28 Ocak 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

28 Ocak 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

am Niçin şoför demiş? a Otomabil kullananlara niçin $9- İör dendiğini bilir misiniz? Bu Sözün aslı fransızcadır. İlk otomo- biller şimdiki gibi işlemezdi. Kö mürle işletilirdi. O zamanlar, ote- mobil çalıştıranlara | şoför dendi, Kırk elli yıldır otomobillör kö - mürle işlemiyor. Eski sistem de - Esti, ama şoförün adı değişmedi Bu ad da otomobille beraber dün Yaya yayıldı. * 22 kilometre e şimdiye kadar hava- i mesa- İnsanların da en çok yükselebildikleri fe, 22.066 metredir. Halbuki bun- dan otuz yıl örice, ancak il5 s56tre Yükseğe çıkılabilmişti * 6 kilo zayıflamış Maurice Rossi adında bir uçu- cu 60 saat süren bir tayyare ŞU Şundan sonra tartılmış ve bu kısa müddet içinde 6 kilo zayıflamış ol duğunu görmüştür. LMİYORDUM /1| Resimde gördüğünüz garip kuş, iki yumurtadan fazla yumurt- | lamaz. Yumurtalardan biri ç yıp yavrusu çıkar çıkmaz da, öbür yumurtayı beklemeden hemen ku- luçkadan kalkar, 4 Bu yakınlarda köpek, kedi, ta- vwuk gibi hayvanları, yaşıyan parazitlerden elektrik şu- «ile kurtaran bir âlet yapılmıştır. üzerlerinde # Resimdeki saçlu sakallı adam, her gün bir litre deniz suyu içmek te ve bunun sıhhatli ve kuvvetli olmasına çok yardım ettiğini söy- lemektedir. Son Kalan Kurşun! Hikâye | agir parça edeceklerdi. Belki yakıp, külünü dört bir tarafa savuracak- lardı. İşte, at kişneyişleri, nal ses- leri duyuluyordu. Halbuki o, Ya” yaydı. Alabildiğine koşuyordu. Ah, bir an önce, ilk köye varabil- Koynundaki kâğıdı yerine götürebilseydi. Ama nerede... Or- man, korkunç hışıltılarla sesleni- yor, cıvık toprak adımlarını kesi- yordu. Bir aralık, peşinden kose atlının nalını alnında hisseder gi- bi oldu, durdu, rüzgâr. soluyuşla- rını glıp gerilere doğru ya du. Düşündü: Ne yapsam? Neredeyse tutacaklar- H aşında, yiğit bİr idi. Düşman, Türk çocuğu idi yürda adımını ataratmaz çetecilir Ze başlamış, sonra da Türk ordusu- na gönüllü yazılmıştı. O, büyük ya banu devletler, bele bir yere ES miye görsün, orasını ne insafsızca sömürdüklerini çek iyi bilirdi. Hem boyundu * bir yabancının pe GİY girmeli idi? Yurdu kur çıkana kadar S8 ti, Onu bir müd işlerde çalıştır” asan, 15 Y' ruğu altına tarılana, cani vaşmıya and etmiş det, orduda küç! Yazan:D.T. dılar. Sonra, ilk hatlarda, haberci olarak kullanılmıya başlandı. İşte şiradi de, üç gün aşırı yerden skd- ğı yazılı haberi alay kumandanına getirirken duyulmuş, peşine düşül- müştü. “ rtık çare yoktu, neredeyse tutulacaktı, o Koynundaki 4 yazılı kâğıdı çıkardı. Parça parça etti, Bir kısmını çiğneyip yuttu, ka lanları da belki böyle yâpacaktı Fakat ağzı o kadar kuru, nefes al mak ihtiyacı o kadar çoktu ki, bu işe deyam odemiyeceğini anladı. Onları mümkün olduğu kadar kü- çük parçacıklar halinde parça par- <a ederek havaya savurdu. Bu sı- Sada, ilk takipçi de kendisine ye- #işmişti. İşte ona doğru, yüksek sesle haykırdığım da duyuyordu. Hemen tabancasına sarıldı. * ksi gibi, tubancasında da tek kurşundan fazla kurşun kal marnıştı. Bir saniye içinde şimşek hızile şunları düşündü: Şimdi ta- bancamı, şu üstüme doğru dörtna- Ja koşan adama çevirirsem. onu a- tındah aşağı cansız bir heybe gibi kaskatı yere yuvarlamak içten bir le değil. Fakat. Onun arkasından KE TAN u Buradaki -- işaretli yerler! kırmızı, — işaretlileri sar» işe ları da mavi renkli kalemle boyayı nz! EĞLENCELİ OYUNLAR olan- bulunan Bir kaç işaret birden yerleri, o işaretierin renkleri ile bo yayacaksınız! Sizi, bu 36 odalı kohağa hapset mişler, 0x) işaretli odadasınız. (B) tiyorsunuz. Odalurın kapıları yal- nız bir tarafa doğru açılmaktadır. Aksi tarafa itilirse açılmıyor, ka- panıyor. Kapının ne tarafa doğru itilirse açılabileceğini görüyorsu - nuz. Acaba, sokağa çıkabilmek için hingi odalardan geçmeniz İâzim- dır? Kurşun kalemle çiziniz. gelenlere hangi kurşunla, . seyle karşı koyabileceğim? Yakalandığı takdirde kendisine yapılacak işken- celeri gözünün önünden geçirdi. Belki de ona zorla, eziyetle birçok şey söy'etebilirlerdi. Şu halde bu kurşunu kendi alnına sıksa nasıl olurdu? Gönlü buna da pek razi ol- müyordu. Öz yurdunu elindön al- mak için tâ buralara kadar gelen bu insanlardan birinin bile eksil- mesi kârdı. Hem bu kurşunü o, ken dişini öldürmek için mi taşıyordu? Hasan, tam, atlı düşman kendisini tutacağı zaman, elini kaldırdı ve düşündüğü iki işten birini. yaptı. Ne dersiniz çocuklar, Hasan bu kurşunu kendisine mi sıktı, yok- sa #aırşısındakine mi? Kim Olsa Şaşırır Arkadaşınıza sıra ile on adet benim her söyled den, ve çabucak vermeniz. İâzim- dır.. Meselâ ben. 8.der demez siz derhal 9 diyeceksiniz. Ben 304 de- yince hemen 309 u bastıracaksınız. Bu tenbih bittikten sonra, sıra ile şu rakamları söyleyin: 81, 19, 201, 907, 1622, 28. 809, 327, 12, 4099. Göreceksiniz ki, arkadaşlarınız bu sayılardan her birinin bir faz- lasını söylerken bazan yanılacık- lar, hele muhakkak 4099 un bir fazlasını söylerken, 4100 demiye- çek 5000 diyeceklerdir. İnanmıyor übe ediniz, kim olsa Alı Tane BirOn İki Size altı tane birin on iki ettiğini söylediğim zaman tabii güldünüz! Ama haksızsınız. İsterseniz ben si» ze bunu isbat edeyim: Ud) 1Z Nâsıl haksız miyim? Dediğim yanlış mı? Altı tane birden 12 yapmak mümkün değil mi imiş? | | leri aklında tutabildiğini anlamak 2G0CUK SAYFASI HEP Öğretmen — Kaya, niçin bir haf- tadır vazifelerini hep yanlış ya- parak getiriyorsun? Kaya — Bir haftadır babam'ev- de yok da ondan efendim. Kim Daha Dikkatli? Kimin bir bakışta bir çok şey- ister misiniz? Öyleyse, bir büyük tepsi alınız! İçine, çivi, kâğıt, cam kalem gibi ayrı ayrı elnsten on iki şey koyunuz! Herkes tepsideki &ş- yaya bir dakika kadar iyice dikkat edecektir. Sonra hemen, bir örtü ile tepsiyi örteceksiniz. Her çocuk bir kâğıt, kalem alıp gördü: gü eşyadan aklında kalanları ya- sacaktır. hatim mir e telif şekillere sokmak mümkün - dür. İsterseniz. eşyanın sayısını çoğaltır, yahut, müddeti uzatıp, kısaltabilirsiniz! Hattâ herkesi te- ker teker dışarı çıkartıp içerde bazı eşyayı değiştirir ve hangi eşyanın kalkıp yerlerine hangileririn kon- muş olduğunu da sorabilirsiniz. Siz Ne Dersiniz? İlhan bir tablo gördü. Tabloda üç vapur resmi vardı. Üçü de ayni istikamette gidiyorlardı. Aria, iki: sinin dumam, geminin gittiği ta- rafın aksine, çüncününkü vapur istikametinde uçuyordu. verilecektir. İlhan: esed — A. Bu resimde bir yanlığlık ii var. Vapurların üçü de aynı tarafa | ilmecemizde doğru gittikleri halde birinin dus | Kazananlar manı başka, İkisinin dumanı baş - ka istikamette dalgalanıyor; dedi. Tablonun ressamı cevap verdi: — Ya İki vapur rüzgârdan daha hızlı gidiyorsa ve üçüncünün sü- | L Kutup seyyahı o |; ELİ Kütüp seyyahı, uzak memleket- lerden kalkmış, aylar sonra bura- lara gelmişti. Başka bir Kutup sey yahile karşılaştı. Sordu: — Affedersiniz. Şimal Ketbuna varmak'için daha çok gidecek mi- yim? Öteki cevap verdi: — Daha ne kadar gideceğinizi bi: lemem ama, her halde yüzgeri dö- nüp yürümeniz lâzım. Çünkü bu- rası Cenup kutpudur. Unutkan değilmiş! Altay çantasını © unutmuştu. Dönüp aldi. Öğretmen ona bir da- ha böyle unutkanlık yapnamasını söyledi. Altay: — Bu nasılsa bir kere oldu. Ben unutkan bir çocuk değilim. dedi. Bu sefer de çıkarken kapı aralı- Handa bıraktığı şemsiyesini unuttu. la a a A — Bu balık tutağ, çocuk size diyor ki: — Beni seyreden çocukların ne- rede olduğunu bulabilir misiniz? B — ima) - (ya) « (tu) » (B) (gık Nar) - (tan) - (1) - (A) — (ma) (par) «() Buradaki 3 harfle 8 heceyi di- lediğiniz gibi birleştirerek dört ke- Hmeli bir atalar sözü bulunuz! Bu bilmeceleri halledenlerden 25 kişiye muhtelif hediyeler Bugün onuncu sayfamızdadır. rati rüzgârdan azsa, buna ceksiniz? meki Bu işe siz na dersiniz? 1 İksikne Hakkı Mohfuzdur |) Yapan: SALİM Nerede İse seni paraşütle tepemi- Nasrettin Hoca — Ben tepenize inmi Kendi havasına hâkim olamama-' — Uğur ola Hocam, kurbanının deri» iğ Hocam bir bö eksikti! Bu yo” 16 inerken göreceğiz de güleceğiz... şim bir şeycik değil fakat tayyare kuy- nın fecaatini çocuklarımızın kafasına sini 0 2 — Kocuklarla bir olup tay vetlerinden mahrum olmanın büyük fe- © şimdiden yerleştirsem yarın memleket MO gidiyorsun? tan son ici da likle... böyle bayram günlerinde mal, bir sık- © kurbanımın derisiai pe eyi kat ben #z görüyorum da, şık gününde de can yardımı görür! dirisini de beraber Tayyare cemiyetine hediye etmeğe gidiyorum hazret! uçurlyor, ii

Bu sayıdan diğer sayfalar: