6 Nisan 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

6 Nisan 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

6 NİSAN 940 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 Kn © Sene Bay say 1Ay 2a0o Kı 1500 209 300 raram posta İttihadına dahi) olmıyan memleketler için abone bedeli müddet sirasiyle 30, 16, © 35 liradır. Abone bedeli peşin Adres değiştirmek 25 kuruştur. Cevap Için mektuplara 10 kuruşluk pul tâvesi Wiz EDT Seylâp Felâketi Karşısında Vazifemiz D aha Erzincan felâketinin bağ. rımıza açtığı müthiş Yara sı hılmadan, tabiat, bize ikinci ve tafsızca bir sille daha vurdu: “Yeşi ak,, m, ve “Kızılırmak, m taş. rallı şehirlere, kasaba- lere, bir Haçlı ordusu in. Safsızlığile hilcum ettiler. Şimdi, “A. masya,, ve havalisi, sular altındadır. '€ şü anda miktarını katiyetle bil- mediğimiz birçok vatandaşlar, yuva. u bırakmışlar, bu insafsız düş. Mandan kaçmışlardır. Hepsi de muz- ip ve yersiz, yurtsuz vaziyettedir. ler. Fakat, bu hâdisede, bize — kü. Şük te olsa — teselli veren iki nokta var; 1 — Erzincan felâketinden aldığı-| Miz acı ders, bize geniş ve çabuk Tardım lüzumunu öğretmiş bulunu. Por: Ve bize, bu geniş, ve çabuk yar. 1, bu sefer, Erzincandaki aci tec- tübelerimizden de müstefit olarak ba- Baracağız. 2 — Bu sefer, nüfusça zayiatımız ıyacaktır: Ve bu zararın olmayı. #, telâfisi — güçlükle de olsa — her saman için mümkün bulunan diğer tararların acısını çok hafifletmekte- Ur. Biz bugün, felâkete uğrayanlara, *€ bu felâketin teessürünü duyan bü. tün bir millete: “Geçmiş olsun! tabiatin artık insafa gelmesini temenni ediyoruz. . akat, bu temennide bulunmak, elbette kâfi bir tedbir değil. » Cenupta Dicle ile Fıratın, şimal- dede Kızılırmakla, Ye Men, ekilen. büyük zararlar gördüğü kolaylıkla anlaşılır. Halbuki, seylâp felâketi, | le felâketi gibi değildir. Ve sey- karşı, çok daha tedbirli davran. » bu suretle onu, hiç zarar ver. yiyecek, hattâ, bilâkis, işimize ya Me bir hale sokmak bile mümkün. iha baya dünyanın birçok memle. rinde alınmış bulunan bu ted. Ge ri Türkiyede de taklit etmek, li büyük fedakârlıkları mütevak. yer. Fakat, bu hayati tedbirlerin ka Delerden kurtaracağı, ve nelere Yuşturacağı düşünülürse, o feda. ların büyüklükleri önünde, hiç b, 4düt duyulmaz. Zaten, bizde, tn, Tolü tutmamış değiliz. Hüküme- aş Feniş bir su programı var. Kanal. Yür siliyor, barajlar yapılıyor. Bü.| » ve göğsü kabartıcı bir faaliyet riliyor. Daha geçenlerde, Aydın lip örün açan, değerli Nafıa Ve- tin iz Ali Fuat Cebesoy, memleke. cap eden yerlerini dolaşmakta, 9* icabında, âdeta bir işçi gibi bizzat tadır. Bunun içindir ki, biz Şeun“bu tedbirleri alma işine de lâ. tm, “duğu nisbette hız vereceğinden 2. Vekâletin, ne paradan, ne de büsnği dığını düşünmek, bizi, bu te- me üzerinde fazla israr etmek zah. den kurtarmaktadır. . Şerip felâketinde, bir de hepi. mize düşen vazife vardır: Mil rzincen felâketinde olduğu — bu facinda da, felâketzedele. te , taa gn yükünü, sade devletin sır. Heft vazifesile mikel. be > VE biz, seylüp felâketzedeleri. rüykle da, ayni derecede hassas ve rt davranmalıyız. fih, Erzincan felâketini mü- milletin gösterdiği sick ve niyet ve enerjiden mahrum akıp e an verici hassasiyetin taze ve miyet verici ha iheti batı, tırası, bu cihetin Yor Almasını bile lüzumsuzlaytırı. Bu min Hindi illet, © zaman olduğu gibi , tabintten yediği darbeni Mğalartar, kendi tabiatinin © ast) temiz Da, tacakçy sasiyet ve eömertliğile sa. amaaan Kurama aa Çocuk Esirgeme Yüze, izden göreceği alâka ve Sali enler kuvvetli bir nesil, muktedir bir ik vö- Bereceetir. N.E Çocuk Esirgeme Kurumu . pi bü nehirlerden ne sık, ve ne! -—— Genel Merkezi İ ki evvelki makalemde, tenin. mış bir âlim ve bir edibin bugünkü medeniyet buhranı karşı. sındaki vaziyetlerini gösterm Bugün de, iki bu mesele hakkındaki noktai na. zarlarını bildireceğim: 1914 senesi iptidalarında Berg. son şunları söylüyordu: “Beşeriyet, ületlerini, son asır. da, binlerce seneki mesaisi ile ke yas edilemiyecek derecede tekem- mül ettirmiştir. Fakat onun ruhi — (erdi ve içtimai ruhu — birden. bire ve harikulâde bir surette bü- yümtş olan bu bedeni idare etmek için lâzım olan fazla kuvveti ay zamanda kazanmış mıdır? Muvi zeneyi tekrar tesis etmek vazifesi, i dir, Beşeriyetin istikbali, şüphesiz, bu vi ifa ediliş tarzına tâbi olacaktır.,, Bergson'un, bu sözleri söyledik. ten on dört sene sonra Nobvi ko. mitesine yazdığı bir mektupta ay. Dİ tezi müdafaa ettiğini görüyo: “Eğer 19 uncu asır, mihani ihtiraların, harikulâde inkişafım temin ettiyse, ekseri zamanlar, bu ihtiraların kendiliklerinden, insan. larla mânevi ve nhlâxi seviy rini yükselteceklerini zannetmiş tir. Tecrübe bilâkis, gittikçe daha kuvvetle göstermiştir ki, & ve makinelerin tekemmi cemiyet h. m madığı takdirde, ler tevlit edebilir. En göze çarpan bir misal alalı Buharın ve elektriğin tatbikatı, pvesafeleri azaltarak, milletlerin mânevi yakınlaşmalarını, kendilik. lerinden temin edecekleri sa mıştı, Bunun tahakkık etmedi bugün anlıyoruz. Zıddiyetler kalk. TAN Muharrir, Bu Makalesinde, Bugünkü Medeniyet Buhranmdan Makineyi ve Tekniği Değil, İçtimai Teşkilâtı Mesul Tutan İki Büyük Filozofun Fi kirlerini Naklediyor Medeniyet Buhranı Karşısında Filozoflar Ne Düşünüyorlar ? YAZAN; Sadrettin Celâl Antel madığı gibi, fikri bir terekki kar. deşliğe doğru daha büyük bir cehit hasıl olmadığı takdirde bu zıddi. yetler daha vahimileşvceklerdir.,, ndi, dünyanın tanınmış f1. losoflarından Bertrand Rus. “Modern metodların müessiri. yeti, sinai istihsalin enternasyonal bir surette teşkilâtlandırılmasını zaruri kılmaktadır. Bir çok saha. larda, bugünkü sınai istihsal va. sıtaları, bütün dünyanın ihtiyaç. larından fazla masnuatı kolaylık. la temin edebilirler. Bundan, 2: ginlik çıkması lâzım gelirdi; fakat rekabet dolayısile, fakiri'k hasıl ol. muştur. Rekabet ortadan kalkacak olursa, sâyin veriminin harikulâde tezayüdü insanları (Boş zaman - Loisirs ile (Nimetler . Biens) ara. sında doğru bir uzlaşmıya götüre. cektir. İnsanlar, günde altı saat ça. lışmak ve zengin olmak, yahut dört saat çalışmak ve mütevazi bir konfordan istifade etmek çıkların. dar. birini seçebileceklerdir. “Dünya mikyasında teşkilâtın faydaları, iktisadi rekabetten mü. tevellit israfı ve harp tehlikesini ortadan kaldırmak olacaktır. Bu teşkilât, milli bir tekniğe malik 0- lan cemiyetlerin yaşsmalarının z6. ruri bir şartı haline gelmiştir. arkaya erergosaarray —uzya mikyatında organize edilecek olan bir devlette hayatın, bugünkü hâ. yattan daha ziyade memn mucip olup olmıyacağı meselesi bütün ehemmiyetini kaybeder, Zi. ra, bugün beşeriyet, ancak beynel. milel plânda , teşkilâtlanmış bir devlet istikametinde inkişaf ede. bilir, Aksi takdirde, ilmi tekniği terketmesi lâzımdır. Bu ise, bütün medeniyetin seviyesini düşürecek büyfk bir âfet netiğesi olarak vu. kua gelebilir. “Teşkilâtlanmış, üniversel bir devletin temin edeceği faydalar çok ve aşikârdır, “İktisadi bakımından kazanç çok büyük olacaktır. İktisadi rokabet. ten mütevellit israf sona ere hiç kimse işsiz kalmektan erdişe etmiyecek. fakirlik dan kalka. cak, bolluk ve buhran ani bir su. rette yekdiğerini takip etmiyecek, çalışmağı kabuleden her insan ve konfbr içinde, şa den her insan da hapi caktır. Herhangi bir sebep dolayı. sile, bir Insanın çalıştığı meslek zaruri olmaktan çıktığı zaman, © insana yen! bir sanat tilecek ve bu çıraklık esni an ha. yatı temin edilece s mik. tarı iktisadi omülâhazalara göre tanzim olunacaktır. İnsan hayatını tehdit eden bütün hastalıklar or. tadan kalkacak, bizzat bütün :hti. yar'ktan evvel nadiren vukua ge- İecektir. B u cennette olacaklar mıdır? Bunu miyorum. Bicchimie iktir hangi bir insani ği olmek Yısanıar mesut deceklerdir. İhtimal, bir milyon seyirci önünde gökten düşmek şe. refli bir ölüm olarak telâkki edile. cektir. İhtimal'bu vasıtalardan her hangi biri ile, insan tabiatinin es. ki ve şiddetli kuvvetlerine Karşı bir emniyet tedbiri almak kabil o. lacaktır. Yahut, uygun bir terbiy ve rejim sayesinde insanlar bü hayvani insiyaklarından kürtula. caklar, hayat sakin bir ha! alacak. tar. “Bilgi ve his, fertlerin hayatı & çin olduğu kadar cemiyetlerin ba. yatı için de ayni derscede zaruri olan unsurlardır."Bilgi geniş ve de. rin olduğu takdirde uzak zamanla. rı ve İmkânları tanıtır, insanın ka. diri mutlak olmadığını öğretir, kı: metleri daha vazih bir surette iârik ettirir. “His ve heyecan haystı, bilgiden daha ziyade ehemmiyetlidir. Zevk siz ve sevgisiz bir dünya, kiymet. siz bir dünyadır. İlim adamı bunu hatırlamalıdır ve hatırladığı tak. yeti mesut neticeler te. “Lâzım olan, insanların, bütün evvelki nesillerin benimsedikleri hakikatleri unutacak derecede ye. ni iktidarlarile sarhoş olmamaları. dır. “Bugüne kadar insan, tablate karşı tabilyeti ile inzibat altına gır. mişti. Bugün bu tabiiyetten kur. tuldukan sonra, efendi ve hâkim vaziyetine geçen bir esirin bazı ku. Surların, göstermektedir. “Tabtate, tabiiyetin yerine, insanda en iyi o. lan şeye karşı hürmetin hâkim ola. cağı yeni bir ahlâki hisse ihtiyaç vardır. Bu hürmetin bulunmadığı yerde, ilmi teknik tehlikelidir. İ. İim, insanı tablatin tabiiyetinden kurtardıktan sonra içinde âdi ola. Tak taşıdığı şeve karşı osarsiten de kurtarabilir. Tehlikeler mevcuttur, fakat gayri kabili içtinap değildir. İstikbalden ümitvâr olmak, ondan korkmak kadar makuldür.,, ülüyor ki, bu Tki büyük ?1. G losof da esas noktalarda ev. velki yanlarımda fikirlerini bil. dirdiğim P. Langevin ve A, Mau. ols ile mutabıktırlar, Onlar da bu günkü medeniyet buhranından ma. kineyi ve tekniği değil, içtimai tes. kilâtı mesul tutmaktadırlar, Bu buhranın, medeniyetin hudutsuz bir şekilde inkişaf eden maddi un. surlarile "yerinde sayan, hattâ gel gartile . mesut etmek vasıtasını bi... riliyen mânevi unsurları arasında. Okretcemtr. Acıma — Si selerin, can sıkıntısı ile anarşizme memeleri için tehlik ni, kayi ğı hava harplerine terkerlecek İhtimal ki, insanlar hayatlarını, âdi bir dava için feda etmeği kabul e- ten ileri geldiğine, ve ancak bu ii unsur arasında tevazün tecessüs ct. in lehine ola. ve kani balun. maktadırlar. Gelecek yazımda, tanınmış içti. malyatçı ve iktısatçıların bu husus. taki noktal nazarlarını bildirece. ğim. fa rc ge e iç | BALKAN MEKTUPLARI Rumen Harici Ticaret Nazırı İle Mülâkat erkes başka bir tempada ken. dine göre bir şey tutturmuş habire söylüyor. $Romanya ile aramızda « kim. ler yaptıysa - tazece bir mukavele yapılmış. Buna göze biz nefis por. takallarımızı, manda'inlerimizi, li. monlarımızı, kreplörimizi yedirir bir fiyatla oraya gönderesiymişiz. Bu işten onlar da memnun, bizler de memnun. Aylardan ise nisan ayı içindeyiz. Portakal mevsimi bitmek üzere. dir, Ne gelen var, ne giden,ne alan var, ne satan. Ama pspirüs kâ. ğıda makine ile beyaz edilmiş mu. kavele yerli yerinde, Romanyaya portakalın en kölü. sü ve en pahalısı Hindi Çiniden bi. le geliyor da bizimkiler nedense gi. demiyor, $ Bir kömür madeninde fazla randıman meselesinin or tane can daroarı varsa, birincisi galeri dire. ğidir. Standard kesilmiş direk ol. mayınca kömür istihsal edilemez. Çok kömür istiyoruz. Öyleyse he. men direk tedarikine bakalım Ro. manya ormanlarında bunların ke. silmişlerinden bize göre miktari hazır duruyor. Telefonlar, telgraf. lar, pazarlıklar, anlaşmalar, git. meler, konuşmalar, Fakat direkler alınamaz, gidenler geri gelir. Dİ. Tekler hâlâ orada yatıpbatır. İki tarafın alâkalı makamları çalışmı. Konuşan Aka Gündüz yortar m? Çalışmıyorlar, uğraş. miyorlar demek bilerek insafsızhir etmek olur. O halde neden yürü. müyor? Bilsem susar mıyım? He. men söylerim. Fakat neden yürü. mediğini bilmiyorum. Işin mutla. ka bir püf tarafı olacak, Tesalya lo. komotifinin püf tarafı gibi Hoş fıkradır, söylemeden geçemiyece- &im: Vaktile bizim bir mihanik öğretmenimiz vardı. Kilimcioğlu Mehmet Ali Bey derlerdi. Çok msş- hür bir makine üstadı olduğunu bizzat kendisi şöyle söylerdi: Be. nim dünyada işletemiyeceğim bir makine yoktur! Bunu o kadar çok söylerdi ki, bir gün kızdım. Babamın anlattığı bir hâdiseyi hatırladım. Bu makineci. başı 313 Yunan muharebesinde mü. tahassıs sıfatile Gazi Ethem Paşa ordusuna gönderilmiş. Tesalyanın bilmem ne tarafında bir hazır tren. le, trene takılmış bir lokomotif e. le geçmiş. — Yetiş Mehmet Ali Bey! Şu lokomotifi işlet te askeri daha sü. ratle ileri götürelim, Miehmet Ali Bey yetişir ama, dâhiliği lokomotifi işletmiye yetiş. mez. O gün tepem atınca ve bu hâ- dise aklıma gelince sordum: — Öyle ama muallim bey, de. dim. Tesalya lokomotifini neden işletemediniz? Sert sert baktı ve dedi ki: — Onun püf tarafını bulama. dim da ondan! Ve hususi imtihanlgrda bana me. kineden sıfır vererek tam on bir hafta izinsiz bıraktı. Elinden zor kurtuldum. Bu hâdise aklıma gel. diği için püf tarafı dedim, başka şey için değil pst alacağız şunu verece- ğiz. Pamuk alacaklar bunu verecekler. Vesaire. Hükömet il râcat malına yüzde on bunu müşteri mi ödeyecek, sutıcı mı? Devlete göre satıcı, satıcıya göre müşteri, müşteriye göre de kim bilir kim? Ben mi vapur getireceğim? Sen mi mavna vereceksin? O mu tan. ka humi takacak. Biz mi şey ede. ceğiz? Siz mi şey olacaksınız? On- lar mı?.. Yürüt yürülebildiğin ka, dar. Bununla beraber bizim “Pet. roliş,, parşömen üstüne 'bir kaç mukavele imzası atmıya muvaffak oldu. $ Ağzının tadımı, tadmm keyfini, (Devamı 7 incide) | | Baş Ağrısı Neden Gelir ? Baş ağrısı insanları en çok Şşi- kâyet ettiren rahatsızlık alâmet dir. Onu derhal geçirmek, hiç ol. mazsa hafifletmek içim türlü türlü ilâçlar vardır. Baş ağrısına tutu- tulanların çoğu da o İlâçlardan sık sık almakta kusur etmezler. Fakat ilâcın zaten muvakkat olan tesiri geçince baş ağrısı gene mey dana çıkar. Baş ağrısını kökünden geçirmek için onun sebebini orta- dan kaldırmak lâzımdır. Sebepleri de o kadar çoktur ki... ateşli hastalıkların he. men hepsi baş ağrısı getirirler. Sinir hastalıklarında baş ağrısı en ziyade İstırap veren haldir. Si- ir zayıflığına tutulanların tek- başlarını demirden çember gibi sıkıştıran baş ağrısı, isteri has. talığında başın bir tarafına çivi saplanıyormuş gibi ağrı... Kömür sobası vurduğu vakit gelen baş ağrısı kömürden çıkan karbon oksidinin zehirlemesinden ileri gelir... Akşamları fazla kaçı. ran içki dostlarmın sabahleyin çek. tikleri baş ağrısı da onun gibidir... İlâçlardan bazıları da tahammülü olmıyan kimseleri zehirlediklerin. den baş ağrısı verirler... Damarlarmdaki tansiyon fazla olanlar da baş ağrısına tutulur. lar: Sabahleyin başlar, haşın arka tarafmı kaplar, her harekette, hil hassa insan eğildiği vakit, artar. Bazılarında hiç kesilmeden devam eder... Tansiyon lüzumundan a7 0. lursa gene başağrısı gelir, Her şeyde olduğu gibi, damar tansiyo. nunda da lüzumlu olan muvazene- dir. Kalp hastalıklarında, böbrek hastalıklarında baş ağrısı çok gö- rülür. Bu hastalıklarda henüz bas. ka alâmet olmadığı bir zamanda baş ağrısı hastayı hatıra getirir. GÖPÜŞLEP Yeşilırmak Ne İstiyor 7 Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Tü şuur izafe ederek, ne idealist filozoflar gibi bu tabit hâdiseyi, mutlak, ebedi manevi bir şuurun hükmüne bağlıyacak, ne de, din filozofları gibi. Allahın bir gaza- bı ile meydana geldiğini iddia edece. gim. Yeşilirmak taşarken, ne manevi bir iradeden emir, ne de insanların kötülüklerine kızan manevi bir kuv. vetin gayzından ilham almıştır. Ar- tık tabii hâdiseleri, tabii sebepletin pmeticesi olarak kabul eden müsbet bir ilim devrinde yaşıyoruz. Anadolunun muhtelif yerlerinde meydana gelen bu tuğyanların, bu seylânların bizden şuurla istedikleri, hiçbir şey yoktur. Tabiat, harp mey. danlarında can istiyen İnsan şuuru gibi, muayyen hiçbir menfaatini tat. min için arzı tuğyanlarla, zelzeleler- le sarsmıyor... Tabiatin ne mali ser. mayesi, ne kolonileri, ne de nüluz mıntakaları vardır. Yer sarsılıyorsa, nehirl «yorsa, tabii bir seyir hü. kümlerini icra ediyor, Fakat insan şuurunun, tabiatin bu âfetlerini ilim metodlarile tetkik et- mesi, ne kadar salâhiyeti dahilinde ise, bu âfetleri önliyecek tedbirleri almak ta imkân dahilindedir. Yeşilırmak bizden ne kurban, ne ceset, ne devrilmiş ağaç, ne de çök. müş harabe İstiyor. Yeşilirmak. hid. det ve şiddet halinde taşan sı sadece bize ders veriyor. Tal karşısında mutlak bir aciz içinde ©- lanların, tabiatle yaptıkları mücade. lede ne kadar mukavemetsiz, ne ka. dar çaresiz olduklarını ağaçlar üze- rinde geceliyen insan misallerile, toprakları dahi, nehir hudutları içi- ne alan genişlemesile göstermiş olu. yor. İnsanların tabintle yaptıkları mü- endelede, ellerindeki en kuvvetli si- lâh, yine ilim vefen silâhlarıdır. Yağmurların yağmasına, yerin sar. sılmasına, nehirlerin mecra değiştir. mesine mâni olamayız. Fakat bu ta. bii hâdiselerin insanlara yapacağı zararları nisbeten olsun önlemek, bu. gün il ve fen terakkilerinin bize bahşettiği en büyük mazhariyettir. Büyük nehirlerin etrafına birer Ma- ino hattı gibi setler çeken insan 26. İsknik, tabinti dahi hükmü İdığını, dünya mikyasındaki misallerile ispat etmişti Mutlak, ebedi, manevi şıraru tah. ından indiren, “kudreti külliyeyi,, insan şuurunda aksettiren de, ilmin, tekniğin, fennin bu harikulüde kud- reti değil midir? Artık tabiatin karşı. sında mutlak bir aciz içinde olma. dığımızı görüyoruz. O balde, Yeşihr- mağın taşması veya her hansi bir ta. bil âfet karşısında niçin ellerimizi, kollarımızı bağlayıp bakalım?... Fakat ne edersin ki, asırlarca bir te. vekkül felsefesi içinde, Avrupa me. deniyetinin ilim ve fen terakkilerine gözlerini kapamış, Şark medeniyeti. nin müstehaseleri üstünde Asyadan medet uman bir devirden geliyoruz. Asırlık bir ihmalin bıraktığı hangi yarayı daha evvel kapatacağız? Ana- dolu bizden ne istemiyor? Tabiatle müeadele için, hayatla mücadele i- çin, pazarla mücadele için, İstismar. la mücadele için elinde kör sapanın- dan başka nesi va: Fakat bütün bunlara cevap vermek için, on altı senelik bir Cümhuriyet devresi, Garp medeniyetine intibak eden bir devlet mekanizmasının bütün hüsnü niyeti kâfi midir?, Yeşilermak bir daha bize marinin hatalarını, ihmalini, ve tabiat karşı. sında ne kadar aeiz içinde olduğu. muzu, tahiate karşı daha mücehhez olmak lüzumunu hatırlatmak istiyor. Böbrek hastalığı ilerleyip te vü. cuttaki tuz çıkamayınca, yahut kanda üre fazlalaşınca baş ağrısı şiddetli olur. Bu da gene zehirlen- meden... Frengi hastalığı şimdi iptidasın- da ve kolayca tedavi edildiğinden baş ağrısı verdiği nadirdir. Fakat tedavi edilmeyip te ikinci devresi gelirse baş ağrısı onun en mühim alâmeti olur. Akşam üzeri, gecele- ri şiddetlenen baş ağrısı, bu türlü- sü şüpheye sebep olmalıdır. Kan muayenesi doğrusunu bildirir, Baş ağrılarının bazıları da hor- mon çıkaran guddelerin bozulma- smdan ileri gelir.. Bayanlarda muayyen günler muntazam olma. dığı zaman gelen baş ağrıları bu türlüsüdür. Tiroit guddesinin bo. zulması, ipofiz guddesinin bozul. ması da baş ağrısı verir. Görüyorsunuz ki . pek ehemmi- yetsiz sayılan bir baş ağrısının se- benleri ne kadar çok ve türlü tir. Tüdür, Onun icin baş ağrısmn kö. künden gecirilmesi çok defa pek güç olur: Asıl sebep bulunup ortadan kaldırılıncıya kadar... b.4.479

Bu sayıdan diğer sayfalar: