16 Mayıs 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

16 Mayıs 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahkemelerde KASA ACMIŞ Kadın, "Paralar Benimdir,, Diyor |? Para Çekmecesini .... prn Kurcalamıya Çalışmış ün sabah, Eminönü hükümet tababi, ç Yarın akşamdan itibaren mı SARAY ve SÜMER Sinemalarmda birden ingiltere Kralı VI ncı Jorj'un taç giyme merasimi bütün tafsilâtile ve şehrimizde renkli olarak gösterilecek nazan, verime filmdir. m. SAKARYA SiNEMASI Müdiriyeti; 18 Mayıs Salı akşamı Gala müsameresi halinde göstereceği 16.5.9037 GK Bugünkü Program: Öğle neşriyatı: 2 12,30 Plâkla Türk musikisi 12 Havadis 13 Beyoğlu Halkevi görü rit kolu tarafından bir temsil 14 j Akşam neşriyatı: 15,30 Plâkla dans musikisi İ9öİ Konferans: Ordu saylavı Selim Sf Tarcan (Çocuk terbiyesi) 1045 EO ferans. Halk Partisi namma: | Tevfik (Sporun fevaidi hakkınd) | 20 Müzeyyen ve arkadaşları tarafi” | Jandarma, Asliye Üçüncü Ceza mahkeme. sine iyi giyinmiş genç ve güzel bir kadın getir- di. Bu, hırsızlık iddiasile tevkif edilmiş Bos! na-Saraylı 24 yaşında Mevhibe idi. Reis sorgu- sunu yaparken sabıkası da sordu, Mevhibe! — Ah hâkimler tam bir aydır mahpusum, Bana bir acıyan olmadı, dedi. İddiaya göre, Mevhibenin suçu şu idi: Mevhibe, Ziya isminde bir zatın yanmda çalışıyor. müş, Bir gece Bay Ziyanın cebinden kasasmmanah- tarımı almış ve yine evde bulunan kasasını açarak 350 lirasmı aşırmıştır. Ondan sohra da evden ayrıl | Ş dairesine geldiği zaman oda kapısı Ç 4 kilidinin bozuk olduğunu ve arasıra para X 4 koyduğu çekmecesinin kurcalandığını gör- müştür, İşin tahkikine el koyan polis, datrenin ge j Se nöbetçisi Mehmet Samiyi sorguya çekmiş 4 ve kendisini mahkemeye vermiştir. # Mehmet Sami dün yapılan muhakemesin- ( de hiçbir şeyden haberi olmadığını söylemiş- € tir. Mahakemeye pazartesi günü devam ) | R edilecektir. ii ii vetiye makamında telâkki edilmesini rica eder, 2 güzel film birden İNGİLTERE TACININ INCİLERİ Müstesna süpörfilminin yarınki Pazartesi günü saat 11 de İraa ede. ceği hususi bir seansa matbuat mümessilleri ile sinema ve film mii. #aseseleri Direktörlerini davet İle kesbi şeref eyler ve işbu İlân da sw Bu hafta SAKARYA sinemasında 20,30 Ömer Rıza tarafından söylev 20,45 Muzaffer ve arkadasliff tarafından Türk musikisi ve halk “ kıları (Saat ayarı) 21,15 Orkestrs Matbuat U, DE. İst, Mümessili Nep&f Halil Atay tarafından Türk - Yun#$ dostluğu hakkında birkaç söz, 2219 Vatis ve arkadaşları tarafından YW” nanca şarkılar 22,30 Ajans ve bors haberleri ve ertesi günün pri 23,Son. Günlin programi özlü Senfonik konserler ; 18 Varşova senfonik könker 22 Me lâho-Torino, senfonik konser İdan Türk müsikisi ve halk şarj İ i l / mıştır. Ziya, polise müracaat etmiş 4 se- nedenberi yanmda yaşıyan Mevhibe, nin 350 Jirasını çaldığını söylemiştir. Polis, Mevhibeyi yakaladığı zaman üstünde de bir kaç yüz lira para bul muştur. Mevhibe diyor ki; — Ben Ziya ile yaşıyordum. Bam sebepler dolayısiyle ayrıldım. Ziyan | yanma gelmeden fabrikalarda (o ve başka yerlerde çalışmış ve para top- lamıştım, Bir İnsanın birkaç yüz lira #1 olmaz mı? İşte benim aldığım para lar bunlardı. Mevhibe evvelâ sulh mahkemesine | verilmiş, mahkeme suçun nev'i iti bariyle bu işi kendi salâhiyeti hari, cinde görmüş. Asliye mahkemesi müzakereye çe- kildikten sonra Mevhibeye bü işe ba. kamıyacağını ve evrak sulh mah- 'kemesine verilmesi lâzım geldiğini bildirdi. Bu iki mahkemenin ihtilâf. nı halletmek Üzere dosya ağır ceza mâhkemesine gönderilirken Mevhibe de tevkifaneye götürüldü. Kadın Hekimleri Aylık Toplantısı "Türk Ginekologi kurumu, bu sene- — nin son toplantısını, Prof. Kenan Tev fik Sezenelin (o başkanlığında yaptı. Bu toplantıda Ahmet Asım Onur: Bi- rini karım, diğerini hazne yolu ile çı - © kardığı iki cismi rahim kanseri piye- sini ve bunlara alt mikroskobik müs. tahzarları gösterdi. Muhtelif ameliyat teknikler! hakkında mukayeseler ya. 'Parak, şahsi kanaatini söyledi. Kan - gerin birisi, iki cevfli bir rahimde hu- gule gelmişti. Bundan sonra geçen celsaye ait va. “ kalarla tebliğin münakaşası yapıldı. Münakaşalara Kenan Tevfik Sezenel, “Ahmet Asım Onur, Hadi İhsan, Zeki “Tektaş ve Hüsnü Şakir Sahte Bir | 3iR MACAR DÜN a TEVKİF EDİLDİ Memur Macaristan hükümeti, hükümeti- Mahkemede mize mliracaat ederek Macarlstanda bir sahtekârlık ve dolandırıcılıktan suçlu bulunan ve şehrimizde oturan Jozef Luvinger adit birisinin yakala. Dün asliye üçüncü ceza mahkeme. v $ sinde, kendisine memur süsü vererek a m le bir köylüyü dolandıran bir suçlunun) davasma bakıldı, Hidise şudur; Macür tebaasından olan ve uzun Hüseyin oğlu Mehmet, - Sirkecide | müddettehberi Türkiyede oturan Jo. dolaşırken yanına Mehmet oğlu Halit sokulmuş ve: “— Buralarda ne dolagıyorsun? | sef Luvihger din yakalanarak istio- vap edilmiş, iadel milerimin mukava. Şimdi seni yakalarsam 35 karakol dolaştırırım.,, demiştir, lenamesine göre muvakkaten tevkifi- Neye uğradığmı bilemiyen adam, ne karar verilmiştir. daha düşlinmiye vakit bulamamışken Halit; *“— Haydi ne ise, diyor, guradan bana bir rakı al da seni serbest bıra. kayım.,, Mehmet, çocuğunun hastanede ol- düğundan, parası bulunmadığından bahsedince karşısındaki 12.5 kuruş. luk sigaraya razı olmuş ve paketi a- ıp kendisine verdikten sonra da po. we mllracaat etmiştir. Halit, yakalanmıştır. Meşhut suç- lar mahkemesinde yapılan duruşma. Çocuklara Yardım Büyükada ilkokul başöğretmenliğin den: Bayan Mahmut Esat Bogkurt 4 ay içinde okulumuz yoksul çocukları için (82) lira vermiştir.” Çocukları - mın adına teysileüir ederin. ! m —— —— dn Mehmedin kendisini bir: #iyafete çağırdığını, gitmediği için bu iftirayı attığmı söylemiştir. Muhakeme, Halidin sabıkasnm 80- rulması için başka güne bırakılmış.| İ tar. Bugün İ PE K Sinemasında 2 büyük fılm birden 1- ORMANLAR HAKiMi Fransızca sözlü AŞK — İHTİLÂL KAHRAMANLIK — CESARET ve SERGÜZEŞT ŞAHESERİ, Başrolde: WARNER BAKSTER ve von binlerce figürat 2-Lorel Hardi Serseriler Kralı Türkce sözlü! GÜNEŞ KRALI KIZLAR PANSYONU LOU'S TRENKER |“ LUCEN BARROUX'nun ve MARİON MARSHİ Emsalsiz muvaffakıyetleri Tarafındı sözi! : Dağlarım dramlar, akan çe || Mevsimin En şen ve ©n güzel filmi. eğlencelerile bütün 'Tirol Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine Suvare 8,5 da 2 film birden mum » Bugün SARAY Sineması « 2 Büyük ve güzel film birden gösteriyor: Dram... Heyecan... Dahiyane Senenin en gen filmi laa Lucien Barroux ve KADIN ve | Margueritte Moreno EYT A N tarafmdan Sİ ERKEK Victor Mac Laglen- | HALA Preston Foster İ Kahkaha filmi, tarafmdan oynanmıştır. Seanslar: 8,25 — 6,30 — 9,45 Seanslar: 2—5—8,15 Zengin ve müntahap bir program IŞIK LİSESİNİN Senelik büyük müsameresi 19 Mayıs çarşamba günü gecesi 9da MELEK Sinemasında verilecekti ZENGİN ve GÜZEL bir prog'am hazırlanmıştır. smunnazam Biletler Melek aineması gişesinden almabilir.Ş EVLENME ! Beyoğlu Halkevinde Konferans Tüccardan merhum Mustafa Arif) Beyoğlu halkevinden: 18,5, 837 kızı Hatice Sünter ile Düvlet Matbaa-|salı günü saat 18,30 da evimizin Te- sı memurlarından Ömer Nacinin ev- | pebaşmdaki merkez binasında bir top lenme merasimi dün Beyoğlu beledi. |lantı yapılacaktır. Bay Ahmet Hamdi yesinde iki taraf dostlarının huzurile | Başar tarafndan “Inkılâpçılık,, hak- yapılmıştır. Kurulan yuvaya sandet |kmda bir konferans verilecektir. Bu Bugün saat 11 de tenzilâtlı matine diler, evlileri tebrik ederiz. İtoplantıya herkes gelebilir, Matit konserler i 7,80 Bükreş sabah neşriyatı 15Pr88 kisa dalgası Siâv sike (orkesirö 8010), 13,10 Bükreş Kristal orkestrifi 18,20 Paris kısa dalgası pllk konsfi 17 Prag Bando muzika 15 Bükreş Öf kestra 18 Budapeşte Askeri ban 19,30 Budapeşte Örkestra 20,05 OP kestra Hafi? musiki 20,30 Bükreş #9 ro kanseri 21 Berlin Büyük ki 2140 Prağ Orkestra 22 Roma B do muslka 23,15 Budapeşte Ork 23,20 Roma Koro konseri, Operalar, operetler ; 15,20 Roma kısa dı Fraoz 4 harm apereti 21 Kolonya Operet " sikisi (orkestra, sopran, tenor) 22,10 Bükreş Radyo orkestrası tarafındiğ | operet parçaları, Oda Musikisi: 16,40 Viyana kısa dalgası Yaylı #89 lar kuarteti (Mozart) 23,20 Stokholi kuartet, Kesitaller: 16,05 Prag kısa di ti 20,35 Viyana şarkı resitali refakatlle) 21,30 Belgrad Halk şark ları 22,30 Varşova Piyano, şarkı 2235 | Viyana Klâsik Orkestra refakı Dans Musikisi: wi 23,15 Varşova 24,30 Viyans, Ko.$” lonya, Lâypzix 24.15 Belgrad 4m Budapeşte 24,30 Roma vesaire Faciaya Uğrıyan Ailenin Teşekkürleri Elim bir faclaya kurban verdiğimi sevgili kardeşimiz ve anamız Bay Sabihanın gerek cenaze merasimi bulunmak ve gerekse ziyaret ve Ü grafla taziye suretile merhumenin 8” kasında göz yaşları içinde bıra$' sevgililerini teselliye koşan aile di İlarımıza sonsuz minnetlerimizi Tiz. Merhumenin kardeşleri: Hüsn Hatice, Kızları: Selma, Semra, Se! İha, Damatları: Kenan, İsmet, Şekip” — Bugün, habiyedeydim.. Müdüre yine bir avuç kırmısı kâğıt geldi, Kız, kızan artık alıştı, Muhtar ların elinde kırmızı kâğıt destesi gördüler mi, he « men seğirtiyorlar. (Benimki mi şehit? Benimki mi?) diye soruyorlar, Uç buçuk yılda gelen bu kır mız ölüm kâğıtlarını yanyana getirsek bütün mem- leketi kaplıyacak büyüldüğünde örtü olur. Bir başkası söze karıştı: — Onbaşım, sen de zor kurtuldun ya. — Kurtulmuşum keş para eder? Gövdemdeki şa- rampol (şerapnel) misketleri nefes aldırmıyor ki. Çadırlı sptalın çatlak körüğü gibi fosurduyorum. Bakalım havatepdili bitince ne olacak, doktorlar (Belki çıkarırız) dediler. Erden sadece dinliyordu. İstanbulda geçen fa cisları biliyordu. Şimdi de iç Anadolunun çektik- lerini görecekti, O dakikaya kadar gözüne İlşmiyen bir adam doğruldu. konuşmıya başladı. Bu sarı seyrek &&- kali, kirli beyaz takkesine, kiri beyaz bir sarık sarmıştı. Bacakları sakattı, Fakat koltuk değneği ile gezmedik yer bırakmamış, , — Hep bunlar dini diyanetliği bıraktıklarmdan oluyor! Bizim şeyh Zülfikar Efendi çoktan haber verdi, Bir gün gelecek ki, demişti, müslümenler Cenabı Allahımıza şirk Koşacaklar, bu yüzden zın- dıklar elinde perişan olacaklar, Erden sinirlendi: — Nasıl şirk koşacakler? — Sen cahilsin, bilmeğsin! — Anlat tâ öğrenelim. v — Nasıl mi şirk koşacaklar? (Allahuteslinm mellikei kiramları gök yüzünde tevaf ederler. Ceb- ril onda, Mikâil onda. Azrail onda, Miraç onda... Zatıpki hem her yerde, hem onda. Hattâ ki ebabil kuşları, hacıbaba leylekler ve bilcümle kuşlar ki o yaratmıştır, hepsi onda. Gatretullaha dokunmaz mı ki yerde yarattığı, mümin sandığı kulları tay- yare diye bir âletle göklere uçmıyâ Yeltensinler. Tanrının kudretiyle yarış değil mi bu? Mümin olan uçar mı? Böyle bir günahı kebalrleri işler mi?, — Oyle amma, büksana, karşrmızdaki düşmanlar bizden çok tayyare uçurup başımıza kurşun, bom- ba yağdırıyorlar. Tanrı onlara bir şey demiyor mu? — Onlar mitişrikin. Onlar esassnda oulüvhiyete âsilik etmişler, Onlürm hesabı cehennemde görü - rülecek., — Dünyada da başimize onlar bomba atacak, biz de şirk olmasın diye tepelenip gideceğiz. Bakallı homurdandı. Erden daha sinirli sordu: — Sen ne iş yaparsam? — Tılsımlı su satarım. — Ne demek 0? — Ha; lara hastalık gelir, hani ruam der ler, korkunç bir hastalık vardır. İşte onü iyi eder. — Vay canma! Bunu hangi baytardan aldın” — Baytar işi değil o. Onu Geyvedeki şeyh Zül « #ikar Hazretleri okur. Biz de dağrtırız. — Bunun tılsımı nerde? — Şeyh hazretlerine bir ruamlı hayvant götürür ler, okur üfler. Bu hayvan büyük bir kaptan su içer, Su İçtikten sonra, şeyh hazretleri kendi mü- barek eiyle hayvanm boynuna bir şiş sokar ve &- kan kanlardan bir miktarını bu suya kartetırir. Erden telâşla doğruldu ve heyecanla sordu: — Bu şeyh deli mi? — Sus, sus! Çarpılırım. — O suyu mu satıyorsun ?.. — Eyvallah. Bu sudan köyün hayvanlarmm $u içtikleri Yalağa biraz dökülür, hayvanlar içer, Hasta Olan Sağalır, olmıyana da hastalık gelmez. Genç Tıbbiyeli saşkınlaşmıştı. Kekeledi: — Bu köy aldı mı9, — Geco geldim. Yarın duasını okuyup dağrta - — Ne kadar suyun var? — Beş, on gişe kaldı. — Hepsini kaça verirsin? — Bir şişenin hediyesi bir kayma, — Ben hepsini alacağım. — Çok değil mi? .— — Hayır. Ben yoleuyum, çok köylere uğraya « cağım, bizim bu tarafların köyleri fakirdir. Bir kayma Veremezler, Ben onlara bedava dağıtaca - me, — İyi edersin. Deminki günahlarımı bu sevabin- ln affettirirsin, — Al sana on kayma, Bütün köylller bu konuşmayı dikketle dinliyor- lardı.Prtesi sabah beri? dokuz tane küçük ve ağız - ları mumlu mürekkep şişesini çıkarıp verd. | Ön banknotu alan tibsımaı koltuk değheğini kavra « muşti. Erden Salih Ağaya: — Payı! dedi, Sen beni tanırsm, Babami tanir» em. Sülülemi tanirsm. Hekim mektebine gittiğimi öğrendin. Dün gece hekimsizlikten şikâyet, ettiğine göre hekimliğe de inanıyorsun. — Ne diye bunları söylüyorsun? — Sen bu köyün hem kocadayıst, hem ağasısm.. Bunlara anlat ki bu gibi şeyler yalandır. e Yalan şöyle dursun tehlikelidir. Elinizde bir kaç baş Si” ka hayvanınız kaldı onları da öldürmeyiniz. Birkaç dakika içinde anlaştılar. Köylüler bir ŞU” kur kazdılar, içine çalı çırpı, tezek (o dolduruldu. Mikroplu şişeler bu yığının üstüne konuldu ve yığr na ateş verildi. Tehlike yanıp bittikten sonra ar# baya bindi ve köylü fle vedelaştı. Arabacı Veli bU işten çok memnun olmuştu. Yolda hep bunu ko* nuştu. 8 Define Mehmet Aağa . Yağmur bütün gece yağdığı için yollar çok ç8 * murlu id. Atlar zor çekiyordu. o Hava açılmı” tx, İnce bir rüzgâr esiyordu. Sıska çoban çocuklari sıska keçileri, kuyrukları küçülmüş koyunları çıp * İak ovada doyurmıya çalışıyorlardı. Kenarından v9 ya içinden geçtikleri kerpiç köylerin açıktaki ap © tesanelerinden... Erden dayanamadı: — Bunları kapamalı, dedi, Arabacı Veli: — Kim kapıyacak? Daha doğrusu kim kapat” cak? Çabuk doktor ol da memleketine gel. — Beni dinlerler mi Veli dayı? — Dinlerler kuzum, dinlerler. Anadolu halkı bel mümu gibi yumuşak halktır. Karşısında iyi li, aklı başında kılâvuzlar görtirme dinler. Sen de bv toprağın çocuğusun, bilmez misin? Bir pertal kadın, sırtına bağladığı bebeği “9 çamurlara bata çıka yürümiye çalışıyordu. Vel kadını tanıdı, arabayı durdurdu: — Kız Hacer Gelin! Bu çamurda nereye * — Nahiyeye gidiyorum. Bebenin sıtmasını Ye * gili hocaya okutup bağlatacağım. Veli kiraetemm yüzüne baktı, Erden anladı! — Arabaya, alalım. 3 (Arkası vir)

Bu sayıdan diğer sayfalar: