19 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

19 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Bir Karı Tevkif lâtı şudur: Hamallar Kâhyasını Vuran Genç Isi buçuk ay evvel Yemişte hamai- © lar kâhyas Hüseyini öldürmekten © suçlu hamal Yusufun muhakemesine ağır ceza mahkemesinde başlanmış tır. Mahkemede Yusufa ait evrak o- kunmuş, suçlu hâdiseyi şöyle anlat mıştır: — işten çıkarılmıştım. On ay İşsiz Mahkermelerde Hırsızlık Suçluları Koca Dün Edildiler Çalınan Eşyaların Hemen Hepsi Kendi Evlerinde Bulunmuş Sultanahmet Üçüncü Sulh Ceza mahkemesi, bir karı koca hakkında tevkif kararı vermiştir. Hâdisenin tafsi- dün hırsızlık suçlusu ! Valdehanında kahveci Ahmet, üç gün evvel odasında bir çok eşyanın çalındığını görmüş ve polise malümal vermiştir, Ahmedin çalındığını iddia ettiği eşya arasında 4 halı, bir altın #aat, iki kat elbise ve 700 lira para vardır. Zabıta, yaptığı tahkikat neti. cesinde çalınan eşyaları ayni katta oturan Şükriye ile kocasi Alinin oda- sında bulmuş ve bunları hırsızlık su- çu ile adliyeye vermiştir. Yalnız, kay bolan paralar bulunamamıştır. Suçlular, dün üçüncü ceza mahke- mesinde sorguya çekilmişler, mahke- me, ikisinin de tevkifine karar ver- miştir. Duruşma, şahit Ahmedin ça- gırılması için ayın 1S iine bırakılmış- TOPLANTILAR © DAVETLER e Bebek Bahçesinde Hazırlanan Balo. İstanbul ilkokullar yoksul çocukla- rına yardım birliği Beşiktaş idare ku- rulu tarafından önümüzdeki cumar- tesi akşamı Bebek bahçesinde bir ba- lo tertip edilmiştir. İstanbulun tanın mış sanatkârları da bu baloya iştirak edeceklerdir. Bu arada kıymteli sa- natkâr Zozo Dalmasla sanatkâr ar- kadaşları da eğlencelere iştirak ede- — ——maa | Askerlik işle Hizmetliler Usküdar Askerlik şubesinden: 1 — 332 doğumlu ve bunlarla mu- ameleye tâbi olarak kisa hizmet şe raitini kazanmış ihtiyat subayı yeti- şecek askeri tam ehliyetliler bermu- tat 1, 9, 937 gününde Yedek Subay okulunda bulunmak üzere sevkedile. ceklerdir. 2 — Şubemize bağlı kısa hizmet şeraltini kazanmışlar askeri tam eh- liyetlilerin 25, 8, 987 günü şubede bu- lunarak sevk muhtıralarını almaları lâzımdır. Arkadaşlarından geri kalan lar hakkında kanunun tatbiki zaruri TAN | Hintli Bir Manyatizmacı ve güzel bir kızı Kaçırırken yakalandı , Emir Asdülhamit İsmindeki Bu Adamın Hayatı Hep Böyle Maceralarla Dolu. İmiş. ti, kaldım, İhtiyaç içinde idim. Tekrar x hamallığa alınmam için bir çok defa- lar haberler gönderdim, kendim yal vardım, fakat bütün ricalarımı red- detti, Vaka sabahı Yemiş yolunda kendisile karşılaştık. Beni işe alması için tekrar yalvardım, yakardım. Söz- lerime ehemmiyet vermedi. “Sen da- ba çok sürüneceksin,, dedi, Bu söz ü- zerine kendimi kaybettim. Ne yaptı- ğumi bilmiyorum. Yusuf, şahitlerin ifadelerine karşı bazi itirazlarda bulunmuş cinayet €s- nasında şuurunu kaybettiğini söyle miştir. Mahkeme, gelmiyen şahitlerin çağırılması için başka güne bırakıl muştur. Ikinci Noter Tahliye Edildi Istanbul Ikinci Noterliğinde iki sah o tekârlık tesbit edildiği için başlıyan tahkikat devam etmektedir. Hakkm- da tevkif karârı alınan noter Hasan, dilin tahliye edilmiştir. Tahkikata gay - rimevkuf olarak devam edilecektir. 'Bu hâdisede adı geçen Yani, zabr- tanın sıkı araştırmaları neticesinde dün Osmanbeyde gizlendiği apartı. manda yakalanmıştır Yani, derhal “ adliyeye verilerek tevkif edilmiştir. Bir Cinayet « İzmir, 16 (TAN) — Cumaovası - nm Oğlananası köyünden Nuri, ço- ban Mehmedi karadağ tabancasile © yaralıyarak öldürdü ve katil yaka- landı. söylemiştir. lemiştir, miştir, Makine Hırsızları Adliyede Evvelki gün yakalanan dört kişilik deniz hirsiz şebekesi adliyeye teslim edilmiştir. Şebeke, İzzet, Ahmet, Ze- ki ve Ahmetten mürekkeptir. Son günlerde denizde mavnalarla getiri- len dikiş makinelerini tıkları tesbit edilmiştir. Şebeke efra- dı, ilk zamanlarda her şeyi inkâr et- miş ise de sonradan itirafa mecbur kalmış, makinelerin nereye satlldiğini Haliçteki Sandal Kazasının Tahkikatı | »ivet Direktörlüğü Mustafa ve Ek. Evvelki gün Haliçte Bulat iskelesi | suz hallerinden dolayı açığa çıkar- önünde idare ettiği motörle bir san- | mıştır. dala çarpan kaptan Emin hakkındaki tahkikata devam ediliyor. Emin Ay- vansaraya giderken karşısına motör- Tü bir sandal çıktığını manevra yap- mıya zaman ve fırsat kalmadığını söy Kaza esnasında düşüp çamura sap- lanan gencin Dimitri Zahariyadis ol duğu anlaşılmıştır. Gencin cesedi bü- | Adliye dairesi önünde Ömer adımda tün araştırmalara rağmen bulunâama: | birisi, mahkemeye getirilmekte olan mıştır, Kaptan Emin adliyeye veril- | Süleyman adli bir suçluyu tabanca ile olduğu, i YENİ NEŞRİYAT YARIM AY Zarif renkli bir kâpak içinde çr- kan bu sayıda Bilhassu: Mükerrem Kâmil Su'nun yeni tefrika edilmeğe başlanan (İstranca eteklerinde) ro- manı, Mahmut Yesarinin (Ben ken- di halinde bir kadınımdır) (başlıklı yazıları vardır, ÇATAK KÖYÜNDE BİR GENCİ ÖLDÜRDÜLER İzmir (TAN) — Kiraz nahiyesine bağlı Çatak köyünde, Muhtar Mehme din oğlu Emin, geceliyin uyurken meçhul bir şahıs tarafından atılan 5 kurşunla öldletilmiiştüm. çalarak kaç- Te se Açığa Çıkarılan Polis Memurları Ankara, 18 (TAN) — Ankara »m- rem adlı iki polis memurunu uygun- Mahkemeye Getirilirken Öldürmek İstedi İzmir, 18 (Tan muhabirinden) — mışlardır, Genç G“ hafta içinde Belgralta garip bir hâdise olmuş, Hint li bir manyatizmacı, genç ve güzel bir Çek kızmı kaçırırken yakalan- mıştır. Hâdisenin meraklı tefsilâtı şöyledir: Asyalı tipinde esmer bir adam, yanında kibar bir genç kadın oldu- ğu halde geçen hafta Belgrada gel- miş ve şehrin en lüks oteli *olan “Ekselsior” a İnmiştir. Otel defte- rine yazdığına göre, Bu adam Hin- distanda doğmuştur. Mesleği man- yatizmacılıktır. Ismi de Emir Ab- dülhamit Kandır. Bu iki müşteri o- telin en lüks odalarmdan birine yer leşmişlerdir. oAradan birkaç gün geçtikten sonra hir akşam bu çif- tin bulunduğu odadan feryatlar yük Selmiş, ince bir kadın sesi imdat istemiştir. Bunu duyanlar hemen o odaya koşmuşlar, Hintli manyatiz- macınm genç kadını boğmak üzere olduğunu görerek elinden kurtar- po tevkif edilen Abdülha | mit bütün sorgulara hiç bir ciddi cevap vermemiş, hattâ bir takım delilik ârazı göstermiye yel tenmiştir. Fakat, Yugoslavya zabı tasının yaptığı araştırmalar, bu a- damın - beynelmilel #abıkslılardan biri olduğunu meydana çıkarmıştır. Emir Abdülhamit Kan, şimdiye ka dar büyük maceralar geçirmiş, dün yanın her köşesini dolaşmıştır. Ya- nındaki kızm İsmi, Marla Kratka- dır ve Çekoslovakyalıdır. Manyatiz macmın Pragdan kaçırdığı bu genç kız, Çekoslovakya sefaretehanesi- nin Belgrat polisinin önünde verdi- EEE Yal EÇ eMLEre ui: | bir sürü şeyler anlatmıştır. Maria. | Jarmı nm söylediklerine göre, bu manya- tizmacıya ilk olarak Prağda rastla mıştır. Bir gün sokakta durup du- rürken üzerine fenalık gelmiş, ken. disini âdeta gizli bir kuvvetin esiri zannederek bu esmer adamın arka- smdân sürüklenmiştir. Maria, oan dan itibaren Abdülhamidin takibin den kurtulamadığını gözyaşları ara sında anlatmıştır. Çünkü, manyatiz macının ilk işi kızı babasından iste mek olmuştur. Fakat, bu Yabancı a- dama tabiatile menfi cevap veril. mişlir. Fakat,” Emir Abdülhamit, bir sülük gibi Mariayı takipte de. vam etmiştir. Nhayet, Maria, ken- disile nişanlanmıya mecbur kalmış. beraberce Berlin seyahatine çikmiş lığından: öldürmek istedi, yakalandı. lardır, — Belki eniştesi gile gitmiştir. Malim ya, Hacı Efend bir haftadır, öteki köydedir. Bir defa oraya uğrayın. — Dile kolay dayı! Oteki köy buraya dört saat çeker, — Ne yaparsın ağam? Hükümat işi. Emme, geçen gün habar salmıştı, Buraya gelecek diye. Belki gelir, belki gelmez. Gelse bile akşam gelir. Iramazan oldu- Bundan gayri gündüz çıkmaz sanırım. — Akşama kadar da beklemek olmıyacak, — Sen bilirsin, ben olsam bir defa Hacı Efendi gi- le varırım. Böylece Hacmm çiftliğini, aşağı çiftliği, Yeni De- ğirmeni dolaşa dolaşa tekrar yukarı çiftliğe geldiler. Geldiler, fakat o gün o gece de geçti. Erdenin kay- boluşu iki gece iki gün olmuştu. Jandarmalar Erdeni bulamadıkları gibi Hacıyı da görememişler, varmaz- dan iki saat önce Hacı kasabaya dönmtiş. Ikinci gü- nü akşam üzeri geldiler. Kadı, mebus, meraktan çat- kıyacaklardı. Jandarma çavuşunun yanında huzura gelen süvariler işi anlattılar. Memurlar dışarı çıkar- #en, Hacı Zeynullah odadan girdi. Eve gelir gelmez köpek vakasını duymuş, hemen müderrisin evine koş muştu, Hükümette olduğunu haber alınca, geçmiş ol suna geldi. Erdenin işini bilmiyordu. Evde söyliye- cek kimse yoktu. Yolda da kimse ile görüşememişti, Fakat. kasaba da artık çalkanıyordu. Şimdi gözle, Kaşla soranlardan bir kenara çekip samimi izahat isteyenlere kadar, vergici hepsine bir kubuz atıyor ve © kadar kayıtsız görünüyordu ki hiç kimsenin şüphe- Jenmek aklına bile gelmiyordu. Yalnız vergici aran- dığı haberine karşı sebte bir telâş ve teessür izhar ediyor ve biteviye: — Bir giden olsa da çiftliğe haber versek çocuğun birşeyden haberi yok, belki memurlar yolda kaçak diye bir hakarete kalkışırlar diyerek, jandarmaların a ü Müzel S5 iki günden beri aramadıkları yer kalmadığının far- kında olmadığını göstermiye gayret ediyordu. Ve güya Erdeni sormak için eve gittikçe Hafız Nanma izahat veriyor, ihtiyar kadının yaşla dolan gözlerin- deki ana endişelerini birkaç şaklabanlıkla gidermiye çalışıyordu. Iş bu kadar duyulur duyulmaz, yüzbaşı- win hanımı'da, Hacdlara uğradı ve bir aralik meseleyi bütün tafsilâtile Günerle anasına hikâye etti, Gü- ner dinlerken vücudü zangır zangır titriyordu, Ana- 8( merak etti. Kız, çeneleri vurarak: — Hiç, dedi. Galiba sıtma! Halbuki asabi bir buhran gelmişti. Yüzbaşının ka rısı anladı. Hemen kolonya ile bileklerini uğdu, Eter koklettı ve: — Birşey değil hanım teyze, geçenlerde hasta ol muştu ya. Ondan kalmış, geçer. Gibi tesellilerde bulundu. Fakat ayni zamanda Gü- nerin halinde görülen başkalıktan çok korkup şüp- helendi. Bu buhranın, uzun bir hastalık olabileceği- ni düşündü. O zaman genç kızm kalbinde, Erdenin Ye kuvvetli ve ne mukaddes bir yeri olduğuna İnandı. Kızı anasının yardımile soyarak yatırdılar, Babusi #orarsa böyle vakit vakit rahatsızlık geldiğini söyle- miye karar verdiler, Hacı ise, bunları, sormadan di- şarıya çıkmış, soluğu müderrisin evinde, oradan da hükümet konağında almıştı. İçeriye girdikten beş dakika sonra herşeyi öğrendi. Fakat bir türlü düşü- nemiyordu, gakakları hafifçe ağrımaya başladı. Ku- lakarmda belirsiz bir uğultu peyda olmuştu. Bir, di- vanı harpten çağırıldığını, bir, yazılan kâğıtları, tel- grafları aklına getiriyor, bir de zamanın nezaketini nazarıdikkate alıyor, derhal içinde yumruk gibi bir şey boğazına dayatıp kalıyordu. Velev, Wemadan, kerem ve serdi görmüşlerden olsun, lâkin divanı harp kelimesinin alt tarafında üç ayaklı bir sehpa İle, sağlamca bir çamaşır ipi tahayyül etmekten ken dini alamıyordu. Şimdiye kadar iştilen divan! harp- lerin hemen hepsinde daima böyle kereste ve kene- vir ticarelile müşterek çalışan soyundan idi. Şimdi Erden de oraya gönderilmek üzere aranıyordu. Me- bus Hacının çehresindeki kırışıklıklardan, gözleri- nin dalmasından bü havadise pek o kadar memnun olmadığını hissetti. Hacıyı keyfinden duramıyacak zannederken, bu halde görmesi hayretini çoğalttı. Fa kat birşey söylemek, sormak istemiyordu. Belki hal- ka böyle görünmesi daha muvafıktı. Kadının “şimdi ne yapacağız?” gibi bir sual sorması Üzerine: — Yapılacak ne var? Bulunması muhtemel olan ve olmıyan yerlerin kâffesinde arattınız bulunmadı. Malümatı olanlardan sordunuz, kaçamakiı olduğu â- şikâr olan müphem cevaplar aldınız. Bugün üç gün- dür ki bir sırrişte elde edilemedi, Çiftlikte yok, de- Tekrar ailesine iade edilen güzel Maria akat, bu müziç hişanlı, tren de de genç kızım vücüdüne birtakım iğneler batırarak eziyete | kalkışmıştır. Berlinden sonra daha birçok şehirleri beraberce dolaşmış lar, nihayet Belgrada gelmişlerdir. Marla bütün gayret ve çalışmaları. na rağmen kendini adamdan kurtaramamış, bir türlü sıvışıp kaçamamıştır. Abdülhamidin bavulunda birçok güzel genç kız ve kadın fotoğrafla- rı bulunmuştur. Marianm Anlattı- ğma göre, Emir Abdulhamit bir de fasmda da kendisini yere yatırmış, oymuş, kendisi de üzerine çıkarak işkence yapmıştır. Abdülhamit, şimdi mevkuf bulün maktadır. Genç kız, zabtta nezareti altında Praga gönderilmiş; ailesine teslim edilmiştir. İlkokul Çocuklarma Yardım Birliğinde Şehremini Halkevi Istanbul İlkokul | Çocuklarına Yardım Birliği Başkan- Birliğimize bağlı olan Koca Musta- fapaşada 28 ve 29 uncu okulların hi- maye heyeti başkanlığı çetrelerinde sünnet yaptırmak istediklerinden İs- tekli ailelerin her gün kadar Halkevi binasma ve Koca Mus. tafapaşa Semt ocağına müracaatle çocuklarını kaydettirmeleri, 19-8. 937 © 1530 pin TELİ ai) vii da dans” a pa (ön ayarı. 2118 Geri Günlün programı — si. 1250 Havadis. 1805 “8 plâk neşriyatı, 14,00 Sone? ! ş si. 19,30 Spor sahabe ye Şefik tarafından, 20,00 za tarafmdan arapça İİ Safiye ve arkadaşları Ajans ve börsa hâbörlefi si gilnün programı, 23.00 i b... , Günün prozram özü SENFONİLER te). 21.25 Bükreş: Senfonik ser (Mottara'nın idaresi” Milâno, Flornns: Senfon'i e * korsakov, Frank, Spraogi i Strauss), / HAFIF KONSERLER 7,10 Berlin kısa dalgasi musiki. 8,15: Devamı, 920 * kısa dalgası: Piâk musikisi Berlin kisa dalgası: KIĞS$, İ dansları ve şarkıları. 10 B i sa dalgası: Eğlenceli koma 4 Paris kısa dalgası: Pik ç erlin kısa ge . 13,10 Bükreş | M5 Paris kısa dalgasi: 15: Keza, 15,15 Berlin KS” #ı: Şiirler ve musiki parçalı, Roma kısa dalgası: Hafif ki. 1945 Berlin kısa delgi y lenceti musiki, 2050 Pari, gi dalgası: Plâk musikisi, 23) $ te: Hafif musikisi konseri “xi şova: Karışık konser, 21.4 H, Bari: Karışık musiki gg Prag kisa dalgası: Orkesir$ Boz, Russel,), 23 Peşte: ÇİP sikisi. 23.05 Prag kısa dali fif musikisi, 23,15 Roma: tra, org, 23,20 Viyana: kestraser © OPERALAR, OPERENLER | 16,90 Paris kısa dalyası: Üye, baeh'ın “Fener altmda isimli opereti. 16,20: Roma rası. 1635 Roma; Talyan, larmdan mürekkep sena, pozisyon. 22 ilâno — To Floransa: Yi birer perdelik piyesi, 22,15 Nis: Verdi vii thello,, operası. RESİTALLER 12 Berlin kısa dalgası; yili ve piyano musikisi, 1730 vi. " kısa dalkası: Piyano mus e, Peşte! Piyano resitali kisa dalgası: Hilde Kreme çi söylüyor, 20.25 Bükreş: | mun plâklarmdan solist Mig, Viyolonsel, 19 Bükreş: pâk Ça 22,05 Prag kısa dalgası: le di tali, 22,30 Berlin kısa delgi” yy öistler garkı söylüyorlar. 2, ale gova: Piyano resitali 4 Paradisi, Brahms, Debussyk ağ Arti bu esrarengiz iiden bese)“ MükmElir 19,30 Roma kısa dalgssr ça, Türkce ve Rumca musik sözlü program. ğirmende yok, kasabada yok.... O halde firar eti mektir! — PFirarı şiddeti müstelzimdir. * Diyen Kadı, memnuniyetinden duramıyordü. ii ger firart tahakkuk ederse, bilfii ihaneti vat... damgasmı Erdenin alnıma yapıştıracaktı. Ha tirazla söze karıştı: # — Sarota adam saldıniz mi? a” Bunu demekle, firar etmiş olmamasını kalb ağ zu settiği anlaşılıyordu, Mebus derhel elini vurdu; Z il — Gördün mü bizi! Nah! Hiç te aklımıza ge, Varol Hacı Rfendi! Evet mutlaka Sarota, aşiret ne gitmiştir. Ve firar etse de, ki bence ettiği mü w ğ kaktlır, yine oraya gider. Malümdur ki Yörükler? dince onu dünyanm öbür ucuna kadar aşınır kimsenin haberi bile olmaz. ğ gf Erdenin talihi gittikçe açılıyordu, Sarota M€ gönderilmesine karar verildi. Halbuki gidip sizi bir günden aşağı kabil değildi. Jandarma bu £*” Y $a bile ancak yarın öğleden sonra dönebilir. ye tekim öyle oldu. Fakat bu defa hizmetten dön“ gör den ilç süvari daha ilâve edilerek beş jandarm3 derildi, yy“ Sarota çıktıkları vekit, bütün obada bir ha zarfmda mesele anlaşıldı. Gülbektim jandâ yanına çağırdı. Işin esasını. sordu, Jandarnsi hepsi yerli idi. Gülbekümün kim olduğunu peki a lirlerdi.. Elbette bir gün, belki muharebe et”... terhis olunmaları muhtemeldi. Onun için gandafi. Uktan ziyade. kendi şahısların: düşünerek Ko0' yorlardı, İçlerinden aklı en çok eren bir süvari verdi; emi — Bilem divanı harbiyesine gönderecekle”” Devlete hamlik mi etmiş, ne etmiş. ğ le (arkası v8) z

Bu sayıdan diğer sayfalar: