3 Ağustos 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

3 Ağustos 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SS BP © ... Halkın Çok Sevdiği Bu Pe YAZAN: EŞREF ŞEFİK |) MR İİİ Bir genç pehlivan ihtiyarca rakibini minder üstünde alt - edebilir. Fakat onu halkın kalbinde yenmedikçe şöhretini ve yerini tamamile alamaz. Birçok tecrübelerle gördük, son haf- taki Taksim güreşinde daha açık tzahürlerine şahit olduk. Ka- ra Ali gönüllerdeki mevkiini hâlâ eskisi gibi muhafaza ediyor. Her nedense Tekirdağlının sabık başpehlivanı sevgi ve itibar Kara Aliden Artık Güreş Geçmiş midir ? Perhiz ve İdmanla Eski Hızını Bulabilir R | Vatandaşla Mülâkat EE — eme ei 300 Denizcinin Liman İdaresinden Dileği Galatada o Arapcamlinde 78 numaralı kahvede Hasan Özbek yazıyor: Biz, 300 kadar gemiciyiz, Es- kidenberi, maişetimizi ecnebi kumpanyaların vapurlarında ça lışarak temin ediyoruz. Fakat, şimdi bu kumpanyaların çoğu bize iş vermez oldular. Çünkü bir çok ecnebi tayfalar, kendi bandıralarını taşımıyan vapur- larda da kolayea iş alabiliyor. lar. Bunun sebebi şudur: Limanımızdan transit geçen İl ecnebi gemiler, su ve kö mir ihtiyaçlarımı e İstanbuldan temin ettikleri halde, 200 lira verip pratika çıkarimağa mec- bur olmamak için buradan tay- fa almıyorlar. Bunun yerine, bahsettiğimiz ecnebi EE hlivan, Ciddi Yazan : ANEY EYELENED . SULAMA LARA Aa sahasında yenemedi, ne dakikalarca zihnimi yordum. Kara Ali başpehlivanlığı kaybet- tikten sonra hemen geçkin pehlivan- Jar sırasına karıştı. Halbuki Alinin yaşı, yaratılışındaki kudret, güreşin- deki uslüp, halindeki vekar ve ca- © ma yakınlık bizleri birdenbire geç- kinliğine razı edemiyecek gibiydi. Güreş meraklıları Kara Alisiz meydanlara yaşlı gözlerle bekar ol- — muşlardı. Ahalinin bu sevgisine rağ- men Kara Ali hakkındaki “geçkin, © lâkabı epey devam etti. Bunun veba- ini halktan ziyade Kara Alide ara- mak doğru olur. Mütevazı ve eski usullere riayot- kâr olan Kara Ali kendinden sonra “yetişen genç Tekirdağlıyı başpeh- — Hivanlığında rahat bırakmak istedi. © Birkaç kere yenildiğini, artık ara- © larındaki farkın belli olduğunu an- Jayınca ikinci tertipten rakip ol- mağa razı olamadı. Uzak yerlerdeki güreşlere gird. Tekirdağlıyı kova- Jamaktan vazgeçti, Kara Alinin ken- di nzasiyle bu vazgeçişidir ki, ca- nımız #istemediği halde gözlerimizi başkaları üstüne çevlretiz Kara Ali ihtiyarile birinci sımf gü- ilen çekildiği o sıralarda Mü- lâyim Tekirdağlı ile her vesile ile bir müsabaka arıyor, Tekirdağlının çarpışmak hususunda amlaşamadığı ecnebilerle tutuşuyordu. Ağır siklet pehlivanlarımızm sa- yısı mahdut olduğu için, her fırsat- ta öne sürülen pehlivanlardan baş kalarım görmek ihtiyacı tabistiyle Rekor kırmak, ceviz kırmaya ben- | sini Alinin bugünkü yaşından daha cudü, reği ile biraz itimadı nefistir. Rekor Nasıl Kırılır? Yüksek atlıyan bir atlet i gördüğüm için Kara Ali hakkında yi- başgösterdi. Halkın bu duygusunu karşılamak üzere Kara Aliye tek. rar birinci rolü vermek İstediler.. ikinci tecrübedeki talihi de pek ak: si çıktı. Tam kıvamını almağa başla dığı, nefsine itimadı artmağa yüz tuttuğu günlerde kolu çatladı. O za man da evvelce rizasiyle çekildiği tekaütlüğe sakatlık o mecburiyetiyle bir daha dönmüş oldu. Geçen haftaki Taksim güreşinde farkına vardık. Alinin çatlıyan kolu düzelmşitir. Talihini meydanlarda bir daha denemesi için ortada kalan engel olsa olsa biraz ilerlemiş yaşı- dır. Fakat bu yaş meselesini de etraflı- ca hesapladım. Türkiyede, Avrupa ve Amerikada gelmiş geçmiş büyük pehlivanların şöhretlerini devam et- tirdikleri çağları hatırladım. Exseri- genç bulmadım. Hem Ali sefahatle yıpranmış bir ömür sürmemiştir. Vü kalça üstleri, mide şişkinliği Bildir. Alide bugün birinci | almak için eksik olan şey, güreş sü- | plânda yer Ben şunu iddia ediyorum: şimdi- ki Kara Aliye, bir hafta nezaret al tında idmana çekip muhtaç olduğu ekzersizleri ve rejimi iyi tayin şar- tiyle kuvvetini fki misli arttırmak mümkündür. Açık havada icra olunmiyan ve İtiraf etmeli ki, Koca oğlanın bu Seref Sadi | Hâdisesinin Kara Ali Pehlivan Yalnız Kara Alinin vücut kudre- tini tazelemek ve nefsini daha sürek-! M bir hale getirmek üzere tesbit edi- lecek idman sistemini fenni bir şe- kilde araştırmak lâzımdır. Öyle genç likte olduğu gibi, eski pehlivanların hikâyelerinden çıkarılan usullerle bu nazik çağda idman şemasını bul- mak pek kabil değildir. Bulunsa bi- le tesadüfi olur. Bir piyangodur.. linin son senelerdeki güreş talihi böyle bir piyangoya çatacağını pek A Eökkindiki kününt” lerim Şu satırları kâfi görürken son söz olarak bir şey lüzumlu buldum: Diyeceğim ki, Kara Ali üç ay müddetle evinden ayrılmağa ve çok perhizkâr bir şekilde dediğim tarı- larda idmanlara razı olursa, üç &y sonraki en çetin güreşlerinde eski hızında görmek mümkün olduğunu şimdiden taahhüt ederim. ilâve etmeyi | Akıbetleri Merhum Şerefin adını Çıra» ğan sahasından kaldırmaya ka- rar veren Beşiktaş klübü ida- re heyetinin klüp ve spor efkâ- rı umumiyesi muvacehesinde bu hareketile düşmüş olduğu müşkül vaziyet son zamanlarda daha çetinleşmiş bulunuyor. Matbuata kadar akseden bir ha- bere göre Beşiktaş klübünün faal azasından ehemmiyetli hir kütle beşiktaşta (Şeref) ismile bir spor klübü tesisine teşebbüs gemiciler pasaport vize ettirip bu vapur- lara giriyorlar ve kolayca iş bu- Tuyorlar. Bu gekil, kumpanya- lara da ucuza mal oluyor, Son zamanlarda Boğazdan | geçen bir çok vapurlar da, pra- | tika vermek mecburiyeti kar- ) sısında ihtiyaçları olan tayfala- rı Rumanya ve Bulgaristan li- manlarında temine başladılar, Bu vaziyette hem biz zarar görüyoruz, hem de hariçten memlekete girecek ecnebi para- sını kaçırmış oluyoruz. Bizim saziyetimizde bulunan 300 a- i acaba,"limanın kontrol ve idaresi altında bulundurma- #a, kontrat veya mukavele ile galıştırmağa imkân yok mı dur? Yahut tn, tayfa alacak eenebi gemileri için pratika çı kartmak mecburiyeti kaldırıla- maz mı? ——» Radyo Neşriyatını Islah Etmeliyiz “Bu mektubumda (yine rudyamuzdan RİRER İEERm FemammeİtETI ie va taraftarı radyo müessesesine, diğer ta- raflar gazetelere boyuna mektuplar gön- k kAfi derecede baş ağrıtıyori 3 TAN, devamlı neşriyetile İstan iyosunun wlahı bahsinde dinleyi - silerin ve okuyucularının isleklerine en mükemmel şekilde tercüman oluyor. İş bu veziyette iken, kısa maruzatıma geçme - den önce, böyle bir mukadâimeye lüzum gürdüm. Dileğimiz m; im. İstanbul radyosunun. ve radyo programının tam ve mükemmel bir hale konulmasın fetiyoruz, Bunun izin ne yapmak ldzımsa, esirdenmemelidir. İs- tanbul radyosu, bugünkü malayani neşri- yatile dirleyicilerini tatmin etmekten w- zaktır. Raydaya propaganda ehemmiye- ti bakımından da düşünülse, yine İyi nu- mara veremeyiz. Yeni Ankara İstasyonu iglemeğe başlamak üzeredir. Radyo mese- devlete ele alındığına güre, Anka- dasyonu kurulurken İstanbulu da göz den uzak tutmamalı, bilikis Ankara rad- yoru neşriyalının mükemmeliyeti için tes bit edilecek esaslar İstanbula da tatbik söllmelidir. Bu nokta üzerinde elâkader| ların nazari dikkatini çekmenizi faydalı | sandığım İçin, #rzediyorum.. Gedikpaşnda Kadirga caddesinde Hadiye Gülsüm, ra * Kaybolan kardeşini arıyor “Filibeliyim. Sekiz sebedir | İstanbulda oturuyorum. On iki yıl önce muhacir p- larak Bulgeristandan Lüleburguza gelen | ve oraya yerleşen kardeşim Rifat oğlu Ha (iti arıyorum, Lüleburgazda bir müddet çiftçilikle uğraştığını biliyorum. Fakat, sonradan nereye gitüğini ve şimdi ne hal etmişler ve bunun için icap ©- den merasimi ikmale başlamış- lardır. de bulunduğumu öğrenemedim. Tanıvıp bileririn gazetenizde mahfuz ad Y eni girdiğim pansiyonun kar şisındaki yüksek apartıma- nın alt katında çoluklu çocuklu bir aile oturuyordu. Benim odam da alt katta oldu- ğu için, pencerelerimiz, biribirine bakıyordu. Ben, yalnız başıma ça- lışırken, bazan yoruluyor, biroz da ışık görmek için, gözlerimi pen cereye çeviriyordum. Karşı apartımandaki aile, bir 2- şiret halkı kadar kalabalıktı. Be- ba, ana, delikanlı oğul, yetişmiş iki genç kız, iki de emekliyen ikiz çocuk... Ara sıra, gece yatısına, ak rabalar da geliyordu. Anne, acınacak halde idi. Emek- liyen ikizlerin ikisini birden uyut mak, başlı başına bir dertti, Biri uyuyordu; uyuması geciken öbürü sızlanmıya başlıyor, uyuyanı da w- * yandırıyordu. Anne, hangi birine yetişecek? Genç kızlar, küçükleri kucaklarına alıyorlar, piş pişlerle odanın içinde dolaşıyorlar; gel ge- lelim, yumurcaklar, tiz perdeden, anne! Annel diye ağlıyor, uyku başlarına sıçradığı için, büsbütün ceresinden ikisi, hemen daim çık duruyordu. Bu pencereleri ge- rilmiş iplere, ikizlerin dizi dizi donları, iş gömlekleri asılıyordu. Küçüklerin çamaşırları ipten alın- dığı zamanlar, odanın içi görünü- yordu. danın, bana göre sağında, dıvera bitişik bir eski kon- 8ol ve konsolun üzerinde yaldız çerçeveli küçük bir ayna vardı. Konsolla pencere arasındaki köşe- ye bir küçük yuvarlak masa kon- muştu, Sağdaki iki pencere arasın- da, yine dıvara bitiştirilmiş büyü- cek bir masa duruyordu. Sol ta- rafta, İki geniş karyolanın aj uçları görünmekte idi. Pencerele- rin karşısındaki dıvara renk renk kadın esbapları asılmıştı, esvapla- rın altında, yere biri küçük, biri büyük iki valiz konmuştu. Konsolun üstünde; ihtimal co- ğu boş, küçüklü büyüklü Jâvanta, kolonya şişeleri vardı, Aynanın ö- nünde, anne, baba, delikanlı ve gençler, nöbetleşe, tuvaletlerini yapıyorlardı. Köşedeki yuvarlak masanın üstünde, bir çiçek, bir küçük işporta malı el aynasi, pud- Fahık, ve irili ufaklı kutular duru- yordu. İki pencere arasındaki ma- zemez. Ceviz kırmanın bile bir usu-| vakti az üç resmi kronometror tara» lü varken, rekorun cam kırar gibi fından ölçülmüş olmıyan koşuların kırılmıyacağını çocuklar bile idrak rekorları ve çelik bir şerit ile yine ederler. en az üç atletik yarışlar hakemi tara- Birkaç senedir, atletizm rokarları- fından ölçülmiyen yarışların mesa- mıza bir sağlamlık arız oldu. Bir feleri vekor olarak (asdik ve tescil türlü kırilmıyorlar. Rekor çanak gömlek kabilinden bir şey olsa kırıl-| madığına memnun olacağız. Lâkin iş öyle değil, Olçüye dayanan sporların kalitesi düzeldiğini ancak bununla ölçeriz. Yeni bir rekor tescil edilmek için beynelmilel nizamname şu şartları koyar: 3.X-38 sulhü korumak, candan duyduğu- muz bir müdafaa insiyakı, bir mü- dafea şuurudur. Cihan Harbinin yirmi dördüncü senesini tamamlar- ken, bu müdafaa insiyakını bir da- Mem ep edyrm yl İri ki Şi edilemez.,, Kolej müsabakaları müstesna ol- mak üzere bu sene yapılan hiçbir atletik müsabakada nizamın dediği gibi müsabıkların beherine resmi üç kronometrör vermek imkânı buluna- madığına göre eğer kırılmış olsaydı, rekorlarımız tescil edilemiyecekti, Bir taraftan bu sene ancak oda olmıyarak iki rekor kırılmış olması- nı bir bakımdan esefle bir bakım- dan teselli ile görmekteyiz. Hakem ve kronometre şartlarını E dediğimiz gibi nizami şartları haiz. resime bildirmelerini rica ederim. sada yemek yiyorlardı. N Yanlışlık Düzeldi Hep, o odada giyinip soyunu- Diş Tebiplerinin o smuflara ayrılması) yor, yiyip İçiyor, oturup kalkiyor. münssebetiyle, dişçi Murat Koçağın bir şikâyetini yazmıştık. Kendisinden aldığı. | 18rd Öbür odalar, yahut oda, çok Aldığımız mütemmim malü- mata göre bu hâdiseler yalnız (Şeref) stadı isminden doğmuş değildir. Bu mesele bundan müddet (evvel (oBeşik- Şir? mektupta bir yanlışlık olduğunu vel, MU dardı acaba? ie klübünde belirmiş ve a- $| bö Odasının şikâyetini dinliyerek de. O Genç kızlardan biri koyu siyah kisler yapmış olan ikiliğin o $)'<©iPi indirdiğini bildirmiştir. saçlı, koyu siyah gözlü güzel zaman alman uyuşturucu ted- * di ve daha güzelleşecekti. Odanın birlerle ortadan kalkmamış ol- CEVAPLARIMIZ i içinde, hergün, saçlar durmadağı- | Erbaadan “M. A.” imzasile mek- tup gönderen okuyucumuza: Odamın istorlardan sonraki tül “Şikâyet mektubunuzu alâkadar maka- 5m gönderdik. Yayık mörüdilzi tildinne: | erdal manen; dalına, Enli dire diğiniz için, yapılacak resmi tahkikatın | duğu İçin, gözleri, pencereme ta- neticesine kadar bir sey yazmıyseskır.. | kılmıyordu. Bir iki kere baktık- İstiklâl caddesinde © kunduracı | tan sonra, artik başımı o tarafa çe “Arşak” a virmemiye başladım; çünkü üzü- masından ve o sıralarda seçil- miş olan yedi kişilik idare he- yetinin reis te dahil olduğu hal- de dördü istifa etmiş olmasına rağmen geri kalanların hâlâ klübü idarede israr etmelerin- den ve bunların bilhassn ge- çen seferki ihtilâfın çıkmasına şahısları sebep olmuş olan zat- lar olmasından ileri gelmekte. nık, yaka paça açık, perişan bir kılıkla gezyiordu. nizama uydurmadıkça müsabakaları» mızda gekor kırmak hülyasından ASİ. “Bahsettiğiniz falimatname, Şehir mecli | Tüyordum. ir gün akşam üzeri bir ar- sinin önümüzdeki toplantı devresinde B kadaşım, yanında genç, gü- görüşülecek ve belki bu kış meriyet mev« zel, boylu boslu, —benim de tanı- i > İ kine konulacaktır. Yeni hazırlanan bele- | diye zabıtami talimatnnmesine de bu iş la e ayten maddeler konulmuştur... i AERO A0E ORDA KOARA DUDE BES AUE ROLE HIKAYE BÜYÜK KORKU Mahmut Yesari . 3-8.938 İH EYEEAAEEEASERANIN GEKA MEAL SARA SEDA AA AE z 3 5 | » TİER dığım,— bir kadınla, bana misafir gelmişti. Genç kadın, kendi gibi, etrafım da şen, aydınlik görmek istiyor- du: — Nedir bu karanlık! Dedi, istorları yukarı Kaldırdı, tül perdeyi de açtı, Çok geçmedi, karşı apartımandaki koyu siyah saçlı, koyu siyah gözlü genç kız, gözüne ilişmiştiz — Ne güzel komşuların var! Genç, güzel, boylu boslu kadın, bunu kıskandı: — Uslu otur, şeyler istemem. Genç kadın, açık, pervasız ko- nuşuyordu; biz de, onu utandırma- mek için, ayni dille konuşmaktan baska çare bulamıyorduk. Seslerimiz, kahkahalarımız, oçık pencereden © sokağa (| taşıyordu. Komşuların gözleri, gizli bakışlar? bizim pencereye çevrilmişti. Orta- İlk kararıp ta elektriği açtığımız zaman, perdeleri kapamak İste dim; genç kadın, mâni oldu: — Hava çok sıcak...“ Rüzgâr keser. Bırak, açık kalsın, ne zarâz. yanımda, böyle Yutkunup susmanın en kestir” me yol olduğunu biliyordum. Genç kadın, şüpheli bakmıy& başlıyordu: — Yoksa, çekiniyor musun? — Bayır! Neden? Daha mânalı göz süzdü: — Bilmem! Olur a! — Hayır, hayır! gibi değil... Zannettiğin. ece,, geç vakte kadar otu” muş konuşmuştuk. o ÖYle tahmin ediyorum ki kahkahalar” mız, bir sokak aşağıdaki cadde” den bile duyulmuştur. Ertesi sabah, ancak öğleye doğ” ru uyanmıştım. Odanın bavasın” da, hâlâ gecenin sigara dumam içki kokusu ağırlığı vardı. İster ları, tül perdeleri açtım. Gayri ib” #yari, karşıki apartımana bak:mı#” tım; geceki gürültümüzden mu hakkak rahatsız olmuşlardı. Bi?4* | utanıyor gibiydim. Fakat gözlerim hayretle açıl” Koyu siyah saçlı, koyu siyah gö” lü genç kiz, aynanın karşısına saçlarını düzeltiyordu. Bir af* döndü, baktı; bakışında bir gö lümseyiş sezdim. Aklım duruyo” du. Genç kız, ayna önündeki t9 valetini bitirdi, küçük yuvar” masaya yaklaştı, el aynası ald” etmbızla kaşlarını yoldu, kırımı e) çantasından rujunu çıkardı, İ“ daklarını boyamıya başladı. O, artık dünkü. bir kaç gün ©“ velki, #açları darma dağınık. ka paça açık, perişan kılıklı kız, değildi? Uykusu gelen küçüklerden Bİ ni alıp piş pişlerle odada dolaf dı; tırnaklarını törpüledi, cilâ dı. * Neden? Niçin? Neye? Bu değişiklikte. kendime wi cük bir pay ayırmıyorum. Ve hım almıyor. İster manın, ister inanmayi?il istorları çektim, tülleri indirdi. Bunun cevabını verebilir Çünkü kendimden ko pr »E 004 po » sd İL EE SELEN

Bu sayıdan diğer sayfalar: