15 Mayıs 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

15 Mayıs 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ee 15.319) mmm a m m e ABONE BEDELİ TAN... Adres değiştir. | 1400 Kr. 1 sene mek (25) Kem o 750 . 6 Ay Amerikada Yükselen Falso Sesler Şimdiye kadır siyaset sahası birleşmeyi / prensiplerine muhalif bulan demokrat ve cümhuriyetçi- ler bugün müşterek dava önünde parli ihtilâflarmı ve şehsi kavga» larını unutarak Roosevelt'in milli siyaseti karşımda Tik defa elele vermişlerdir. Binaenaleyh Roose- veli hakiküten milli birliğin tim: lidir, Muhalifi Son Münakaşalar : emokrat Oo memleketlerin D hususiyeti, harp heyecanı İçinde bile olsa, herkesin serbes- çe konuşmasıdır. Bilhassa Ame - Tikada serbest münakaşaya her şeyden fazla ehemmiyet verilir ve efkâr umumiye ancak bu mü makaşalarla yuğurula yuğuruls olgunlaşır, Harbin başlangıcında bitaraflık siyasetinde hemen de İttifak halinde bulunan Ameri - kan efkârı umumiyesi, ancak bu serbest münakaşalar sayesinde - dir ki, şimdi Şe 80 her türlü teh- İikeyi göze alarak Ingiltereyi kur iarmak kanaatine varabilmiştir. Bu münaköşaler esnasında fal- $o sesler çıkmasını da tabii gör - mek lâzımdır. Roosevelt'in bü « tün Amerikan milletini muvaf - fakıyetle arkasına taktığı bu sı- Yada, hâlâ bu falso seslerin dün- ya ofkâr: umumiyesinin kulak - Jarını tırmalamakta devam etti - ğini görüyoruz. Roosevelt'in siyasetini tenkit eden ve Amerikanın! Ingiltereye yardım etmesine itiraz eden bu haliflerin Amerikan efkân u- umiyesi üzerinde tesir ve nü - uzları kalmamıştır. Çünkü bu 4el86 sesi çıkaranların hüviyet - leri onlarca malümdur, Harbin başlangıcındanberi onların mu - halefet cephesinde bulunmaları- mın hikmeti de Amerikan ef - küt umümiyesince meçhul de - Bildir. Başlıca Muhalifler: B u muhaliflerin başında es- ki Cümhurreisi o Hoover Vatdır, Bu zat daha iki gün ev - VS bir konferansında Ingiltere - nin harbi kazanamıyacağını, A - Merikanın harbe sürüklenmesi - nin çılgınlık olduğunu iddia et - ir. Hoover o Cümhurreisliği Zumanındaki hatalı icraatiyle A- merikada ehemmiyetini kaybet - miş bir şahsiyettir. Bu yüzden Cümhur riyasetinde müddetini bitirdikten sonra bir daha mü - him mevkilerde bulunamamıştır. Fikir ve mütalâalarına da kıy - met verilmemiye başlanmıştır. İçinde biraz da bu hezimetin hın- c vardır, Bugün Roosevelt siya- setine muhalefetinin sebeplerin- den biri de budur, Falso ses çıkaranlardan biri de tayyareci Lindbergtir. Bu zat Nevyorktan Parise yaptığı u tan sonra kazandığı şöhret ve mevkii hazmedemiyen haris bir TOAEN Enginarın kıymalı ve sağyağlı-) sı, taze baklayla karışık zeytin- yağlısı, şüphesiz nefis olur. Üze- rine su içilince - enginarın biraz acılığından dolayı - su da lezzetli gelir, Meshur hikâvedeki kadının enginardan sonra su İçtiği, suyun lezzetini kocasına da tattırabil - mek üzere yu yıllarca sakla- mis olduğu gibi... Bir de, Frenklerin gibi, enginarı sadece haşlayarak, dışmAaki kalın yapraklarını ci kardıktan sonra, içerisindeki yap rakların yalnız yumuşak uçlarını bir salçaya batırarak, salata gibi yemek vardır. e Bu iki usulün hangisi, tabii, vü- eudün istifadesi bakımından, da- ha iyidir? Enginar, sadece su içinde has- landığı: vakit, ateş üzerinde va” “m. saatten fazla kalmazsa dört Girlü vitaminleriyle madenleri- »in hensini muhafaza eder. A vi- tumininden 400, BI vitamininden 40, B2 vitamininden 60 ölçü C mininden de 9 miliğram (hep- si yüzde nisbetivle) çok işimize verayacuk seylerdir. Enginar sa- lata sihi yemek icin de kaide onu haşlarken ates ürerinde nihayet | yarım saat tetmaktır. İ Enginar ateş üzerinde otuz beşi İr Askerlik İsleri | * | nüfus cüzdan HEKİMİN ei ENGİNARI NASIL YEMELİ? Senebi | Türkiye, Ecnebi 2300 Kr,| 400 Kr 8 Ay 800 Kr 100 .İ1s0 . tay so . gençtir, Tahsili mahduttur, Siya- si fikirleri itimada şayan değil - Gir. Lindberg harp başlamadan evvel Moskova, Berlin, ve Lon - drayı ziyaret ederek bu memle- ketlerin tayyarecilikteki inkişaf larını tetkik etmiş ve o zaman Al manyada gördüğü müthiş hazır- lik onda büyük bir tesir bırak - mışur. Amerikalı & manyadan bu intibala ayrılmış -| tır, O vakit İngilterenin bu de - Tece hazırlanmamış olmasını o - nün zaafına atfederek Londra - dan da fena bir kanastle ayrı mıştır. Işje o gün bugün Lind . berg Amerikanın İngiltere ile birleşmesine muhaliftir. Bu mu- halefetini basamak yaparak şim- di Amerikada siyasi hayata adım atmak hevesine kapı r O vakittenberi İngiltere ve Ameri- koda husule gelen tebeddilü, bu iki memleketin harp sanayi ka - biliyetini unutarak, körükörüne muhalefetine devâm etmektedir, Muhaliflerin üçüncüsü de, A - merikanın harbe kadar Londra da sefiri bulunan Kennedy'dir Bu zat da İngilterenin mağlüp o- Jacağına kani bulunduğunu söy- lemekte ve Amerikanın Ingilte-| Te yanında harbe girmekle teh - likeye sürüklendiğini iddia et - mektedir. Kennedy'nin bu mu - halefeti müşahedeye müstenit bir kanaatten ziyade, ırki bir za afa dayanmaktadır. Çünkü Ken- nedy Irlândalıdır, Ve her Irlân- dalınm en büyük ırki zaafı In- Giliz düşmanlığıdır, sevelt'in muhalifleri ara - sında bir de meşhur otomobil krah Ford'u görüyoruz. Ford Roosevelt'in İngiltereye yardım siyasetine muhalefetini, fabrika- Sını harp tayyaresi imaline tah- $#isten imtina etmek suretiyle Izhar etmiştir. Ford'un muhale - fet de; yahudi düşmanlığından gelmektedir. Ford Amerikanın en büyük yahudi düşmanların - dan biridir, Ve sırf bu projesi yü- ründen Nazizme sempati göster- mektedir, Fakat bu muhalifler bugün A- merikada çole gülünç bir vaziye- te düşmüşlerdir. Çünkü şimdiye kadar siyaset sahasında birleş - meyi prensiplerine muhalif bu lan demokrat ve Cümhuriyetçi - ler, bügün müşterek dava önün- de parti ihtilâflarını ve şahsi kav galarını unutarak Rooseveltin milli siyaseti karşısında ilk defa| olarak #iele vermişlerdir. Binm enâleyh Roosevelt hakikaten mil. 1 birliğin bir timsalidir. Muha - liflerin itirazları birer falso ses olmaktan ileri gidememektedir. | Şubeye Davet Eminönü Askerlik Şubesinden: 1 — Hiç askeri ehliyetnarpesi olmı- yen ve yüksek ehliyetsameli olanlar, 2 — Askerliklerini tam hizmeti ö-| larak yaptıktan sonra lise ve daha| yüksek mektep o mezuşu olanlardan istekliler, 3 — Gayri müslim tabip ve veteri- Betlerden (336 Doğumlularla musme- ieye tâbi olanlar), 4 — Yukardaki maddelerdeki evra- & haiz muamelesi tekemmül etmiş kt. sa hizmetliler hemen sevkedilecekle- cinden Üç ün zorlmda sekeri tehli- yetusime, okul vesikâgi, diploması, ve le şubeye mürnesat ötmeleri, gelmiyenler hülkmda kanu ni muamele yapılacağ: ilân olu Pie hi dakika kalınca vitaminlerin ilk üçü kaybolur. Dördüncüsü de ya- ri yarıya İner. Madenlerinden de dördü suya karışır, enginarın kendisinde bunlardan bir şey kal maz. Kaybolan madenler de metli şeylerdir. Bir kere çelikle onun yanındaki manganez kanı- mız için faydalı cinko madeninin enginardaki nis beti ehemmiyetli değilse de, ge- ne enginarın suyuna karışan iyot madeni, hilirsiniz ki, en değerli- sidir. Demek oluyor ki enginarı nasıl olursa olsun, yarım saatten fazla ateş üzerinde tutunca onun den beklenen istifade kaybolur. Buna karsılık, kalan öteki madenlerin arasında fosfor- la kirecin arasındakp nisbet 1.10 olduğundan kemiklere faydası afur... Demek oluyor ki enginarır alafranga usulde yiyebilirsiniz ondan istifade daha ziyadedir. Ücüncü bir usul de, enginarın en dışındaki kalın ve dişli yap- rakları fıkır fikir kaynatarak cılığına dayanmak mümkün o- Kadınına İstiklâl M TÜ © RK KADINI “ i Yazan: Sabiha SERTEL in İrtica karşı mücadele Ti kadınının giriştiği is- tiklâl ve inkılâp müca- delesinde, üzerine düşen vazife- lerden biri de irticala mücade- ledir, Ecnebi emperyalizmi her devirde ve tarihte istilâ edeceği memlekette her seyden “evvel mürteci unsurları elde eder, Her memleketin .muhafazakâr sınıfı yapılan inkılâplara muhaliftir Bu muhalefeti istismar gayet kolay. dır. Buna evvelâ din ismi altında başlarlar. İc kalede elde edilen yerli muhalif unsurlar derhal in- kılâbı çürütmek ein, bir cok fe- lâketlerin. harplerin, hep inkılâp tan geldiğini iddlava başlarlar, Maziye avdet temayülünü uyan- dırmağa çalışırlar, bulanık suda avlanmak kolay o- lur. Alman faşizm! her memlekette bilhassa bu silâh kuvvetle kullan - mıştır. Mussolininin kendi- sini müslümanların hâmisi.. ilân etmesi, Kral Faruk'a hilâfeti teklif etmesi, Hitlerin o “Benim kavgam,, isimli kitabının “İlcinei Kur'an,, ismiyle Araplara dağı - tıtması, bir cok Almanların müs- Tüm kabul ettiği iddiasiyle yakın sarkta vapılan vronagan- dalar bu taktiğin icaplarıdır. Alman nazizmi Türkiyede de bu irtica unsurlarını, hare- kete getirmek icin o prona - Sandalara cok, eskiden bas Tanmıştır. Daha İsmet İnönü'nün iktidar mevkiine seldiği sünler- de, kadınların evlerine dönecek- erini, İstihsal hayatında &alıştı- rılnıyacaklarını, kadınlara ve rilen siyasi hakların seri slına - cağını, âile hukuku kararname- sinin değişeceğini, daha bunun gibi İrtica pronagandalarmı yay- mağa başladılar, Dahilde bazan muhafazakârların samimi hisle rini istismar ederk, bazan satin alınmış adamların bilhassa ku- laktan kulağa yaptığı bozguncu propagandaları kuvvetlendirerek hücuma geçtiler. Bu mürteci ya- gılara zaman zaman gazete sütun- larında da o * rtiesin, hak ve hürriyet ve- remediği (bilhassa sark mem leketlerinde) ir'isa hareketine basladığı zaman en evvel hilcum ettiği unsur, kadındır. Bugün harp müvscehesinde bulunduğu- muz bu devirde zamanın nezake- tinden istifade ederek bu vropa- gandaların kulaktan kulağa tek- rar yayıldığını duyuyoruz. Almanya müslümanların dos- ta olduğu icin Aran memleketle- rini İnmiltereve karsı himave e- diyor, Türkiyeye bir müslüman devleti olduğu icin dokunmuyor. muş. Bütün bunlar; halkın ba- Bu karışan| di sark memleketlerinde | fi ...... zon muhafazakâr: unsurlarının samimi hislerini uyuşturmak, ba zan da daha büyük tecavüzlere geçmezden evvel memleket da- hilinde harpsiz bir istilâ için sempatik unsurlar hazırlamak i- çindir. Bu irticaa karsı mücadelede kadın erkek tefriki yapmak doğ- ru değildir. Bu bütün vatandasla- rın istirak edecekleri bir müca- deledir. Fakat Türk kadını bun- dan bilfiil ve herkesten fazla mu- tazarrır olacağı icindir ki. istiklâl seferberliğinde bu propagandala- ra karsıda müteyakkiz olmak, ve cephe almak mecburiyetinde- dir. Yarın harbe giriyormusuz gibi milli müdafaa kuvvetlerimizi ha- zarladığımız, içtimai muavenet hazırlıklarımızı y-xtiğımiz gibi, ü icten zanta calıstığı ka» Teleri düşürtmemek icin de her nevi propagandalara kap müte- kabil taarruz ve müteka'( müda- arımızi hazırlara Mıyız. ve Cümhuriyetinde, . in- kadar, inkılâp seyrinde bir deği- siklik olmadığı gibi, ümdeleri de sapasağlamdır. Bunu gerek da - hilden, gerek hariçten çüfütmek icin irtica silâhiyle Üzerimize saldıranlara karsı, vereceğimiz cevap Türkiyede yapılan inkılâ- bın, cebri ve zoraki bir inkılâp değil, halka dayanan bir inki- lip olduğunu söylemektir. İrki- lâba vapılan tecavüz, doğrudan doğruya istiklâle, Türkiyenin varlığına ve birliğine yapılanı te- cavüzdür. Buna meydan verme- meliyiz. Faşizme karşı mücadele pen bünyesi itibariyle, em- peryalisttir, tecavüzdedir. İkinci cihan harbi dünyayı ye- niden taksim için © Ernpervalist, devletler srasında açılmış bir harptir, Bugüne kadar harbin ta- kip ettiği seyir, tecavüzde olan faşizmin bütün Avrupayı istilâsı altına almasiyle neticelenmiş - tir. Bu askeri zaferlere bakarak artık Avrupanın bir fasizm he-| gemonyası altına gireceğini zan- neden opportuniste unsurlar, mil letin azmini ve iradesini çürüt. mek için, Alman kuvvetleri kar- sisinda bir harbe girmenin. ein- net olacağı, artık küçük mil etlerin dâlleri mevzuubahs olamıyacağını, memleketi harbe sürüklemektense sulhen teslim olmak ( lâzimeeldiği / propa - Kandasını o yayiyorlar. oFasiz— min o irlicedan Sonra elin - de kullandığı ikinci silâh bu yeni nizam silâhıdır. Bu yeni ni. zam, her mânasiyle bir emper yalizm nizamıdır. Bütün Avru- payi tek efendi bir milletin bük- mü altına veren, milletlerin iktisa ü di, içtima! tekâmü! bir tek devletin kumandasivle tanzim e- den bu nizam, bütün milletlere uca Ti en kilâbın basladığı günden bucüne| bİr esaret nizamıdır. Muharrir Bu Yazısında Bayan İnönü Tarafından Türk Kadınlarına Yapılan Hitabın Şümulü Üzerinde Durarak İstiklâl ve İnkılâp Mücadelesinde Türk Düşen Vazifelerin Neler Olduğunu Tetkik Ediyor KAŞ İSTİKLÂL HARBİNDE BİR TÜRK KADINI orla çağ devirlerindeki dere beylik nizamına rahmet okutan Bu nizamı, t. #ibi milletlere si vetiy'e kabul e hi bir zaruret ih ve cebir kuv- rmeğe çalışan çalışıyor - hic bir devletin nizamiy- le slâkadar değiliz. Fakat Türk istiklâline tevcih edilen, istilâcı mahiyeti taşıyan, tecavüzi * her hareket karşısında müdafaa ede- ceğirii, “Türk istiklâlidir. İZ nizam, Cephede esker, vaki (olacak hücumu püskürtmekle ne kadar mükellefse. biz de iç cephede Vi pılan bu hücumları püskürtmek le mükellefiz. Bu mücadelede ka- dın, erkek farkı yoktur. Türk ka- dını, erkek vatandasiyle beraber fasizme kars: vapılarık müca- delede yanyana bir mevki almak- tadır. Artık milletlerin mukad- deratım hlarm tayin ettiği bir devirde, kadın veva erkek buna karsı ne yapabilir? Dive rulacak suale şu cevabı verebi- iz Silâhlar dünyanın mukaddera- tını tayin etmiyecektir. Eğer öyle olsaydı. cihan harbinin s0- nunda majlön olan. tâ iç Anado- luya kadar düsman boyunduru altına giren Türkiye, bir istiklâl ve mukavemet suurivle silkin mez, ve bugünkü istiklâlini ka- zanamazdı, İlarp bitse dahi, bu cidal bitmivecektir. Bu cidalin sonuna kadar Türk kadını da her vatandaşla beraber bu mücade- eye devam edecektir. Dabilde- ki pronagdandalara (teslimiyet telkin öden bozcuncu fasirmin karsısını cesaretle cıkan. bütün valandaslarına kuvvet telkin e- den. icabında oOharpte o ve harpten sonra İstiklâl eidalinde yanyana carpisacak olan kadinin arkadaslığına bugün değilse ya- Hess İngiltereye Ros Hess İngiltereye pa- raşütle indiği zaman onu ilk gören Devid Me Larren İ3- minde bir İskoc cifteisi olmuş- tur. Bu çiftei Hess'i nasil bul- duğunu radyo ile şöyle anlat - mıştır; İskocyadaki kücük kulübesin- de çiftek David Me. Larren'in bir türlü uykusu tutmuyordu. Gece bir hayli ilerlemişti, Birdenbire bir matör gürül - tüsiyle daldığı düşüncelerden uyandı, Bulutların arasından an sızın çikan bir tayyare onun bu- lunduğu tarafa doğru geliyordu. Fakat ani olsrak motöre bir şey oldu, bir saniye İçinde tayyare- den paraşütle atlıyan bir ada- mın aşağı indiğini gördü. David. bir silâh bulmak üze- re kulübesine daldı, Fakat ace- le bir araştırmadan sonra buldu- lursa » fincan finesn icmektir. O zaman da karaciğer hastalıkları- na karsı önemli bir ilâç olur, #u yegâne silâh harman yerin- de kullandığı bir oraktı. Elinde orak dışarıya çıktığı zaman 97 ötede yerde açılmış bir paraşüt gördü. Bu beyaz semsivenin yanıma gelince yerde bir adamin yat - makta olduğunu gördü, Me Lar- ren onun koluna girdi ve ayağı kaldırdı. Bu bir Alman zabiti i- di ve ayağı kırılmıştı. İsminin Horn olduğunu sövli- yen bu Alman zabiti İskoğ cifi- çiye vazıh bir ingilizce ile ha- yahını kurtardığı icin teşekkür likte kulübesine doğ- liler. — Ah, diyordu. mümkün ol sa da paraşütü de beraber geti- rebilsek, Ben bir mucize kabi- linden hayatımı kurtaran bu bir parça bezi ömrümün sonuna GÖZÜME - İN Yazan: Sevim SERTEL — iŞ a kadar bir yadigâr olarak sakla- mak isterim... Kulübeye vardıkları zaman gürültülerinden çifteinin anne- si ve kızkardeşi de uyandı. İh- tivar kadın, derhal yaralı aske- rin ayağını sarmağa koyuldu. Genç kız onlara çay pişirdi, Ge- cenin bu saatinde ocaklarına dü- şen bu yaralı dirieein sakbitine iyi belemalaydırıv Fest kendisi - nel aetitikileri?*dâan, Hor: — Çok geç değil mi? Dedi, Bu saatte hiç çay içilir mi? Larren'in kız kardesi bu iri yarı esmer zabitin daha kuv- vetli bir içki istediğini derhal kavramıstı, — Acaba biraz'biradan hosla- nir mıydiniz? — Evet, çok, rica ederim, biz Tin lâyık olduğu ehemmiyeti ve- receğiz. Girişeceğimiz mücade lede kadın veya erkek diye bir tefrik yapamayız. Türk kadınının ikinci İstiklâl ve inkılâp mücadelesi B yan İnönü, girişeceğimiz i kinci bir-istiklâl müeade- lesinde yer almak üzere bütün Türk kadmlarını» is başına davet gü Buçün içiipel yardım, Be iyetini İasıvan bu davet, col deha sumullüdür. Bugün . daha sulh içindeyiz. Bugün yanacağı. miz hazırlık, yarınki bir harbin tedafüi hazırlığıdır. Fakat maa- zallah varın harbe girdiğimiz gün den, istiklâlimizi kurtaracağımız güne kadar, seferber edilen bu kadınlardan bekliveceği cok hizmetler vardır. Birinci iştiklâl harbinde bu suuru gösreten ka» dımlardan bus'ün çok daha fazla- sını bekliyebiliriz. Bugün inkilâbın yetiştirdiği bir nesli, bir münevver nesil var- dır. İş hayatında, meslek hava- tında, üniversitelerde, ihtiyat bir kuvvet halinde duran, bu su urlu nesil de İnönünün veya Ba- yan İnönü'nün bir davetiyle het sahada iş başına gelecekler Erkek arkadaşiyle yanyana is. tiklâl mücadelesinde yer alacak olan, inkılâbın yetiştirdiği mü- nevver neslin bu kıymetli yardı. mını münkirler dahi inkâr ede- miyeceklerdir. Yarın yeni bir istiklâl müce- delesine girersek bu. Türk ka- dmı için bir imtihan olacaktır. Birinci istiklâl harbinde bu im- tihanı muvsffakıyetle veren ka- dınlarımızdan, bu ikineisini. cok daha büyük bir huzur, cok daha kuvvetli bir inancla bekliyebili- riz. Çünkü Türk kadını inkılâba olan borcunu ödiyecektir. Münihte çok bira iceriz eğer simdi biraz verirseniz çon mak- bule geçer. Genç kız Horn'a bira verirken o. cebinden bir cöcuk resmi çı kardı ve genç kızla önnesine gösterdi: — Bu, dedi, benim geride bi- Taktığım cok sevgili vavrumdur. Cebindeki resimler arasında kendisinin de muhteli pozlarda resimleri vardr. Bu sirada semtin polisi mın- taka sıhhiye birliğinin döktoriy- le birlikte içeriye girdi. Hepsi de bu iri yarı esmer Alman 23- bitinin samimiyeti önünde şw- şırmıslardı. O, sorulan resmi su- allerin hepsine güzel bir ingi- Jizee ile cevap verdi, resmi mu- amele bittikten sonra Horn'u sıhhiye otomobilinin içine koy- dular., Aynlırken bile o hâli Me Larren'e teşekkür ediyor ve pa- raşütünü saklaması için ona ri- ca edivordu. Böylece uykusuz ve heyecan icinde gecen bu gece $ona erdi. Fakat ciftci Me Larren ile aile- “si ertesi gün de hâlâ bir gece evvelki vaka ile mesruldüler. Cömertlik Dersi bbasiler Emevilerden ikti- darı ellerine aldıkları za- man bütün Emevi ricalini katlet- tiler. Bu rical arasında cömertli- giyle meşhur bir Zaide oğlu Ma'n vardır ki menkabeleri dillere des tan olmuştur. Emevi ricali arandığı Ma'n bir müddet bir yerde giz- lenmis, Abbasi htiklimdarı Man sur böyle zengin bir adamı ele geçirmek için her tarfa emirler verdiği halde arzusuna muvaffak olamamış. Bir müddet sonra umumi bir af ilân edilmis, Ma'n da bundan istifade ederek meydana çikmis ve hükümdar tarafından huzuru- na celhedilmiş, Mansur, Zaide oğluna sor- n? Seni arat- babı sana ihsan etmek in gibi eömertliğiyle indi, tanınmış bir adama kötülük ya pılır mi? Sahavelin basına ze lecek felüketlere karşı bir kal kan gibi seni kori Ma'n yeri öpmü: — Bana karsı şanınıza lâyık olan muameleyi yaptınız. Fakat cömertliğimden bahis buyurma - ünkü benden daha eömer- vermeyi vas Bütün halk beni arıyordu. Gizlendi tık duramıyacağı ii devi kıyafetine girdim, bir deve- binerek çöle doğru açıldım. Maksadım çok ihsanda bulundu. #um bir kabileye ulaşmaktı, Se- hirden ayrıldığım zaman arka» ma bir zenci düşmüştü, Çöle girer girmez zenci koştu ve devemin yularından tutarak detmiştiniz. — Ben kimim ki beni hüküm- dar istesin. Ben köylü bir ada- muma, — Sen Zaide oğlu Ma'n'sm, Kurnazlığı bırak; ben seni sen. den iyi bilirim. Artık yapacak bir sey yokta, Heybemden bir dizi milcevher cıkardım: — Sunu al ve benim vakamı bırak! Dedim, Bunun kıymeti Mansurun sana vereceği mükü- fattan yüz misli fazladır. Cevahiri aldı, muayene etti? —E Dedi. Dediğin gibi- dir. Fakat sana bir kaç sual s0 maeağım, Bunun cevabımı ver - mezsen mücevheri kabul etmem. Halk seni cömertlikle vasfeder « ler. Sen ömründe hic malının hepsini birden bahşettin mi? — Hayır! Dedim. — Yarısını ettin mi? — Hayır, etmedim. — Onda birini olsun ihsan et. tin mi? Buna karşı da “hay utandığım için: — Belki malımın onda birini vermişimdir! Dedim. — Ben öyle bir adamım ki hü- kümdardan yirmi dirhem aylık alıyorum. Başka da on para ser- Bana verdiğin bu meti binlerce altın eder. Bunn bana bağışladığın İ- cin simdi bu mücevher | benim malım olmuştur. Fakat ben bu- nu yine sana geri veriyorum ve eni serbest birakiyorum İstedi. in yere git ve dünyada senden daha cömert adam bulunduğunu da anla! Dedi ve mücevheri kucağıma atarak devenin yularını biraktı, çıktı, gitti, Tarihçi Hess Hastahanede orn kaldırıldığı Glaskow hastahanesinde © hususi nezaret altına alınmıştı. Gece yarısı dere'esini almak Üzere yanına giden hastabakıcı onun şöyle söylendiğini duydu; Maydi canim siz de' Ben Hom değilim. Ben Hitlerin mvavini Rudolf Hess'im.. Bu sözleri duyan hastabakıcı dereceyi bir vana bırakıp der hal nöbetci doktora koştu ve te sadüfen Isiftiklerini anlattı. Va- ziyet derhal icap eden makam lara bildirildi. Ve tahkikata başlandı. Rudolf Hess'in bir fk resmini derhal çiftçiye göster- diler. Ve bu adamı taniyın ta- nımadığını sordular. O gayet emin bir tavırla: — Tanımaz mıyım. dedi, Bu daha dün gece bizim tarlaya dü şen tavyerecidir. Bu resmin Hitlerin muavini Rudolf Hess'in resmi olduğun söyledikleri #aman © sasırdı. E vine kimin misafir oldu zaman anlıyordu. Fakat i sından vazgecmedi: Kim olursa olsun! Pen gece onu burada buldüm.

Bu sayıdan diğer sayfalar: