2 Eylül 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

2 Eylül 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

vi © Neler Bekleniyor? he e ni ve ge / sında değildir. Bilâkis Ameri)| er M— 2.9.9140 “TAN ABONE gegbeLl İ Türkiye Ecnebi 1400 Kr. İaene 2800 imo *” Gay 1509 4 #00 ” 3 Ay 800 fi » VA; sw. » BUGÜN Marbin İkinci Yılında ugünlerde yeni Erzincan şehrinin bir plân dahilin. ının düşünülmesi ve bu. #vvelâ umumi inşaatla başla. ,Yazan: Ömer Rıza Doğrul ası, bütün memlekete . : aktüali yin kinci genesinde 2 a gem r olacağına dair ileri), yere dan veriyor, Sürülen birkaç tahmin var; üratle yer emtri olan gü- Bunların birincisi, Almany8İ memleketimizin harap şehir. tarafından kaybedilen hergünü | ayrı ayrı birer imar plânı İngiltere lehinde olduğudur. İn» klemektedir. Şehirlerimizin i. enin gün kazanması, günlef iyı meselesi, bizde kalkınma e ear aylar ve Sişelelerimizle de alâkadardır. len İstifade etmesi onUNBaştan aşağı yapılmağa muh. 4 hir gün Alman hafp makinesini, pie ihmal olunmuş şe- felce uğratmasına İmkân ver€$ierimizin, kasabalarımızın, ve (“ek ve böylece harp esarete düsylerimizin imarı nasıl olacak. j)yen milletlerin hürriyete kavu$t, ne kadar zamanda yapılabile. #malarile neticelenecektir, İngilektir?... : tere ve Amerikada hüküm süre Henüz halledilmemiş büyük Ye gittikçe kuvvetlenen kanatir mesele önünde bulunduğu. Budur. buza şüphe yoktur. Fakat, artık İkineisi: Harbin gün geçi ilinin gecikmemesinde hem iç- lem ve hemde memleketin. tahmine göre Amerikanın datta müdafaası bakımından da harbe iştirak etmesi gün mesfuyda olan bu imar meselesini lesidir. Belki Amerika bir iç bakımdan düşünmek meçburi, tan Avrupa harbine iştirak edeketindeyiz. diğer taraftan Uzak Şarktı Umumi inşaat, hususi inşaat menfaatlerini korumak için böyç bunların muhtaç olduğu para ki de harbe girmekten başka Gibi üç büyük cephesi olan bu İre bulamaz, Sovyet eselenin halli, birbirinden ay- İharbin genişleyeceğine ve Asirılamıyan bütün kısımların bir ( Yikanın da harbe gireceğine İlarada mütaleasile kabildir. Bıyorsa da Amerika mehafili K ir şehrin imar plânı, yalnız İnüz bu 5 harbin ikinci V umumi mahalleri ve umu. i etmiyor. $ma basması dolayısile Amerilmi inşaatı ihtiva etmez. Bilâkis, gazeteleri tarafından yazılan Ybu umumi mahaller ve inşaat o Zılar, Ameriknın Avrupa harbi şehir halkının Bizmetine ve fay- den uzak kalacağını anlatmak dalanmasına oarzolunmak için İyor. Fakat Amerika yer almıştır. harpten uzak kalması, yani as Şu halde, halkı düşünmeksizin göndererek harbe İştirak etmi bir şehir plânının tanzim ve tat. mesi, onun bütün #anayiile ve $ bik mümkün değildir. Şehrin ve keri imalâtile İngiltereye kaşabanın yolları, umumi mey. müzahereti göstermemesi ma Almanyanın mağlüp olması, Atlas Okyanusunda İngilteret Yerini almaması için elinden , deni yapıcak ve bunun içini sil rsi “ei edi ri, i kola; abrip etmi ylaştı, HİKAYE G6 âlim katırından indi, Ker- Yünsarayın avlusuna — girdi. Hiğvatımı han uşaklarına teslim etti; akkuk eder. belki tah” | &e“İSİ de heybesini omuzuna vura» 8k, havuzun kenarına doğru yürü” kuk etmez ve heklenilmedik diseler tarihin bütün mecrağı |” pü Urun seyahatten çok yoruldu” ğini KL e mm Fakat bugünkü vaziyet, | durdu. Katını ahıra çeken uşak, yaz Mz bütün sağ de İşine Şeldiği zaman yolcu; lde, İngillereyi sa: — Kerv; hibini biraz ça» damı ve Almanyanın Av İz ce 7 Pİ Br ça m kazanmış olduğu 4 | BİO sonra yanına gelen hancıya: muv, lere TA — Seni zahmete soktum, Fakat DU bulana Eat zi peİdl balikıda alt alak iye vereilerin gâbirile, yeni bir Sen, bu şehrin âlimlerinden e kuramadığın gösterme,” Avrupanın sulhe kavuşma ş, anlar, — Ben kendisini görmek isterdim. gin, ya Alman harp 5, Yanın cuma olduğu için camiye Yahut İngiliz müdafaasının |, | Nünazdan sonra belki görür- kılması ediyor. İngiliz fr | dafaasını, Britanya | te Pimli dinlendikten sonra, 0- ğu ile Amerika beslediği Ve ky.)sinden kalın tir Sie akardı beğ ik İrdiği için, onun. İlay) yastığının altına koyarak | dünyanın olay Yıkılmıyacağı Ü g.|en kıymetli hazinesine malik bir a- ! » düm sevinci ile uyudu. | Buna mukabil Almanya, çı, Di (rap ve sefalet içinde YA$ag, iesaret ninde bir — vel in farsat se Tİ BİTİ hocumnın. debdebe Mi eder | hayret ett. O, ibn adamlarını” sade İtin Almanyaya kari i âyeti Günden gine ver|bir hayat yaşar zannediyordu. Na- belki e bir gün bu mill ** Pp Hatib, camiye yirmi köle ile gelmişti. Genç adam, halife Bniği makinesine her bomba, bu milletlerin lerini canlandırıyor ve büt milletler, hu makinenin — İlim Mi Pek uzaktan geliyorum, a im yanındaki kölesine: dediğini Erem a Di veriniz! — Nakdin; e e — muhtaç değilim, de değil, o eseri Nasir Tosi'nin Boynuzları Yazan: ULUNAY dususi İnşaatı da Himaye Etmeliyiz YAZAN — Alâeddin Cemil danları, parkları, i, suları, kanalizasyonları, en- düstri ve ticaret lere sımsıkı bağlıdır. Şehirlerin plânında bu umumi İ mühim bir müddet vergiden mu- 'rler ve tesisat Gi, ilhassa halkı zengin olmayan memleketimizde, mutlaka halkın inşaatın düşünmek mecburiye. ti vardır. Esasen, asrımizda hiç- bir memleket halk inşaatını başı- boş bırakamamıştır. Hiçbir mem. İekette halkın ekseriyeti, bua. sırda, bir ev sahibi olmak için lâ. am olan tasarrufu az bir zaman- da temin etmeğe muvaffak ola. içtimsi dertlerin de kaynağı olan bu “aile evi” ve yahut “yuvasını, temin etmek, mubtelif rejimlerin dayandığı bir temel haline gelmiştir. İçtimai meselelerin bu “küçük aile yuva- sile,, mühim bir kısmı hall: olacaktır, Halk inşaatının himaye ve teş. vikını ortaya çıkaran büyük me. sölemizin hal şekillerini bulmak İçin muhtelif memleketlerdeki u- sulleri gözden geçirmek faydalı- dır. Fakat, bu kısa yazımızda, bütün teferruatile izaha yer bu. lamadığımız bu usullerin dayan. dığı şekli zikretmekle iktifa ede. ceğiz: Bu şekil, devletin himaye ve teşvik ettiği “ucuz ev Sosyetele- ri,, dir. Anonim olsun, koopera. tif olsun “ucuz ev sosyeteleri. nin,, nizamnamelerini devletler — Vatanımda İlme rağbet kalma- | SV. dı. Bağdatla ilim erbabının himaye olunduğunu işittim. Onun için geldim. — Benden ne ümit ediyorsun? — Beni himaye etmekliğini ümit ediyordum. Felekiyat ile uğraştığım için beni, diğer âlimlere tanıt, Bura- da kalayım. İlimle meşgul olayım. — Dün gece senin kitabımı oku. dum. Nücumun seyri bahsinde beni tekzip etrgek senin ne haddine! Mak- #adın bu eserle kendine mevki yap- mak, buraya gelip herkesi gölgede mu İstiyorsun! yüzüne sonra: — Tavaslı isen hani senin boymuz- larm? dedi. Nasir, bembeyaz kesilmişti. Fakat büyük bir çocuk bahçele- | tur. mahalleleri, hep / evlerin “ucuzluk, şartlarını haiz halkın oturacağı hususi mahal. /olmalarına ve uzun vade ile ö- TAN hemen hemen aynı olarak tespit | etmişlerdir. Ve hususi halk in-| şaatını ancak bu nizamname şartlarına uygun olduğu takdir- de himaye etmek, ve inşaata pa. revermek, bulmak âdet olmuş. Bu nizamnamelerin esasları da denmelerine, az faizli olmalarına, afiyetlerine dayanır. ra nereden bulunacaktır?.. « Ucuz topraklar üzerinde yeni kıymetler doğuran ve kuran bu inşaat İşlerinde para meselesi “İpotekle,, alâkadar olarak düşü. nülen ve bu bakımdan da nispe. ten kolay temin edilebilen bir mesele halini almıştır. İpotekli obligasyonları karşılık tutarak Merkez Bankasının yüz- de seksen ve doksana kadar bu parayı ihraç etmesi şartları dü- şünülebilir, On beş, yirmi sene. de her sent, hatta her ay bir kıs. sı ödeneceği için tedavülden çıka. rılacak böyle bir emisyonun ker | türlü garantilerle muhat olması | pek kabildir. Devletin ve belediyelerin hi- mayesinde kurulacak “ucuz ev sosyetelerinin., baştan aşağı ya. pılmağa muhtaç memleketimiz. de kısa bir zamanda birkaç yüz milyonluk inşaat yapması şehir. lerimizi, kasabalarımızı, köyleri- Filmi Satın Almak İsteyen Baba - Amerikalılar Uyanıyor Öö yle günlerde yaşıyoruz ki insan yarının neler geti. receğini kestiremiyor. Bundan üç ay evvel Belçikalı milyoner Van Hund, deniz kenarındaki yillâsında yirmi iki yaşındaki oğ- lu Fransuva ile birlikte oynuyor, hizmetçilerin getirdiği buzlu şurupları içip keyfedi. yordu. Aradan yıldırım süratile geçen üç ay bugün karşımıza Dünkerk harbinde ölen gürbüz oğlunun arkasından ağlayan bir Van Hund çıkarıyor. Şimdi kendisi İngilterededir ve geçenlerde ba. şından şöyle bir hâdise geçmiş. tr Bir gün vakit geçirmek için girdiği bir sinemada Fransız ve Belçika ordularının muntazam kıtalar halinde Amsterdam'da yaptıkları resmigeçidi gösteren bir filimle karşılaşmıştır. Üç ay içinde ortadan yok olan Belçika ordusunun bu genç ve gürbüz askerlerini büyük bir heyecanla seyrederken birdenbire bunların arasında kendi oğlunu görmüş. tür. Van Hund'u filmin nihayetin. de orada baygın bulmuşlardır. Bu filmin Londra sinemalarında oynandığını müteakıp günlerde Van Hund dalma orada hazır bulunmuş, oğlunun büyük bir geçişini seyretmiştir. avallı Belçikalı milyo. ner bir filim kumpanyasından 5. tekine giderek onları filmi kendi. sine satmaları için iknaa çalış. maktadır. Zira aksi takdirde fi. lim İngilterenin diğer tarafları. na gönderilecektir. Van Hund ne pahasına olursa olsun bu filmi mizi yeniden kurmağa fırsat ve. recektir. İsmi üstünde, Cumhu. riyet Halk Partimizin muhakkak pek yakınlarda başarmasını te. menni ettiğimiz bu halk inşaatı, her bakımdan, devletin, halkın menfaatlerine en uygun bir kınma ve servet kaynağı olabilir. ASKERİ Terfi Listesi Askeri terfi Histesinin bir parçasını da bugün neşrediyoruz: SV. BİNBAŞILIĞA TERFİ EDEN . YÜZBAŞILARI: Şefik Kocaeli, Sabri Savaş, Borhan Dumlu, A, Rıza Ersarı, Ruhi Sun, Lâtfi Arbak, O Nu. Kadri Aygen, Atlı, Cevat , Doğan , Necati Zileli, Ziyaeddin Bozok, Ragıp Erdener, $V. YUZBAŞILIĞA TERFİ EDEN SV. ÜSTTEĞMENLER: H. Sedat Tanju, Muzaffer Berkman, A. Zeki Do za, M. Cemslettin Giray, M. Emin Öz. can, Hidayet Vural, İsmet Gürcebe, Sırrı Süll, SV. ÜSTTEĞMENLİĞE TERFİ EDEN SV. TEĞMENLER: Müzhar Vural, A. Fethi Esener, M. Ali Oker, Dündar Günday, Hikmet Aksüveyk, Hayrettin Girişen, Haydar Gerçek, Ke mal Günaçan, Suat Sovaş, Nezih Gü. legen, İzzet Önler, Yaşar Araç, Enver Acar, Arslan Bora, Fuat Yolal, Seli. battin Söylemez, İlhami Selçuk, Hasan Tunçay, Reşit Çölek, Abdulkadir Dik. men, Sabri Güler, Mehmet Sümürkay. nak, Bekir Ezgeç, Haşim Öncü, Hasbi u Ö, Fevzi Arıman, Behiç Dalm, Faik Bozdoğan, Feridun Bayka. ra, Selâhattin Aksoy, Cemal Atal, Zi. yaeddin Daryal, Kemalettin Alpay, Ga zi Kasırga, Ekrem İsfendiyar, Kenan Öralp, Hüseyin Ertül, Sadettin Gen. güç, Sakir Güngördğ, Necdet Dağoğlu, Ömer Alkar, Beheğ Günay, Bahaet tin Toralp, Tevfik Tünyel, TOP, BİNBAŞILIĞA TERFİ E. DEN TOP, YÜZBAŞILAR:; A. Kemal Özdoğan, Hızır Altaca, Hikmet Ateş, Nuri Gülerman, Nuri Barım, Ali Uras, İ Halda Tükelman, A. Muhittin Sahin. gür, Ferruh Tor, Bahaettin Artan, İh. san Esgin, Abdullah Sevinç, Veysi E- rener, Şadi Tanselli, Celâl Öztop, Muh lis Canstez, Nazmi Çelik, Süleyman Gürman, A. Rahmi Ergin, A. Nihat Dinç, Zekâi Şilenger, H. Sabri Baray, Salih Aksoy, Mehmet Akpolat, Arslan Berkan, Y. Kenan Ergezer, Sıtkı Atak, A, Hamdi Sökmensiler, Faruk Soykan, Ziya Balaban, A, Turan Işm, Fevzi A. lagöz, Muammer Abazaoğlu, A. İiza Pekcan, M. Tahir Erman, Rihem Bel lisan, Necati Özbek. ma hirde taş üztünde taş, omuz üstünde baş kalmadı. Dicle kan rengine bo. yandı. Bsir edilenler meyaninda (İb- ni Hacib) te bulunuyordu. Halifenin bu mağrur hocusının diri olarak tu- tubmasını bizzat hakan ömretmişii. İbni Hacib'i boynunda lâle, ellerinde, ayaklarında bukağolarla | Hülâgünün buzuruna getirdiler. Hakânin karşi sında Nasir Tosi ayakta duruyordu. Hülâgü: — Senin kitsbem Dieleye atıp, çı- kurdığı sesten hoşlanan bu mudur? dedi, Sen 'de şimdi, onun kellesinin Nasir Tosi ayağa kalktı, ağır ağır İbni Hecib'e sokularak: — Mazur görünüz! dedi, Geçen se- fer unutmuştum. Fakat bu sefer boy. muzlarımı beraber getirdim. Beğendi- crdu, Bağdata girdi, Şe, 'niz mi? almak cmelindedir. Zira orada bütün ,varlığile şarkı söyleyen Oğlumu görmektedir. Ak Amerikalılar Uyanıyor B eşinci Kolun büyük varlık. ları bir mikrop gibi iç. lerinden öldürmeğe çalıştığı bu siralarda herkes bu gizli düşma. na karşı mücadele İle meşgul dür. Son zamanları kadar A. merikalılar kendilerine fazla gü. venmekte, nazilerin oraya uzana- mıyacağinı sanmaktaydılar. Fa, kat şu vaka onların da uyandı. ğına şüphe bırakmıyor, Texas devleti, Müttehit Ame. rikanın cenubu şarkisindedir. İş. te buradaki gayet ufak 2000 nü. fuslu bir kasabada bile gizli gizli çalışın üç Alman ajansı bulu. yorlar. Zabita bunların evini bas. tığı sırada halk ta orada topla- nıyor. Bunların casus olduğunu anla. yan kasabablar tutturuyorlar: “Bizi bırakın da şunları iyice bir döğelim. Ta ki içimize girip fe. sat yapmanın ne demek olduğu. nu anlasınlar.,, i Yazan: Sevim SERTEL satranç | Ve zabıtanın müdahalesine meydan kalmadan iki kadın bir erkekten mürekkep olan bu &- jJanları şehrin meydanına getirip onlara zorla Amerikan milli mar. şinı söyletiyorlar, Tabii bu ufak bir vakadır. Fa. kat Amerikalıların vaziyeti kav- ramâğa başladıklarını göstermek Gözlerin Rengi ücudümüzün ber bücresinde binlerce sayıda jenler vardır. Büyüklüklerini sorarsanız, bir tanesi bir milimetrenin binde birinin (buna mikron deniler) elli binde biri kadar... Mikroskopta bile gözle ayırt edilemi. yen, elle tutulamıyan o küçücük şey.| El lerin nasl ölçülebileceğine tabii gül. mezsiniz, Hepsi, şüphesir, nazari fakat tatbikatı tahakkuk eden bir mazariye | Kimyadaki atomlar, fizikteki elektron. | lar gibi... Zaten tesirleri de elektron tesirine benzer. Bu Jevlerin İşi hülcrenin protoplaz- ması Ürerine tesir ederek onun vası. tâsile, her canlı cismin cinsine mahsus sekilleri, o şekillerin işleme tarzını işleme tarzının bir kısmı demek olan. vuhunu da tayin etmektir. Kısa sözle vöcudümüzün şeklini, (fiziyolojisini, psikolojisini tayin eden bu jenlerdir. (Jen töbirinin mevhum cin kelimesine yakın olması, yaratmakla doğurmak! arasmdaki yakmlıktandır. Cinlerin ya. | ratuğı farzolumurdu, jenler doğurur. lar, doğurturlar; Sadece bir etimoloji yakınlığı.) Fakat insanın cinsine mahsus şekli. nin İçinde, her insani biririnden ayırt ettiren bir çek (arklar vardır. Bu fark- ları meydana çıkaran ayrı ayrı enler değil, ayni jenlerin arasında bususi| , farklardır. Meselâ, insanım gözünün rengini ta. yin için bir veya birden ziyade vardır. Bunların tir, Fakat arı dan dolayı kimisi kara renkli göz, misi de mavi göz verir. Onların ui #mİlğki hususi farklara sebep te kadın. lik ve erkekliktir, Kara gözlü bir erkek farzeğinir. O. İzasında - bir madalyadan “İri ve hayat karşısında yalnız | Çok Çocuklu Aileler * emlekete altı evlât vere bilmek ne güzel şeydir bilir misiniz? Dün, sa altı. rkek olan çoc a. ge sı da & $ biler) mahrum edilen . bu kıymetli 8 nanın resmini gördüğüm saman üm kahurdı. Zaten oturuşun- dan, bakışından onun da meyda na getirdiği eserlerle iftihar etti. gi pek gözel anlaşılıyordu. Hakkı yok mu? Elrafıni çepe çevre saran bu ültı lay doğurmuş, dokumuş, ş © boya getirmiş. Mahlükatın eni ü işeni insan yavrusu oldlm- 4 n kimbilir ne | gelmiştir. Gene büyle güç yetisi şenlerden hindi yavrularım basi talıktan korumak için biraz 2€ye inyağı kullanmak kâfldir. Fas kat insan oğlu öyle mi ya? Yok sütten kesildi, yok dişi çıktı, yok $ boğmaca oldu, kızamık geçirdi, aşlandı, mektebe başlandı, Çalış kan mi çıktı? Yaramaz ma oldu? | Aâzlık mi etti? Bütün bu uğ: raşmaları, didişmeleri, zöz önüne getirin, O zaman ananın ne des mek olduğunu anlarsınız. Mer- bum doktor Vabyinin karısı bü. | Lün bu üzüntüleri, hatta “yavru kuşun de düşünmemiş: — Çocuğu veren, elbette rizkt.. nı da verir! demiş, tam Türk ka. dınına yakışan bir cesaretle ana“ lık vazifesini yapmış, “Aile gailesi,, sözünü ben ka. fiye ve seci' sanatıma bağışlarım. | Aile galle olur mu? Olsada im. sanların nasıl olsa zaten gaileden kurtuldukları yok. O balde bu gailenin bir harf değiştirilerek | aile şeklinde olmasını tercih ede, rim. Bazı adamlar da; Viran olası hanede evlâdü ayal varı Derler. Tabiate karşı bundan ük nankörlük olamaz. O vi- ran olması temenni edilen hane. yi evlâdü ayal mamur eder. | Bir ailede ananın babanın tek || çocuğu olması da fena şeydir. Böylelerinin fazla şımartıldıkla. ri ş Ni kalınca apıştıklarını çok gördük. İstatistikler “dâhi,, lerin en çok nun tohumunda çocuklarına kara renk te verecek Jenler bulunur... Bir de ma. vi gözlü bir kız farzediniz. Onun da tohumlarınm her birinde mavi gözler verecek jenler. Şimdi, mavi gözlü. kızla kara gözlü erkeği evlenditiniz. Onlardan basl 0- lacak çocuğun ilk hücresinde ber İki renkte göz yapabilecek jenler buluna. caktır. Fakat çocuk kara gözlü doğar. (Çünkü insanda asil olan kara gözdür. 'Mavi göz, jenin asıl hali değişmiş ol. masından ileri gelir. Onun için kara göz jeni ötekinden üstün cikar ve co. cuk kara gözlü olur. Ancak altta kal. mak büsbütün kaybolmak demek de. ğildir. Kara gözlü çocuk enne veya baba olacak yaşa gelince tohumlarının bir kısmında kara, bir kısmında da mavi göz jeni bulunur. Bu genci gene kendisi gibi iki türlü jeni bulanan bir gençle evlendiriniz: Onlardan doğacak çocuğun görle-inin renginde dört ihtimal balunur. İht. kalabalık ailelerden yetiştikleri. ni kaydediyor. Biçare Fransahin en büyük marazlarından biri ka. dınların çocuk yapmak is leriydi, Hükümet, milleti e yetiştirmeğe sevk için ne tedbir. 4 ler düşünmedi: Kalabalık silele. | rin vergilerini azalttı, ikramiye. | ler verdi, çocukların tahsillerine | 'ardımlar etti. Birçok hayır sa, leri büyük büyük paralar vak, fettiler. Öyle iken ;wne faydası olmadı. Fransada her sene do.| Zum, ölümün boşluğunu doldura. mıyordu. Bizde altı erkek evlâği yetiştiren bir ana çoktan hak ef tiği madalyayı göğsüne takahil mek için gazete ile kendine dik, i kati celbetmek ihtiyacında bulu. muyor, Böyle anaların yalnız göğüsle mallerin üçü kara gözlü, yalnız bir tanesi mavi gözlü olmasındadır. TİYJA K.K Temaşa Haftası (Orta Oyunu) ki gün önce Fatih Malkevinin bimtnetile eski usul bir ortam oyunu seyrettik. Bu vesile ile bizdeki bu çeşit temaşanın eski hâdimlerini andık, hayırla yâdettik, Temaşa haf- tanında (meddah) tan sonra, en ku- sursuz muvaffak olunan “orta oyu- nu, oldu. Bundaki muvatfakıyeti 0- lomanların kuvvetine borçluyuz. Meddsh gotşsini de bize pek hoş geçiren Kadri Anlı, Yabası İsmetten, bu kıymetli hünere adamafcıllı vâris olmasaydı, bu kadar iyi olmazdı. İmnete yetiştim. Divanyolunda (Â, #lfin kıranthanesi) namile tanınan büyük bir kahvede dinlemiştim, Diş- İeri kalmadığı için, bazı taklitlerini meraklılar tenkit ediyorlardı. Ben, bunun farkına varmadığımı hatırlı. yorum. İsmet, bütün taklitlerde mu- vaffak olen yeşine bir hüneeverdi, Bu nokta bir meddah için çok mü- bim şeydir, Ziza, evvelâ meddahın hikâyeyi naklettiği tabil bir sesi, ta- bil bir edası vardır. Sonra takiitleri- nl yaptığı şehsiyetlere uydurması lâ. Zırı gelen bir çehre oyununu da idare etmesi icap eder. Buna üç, dört tak- idin seslerinir. idaresini ilâve eder- sek, meddahlik denillen hünerin güç- lüğü anlaşılır. İsmet, bunda muvaffak Ölüyordu. Çünkü bunu kendisine meslek ittihaz etmişti. Fakat bu mahareti, seneler- denberi o meddahhk etmiyen oğlu Kudride görürsek, daha ziyade tak- dir ederiz. Kadririn üç ukçam evvel anlattığı biküyenin şahıslarından olan kadın, Karamanlı bakkal Ayvaz, Bolulu ah. ça, zenci balayık taklitleri fevkâlide idi, Meddah gecesinde bir noksan var» dı. Hikâye, pek kısaltılmış, vakalar çabuk geçiliyordu. Meselâ bedestanlı Süleyman evlendiği zaman, düğün tafsilâtini dinlemek isterdik, Sonra meddah, ne demek olduğunu bilenler için ora hikâyelerinin U hüzledilmesi 'de büyük bir noksandır. Büyük hikâ- ye, en tatlı yerinde kesilir, meddah ufak bir Gkraya başlar. Bunlar o ka- dar zarif, e kadar İnce mizahlardır , dinliyenler, büyük hikâyedeki #eraklarını unutuverirler. Cemiyet halinde olan temaşalarda meselâ, bir orla oyununda taklidi za- yf olan bir sanatkâri kuvvelli bir kuvuklu idare eder, halasını örler. Fakat meddah gibi, karagöz gibi sah-| meyi başlı başına bir iki suni idare) #ccek hüner ehli, ağır bir mesuliyet İ karşısında kalır. Bundan dolayı İs, metin oğlu cidden takdirde sezadır. *# ütün temaşalar, uzünen bir ko- muşma ile başladı. Bu konuş- malarda, lüzumsuz birçok tafelldt| vardı. Meddahın dedesini, mi #rumak, bu sanatin pirinin kâke" ya- hut Suhayb Rumi, veyahut ta Şevir olduğunu anlatmak için, bu dercec peles tüketmeğe ne lüzum vardı? Ser) Him Nüzhetin Türk temaşa hayatında pek salâhiyetiar olan kilemi, bütün bu noktaları kılı kırk yarar gibi, a- yırmıştır. Bilhassa meddah, karagöz. ve örla öyunu hakkında yazdığı kıy- merli eserinde vesaike İstinat ede, rek, lâzım gelen bütün tefsilit mev- cuttar. Temaşa haftasında bir kanferans- çya değil, sadece meddahın, karagö- zün, orta oyununun hüviyetini kısa» ca anlatacak bir delile ihtiyaç vardı. Yoksa eski edebiyatımızda (Inabu-i- İ | rine madalya değil, başlarına da pırlantadan bir çelenk takmalı! Meşhur kadin yazıcılarından | Madam “Dö Stael,, i Napolyan'a! takdim ederler. Kadın yazdığı 65 serler hakkında iltifat beklerken © imparatorun şu sualine maruz. kalır; — Madam, kaç tane çocuğu. | nuz var? 4 — Sir! Hiç çocuğum yoktur, — Çok yazık! O halde siz en lüzumlu eserinizi bile daha yaz. MAMIŞSINIZ, ş Takvimei Mumili) denilen sanat için bir müssl aramıya lüzum yoktu. #* Orta oyununun ölmez siması olan küçük İsmailin pişekâr vazifesini es ki emektartardan Âsım yaptı. Zavalsii h Âsım! Ne kadar ihtiyarlamış. Vas pur seyahatini güç tamamlıyabildik Fakat görüyoruz ki Asım, son pisi şekürumiz Tosun efendi tiyarlıktan bize çömelip belini bip g- Baca dayıyarak oynadığını işitmemiğ- tim Yine Âsımın ayakis durabliğiş fine şükredelim, ş İşmail Dümbüllünün merhum Hami) diye yetişip, yetişmediğini — bilmiyes Yum. Makat birçok evzmında bana GU büyük artisti hatırlattı. Artistler, müktede çok iptiyat eti ler; çok perhizkörlik yaptılar. Orta ©- yunu “Türk lisanının bâlün incelikle rile oynar. O halde niçin bundan bül derece tevahhuş ediliyor? Nükte, cim nes biraz dekolte de olsa, heşa gis der, Avrupa sahnelerinde öyle şeye ler işitilir ki, bizim orin oyunlarims001) daki tekerlemeler, onların yanındi Karakulaz suyu gibi bafir kalır, G5 mas dalma hoştur, yeter ki, zarif GİS Sun; gördüğümüz sanatkârlardan hep” #inin, oyunun bu faslın da başar: || caklarına eminiz. Orta oyunumu dam görmek isterdik. Taklitlerin hepsi kusursuzdu. Says serlilye çıkan meşbur terzi Salihin rinin boş kaldığını dün bir dali anladım. Yatih Halkerine bu güzel teşebbn O sünden dolayı teşekkür ederiz,

Bu sayıdan diğer sayfalar: