29 Kasım 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

29 Kasım 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© R Dortler - Sekizler Dünkü Maçta Sekizler 2-0 Yeni Pazar günü Peşte muhtelitine İdi karşı çıkacak olan İstanbul muhteliti hazırlık maçlarının ikincisini dün Sekiz klüp muhtelitine karşi Taksim stadında yaptı. Tik antrenemanında 3—3 berabere kaldığı Sekiz- ler muhtelitini dün zevksiz bir oyun dan sonra 2—) mağlüp etmeğe muvaffak oldu. Fakat bu galibiyet hiç kimseyi tatmin etmedi. Muhtelit in kuruluşunda gerek oyuncülarında büyük bir isabetsizlik göze çar- Pıyordu. Çağınlan oyuncuların bazıları gelmek zah- metini ihtiyar etmemişlerdi. Biz idari bir mesele olan bu nok- talar üzerinde futbol ajanının naza- TI dikkatini celbederken diğer taraf- tan maçın tafsilâtını verelim. Saat 15 te Nuri Bosutun hakem- liği altında dizilen takımlar şu şe- kilde idiler; Dörtler muhteliti: Cihat — Fa- Yuk — Hüsnü — Eşfak — Rıza — M. Reşat — Niyazi — Muzaffer — Salâhattin — Naci — Orhan, Sekizler muhteliti: Nuri — Ruhi — Bahadır — Liva — Kemal — Sa- dettin — Hüseyin — Şahap — Şük- rü — Muhteşem — Turhan. Rüzgâr alta düşen Dörtler muh- teliti maça büyük bir süratle başlı- yan 8 ler muhtelitinin ilk anlarda Yaptığı hücumları kesebilmek için mildafaa oyunu oynadı, 20 dakika kadar 8 ler muhtelitinin hâkimiyeti altında geçen oyun yavaş yavaş dört lerin baskısı altıma girmeğe başindı. 'e bir aralık oyun mütevazin bir gekilde devam etti ve devre 0—0 be- raberlikle nihayetlendi. Ikinci devre Dörtler muhtelitinde değişiklik yapılmış ve Rızanın yeri-| ne Angilidis, Muzafferin yerine Esat girmişti. Bu devrede rüzgârı lehine «lan Dörtler muhteliti o bütün oyun müddetince yapılan bir iki şahsi a- km müstesna tâmamile 8 ler muhte- liti nısıf sahasında oynadı. Fakat muhacimlerin her zamanki hastalığı olan çalım hevesleri yüzünden fazla gol çıkaramadı. 18 inci dakikada bir kargaşalık esnasında Naci birinci, 23 Üncü dakikada Orhanm pasından Sa- Yâhettin ikinci gol yaptılar ve maç bu şekilde 2—0 Dörtler muhtelitinin gülebesile nihayetlendi. Geçen pazar günü işaret ettiğimiz gibi dünkü hazırlık maçında da her İki takımda mevsimin yeni başlama- Sından mütevellit topa hâkimiyetin kifayetsizliği bariz bir şekilde göze çarpıyordu. Halbuki gelecek muhte- itin bulunduğu Petşede lik maçları başlıyalı iki ay olmuştur. Onların bu bakımdan bize tefevvuk edecekleri şüphesizdir. Takımımızın nefes ek- #ikliği de onlar hesabına bir avantaj. dır. o——— Orta Avrupa Kupası İçin Belgrat, 27 (TAN) — Orta Avru. pa kupası turnuvasının teşkili için Romada beynelmilel bir toplantı ya- Pılmıştır. Bu toplantıya, Yugoslavya, Roinanya, Macaristan, Avusturya, Çekoslovakya ve Italyadan mümes- giller iştirak etmiştir. Yamanlarspor Manisada Yenildi Manisa, (TAN) — Pazar günü şeh rimize gelerek Yıldırımsporla bir maç yapan İzmir Yamanlarspor takı- m 3 — 1 mağlüp olmuştur. Her iki takım zevkle seyredilen bir oyun çi- karmıslardır. Uintlinin yeni resimlerinden Almanya İntikam Maçını Kazandı Berlindeki Olimpiyat stadyomun - da yapıldığındanberi ikinci defa görü len müthiş bir kalabalık önünde Al man milli takımı Norveç milli takı- mını 3—0 yenmiştir. Oyunu 200,000 seyirci biletli olarak takip etmişlerdir. Bu seyirci rekoru ayni stadyomda, Berlin olimpiyatla- rı zamanmda İtalya — Almanya ma- & oynanırken görülmüştü. Almanlar bu galibiyetlerile olim- piyat müsabakalarında Norveç takr- mma mağlüp olduklarının acısını çı- karmış bulunuyorlar. Maçın bidayetinde Almanlar şid- detli yunun sonuna kadar hâkimiyetlerini muhafaza ederek 3—0 kazanmışlar- dır. hücumlara başlamışlar ve © Kalin Süleymaniye Klübü Yeni Bir Salon Yaptırdı Şehrimizin en eski klüplerinden 0- , | Klüpleri karşılaşacaktır. Pazar günü bu maçların galipleri final müsaba- kasını yapacaklardır. lan Süleymaniye klübü, memnuni »İrrea bu binada güreş, voleybol Salo- *İnu vardır. Bu binanm Cümhuriyet bayramma tesadüf eden 30 Birinci- teşrin cuma günü saat 14 te açılma Çekoslovakya » Avusturya Maçm başından itibaren Çekler pek sıkı hücumlara başlamışlardır. Niha- yette Çekler 2-—1 gayibiyeti temin etmişlerdir. Viyanada oynanan Prag ve Viya- na muhtelitleri maçmı Prag muhte- liti 1-0 kazanmıştır. mıza göre Vezneci- a yaptırmıştır. Ay-| Hintli Pehlivan Mülâyimle Çıkıyor | Geldi gelmedi diye uzun müddet dedikodusu yapılan ve günlerce £3- zeteleri işgal eden Hintli pehlivan nihayet bugün Türkiye serbest gü reş ikincisi Mülâyimle Taksim stâ- dında kar aktır. Vücut itibarile çok heybetli görü- nen Hintli pehlivan bakalım günlerce matbuatımızı işgal edecek seviyeye malik bir güresçi olduğunu ispat © debilecek mi? Bu karşılaşma için Mü lâyimin iki haftadanberi muntaza- man çalıştığını ve Hintliye karşı bü- yük bir ümitle çıkacağı söylenmek- tedir, Kakma yeke “ima Lari | alacağı neticede sonra Türkiye ser- | best güreş şampiyonu Tekirdağlı Hü seyin ile karşılaşıp karşılaşmıyacağı belli olacaktır. Hintli bütün güreşti- ği kimselere müsabakalarda bütün enerjisini sarfedeceğini ve şimdiye kadar yere değmiyen sırtının her - halde Türkiyele de yere getirilemi - yeceğini söylediğine nazaran bu kar şılaşmaların şimdiye kadar göreme- diğimiz bir sekilde çetin ve kırıcı © lacağında şüphe yoktur. Peşte Muhteliti Bugün Geliyor günü şehrimizde muhtelit takımlar. In karşılaştcak olan Peşte muhtebiti bugün sast 10,20 de Sirkeciye gele- cektir. Kafile akşama mizde istirahat edecek ve akşam tre nile Ankaraya hareket edecektir. Ge len kafile 14 oyuncu ve 3 idareci ol* mak üzere 17 kişidir. —— Şeref Stadı Turnuvası Şeref stadı tarafından bugün İs- tanbulun dört kuvvetli klibi arasn- da olmak Üzere bir turnuva tertip © dilmiştir. Bu turnuvaya Beşiktaş — Şişli — Pera ve Istanbulspor klüple ri iştirak etmektedir. Bugün Şeref stadında saat 14 de başlıyacak olan bu turnuvada Şişli ile İstanbulspor ve Beşiktaş ile Pera les Güreşçi Kemal Kastamo- nuya Antrenör Oldu Kastamonu (TAN) — Bölgemiz gü reş takımını çalıştırmak için daimi bir güreş monitörü verilmesi T. 8. K yonuna yazılmıştı. Bölgerizin bu ar- zusu yerinde görülmüş ve eski güreş çilerden Bay Kemal antrenör olarak Kastamonuya tayin edilmiştir. Yeni antrenörün Cümhuriyet Bayramında yapılacak büyük güreş müsabakala- rında hazır bulunacağı ümit edilmek- tedir. Cumartesi günü Ankarada, pazar | kadar şehri- | Genel Merkezine ve güreg federas-| isiklet fabrikası işçilerinden Berezin evinden çıktığı za- €nan aklından birçok şeyler geçiri- yordu: Hava kapali idi; bulutlar ö teye beriye koşuşuyorlardı; yağ- mur yağabilirdi. Karısı ondan “mu- habbet çiçeği” kolonyası istemişti; halbuki kendisinin “muhabbet çi- çeği” nin kokusu hakkında hiç bir fikri yoktu. Nihayet bisiklet fren- lerini, daha buna berizer birçok şey leri düşündü. Fakat Vanka Jukof ile tanı ğını hatırına bile getir- medi. Hattâ kendisine Vanka Juko ile tanışmayı teklif etselerdi bunu istiyeceği bile şüpheli idi Vanka Jukofa gelince, o, bisik- binmiş san süratle (Kültür Park) ına doğru gidiyordu. Tam Saat altıda orada bulunmak mecbu- riyetinde idi, Genç bir kızı bi- sikletle gezdirmi- Ye söz vermişti. Vanka Jukof t# Berezin ile tanış- mayı, ayni derece de, aklmm kena rmdan bile geçirmiyordu. Fakat gelgelelim, karşılıkir ola- rak akıllarından geçirmemelerine rağmen Berezinle Vanka Jukof ta- niştılar, Wer Jukof en kalabalık bir caddenin köşesine geldiği zaman, köşenin öte tarafından bir İ denbire karşısma Berezin çıktı. Ju- kof bisikletini durdurmak istedi. Fakat fren tutmadı. Bütün hıle Berezinin üstüne bindirdi. Onu bir kaç metre sürükledi, Kendisi de te- petaklak gitti, “Can kurtaran” iki- sini de alıp götürdü. Şimdi onlar Ayni bir hastaharenin ayni bir ko- uşunda karşılıklı olarak yatıyor- lar ve gene çalıyorlardı: — Amma da saçma adamsın hâ diyordu Berezin, mademki karşins İnsan çıktı, ne diye fren yapmadın da üzerime bindirdin ?, Jukof cevap veriyordu: — Fren tutmadıktan sonra ben ne yapayım? Burnumla, aşfaltları ememiye çasıştım : BUrDUMUN, ratımın halini görmüyor enusün ?. Asıl kazaya uğrıyan Berezin ol- duğu için daha fazla bağırıyor, kar şısmdakinin kabahatli olduğunu İs bat etmiye çalısıyordu Bana masal okuma, diyordu, mademki daha fren yapmasını miyorsun, ne diye bisiklete biniyor sun ?? Ben de senin kadar bisklet- ten anlarım, Ben bisiklet fabrika- | smda çalısvorum, iklet dediğin ak'ilr, faydalı bir makinedir; halbu ki sen onunla İnsan çiğniyorsun!... Ben seni halk mahkemesine vere- de <ör bakalım!, Hemsire, hem şire!.. Bana biraz kalemle kâğıt ge tirir mizin ?. Bir istida yazacağım. Bi semada pentere kenarında vatmakta olan bir hasta da lafa karıştı — Hey bisikletçiler, diye bağır- dı, ne gürültü yapıp duruyorsunuz? Siz nasıl olsa birkaç gün daha bur dasinız!. Kavganızın mabadini di- KENDİ DÜŞEN AĞLAMAZ ttrürürdrsnendröndrdrd Yazan: V. Seligreyef Çeviren: B. Tok PS arar ar rr ğer günlere saklayın!. Bugünlük bu kadar kafa şişirdiğiniz yetişir!, Iyisi mi beni dinleyin de size güzel bir hikâye anlatayım.. Bütün kary: ii Desiz VUK seldi , — Anlatsın, anlatsın. gok güzel hikâye anlatmasını biliyor. Pencere yanmdaki hasta yatağın da doğruldu; ve hikâyeşini anlat mıya başladı — Papuçlarım eskimişti. Kendi- me yeni bir çift kundura alayım, dedim. Dediğim! de yaptım. Aldı. ğım kanduralar güzeldi, gıktı. onları işte bile giymiye kıyamıyor- diil çar. Giydi” rakargık felâketine Bakın, ki Üç dört gün geçmeden kunduralarım sökülüver- di. Tabanları bir tarafa, astarları diğer bir tarafa, yüzleri de bir baş ka tarafa gitti. Bu işe adamakilir canım sıkıldı, “Bu ne biçim İştir? diye düşündüm, bunu yapanlar böy le çürük mal yapmıya utanmıyor- lar mı?" Herhalde böyle çürük mâl çıka- ran işgi, olsa ölsa, şuursuzun biri idi. Bu köpek oğlunu bulup suratına tükürmiye karar verdim. Doğru kundura fabrikasına gittim; dört gün içinde paramparça olan kundu ralarımı gösterdim: -- Fabrikanızm çıkardığı malı görün de dedim, iftihar edin?.. Fabrika, kunduraları, daha döğ- rüsü kundura harabelerini gözden geçirdi. Beni haklı buldu — Sana bir yenisini verelim, de- di. —— Yenisini nasıl :olsa vermiye mecbursunuz, dedim. Fakat bu kun Geçen yıl Maarif Vekâleti tarafın- dan açılan Bafra ortamektebi, ilâ yet hususi muhasebesinin ve Bafrı halkının yârdımı İle yapılan yeni bi- naya taşınmıştır. Bu münasebetle bir açılış töreni yapılmış, belediye reisi ve maarif müdürü bir nutuk söyle- mişlerdir. Buna cevap veren vali Fu. at Tuksal nafıa müdürünün bu işteki Açılış merasiminde bir talebe Valiye büket veriyor. Sİ velilerle beraber mektep gezilmiştir. mesaisini bilhassa takdir etmiştir. Bundan sonra kurdelâ kesilmiş, da- Törenden sonra, Halkevine giden vali, Bafradaki gençlik faaliyetleri ü- zerinde samimi bir konuşma yapmış- tir. Öğleyin de belediye reisinin ziya- İfetinde bulunmustur. duraları yapan hergeleyi görmeyi çok isterim. Onu bana gösterin Al- lahaşkına!, Kaz ıraların kontrol numara sina baktılar. Hangi tezgâh ta yapıldığını tesbit ettilef.. Bumun sonunda kunduraları yapan İşçiyi bulmak güç olmadı. Ben herifi gö- rür görmez feryadı bastım; — Ulan, dedim, yözüne gözüne durasıca kerata!. Böyle kundura yapmasma Allahtan korkmadın mı Herif genç bir delikanlı idi, A£ dilemiye başladı: — Haklısın amca, dedi. Affet, 1s- temiyerek oldu. Kabahat benim de- Zil. Fabrikaya yeni bir parti ziftli kundura ipi işti, Bu çift kun durayı bu le diktim. Meğer ip- lik çürükmüş; dikerken bunu anla dım. Derhal müracaat ederek ipliği değiştirttim. Fakat bu çift böyle Taliine sanâ çıktı. Önun için tekrar rica ederim amca, — İplikler hangi fabrikanın ma 1? — Falan fabrikanın!, Doğru ofabrikaya yollandım. Kunduraları onlara da gösterdi — Bakın, dedim, üç günlük kun- duralar ne hale dil, yapm Bize.me, dediler, biz kundura — Doğru, Kundura yapmıyorsus miz amma çürük iplik yapıyorsu- nuz! — Bu noktada haklısın! Hakika- ten bir sandık ipliğimiz çürüktü. Fakat bu işte bizim hiç kabahati- miz yok. Kabahat sandık fabrika- da, Sandık sağlam değilmiş. Yağ İplikleri çü | sını muru yiyince su almış.. rütenüş!, en bunu duyar duymaz solu B ğu sandık fabrikasında ak dım, Kunduraları göstererek : — Beğendiniz mi yaptığınız İşi, dedim ?. Yanlış kapı çaldı biz kundura yapmıyoruz. — Kundura yapmıyorsunuz am- ma, çürük sandık yapıyorsunuz! — Ha, bak burası doğru!. Haki- katen bir parti çürük sandık yap- mıştık. Fakat bu bizden ziyade çivi fabrikasma git“bir kabahat!, Ge- genlerde bir parti çivi göndermiş- , erdi, Bu partinin içinden beş kilo | dar bozuk IBafrada Yeni Okul Binet | al çıktı. Bunları kul lani h mda bulunduk. İşte çürük sandıklar bu çvilerin mah- sulüdür. Çiviler mi çürüktü, dedim. Ben kendim çivi mütehassısıyım. Çivi isinde beni kinse atlatamaz!... Ge- tirin bakalım şu çivileri... Görür görmez onları yapan hergelenin is- mini söyleyivereyim. Çivileri getirdiler, gösterdiler. Fakat onları yapan “hergele” nir kim olduğunu söyliyemedim, Çin- kü onları ben yapı Bir kelime söylemeden sandık fabrikasından çıktım. Canım çok st kılmıştı; Kunduraları değistirmiye bile kalkmadım. Cezamdı. Çekecek tim, Bu sırada Berezinin sesi duyul- du: — Hemşire, hemşire diye seslen- di. Hemşire geldi. Berezin yavaşça: bugtin benim hisseme düşen mahal lebiyi şu bana çarpan bisikletçiye veriniz!, Sonra sizden bir ricam d8 ha var: Bakm bakalım bu delikan- inn bisikleti aşağıda, kapıcının 0“ dasında duruyor mu? Orada is€ Iütfen markasma ve numarasın bakar mısınız?

Bu sayıdan diğer sayfalar: