30 Haziran 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

30 Haziran 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

( E——— 30.6.9040 30 HAZİRAN 1940 TAN ABONE BEDELİ Tüşkiye Eenebi han Kr. Teme (o 2s00 rk 79 » .cAay 1s ” “0.” 3Ay s0 »İ ww » 1Ay sw Miletleriras postâ Hitihsdına; . rasinleketler içini, üdület sirasiyla iradır. Abone be-i Şiştirmek kuruşluk pul ilâvesi mar, 4 İLİAK YAYAR ANİ “eheral de Geulle'e Dair! Vamp gazetelerinden bi. risi, İngilterede bulunan Fraüsz Generali De Gaulle'ü A- iatürke ve Bordeaux hükümeti” in haşma geçen Mareşal Pe. tabi de Damat Ferit Paşaya benzetmiş. Dün bu teşbihe asabileşen bir meslektaş, Atalürkün başardığı mucizenin azametini bir kaç sa“ tırla hulâsa etmiye çabaladıktan sonra: *— Onunla, bir mikrofon kah. Tamanı arasında bir müşabehet bulmak rezalettir?” diyor. Biz, bu hücuma uğrıyan yazıyı | ; görmediğimiz için, Atatürkle Ge. meral De Ganlle arasında nasi) (). bir ımiişabehet görüldüğünü bil. miyoruz. O gazete, sezdiği müya- behetin mahiyetini çok yanlış ve. Ya çok fena anlatmış olabilir. Fukat iMtiharla söyliyelim ki, General De Gaulle'in, Londra radyosundan yükseltüği erkek sesi, sade o gazeteye değil, sade bütün Türk milletine değil, bü. tüm cihana Atatürkü hatırlatmış” tır. Cünkü Atatürkle, General Ganlle arasında değil, fakat ba- “ğarmak istedikleri iş arasmda tam bir müşabehet vardır. * General De Gaulle de, tıpkı A- tstürk gibi, harap olmuş, içinden <ükmüş ve satılmış, ordusu tama mile bozulmuş, e ellere pi mile işgu altına girmiş, donan. ması, silâhları kalmamış, mâne- viystı yıkımış yardımcısı kalma, miş, ve on küsur milyon kadim, <ocuğu yersiz, ynrisuz, gömlek. Siz, ekmeksiz kalmış bir vatanı, <ok kuvvetli iki insafsız düşman dan kurtarmak azmindedir. Bu. gün mikrofon başında bulunma. 84, Yarın silâha sarılmıyacağını kimsenin isbat edebilmesine kâfi değildir. Biz bütün imkânsızlık Tara rağmen bir Ya bir millet ve tarmiya çabalıyan bir insana ha- karet edilmesini milli seciyemize yarastırmayız, Eğer büzün onun elimle zavallı bir mikrofondan a hicbir silâh kalmamışsa bu bizim gibi düşmanma ocaktan kapılmış odunin saldırmış bir millet icin bir istihza mevzeu de, &i Bu acı manzara önünde, Ayni aety! tatmış bir milletin du. Yacağı his, gönül sızlatıcı bir hür- mettön haşka bir his olumaz. Şüphesiz General De Gavlle, bugünkü halile, Atatürke benze- ilemez, Fakat o, Atatürke benze, hek istiyen, bhenzemiye çalışan bir insandır. Ve biz, her mahrur omiyete rağmen İstiklâl kavgası. na çıkan bilâ istisna her İnsanın, bütün dünyaya Atatürkü hatır. latmasını, derin bir iftiharla kar sılanız: Çünkü bundan da anlaşı. ir kİ, 26 imei asrın dünyası Ata- türkü istiklâl ve yurt kavgasmın olarak tanrmaktadır, Fakat asıl büylik marifet, Ata- türkün rolüne çikmakta değil, o golü Atatürk kadar emsalsiz bir General De Gaulle'in Atatürkü biklit e mekte ne derece muvaf- fak olabileceğini de, bize ancak zaman gösterebilir. Şimdilik bize düşen vazife, istihza, tezyif kü. si düşmeden, General (De Gaulle'ün şahsında, her im- kânsizlığa, her ümitsizliğe rağ. men İstiklâl kavgasma kalkışan , mukaddes zihniyeti alkışlamak. tır. Bügünün herhangi bir Fran #ıZ generali değil, fakat 5 mukad. epi ne hiç kimsenin şüphe. si ki, herkesten fazla A- tatürke benzer! “5 TAN | Haftanın Musahabesi İ “Keşke”, “Sayet”, “Ecer” Edatları , artık bu kadarı da fazla! Avrupadaki muharebelerin Afrika ve Asyaya sıçrayıp Amerikayı da harekete getirerek haki- ki mânasile bir cihan harbi şekline girdiği şu sırada “Kavait,, ve “Nahiv,, bah- si dinliyemeyiz. Biliyoruz, süt içerken ağzın yanmış, şimdi yoğurdu üflüyorsun. Etliye, sütlüye karışmama- * ği anlarız ama bu derece- * sini değil! Demeniz ihtimali çok.. Fakat ; musshabemin başlığına bakip ta hüküm vermekte âcele etme. İ yiniz: Ben bu edatları lisan kai. ? deleri cihetinden değil, #ktüm- * lteye de pek uygun bir nokta. fert ve cemiyetlerin hayatı ından (tahlil edeceğim. Meselâ ne derece rind ve derya. dil olsam yine ara sıra maziyi düşünüp bir taraftan alammn .Yazısmı, diğer taraftan sehiv ve hatalarımı gözden geşirdi- ğim sırada kendi kendime şöyle söylemiyor muyum: — Keşke vaktile de, şimdiki gibi, politikaya hiç karışmasay. dım! Şayet muhalefet vadizine sapmasaydım bugün vaziyetim bambaşka olurdu! Eğer yirmi yaşımda gazete çıkarınıya ve devlet ulularma çatmıya kalkı. şacağıma uslu akıllı maliye kâ- tipliğinde kalsaydım derece de. ece terfi edecek, yüksek maaş. lara geçecek, şu sırada rahat, rahat tekaüt zamanımı bekliye. cektim! şte üç cümle ki her biri- nin başına, yukardaki e. atlardan bir tanesi yerleşmiş. Benimki yine ne ise ne. Geç. miş hayat muhasebesinde dil pelesenki olan o üç edat, bazan a bir ömrün nasıl büsbütün er olduğunu gösteren alâ- metlerdendir. Ve her birinde gizli bir ah, bir hoyhat, bir ya. rik , boğuk bir inüti, kı. sık bir'feryat, hulâsa acıklı bir Sergüzeşt #aklıdır. En hiçinden en refahlısına, basma donlusun- dan ipek gömleklisine kadar ki. min, hangi ferdin bu edatlar. dan dilini kurtarmasına İmkân vardır? 'Tibbın terâkkisine ve servetinin azametine rağmen burnunun ucundaki yamru yum ru çıbandan kurutulmak çaresi. ni bulamadığı için Amerikalı milyarder'bir banker bile: — Keşke bu kadar çok altı. Bıra olacağma çıbansız bir bur. num olsaydı! Diye diye gamla yaşadı ve beş dolar haftalıkla maiyetinde çalışan kâtip yamağının müte- nasip burnunda gözü kalâ kala haset içinde öldü. O milyoner bu kusuru kendi işlememişti; yani eline bir'kör çakı alıp bur. nunu, bir cehalet, gaflet veya ictihat hatasıyüzünden ihtiyarı ile, iradesile delik deşik etme. mişti; sadece tabiatin gadrine uğramıştı. Fakat öyle insanlar görülmüştür ki, kendi kuyula yini kendileri kazmışlar, otur. dukları dalı kendi ellerile kes. Yazan: Refik Halid senelik bütçesi herkangi bir kü. çük devletinkinden az değildi; yani istese ufak tefek donanma Ja> salın alın karınca kaderin. ce ordular besliyebilirdi. Sim. di imarethanede karın doyuru- yor, köprü altlarmda yatıyordu. Bu kadın polisin eline düşmek. ten ve ayazdan titriyerek Tütü. | betli bir kemer kovuğunda ma- N Zisin: düşündüğü vakit, acaba kaç kere: Udi — Keşke.. Şayet. Eğer. Edetlarile başlıyan tefekkür. lere dalmıştır. Zihninde kaç muhteşem yatak odası tablosu canlanmış ve her seferinde kim bilr bu edatları ne derin bir ke. derle tekrarlanmıştır! Galatadaki büyük hanların önünden geçer- ken ekseriya gözümün önüne müsrif vir mirasyedi tipi gelir: da Başında yağlı kasket, sakal bi. yığa karışmış, ayağında patlak, çamurlu kunduralar, (Şehvet Kurban!) filminin sonundaki Ertuğrul Muhsin gibi bir şey... Vaktile satıp savdığı haşmetli bir banka binasına bakar: Belki ah çekmez; şöyle söylenir: — Keşke hesabımı bilse idim. Sayet bunu olsun satmasaydım böyle sürünmezdim... Eğer elim de bir şucağız kalsa idi bugün gü! gibi geçinir, giderdim! Mis bu edatlar yalrız. har sürüp harman savrul. muş servetler için kullanılmaz; ber yaşlı adamın zihninde bir başka mânada, yer tutar: Keşke evlenmese idim, yahut şayet ev. lenmiş olsaydım, yahut ta eğer aile hayatına bağlı kalsa itim, içkiye düşmese, çapkınlığa da- .danmasaydım kabilinden... Fer. sudeleşmiş eski bir koket kadını düşününüz: Uğrunda can ver- mek mertebesinde kendisine gö. nül kaptırmış bir candan âşrkı. nı, herkesin yüz çevirdiği son günlerinde nasl bir nerlametle anar ve yukardaki edatları yü. reği yanarak nasıl acı acı iek- taht, ve elinde asâ öyle can ve. recekti; böyle yalçın bir adada ve adadan daha yalçın suretli bir İngiliz valisinin karşısında deği R // itikattayım ki, Napolyon derecesinde son günleri keşke, şayet, eğer edallarının tesbihi ile geçen meşhur adam pek azdır; Josephine'i sevme. sinden ve boşamasından tutu- nuz da Fouguet gibilbir ahlâk- siza bel bağlamasinalkadar hu. susi ve umumi hayatı hep hsta. dan ibaret olduğu içim ömrünün hangi faslmı karıştırma muhak- kak bir: — Keşke. Şayet. Eğer.. tefekküre tutulmuştur. Uzoğma gitmiyelim. Uzun sürer, bizim fırsatlar ve işlenilmiş: hatalar i- tiharile oldukça acıklı nömune. ler mevcuttur. Meselâ Abdül. hamit Beylerbeyi sarayından Yıldız tepelerine bakarak $az mi düşünmüş az mi keşke, şayet, e- Ber edatı sıralamıştır? o | — Keşke Mithat Paşayı boğ- durmasaydım, sadarette bırak. saydım, beraberce © uyuşarak memlekette mutedil bir bümri. yet ve ıslahat politikası takip etse İdik.. Şayet tahttan indiri” meme vasıta olur korkusile do. kazandığı ikinci dereceden aşa ğı düşürmese idim devlet te, ben de bu hale gelmezdik. Eğer medeniyele sirt çevirip milleti irfansız, yolsuz, şansız ve şeref. siz bırakmasa idim ne Balkân harbi kopardı, ne de Türkiye u- Tuorta Cihan Harbine girerdi. Enver Paşa her halde, sebep olduğu bir çok facialar arasında bir de Sarıkamış trajedisini ha. tırından geçirmiş ve Türkistan Edeatile başlıyan nedametli bir yakın tarihimizde de kaçırılmış nanmayı Haliçte çürütmese vet PN fenası budur ki, a- tılgan hiçbir devlet ve silâh adamı hesapsız bir işe gi. riştiği zaman yarın menfasında, zindanda veya ölüm döşeğinde o edatları yana yakıla kullana. cağını zihninden geçirmez; di- linde ve kavsit kitabında sanki bu kabil lâfzların yeri yoktur. Keşke, şayet, eğer, öyle acaip kelimelerdir ki, işe başlamadan evvel göz önünde tutuldukları taköirde bir hikmet, iş sarpa sa rınca kullanıldıkları zaman ise sadece nedamet ifade ederler. Lisan kitapları onlar için gali. ba şart ve temenni edatlarıdır, der. Doğru: Önceden katılması şart olduğundan, vakti geçmiş temenniye mahal kalma ması lâzım geldiğinden otürü! Buzün Avrupada Kaç hi dar ve kaç devlet reisi gurbet illerinde gözünün alış- madığı ve gönlünün yatmadığı yaban ve yavan manzaralara dertli dertli bakarak: Keşke, şayet, eğer... Nekaratımı zikr ve tesbilile meşgul. Lükin küçüğünden bü. yüğüne ve her çeşit parti men. suplarına kadar baştan aşağı &an ağlıyarak bu edatları saya döke dövünen millet Fransadır: — Keşke süslü Normandie vepuru yapıp sürat rekoru kır. dık diye boş yere övüneceğimi- 2s Majinoyu Normandie sahille. rino kadar uzata idik te muka- vemet rekorunu kırmış olsa i- dik! Şayet tayyare fabrikaların- da sekiz saat mesai yerine sekiz besaba| , İlerin tekrar başlıyacağı hakkın. Iktısadi Hafta Akdeniz Yolu Açılacak mı? - Bu Haf Aldığımız ve Sattığımiz Mallar, caretimize karşı daha ne kadar kapalı kalacak? Son gün. lerde Akdenizde ticari münase. betlerin başlıyacağına dair alâ metler artmaktadır. Evvelâ Pire ile Köstence arasında vapur se. ferleri tekrar başlamıştır. İngiliz yapurlarının, Akdeniz limanla. rile İstanbul limanı arasında tek. rar seferlere başlıyacağından bahsedilmektedir. Limanımızda bekleyen İngiliz şileplerinin Ak. denize hareket etmesi, bü haberi ciddi bir surette teyit etmekte. dir, Türkiye ile İspanya srasında ticari münasebetlerin tekrar te. essüs edeceği de, küvvetli ihti. maller dahilindedir. İspanyollar Yakın Şârkla ticaretlerini arttır. mak için, Şark Ticaret Odası di. ve yeni bir teşkilât kurmuşlar. dir. Sark Ticaret Odasının gaye. lerinden biri de, Türkiye liman. larına vapur seferleri temin et. mek; bu suretle Türkiyeden doğrudan doğruya yumurta al. maktır. İspanyol muharebelerin. den evvel, Türkiye » İspanya a. rasında bu tarzda ticari münase. betler mevcutta, Bu münasebet. As Akdeniz yolu dış ti. daki haberler, yümurta ihracat. çıları arasında iyi bir alâka ile karşılanmıştır. Bütün buraya kadar yazdıkla. rımız, Akdenizde yeni ticaret mitleri ve ihtimallerinden ibaret. tir. Bu hafta neler sattık? Bu haftanın vâkıaları nelerden iba. retti? Bu suale cevap vermek icin, geçen hafla bahsettiğimiz gibi, yine Tuna yolu üzerinde tevakkuf etmek lâzım... kdeniz yolu kapandıktan sonra dış ticaret münese. botlerimizin yalnız Tuna yoluna inhisar ettiği malümdur. Fakat saat konferans vererek boş va. kit geçireceğimize on altı saat iş görse idik şimdi milli takvi. mimize bir m tem günü geçir miyecektik! Eğer General Gawl. le'ü dinleyip tank imalinde Cüğ- manla yarışa çiksa idik bir bu. çük ayda harp harici çıkmaz i. dik! Keşke, şayet, eğer... Hususi ve umumi hayatının son 'demlerinde bu odatlarla başlıyan cümleleri en az kullan- mış adum, şüphesiz, ömrünü en memnun ve faydah şekilde ge. i6irmiş bir adam demektir. Ya. zik Xi, böylesi her şubede, bil. hassa Tevlet işlerinde pek na- Gir... Anlaşılan fert ve cemiyet hayatının sonu, çok defa bir keske, şayet, eğer odatile kapa. nşyor, bir nedamet manzarası arzediyor, !Keşke hayat ve rmukadderat bu haftanın son günlerinde Tuna yolu da, ihracat yolu olmaktan çıkıverdi. Bunun en büyük se. bebi, Sovyet Rusya ile, Romanya arasındaki Besarabya meselesi. dir. Besarabya meselesinin sulh yolu ile halledileceği, ilk günler. de bile belli idi. Fakat her ne. dense Romanya vapurları ihti. yeti bir tedbir olmak üzere, Ka. radeniz seferlerini tatil etmişler. di. Halbuki Karadenize gidecek olan Romanya vapurlarında fica. ri eşya bulunmakta idi. Bu eş. yanın ekserisini zeytin, zeytin. yağ, susam, kendir, tuzlu balik teşkil etmekteydi. İhtiyati tedbir yüzünden bu malların Romanya. ya sevki geri kalmıştır. Diğer taraftan Macar vapur. ları, Tuna yolu ile mütad sefer. lerine devam etmişlerdir, Macar vapurlarının hamülesi de, ken. dir, nohut, susam gibi maddeler. den ibaretti. Tuna vasıtasile Çe. koslovakyaya olan ihracat gün geçtikçe (artmaktadır. Çe memleketimizden susam, ke ay çiçeği tohumu gibi madı #temektodirler. Çexoslovak yapılan ihracat ta Macar ve İarı! vasıtasile temin edilme dir. Hâsılı, limanımızda göl küçük Macar vapurları, dış retimizde mühim bir rol oy cak derecede ehemmiyet ke maktadır. Bu küçük vapurls olmasaydı, Macaristan ve Çı lovakyaya, ihraç maddeler sevketmekiimkânsız bir hal Yecekti, i BU HAFTA NELER ALDIK poivssann muhtaç ol maddelerin başında mir, kalay, nişadır, tuzruhı men gibi maddeler gelmeki Bazı ilâçların da azaldığını, tâ mevcutlarının tükendiğin raf etmek lâzım... Meselâ ş hastalığının tedavisinde kul lan İnsulin ilâcı hiçbir ecza yoktur. Harplen sonra bir b ilâçları Fransadan tedarik mek imkânı elde edilmişti. kat Fransanın son âkıbeti he sında, Fransadan ilâç iste gülünç olacağı için hiç kimse na teşebbüs etmemiştir. Bazı kimyevi maddeleri yadan almak kabildi. Fakat ya İle aramızda kliring & ması yüzünden ibtilâflar çi için, buna da imkân kalme tır. Maamafih İtalyanlar, kiyeden yumurta, arpa, * sebze İstediklerine bakılırsa niden ticari münasebetlere mek ihtimalleri gün geç kuvvetleşmektedir. Hattâ yadan bir ticaret heyetinin kiyeye gelerek ticaret anla sının tatbikından hasıl olar tilâfları halledeceğinden de sedilmektedir. Demir ithalâtına gelince, zamanlarda yegâne demir saf Amerika idi. Amerika ile İ mımız arasında vapur sefe kesildiği için demir satın al imkânsızdır. Maamafih vapul ferleri bile olsa, Amerikada Jiyetini arttıran harp sanayii dışarıya demir satacağı da şüphelidir. Esasen sipariş gelen cevaplar da bu mahiye dir, Bu hafta aldığımız mallar şında, Romanyadan ithal ed petrol, kumaşlar, Macaristar alınan zirai makineler, elek malzemesi gelir. Daha doğr Piyasa muhtaç olduğu itb maddelerini tedarik oedeme! tir. Dış ticaretimizi genişlet için, yeni ticaret anlaşmalar yeni pazarlara ihtiyaç va Yalnız Romanya, Macaristan, raz da Çekoslovakya, dış tie timizin ihtiyaçlarını tatmin « cek mahiyette değildir. Hüseyin Av : Le AN HEKİMİN ÖĞÜTLERİ » o Madensizlikten ve Vitaminsizlikten lar: y Keşke kayı diya etmeme. bepilarmda kaç det MM dim... Şayet Ahmedin parasına, ( —( Ke bu taarruzu yapma Mehmedin gözlerine kapılıp bu ©YeD hocalarımın sözünü din. €an yoldaşımı ölüme sürükle, 1ere İdim! mese İdim bugün tek başıma (| D'Y* insafa gelmiş vicdana. kalmıyacaktım... Eğer o yaşasa entel ee idi hâlâ sevilen ve sayılan bir e annp ağzından 3. Kiiğimle genellik. we. kadın olacaktım! ; denlerin ve vitaminlerin üzu- Fakat ben öyle sanıyorum ki, mu anlaşıldığındanberi, bunla tanınmış adamların, bilhassa rın say üzerine de tesiri bulun. siyaset ricalinin ahiri ömründe duğu 've eksik olursa, bir takım bu edatlar daha mühim birer mevki alır, daha sık kullanılır, 23 — Şayet Umumi Harpte bi. taraf kalp sapasağ lam bir ordu ile sulh masasına polyonu, Sent Elen adasında, her ümit kırıldıktan ve tamir imkânı silindikten sonra gözünü zün önüne getiriniz. Midesinde- ki aman vermez a ak beniz sapsarı, bir yalçın kaya ü. Z kurtarmış, misilsiz bir şerefe v. laştırmış olacaktım; ben de, yağ İk: hirkalı hacılardan düzeceğim kırık dökük çetelerle Buhara lerinde kellemi koltuğumun al. tma almiyacaktım. Eğer hürri. yet kahramanı sıfatına bir da. mat ve bir başkumandan unva- n: katmasa idim tarihe ne kud. siyetli bir isim birakacaktım! rek, keşke, şayet, eğer edatlari. Je dolu ne nefis muharebelerine dalmıştır: Keşke hırsına bir had çizebilseydi ve bütün dünyayı hükmüne almak ve avucuna siğ 'drrmak gibi boş hulyaları tat. bike kapılmasaydı... Şayet Mos. İ soy hastalıkları meydana çıktı. ği da yeni yeni öğrenilmektedir. Meselâ bazı memleketlerde gaşa hastalığı ziyadere yayıl. dıktan başka soy hastalığı ha. linde sirer, gider. Bu hastalık tiroit gaddesinin şişmesinden, fakat ayni zamanda guddede İ. yot madeninin eksikliğinden i- leri gelir ve hastaya iyotlu ye. mekler yedirilince hastalık ha. fifler... İşte bu hastalığın ilk v büyük sebebi çocuk annesini, karnında iken annesinin yediği yemeklerde iyot eksikliği oldu. ğa meydana çikiyor. İyot madeninin eksikliğinden ileri gelen bu hastalık - birinci batında gaşa hastalığını meyda. ba çıkardıktan sonra, devam e den batınlarda da tiroit gudde. kulaklarının işitmemesi de bu- lunduğu hatıra getirilince, ana. dan doğma aptallığın ve dilsiz. liğin bir sebebi de, soydaki bü. yük annelerden birinin gebeliği esnasında — İyot o madeninden mahrum kalması olduğu mey. dana çıkar... Akraba arasında evlenmek te aptallığa ve dilsiz. Niğe istidadı gittikçe büyüterek soyda yerleşmiş bir hastalık ha. Tinde devam ettirir... Vitaminlerin de hepsi, çocuk annesinin karnında iken, anne. sinin yemeklerinde eksik olun. ca, çocukta türlü türlü sakatlık. lara sebep olur. Çocuk sakat, veya alil olarak doğmasa bile, annesin'n vitamininden mah. rum kalması, doğacak çocuğun vitamin eksikliğinden daha ça- buk müteessir olmasına istidat Vitaminlerin en başında R 1 vilamini gelir. Bu vitamin her. kesin kendi sinirlerinin sâkinli. duğu meydana çıkar. D vitamini eksik olunea, miklerde raşitism hastalığı n dana çıktığını bilirsiniz. An sinin yemeklerinde bu vital eksik bulununca, doğacak cukta ve bütün neslin çocul rında o kemik hastalığına ki istidat artıyor. O kemik hastalığı yalnız | mikleri çarpuk yapmakla |) maz. Sinirler cümlesinin yok da İnkişafına da mâni olur. | cuk küçük yaşta havale hat lığına tutul leleri kuvvetsiz A vitamini gebe annenin : meklerinde eksik olunca, ço ğun yolunda büyümesi geri | lr, bütün uzuvlarında eksik! ler bulunur, ! Madenlerin ve vitaminle eksikliği yetişmiyormuş gi yemeklerde ayrı yarı madde arasında muvazenesizi'k te | a yuyan bir kadın yakalandı; mes kovaya yürüyüp perişan dön. Ruhlar düşünüyorlarsa bugün diz dalan sayıl balisez on ne doğacak çocuğun ve büt : se. ğine ve sâlim olmasına lüzumlu (neslin bozulmasına sebe; YENİ NEŞRİYAT « keriadi. yani serseriydi; tevil mese kt elinde kalan sağl er. sihminden göyle bir fikir de 89-| bep layan Bu gaddamin mayi elmmmeğ a mar eme e halli meyi # Hiracıkık ve Spar macrmıanm | anlar milyonluk ile iel e e i lığı da — burada vaktile yazdı. nir hastalığından sâlim kalma. yor. Demek ki, soy hastalıkla BİS İnci mynetle MUMU 3 En a kara mi iketini görmezdi ve eğer İn. (o — Keşke yirmi sene ewvel| gım hormon yazılarından bel. sı için lüzumlu olduğu anlaşıı. nın başlazıcında mühim bir! Bü men sayın da çık ME rile dünyanın gözünü kamaştı. (giltereyi iki diz üstü çöktürmek yaptığımı sağ kalıp ta şimdi yap | ki hatırınızda kalmıştır — do. yor. Soy hastalıklarının en ç0- bep te, gebe annelerin yemi © HAVADAN VE ZEHİRLİ gaz.) Tin, koşu atlarına, konaklara, niyetini gütmese idi, Fransa is. a idim. O zaman koca siyasi| ğacak çocuklarda türlü türlü ğu sinirlerde ve his uzuvların. Terinde madenlere ve vitami LARDAN KORUNMA ÇARELERİ —| Mülikânelere, prens unvanlı ko ( tilâya uğramazdı... Ah, evet, Şa" birpetolan hareketim belki bu. | sakatlıklara sebep olur. Ru sa. da olduğuna göre, hu vitaminin lere ve azotlu, yağlı, şeke Himit Bahar tarafından) Gölers ve grandük mertebesin. yet Şunu böyle yapsa, u öy. ogün dâhiyane bir feraset ve di-| katlıkların (arasında çocuğun hir soydan doğacak çocuklar i. maddeler arasında maile gikazılmaştır. de âşıklara malik bir şantözdü; (le etse idi basında tar altında o vavat sayılırdı! antal olması. doğduktan sonra ein de ne kadar ehemmiyetli ol. et 4 li ehemmiyet vermemesidir. İ iş . i Ağ

Bu sayıdan diğer sayfalar: