2 Haziran 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

2 Haziran 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Cengizin İsim Anası: “Kuş,, ihinde ad'ın oy rol büyüktür. Z. *oYyadına ve soyun er milletten ziyade ehem â biribirini karşılaşması b karşılıklı tanınma: in, nesin? Cevap, mutlaka şu şekilde olur Filân ulustan, filân oruktan, flân oymaktan filân oğl ” Filân soydanım, Yine Türkler, ad Şeşit meseller söylemi Bit, adiyle anılır”, * EĞİL, adı iş görür”, “yiğit adı, kalır,, gibi, ad üzerinde bu dar duran bir milletin yine o mev- Tun —ad mevzuuna üz iğitin kendi ölür, taallük e- den efsaneleri ve masalları olmak İa pek tabiidir. Biz onlardan birini VS pek güzelini şu müsahak e hikâye edeceğiz İzm yle Buyur gölü tarafla. rında Yesügey adli zengin oturuyordu, o, Kerait Türklerindendi , çok varlıklı bir kişi olup geniş vardı €sügey onun harp adı idi. Asıl is Mi Pagador (Bahadır) dı. Onun örciken soyundan olduğu söyle- Birdi. Bu kelimenin bizim lehç dür. adam çiftlikleri şehlâ gözlü bakışlı, sarı Rivayet olunduğuna göre ilk Böretkeri, eski Karilardan birinin Sülâlesindendir.. O han da Alage- Yiğin çocuğudur. Alageyik bir kütisı idi, koc tan sonra bir gece çadırına bi “olduğunu ve bu ışığın kı “lğin: gördü. Korkudan bayılmış- Ayıldığ zaman kendisinde er Börmüş bir kadın hali sezdi, bir Müddet sonra da gebe kaldığını a lah. İşte Yesügeyin dedesi Börel- ken bu gebelik sonunda doğan Prenslerden birinin çocuğu YY süzer Pagador, Ulu tun adir güzel, akıllı ve er- kek kadar yiğit bir kadınla evlen- di fakat bu üzel olmadı, bir savaştan sonra VE bir kazanç gibi vukua geldi: Ye. *ÜRey bir av sırasında ve bir kar rası içinde Ulun Hatuna rast Selmişti, Tipi büyüktü Kunçtu, Göz gözü görmüyordu. Ulum Hatun öyle bir hengâme- “€ ata binmişti, av kovalıyordu. ışık i sar. Ha- evleniş, öyle gelişi ve kor- Borayı çiğniyen nefis bir fırtınaya ordu. Yesügey onun güzel- © ve cesaretine gönül verdi ışmıya başladı, lâkin U- ün Hatun evli idi, onu almak için zım geliyordu. Yesü- şevk ile bu işe * et- kadını kendi Yesigey karısına candan, gö- Rülden hayrandı, “bu kadından mutlak kahraman domuz yılmda landiğımız tarihe gö- *e 1162 senesinde Ulun Hatun bi Oğlan doğurdu. Çocuğun eli yu- Müktu. Ebe bu eli açtı, içinde pih- tılaşmış bir parça kan gördü, he- Men koştu, bu hali Yes © anh. Mİ. O da gün görmüş ihtiyarlara aşvurdu, ebeden duyduklarım Anlatir. İhtiyarlar: “Bu çocuk bir Man, bir kaan olacak, yer yüzünü Avucunun içine alacak, Fakat çok Sen dökecek, Görünen pıhtı buna hişandır., dediler, esügey bu oğluna Temuçin adını verdi, bütün ümitleri- iğlağı. Çocuğun yer yü- an değişiklikler yapa» suyordu. ve bekliyordu. jeeeeakeseesezesez Yazan: , ; ; ; ; ; ; ; : ; ; ; : ; ; ; ; İeaaneeseeeeeememesesksesesi Lâkin'ömrü vefa etmedi, Temuçin henüz,on üç yaşında iken öldü Şimdi onu anası Ulun Hatun ter ve ediyordu. Yesügeyin başında lunduğu küçük Mogol Beyliği il etmek, darmadağın olmak ü- zere idi. Ulun Hatun yüksek bir feraset ve kiyaset gösterdi, yurdun perişan olmaması için gerçekten ö- nemli tedbirler aldı, çareler buldu Bazan da ata binerek, kocasının kendi & a kumandanlik yaptı, ay- bayrağını omuzlıyarak ulâsa Iş görecek çağa giren Temuçin, bir çok müşküllerle karşılaştı. O- tuz iki yaşına kadar çeşit çeşit zah- metlere katlandı, bin tılara uğradı, dünyan ve acısını bol bol tattı. Onun hemen her günü bir savaş içinde geçiyar- du. Ba lip geliyordu. Bu suretle rak, didinerek, uğ kaçıp kaçırarak, yaşma geldiği gün bü- sayılacak bir ülkeni: üst, alt ve yan & tün ulusları sındırmıştı, bayrağı altma almıştı. Koca Çin impara- torluğuna bile yaman dersler ver- mekten geri kalmıyordu. Altın Ha- kan denilen Çin hükümdarlarile boy ölçüşecek bir mevkide bulur duğunu hissettiriyordu. Artık, o küçük bir Temuçin de- gildi ve böyle de anılamazdı. Ken disine küdretile mütenasip bir ad verilmek lâzımdı » (1202) yılında toplanan kurultay bu mühir düşünüp bir karar » 7 rultaya çağırılmış olan Tarhanlar: beyler, kumandanlar, kabile rels- leri, ihtiyarlar, iç ve dış işleri hak- kında uzun uzun müzakereler yap- tıla, kararlar verdiler, Temuçine konulacak adı en son konuşacak» lardı. Nihayet sıra o işe geldi. Ve bir sabah erken toplanıldı. Fakat söze başlanmadan havada ça benzer beş renkli bir Kanat evi kuşuna kuş belirdi a gelip Temuçinin nde bulunan dört köşe ta- pa Çırj şın üstüne kondu, Uç kere öttü — Çıngız, Çımgpz, Çıngiz! e sonra uçup kayboliu. Ku V rultaydakiler bu hâdiseyi mühim buldular ve o gün kereye girişmiyerek dağıldıla$” E, tesi gün toplandıkları vakit ayni küşün ayhi yerde ve ayni şekilde ne dağı za- öttüğünü gördüler, kararını verdiler, Üçüncü gün, beş renkli küş çıngız, çıngız diye öttü ve uçtu, o- nün uçmasile beraber üzerinde o- turduğu taş kendi kendine çatladı, içinden has büyü taşından yapılmış bir mühür çıktı. Bu mühür bir hur- ma dalı kadardı, düz yerinde - bir kaplumbağayı iki yanından kuşat mış olarak görünen - iki ejderha resmi vardı. Kurultay heyeti, bu hâdise üze- rine şu kararı verdi: — Temuşinin yeni adını Tanri- damgolenibu'kuş koydu. Artık ona Cengiz denilecektir. VE biraz sonra taştan çıkan mü- hürle beraber bu karar, bizim Cen- giz dediğimiz büyük şahsiyete ur- zolunmuş bulunuyordu. Cİ şu GARİ © /2 Metre Boyunda İnsanlar Paristen bir mü- a5) sıhhat hes yeti, Bretonya'nın köylerinden Ane er'e o gitmişler- dir, Heyet, bu köy halkının 2 metre- den aşağı olmıyan boyları üzerinde tetkikat yapacaktır. * | Mahküm Olan Gaddar Baba Nevyork'ta Cems iirahen Mekanik iç yaşında çocu junu çok dövdü- jünden beş sene 1apse mahküm ol- muştur, Bu haberi bik İdiren Fransız gazeteleri, Fransada İda Hazerbruk'ta Destinder ailesi is- indeki karı ,koca, 2, 6, 8 yaşların- İda üç çocuklarını rnerhametsizce dövdüklerini ve buna mukabil yal- nız üçer ay hapse mahküm edildik- İlerini yazarak, bu cezanın azlığına İeessüf ediyorlar. I ngiliz kral ve kraliçesi son & Kanada seyahatleri nasında beşizleri de ziyaret et- mişlerdir. Londra © gazeteleri, bü ziyaret hakkında uzun tafsi. Tât vermekle meşguldürler. e Kral nilesi, daha hareketle- ri sırasında beşizleri © görmek istemişler, bunun üzerine beşiz- lerle mülâkatın “Kalender şeh - rinde yapılması kararlaştırıl - maştr, Fakat, sonradan o mülâkatın ş Torontoda ha arlıklara başlanmıştır. Beşiz - ler, Torontoya tıpkı kral ailesi gibi, nakledilmişlerdir. Yataklı vağonda, beş küçük karyola yer | eştirilmiş ve ayni vagonda mü- rebbiyele ları da bulunmuşlardır. yeri de; ilmi , munllimeleri, aşçı - Diğer vagonlara, beşizlerin büyük © kardeşleri doktorları, beşizlere bakan he - yet azası yerleşmişlerdir. To * İ rontoda beşizler, kral merasimle takdim e ebeveyni, şil renkte güzel entarilerle çık mışlar, Doğum sırası ile ve şu i- simlerle takdim edilmişlerdi İvona, - Mariya, Sesil, Snet İvona, bir kaç tan sonra kralın elini sılımıştır. Mariya bir eliyle eteğini kaldı rarak çok zarif reveranslar yap reverans « mıştır. Sesil İse, reveransları u- nulmuş, doğruca kraliçenin ku. cağına giderek onu öpmeğe baş- lamıştır neleriyle uzun uzadıya görüş - müiştür. Bu sırada kral, donan ma amirali üniformasiyle bu Kruliçe, beşizlerle an lunduğu için, ceketindeki düğ meler o İvona İle (o Mariyanm pek hoşlarına gitmiş ve onları bir müddet oyalamıştır. Veda sı rasında, beşizlerdeni her biri i zalarını havi birer portrelerini İğ kraliçeye vermişler, P DÜNYA En İntizamperver Adam | İngilterenin Les tek şehrinde İyet intiza: İver olan Cor Skolend isminde biri ölmüştür. Bu adam memur bu İlunduğu bir m halli bankada 20 sene çalı de işinden hiç bir dakika yormuş. İşine daima tam su başlıyormuş, Verdiği randevulara da tam saatinde dakikası dakikasına | geliyormuş. * | Kadınlar Bankası Amsterdam'd İbir kadınlar bar kası açılmıştır. Bankada dürden hademe ye kadar çalışar lar, hep kadındır Memur olarak tek bir erkek yoktur. yalnız kadınlar giriyor ve yalmz kadınlar» İla muamele yapılıyor. mü- Bankaya İngiliz Kralı ve Kraliçesi, Beşizlerle Görüştüler Yaz Saati Tren, Vapur, Tayyare Tarifelerini, Halkın Umumi İtiyadını Değiştirmektense, Her Memleketin Tatbik Ettiği Bu Usulü Biz de Tatbik Etmeliyiz az saati, işinde bu sene de geç kaldıksa gelecek seneye tatbik e- d üzere bu m: mdiden iyice tet fikrindeyim. Her mizi ati, tir rimizi bir saat yani eski haline get But Harp içinde baş tu, ki rufu, dediler Harp bittikten sor m bütün buna di ediyorlar. Her miyorsi ketler halde faydası olma. Bin tar ami itiyadını di bile saat oyunu) ile z mev say nezlerdi. olm nine göre u ruyorlar Yazsaatinin bütün burada saymak kal nbul şeh misal, Zabıtai belediye nizamramesinin taş sabah seat sekizde! etmek yasaktır., tarzındaki sini bilhassa türlü 7 gün ağa dört ile be evw bik etmek bir Çünkü sabah uyor rken Saat sında kalkan esnaf yan ve daha övvsl çü, gazeteci, karpuzcu za kepenkleri, simitçi, zörzeva! mağa arabaları araları, dükkân, hacir tarrakaları, yapılarda çekiç, deste- re gürültüleri başlıyor. Pencere- den ha r silkiliyı dedikodu » larına bir gece güçlükle fasıla ve rebilmiş komşu ve hizmetçilerin karşılikli sesleri duyuluyor. H albuki bizde de yaz bul edilmiş olsaydı uyni vakitte mutat şamat yacaktı, Fakat bize göre aat 7 değil 8 olacaktı Yani ni- kü esnaf naenaleyh bizden n büyük halk ayatına daha uygun düşecekti. Halka uygun dü- şen nizamlar da, idir ki daha kolaylıkla tatbik edilebilir. Sokak satıer esnafınm gürültüsü ıssa sabah erk, ken kalkan, daha çok tabii yaşı n— bir tü: halledemediğimiz. şehrimizin . bü- yük dertlerinden biri olduğu için hiç farkında olmadan “yaz saati, meselesini de bu derdin çarelerin. den biri dum. Halbuki dası yalnız esnafa Bütün; halka ve bil çalışan memurlara faydası nden. fazladır. k göstermiş bulun- yaz saati, nin fay- şamll değildir. saatle belki assa de hep Gi eçen sene güzel bir karar ve- rilmişti: “Memurlar, yaz müddeti zarfında sabah — sekizde işbaşına gelecekler ve ikiye kadar fasılasız çalışarak ikide işi tatil €- deceklerdir.” Çok yerinde olan bu karar tat- bik mevklina de,kondu. Sonra ha- murlardan az iş çıkıyor, az randıman almıyor.” tarzında, işirazlar, ileriye sürüle rek bu güzel usulden vaz geçildi Yazm çalışma saatlerinde bu sene değişiklik yapılıp yapılmıya » cağına dair şimdiye kadar bir ka - rar verilmemişse artik verilmesi ve halka bildirilmesi zamanıdır. Yalnız yaz değil, umumiyetle lışma saatlerinde değişiklik yap - mak ve daha az fakat Tası k kısa meselâ on beş dakikalık yemek tatili şarttır - çalışmak tar- anı kabul etmekte bir çok fayda - lar bulunduğuna şüphe yoktur Bir çok faydaları olduğu için - dir ki diğer memleketler bunu ka- bul etmişlerdir. Bu usulü tamamiy le kabul etmeyenler bile - ki bun- lar gittikçe azalıyor - yazın stcak- larında olsun bunu tatbik ederler siz « Her biri muhtelif iklim ve şart- lar içinde çalışan muhtelif mem - leketlerin umumi bir kalde olarak muvafık ve faydalı buldukları bir usulün bize de faydalı olmaması ip kânı yoktur. Nitekim, şehrimizde- ki ecnebi müesseselerin - aldanmı- yor yazın pek erken işe birde veya en geç saat ikide işe nihayet verirler. Halbuki bu seseleri rının her saatini sıkı para ölçüsüne tâbi ( tutarlar, Ve onlara “az çalıştır, fakat iyi ça- Uştır ve erken salver...” usulünü keşfettiren ve kabul ettiren bu para ölçüsü” d hepsi başlarlar ve öğleden sonra caret mües- ni Birseneleyi, bizde yazın ol - sun çalışma saatlerinde de- Bişiklik yapmakta bir tereddüt var sa bu meselenin şehrimizdeki ec - nebi ticaref müesseselerinde nasıl tatbik edilmekte olduğunu tetkik etmek faydalı olur. Çünkü onların tatbik ettikleri usul kendi memle de senelerce ve yapılan ince tetkikat neticesidir Çok dikk; ve paraya mal olmuş olan böyle tecrübelerden niye isti- fade etmiyelim? Eski çalışma tarzının - bilhas- sa yazın ve sicak memleketlerde « çalışanlara da çalıştıranlara da pa- halıya mal olduğu çoktan anlaşıl. mıştır. Öğle üstü resmen bir. fa - (Devamı 10 uncuda) V. BİRSON ketle, senelerce

Bu sayıdan diğer sayfalar: