18 Ocak 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

18 Ocak 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kız Talebeler Arasında Voleybol Müsabakası ERA ER KE ZA A SÜMER SİNEMASINDA Bu Hafta : Dans Kral ve Kraliçesi FRED ASTAİRE ve GİNGERS ROGERS En son yarattıkları, 1940 Dansları üzerinde ve TANGOdan BOS 'TONa kadar bütün MODERN DANSLAR tarihçesi çerçevesi dahi. linde büyük bir aşk romanını tasvir eden BÜYÜK DANS Filminde takdir alkışları toplamaktadırlar. Tâveten: ERZİNCAN FELÂKETİ FİLMİ di edebilirler. Beyoğlunda : İstanbulda : ERZİNCAN BÜYÜK | FELÂKETİ 1000 Metro Türkçe sözlü ve sesli Bugün Matinelerden itibaren * Beyoğlunda : SÜMER LÂLE ve TAKSİM SİNEMALARINDA İstanbulda : FERAH - ÇENBERLİTAŞ ve AZAK SİNEMALARINDA Programlarına ilâveten gösterilecektir. 1 — Bu Film Erzincana su- seti mahsusada gönderilen Marmâru Film Slüdyosu Operatörü rafından #l'me çekilmiştir. 2 — Tekmil Taşra Sinemslarına Bu filmi derhal göçmek İsteyen sinemalar acet ru Film Stüdyosu Beyoğlu Bursa Sokak No. 40) adresine müracaat FİLMİ TEPEBAŞI Komedi ilân Marma. Tolgraf Her Akşam Bütün dünya Radyolarında Billâr sesini işittiğiniz ; Şarkın yegâne Ses Kraliçesi (PT Herkes Misafirlerine SEE ÇİKOLAT CEMİL KARAMELÂ CEMİL İkram ediyor. TİYATROLAR Şehir Tiyatrosu “ORAM, Bu akşam 2030 do HAYAT BİR RÜYADIR Kısmı İstiklâ! caddesinde BU ükşnm anat ALAN da © Pik KAVUK DEVRİLDİ © Halk Opereti Bu Akşam 9 da Z0ZO Talmasla © ŞİRİN TEYZE © ÖLÜM Eski Yemen valisi ve Yedinci kumandanı Divrikli Osman m ve Emekli erkânharp ka; Sait Kozoğlu eşi ve Emekli yül Nahidin anası Bayan Fikriye Kİ İlu râhmeti rahmana kavuşmuşü Cenazesi bugün (18-1.940) Pi | be günü saat on ikide ei de yeni köşk tramvay o dürağıf Jevinden kaldırılarak namazı Gü çamiinde kılmdıktarı sonra meri köyü aile kabristanına defnedili tir. Mevlâ rahmet eyleye. ÖLÜM Askeri doktorlardan emekli bay Ali Riza dün vefat etmiş vi nazesi eskeri merasimle kaldırıli şehitliğe defnedilmiştir. Censze merasiminde askeri vü dan baztlarile dostları hazır bul muşlardir. Merhum Akba Kitabevi sahipi den ve gazeteci arkadaşlarımı Adil Akbanın babası idi. Arkad muza ve ailesine baş sağları dili KISMINDA AÇIK TEŞEKKÜR Iki sene evvel husyelerimden | #ttiremediğim rahatsızlığı, büyük ÜMMÜ GÜLSÜM |... En Fazla muvi KG İK a) “ Turkçe sözLu “Arapça Şarkılı Binlerce Figüramn ve rakkasenin iştirâkile vilcuda gelen bu filmde . Bu filmde İM'ün okuduğu şarkıların plâkların bir ay zarfında yakın Misirin en tanınmış arlistleri Rol İmışlardır. şarkta bir buçuk milyon adet satılmıştır. Eski Binbir gece ma: Heyecan ve İzdirap filmi, Yarın matinelerden itibaren : TAKSİM Sinemasında gn ERZİNCAN BÜYÜK ZELZELE TÜRKÇE SÖZLÜ Cümhuriyet Halk Partisi Filmlerinden BU AKŞAMDAN İPEK-SARAY-SAKARYA MİLLİ ve ALEMDAR Sinemalarının programlarına ilâveten gösterilecektir. TAŞRA SİNEMACILARIN İsteyenlerin telgrafla İPEKFİLM stüdyosuna müracaatları ve SESLİ : Bu flimi göstermek İlâveten : & olduğu Büyük Süper Filmi rinin İhtişamım yaşatan bu muazzam Aşk, YY aram MA SE EREK RR Gİ FELAKETİ — FİLMİ İTİBAREN öazakat ve liyakatle tedaviye mut fak olarak hayatımı kurtaran | müşsuyu askeri hastahanesi dok! larından Binbaşı BayHsydar Arıf ve üsistarı Şükrü Gencaym'a va tahanede kaldığım müddetçe dal kiymetli o yardımlarını o gördüğ hemşire Natiye İmreye vesair | murlara candan ve samimi teşekli lerimin #blâğına gazetenizin tavat tunu rica ederim. Gümüşsuyu hastahanesi beyi koğuşunda: Ömer Çayla TEŞEKKÜR İnsafsız ölümün çok erken aram dan ayırdığ: Perihanın hazin ceni merasiminde gerek bizzat ve bili ta bulunmak ve çelenk gönderi ve gerek yazı ile beyanı taziyette | lunmak suretile elemlerimize iştir İ temek lütfunda bulunan muhteri dostlarımıza ayrı ayrı arzına imk bulamadığımız şükran ve minnet rimiz: buracıkta takdim eder ve ki disinin hastalığı esnasında gösterd leri candan alâka ve Ihtimam ve şi katten dolayı Yakacık Sanstoryol Baş Hekimi Ihsan Rifat Sabarla n sai atküdâşlarına ' ve hâstahsner rü de bir vezife addeyleriz. © Babası: Kerridi Batuk | Kocasi: Kemal Arıman ÜMMÜ ee “ YENİ ADAM — Buhsftelik gal tenin 264 üncü sayısı olgun bir kilde çıkmıştır. BÜYÜK TÜRKÇE SÖZLÜ ŞARKILI, MUSİKİLİ ESUL Filmi Başlıyor. Bu filim mevsimin en büyük muvalfakiyetidir ve bilhassa bayram için intihap edilmiştir. FOX JURNAL, Yerleri nizi evvelden aldırınız. Tel, 41341 ÜÇ GÜNLÜK HULÂSA Rüzgirli bir havada doktorasını hazırlamak üzere Beyâ- ütla arkadaşı Beliz He oturduğu pansiyona gitmekte olan Ayse, Üniversite meydanını geçmiş, fakat Beyazıt meyda» nında şapkası uçmüş İdi. Ayşe İe karşıya geçip şapkasını #lmak islerken kendisine hususi bir otomobil çarpmış ve alnindan yaralanmıştı. Hastaneden çıkınca evine gürderdiği güzel bir buket Üze- «Mühendis Mehmet Tunç» olduğunu 5 sahibi, kazayı mülekip Ayşey bir taksi ile hususi bir hastaneye kaldırmış, pânsiyonn giderek Kanâmli kız lisesinin ilk yılindenberi çok candan &hbap olan ve şimdi bir pansiyonda birlikte oturdukları itbbiye talebesinden Belkin vaziyetten haberdar etmişti, Erleri günü kendine gelen ve Belkısla birlikte pansiyona dönea Ayşe, evde çiçekleri görünce mübendii Mehtvede Karşı duyduğu sempatisi çoğalmış, hattâ bu yüzden arkadaşı Bel- kısla çok şiddeti! münakaşalara bile girişmiştir. Belkis, Üni- versilenin en ciddi kızı tanınmasma rağmen Ayşenin bu 8ö3- mâ karşı zaafı olduğunu iddia eylemiş, Ayşe de gözlerinin tesisine kapıldığını itiraf etmiş, fakat kazanın, hayatla ye- güne hâmisi olen dayısile yengesine söylenmemesini iste- miştir. Bunun üzerine Belkis da yakın bir ötide yine bü #sdamle Karşılaşacığını, fakat hissikablelvukuunun evli o- lan bu sdamla vuku bulacak münasebetlerinde Kendisinin wlırap duyacağım Ayseye söylemiş, aradaki dostluğu kıra- mâni olmak için daha İleriye gitmiyerek ikisi de derslerine çalışmıya başlamışlardır. . kiz yapmıştı. Eğer bu sırada dayısı büyük bir karar. la onu aile rouhitinden uzaklaştırıp iki seneliçir Is. viçrede tanıdığı bir Alman allesi nezdine gönderme- seydi telki bugün Ayşe de Belkısa benziyecek, 0- nun gibi gevşek ve zayıf karakterli bir kız olacaktı; fakat yaşamağ. seven ve tabiatın koynunda mesut bir örnür züten © dinç adamlar onun hasta sinirleri. ni, kansız vücudunu tedavi etmesini bılmişlerdi. An- nesini ve babarını çok seven Ayşe, onları kaybettik. Yazan: MUAZZEZ TAHSİN BERKAND ten sonra kendisini büsbütün felâkete bırakmış, hat. tâ dayısının bu muhit değiştirme teklifini ilkin red- detmişse de sonradan Avrupada iki sene yaşamak hulyasmın cazibesine kendisini kaptırarak çuntala” rini hazırlamış ve Istanbuldaki matemli havadan Xa. çıyormuş gibi dayısının peşine takılarak Isviçreye gilmişti, Bir ücu karlı dağın yamacında kaybolan yeşil 4- ğaçlarin olcasında güneşli ve neşeli bir ev... Arkada gölgösiz bir bahçe, uçsuz bucaksız bir açıklık... Her sâbah güneşle bersber ev sahibinin gene kızı, dokunsan kan fışkıracak kadar kızıl yanakları, sedef gibi beyaz dişlerini gösteren inde, yayman dudakla. ri, başının iki yanında sımsıkı örülü sarı saçları, dışarının soğuğundan kızaran çıplak diz kapakları ve yüzünden hiç eksilmeyen tebessümile getir, biraz kalınca sesile Ayşeyi selâmladıktan sonra elindeki kahvaltı tepsrsini masanın üstüne bırakırdı. -- Annem bunların hepsini yemenizi rica ediyor.. Tabakları mutbaha boş götürmemi tenbih etti. — Peki Marta. Teşekkür ederim.. — Müsaade ederseniz pençereyi açacağım. Temiz hava odayâ dolunca iştihanız açılır, kendinizi daha çevik duyarsınız. Biraz ağır, fakat acul hareketlerle oda içinde do- laşir, perdeleri açar, yatağın örtüsünü düzeltir ve tâ ie No. 4 Ayşe yemeğini yeyip bitirene kadar bin bir sade fa: kat neşeli vaka anlatarak onu avuturdu. Bu yabancı aile içinde uyandığı ilk sabah evvelâ burasını yadırgamiş, hattâ kahvaltı tepsisini doldu- ran yağli ve kanlı şeyleri yiyemiyeceğini zanederek gözleri dolmuştu; fakat sağlam sinirli Alman kızı, bu nazlı ve nazik Istanbul çocuğunun bozuk asabım düzeltmek işin ırkma mahsus bütün soğukkanlılığı kullanmış ve yarı istiyerek, yarı da cebirle Ayşeye yemek yerirmeğe muvaffak olmuştu. Esasen günler geçtikçe, bir taraftan dağın temiz navasından. diğor faraftan dinç ve şen ev sahiplerinden ulaşan bir ya. Şama arzusile onun iştihası açılmış, önüne konan ye- meklerin hepsini yemeği tabii addetmeğe başlamış. tı. İsvierede geçirdiği ilk altı ay, daha ziyade bir sa. natoryom hayat: oldu: Yemek, tenis, ski, bisiklet... Fakat yanaklarına renk, dudaklarına tebessüm gel- dikten sonra bunlarla beraber gece hayatı dı başla- mwışlı: Tiyatro. opera, gazino ve Avrupanın medeni şehirlerine rashsus bütün eğlenceler... Oyle ki, Is. viçreden dönüşte Ayşe yeni bir insan olmuştu; vücu- dü gibi maneviyatı da sağlamlaşmış, iradesi ve kuv- veti yerine gelmişti. Artık matemini kalbinin en giz. li yerinde sakladığı halde hayatla barışmış, yaşama- ğı sevmeğe, ömür yolunda ümitlerle dolu olarak yü- rümeğe alısmıstı. Giderken hasta ruhlu, ölümü bek, leyen ve çağıran bir Şark kızı idi; fakat İsviçrede ö-! lümle koyun kcyuna yatan sahici hastaların bile iyi) olmak. biraz duha fazla yaşamak ümidi ve ira: ergün ne bikmayan ve sarsılmsyan bir kuvvet vel imanla çarpıştıklarını, ne büyük bir sabır ve tevek. külle şifa beklediklerini gördükten sonra Allahm kendisine verdiği sağlam (o vücudü insenları oOsevmeği (öğrenmiş, yı, gülüp koşmayı, eğlenmeyi ve severek çalışmayı, bir kelime ile, yaşamayı öğrenmişti. Memleketten uzakta geçen bu iki sene zarfında. dayısır.dan başka yalnız Belkısla mektuplaşmıştı. Bü mektuplar ilk zamanları ne kadar matemli ve ümit siz satırlarla dolu ise, son * yazılarından o nisbett€ hayat ve neşe taşıyordu. Bunun için, Sirkesi garım*i da, dayısile yengesinin yanında onu görünce büş bir hasretle boynuna sarılıp yüzünü gözünü öptü ten sonra ilk sözü şu olmuşt — Sana da yaşamanın zevkini tattıracağım Belkis. Bu yazı Bostar.cıda, dayımın köşkünde beraber geçi: receğiz değil mi? Oyle oyunlar, öyle eğlence proj leri getirdim ki... Fakat bu projeleri maalesef tatbike imkân bul dılar: çünkü Belkıs babasının daveti üzerine Kav riye gitmeğe mecbur kaldı. Lâkın, gitmeden evvi ders yılı başlangıcında beraber bir pansiyon tul tıbiyenin açüncü sınıfına geçecekti, fakültesine kaydedilecek, gündüzleri ikisi da «eni mekteplerinde geçirdikten sonra geceleri syhi birleşerek çocukluktan beri devam eden arkadaşlı larıni idame edeceklerdi. Birkaç aydanberi bü pi jeyi tamamile tesarlamışlar ve Belkıs o vakte kı yanlarında vaşadığı akrabalarından uzaklaşma, Ayşe de Bostarcının uzaklığını ileri sürerek niv siteye yakım bir eve yerleşmeğe karar vermnişlei Işte üç senedenberi böylece yaşayıp duruyorlardı. (Devamı var!

Bu sayıdan diğer sayfalar: