3 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

3 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sandal Nasıl Devrilmiş? Yenikapıdakihâdisenin Suçluları Beraet Ettiler Hayri, Mustafa, İbrahim, İsmail isimlerinde dört sporcu genç, Yenikapıda bir sandal gezintisi yapmıya karar vermişler. Ve ge- çen akşam, bir sandala atlıyarak, gazino önünde dolaşmıya baş- lamışlar. Tam bu sırada, üzerinde elbisesile bir adamın yarıbe- line kadar suya batmış olduğu halde, denizin dibinde bir şeyler aradığımı görerek, gayriihtiyari Bir Hakaret Davasında | Suçlu Ortaya Garip Bir İddia Attı Dördüncü asliye ceza mahkemesin de karısı Huriyeye hakaret ettiği id- dia edilen kahveci İsmail Hakkınm muhakemesi görüldüğü sırada, suçlu İsmail Hakkı ortaya garip bir iddin atmış ve hakkında zabıt tutan polis memurunu, kendi nikâhlr karısnm evinde gördü ii söylemiştir. Hâdise şudur: İsmali Hakkı, kart- sı Huriyeye dayak attığı bir sırada o civarda devriye vazifesini gören polis memuru, yetişmiş ve karısmı &ocazınm elinden kurtararak cürmü meşhut mahkemesine verilmek Üze- re İsmail Hakkı aleyhinde bir zapıt| tutmuştur, Bu zabıt, mahkemede okunmuş, şa hitler dinlenmiş fakat muhakeme ne ticeleneceği bir sırada, İsmail Hakkı polis memurile karısı arasında gizli bir münasebet olduğunu iddiaya kal kışmıştır. Mahkeme, bu iddia Üzerine, işin ta mikina lüzum görerek suçlu Hakkının müdafaa şahidi olarak gös terdiği bir otelcinin gelecek celsede dinlenmesine karar vermiştir. Hakaret İddiası Bir mühendis, Sultanahmet üçün- eli sulh hâkimi Osman Tevhide haka ret ettiği iddinsile oelirmimeşbut mahkemesine (verilmiştir. (Suçlu dün mahkemede İsnat edilen suçu inkâr etmiş, hâkime kat'iyen haka- ret etmediğini söylemiştir. Şahitler dinlendikten sonra duruşma müde- faa İçin başka güne kalmıştır. Kalecik Civarında Hırsızlık Çankırı, (TAN) — Kalecikte terzi İusufun geceleyin evine giren bir hır sız 4 beşibiryerde, 2 alt, SÖ tane Ge bey liralık küğrt para aşırmıştır. | gülmiye başlamışlar. Denizdeki şahsın çakırkeyif olduğu nu anlıyan gazino halkı da bu gülüş melere iştirak etmişler, Derken, ça- kırkeyif zat, hiddetlenmiş, sporcu gençlere yumruklarını sikmıya baş- lamıştır. Bu sırada, deniz kenarında elbise ile dolaşanlar, bir iken ik! olmuşlar, ve ikisi birden, sporcuların sandalıni | devirmiye teşebbüs etmişler. Gençler, kendilerini müdafaa et- miye çalıştıkları sırada sandalları devrilmiş, içlerinden bazıları denize düşmüşler. Bu arada, çakır keyif 0- lanlardan biri, sandalını kavrıyarak içine atlamış, sepetinden çıkardığı bir tabancayı, sporcu gençlerin Üze- rine ateş etmek Üzere iken, gazinoda ki halk telâşa kapılmışlar, polise ha- Her verilerek bir felâketin önü alm. mıştır. Dün, işte bu karışık deniz safası- nm suçluları olduğu iddia edilen Sa- lihle Mahmudun dördüncü sulh ce zağa muhakemeleri yapıldı ve taban ca çeken, hâdiseye sebebiyet veren lerin kendileri olduğu kati surette an laşılamadığından her ikisinin de be- raetlerine karar verildi. Çatalcadan Ağır Bir Yaralı Getirildi Çatalcanın Çanta köyünden Mus- tafa isminde biri, ağır yarair olarak dün Çatalcadan İstanbul müddeiumu miliğine gönderilmiş ve doğruca has taneye yatırılmıştır. Mustafayı yara yanlar iki kişidir. Bunlar yakalan- mak üzeredirler , Gizli Mektep Açmış Fatihte Ayşe isminde bir kadınm evini mektep haline koyduğu ve on kadar genç kıza din dersi verdiği po. lise ihbar edilmiştir. Yapılan araştır. mada, evde bir takım genç kızlar ve birçok din kitapları bulunmuştur. Ay $e hakkında takibat yapılmaktadır. ——— —— Jandarma, hırsızı yakalamağa muvaf fak olmuştur. Yakında adliyeye veri- lecektir. İköyü muhtarı Ali, İ mmtakastı tahriri arazi komisyonu re r Köylüyü Dolandıran Bir Komisyon Reisi Kızılcahamam, (TAN) — Örencik kazamızın Öz isi Enverin, dolaştığı köylerden 50, | 100, 150 liraya kadar para salgını| yaptığını; yahut pera yerine pirinç, | yağ gibi mahsuller aldığını ve buna da komisyonun masrafı namı verdi ğini ihbar etmiştir. Hususi ei be memuru Mehmet Dayıcanm yaptı Zi tahkikat, bu cihetleri tespit ettiği için Envere işten el çektirilmiş hak- kında tahkikata başlanılmıştır. Çankırı Şehir Bandosu İyi Çalışıyor Çandırı (TAN) — Halkevinin teşkil ettiği ve ortamektep musiki muallimi Şükrünün yetiştirdiği şe | hir bandosu mükemmel br hale gel miştir, Bando, resmi daireler oda- cılarndan mürekkeptir. Cazbant ihtiyacını da tatmin eylemektedir. Gönderdiğim resim, şehir bando- Sunu muallimlerile beraber göste- riyor. | | Maraş Halkevi Bütçesi Maraş, (TAN) — Halkevi yeni yıl bütçesi sekiz bin küsür lira olarak kabul edilmiştir. Halkevinin şimdiki binası ihtiyacı okarşılıyamadığndan yeni bina bitirilinceye kadar halkevi- nin eski trahom hastanesinin bulun. duğu yere taşınması muvafık görül- müştür, Belediye tarafından istimlâk muamelesi yapılmak üzere bulunan Evkaf gazinosu da salon olarak kul lanılacaktır. ! İ mn mii erki ÖLÜM HABERLERİ Ölüm | Mora Yenisehir eşrafından Bay Namık Ali Turhan kısa bir hastalığı müteakip vefat (etmiştir. Conazesi bugün saat 12 de LAlelide Lütuf a- partımanmdan kaldırılarak namazı Aksaray Valde camiinde kılındıktan sonra Balurköyündeki aile kabriata- nına defnedilecektir. Oğlu: Kimyager Fazıl, damatları Şehir Mecilsi Reis vekili Necip Ser- dengeçti ve Celâl Galip Çaysar. ... Ölüm Cerrahpaşa hastanesi Başhekimi Rüştü Çapçının hemşirezadesi; deniz binbaşılarından Lütfi Uluenginin eşi; Darphane ve Damga Matbaası kon- trolörü Orhanm hemşiresi Hadiye U- engin uzun zamandanberi çekmek. to olduğu hastalıktan kurtulamıya- rak dün gece genç yaşmdz Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesi bugün saat 11 de Üskü-| darda Şemsi Paşa klüp arkasmdaki hanesinden kaldırılıp motörle E. yüp Sultana nakledilerek öğle namazı kılındıktan sonra alle kabristanma defnedilecektir. Allah rahmet eylesin EDE amaa ya Ze AN Aslanlar, Kendilerine Vâazede Az Kalsın Parçalıyorlardı Geçenlerde Londranın meşhur eğ- İence parkı olan Skevneff'de gayet garip bir vaka olmuştur. Parkta salıncaklardan, kukla tiyat rolarından ve daha diğer eğlence kö- selerinden başka bir tarafta da bir aslan kafesi ve içinde bir erkek bir de disi aslan vardır. Kafesin kapısında İse, “Papaz Da vidson'un aslanlart,, yazılıdır. Bu levha yanlış değildir. Aslanla- rın sahibi, hakikaten eski bir papaz- dır, Sonradan mesleğini terkederek bu İşe başlamış ve aslan kafesinde vaaz vermek suretile dini işini, can- bazlıkla mezcederek ortaya entere - san fakat acayip bir meslek koymuş tur. Halk, asian kafesinde vaaz ve- ven bu kahraman papası, merakla seyretmektedir. Ne çare ki, aslanlar vaazdan an lamıyorlar. Çünkü geçenlerde, vaaz sırasında fazla coşan papas Davidson birdenbire dişi aslanın. kuyruğuna basmış, dişi canavar can acısından havaya zıplaymeca, erkek aslanın an- sızın kabadayılığı tutmuş ve papasa arkadan hücum ederek dişlerini adam cağızın ensesine geçirivermiş. Tabil halk arasında bir feryat, bir kaçışmadir kopmuş, fakat bu sıralar da orada bulunan, ve uzun zamandir papasi seven bir kızcağız, bir kamçı bir de demir çubuk kaparak kafese girmiş ve aslanları döve döve, papasi hayvanların elinden kurtarmış. Ondan sonra da şarkkadak düşüp bayılmış. İkisini de birer sedyeye ko yup hastaneye taşımak lâzım gelmiş. ——————— YENİ NEŞRİYAT YENİ EDEBİYAT Genç muharrirlerin, şairlerin yazı larile dolu olarak hazırlanan “yeni edebiyat,, gazetesinin onuncu sayısı çıkmıştır. Bilhassa Neriman Hikme- tin güzel bir şiiri bu nüshayı süş- lemek . BİRECİK HALKEVİNDE Birecik, (TAN) — Birecik halke. vi, Firat nehri üzerindeki eskiden o- tel olan büyük binayı işgal ettikten sonra faaliyetini kuyvetlendirmiştir. Her subenin beklenilen randımanı vermesi için tedbir alınmıştır. 10 Eylül Çelyo VENEDİK PARİS PRAG 2gün OTgün 3gün 3gün 3 gün I gün İkinci mevki seyahat birinci smıf otel TL. 295 Fazla tafsilât ve Galatasaray Broştür için N A T T A Tel, 44914 Yerler süratle tutuluyor. Baci PARIS Tertip edilen seyahatlerin en güzeli n Papazı wa ) , Papaz Davidson aslan kafesinde Ufaktefek Sinema Haberleri: * Bugünlerde Fransada Yvan Noğ nin çok oynanmış ve çok sevilmiş. U'As - Kahraman" adi: eseri. filme alınmak üzeredir. Tecrübe pilotları- nn kahramanlığını anlatmakta ve (bu uğurda ölen yüzlerce hava şehidi. İni anmaktadır. Filmin yapılmasmda dünyanm en iseri altı tayyaresi (süratleri 600 ki- | lometreye varmaktadır) kullanıla” | cak ve Fransanın en meşhur pitctları bu filme iştirak edeceklerdir. Filmde rol alan artistler arasında meşhur |Gaby Morlay, Jean Galland da var. dır. * Önümüzdeki mevsimin en par- İk muzik hol ve dans filmlerinden birisi, Dik Powell, Madaleine Carroll İve Alice Fay'in oynadıkları “Sokak- ta” filmi olacaktır. # Yakımda Fransada Napolöon za»! manında geçen tarihi bir film çevri- | lecektir, Admin, Napolöonun sürül- Jang ada olan “Saint Hâlene” olma” İsi muhtemeldir. Urfa Köylerinde Temizlik l Urfa, (TAN) — Urfa vilâycti için | deki büttin köylerde temizliğe son de- rece dikkat edilmesi hakkında kati talimat verilmiştir. SERGİSİNE vaporile hareket VİYANA BUDAPEŞTE BÜKREŞ 3.8.037 EE Günün programı — Istanbul Oğle Neşriyatı : Saat 1230 Plâkla Türk W 12,50 Havadis, 13,5 Muhtelif WE neşriyatı, 14 SON. | Akşam Neşriyatı : Saat 18,30 Plâkla dans Konferans: Eminönü Halkev? riyat kolu namma Nusret “ogi 20 Nuri Halilin iştirakile Tür) siki heyeti 20,30 Ömer Rızâ gl fından arapça söylev, 20.49, Riza ve arkadaşları tarafi Türk musikisi ve halk S9. (Saat âyarı) 21,15 Radyo dram (TAİS) 22,15 Ajans ve ğ haberleri ve ertesi günün Pal mu, 22,30 Plâkla sololar, op#Ü operet parçaları 23 SON. o Günün program özü SENFONILER 21,20 Bilkreş: Romantik nik musiki (Plâkle). HAPIF KONSERLER 7/10 Berlin kısa dalgası: ve orkestra konserleri. 8,19 kestra. 9.20 Paris kısa . Plâk: 9,30 Berlin kısa di Tenceli musiki, 10,45 Berlin dalgası: Büyük konserden 4” nakil (Piyano). 10,30 Paris dalgası: Plâk. 11,50: Keza. İ za, 13 Bükreş: Haberler, orkestrası. 13 Berlin kıst Ö Eğlenceli musiki o konseri Devamı). 14.15 Paris ksa Cp sı: Mektep konseri. 1645 © kısa dalgası: Orkestra <i 18,25 Peşte: Çigan musikisi. “fi Roma kısa dalgası; Orkestr# e ran. 19,03 Bükreş: Salon “#4 trası, 1045 Berlin kısa döğer Musikili, sözlü program. v zig: Karışık musiki, 20,10 Radyo orkestrası: Erkek l 20.30 Holunda kısa dalgasi: e) stüdyosundan o karışık mi program. 21.30 Berlin ksâ st: Eğlenceli konser, 21,40 yesrire: Karışık musiki. Lâypzig: Fantastik musikili Eeji ram, 23 Varşova: Orkestra “ei Prag kısa dalgası: Hafif mü$ 23,20 Viyana: Radyo ork& 24/10 Pepte: Çigan orkestra” © OPERALAR, O) 21,50 Petse: Operet plükla'"ygfl Gl Milâno, Florans: Puccini'nif si. dame Butterfly, operas. Prag kısa dalgası: “Revi retinden sahneler. ODA MUSİKİSİ çi 2245 Berlin kısa dalgasi” © | çük oda musikisi konseri. 1! RESITALLER 12 Berlin kısa dalgası: $9 (Hugo Wolf). 16,15 Roma gi dalgası: Piyano ve garkı. ye Berlin kısa dalgası: Piya, natları (Schubert). 2015 pi va; Keman resitali, 22,05 VAM va: Şarkılar. 22,05 Prag kes il 1; Org ve Alto. 23 Vafg Şarkı resitali. 23,15 vii no konseri, (Resppizhi, Tari). 23.20 Petse; Şarkı yes” DANS MUSIKISI iğ 21,40: Prag kısa dalgasi, Lâypzig. Hamburg. MU 16,30 Paris kısa dalgasi” un-“Kari et Anna, isimli piyesi, 19,30 Roma kısa Arapça ve Rumca musikili, çe sözlü program. — Sizin oğlunuz nasıl bir tane ise benim kızım da bir tanedir. Sizinki evlâttır da benimki bakla $a- pı midır? Dünyaya rezalet saçmak, elin ipsiz sapsız- Yarını klüplere gönderip çoluk çocuğumun ırzını na- musunu lekelemek revi mı, Ne istiyorsunuz, canım! Kiz mı? Oğluna kız mı bulunmaz? Benden ne istiyor sunuz? Gitsin İstanbula! Yüzbin aşifte var! Alsın bir tane. Hâfız Hanım biraz kendini toparlar gibi oldu. Sert çe bir eda ile: — Hacı! Fazla kızmıya lüzum yok. Ağzından çi kanı kulağın işitsin! ea — Ben hepsini işitirim. Ağzımdan çıkanı da bili- rim, — Biz sena Insanca başvurduk. — Öyledir de âlemin ortasında sabahki kepazelik De? — Ne olacak onu Dünbelekle sen yaptın! — Ben mi? — Sen yaptın ya. Hem ne kadar ileri vardığını biliyor musun? Bir saat sonra olanca kepazeliği ya- paran, Sustuksa da senin Ahu gözlerin, koca kavu- ğun için susmadık. Ey! sen de Hacı Hacı! Pekâlâ, Bfendiliğini bilsen de adamen davransan olmaz mı? — Evet, ben kadınca söz verdim. Inkâr etmiyo- rum amma, bunları bilmiyordum. Fakat öğrendim. Şimdi o sözü geri sldim, Artık birşey demiye hakkı yoktur. Hacının karısı hemşiresinin mukabelesinden ve ele geçmiş fırsattan biraz cesaret alarak ilk defa kocasına karşı mukabele etti: — Mademki #öz verdin. Artık hak benimdir. Hacı karısma öyle bir dönüş döndü, gözlerini a- çırak öyle bir baktı ki, kadın sapsarı kesilerek göz- lerini indirmiye mecbur oldu. Hac: sağ elinin titri- yen şahadet parmağını iki kadınım arasında sağa sola gezdirerek karısına : — Bak sana birşey söyliyeyim Kadın: diye baş- ladı. işte kız kardeşin de şahit olsun! Bu işe çöp ucu kadar burnunu sokayım dersen, karışmam ha, sonra ne yapacağımı ben bilirim. Işte bu kadar. Hifız Hanım, izzeti nefsinin yaralandığını hisset. ti, O halim, sakin ve mübarek kadınm esmer bir ha- le ile çevrilmiş yumuşak bakışlı çukur gözlerinde bir çift alev parladı. Renksiz olan ince dudakları büs- bütün morardı. Mavi damarlı, beyaz küçücük elleri titriyordu. Yirmi beş sene evvel, Hacının o ehemmi- yetsiz, maddeten ve mânen bir hiç mevcudiyeti gö- zünün önline geldi. Asil ve sarsılmaz ruhunda, tit. riyen, fakat pürüzlenmiyen bir sese inkılâp eden ga- leyanla: — Has! diye doğrularak inledi, Haddini hudu- dunu o kadar aştım ki tıpkı kanadımızın altıma gir. mezden bir gün evvelki gebeş hale döndün! Aklını başma al! Hacı bu hakaret altımda sersemledi. Bu sözler, hayatınm koca bir tarihini ihtar ediyordu. Vaktile daha çok eskimesin diye köyden gelirken koltuğuna sakladığı yarım kunduralarının ökçeleri hâfizasına çarptı. Beyni uğuldadı. Bu sözler altında kıorandığı- nı, acı mağlübiyeti telâfi için daha fazla bir hiddet ve şiddete ihtiyacı olduğunu hissetti, Sedirin öte kenarında karısı hemşiresinin, yaralı bir geyik kadar mahzun ve mübarek; fakat sada- sında yine yarsu Dir kaptan xwaar şünsne söylediğ. sözlerden fazla bir cesaret almıştı. Ellerini iki dizi ne koyarak başını kaldırdı, çenesini ileriye uzattı ve gözlerini Hacının parlâk gözlerine dikerek: — Ne yaparsm bakayım?! Diye haykırdı, Hırs ve hiddet Hacıyı tutmuş, cin- netin ortasma yuvarlamıştı. Kırpık bıyıklarile koca çember sakalmın arasındaki yosunlu dişlerini göste- rerek hırlar gibi cevap verdi; — Ne mi yaparım? Ne mi yaparım? Boşarım! Karısı ayni şiddetle inledi: — Boşar mısın? — Hem bir defe değil, iki defa değil, dinim Rab- bena hâkkiyçün üç kere boşarım! Eğer bu İşe karı- şırsan, kızın kaçırılmasına razı olursan, iç defa bo- şarım. Şart olsun. İki kadın bir elektrik teline birden dokunmuşlar gibi, yerlerinden siçrarlarken sofadan: —A!, Diye bir feryat geldi ve ağır bir geyin yere yuvar- Jandığı işitildi. Hacmm karısı" — Ay, kızım! Kızım! ci bir feryatla dışarı fırladı. Hafız Hanım da çılgın gibi sofaya atıldı. Güner oda kapısınm yan tarafmda ve sofanın kır- mizi kilimleri üzerinde boylu boyunca serilmiş yatr- — Eyvah! Yavrumu öldürdün Hacı! Diye haykırarak, yerde baygın yatan kızını! * rine kapanmış ağlıyor, hiç birşey düşünemiyor | bir tedbire kalkışamıyordu. Hâfız Hanım kızın aklarını, ellerini tuttu, buz gibi, Bu soğukluk. “4 le şeyler görmiyen ihtiyar kadınm kalbine MÜ bir şeyler verdi. Acaba öldü mü? Acaba Yür” gi mi İndi? diye bir anda bin bir türlü ihtimal gelmekle beraber aşağıya seslendi. Gürültüyü fg. ahretlikle aşçı kadın zaten koşarak geliyorlardi © | fız Hanım aşçıya su ısmarlarken ortada: dd — Hekim yok mu hekim! Hekim olsun, ho sun! Aman haber salın! w Hekim; fakat hekim nerede? Seferberliğin $& “a #inda hükümet tabibini almışlardı. Doktorun * pi teşebbüsiyle tertip ettiği küçük cezahane de KİL liydı. Altmış yetmiş bin nüfuslu koca belde, ei | kocukarımm 4lâciyle, bir iki üfürükçünün nef: ll emanet edilmişti, Hâfız Hanım, tekrar odays gf | Hacı odanın ortasında gözleri fırlamış, şaşkın e a kin ve bir put gibi duruyordu. O da hâdisenin d gas tinden ürkmüş, şaşırmıştı. Baldızı iki omuzlar” sarsarak haykırdı: — gi — Şaşırmanm sırası değil, bir hekim, bir bul!, ak | Bu sözleri ilk hamlede anlıyamıyan Hacı, si i geiği 1 | | yürüdü. Dışarı çıktı, kızmı öyle yerde serili, " siz, cansız görlince, titremiye başladı. Kari yavrusunun göğsüne kapanmış çırpınıyordu. | Hâfız Hanım, aşçı kadının elinden kaptığı b üs | tan avuç avuç su alıp kızın yüzüne atiyor, e i Iâ, birdenbire aklmı kaybetmiş bisi gibi ? bakınıyor, odalara girip çıkıyor: di — Ne yapmalı! Hekim yok! Hoca yok. N“ bunlar? Doktor Efendi! Doktor Efendi! v cArkası v8?

Bu sayıdan diğer sayfalar: