12 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

12 Mayıs 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hi f E ya Hİ #3 gE3 | ; j ; İ i ii ii ## ; fı j ; gakeveri f E yn İZ i EEE / il / #3Eİ # B # 7 i BE i ğ i £ # f i i j / | 1 / Eş EE i Hi i Hi ; / j i 7 j # 7 İ i | ; ; i / 4 'İ E ; ; #£ 1 i # rn 4 / 7 “4 5 ; 8 4, ; / 1 #7; z# ördükleri i tlf rn devamma, böyle uğurlu başlı yok, Londra-| merasimi de kayde değer. Eliza- # i ngilizler ananeye tapan bir millettir. Anane sayesinde dirilerin ölülerle ve henüz doğmıyanlarla birleş- tiklerine inanırlar, İngilizlerin Krallık müessesesine bağlantı. ları bu ananeperestliğin en canlı izlerinden biridir. Kral ların taçlanma merasiminde, gözetilen âdetler, harfi harfi- ne tatbik olunan ve yaşatılan ananeler sayesinde bugünkü İngilizlerin en eski İngilizliğe bağlılığını kutladığına inanıl. maktadır. Taçlanma hâdisesi sevinç vesi- lesi teşkii etmekle beraber İngilte. re tarihinde hep böyle olmamış, ve birçok taçlanmalar kanlı hâdise ler arasında vuku bulmuştur, Bun ların en müthişi Fatih Vilyam adı. nı taşıyan kralın taç giymesi sıra. sında vuku bulmuştur. Halis bir Normandiyalı olan Vilyam, Lon- draya taarruz etmiş, Saksonlari kırıp geçirmiş ve bir fatih heybeti. le Londrada İngiliz tacını giymek istemişti. İngilterede eskidenberi âdet, Kanterburi başmetrepoliti - nin krallık tacını, kralın başına koymasıdır. Fakat Fatih Vilyamın muasırı olan başmetrepolit, tac müstevli kralın başına koymak İs- tememiş, onun yerine York metre. politi bu vazifeyi üzerine (alarak tacı fatihin başma yerleştirmişti. İngilizlerin âdeti, taç kralın ba- şma könür konmaz tezahürat yap mak, alkış tutmak ve bağırıp ça ğırmaktı. Bu defa da böyle yapmış lar, fakat Fatih Vilyamm muha. fızları bu hareketi bir kıyam sana» Ye a İŞ almam hal - üzerine hücum » VOR talığı kana boyadıktan sonra bin. zorlukla teskin edilmişlerdi! K orku ve kan lekeleri içinde yapılan bir taçlanma da As, lan Yürekli Ünvaniyle maruf olan Birinci Rişarda aittir, Rişar, baha. sn 1189 da vefatı srasmda Fran, sada bulunuyordu. Rişardın tetviç merasimi ayni #enenin 3 Eyidi günü yapılacaktı. Tam merasim Sırasında bir yarasa kilise içindeki kovuğundan çıkarak Kralm başı üzerinde dönmüş ve bu Ne bü. yük bir heyecan uyandırmış, daha sonra kralm Westminister holün. de verdiği ziyafet esnasmda bir arbede kopmuş, ve buna merasi. me iştirakten menolunan Yahudi. lerin merasim sahasına sokulma, ları sebebiyet vermişti. Yahudile. re karş: evvelâ yumruk, daha son. ra sopa ve taş kullanılmıştı, bir çok Yahudiler ayaklar altnda ezil miş ve dayak yiye yiye ölmüş lerdi. Bütün şehirde Kralm Yahudite. re karşı bu şekilde hareket için emir verdiği Yahu- diler evlerine » fakat bu sefer bunların evlerine ateş Veril- miş, şehrin öteberisinde yangınlar kopmuş ve çok geçmeden şehir, şenlik ve sevinç sahası değil, fakat istilâya uğramış ve harap edilmiş bir belde halini almıştı. » © ngiliz tarihinin en hazin taç giyme hâdiselerinden biri de Kral Üçüncü Henryye alttr. Yeni Kral dokuz yaşında idi. Ölen Kral Kötüjohn'un devrinde memle, Yap yüzmüştü. Kral en yat sürüyor, memleketi zulüm <a kence içinde yaşatıyordü. İngiltere bir Fransız ordusunun istilâsma uğramıştı. Yeni çocuk Kralm etrafındaki İngilizler, tac- lanma merasimi ile vakit kaybet» mek istemiyorlardı. Zaten kralın tacı da kaybolmuştu. Bu yüzden altından bir file ile fktifa edilecek. ti. Nihayet, piskoposlardan biri bu fileyi kralm başma koymuş ve Kral Üçüncü Henry, bu kadarcık merasimle taç giymişti » Kraliçe Elizabetin taç giyme bet, çok tehlikeli bir devrede tah- KANLI TET FACİALA viç İngiltere tarihinde büyük bir rol sahibi olan Kraliçe Viktorya ta oturmuştu. Dini ihtilâflar o ve mücadeleler memleketi parçala» mıylı. Elizabet 1559 senesinin 15 Sonkânun günü tetviç olunmuştu. Herkes, bir kadının tahta geçme. sinden pek hoşnut değildi. Çünkü bir kadının tehlikelerle uğraşacak kuvvette olacağına inanamıyordu. Halbuki Elizabet bütün bu tahmin leri boşa çıkarmış ve İngiliz tari- hinde şanlı bir devir açmıştır. . ngiltere tarihinde bir kap de- fa taç giyen hükümdarlar vardır. Fatih Vilyam hem Win çester, hem Westministerde birer defa taç giymişti. Aslan Yürekli Rişar ile Üçüncü Hanri de iki de. fa tetviç olunmuşlardır. Kral İkin- Cİ Şari ise yirmi yaşında iken İs- koçyada taç giymiş,daha sonra di tarafından sürülerek dokuz sene beş parasız bir halde Bezip dolaştıktan sonra Westmi- nisterde taç giymiş ve bu merasim fevkalâde ihtişamiyle göze çarp. maştı. Hayatmın dokuz yılmı yok» sulluk içinde geçirdikten sonra saltanata kavuşan bu kral kimbi- m tacı tekrar benimsediği zaman neler düşünmüş, neler hissetmişti, Kral İkinci Şarl tetvici sırasın- da taç çalınmış olduğu için yeni bir taç imaline lüzum hissolun - muş süratla yapılmış, Londra ku- lesinde de teşhir edilmişti, Fakat On sene geçmeden bir cümhuri Yetçi bu tacı da çalmıya teşebbüs etti. Thomas Blood admı taşıyan bu adam papaz kılığma girerek ku. leyi ziyaret etmiş ve tacı muhafaza edenlerin Itimadını kazanacak bir tavır almıştı, Blood bir müddet sonra akrabasından birini muhafızn ki. zıyla evlendiriyormuş gibi hareket ederek gilnün birinde bu akraba- sını birlikte getirmiş, bunların iki- 8İ, tacın muhafızını alaşağı etmiş; ve tacı alıp savuşmak istemişler» di. Fakat tam bu sirada muhafi- zm, hiç te beklenilmiyen oğlu gel. diği ve bağırdığı için tacı alıp ka- Şan hırsızlar takip edilerek yaka. lanmıylar, fakat Kral bu adamları affederek maiyetine almıştı. Oo n dokuz yaşmda genç bir kiz olduğu halde İngiltere tacı- »: başına geçiren Kraliçe Viktor- ya, tac giyme günü hakkında not defterine şunları Yazmıştır: “Parkta atılan toplar üzerine sabah şant dörtte uyandım. Gü. rültü ve müzik yüzünden tekrar uyuyamadım. Suat yedide yata ğımdan çıktım. İyiydim. Park ta- rafima baktığım zaman müthiş bir kalabalığın her tarafı doldunduğu- nu gördüm. Küçük bir kahvaltı. İm İZİ TARİHİ dan sonra gittim. Saat dokuz bu- çukta Lortlar Kamarasına girdi. ğim kostüm içinde idim, Saat on. da saltanat arabasına bindim, Gü- zel bir gündü, Ömrümde böyle bir kalabalık görmemiştim... Halk şen di ve bana karşı en yüksek sada» kati göstermekte idi. Böyle bir mil letin Kraliçesi olmaktan duydu- Zum hâz ve iftiharı tarif edemem. Arasıra herhangi bir kimsehin e. zilmesi ihtimalini düşünüyor, ve üzülüyordum. Kulakları sağırlaş- tıracak alkışlar arasında mabede vardım, Saat on bir buçuktu. Ev. velâ giyinme odasma girdim. Ete- ğimi kaldıracak sekiz kişi burada bekliyorlardı. EE epsi de bir örnekte yapılan gümüş işlemeli beyaz elbi. seler giymişlerdi. Hepsi de güller taşıyordu. Burada kostümü giy- dikten sonra bu güzel genç kadın- larla birlikte giyinme odasından çıktım ve merasim başladı. Man- zara “muhteşemdi. Bir tarafta Lordlar, diğer tarafta zevceleri duruyordu. Mili Marş terennüm edilirken Oo mihrabın O yanımdaki mahsureye girdim. Başınıdan elmas hı fileyi çıkardım ve başı açık ola- rak çıktım. Beni San Edvardın sandalyesine oturttular ve en ni- hayet tacı başıma geçirdiler, Ayni zamanda Lordlar ile zevceleri de kendi taçlarını başlarına geçirmiş bulunuyordu. Daha sonra biat me- düşüp yuvarlandı; fakat bir yeri bu merasim esnasında basamakla. ri çıkarken, ihtiyarlık yüzünden düşüp yuvarlandı fakat bir » yeri incinmedi, Kalktıktan sonra tek- rar basamakları çıkmıya teşebbüs etti. Ben tekrar dişmesine mâni olmak için kalktım, basamaktarın ucuna kadar gelerek Lorda yardım ettim; Daha'sonra alây başladı. Tas cım başımda, saltanat asası (sağ, saltanat topuzu sol elimde olduğu halde, mabedin içinde yürüdüm. Her taraftan alkış koptu. Gide gi- de tekrar giyinme odasma girdim ve burada bir saat kadar bekle. dim. Başpiskopos merasim €sna, 8ında saltandt yüzüğünü yanlış bir parmağa soktuğu için sonrala- rı bu yüzüğü çıkarmak hususunda büyük müşkülüta uğradım ve bir hayli acı çektim. Saat dört büçu- ğa doğru arabama girdim, Taç ba- şımda, &sa ve topuz ellerimde İdi. Kalabalık büsbütün “artmış gibi idi. Hararet, heyecan, sadakat his leri, beni son derece mütehassis et mişti, Bugünü hayatın en şanlı gü- Bü olarak anacağım ve iftihar e- deceğim, Altıya doğru sarıya vardım ve yorgun değildim., Kraliçe Victoryanm anlattıkları bu defa da tekerrür edecek. Fakat hiç şüphe yok ki kalabalık daha büyük, merasime iştirak edenler daha çok olacak, ihtişam gözleri daha çok kamaştıracaktır. Çelyo Vapuru Çelyo, herhangi bir cemiyetin kü- çük bir modeli, Birinci smıf kadife koltukları, salondaki büyük aynaları, geniş ve üzeri çiçekli masalariyle, rahat ve konfor medeniyetinin, yük- sek bir nlimunesi, Yolcuları, vapu. run ikindi (o güvertesine inen kapalı merdivenle, öteki yolculardan ayrıl. mış, yüksek güverteden aşağıdaki gü- verteye tepeden bakıyorlar. Üçüncü sınıfı hiç görmüyorlar . * İkinci sınıfın küçük, mütevazi ye. mek salonu, mutavassıt kazançlı kü- çük bir zanaatkârın evine benziyor. Lüks namına hiç bir şey... o Kumaş tan akşama (© kadar güvertede tur yapsınlar. Hava, soğuk, rüzgârlı olur. sa, yemek salonunda otursunlar.. Ya- m yazmak istiyenler de bu gürültü arasmda yazabilirler. (İkinci sınıfın yolcuları, aşağıdan yukarıya, birinci güverteye yan gözle, o üçüncü sınıfın güvertesine, gururla bakıyorlar. . Üçüncü snif, sütün yağı, ikinel kaymağı alındıktan sonra, güğümün dibinde kalan sulu süt gibi, Üçüncü sınıfın kapısından girdiğiniz zaman, yerden beş altı karış yüksek demir kerevetin üzerine serilmiş kalıpsız yorganla, yığılmış denkler, bakır ten- cereler arasında esvaplariyle seril » miş üçüncü sınıf yolcuları görürsü - nüz. Soğuktan üşümemek için yor - yanlara, paltolara sarılmıslar, biribir, lerinin nefeslerini yutarak yatıyor » lar, Çocukları bağırıyor, üşüyorlar. Ka dınlar onları susturmak için daha yüksek bağırıyorlar , Üçlneti sınıfın dar koridorunu geç tikçe iki taraftaki odalardan, mutfab tan gelen pis kokular, boya kokuları gaz kokuları.. Açık denizin ortasmdı temiz havanm içinde, rahatsız ve kor for medeniyetinin pisliği, sefaleti yi zünüze çarpıyor . * Çelyo vapuru, herhangi bir cemi - yetin küçük bir modeli.. Hayatta bi. rinci sınıfta seyahat ederken de böy- le birinci güverteden aşağı tepeden, ikinciden tiçüneüye biraz gururla ba, karız. Teknik medeniyetin demir ke- revet üzerinde çıplak yatırdığı mah lüklar da, yukardakilere kin ve gizli bir ıstırapla bakarlar. Bütün Avrupa cemiyetleri Çelyo vapurunun yolcu. ları gibi güyertelerden biribirlerine bakıyor ADSIZ YAZICI Gaz Kursları Çalışmıya Başladı Hava herplerinde zehirli gazlerden korunmasını halka öğretmek için mül hdkatta kurslar açılmıştır. Bu kurs- lar üstüste beşer gün sürecek ve hal. ka lâzim gelen geyler öğretilecektir, Mülhakat kursları bir muallim tara- fından sıra İle ve birer birer dolaşıla. rak Idare edilmektedir. Istanbul hal | kı için açılacak kurslar bü ay sonun- da çalışmıya başlıyacaktır. Sokakta Baygın | OKUYUCU MEKTUPLARI Liselerde Yü klü Program Liseli okuyucularımızdan Mehmet, L. F. K ve Solmaz imzalarile yazılı « yor: “— Birinci devre sınavları öğret - menlerin isteğile neticelendi. İkinci smavların soruları Maarif Vekâletin. den geleceği anlaşılınca öğretmenler hiç durmadan ders vermiye başladı- lar. Bunun sebebi, kendilerine veri - leh programı biran evvel bitirebilmek ve gelecek sorular içinde okunulma - mış bahis bırakmamaktı, Binaenaleyh hiç müzakere etme - den ve talebenin vaziyetini bilmeden, harıl harıl dersler verildi. Nihayet ikinci smavlar dabitti. Şimdi ise fa - slasız yine programı bitirmek için durmadan ders verilmektedir, Böyle süratle, kontrolsüz verilen dersler, tam mânasile yapılamıyor. Herkes talebelik hayatımı bilir. Mut. laka bir zorluk altmda bulunmalıdır ki, talebe çalışsın. Bir lisede okuyoruz. Şimdiye kadar hiçbir dersten tahtaya kalkmadık. Kalkmış olsak ta tebeşir tutmasını bilemiyeceğiz galiba... Çünkü, aliş - madık ve muallimin kontrolü altında bir ders yoklaması yapmadık. Bina- enaleyh, muallimlerimizin bizim hak kımızdaki ,kanaatleri, yalniz imtihan küğıtlarındaki vaziyetimiz olacak « tur. Muallimlerimizin lâkaydi göster miş olduğunu söylemek istemiyoruz. Bilâkis onlar, canla başla durmadan çalıştılar. Böyle olduğu halde, bir türlü bitmiyen bu derslerin ardı ar- kası gelmiyor. Kabahat muallimde değil, programdadır. Dersler o kadar ağır ve yüklüdür ki, ara sıra müzake re ve yoklama yapmıya imkân yok - tur. Çünkü, program bitirilemez. Bundan başka, Maarif Vekâleti - nin hazırlıyarak mekteplere gönder diği iki sualle bir talebenin çalışma derecesinin takibi mümkün değildir. Bu yüzden talebenin vaziyet ve me - Bulunan Kadın Evvelki gece Usküdarda Solaksi « nan mahallesinde bir kadının sokak ortasında baygın bir halde yattığı gö» rülmüş, polise malümat verilmiştir. Belediye doktorunun lüzum gösten mesi Üzerine kadın derhal Haydarpa- şa Nümuüne hastanesine kaldırılmış, fakat orada ölmüştür. Tahkikata de. vam edilmektedir. — ————— dan tesbit olunabilir kanaatindeyiz. Birinci imtihanda 2, ikinci imtihan da da 3 numara alan talebe, bir mu- allim pazarmda çok tenbel bir talebe dir. Bu talebe, sene sonunda vasatiyi çalışmıyan yahut, çalışamıyan bir doldurmak için 9 numara almalıdır ki sınıf terfi edebilsin. Bu da çok de- fa olduğu gibi, imkânsızdır. Bir sene çalışmıyan yahut, o çalışamıyanbir genç, bir ayda bu kadar yüklü bir derse nasıl çalışır? Ve mualim bu kadar yüklü bir program karşısında tenbel bildiği bir talebeye nasıl nu » mara verebilir? Bundan sonra smavların daha pra tik ve işe elverişli şekilde yapılması saisi hakkile takdir edilemiyor. Sualler birkaç tene olsa, talebenin bilgisi daha çabuk ve kolay bir yol - talebenin de, muallimin de iyiliğine olacaktır. Maarif Vekâletinin nazarı dikkatini celbetmenizi diliyoruz.,,

Bu sayıdan diğer sayfalar: