16 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

16 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

A 16.10.0817 » TAN -İ Sündelik Gazete BAŞMUHARRIRI ir Ahmet Emin YALMAN HAN hedefi: Haberde, *de, her şeyde temiz, dü: ai samimi olmak, kariin 2 1 tesi olmıya calısmaktı ap... gi | GÜNÜN MESELELERİ Simdi de Liselilerin Dergi hi Universitelilerin değil, ise inin de şikâyeti var, ham dertlerini ya ekilde bul. m — 56 ders yılında liselerin ©- yat sınıflarından felsefe ve ıçtima- İş, dersleri kaldırıldı. Fakat 936 — İş ders yılımda on birinci smıfları Tale NE mantık ve ilâh.) derslerinden , iç kkep yeni bir ders grupu veril ii dersler beş kitapta 1500 sayfa- A yer tutar, Hocalar dersle bitirmek için birçok bahisleri ebüren sathi geçtiler, Fakat tale- vin tam imtihan verimlerini istedi- kim iy olgunluk imtihanlarında mu - Mak olamadılar. a darit Vekâleti geçen seneye kar az “İgunluk imtihanlarında bir grup İmkânmı vermişti, Bu sene bu da kaldırdı. v Netice su oldu kiz Liselerden çıkan * bir grup dersten kalın yüzlerce lehe asıkta kaldı. Bunlar Üniversi- 98 giremediler. Sokaklarda dolaşı- Vörlar, ani bu gençler geçen tı, Müarifin talebeye verdi ip Wi sene kendilerine de verilme. otur. Bu meselenin bizde her sene Müksetmesi, bu işin sağlam bir esasa ağlanmadığınn en İyİ bir delilidir. Vekâletinin bu sene artık meselesine kati bir netice Maariş tihan, e İni almıştır. Yugoslavyada Hindi Paristedir. Fransa ile dostluk e ini beş sene için tazeliyerek işden imza etmişlerdir. Oradan da Kİltereye gidecektir. Stoyadinoviçin bu seyahati çok ihimdir. Çünkü Yugoslavya, Kü- © İtilâf devletleri içinde Almanya * İtalya ile en ziyade dost olan dev- iy tir. Harici siyasetinde bu iki mem- | çetin hoşuna gidecek surette değil. ti bile, onları retcide etmiyecek tarz- ğ hareket etmektedir. Onan bu ha- geti Küçük Itilâfa ve Fransız dost. Mürmiiştir, ş kuvvetlendirmek ihtiyacile yeniden tansa ve Ingiltere ile dostluk rabi- Mamafih “e Basvekilinin sözüne İnanıyor, Mi İmza, we dlişman siyaset takip eden iki ayni derecede dost görün- ; her ikisini de memnun etmemek ektir Onun için Yugoskavyanm tin — Roma mihverinden kurtul. “AŞ olduğunu kabul etmiyorlar, te Ugoslavyanın vaziyeti bu halım- h,,, , Polonyanm vaziyetine benzer. taa, İkisi de bir taraftan Almanya ve “ny, yolonya Yosi, Mivereğine kanldirter. M. Zekeriya beye (felsefe, içtimalyat, ruh! » İki sınıfın dersini bir sınıfta top | ak Yüzünden talebenin mühim bir| Muvaffak olamıyan talebeye, mi-| 4, 48 tekrar imtihana girmek sarti », Üniversiteye namzet olarak de- ' İY ba ni ty br” ae m bir şekil bulması bir zaruret Yugoslavya Başvekili Stoyadinoviç | karşı olan bağını şüpheye dü! Bu defa Başvekil, dahilde gördüğü | muhalefet yüzünden mevkii- | yn tazelemiye mecbur olmuştur. | Fransız gazeteleri Yuzos- | ettiğini söylüyorlar. Biribi-| Harekât devam edesken.. a Bir subay emir alıyor Yağmur Ankarada da Yağıyor a güler yüz gösteriyor, üte| Ankara 15 (Tan muhabirinden) — da Fransaya bağlılıkların- | Uç Künderberi şehrimizde tam imâ- dn bahsediyorlar. Bir ihtilâf ve bir nasile kış hüküm sürmekte ve her. harbi vukuunda Fransızlar gün yağınır yağmakladır. Bugün 9 Ya nekadar güvenemezlerse, | da başlıyan yağmur gec yaya dn o derece gRüÜveme-| gar giddetini kaybetmemiştir. Yağ- yarısına ka murun şiddeti yüzünden dağ mahal- lelerinde birçok evler yıkılmıştır. I İstihkâm kıtaatı icap eden bir TAN manevralarında büyük kumandanlarımız vazife başında Dün yapılan geçit resminden sonra, Ege manevraları da tam bir muvaffakıyet ve büyük bir mükemmeliyetle bitmiş oldu. Kahra- man Türk ordusu bunda da, Trakya manevralarında olduğu gibi, yüksek kudretini göstermiştir. Bu münasebetle, geçen Trakya manevralarında dostumuz ve müttefikimiz Yugoslavya adına bulunan Saray Mareşalı Çolak - Antiç, intiba ve ihtisaslarını uzun ve etraflı bir makale halinde Belgrad'da çıkan Vreme ga- zatesinde neşretmiştir. Bu makalenin son kısımlarını alıyoruz. AtatürkTürki 17 1 - a 16 #kr “ GÖPÜŞLEP ÜNİVERSİTEDE KEMİYET Mİ? KEYFİYET Mİ? Üniversitede imtihandan dönen ta- lebe meselesi günün, dahil nizlirn meselelerinden biri olmuştur. Çünkü, bizim gibi fakir bir menilekette yük. sek tahsil yapmak için büyük mah- rumiyetlere katlanan bir gençliği, in safsızca döken, binlerle genci tahsil. den mahrum bırakan bir müesseseye karşı ne gençlik, ne gazeteler, ne de memleket Hikayt kalamaz. Içindeki talebenin mühim bir kıs. mını bir daha Üniversiteye dönemiye- cek veya daha birçok senelerini kay- bettirecek bu İmtihan dökümü, için- de birçok meseleler saklıyor. Kimi, liseler zayıf talebe yetiştiri. yor, bu sebeple bu talebeler Üniver. sitenin dolgun programmı takip e- demedikleri için dökülüyorlar, diyor, Kimi, Universite talebesi, fakir a. ile çocuklarıdır, bir taraftan işle, bir taraftan dersle meşgul oldukları için muvaffak olamıyorlar, diyor, Kimi, profesörler lisan | bilmediği için, talebenin bilgisi tercilme kana. J © lile ölçülüyor, bu sebeple | talebenin liyakati anlaşılamıyor, diyor, esi Kimi, üssümizanm yüksekliğinden bahsediyor, ş sebeplerin hepsi doğru olabilir. $ o Liseler yüksek talebe yetiştirmiyor. I F USI e $a, bugün programı Avrupa ayarm- da bir Üniversitenin zamanı gelme u ğ e miş demektir. Ya, liseler Üniversite ftihar Edebilir ye ordusu teşkilâtı Büyük Harpten alınan tecrübelere istinat etmektedir. Heyeti umumiye itibarile üç kısma ayrılan kıtaat harekâ- tın bütün şartlarına tevafuk eden. bir tarzda çalışmışlar- <s. Bütün Erkânı harbiyelerin teş- kilâtı asri yükseklikte bulunup fa- âliyetleri tam münasile muntazam ve mükemmeldir. Kumandan Heyeti seçilmiş ve muktedir şahıslardan terekküp et- mektedir ve bunlar mücadele Va- ziyetlerini idare edebilmek Jiyake i göstermiştir, Efrat cüzütamların talim ve gayet sağlam esasa edilmiştir, ordusunun ku- inde ve efradında bunların Şimdiki Tür mandan bilhassa göze çarpan ve mümeyyiz vasıflarını teşkil eden cihet “askeri inzibat,, tır. Türk askeri; ciddi, vazifesini bihakkın müdrik, mahviyetkâr, g& yet inzibatlı ve mafevkine fevkalâ" de muti bir askerdir. Türk askeri vaz'fesini son derece ciddi surette telâkki etmektedir. Ordunun intizamı her husust& in ahyalde mükemmeldir. zlitamlarla efradn o vaziyeti bilcümle ahvalde fevkalâde iyidir. K eşif, mücadele ve bombardı- man tayyareleri munta- zam, mahviyetkârane ve kara Kr tantile anlaşaraktan vazifelerini İfa etmişlerdir. Piyade gayet İyi talim ve terbiye ye malik olduğunu, hassaten ha vadan görünmiye karşı müdafat ile emrine tâbi ateşli mevaddın i#* timalinde mükemmel bir talim ve terbiyeye sahip olduğunu ispat ot miştir. i Süvari gayet iyi teçhiz edilmiş olup asri yükseklikte bulunuyor. Topçu teknik ve taktik bakım- mundan gayet iyi talim ve terbiye görmüştür, Atışta bütün asri usul ve harekâtı tatbik etmektedir. tarzda istimal edilmiştir. Teknik mirezeler pek iyi çalıştılar. Ordunun motörleşmesi kısmen icra edilmistir. Manevra vazifele- rinin ifasmda usul dairesinde ça- ışılıp vakit ve zama) lere yetisilmiş, bozukluk ve && cikme vuku bulmamıştır, Ordunun teçhizatı fevkalâde 48- rİ olup modern harp idaresine t8- mamen tevafuk etmektedir. Bu hu 2 ; Yazan: Mareşal Hi İ Çolak - Amtiç £ ale Topçularımız.. susta Türkiye ordusu cihanm en müterakki orduları arasnda bulu- BUP teçhizatın ikmal ve itmamın- na çalışmakta devam ediyor. Askeri hazırlık tam ve noksan- sızdır. Her askerin yanmda güneş ve kuma karşı kullanılmak için göz- lük vardır, Hayvanatın miktar ve vaziyeti bütün mânesile memnuniyetbahş- tir. Topçu araba ve beygirleri bi- rini sınıf cinstendir, Süvari bey- girleri mitralyözlerle diğer cüzü- tamarm yük hayvanatı da en iyi cinstendir. Bütün bunlar orduda mükemmel bir inzibat ve intizamla anlayışın mevcudiyetine parlak bi- rer delildir, B u manevralardan ne gibi tec- rübeler âlmabilmiştir: 1 — Tayyarelerin tanklarla be raber taarruz işlerinde istimelin- de tayyarelerin tanklarla birlikte veyahut tanklardan biraz evvel vax zİfCa rini ifa etmelerini talep et- mek lâzımdır. Tayyarelerin gecik- mesi ve tanklardan sonra işe buş- laması matlâba muvafık değildir. 2 — Otomobillerie nakledilen krtaatın istimali takdirinde tay - varelerin avni anda teşriki mesai etmeleri bilâkaydü şart lâzımdır. Harekht, ve kıtaatın karaya çıka- rılmasında -bilhassa gündüzün ya pılıyorsa- emniyetlerinin temini behemehal şarttır. 3 — Topçu kumandası elâstiki olmalıdır. Ordunun Santralize ve desantralize edilmesi hususatmı vaziyet, arazi, cephe sahasınm ge nişliği ve saireye göre tatbik etme- lidir, 4 — İhata takdirinde serbest cenahta süvarinin istimali halinde si iye verilen tankların süvari» den alınması suretile zayıf düşme- sine müsaade etmemelidir, Çünkü icap eden tesiri yapmıya ve bekle- nen neticeleri almıya muvaffak olamıyacaktır. Bu hususta beygirin üstündeki mevaddın nisbetten zalf müdafaa âlet ve vasıtası olduğu- nun ve bu zâfın süvarinin müde- faa zımnında attan inip piyade gi- bi müdafaaya mecbur olduğu ani nazarı dikkate almalıdır. G eçit resmi — Geçit resmini Ge- hel Kurmay Başkanı ve Türk ordusunun hakikati halde kumandanı olan Ekselâns Mareşal Fevzi Çakmak sevku idare etmiş- tir. Müşarlinileyh; Kemal Atatür- kün en yakın ve en sadık mesai arkadaşlarından biridir. Resmi geçitte bilümum askeri murahras heyetlerle askeri ataşe- ler hazır bulunmuşlardır. Ge- çit resminde birçok halk ta bu - lunmuştur. Ahali; kamyon, otomo- bil, araba ve diğer nakliyat vası- taları ile elli kilometreden fazla mesafe katederek geçit resmi ye- rine gelmiştir. Manevra sahasındaki ahali or- düya karyı gayet samimi bir durum almıştır. Türkiye Trakyasmın çö- tanma sadıktir. ” anevralardan alman umumi | intiba şudur: Türk Oordu- su; asri, sağlam ve esaslı bir suret- te teşkilâtı yapılmış, mükemmel bir tarzda talim ve terbiye görmüş ve gayet iyi bir halde teçhiz edilmiş, mükemmel inzibate malik ve sağ lam askerlik ruhu ile mütehassıs bir ordudur. Türk ordusuna beynelmilel mü- nssebat ve vaziyette lâyık oldu. ğu ehemmiyet ve rolü veren Ke- mel Atatürk dehasının yeni Türki yede yaptığı teceddüt eserlerinin en büyüklerinden ve en güzellerin. den biri de hiç şüphe yok ki Türk ordusudur. Kemal Atatürk bu bü. yük eserile bihakkın iftihar ede- bilir. Türk vatanı da bu vaziyetle rih ve müreffeh bulunabilir ye tnlebe yetiştirecek ayara getirile cek, yahut, Universite liselerden ge- len talebeye göre program yapacak- tır. Bu ikisi arasındaki nisbetsizlik farkını Üniversitede okumak salâhi- İ yetini kazanan gençler ödemek mec- buriyetinde değillerdir. Profesörler lisan bilmedikleri için talebenin liya- kati Hizumu veçhile ölçülemiyorsa, bu da bir sistem hatasıdır ki, bu ha- ta gençlere değil, maarife aittir, Üs. sümizan talebenin kabiliyeti fevkin- de ise, bu da bir ölçü yanlışlığıdır ki, İ yine gençler mesul değildir. Zaten imtihan yanlış bir ölçüdür. Talebenin işte çalışması meselesi- ne gelirsek, talebenin imtihandan dön mesindeki hakiki sebebe dokunmuş oluruz. Bugün Universitede hâkim 0- lan zihniyet, kemiyete bakmayıp, keyfiyete bakmak meselesidir. Bizim memlekette bu mütalea doğru değik ülir. Avrupa üniversiteleri, ilk açıldık. ları zamahlar, keyfiyete değil, ke- miyete kıymet vermişlerdi. Bir gün baktılar ki, bir münevver bolluğu or- talığı sardı, Herkes bir Her doktor ol du, Münevver İşsizliği karşısmda ünl. versiteler kemiyete değil, keyfiye. te ehemmiyet vermiye başladılar, ta- lebenin üniversiteye girmesi güçleş, tikçe, güçleşti, Amerikada da ayni hal meydana geldi. Bilhassa Ameri- kada, bir taraftan iste çalışan, bir taraftan okuyan gençler ekseriyeti teşkil ederler. Fakat Amerikan maa- rifi, âlim yetiştiren bir üniversite de. gil, münevver yetiştiren bir üniver. siteye ehemmiyet verdi. Üniversite. ler halk üniversitesi oldu, Bu müney. verleri işe yerleştirecek hudutsuz sa- haları vardı. Fakat buhrandan sonra işsiz mii- nevverler bolluğu karşısında, keyfi. yete ehemmiyet vermek cereyanı baş gösterdi. Biz, henliz daha keyfiyete değil, j kemiyete | ehe: et vermek; lişkan ve mabviyetkâr ahalisi ve- | rarmiyı mec buriyetindeyiz. Alimden evvel, mü- nevvere İhtiyacımız var. Bizde 5 sa. haları kapanmadı, bilâkis adamsızlık yüzünden xahmet çekiyoruz. Bir Av- rupa üniversitesini model alıp, onun aynini yapmak istemek, zemin ve i şartların dışına çıkmak demektir. U- niversite herşeyden evvel memleketin İhtiyacıma cevap verecektir, hayatın içine girecektir. “Efendim, burası ima retane değil, parası olmıyan gelme sin,, demek, zenginlere mahsus bir ğ- niversite yapmaktır ki, bizim böyle tepede duran bir miiesseseye ihtiyacı, mız yoktur. Bu memleket fakirdir, ba üniversitede bu memleketin çocukla” rı okuyacak, Bu çocuklara, herkese okumak fırsatı verecek bir üniversi. teye, bir halk üniversitesine ihtiyacı. mız var. Zenginler çocuklarını Avru- paya gönderebilirler. Sabiha Zekeriya

Bu sayıdan diğer sayfalar: