19 Mart 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

19 Mart 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

r.3-9f AŞ a , > » “ r 5 kt, geçen Bafta i- de İki tarafın da yeniden li hava faaliyetinde bulunmaları muvakkat olduğu pheye çekmeye İngiliz mahafi- si bin mu- irat garp cephesinde laayyün tir, ârbin Mukadderatı: ösyö Hitler, iki gün ev- vel, geçen harpte ölen için yapılan U ihtifalde iği nutukta, Mister Roose Vin nutkundan bahsetme , müstakbel askeri harekât da da hemen hiç bir şey 'memiştir, ece, 1940 ve 1941 de ba- İan muvaffakıyetlerin ta - İanacağını; kişin ilk ayla - bilhassa Ialyanların In - zlerin taarruzlarına hedef ol- rını fakat, şimdi Alsan etlerinin bu cephelerde de Yete geçtiklerini ve Mister ehil'in açtığı hava barbi- Almanyayı değil, fakat in- kereyi tahrip edeceğini söyle. ir, le ŞAR, ay İçinde Balkanlarda vu- gelen hâdiseler bütün dün- *fkârı umumiyesinin dikkat alâ a çekmiş İngilterenin istilâsı meselesi âna geçmişti. , göçen hafta içinde tarafın da yeniden şiddetli a faaliyetlerinde bulunmala- © Balkanlarda - muvakkat iğu muhakkak olan - bir sü- Ye intizar devresinin başla- , dikkati tekrar bu esas cep- € çekmiye başlamıştır, asen İngiliz mahafilinin ka. Mine göre, harbin mukadde- Karp cephesinde taayyün e ektir, Avrupa harbini bitir. in tek çaresi, Ingiltere sda- istilâsıdır. Başka cephe - vukua gelecek hareketler i derecede ehemmiyeti ha- iler ve İngilizlere müdafa - tamamlamak için zaman aktadırlar, Unanistanda : F ilhakika Almanların Yu- Banistanı işçal edip bu lekette bir takım hava üs tesis etmiye muvaffak ol - yarım kabul etsek dahi bu İyet, Alman hava kuvvetle ia şarki Akdenizde Ingiliz ve nakliye gemilerinin sey- erlerini güçleştirmek ve In- lerin Filistin ve belki Misar- üslerini zaman zaman bom- İman etmek imkânını ver - da genç erkeklerin istediği İMlık, Terziler erkeklere genis İoların yakıştığını bildikleri sişman olanların bile ceket- de omuz yerlerinde pamuk- birer yastık yaparlar, akın geniş omuzlu, yağları belli m sadece adalele- İrünen vücut erkeklere pek “fir. Öyle vücudün kuvveti inde olur, spor yapmıya elverislidir. u türlü zayıflık, erkeklik ka- ini veren, böbrekler ü- nde guddelerin tam müvaze- bir halde islemesinden gelir h böyle müvazeneli işlemesi güzelliğini temin eder. ak gene her güzelin bir ku «lduğunu hatırlamak Izım- Burada bir değil, iki türlü r, biri © güddenin müvazene. erken bir gün müvazenesin irak fazla tarafa kacması, © SL şişmanlık gelir, derlerse de i pek azdır. Daha ziyade damarlarındaki dansiyemun böbreklerin bozurması ABONE Türkiye BEDELİ Ecnebi nden ayrılmıya cesaret edemiyen — Italyan donanması, ve idaresi altnda e veya Mısıra a$- min edecek kud.| dahi - Fil ker naklin rette deği Bu sebeplerden dolayıdır ki, Ingiltere ve Almanyanın sahne olduğu son hava harpleri, baş. lamak üzere olduğu tahmin edi. len büyük taarruzun mukad - demesi olmak itibariyle, ehem - miyetle üzerinde durulnuya dp- ğer, çen hafta içinde Ak nan hava kuvvetleri Li "da bahri in- şaat merkezlerini, limanları, dok Jan, siloları, Hull'da gıda endüs- trisi tesisatını, ham madde depo- Iarını, Londra da dahil olduğu halde diğer şehirleri siddetle bombardıman etmişlerdir. ingilizler ise, birçok Alman şehirleri üzerinde, şimdiye ka» dar görülmemiş hava taarruzla- rında bulunmu Bilhassa Hamburg ve Kiel'de deniz dez « gühları, doklar, antrepolarda bü yük tahribat yapmışlar, Roter- dam'da petrol tesisatını, Gelsen- kirehe'de sun'i petrol ve tasfi- ye sanayii tesisatını, Dusseldorf | ve diğer şehirlerde sanayi mer- kezlerini bombalamışlardır. Bu hava tanrruzları o kadar şid - detli olmuştur ki, Elbe nehrinin | iki tarafındaki depolar, fabrika- lar, limanlar ve rıhtımlarda çı - kan büyük yangınlar sabahtan akşama kadar devam etmiştir, İngilizlerin yaptıkları bu son hava hücumlarında nazan dik- kate çarpan nokta, bu taarruz - ların evvelki hücumlarla kıyas edilmiyecek kadar şiddetli ol - ması keyfiyetidir. Bu hücumlar. da, Amerika tayyarelerinin mü. him bir rol oynadığı anlaşılıyor, Ingiliz mahafili, henüz kütle halinde hücumu başlamadıkları« Bı ve bu hücümların, Amerika yardımı müessir bir hale zeldik- İen sonra Almanyaya yapacak- ları taarruzların ilk nümunesi olduğunu söylemektedirler. Yine bu mahafilin kanaatine göre: “Amerika tayyareleri hil hassa sür'at ve yüksek uçuş bar kımlarından büyük bir üstün - lük güstermektedirler, Geçen yazdanberi yapılan tecrübeler - den anlaşılmıştır ki, teknik mü kemmeliyeti ile adedi ü karşı koymak mümkündür, Şim | diye kadar Ingiliz tayyareleri Al| man tayyareleri ile, bu teknik; üstünlük sayesinde muvaffakıy- yetle harp etmişlerdir. Halhu - Son günlerde hükümet, ihtikârla mücadele Için yeni yeni tedbirler ittihaz etmektedir. Bu arada iaşe teşkilâtı vasıtasiyle piyarayla daha geniş bir sureite İrtibat ta temin edilmektedir. Bütün bu tedbirlerin alındığı sırada, piyüscda fiyatların artışına sebebiyet veren hadiseleri tebarüz ettirerek, bunlara kargı ne suretle hireket edilmesi lâzem gol- diğinl aşağıya yazıyoruz: * » G on baha işinde, zeytin. yağ piyasasının ahcıları çoğalmıştır. Yalnız Almanlar pi- yasadan yüz bin liraya yakın zey tinyağ alarak, Almanyaya gön- dermişlerdir. Bunu gören, İngi- liz ticaret birliği de piyasadan bol miktarda zeytinyağ alm; başlamıştır. Her iki tarafın tinyağ almak hususundaki gay- retlerinden dolayı fiyatlar art - aştır, Bu gibi hâdiseler normal za- manlarda da olurdu. Muhtelif ecnebi firmalar, birbirleriyle re- kabet ederek, piyasadan mal a- lırlar ve bunun neticesi olarak da fiyatı düşkün olan malların kıymeti yükselir, bundan müs- tahsil de istifade ederdi. Aca- ba bugünkü ekonomik şartlar dahilinde bu tarzdaki rekabet- lerin neticesi olarak fiyat yükse lişinden memnun olacak mıyız? Bu sualin cevabını vermek pek de güç değildir. Bugünkü şart- lar dahilinde, istihsal maddele « rimizin fiyatları âzami dereco- de yüksektir, harpten evvelki buhranlı senelerde olduğu gibi, fiyat düşkünlüğünden hiçbir şi- kâyetimiz yoktur, O zaman, fi- yatlar düşkün olduğu için “köy- lünün eline az para geçiyor, mallarımızın kıymetini arttıra - lım,, diye tedbirler ittihaz edil- mekteydi. Nitekim, buğday fi - yatlarını düşkünlükten kurtar- mak için, buğdayı koruma ka- nunu da tatbik edilmişti: Hi buki, bugün için zirai mahsul - lerimizin fiyatlarını o arttırmak maksadiyle tedbirler almıya se- bep yoktur. Çünkü, harbin vü- eude getirdiği tahavvüller, fi- yatları kabil olduğu kadar art- tırmıştır, undan başka zirai mahsul- # vk ki Amerika teyyareleri bu ba - kundan Ingiliz tayyarelerinden de üstündürler. Bu suretle key- fiyet üstünlüğü artık tamamiy- le ve kat'i olarak elimizdedir. Pek yakın istikbalde, Amerika yardımı ile, kemiyyet üstünlü - ğünü de elde edeceğiz. Gece Taarruzları: iğer cihetten, Alman ha- D va kuvvetlerinin Ingilte- re üzerindeki son gece lâatTuz- larından alınan neticeler de çok şayan dikkattir, ingilizler mart ayı içinde 40 Alman tayyaresi düşürmüşlerdir. Evvelki aylar - da âzami 32 tayyare düşürebil. mişlerdi. Country hücumunda İngilizler ancak 5 tayyare dü - (Devamı 4 üncüde) MERMERE ÖELTLERİMİ Sİ) 'ENİŞ OMUZLU ZAYİFLAR... hatıra gelir. Göğüs anjini hasta- İiğına tutulan erkeklerin bir ço- ğu böyle geniş omuzlu ve mütena sip endamlı olanlardır. Öteki kusru, o guddenin bir gün yorulup İşini göremiyecek hale gelmesi... İlkin tenastiplü o- lan vücutta, o zaman zayıflık bir- denbire ilerler. Vöcude derman- sızlık gelir, damarlardaki tansi- yon düşer, mide bozulur, Bereket versin ki yemekleri fazlaca tuzlu yemek bu türlü zayıflığın önünü ahır. Fakat onun bir de şiddetli şek- li vardır: O vakit insanın yüzü kolları ve bacakları birdenbire zayıflar. oralarda yağlar erir, sac ları dökülür, cildi kara sarı bir renk alır. İnsan ne kadar yağlı yemek yese, eriyen yağların ye rini dolduramaz. Bu türlü zayıflığın ©n büyük alâmeti halsizlik, dermansızlık. tır. Geniş omuzlu, ehdamı tena- süplü erkek kendisinde devaml: bir dermansızlık hissedince heki. mine gitmeyi İhmal etmemelidir. B lerimizin, bilhassa'yiye - cek maddelerımizin satılıp sa - tılmaması da endişe edilecek bir mescle değildir. Harpten evvel, İhracatı arttırmak, mallarımıza mahreçler bulmak, bizi çok meş gul eden mevzulardan biri idi. Devlet, ihracat maddelerimizin fazla miktarda satılması, yeni yeni pazarlar bulunması için, dış ticaret teşkilâtını genişlet - miş, bu yüzden büyük masrafla Amerikanın Kuvvetini Gösteren Bazı Rakamlar: Lâzımdır | Yazan: Hüseyin Avni azan: Hüseyin Avni Karaağaç mezhahasmda Ta girmişti, halbuki bugün için, bu fedakârlıklara da lüzum yok- tur. Abluka içinde iktasadi bir tazyik gören Avrupa pazarları- Da yiyecek maddesi satmak bir mesele değildir. Nitekim, Av- Tupanın her tarafından yiyecek maddelerimize karşı talepler, gün geçtikçe artmaktadır. Hu - kümet, memleket ihtiyacını dü- şünerek, bu talepleri tahdit et- miş, bazı yiyecek maddeleri - nin ihracını da doğru bulma - muştır. Bu vaziyet karşısında, ecnebi firmalarının dahili piyasamız - dan mal alırken birbirlerine re- kabet etmeleri ve bu yüzden zey tinyağ gibi yiyecek maddesinin fiyatının artmasından memnun olmıya hiçbir sebep yoktur. Şa- yet bu gibi rekabet hâdiseleri yüzünden, fiyatlar artarsa, pi- yasaya müdahale etmek, hattâ bu nevi malların ihracını bile menetmek lâzımdır. 4 * Z eytinyağ satışının hararet- W bir devreye girmesi ve fiyatların artışını, burada bir misal diye ka piyasada buna benzer birçok hâdiselere ber zaman tesadüf edebiliriz, fakat şunu itiraf etmek lâzımdır ki, bu gibi hâdiseler, hayat pa GOZ Ç kesilmiş etler askıda iken “İyl halılığı üzerinde en büyük Fo- lü oynamaktadır. Buna mâni ol mak için, pıyasayla geniş bir ir- tibatı olması lâzım gelen iaşe teşkilâtımm piyasadaki bu te - mevvüçleri tekip ederek, ona! göre süratle hükümeti tenvir ve ikaz etmesi lâzımdır. Eğer bu hâdiselere lâkayıt kalacak o- İursak, günün birinde dışarıya ihracına müsaade edilen yiye- cek maddelerinin fiyatları özami derecede yükselir. Yahut ihraç edildiği için miktarı pek azalır, Milli Korunma kanunu muci - bince, hükümetin ihracatı tahdi- de salâhiyeti olduğuna göre, ha- yat pahaklığına sebebiyet ve - Tecek ihracatı durdurmak bu suretle hayat pahalılığına mey - dan vermemek icap eder. Ea kinci bir mesele daha var: Normal zamanlarda, piya sadaki fiyat temevvüçlerini, arz ve talep kaideleri de tanzim e- derdi. Vâkıa her nevi iktisadi müdahalelere rağmen, fiyatı tanzim eden kaide, yine arz ve talep kaldesidir. Fakat son za - manlarda piyasaya hâkim olan sermayedarların, arz ve talep bareketlerini sun'i olarak idare ettikleri görülmüştür. Buna bir Hayat Pahalılığına Sebep Olan İhracatı Durdurmak fiyatları ucuzlamıya yüz tuttu - ğu zaman, kasaplık hayvan ta- çirlerinin, Anadoludaki adam - larına “mal göndermeyiniz., di- ye telgraflar çektiği çok vâki - dir, bu telgraflar üzerine şehri- mize kasaplık hayvan az geldi- ği için, fiyatlar yükselmiştir. Fa kat et fiyatlan, fiyatlar müra - kabe komisyonu tarafından tan zim edildiği için, fiyatları artır- muya imkân yoktur. Ancak, ka- saplık hayvan tacirleri, bu im- kün: da elde etmek İçin, son günlerde şehre az miktarda ka- saplık hayvan geldiğini isbata muvaffak olmuşlar ve fiyatları arttırmışlardır. Halbuki, şehre az miktarda hayvan gelmesini temin eden yine ayni tacirlerdi Kasaplık hayvan tacirlerinin arz ve tâlep hareketlerini sun'i bır surette idare etmelerini, bu bahse bir misal olarak getirdik, bunun gibi, beyaz peynir, ve di-| ğer yiyecek maddelerini satan tacirlerin de ayni suretle bare- ket ettikleri çok vâkidir, Istih - lâk edeceğimiz malı getirmirk tüccara ait bir iş oldukça, bütün bu hareketleri nasıl kontrol et- meli? İaşe teşkilâtının kuruldu- gu bir sırada, bu gibi mevzu - Jarın idare âmirleri tarafından tetkik edilmesi çok faydalı olur. Bu iki misali de, bunun için yazdık. li Şehremini Halkevinden: Evimizin dil - edebiyat, sosyal yardım, kütüp- hane ve neşriyat, tarih - müze gube- lerinin kongreleri cumartesi günü sa- at 16 da tekrar yapılacaktır. Eminönü Halkevindeni Evimiz Sos- yal yardım şubesi tarafından aşağı- daki şartlar dahilinde bir piyes mü- sabakası tertip edilmiştir: Piyes Sosyal Yardın o mevzuunda olucaktır, adapte veya tercüme ol- mıyacaktır, İki perdeden ex ve dört perdeden çok olmıyacak, bir geceyi dolduracak uzunlukta bulunacaktır. Birinciliği kazanan esere (50), i- kinciye (29) ve üçüncüye (15) lire mükâfat verilecektir. TOPLANTILAR: Türk Mikrabiyeleji | cemiyetindi Perşembe günü saat 1830 da Kubba Odası konferans salonunda yapacak | toplantıda Prof. Dr. Zeki Faik Ural, Dr. Osman Şerafettin Çelik ve Dr. Arif Yaman tarafmdan tebligatta bu- Kanulacaktır. * Türkiye Turing ve Olamobil Kl0- bünden: Türkiye Turing ve Otomobil Klübü senelik heyeti, 26 Nisan Cu- martesi günü öğleden sonra saat 8 buçukta Tepobaşında o “Halkevinde, toplanacağındaı azanın teşrifleri rica misal bulabiliriz: Istanbulda et olunur. EE TACARPANLAR, « ra en nihayet demokra. Ğ silere yardım ka. 5 (İŞ nunu bul ve . 1 mun kul ve Yazan: Sevim SERTEL h iki t bü- tün nak - o 4 — Gayet mihimolandiğer | 4 — 1937 senesinde metrik dan İnciltere ve maddelerin istıhsalinde de Bir. sistem üzerine; müttefiklerine o malzeme âka- leşik Amerika devleti son 23. (o Almanyada 19,356,000, cak. Ve bu vazivet karsısında Amerikanın kendi kuvveti ne. dir? Bunu bir gözden geçire- lim: * * İktisadi Kuvveti 1 — Birleşik Amerika dev- Tetlerinin milli geliri ge- rek (İngilterenin ve gerek Alman. yanın milli çeliri- nin dört mislidir. | 2 — Budevler Sİ divammın o senevi istihsalâtı bütün Avrupa kıta- sının senevt istihsalâtının tak. nben iki mislidir: 3 — Medeni sanayide enlü. zumlu olan altı madde: Kömür, demir, bakır, pamuk, petrol ve lâstiktir. oAmerika, dünyada mevcut kömürün 96 34 ünü; demirin “6 38 ini; bakırın 9 32 sini; pamuğun 49 unu; petrolün 96 60 ını istihsal eder. Bu altı maddeden yalnız lâsti- ği başka devletlerden getirtir. manlarda $u neticelere varmis- tır: Dünyada mevcut boksit, civa, altın ve yünün 94 10 — 20 sini, kurşun, gümüş ve müh telif fosfatların “5 20 — 80 u- nu, cinkonun $$ 30 — 40 ını, sülfürün “80 ini istihsale mu- vaffak olmuştur. Kuk Amerikada Mevcut Çelik — Amerikada medeni sa- naylin en esaslı madde. lerinden biri olan celiğin o İstihsal miktarı senevi 75. #0 bin tonu bul- maktadır. 2 — Amerikada sanayiini oinkisaf et. çelik tirmek icin 1930 senesinden- beri 1.500,000,000 dolara yakın para harcanmıştır. 3 — Bazı Avrupa devletleri. nin senevi çelik istihsalâtın A- merika istihsalâtiyle mukayese edersek, şu rakamları elde ede- Tiz: Mikver elinde bulunan ara. zide: 40,168,000. Çelik istihsal edilmiştir. (Buraya Fransa, Po. lonya ve hattâ İtalya dahildir.) SE ) Gemi İnşaatı: 1 1914 harbi başladığı zaman, Birlesik Ameri. ka devletlerinde- ki gemi insaatı to. nsjr şu şekilde s6. ri bir surette ari raki rilmiştir 2 — 1913 sene. sinde (o 157.200 grostona'dan 1917 senesinde 821000 grosto- naja atlanmış ve 1918 senesin. de 2.602.000 e ve en nihayet 1919 senesinde de 3,580,000 grostonaja varılmışti. 3 — 1940 harbindeki inkişaf noktası bü rakamların hepsinin üzerindedir. Bugün Birlesik A. merika devletlerinde 541.500 grostonaj'lık tam 68 gemi var- dır, : kanın bugünkü teknik kabili. yeti de geçen harptekinden çok üstündür, 5 — Amerika tersanelerin deki amele miktarı 1940 sene. sinde Şe 45 nisbetinde artmış. tur. * * Motörlü Vasıtalar: — Amerikada motörlü va. sıtalar istihsalâtı İkinci- kânun avında 535 bini bulmuştu. Bu motörlü vasıtalar sınıfına ordu kam- yonları ve tank. İar da dahil edil. mektedir. * * Tayyare İnşaatı: 1 Harp İstihsalâtı işleri sefi Knüdsen geçenler. de yaptığı bir be yanatta, Amerika da a; 000 tav. yare insa edildiği. ni söyledi. 2 — Srlâhivet tar Washington omahafili 1947 senesindeki tayyare insaatının 16.000 ni bulacağını söylemek- tedirler, 3 — Gayri resmi zevatın tahminine göre, tayyare ima. lâtı 1941 senesinin Haziranın. da ayda 1500 ze, 1942 senesinin ortalarına doğru da ayda 2500 ze çıkacaktır. Hattâ zamanla bunun ayda 3500 ze çıkabilece- Rini iddia edenler bile vardır. Kanlıcadaki Yalı ki gün evvel Melek Celâl'in “Tan,, da gayet acıklı bir me. seleye temas eden bir yazısını 6- kudum. Harabiye mahkfim bu- lunan milli abidelerimizin kar- şısında “ahü (vah, ederek göğsünü Oyumruklıyan (yalnız ben değilim. Türk san'atine olan aşkın evvelce yine bu sü- tunlarda yazdığım bu hassas ka: dım da birer birer vok olan eser- lerin ulak mersiyesini yaptık- tan sonra yeni bir mateme hazırlıyor: Kanlıcada amcazade Hüseyin Paşa tarafından yaptırılan Köp- rülülere ait meşhur yalının selâm lik salonu “tamir edilemez, miyle yakında mahvolmağa mah- küm... Vaktiyle bahçelerinde, #alon- larında Türk zarafetini, Türk in. celiğini, Türk huzurunu Avrupa hlara tanıtan bu muhteşem “de kor,, un deniz üzerinde muallâk ta durması dolayisiyle en evvel göçeceği zannolunan kısım bes kendimi bildim bi Eyüpsul- tandaki yaralı leylek gibi sakat kazıklar üzerinde durur. Boğaz, kucağına atılmak ister gibi ilerliyen bu güzel esere k $ı bizden daha ziyade kadiri lık göstermiş. Midyeli, yosunlu karıklarını kemirerek onu büsbü- tün sinesine çekmemiş. Fakat bu ne zamana kadar böy- le devam edebilir? Nihayet bir gün o belki çoğumuzun içini bi iğimiz Türk salonu sessiz, sadasız denize gömülecek. Ve ancak o zaman gazetelerden yalının tarihçesini, mimarını, içi nin tezyinatını öğreneceğiz. Halbuki Türk üslübunun bu (şaheseri) daha oradadır, daha yı- kılmamıstır. Bizden uzun sene- lerdenberi ufak bir himmet bek- iyor. Bu gibi eserler şahsın malı de- ğildir, Onlar, frenklerin Domen publik dedikleri çerçeveye girmiş âbidelerdir. Bunlarla çok yakın- dan alâkadar olmalıyız. Elimizde Türk inceliğini isbat edecek birer vesika demek olan bu eserlerin ehemmiyetleri, ca- milerimizden, sebillerimizden da- ha az değildir. Zira 'Türktün zev- kini, zerafetini, huzurunu göste- riyor, İstanbul mimari tarzını sene- lerce terketti. Ev yaptıranlar Ni- ya, Yani ustaya: tarafa bir oda... Diye ağızlariyle bir plân çiz6- rek irili ufaklı tahta barnkalar kurdurdular. Konak, köşk diye yapılan barhanelerin mimari tarz ları ya anbara yahut (a tahta oy. malarla kanarya kafesine ben- zer, Halbuki büyük © dedelerimiz yaptırdıkları kâşanelerde, yalı- larda, kösklerde bir üslün takip etmişlerdir. Bunlardan bir tek ra bile muhafaza etmiyelim mi? Eğer Kanlıcadaki yalınm ha- rabiden değil, tamamen mahvol- maktan kurtulması icin değerli mimarlarımızın “tamir edilir, e- dilemez,, münakaşalarının bitme. sini biz heklesek bile, yah bekli- yemiyecek. Böyle vaziyetlerde en salâhi- yetli mimarm en nikbin tarzda vereceği hüküm müteberdir. O. numla amel etmeli. Bazı mimar- larımız: — Yalı tamir edilemez. Edilir. se yıknr! diyorlarmış, Tamir edilmezse yıkılmaktan kurtulacak mı? Hayır, © halde tamir edelim! Şayet yıkılırsa 6 zaman hic olmazsa ka- dirşinaslık vazifesini ifa etmis olmakla müteselli oluruz ki bu da bir şeydir!, Takvimci — — ——a a... Tıbbi Müsamere arpişa Asker O hastabanesinin mea dördüncü tıbbi müsame- resi Gülhane / profesörlerinin iştira kiyle ve baş hekim Albay Zahit To- lun'un relsliğinde toplanmıştır, 1 — “Ürolaji servisinin tarihi, Bevliye mütehassıs Dr, Sadettin To- sun, 3 — “Radyogramda görülen hicabi haciz şekil bozuklukları ve sun pnömo priton,, Dahiliye mütehassıs Dr, Hamdi Ergene, 3 — “Mal des avlatmırs, Asahiye mütehasssı Dr. Rüştü Bilge, 4 — “Orduda kan makli,, Nisaiye mütehassışı Dr, Şükrü Ansay tarafın- dan tebliğ edilmiştir. Müsamerede Prof. Dr, Gn. Tevfiş Sağlam; Prot, Dr. Talat Çamlı, Pro Dr. Sami Yaver, Prot. Dr, Gn. Süre; ya Sarter, Prof, Dr. Ga Eylp Sab ri Bilgün, Prof. Dr, Abdülkadir No- yan, Prof. Dr. Nazmi Şakir, Prot, Dr K, Kemal Öke, Prof, Dr. Niyazi İsmet Gözcü, Prof. Dr, Murat Carikat, Prof, De. Lüki Aksu, Prof, Kemal So ral, Prot, Dr, Bürhanettin Urur, Prost Dr. Bürhanettin Tügan, Prof, Dr, Ef tak; Alb, Dr, Cemal “6 O harlâhane doktorları hazır bulunmuşlardır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: