26 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8

26 Ocak 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“Celal Bayar Refik Saydan Başvekil , (Başı 1 ncide) landı. Ve celsenin açılışını müteakip, İzmir meb'usu Celâl Bayarın, Başve- kâletten İstifa etmesi üzerine İstan- bul meb'usu Dr. Refik Saydamm Başvekâlete memur edildiği hakkın- de Riyaseticümhur tezkeresi okun- du. Reis, yeni kabinenin teşekkülüne kadar celseyi tatil etti ve Meclis sa- a* 16.50 de Refet Camtezin başkan- liğında tekrar toplandı. Bu içtimada Reisiciimhurun aşağıdaki tezkeresi okundu ve alkışlarla karşılandı! B. M. M. Yüksek Reisliğine Istanbul Mebusu Refik Saydam'ın başkanlığında teşekkül eden icra ve- Killeri heyetini gösteren İlstenin Hi | ik olarak sunulduğunu saygılarım- Iu arzederim, Reisicümhur İsmet İnönü Başvekil; İstanbul Mebusu Doktor Refik Saydam, Adliye Vekili: Konya | Mebusu Fikret Sılay, Mili Müdafaa Vekilk Bursa Mebusu General Naci Tınaz, Dahiliye Vekil: Tekirdağ Mebusu Faik Öztrak, Hariciye Veki- li; İzmir Mebusu Şükrü Saracoğlu, Maliye Vekili: Elâziğ Mebusu Fuat Ağralı, Nafıa Vekili: Afyon Mebusu Ali Çetinkaya, Maarif Vekili: İzmir Bebusu Hasan Âli Yücel, İktisat Ve- kili: İzmir Mehusu Hüsnü Çakır, Sıhhat ve İç. Muavenet Vekili: Dok- tor Hulüsi Alataş, Gümrük ve İnhi- sarlar Vekili: İstanbul Mebusu Ati Râna Tarhan, Ziraat Vekili: Muhlis Erkmen, Parti Grupunda C. H. Partisi, Büyük Millet Meclisi grupu umumi heyeti, bugün, Büyük Millet Meclisinin umumi içtimamı müteakıp saat 17 de Trabzon sayla- vi reis vekili Hasan Sakanın riyase- tinde toplandı. Yeni Başvekil Dr. Refik Saydam, $öz alarak kürsüye geldi ve yeni te- şekkül eden hükümetin Teşkilâtı E- sasiye kanunu hükmüne göre cama günü toplanacak olan Büyük Millet Meclisi umumi heyeti içtimaında be- yannaMesini okuyup ftimât reyi isti- yeceğini bildirdi. Başvekilin, yeni se- “itim hakkındak! Izahatı tasvip edildik |; ten sonra müzakere edilecek başka anadde olmadığı için celseye nihayet “verildi. Refik Saydam Yeni Başvekilimiz, 1881 de İstan- pulda doğmurlur. Dahili hastalıklar mütehassısıdır. İlmi sıfatı profesör- dür. Tıp tahsil etmiş Almanyada ih- Waas yapmıştır. Birinci ve İkinci İs- wet İnönü kabinelerinde Sıhhat ve içtimai Muavenet Vekilliğini ifa et- imiş, Birinei Celâl Bayar kabinesin- de yorgunluğu münasebetiyle bir #üddet istirhet için ayrıldığı zaman kabinenin duvayyeni idi. Cümhuri - yet hükümetinin bütün sıhhi ıslahat ve inkılâpları zamanında yapılmış, Tıp Fakültesinin ıslahı, sari hastalık- larla mücade'e. hastane tesisi, An- kara Tıp Fakültesinin kürulması, küçük sıhhat memurları, sıtma mü- endele teşkilâtı gibi sağlık davamıza âit en büyük kanunlar zamanında çi- İ karılmıştır. Kızılayın umum reisi o- larak ta vazife gören Doktor Say- dam, bu şefkat müessesesinin bugün kü ileri ve örnek hali almasında mü- him bir âmil olmuştur. Ankara mahfilleri, Dahiliye Ve- liği ve Parti Genel Sekreterliğini, sa bir zaman içinde muvaffakiyet- le idare eden ve İşine tam mânasiyle sarılan Doktor Savdamın Başvekil- İikte ayni eseri daha geniş ve samll| bir rabıta ile devam ettireceğinde| süphe etmemektedir Faik Öztrak | Yeni Dahiliye Vekili Faik Öz- trak, 1882 de Malkarada doğmuştur. Mülkiyeden mezundur. Muhtelif mu tasarrıtlıklarda ve Wiliklerde bu- lunduktan sonra Dahiliye Vekâleti teftiş heyeti umum müdürü iken bi- rinci Büyük Millet Meclisine Tekir- dağı Meb'ust olarak seçilmiştir. Son devrede Kamutay Reis Vekili olmuş tur. Devlet Şürası reisliği için hükü- metin namzetler listesinde ismi bü- lenmaştur. Memurlar Kanunu mu vakkat encümeninin tetkik etmekte prizi proje Faik Öztrakın teklifi. Mahlis Erkmen İ Yeni Ziraat Vekili Muhlis Erkmen 1891 de Bursada doğmuştur. 1910 se- nesinde Halkalı Ziraat Mektebinden mezun olduklan sonra Almanyada ihtisas yapmış ve memlekete döndük ten sonra Halkalıda Zootekni mual- limliği ve aynı mektebin müdürlüğü | İnü yapmıştır. Halkalı lâğvedildikten | sonra Ziraat Vekâleti müsteşarlığma | tayin edilmiş ve müsteşar iken Bur- sadan mebus seçilmiş ve İsmet İnö- hü kabinesinde beş sene Ziraat Ve- rilliği yapmıştır. Ankara Ziraat Ens ütüleri Muhis Erkmenin Vekâleti Bu ikin e Ziraat Vekibliğidir. İlmi sefafi pro: tesörliktür. Fikri Tuzer Halk Partis' umum kâtipliğine ta- yin edilen Fikri Tuzer, 1878 de Şum- nuda doğmuştur. Tıp tahsil edip muh telif vazifelerde bulunduktan sonra Sıhhat ve İçtima! Muavenet Vekâle- ti müsteşarı iken Üçüncü Büyük Mil- let Meclisine Erzurum Mebusu ola- rak seçilmiştir, Doktor Fikri Cümhuriyet Halk Partisi Genyönkurul âzası olarak parti teşkilâtında senelerce hizmet *| mağazalar kapalıdır. Bir çok kimse- İ geçmektedirler. Bunlardan bir çokla- etmiş ve son zamanlarda Genel Sek-| reter vardıme: üyeliğe seçilmiştir. r AN: Çekildi, i Frankistler Barselon Kapılarında (Başı 1 incide) Bilhassa limanın istihdaf eylediği ve maksadın milisleri Fransaya götüre- cek vapurları batırmak olduğu bildi- riliyor. Bu tayyareler Balear adasın- dan gelen İtalyan tayyareleridir. Hükümet nakledildi Barselonadaki kordiplomatik bura- dan ayrılmışlardır. Caldetos'a yer- leşmişlerdir. Fransız sefiri Barselo- rada kalmıştır. Hükümet de Gerona'- ya nakletmiştir. Neşredilen kararname mucibince ler bavullar ve paketlerle şehri ter- ketmektedirler. Köylüler keçiler ve eşek koşulu arabalarla sokaklardan rı Fransa yolunda yaya yürümekte- dir. Araba kafilelelerinin ve fakir hal- kin takip ettiği sahil yolu dün bütün gün düşman tayyâreleri tarafından bombardıman edilmiş ve makineli tü fek ateşi altına alınmıştır. Sendikülar tarafından verilen bir| emirle tiyatro ve sinemalar kapan- mış ise de otellerle lokantalar faali- yetlerine devam etmektedirler. Ecnebi gzetecilerinden mürekkep büyük bir grup. dün akşam Gerone, ve Figueras'a gitmiştir Daimi içtima halinde bulunan sen- dika liderleri vaziyetin inkişafım sa- ati saatine takip etmektedirler, Askeri mahfillerde sükünet hüküm. sürmektedir. Şehir, dün akşam düşman topçula- ri tarafından doğrudan doğruya bom bardıman edilmekte idi. Halkın sinir. leri azami derecede gergindir.. So- kaklarda büyük bir kalabalık vardır, Otobüsler ve t#amvaylar her zaman- ki gibi işlemektedir. z Barselona hükümetinin en mühim endişesi, şehirdeki harp sanayini sü- ratle daha Şimiale nakletmektir. rilmektedir. Franz | kıt'alarımn İspanyada her hangi bir şekilde harekete geçtikleri haber verilir verilmez bu emir verilecektir. Bu lâzmmdır ki İtalya bugün yeni bir ihtarda bulunmuş ve Fransa son yardım etmeğe teşebbüs ettiği takdirde İtalyanın ademi müdaha- le hususunda serbestçe hareket e- deceğini bildirmiştir. Nevyorkta büyük nümayişler Nevyork, 25 (A.A.) — Dün akşam burada cümbhuriyetçi İspanya lehine olarak büyük bir tezahür yapılmış ve rak etmiştir. Münakalât bir kaç saat durmuştur. cümhuriyetçi (o İspanya ve Amerika bayraklarile silâh gönderilmesini isti yen levhalar vardi. Bir çok peskopos ve rahip ile 250 haham reisicümlur Roosevelt'e bir istida göndererek cümhuriyetçi |İs- Haber alındığına göre, geçen haf- ta içinde hükümete vemebusan mec- lisi azasına cümhuriyetçi İspanyaya silâh gönderilmesi yasağını protesto eden 250 bin mektup ve telgraf gel- Bir Çin Şehri Bombardıman Edildi Çungking, 25 (AA) — Nevs Ajansı bildiriyor * 16 Japon tayyaresi Honanda mü - him bir şehir olan Loyangı bombar- duman etmiştir. Şimdiye kadar tes- bit edilen ölü adedi 50 dir, Japon tayyareleri üzerinde bayrak çekili Central * İngiltere hükümetinin o Genera Frankoya işgal olunan sahalarda iti dal gösterilmesini & diriliyor. Barselona - şehrin tahliyesi takdirinde emniyetin! maması ç giltereye te: ş İspanya Hariciye Nazırı Del Vayo bugün Barselonaya gitmek üzere Pa- risten hareket #tmiştir. İngiliz kabinesinde Londra, 25 (A.A.) — Nazırlar baş vekâlette toplanmıslardır. İçtima üç saat kadar sürmüştür. Bu içtimada bilhassa İspanya me- selesinin konuşulduğu bildiriliyor. İtalya, ordu hazırladı Roma, 25 (A.A) — Reuter ajan- sının muhabiri bildiriyor; binasına da bomba atmışlardır. | olmasına rağmen İsveç misyonunun. ——e Mısırda Mühim Bir Kaçakçı Şebekesi Yakalandı : İskenderiye. 25. (A.A) — Polis, geniş bir uyuşturucu maddeler ka- çakçı şebekesini meydana çıkarmış- tır. Bu kaçakçılıkta sahil muhafızla- rı da methaldardır. Sahil muhafız-| lardan iki sübay ile 45 asker tev- kif olunmuştur. ir Könunusani Maaşı Lâyihası Ankara 25 (TAN muhabirinden) — İkincikânun ve şubat ayları ücret ve maaşlarının tediye sureti hakkındaki Cenova ve Spezla'da tahşit edilen 30.000 İtalyan askerinin İspanyaya gitmek emrini bekledikleri bildi- kanun lâyihası bütçe encümeninden münasebetle şunu da ilâve etmek | dakikada etimhuriyetçi İspanyaya | halk bu tezahüre kütle halinde işti-; Nümayişçilerin elinde | panyaya serbestçe silâh gönderilme. İ sini istemişlerdir. 9 BAM Çocuklarınıza En Muvafık Bayram Hediyesi Cep Kitaplarının Bir Senelik Abonesidir. 11 inci Kitap Bugün Çıktı u Demokrasi Ne Demektir ? Yazan: JAMES BRYCE Türkçeye Çeviren: Sahiha Zekeriya Bu kitap şimdiye kadar demokrasi hakkında yazılan eserlerin en iyisidir 10 Nasrettin Hocanın Hayatı ve Hikâyeleri ZİYA ŞAKİR Bu eserde Nasrettin Hocanın hayatını gayet toplu bir halde bulabilirsiniz. Fık- ralarinın en iyileri seçilmiştir. Yazan: Uykulu Kuytu Menkibesi Yazan: VAŞİNGTON İRVİNG Türkçeye Çeviren: Halikarnas Balikçisi Vaşingtonun meraklı ve zevkli bir hi- küyesidir. Senede 106 hitap a Fer kitabın fiyatı 16 kuruşmur. Cep kitaplarının. Senelik abonesi $$ lira, altı aylık abonesi 44 liradır? Abonelere itüphane hediye verilir, Kitaplarımızı ber kitapçt ve müvezzide bulabilirsiniz, .,. ADRES: Ankara Caddesi Reşit Efendi Hanı, Birinci Kat. Posta kutusu 97. İstanbul Satış Yeri: UANNBINMM CĞIR Küküphanesi. Ankara Caddesi. 15 LL Baş, Diş, Nezle, Grip, Romatizm geçerek aynen kabul edilmiştir. Lâ- yiha Meclis ruznamesine alınmıştır Değil mi? Allah aşkına sen hak ver — Oyledir kızım, öyledir. Sen Vurguna bakma. O, ne yaptığını bilmez takımdandır. reden tanıdın da âşık oldun? Söyle — Once yazılarından, sonra resi: — Hangi eserlerini okudun? »— Hepsini okudum. Nevralii, kırıklık ve bütün ağrılarınızi derhal Keser. GA İcabında günde 3 kaşe alınabilir. (HAMM bardak Karahisar verirsin. Bir bardak da portakal suyu hazırla, — Bu hale getirdiniz de şimdi nereye gidiyorsu- nuz? — Lüübaliliğin sırası değil, Biz getirmedik bu hale, Kendisi bize sormadan bu hale geldi. Hoş biraz da alışmışa benzyor Ya. im. Sen bunu ne- bakayım. mlerinden. AKA GÜNDÜZ Bayan Perihan Soydangelle Bay Ahmet yarım boy farkla kapıdan girdiler. Bay Ahmet epeyce me- raklı olduğu için öne geçmişti. Yolda Perihanı sıyı- rıp geçerken farkında olmamıştı. Şimdi tanışır ta- nışmaz Sordu — Köşedeki pastacının kapısı önünde ucibadem kurabiyesi yiyen siz miydiniz? Siz olduğunuzu bi- Jeydim, daha orada kendimi bildirirdim de yolda lâf atarak gelirdik. Vurgun sözlerini kesti: — Bay Ahmet! Dur bakalım, bayanla henüz ben iyice tanışamadım. Bayan Perihan, öyle yazıp durduğu gibi on seki- zini bitirmemişlerden değildi. Esmer olsayâı, eski Mısırın devanası Kleopatranın öz kızı sanılabilir- di. Bununla beraber bir koyun tüccarını, bir pastır- macıyı çok memnun edecek çapta idi. Ahmel, Vur- gunun tabiatini bildiği için bıyık altından gülüm- süyer ve ikisinin anlıyabileceği hükteler savuru- yor; — Bu siyah şarabına diyecek yok. Azizim! Bu şarabı suluca pişmiş, lüplöp külbastı ile içmeli. Ya- nına dâ asmakabağı, havuç garnitütr.. Perihan bütütn şişkoluğuna rağmen pek güzel bir kızdı. Vurguna ölesiye âşık olduğunu göstermek için ne Yapacağını bilmiyordu. Sol kaşında tik vardı, ikide bir yukarıya kalkıp iniyor. Bu kadar löplöpün- de sinir olmamalı ama bunda nedense var, TEFRİKA No. 24 Taklit astragandan, siyah kürkünü, kenarından sülün kuyruğu sarkan lâcivert şapkasını, eldivenle" rini çıkardı. Bu kalın kabuklar çıkınca içinden, gö- rünüşünün aksine, daha küçük çapta bir Perihan sıyrıldı. Vurgun içinde hemen bir ferahlık duydu. Bir saniye önce bu kadar ağır sıkletie konuşabilecek ta- bammül ve kudreti kendinde bulamıyacağını sanı yordu, şimdi biraz konuşabilirdi. — Bu, elli derece değildir, iştah Için bir kadeh alır mısın? Ses çıkarmadan ve su koymadan şıp diye bü- tün kadehi içiverdi. Ahmet gizlice şaştı. Sonra “ra- kı içmesini bilmiyor zavallıcıkı, diye kendince bü içişe bir sebep buldu. Fakat Vurgun böyle yapmadı, o, içtikten sonra yüzünü hiç buruşturmadığına ve alışkan bir eda ile meze aldığına dikkat etmişti. Ah- met merakını yenmek İçin dikkat kesilmişti Oyle saf, öyle çocukça konuşuyordu ki, dinle- mekten, yedinci dolu kadehi yuvarlamasına engel ol» mak akıllarına gelmedi. Aralarında eskimiş bir ah- baplık doğuvermişti. Başka bir memleketten gelmiş- ler, Istanbula yerleşmişler ve Istanbulda kala kal- muşlar, Vurgun onun ruhunda “derin tesiratlar,, yap miş. Eğer cevap almasaymış kendini... Çok bahtı ka- ra sayacakmış da yataklara düşecekmiş. — Ahmet, kardeşim, ama öyle değil mi? Benim gibi bir genç kız, henüz dünya evine girmemiş bir ta- 26 bu gibi munmeleler huzurunda kalırsa ne olmaz? Kızın yutkunduğunu sezines kesmedi: — Hepsini sormuyorum, en çok bangi eserleri ho, şuna gitti? Kızcağız büsbütün afallayınca Vurgun karıştı: — Böyle ciddi bahislerin sıras ımı? Ağız tadile bir yömek yiyelim, dost olmadık mi, şizdiden sonra her vakit bunları konuşuruz. Ahmede aldırma kı zım, o pek mersklidir, her şeyi öğrenmek ister. Bak bu şarap tam sekdir, ama kiniyonlu kebapla pek hoş gider. Dur, dur! Biraz soda koyayım. Neyse.. İkinci bardağa koyarız, bu geçti. Yemekten sonra hazma faydası var diye elma ile viski içtiler, Perihan koltuğunda sızdı. Udi arkadaş şunu iyi bilirlerdi: Sarhoş kadının sızmış #nanzarası, iğrenç çirkinliğin şaheseridir. Buns rağmen ki arkadaşı Perihandu bunun ak- sini gördüler: Yorgun düşmüş güzel bir kadının tafltı uykusu, — Ahmet! bunu yalaız bırakmamız lâğim geli- yor, Ne çıkar? deme, O me düşünürse düşünsün, ne derse desin. Benim sadece ve ancak bir misafirimden başka bir şey değildir. — Ne yapmak fikrindesin —Yatağıma yatırmalı. Dikkat et, vücudu bir taz yik altında. Madam üstünü soysun. Galiba boy kor- #eyi kullanıyor, onu çıkarsın. — Ben bu gövdeyi yalnız kaldıramam. Elbirliğile başından, bacaklarından tutup kar- yolaya yatırdılar, Ahmet dışarıya çıktı. Madamla Vurgun sıyırmış rahat ettirdiler. Vurgun giderken tenbih etti; - Sen yanından ayrılan madam. Su İsterse bir — Böyle güzelim yalnız kalr hiç? — Yanında sen varsın ya, Yoo? Iş sandığın gibi değil madamcığım. Bugün ölanca faziletim üstümde. Yarın da öyle olacak öbürgün de. — Hep üstünde olacak? Çamaşırcı gelirse de çı- karmıyacaksın ki yıkansın? - Fazilet yıkanmaz madamcığım! Ne gülüyorsunuz? Yıkanmazsa lekeci Artine götürürüm, sakiz yapar getirir. Koca fistanları. kos- tümleri temizliyen Artin dediğinizi temizliyemez mi? —-Onu temizliyen temizler, lekeci Artinin har- cı değildir o. — Zeten siz hep bana gülersiniz. Ayılır da git- mek isterse birakayım mı? Yoksam siz gelinelye ka- dar lâfa ma tutayım, — Aman n8 yapıyorsun? Birak bırak. — Ülfet hanım gibi akşamadak kitapları karıs- tırırsa tınmayıra mu? — Bu öylesi değil. Kitapla alış verişi yok. — Bu kızcağıza değil ama, Allah bana akıllar, fikirler versin ki çıldırmayım! — Bize de pay yok mu? — Şiz Mevlanızı çoktan bulmuşsunuz. — Hava soğuk ama, hem açık, bem güzel, Şişli- ye kadar bir gezinti yapıp açılacağız. Bu akşam ye- dide bir yere davetliyim. — Hımmm! Anladım. Sabahtan gelen o güzel In giliz madamasına, — Uyanınca bu akşam gelmiyecek der, savmiya bakarsın. — Emir, emir demişlerdir. Ben sizi ktârrım hiç? Yolda Ahmedin merakı yine teprendi (Devanı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: