıldığı.. nı öğrenmiş ve polise mü- racat etmiştir. Polis, Seni hayı Sabahatin evinde cürmü meşhut halinde ya kalamış ve kendisini de müddeiumumiliğe miştir. Senihaya ayni za- manda bir hastalık ta aşı- lanmıştır. İstintak hâkimi, etmektir. Mali sene başından itibaren on ay İçinde icra muhasebeciliği vezmesi 3,5 lira almış ve vermiştir. Müddelumumltiğin muhtelif büro. v bir günde yapılan müracar“le sayısı 200 ( geçmektedir. Şu he- göre, bir g'tide adliye binasma er suçlu, alacaklı ve vereeekli ol 1830 kisi müracaat etmiştir, Talnız dinleyle'lerin sayısı da iki bini milyo vermiştir. cektir. — Ben köylü soyuna acımam, — Neden? .— Bırakılar çiftliklerini, çubuklarmı gelirler, şu İstanbula.. Sanki İstanbulun kaldırımları altın dolu... © İstanbul fıkaraları işsizlikten ölürlerken üste, bunlar © da gelir, senin benim yevmiyemi büsbütün düşürür. — Durup, durduğu yerde gelmez ya, fikara!, El © bet te onun da bir ihtiyacı vardı ki toprağını bira - ki geldi buraya. Bırak şimdi bu kuru sözleri... “Bu çocuğu kâtibe değil, müdüre çıkar olur mu?. — Kapıcı Hilmi, bu sözü duyar duymaz, olmıyacak — bir şey işitmiş gibi şiddetle yerinden sıçrıyor. O e. fendilerine fazla bir sadakat ve bağlılık gösteren tam “ âyi bir hizmetkâr. Yalnız efendisine değil, efendisi . Bin aylıklı memuruna, yani bay müdüre de ayni. şefkatli himayeyi gösteriyor: — Namık oğlum, senin aklın ermez bu işlere... Bu- gün bay müdür' pek sinirti, elin tabanı yarık köylü. — sünl neden karşıma getirdiniz, diye bize bir çatarsa “namussuzun mâhvolürum, yüzüne bakamam onun. yat lâzım. Kâtiple gitsin, görüşsün.. — Bırak kâtibi şimdi.. Hilmi amca biliyorsun men. deburu, aylığa beş kuruş zammolsun diye dalkavuk. Juktan başka iş gördüğü yok onun.. Çocuğu geri dön. vi ». Belli, aç dolaşıyor. Haydi Hilmi amca sen iyi yürekli adamsın, çıkar onu bay müdüre.. Eğer ada. “ma para vereceklerse, sen mâni olma.. Hilmi amca biraz yumuşadı galiba. Daha tatlı bir Besle: © — Nastl olur bilmem ki diyor, hiç münasebet al maz... Bugün bay müdürün ağzını bıçak açmıyor. — Vah, vah nesi var, hasta mı? — Acısı var.. © — Nesi ölmüş? Anası mr 1. — Kanaryası!, — © — Geçmiş gün hani benim odada bir kanarya ka. fes! vardı, Evvelki gün canım, sen de girip baktın. Bir vardı içinde amma ne kanarya... Onu Al. — iğ dün, suçluyu meşhut suç- lara bakan asliye dör düncü ceza mahkeme:ine Muhakemeye 14 Nisanda devam edile- —— aştığına göre, dün adliye binasına $ bin &işi girip çıkmıştır. İsit beyannameler atılacak, muhtelif yaşlardaki gürbüz çocuklar arasında müsabakalar tertip edilecektir. İ 12 yaşma kadarki çocuklar bay- Iramda nakil vasrtalarında parasız do. Taşacaklardır. Haftanın diğer günlerinde Bütün mekteplerde müsamereler tertip edilecek ve burava çocuklar pâ- rasız olarak gireceklerdir. Bütün bun. lar çouk haftasını ilk giinü olan 23 Nisanda yapılacaktır. Ayrıca Nisan sonunda bitecek olan çocuk haftası i. çin de bir program yapılmıştır. Bu programda sayfiyelere gezintiler ter. tip etmek, sinema ve tiyatrolarda 60- cuklara mahsus ve parasız müsame. reler verilmek, bahçe veya umumi verlerde mlzik çaldırmak, mektepler. de sıra ile mlisamereler vermek, spor İteşkilâtı tarafından maçlar vaptı ti. mak, anneler arasında müsabakalar tertibi, halkı çocuk mevzuu etrafında aydınlatıcı hitabeler yapmak, cocuk | haftasma tesadüf eden cuma günü ca- milerde halka vaizler verdirmek gibi maddeler vardır. | Teşekkür Rahmetli Mareşal İzzet Furgaç af-! lesi, merhumun cenaze törenine geler ve mektup ve telgrafla elemlerine ie tirak eden bütün dostlarma samimi teşekkfir duygularını sunarlar, Merhum Mareanl İzzet Furgaç ailesi | istintak Sa- Saba- araştırır- ver Doktor B. İbrahim Zatinin | Konferansı | Doktor B. İbrahim Zati tarafmdan İstanbul radyosunda bugün saat 19,30 da mikroplar ve intani hasta-| Irklar mevzulu bir konferans verile- cek, saat 20,30 da da Halk Partisi Alemdar merkezi binasında göz hıf- zıssıhhasına ait bir hasbihal yapıla- caktır. No, 30 man dağlarında tutarlarmış, çok makbulmuş.. Bay müdüre Almanyadan getirmişler. O öldü. Namık gülüyor: — Allah rahmet eylesin.. — Gülme öyle.. Bay müdürü görsen ne halde bi- gare?!. Adamcağız melek gibi bir şey, insaniyet on - da, namus onda, merhamet onda.. Ne rakısı, ne tü - tünü, ne de çapkınlığı var.. Bir derdi, kanaryaları. — Alman dağlarında kuşlar, dolu, alsm bir kanar- ya daha getirsin. Şakıyıp duruyorlar, hepsi.. Maşal. Jah... — Amma bu bir şakıyordu, bir şakıyordu.. Rab. bım nasıl reva gördü, o canım kuşcağıza bu ölümü bilmem ki... Hani ben bile yandım, yanılmıyacak gibi değil... Yani sözüm şu ki adamcağızın Almanyadan getirttiği bilmem kaç paralık kanaryası ölmüşken.... Şimdi şu hödüğün derdini mi dinliyecek... Namığın yüzü hafifçe kızarıyor: — Hilmi amca, diyor. hakkım var, ben de aniryo « rüm, bey müdürün derdi büyük amma. Şu hödüğün, şu tabanı yarığın, şu serserinin de derdi küçük de - ğil.. Bu çocuk burada aramızda çalışırken bir ayağı. nı kaybetti. İşsiz, ayaksız, gurbet İllerde dolaşiyor.. Biz İnsanlar biribirimize yardım etmezsek bize kim yardım edecek.. Çocuğa mâni olma, sen, sokuver müdürün yanına... — Ayağını aramızda kaybetmismiş!. Biz paylaş. madık ya ayağmı.. Bay müdürün yanma soktuk ne olacak ?. Bav mlldür ayağını yerine mi yapıştıracak? Boşboşuna lâf edecekler. Hem bunlara acrmamalı.. Bunlarm sözüm ona hayvandan farkı yoktur. Sırtla. rma elli kiloluk bir dengi alıp ta yürümesini bile be. Tayyarelerlen çocuk bayramına | AN se” 10-4-937 yp Muvaffakıyetlerden muvaffakıyetlere koşan Milli Sinem3 m4 Yalnız bu haftaya mahsus olmak Üzere hiçbir sinemanın birden göste remediği İki büyük filmi bugün matinelerden itibaren sinemamızda göreceksiniz | 1- LİNC KANUNU heyecandan ateşler içinde bir gün geçirtecek olan bu filmen büyük ve muhteşem artist SİLVİA SİDNEY - SPENCER TRACY gibi cihanşümul artistlerin çevirdiği müstesna film, | 2- BÜLBÜLLER OGTERKEN seyredenleri ROMEO ve JULİET K | BÜTÜN İSTANBUL HALKI BUNU SÖYLÜYOR: BU KADAR GÜZEL BİR FİLM GÖRMEDİK SHAKESPEARE'in ŞAHESERİ - DÜNYA SİNEMACILIĞININ ŞAHESERİ L 4 WE BÜYÜK AŞK VE CASUSLUK FİLMLERİ! Aşk ile entrika arasında. Yalancı puseler.. Güzel casus kadın... ZEHİRLİ SEVDA: | RENE St. CYR. JULES BERRY - PİERRE RENDOİR tarafından Pa - zaretesi akş amımdan İtibaren “a SAKARYA SiNEMASINDA.. » m a PARİIS Sergisine İNATTA am tertip ettiği seyahatlere kayıt ACELE EDİNİZ KÜÇÜK SEYAHAT: (1 Temmuz) trenle Belgrad, Mi- lâno, Paris 142 liradan itibaren BÜYÜK SEYAHAT: (23 Temmuz) Lloyd vapurile Brindizlden, Roma, Riviera sahi- li Nis, Monte Karlo, Paris, Lon - dra, Plimuttan MANHATAN TRANSATLANTİKİLE Ham - burg'a Berlin, Bükreş ROMAN- YA VAPURİLE dönüş, 260 lira- dan İtibaren Adres: ğe e A Ni , Şık sinem” Bu senenin iki yeni filmi birden MACAR RAPSODiS PAUL HORBİGER ve (yg Ba filmin mümessilesi MARTHA EGGERTH sesinin güzelliği, san'atı ndaki emsaleizliği filmin bidayetin i den sonuna kadar zevk ve neşe içinde bırakmaktadır. ($) - YILDIZ... SİNEMASINDA Tekrar tekrar görülmeye lâyik ölmez şaheser olan BiTMEMİŞ SENFONİ MARTHA EĞGERTM'in en güzel filmi Ayrca:SIL VİA SİDNEY tarafından Gönül Yarası Aşk ve İhtiras filmi gaya em emen ÖLÜM HABERLERİ | Ölüm Güzel hikâyelerini gazetemizde o- #uduğumuz Fuat ve Faik Bercmen kardeşlerden Fuat Bercmen uzun sü- ven ıztırablı bir hastalık neticesi Hay darpaşa İntaniye hastanesinde vefat| etmiştir. Cenazesi bugün hastaneden! kaldırılacak, Karacaahmet kabrista-| ama defnedilecektir. Fuat Bercmenin | Bugün seanslar saat 1.45 - 4.10 - 6.30 ve gece saat Oda İPEK sinemasında Radyo Bugünkü program İstanbul; Öğle neşriyatı: 12.30 Plâkla Türk musikisi 12.50 Hava « dis. 13.05 Muhtelif plâk neşriyatı. 14 Som Akşam neşriyatı: 18.30 Plâkla dans musikisi, 1930 Konfe- Doktor Ibrahim Zati: Mikroplar ve woplarla hastalıkların tarzı intikal, 20 Wi saz hey: Örer Rıza tarafım» dan arapça söylev. 20.45 Fami saz heyeti saat âyarı 21.18 Orkestra 72.15 Ajans ve boran paberleri ve ertesi günün programz .30 Piâkla sololar, opera W * par « gaları 23 Son. Madi Günün program “özü Hafif Konserler; ,13.10 Bükreş Eğlenceli plâk musikisi 17,15 Varşova Eğlenceli masiki parçaları. 18 Bükreş Askeri bando. 18.40 Brüno: Şar | kılı konser. 19.55 Prağ Beethoven, Hzendel vesaire, 19,10 Bükreş Radyo orkestrası 119.25 Budapeyte Plâk konseri, 20 İstanbal Fazıl saz heyeti, 20,15 Bratislav. yerinden. 2045 İstanbul F , ii te Radyo orkestrası, 21.10 Berlin Roberi Etoiz saati, 21.20 Breslav Stüdyo tarafından karışık musiki. 22 Var. şova Kora konseri. 22.40 Budapeşte Çiyan musikisi, 22.45 Bükreş kahvehane konseri akli, 24 Budapeşte Polis bandosu. Ada Mealli e — 20 Paris P, T. 'T. Kiarimet küsrtetl, 2019 Berlin Kentet. 22 Roma Jilbertin “Dam « söz Katya,, opereti. “5x Resitaller; 16.15 Varşova Italyan şarkıları, 18 Var» #ova Solist konseri 18.25 Budapeşte Ma - car havaları, 1920 Breslav Çift piyano 26 Hamburg, şarkıları 19.20 Breslav Rumen sarkıları. 20.40 Bükreş 21.10 Hamburg şar kdarı, Dans Musikisi: 18.30 İstanbul (Plâk) 21.15 Bükreş 23.25 Budapeşte 2130 Münih, 2340 Varşova 24.15 Roma, saz be- Aşk... Müzik ve ihtişam Ayrıca “ökyüzü ateşler içind: Heyecanlı sergüzeşt filmi Maksim salonlarında bir balo vere - cektir. a Yazan: SUAT DERVİŞ ceremezler.. Eli kiloluk denk bu. On altı yaşında kızlar, altı aylık gebe kadınlar taşiyor, içerde bunü.. Gel, gel de sana göstereyim. . İçlerinde gık diyeni yok... Şenlik görmemiş dağlt, ayağını nereye bastığı- Bı bilmiyor ki? — Hilmi amea, sen böyle söylüyorsun, amma, böyle konuşmağa senin hakkım yok. Bir kere denk, elli kiloluk denk, sırtta taşınmaz. Burada arabalar yapılmak lâzımdı, Belediye bile sırtta hamallığı kal, dırmış... Sen de söylüyorsun. Biz acımadan burada altı aylık gebe kadınlara sırtlarında denk nasıl taşı- tırız?. — Oğlum, onlar taşırlar... Onlar anadan babadan öyle alışmışlar.. Onlara vız gelir. — Onlar hayvan mı?. Onlar da insan. Hilmi gülüyor; — Bazılarma baktığım zaman: “Acaba insan 80. yundan mı bü, diye kendi kendime soruyorum. — Sen işçilikten yetişmedin mi?, Neden kendi ar- 'kadaşlarını böyle hor, hakir görüyorsun?, — Namık oğlum, ben sana bir şey söyliyeyim mi? Ben de makine başmda çalıştım. Fakat ayn! zaman. da açıkgöz oldum. Bu dünyada yalnız çalışmakla iş bitmiyor.. Açık gözlü olmak, namuslu olmak, dü. rüst, sadık, efendilerine muti olmak lâzım. Benim usta olduğum atölyede adamlarımı tam on saat nefes aldırmadan çalıştırırdım. Birinin en ufak bir ihmali olsa, İşe azıcık bir ziyanı dokunsa, sanki kendi cebi - min parası gidiyormuş gibi yüreğim yanar herifi ko- lundan tutunca kapı dışarı atardım. Gözünün yaşma hiç bakmadan... Günde bana on saat çalış deseler gık demez on beş saat çalışırdım... Bir gün itin biri bir iyi tahsil görmüş, Fransızca ve Arüp-, Beyoğlu Halkevinde Konf çayı ana lisanı gibi bilen çok genç bir muharrirdi. Matbuatımıza da bir —— | çok #rymetli eser ve hikâyeler ver - Garsonlar Cemiyetinin Balosu | 'ni9ti. Ailesine taziyet beyan eder, Garsonlar cemiyeti, 10 nisanda | merhuma Allahın rahmetini dileriz. Beyoğlu Halkevinden: 13, 4, 937 salı günü saat 18 de evi- mizin Tepebaşımdaki merkez binası» da Doçent Ahmet Caferoğlu tarafın- dan (Kâşkarlı Mahmut) hakkında bir konferans verilecektir. Bu konferan- sa herkes gelebilir. makine kırmış.. Bunun yüzünden gündeliğini kesmiş ler.. O da serseri, kendi gibi ağzı kalabalık üç beş kas fadarile burada bir grev yapmıya kalkıştılar.. O za » manlar hürriyetin ilk zamanı, herkesin aklı kafasm » dan beş karış yukarıda... Ben de o zaman gencim: “Bre namussuzlar diye üç beşini patakladım. — Sen dayak yemedin mi? Pişkin pişkin gülüyor: — Kavgada yumruk sayılır mı?7. Eloğlu bu, sen ona Vurursan o da sana vurur... Baktım bepsi çıku gitti o zaman bizim pavrika daha bunün dörtte biri yoktu. Hem şimdiki patron değil o zaman patronu » muz bunun babası: “Esef etme Beyim, Paşam de- dim ben bir saat sonra sana burada yeni bir takım düzerim.,, Gittim kahve, kahve dolaştım.. Yalan söy- lediğimi isbat ederlerse şu bıyıkları kazıtırım... Bir saatte değil amma İki saatte pavrikaya lâzim gelen ameleleri buldum, getirdim. Eskiler bunları döğmek istediler... Amma ben sersem miyim... İpten kazıktan kurtulmuş ne kadar it köpek varsa onları da para ile toplamıştım. Dayak atmak isteyenlerin hepsini ıslat» tırdım. Pavrika üç saat sonra İşlemeğe başladı. Pat» ron hiç unutmam kibir etmedi, Geldi, elini uzattı. To ka eder gibi elimi tuttu: “Hilmi sen bana kardeşim « den yakınmışsın, hem namusumu hem parâmi kurtar dın dedi... Biz burada © zamanlar beyliğe kaputluk dokur - duk. sipariş vardı. Siparisi patron vaktinde vermese belki topu atacaktı... Sonra... — Sonra — Sonrası malüm.. Sana patron dile benden ne dilersin diye sordu. Sen de üç kerre : “Sağlığınızı dilerim” dedikten sonra ağzmdaki baklayı çıkardın: “Ben kapıcık isterim,, dedin öyle değil mi? Sonra 88- ni buraya kapıcı yaptılar... Muharebeye de gitmedin sen değil mi? — Burası beylik için çalıştı. Burada kaldık hepi - miz kaçak değildik ya.. (Arkası var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: