1 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

1 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| TA m Radyoda Avukat Mug lim ve fen adamlarınm şânâ“ İ te düşkünlükleri, hakikat dün smin dar çerçevesinden daha geniş ufuklarda dolaşmak İ8- tyakının ifadesidir. İlim ve fen, bi- zi çırılçıplak hakikatlerle karşılaş- tırır, Ve bu çırılçıplak hakikatler, gerçi bize yeni yollar açar, yeni ışık lar doğurur, fakat ruhumuzu ğ0- Yurmaz, Ruhu, ancak “idesi” ku- €aklar ve besler. Ideal ise, hiç bir vakit, hakikat maddiyetile karşımı- za dikilemiyecek, sonsuz ufukların daha ötesinde, ve daima daha öte- #inde kalarak bizi kendisine çeke- cek, görünmiyen, fakat hissedilen, arlaşılmıyan, fakat gezilen varkk- tr! 821 insanların, hakikatle kar B Şılaşa karşılaşsa yürekleri kalılaşır ve his kaynakları kurur. Hakikatle karşılaşmak daha beska insanların kalbini ve rubunu bir his çağlayanı haline getirir ve bu çağlayan kendine bir mahreç arar. Sanat, bu o çağlayanın İfa“ de edilişidir. Ifadenin gekli kabili. yet ve istidada bağlıdır. Kimi #az- İa, kimi sesle, kimi renkle, kimi mer inerle, daha başkası, daha baska bir Yasıtayla bu hisei ifadeye ve tatmi a li avukat artis. #i ise kalbinde coşan bu çağlayan Madesini musikide bulmuştur. Yukatlık ta doktorluk gibi dnima hayatın hakiki hâ- diselerile, hakiki iztıraplerile karşı işan, bir-meslektir. Avuaktlık üs- ik hayatın ihtiraslarile de karşı Yaşmıya ve uğraşmıya mecburdur. Bu ihtirasları her biri en büyük haksızlığı, kendine mahsus bir man tukla “hak” göstermenin yolunu bu Yur, hattâ bu haksızlığı başkalarını gaşırtacak müeyyideleri ve delille- Ti de öne #tirer, Kimi gözyaşlarına sığmarak, kimi hayatta uğradığı ta Mihsizlikleri yana yakıla anlatarak, kimi dnha başka çarelere başvura- rak ibtiraslarımı"hak"diye müdafaa €der ve avukatmı kandırmak ister. Avukat, hayatın bu acı tecellileri, İhtirasm bu zehirli tecavlizleri ile Ynlicadele etmek ve yenmek iztira- rındadır. Bu mücadele ve mübarezenin ver diği yorgunluğu tasavvur ederseniz. bütün bu hak ve haksızlık alinın- dan sıyrılarak ve başka bir âleme kavuşarak huzuru orada aramak lâ ım geldiğini tekdir edersiniz. Bu huzur Alemi, sanatin ufukla- rında yaşar. Ve avukat Rifat Bay- bars bu âleme kavuşarak teselliyi musikinin kanatlarında aramış ve bulmuştur. Kendisi galiba İlim ile sanati biribirinden ayırt etmiye ali- şan muhitin tesirinden kurtulama- dığı, Yahut ilim ie sanatin ikizliği- ni anlıyamıyanlarla da arasında bir “dava” acmak istemediği için müstear bir ad kullanıyor, Biz de onun bU #rzasuna ancak saygı güs- terebiliriz, B Hes, ay Rifat Bavbars, mikrofo- nun önünde mevki alan ar- rin en Kibar sirnalarmdan bi- ridir, Alnmda zekâ, gözlerinde has- sasiyet parlar, Mikrofon gerri ya- man bir hâkimdir. fakat Rifatm mikrofon o karşısındaki © duru- & avukat tavrı (o sez Çünkü O avukattığını unutmuş, avukat. Lik dünvasndan tarmnmile uzaklaş» ms, ve bi! dientile, bütün haz 7'e ve bütün zevkle sanatin kuca- ğına ati Okuvusunda bilgi arlammm ve- karı ve ciddiyeti ve hisli, içti fnsa- nm inceliği ve rikkati vardır. Oku- duğu eserleri Kina, nezahet, kıs- kaneliğivle sectiği besbe'lidir. Arkadaslarınm , ikisinden, yani tanbur üstadı Refik ile kemençe üs tadı Fahireden, bahsetmiştim. Bu a e ba İle a, İğ di Öğ eze öl diği 5 nba GüN gü annıi par. Çilnkü sanatin verdiği istiğ. rak, bütün mevcudiyetini kaplamış ve kendisini esirileştirmiştir. Fakat Sadiyi görünce refikası Ef talyayı, Istanbul halkınm perestiş “dercesine sevdiği bu unutulmaz mu e PAN arş Enniyeyi hatırla. YAZAN: Ömer Rıza Doğrul 4 mamak mümkün Ş mü? Son aylar £ & çinde tehlikeli bir ) hastalık geçirenBa PRP yon Eftalya, tü. Sanatkâr üstat kemani Sadi iki sanat şahikasma karşı daha ev vel söylediklerimi tekrarlamak 86 zinden sakınmak için heyetin diğer bir simasma geçiyorum: Meşhur ke man üstadı Sadi! linde saza hülimiyeti bakı- mından sanat sanadidi a- rasında olduğu muhakkaktır. Ve kendisi, sanatin muvaffak erlerin- den biridir. Çalıştığı zaman bu âlem le bağını kesmiş gibi bütün dikka- kenmez bir hazine olan hayatiyeti ve samimi bir dost vefakârlığı ile ken dişinden ayrılmıyan gençliği saye- sinde tehilkeyi atlatmış ve âfiyete kavuşmuştur, Şimdi nekahat devre sindedir. Bu nekahet devresinden Sonra onu yeni bir doğuş İnşirahile yine sanat âleminde görmeyi uma- Tiz. e avukat artisti de doktor artisti gibi sana- te hürmet telkin eden bir şahsi- yettir. Radyo yıldızlarımız ara- sında böyle ilim ve fen adamlarmın bulunması, sanati seven, fakat, bir takım göreneklerin tesiri altında sanati ifşa edemiyen kabiliyetleri teşvik edecek bir harekettir, Gerçi avukat artistin müstear bir ad kul lanmasi belki genç kabiliyetlerden bir kısmını ürkütür, fakat avuka- tm admi saklamakta yerden göğe kadar hakkı vardır. Yoksa bizim sa nat mabedimiz olan radyo istasyo- nuna kadar onu takip edecek dava lar bulunduğu muhakkaktır, Avu- kat artistin müstear isim kulanma Si sanat nama bir feragat ve onun namma bir tecerrüt ifedesidir ve ikisi de tebeile değer. Ustada en sürekli muvaffakıyet ler dilerken musikimizin ancak böy- le yüksek elemanlarla ve sanati sa Ürü ve varlığını sazı uzerindr tepe” nat için yapalı şahsiyettertefleri” lar.. Ve maddi bir insan olmaktan © liyeceğine inandığımı da söylemek ziyade esiri bir varlık gibi gözeçar. e isterim, M ii mey Gizli Sevda ar .. B KAM aş Yüzünden ura , i mek tm | Br Ginaet 30 uncu dakikada tesadüfi ola- rak yaptığımız akınların birisini tekrarlıyabildik. Tam çizgi Üstün. de Bülende favi yaptılar. Fikretin gok güzel çektiği frikik direği sı. yırarak avut oldu. N Oyunun son dakikaları yine Ma- carların üstünlüğü altında devam ediyorsa da bu işin üstadı olan y- yuncular kendilerini biç sıkmıyor. lar ve 2-0 lk galibiyetle iktifa etmişler gibi artık fazlasını iste- miyorlardı. 4 37 nci dakikada kâle önünden bir türlü ( uzaklaştıramındığımız topu sağaçıkları şöle bir şütle ka- leye gönderdi, Gihadın pefis bir plonjonu ile bu tehlikeyi atlattık. Üçüncü Macar golü 40 imei ada soldan yaptık- ları bir hücumda açığın nefis bir ortasını sağiç kafa ile Cihad kt- pırdamasına meydan vermiyerek köşeden üçüncü defa ağlara taktı. Müsabaka bu şekil değişmeden 30 Macarların galebesile hetice- dendi. Nasıl oynadılar? üzcar takımı urmumiyet itibarile muvaffak oldu. İçlerinde sağ açık, | merkez muhacim, sağ baf temayüz | ettiler, Rahlat ve kolaylıkla bir ga- lebe kazandılar. Havadan ve yer - den topa hükimiyetleri çok fazla. Topu ayaklarında durdurmadan oy namaları ve bundu muvaffak ol - lerdir. İstanbul muhteliti en bozuk o- İ yanlarından birini çıkardı. Takım teşkilinde büyük bir isabetsizlik İ Yardı, Yapılan iki hazırlık maçm- | da muvaffakıyet gösteren Vefalı Muhteşemi takıma almamak bizce büylik hatadır. Muhacim hattmm Üç ortasınm kale önünde topa se- yirci kalmaları şeref sayısı bile yap mamıza mâni olmuştur. Evvelki gece Feriköyünde kanlı bir bâdise olmuş, gizli sevda çeken bir adam sevdiği kadınm kocasını ağır surette yaralamıştır. Hâdisenin taf- silâtı şudur: Eski komiser muavinlerinden 15 mail isminde biri, yanında Müyeser isminde bir kadın ve bir de dostların dan Faik olduğu halde evvelki akşam bir rakı eofrası kurmuş, hep eğlenceye başlamışlardır. Gece #sat on bir raddelerinde Müyesser için İZ Wi sevda çekmekte olan Romanyalı İs mail Hakkı isminde biri, yanına Deli Remzi isminde bir tanıdığını Sim$, Ismailin kapısını çalmış ve içeri St rerek hiç yoktan kavga çıkarmıştır. Kavga büyümüş Romanyalı Ismail Hakkınm arkadaşı Deli Remzi ey #8 hibi Ismaili bıçdkla kornmdan ağir Surette yaralamıştır. Ismail Şiş 60- cuk hastanesine kaldırılarak tedavi altına almış, Deli Remzi de yaksla- narak adiiyeye verilmiştir. ik Hırsız Bir Çocuk Faruk isminde biri Usküdarda Meh meet İsminde bir kahvee'nin 70 bra- #inr çalarak savuşmuş, fakat biraz sonra paralarla birlikte yakalanmığ- tar. ——— Metresini Yaraladı Kadıköyde oturan Nimet isminde bir hamal kıskançlık yüzünden çıkan | kavga neticesinde metresi Safiyeyi bıçakla kolundan yaralamıştır. iye e Kaynanasını Dövmüş! Dün, Makbule isminde bir kadın, kaynanası Ayşeyi dövmekle suçlu olarak elirmü meşhut mahkemesine getirilmiş ve suçu sabit görülerek iki gün hapse ve 25 lira para cezt sma mahküm edilmiştir. | Şu Garip Dünyada Neler Var? 38 Çocuklu Baba Almanyada Agust Tile adında bi- ri dünyanm en çok çocuklu babası- dır.'Çünkü sağ olarak 38 çocuğu var- dır. Valsrod kasabasından olan bu Alman 64 yaşındadır ve üç defa ev- lenmiştir. . Balık karnında elmas Bugünlerde Almanyada Visteval teradorf'da bir Alman, bir bakkaldan tuzlu bir balık almıştır. Balığı temiz. ledikten sonra yerken Içinde kıymet- ii bir olmas bulmuştur. . Ana, hız talebe! Avustralyada Melburm şehrinde Bayan Skalioni sâmda bir kadın şeh- rin bir ilkmektebinde küçük kıziyle beraber okursaktadır. Bayan Skalio- ni, ömrünün çoğunu çölde geçirdiği için cahil kalmıştır. Kadmcağız cahil likten kurtulmak için, yaşımın ilerile mesine rağmen şimdi küçük kızile mektebe gitmektedir. . Et yerine para Amerikada Mineapolis şehrinde ka saplik yapan bir kadın tam dülkkân:- nı kapıyacağı bir sırada bir müşteri gelerek et almak istemiştir. Kadın a- celedeti, müşteriye tarttığı et paketi yerine, diğer bir pakette bulunan 2000 doları vermiştir. Hatuncağız müşteriye verdiği bu dolar paketini ise bankaya götürmek için hazırlamış ti. amm Hint Şairi Tagor Çok Ağır Hasta Meşhur Kit edip ve şa'rı Tağoru her halde tanıyorsunuz. Nobel mü - kâfatı kazanan, bir ara Istanbula gel miş olan Hint şairi son zaranlarda | ağır hasta yatmaktadır. Gerçi doktor | lar, Tagorun sıhhati hakkında endişe elmiyorlar, fakat son derece ihti- mainla tedaviye ihtiyaç gösterdiğini de saklıyamıyorlar, Gölcükte Hükümet Konağı İzmit, 31 (Hususi) — Gölcükte ye- ni yapılacak olan hilkümet konağının temelatma merasimi bugün yapıldı. — — Bigada Tayinler Biga, (TAN) — Inhisarlar idaresi muhakemat memuru Hilmi Marti Ça- nakkale Inhisarlar idaresi muhake- mat memurluğuna, Balıkesir Inhisar lar İdaresi ziraat memur muavini Fey zi Özemre Biga inhisarlar idaresi 7i- raat memur muavinliğine, Biga inhi- sarlar idaresi ziraat memuru Şevket Okutay Balıkesir inhisarlar idaresi ziraat memur muavinliğine, Biga or- İn okul mezunlarından Şükrü Olga, Biga hususi muhasebe arazi varidat memurluğuna tayin edilmişlerdir. ——— Bulgar Hükümdarları Paris, 31 (TAN) — Mütenekkiren seyahat etmekte olan Bulgar Kral ve Kraliçesi bugün buraya geldiler ve akşama doğru Londraya hareket et- tiler, yg YY İL ağ Madrid'de geçit resmi yapan hükümet askerleri Franco'cular Mal, Morlar da Can Kaygusuna Düşüyor Nevyorktan : ulunduğum pansiyonda iki Ispanyol mültecisi için yer hazırlanıyordu. Onem Hampshire dağının bir köşesinde yalnız kolej mezunlarına mahsus olan pansiyn halkı heyecan içerisinde, harp içi den kaçıp gelen iki genç kızı bekli- yordu. Onlar gelmeden bir gin ev- ve), civarın zengin halkına bir çay verildi. Kızların pansiyondaki mas- raflarına tekabül etmek üzere bü. tün misafirlerin bir teberrüde bulut maları rica edildi. Ateşten kurtulan insanlardan para almak elbette doğ ru değildi. Ben de hayalen onler: karşılı yordum: “Otomobil kapının önün de duruyor, Içinden basit, sade, hattâ eskice ve pejmürde kiyafet. li, yüzlerinde mücadelenin bütün tarihi ve yorgunluğu okunan, iki kiz otomuobildeniniyor, Yaralarını deş, miyelim diye sun) çekini yoruz. İspanyanın ı.atemi' eğlen ce ve Istirahât köşesine de sinmiş gibi ilâh...” Ve bir gün nihayet ha kitakten otomobil kapıya dayandı. Fakat içinden Amerikada yazın kr yerlerinde ender tesadüf edilen iti nali ve şık kıyafetli iki genç kız çikti, Saçları, en iyi berberlerin e- linden çıkmış, tırnakları Ispanyada ölen gençlerin kanlarının rehgin- de... Yüzlerinde üzüntü ve felâke- tin verdiği ağır başlılık ifadesi ye- rine Transatlantikteki güneş banyo larmın yanık, bakır rengi ve arka- #ıni büyük malikânelere ve para sü tunlarına dayamış insanların rahat lığı var, Hangi taraf'ın olduklarını sormıya lüzum yok... Apaçık. ? kinci akşam milli kıyafetle- I ini giydiler. Dansettiler, ar monik çaldılar, halk şarkıları söy- lediler. Durmadan avdan, tenis oy- namaktan, yüzmekten, eğlenceden bahseden ve gelecek sene Amerika da kimya okumayı düşünen bu iki Ispanyol asilzadesile Ispanyadan konuşmak hiç te tehlikeli değildi. Parayn, üzüntüye ya kanıksamışlar dı, yahut ta barut kokuları onların malikânelerinin duvarların: ve kilo metre'woe arazilerin aşıp onları bulamamıştı. “Beynelmilel dahili bir harp !*- risindeyiz, diyorlar. Başlangıçta bi fona gidiyorduk. ” O bereket vesrin Almanlarla, Italyanlara.. On lar imdadımıza yetişti, Bugün 80- kaklarda Ispanyoldan çok Alman, Italyan var. Karşı tarafa da Fran. sa ile Rusya yardım ediyor. Ve bu dutta bizden çok onler çarpışıyor. arp yalnız milleti değil, aile- leri de ikiye böldü. Babalar evlâtlarına, kardeşler biribirlerine ıd oldular, Sınırlarda evlâtlar ba- balarma, kardeşler, kardeşlerine a» teş ediyorlar. Çok sıkmtılı günler geçirdik. Fakat şimdi idare çok iyi. çok sıkı, Giden gelen mektuplar hep sanslir ediliyor. Giren çıkan kitap lar kontrole tâbi.. Yalnız bir şey pek uza gitmiyor, denize gir Franco tarafında harbeden bir Faslı tip mek için kollu ve uzu: lanmak mecburiyeti. Çok sıkıntılı günler geçirdik. Halk çok açlık çekti, Fakat Fran ko hepsini düzeltti, Şimdi şurada burada kırk tane umumi aş evleri var , Karşı taraf açlıktan kırılıyor, Fasulye yemekten canları çıkıyor. Zaten o taraftakiler hep aşa? *a bakadan insanlar. Çapulculuğa, in- san öldürmiye alışmış sınıf. Yaşa. malarından ise ölmeleri daha iyi. Bütün İspanyanm bayağı halk: o ta rafta. Bütün zengin ve tanınmış halkı bizim tarafta... D emokrasi âşığı Amerikalı s9 ruyor: — Peki, sizin gibi okumuş bir kın niçin demokrasiyi müdafaa etmiyor da faşizme taraftar oluyor?. Demokrasi.. diyor. Tekrar duda- Eını büküyor. Haklarmı kullanma sın: bilmiyen bir halka demokrasi ve yapabilir? Sonra biz bugünkü va ziyet karşısında faşlam yahut ko. münizmden birini seçmek merhuri yetindeyiz. Komünizmi seç ? gün bütün malimiz, mülkümüz slk. mizden gidecek. Amerikalı kadın sözü biraz değiş brmek, meselenin bir başka saf- hasına temas etmek istedi ve; — Morları getirtiğiniz çok fena oldu. Çünkü... demesine kalmadı, 18 pavyalı asilzade hemen sözü onun ağzından aldı; — Bilâkis çok iyi oldu. Çünkü on lar ön safta. Ispanyalılar öle“ *i. ne onlar ölüyor, bizim kurtuluyor, — Peki morlar bu ölüm muksbi- linde ne kazanacaklar”, — Ne demek ne kazanacaKlar?, Onlar zaten harbetmekten başka birşey bilmezler. İşlerini ye: **- lar, o kadar. Akşam Ispanya mülteciler rf. raya bellerinde derisi barikulâde Büzel kemerlerle geldiler. Yemek. ten sonra herkes straflarmı slarak ayo kul- vat bu enfes bel kemerleri yakından gör mek istediler. Genç Faşist künya. gerler. vine dudaklarını bükere» * —Bu kemerleri morlar yapıyor. tar, dediler. a

Bu sayıdan diğer sayfalar: