3 Ağustos 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

3 Ağustos 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——2 3-0-938 TI AN Gündelik Gazete 'TAN'ın hedefi Haberde, fikirde, her- Meyda temiz, düörürt, samimi elmak, Karlin — gazetesi olmıya | çalışmaktır. —— ABONE BEDELİ Ecnebi 2800 Ki, 1500 Er, 3A 800 Kr, 10 Kr, 1Ay 200 Er, Millehersranı posta ttihadına dahil ol- Miyan memleketler için 30, 16, 9, 3,5 Vira dir. Abone bedeli peşindir: Adres dei Ürmek 23 kuruştur. Cev Mara 10 kuruşluk pulf 1 Sene SA GÜNÜN MESELELERİ Ağustosta Harp Yazan: M. Zekeriya SERTEL Dün, bu sütunda Londrada dola- an bir harp rivayetinden bahset- miştim, Bugün gelen İngiliz gazeteleri, bu tivayetin dayandığı esaslar hakkın- a dikkate şayan malümat veriyor- e, Bu kabil rivayetlere inanmak ca- olmamakla beraber vakaları ya- kından bilmek bakımından İn Küzetelerinin verdiği malümatı bü- tün bütün bir tarafa Kmdar, Bu malümata göre Almanya A- astos içinde, ve galip bir ihtimale &öre, 15 Ağustosa doğru Orta Av. *übada yeni bir harekete hazırlan- maktadır, ir. Son zamanlarda Almanyadan Avusturya — Çek hududuna mü- m miktarda harp malzemesi sev- yeni kedilmiştir. tahkimat Yada, kuş Hudut boyunca, yapılmaktadır. Avustur- Çekoslovakyayı istilâ hazırlıkların, inkâr etmiyorlar. Parlâmentösii.' ihtiyaç ha- ” tertibat Kap ye © Nazif “Böhnet çinde vazife: Ya karar vermiştir. * İngilizlerin kanaatine göre, Hitle- m Londraya gönderdiği hususi me- yet akim kalmadıkça, Almanya Re bir harekete teşebbüs etmiye- ir. Bu akereler hukkında at birşey bilinmiyor. Yalnız İngil- “fe İle Almanya arasında bir an- e tesisi için zemin hazırlandığı muhakkak görülüyor. »eiliz Başvekili, Hitlerin Südet manları için bir harp çıkarmı ha kani görünmektedir. Maam: alam bulutlu olduğu muhak- * Almanların Çekoslovakyayı | isti- Pia hazırlandığını gösteren başka iler de yok değildir. Alman as- *İ akademisi, Çekoslovakyaya hü- Ni iş pakkında yazılacak en iyi ese- kir, * mükâfat vadetmişti. Bu mü. Me Salsburg'da bulunan on se- Kk, “İ kolordu kumandanı Kolonel Ni kazanmıştır. Bu zat Çekos- daş kya meselesinin askeri hakım- öğre emrivaki ile hailedilec. diy; te itün istilâ hareketi âzami on &ün içinde tamam olmalıdır. tey yıldırım süratiyle vücude ge- Balı İş bir emrivaki karşısında kal- e Bu kısa müddet zarfında İşçra seferberliğini tamamlayıp Nate geçemez. Emrivakiden son İşi 2 Yardım teşebbüsüne geçmek iş biraz düşünür. Sovyet orduları daş müddet zarfında Çekoslovak- Pet Yardımına yetişemez. Bu su- &, , Sekoslovakya meselesi iki hat İnde gürültüsüz patırdısız hal NİŞ olur.,, haynan orduları evvelâ Südet Al arı ile meskün olan sahayı iş d, aceklerdir. Burada halk ve or- A, Man ordusuna iltihaka hazır. Bry, #tr. Bu suretle ilk hamlede Rang İsçal edilecektir. Alman ku- te, 9mına göre Prag İşçel edildik Sonra da artık Çekoslovakyanın Yanya mâni kalmıyacaktır. İtal Yatan Adisababa'yı alınca Habe. 8x zamanda İşgal ediverdi. atmamak lâ Avusturyada büyük bir| askeri faaliyet O müşahede edilmek- fikri Vvet bulmuştur. Almanlar, bütün S normal Alman si- İas6tine uygun olduğunu sölüyor,| almıştır. Fransız | Ağustos si başından ayrılmamı- Mussolini 15 yıldır, 44 « milyon İtalyanm mut- lak hâkimi olarak tanınmıştır. Bütün İtalyan propaganda va- sıtaları, devlet işlerine ait her büyük kararın onun tarafından verildiğini anlatıyor. Ve İtal. yan ordusuna Duçenin ordusu, İtalyan bahriyesine Duçenin bahriyesi ve İtalyan hava kuv- vetlerine onun hava kuvvetleri deniliyor. Bütün devlet adam- larının, diplomatların, hattâ Kralın ondan emir aldığı iddia ediliyor ve Avrupa harp ve sul- hünün onun bir sözüne bak- tığı söyleniyor. B. Mussolininin diktatör olduğu şüphe götürmez. Matbuat, radyo, sinema kat'i bir kontrol altındadır ve ancak onun iradesi dairesinde çalışabilir, Yabancı gazeteler mu- harrirleri de Sinyör Mussoliniyi memleketin biricik hakiki hâkimi sayacak şekilde harekete mecbur tutulmuşlardır. Fakat her şeye rağmen italyada Krallık ve Vatikan vardır. Ve bu iki makam Faşistliğin kendi gaye- lerine hizmet etmesine dikkat ed.- yorlar. Mussolini de en nihayet kendini bu kuvvetlere bağlı görmüştür. Bu iki kuvvet, perde arkasında kalma- ğa ve kuvvetlerini toplamağa, Mus- solininin sahneden kaybolacağı gü- nü beklemeğe razi olmuştar. WE reketi şeklinde tasvir et- mek ve bu hareketin 1922 ilkteşri- ninde Romuya (Okarşı yapılan yürüyüşle azami haddini bulduğu- nu söylemek âdettir. Bu telikkiye göre siyah gömleklilerin hareketi karşısında hükümet, Parlâmento ve Krallık bozğuna uğramış ve mu- haliflerin hepsi de kaçmışlardır. Fakat vakalar daha başka türlü- dür: Bir kere Mussolini, Romaya karşı bu yürüyüşten bir ay önce Krallığı korumak için taahhütte bulunmuştu. Halbuki Mussolini da- ha Önce, sosyalist olduğu sıra larda Krallığın ve Krallık etrafın- daki bütün muhafazakâr kuvvetle. rip kaldırılması taraftarı idi O zaman ordunun mevkii sağ- lamdı, Çünkü Büyük Harpten za- fer kazanarak çıkmış ve Mareşal Badoğliyo bir felâketi bir muvaf- çevirmişti. Badojliyo ile yüksek subayların hepsi de Krali l 'aşistlere göre Roma üzerine İ yürüyüş, Kralı korkutmuş ve bu yüzden Kral teslim © olmuştu. Hakikatte Kral, o mukaveme- te hazırdı. o Mukavemet etme- mesinin seebbi, Kralın siya si müşaviri (o Federzoni'dir. Bu adam nasyonalist partinin lideri idi ve Krallık hesabına radikalizm, sosyalizm ve kommunizm ile mü- cadele ederek kuvvetli bir merke- ri hükümet kurmağa çalışıyordu. Faşistlerin hedeflerinden birçokla- İ rı Krallığın ve nasyonalistlerin İ hedeflerine uygundu. Hattâ bu İ yüzden Mussolini ile Federzoni ni- ———— ler, Fakat Franko orduları Madridi alamadıkları için İspanya harbi biti İ rilememiştir.,, İ Şimdi Almanya, bu kitabın tavsi- ye ettiği programı tatbike hazırlan- İmaktadır. Alman ordusu Çekesle- vakyayı istilâ ederken Fransaya kar- sı hiçbir harekete geçilmiyecektir, Fransa taarruz ederse, müteatrız vaziyette olacağı için İngiltereden yardım görmiyecektir. Yalnız kalın. ca da böyle bir yardıma teşebbüs e- deceği şüphelidir. İşte İngilterede dolaşan, Avustur. İyada endişe uyandıran ve Orta Av- rupada birçok kimselerin uykusunu kaçıran rivayetin esası budur. TAN | Eugene J. Young ce defalar teşrikimesai etmişlerdi. Bu yüzden Federzoni Krala, Mus- soliniye mukavemet etmemeyi, hat tâ onu müzahir olarak kabul etme- yi tavsiye etmiş ve Mus yonalistlerin kedefini tahakkuk et- tirmeğe yardım edeceğini söyle- mişti Mussolini Romanın üzerine yü- rüyerek şehre girdikten sonra Kral tarafından kabul olunmuş ve ka- nunuesesiye riayet göstereceğine yemin etmiş; Kral tarafından Baş- vekilliğe tayin edilmiş, nasyonalist. leri de faşist partisine almış, Fe- derzoni ile endüstri ve finans li- derleri de ayni partiye girmişler. di. inin nas- ussolininin sağ kolu sayılan Farinaeci, fi liği hâkim vaziyete getirmek için çalışıyordu. Onun emri altındaki teröristler Kraliyetçilere, Katoliklere ve da- ha başka muhafazakâr unsurlara saldırıyor, fakat Federzoni ile ar- kadaşları, Kraliyet mümessilleri olarak fırkanın işinde kalmış bu- lunuyorlardı. Katolik kilisesi, bu Sırada faşistlikten şüppbe etmekte ve Italyan halkı Kraliyete bağlı- lık göstermekte idi. 1924 te faşistlik ilk darbe ile karşılaştı. Teröristler çok ileri git- mişler ve milyoner, mebus Matte- oti katlolunmuştu. Kabahati, par- tideki bazı yüksek mevkili adam- ları, sulistimal ile itham etmek ve meseleyi bütün delilleriyle â- yâna götüreceğini söylemekti kaadr ki Mussolini, Krali na sığınmış ve Kral, Mussoliniyi himaye etmiş Mussolini, orduyu, faşistiik esas» ları üzerinde ıslah etmek istediği- ni söylediği zaman âyan ayaklan- mış ve bunun ancak Krala ait bir hak olduğunu söylemişti. Bu yüz- den Mussolini âyanı yıkmayı dü- şünmüş ve bir aralık onun doğru- dan doğruya tahta geçeceği şayi olmuştu. Fakat her Mussolini âyana, orduya ve Krala galip gelemedi. Çünkü Badogliyo birdenbire kat'i harekete geçmiş- ti. Krala sadık ordular, bilhassa Saraya yakın yerlerde mevki al mişti. Veliaht, Kraliyetçi olan Pi- edmon'un kalpgâhı olan Turin'de bulunuyordu, Maksat, Mussolini- nin Romadaki hareketi muvaffak olduğu takdirde ve Veliahdin Tur rin'de harekete geçmesi ve memle- keti kendisine iltihaka davet etme- EN sha sonra Mussoliniyi Kral tarafına sevkeden mühim bir hâdise vukubuldu: Mussolini 1925 te hastalanmış, fakat hastalığının ne olduğu ilân olunmamıştı. Bir rivayete göre, hastalık dahili bir kanserdi. Her- kes onun çok geçmeden öleceğini sanıyordu. Ferinacci bu sırada fa- aliyete geçerek Mussolininin halefi olmak için çalıştı. Daha sonra Mus- solini iyileşmiş ve kendini parti dahilinde bir suikast ile karşı kar- şıya bulmuştu. Vaziyeti kurtarmak için Kraliyetçilerle birleşmekten başka çare yoktu. Bunun üzerine 1926 da Farinâc- ci fırkanın Umumi kâtipliğinden azlolunarak Kralın dostu olan Tu- rati yerine getirilmiş ve Kralın mümessili sayılan Federzoni de Da- hiliye nazırlığına tayin edilmişti. Dahiliye nazırlığı kabinenin en kuvvetli makamı idi ve Federzoni- nin buraya getirilmesi inkılâp İ- çinde inkılâp mahiyetinde idi. Federzoni faşistleri atıyor ve yerlerine Kraliyetçi koyuyordu. 1926 senesinin 11 Tikteşrinindoe Mussoliniye Karşı bir suikast ya- pıldı. Cumhuriyet pa lideri Miralay Garibaldi. Federzoni'nin bazı polislerile bir suikast hazırla- PP iITALYANIN İtalya Kralı Viktor Emanoel torunu ile beraber mak için uğraştığını itiraf etmiş ve sulkasdin Federzoni'ye isnadı istenilmişti. Gerçi bu adam aley- hinde hiçbir delil yoktu. Fakat fa- şistler o kadar bağırıp çağ ki, bunun karşısında Fodı çekilmekten başka bir mamış ve bu suretle fa resi kal- er tek- Ea Dahiliye Nazırlığını, Mussolini- nin kendisi deruhte etmişti. 926 llkkânununda faşistler ikinci bir Roma yürü; yapmak ve Mussoliniyi tahta ge- çirmek iüzumu: ordunun hissettiler ve beklediler, arifesinde vu- heretini Hâdise yürüyüşün kubulacaktı t yine Mareşal Badoğliyo derhal harekete ge Dört alay Kralın sarayını muhafa- zâya memur eğilmiş, bunları tak- viye için hazırlıklar yapılmış ve faşistler yürüyüşten vazgeçmişler- di. Fakat Duçenin faikiyetini te- için daha başka türlü bir şe- kilde hareket edilmesi kararlaştı- rılmıştı. Bunun için ordu erkân- harp reisinin değiştirilmesi düşü- nülmüş, Kral bü fikri kabul etmiş, fakat Mareşal Badogliyodan baş- kasını kabul etmiyeceğinı de açık- ça söyliyerek bunun üzerinde 15 rar etmişti. Hüdiseler 1928 senesine kadar bu şekilde cereyan etti ve Krahal- tı yil çektiği karanlıktan çıkmağa karar verdi. Bu karar, onun halk üzerindeki nüfuzunu da tebarüz ettirecekti, Kral Nisanın 12 sinde faşizmin kalesi sayılan Milânoya gitmeğe razı oldu ve fevkalâde iyi karşılandı. Kralı bir bomba ile öl“ dürmek teşebbüsü halkı, Kral le- hinde coşkun tezahürler yapmağa sevketti ve bu hareket Kral aleyh- tarları için bir ders teşkil etti. Kral daha sonra ikinci bir hare“ | kette bulundu. Libyada işler iyi gitmiyordu. Kral Mareşa! Badoğ! yoyu buraya tayin etmiş, o da ba yardımcısı Grazyani İle vaziyeti düzelmişti. Badogliyo 1932 de Ro- maya dönerek Krallığı korumağa ve erkânıharp reisliğini ifaya de- yam etti, unu iki hâdise takip etti, Biri Papalık ile anlaşmak, diğer! Habeşistanı fethetmek, Duçe daha önce kilisenin kolunu kanadını kırmak fikrinde idi. O- nun için katolik siyasi fırkasım kaldırdı ve katolik cemiyetlerini dağıttı, Fakat daha sonra Krallı- ğın gillükçe kuvvetlendiğini gö rünce Vatikanın iltifatını kazan- mâk istedi ve 1929 da Papalık ile Kalya arasındaki ihtilâfı kaldırdı. Fakat bu muvaffakıyet de faşist- likten ziyade Krallığa hizmet de- mekti. Ve Papa, faşistliği değil, fakat Krallık makamın: tanıdı, Krallık, bu derece emin olduk- tan sonra bir adım daha attı, Ve kilisesinin hâmisi olduğunu göster- di. Burda Katoliklerin Kralı; fında toplanmâlarını temin etti, Daha sonra Krallık, Habeş mese- lesinde de ortaya çıkmıştı, Krallık makamının seçtiği kumandan Ma- ve Kralın halis adamı olan Bado, liyo Habeşistana gönderildi ve Bi doğliyo her şeyden evvel resmi #olunmaşını menetti. Bu da Ciyano ile Mussolinin oğullarından sık sık bahsolunmasına karşı geldi. Har- bin sonunda Roma, Badogliyoyu kahraman olarak karşıladı. Bu su- retle Habeş harbinin semerelerini Kral topladı. Çünkü &yan meclisi, Krah Imparator ilân etti, Sonra Habeşistan umumi vajili- ğine tayin olunanlar, Mussolininin adamları değil, Kralın, halis, mub- Ns adamlarıdır. Hulâsa faşist ihtilâli, yeni bir foli ile idare olunan bir devlet değil, fakat Federzonl'nin dü; düğü gibi yeni sistem Krallık ile idare olunan bir memleket vücu- de getirmeğe yaradı. Ihtilâl, Kra- la, oğluna ve Vatikana yardım et- miştir. 'Hafriyatta Kıymetli Eserler Meydana Çıktı Adana, (TAN) Tarsustaki hafr İystın dördüncü sene çalışması biti rilmişt Bu yılki hafriyatta geçen senede- neticeler elde edilmiştir. Kazının “A,, parçası tunç ına ermiş ve Mi. lâttan 2500 yıl önceye ait kıymetli e- kinden daha verimli devrinin başlangı serler bulunmuştur. Bu arada büyük seramik parçala pile altın iğne ve küpeler vardır. Mütehassıslar, bir buçuk aylık bir tatilden sonra beşinei yıl faliyetine başlıyacaklardır. Gelecek sene de Amerikada isti. rahat ettikten sonra 1940 ta yeniden kazıya devam edeceklerdir. Tarsus - Gözlükule kazısının 20 sene sürece- ği tahmin edilmektedir. etra GÖPÜŞLER Bir Nesil Evvel ve Bugün 3.2. Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel 1938 senesinin Ağustosu, Cihan Harbinin yirmi dördüncü senesini tamamlıyor. Yirmi dört sene evvel bu ayda Ci- han Harbi patlamış, en medeni letlerin bir “boğazlaşma vahşetine girişletini, kanlı bir realite olarak gözlerimizle görmüş, bütün faciala- rını yaşamıştık. Harbin felâketleri- ni günlerce, aylarca, senelerce yaşi- yan bir evvelki nesil, o günleri ha- tırladıkça dehşetle titrer. Toprakla- ra san hayatının, kültür hazinelerinin müthiş harabisini yü- xü kızararak hatırlar. İnsanların or- dular halinde toprak oluşu, erkeksiz ve ekmeksiz kalan köylerin, kasaba- ların, şehirlerin açlık manzarası, ek- mek yerine mısır koçam kemiren bir evvelki neslin hatırasından si- linmedi. Her milletin milli İktisadı. na açılan yaralar kapanmadı. O gün leri hatırladığımız zaman, yirminci asırda kemale erdiğini iddin ettikle- ri medeniyetin, insaniyetin bir bağ korkuluğu, daha büyük ganimetler elde etmek için kuvvetlilerin bir vasıtası olduğunu anlamanın hica- bım duyarız. o Yirmi dört sene evvelki harp, sa- dece emperyalistlerin dünyayı yeni baştan bir taksim harbi idi. Sahası büyük devletlerle, müstemleke hali» ne getirebilecek, zayıf devletler ara- sında idi. Kuvvetlilerin zayıflara in- safsızcasına bir hücumu idi. Bu har- bin sonünda dünyanın manzarası değişti. Haritalar kuvvetliler hesa- bın genişledi. Fakat insanlığın kaybettiğini, İnsan enerjisini, kültür ve medeniyet vasıtalarını yerine ge- tirdikten sonra, dünyayı yeni baştan taksim için hazırlanmıya başladı. Şimdi yeni harplerin içinde ve korkunç bir Cihan Harbinin arife- sindeyiz. Dünün felâketlerini unut. mamış bir nesil verilen olmamıza rağmen, yeni bir harp heyulâsının kanatları- Bı cihanın üstüne gerdiğini gören nesiliz. Gökyüzünü kaplıyan tayy: re ordularının, zehirli gaz yapan kimya fabrikalarının, dağları, tepe- leri aşan zırhlı tankların, insan xe kâsının yarattığı bin bir şekil tah- rip vasıtalarının, “ya toprağını, ya canını,, diye haykıran, seslerini du- yuyor, ürperiyor ve titriyoruz. Milli istiklâlleri topun ağzına çev- rilmiş milletler, inci harbin dehşeti karşısında ürpermeler geçi- riyor. Çünkü bu defaki harp, yalnız silâhların eskisine nisbeten on misli kuvvetli olduğu için değil, bu harbe bütün dünya milletlerinin hep bera ber iştirak edecekleri için müthiş olacaktır. Bu milletler harbi değil, kıtalar harbidir. İnsanlığın karşılaştığı bu munz- zam felâket karşısında sulhü, kül türü, insanlığı korumak istiyen dün- yanın büyük siyasileri, insaniyet- perverleri, âlimleri; muhtelif ideo- lojilere mensup insanları 23 « 24 Temmuzda (o Pariste o “beynelmilel sulh akompanyı,, konferansında top- ladılar, Konferans, bütün dünyayı, tecavüze uğrıyan milletlere yardı- ma, açık şehirlerin bombardımanına karşı tedbirler alınmasına, bu cina- yetlerin kurbanı olan çocukları ko- rumıya daveti kararlaştırdı. Yüksek ve insani bir teşebbüs. E- ğer Cihan Harbinin bir daha teker- rürünü © istemiyorsak, © beşeriyeti şimdiye kadar görmediği en vahşi barplere, tarihin en büyük istihdat larına rahmet okutacak barbarlık! ra, tekâmülü bugüne kadar ilerle diği merhalelerden gerilere, irtican, listihdada, vahşete götürecek olan bu tecavüz harplerine karşı koymak, sulhü ve tekâmülü seven milletleri müşterek bir cephe halinde birleş- tirmek lâzımdır. Cihan Harbine giren bütün milk letler harbin harabisini belki de bi- zim kadar kuvvetle duyamazlar. Çünkü biz milli istiklâlimizi müte- cavizlerin elinden almak için, erke» ği, ihtiyarı, kadını, çocuğu ile bers- ber harp üstüne bir harp, bir istik- 1âl harbi yaptık. Bu kader kan ve insan enerjisi bahasına elde ettiği- miz istiklâli harpten kurtarmak, (iâtjen sayfayı çeviriniz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: