27 Mayıs 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

27 Mayıs 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——2 1.5194 TAN me. emme 1400 Kr, 1 sene 2400 Kr. ire K mek (8Api Mergi TA Ayi MD Ay 30. enland'a kadar o yaklaşabilme- leri, Amerikayı harbe sürüklü- yebi tedbirler almıya sevkedebilir, b Amerikada : unyanın merika efkâr umumiyesi- Si a nin, Hood zırhlsının hat- ması hadisesinden telâşlandık- kir ları hissedilmektedir. Bazı A- merika gazeteleri, Amerikanın Manzarası fiili olarak harbe iştirakini ta zammun eden bir çok cezri ted- iye birler almayı hükümete tavsi- — “Hood talaşı Batmasiyie b n Te me çep YE M MM eyer hiniz iri meli. <p O aile karfında Amer Bu karsin ne- slen ne mata malik değil yede cereyan ettiği ve hi frada olduğu anlaştlamamakta- dir, : 3 — Amerikanm harp için Henüz kir) deyecede hazmlanmadığı, İn- #irutçıların mühür bir Kuvvet tep” Kil ettiği ve milyonlarca #melenin iştirakiyle grevlerin vukum Kelme- si gibi hâdiseler gözönünde tutu Yuran, bir tecavüze maruz iolmas dikça Amerlkenm harbe gireceği ni tahmin etmiyoruz. 3 — Günün çok mühim bir hâdi- sesi de, General Waygsnd'ın Al- man « Fransız anlaşması hakkın daki tasvipkâr beyanatadır, Deniz Harbi: od zırhlısınm batınası ile neticelenen deniz harbinin mahiyeti hakkında henüiz sarih makimata malik bulunmuyoruz. Bazı kimseler bu harbi, meş- hur Jutland harbine benzetinek. tedirler. e 31 Mayıs 1916 sabahı denize açılan Arl Seheer'in kuman. dasındaki Alman filosunun ga” yesi, İngiliz filosunun kuva; külliyesinden ietinap ederek bir veya iki kruvazör filosunu ken- dine çekip tahrip etmekti. Ha- fif bir Alman kruvazör filosu bu vazifeyi üzerine aldı ve Amiral Beaty'nin kumanda €! vazirleri üzerine çekmiye mu- vaffak oldu. Apansız büyük Al- man filosu ile karsılaşan bu kru- vazör filasu falk kuvvetler kar- asmda büyük zayiat verdi. Fa- kat Amiral Jellicö'nün kuman. da ettiği büyük anavatan filo- Amiral Benty'nin imdadına Yetişti ve Alman filosu, büsbü- tün mahvolmamak için, mahira- ne bir manevra İle kaçmıya mu- vaffak oldu. Jutland harbinde 14 İngiliz ve ll Alman gemisi ve de Alman fil Bu harpte de Alman filosu- nun böyle bir maksatin hareket etmiş olması imkân dabilinde- dir, İngiliz kaynakları harbin de- vam ettiğini ve Alman filosu- nun takip edildiğini bildirmekte dirler. Fakat bugüne kadar “Jel. licö” nün Alman donanmasını sıkıştırdığına alt bir haber ah namamıştır. Bu harbin nerede cereyan €t- tiği de sarih bir şekilde anlaşi lamamaktadır. a a Almanlar bu deniz harbinin İzlanda, İhgilizler ise Groenland açıklarında vukun geldiğini il dia etmektedirler. İngilizlerin bu iddialarında Amerikayı tahrik endizesi se- zilmektedir. Filkakika Green” İand Amerikanın emniyet sa hasına dahil olan bir mintaka- dır ve burasını tehdit eden ha- reketlere karsı Bunun Amerika çok DİLER ÖĞÜTLERİ Dİ) Ecnebi 800 Kr 3 Ay ka siyasi mahafilinde, giltereye istediği gibi yardımına | mani olan bitaraflık kanununun İsğvı lehinde kuvvetli bir ee- reyan hasıl olmaktadır. Mister o Röoseveltin veceği nutukta, Amerik nın harp karşısmdaki vaziyeti- ni yeniden izah edeceği tahmin edilmektedir. Bundan bir gün evvel Amiral Reader'in Amerika gazetecileri- De yaptığı: “Birleşik Amerika tarafından kafile sisteminin ka” bulü bir harp vesilesi ve Alma, ya tarafından sebebiyet verilmi. seklindeki beyanat çok i dikkattir. Amerikanın harp İçin henüz kâfi derecede | hazırlanmadığı, harbe girmiye aleyhtar infirat. çıların oldukça mühim bir kuv- vet teşkil ettiği ve milyonlarca amelenin iştirak ettiği grevlerin vukun gelmesi gibi hadiseler gözönünde tutulacak olursa, A- merikanım kat'i bir zaruret ol- madıkça ve doğrudan doğruya bir tecavilze maruz kalmadıkça harbe gireceği tahmin edilemez. . Fransada: (Gürün çok mühim bir he. disesi de, bazı mahafilce, Vichy hükümetini takip etniye. rek İngiltere ve Amerika lehin- de bir hattı hareket takip ede- ceği hakkında bazı ümütler bes- tir. vw lenen General Weygand'ın, Al) man - Fransız anlaşması hak- kındaki tasvipkâr beyanatıdır. General Weygand bu beyana- tında, Fransa ile imparatorluğu. ni tasvip etmeleri lâzım geldiği- ni açık ve kat'i bir lisanla ifade etmiştir. Bu keyfiyetin, esasen Fransa- ya karşı cezri bir surette hare- kete geçmekte tereddüt eden ve son günlerde Giritte bir cok harp gemilerini kaybeden İngil. tereyi daha ihtiyatlı davranmı. ya mecbur etmesi muhtemel- dir. Bir kaç aydanberi askeri ha- rekât İngilterenin aleyhinde ii kişaf etmekte devam ediyor. Bu- na rağmen İngilizlerin ve mu- kadderstmı İngilizlerin zaferine bağlıyan Amerikalıların gittik- ce büyliyen tehlikeyi önlüyebile. cek mahiyette ciddi hareketlere henüz teşebbüs etmedikleri ve ananeyi bekleme siyasetinde 15- rar ettikleri görülmektedir. Diğer eihetten, görülen aske- ri harekâfın arkasında, henüz görülmiyen büyük siyasi kombi. nezonların hazırlandığı hissi ha. sıl olmaktadır, Günün birinde, büyük sür- prizle karşılaşmamız — ihtimali dalma mevcuttur, M. ANTEN i kalay, yen bir taarruz teşkil edecek-| eki Kanımızdaki Beyaz Kürecikler İnsanın kanından bir damla a- Imip da bir mikroskop altında muayene edilirse onun içinde lu kısmından o baska, üç türlü hilereler görülür. Bunlarm en bü. yüklerine beyaz kürecikler der- İer... Öteki hücreleri sonraya bir rakarak, simdili! beyaz küre- cikleri anlatmak istiyorum. Çocuk yeni doğduğu vakit ka- nının bir milimetre mikâbı icin- de bu beyaz küreciklerden Yir. mi bin taneye kağar sayılabilir. Cocuk büyüdükçe bunların sayısı azalır ve nihayet olgun yaşta an. enk altı hin tane kadar bulunur. Bütün vücudünüzde, beyaz kü: reciklerden ne kadar bulunduğu. nu bilmek isterseniz , alt bini beş kere yüz binle darbedersiniz. Tamamı tamamına değilse de, a- sağı yukarı, hütün kanmızdaki beyaz küreciklerin sayısını bulur. Sünuz, Tamamı tamamına bulunama, Cünkü bu küreciklerin. «normal hayatta bile. vakit vakit değişir. Bu değişmelerin en mes- hürüsyemekten - sonra, bilhassa bol albüminli yemekler, meselâ et yemekleri olursu, beyaz küre- cikler sayısının artarak mideye hücum etmeleridir... Güzel kızarmış bir hifteğin lezzetini alamadıkları için, piş” miş yemeklerin insanlar için ta- bii olmadığını iddin eden acaip fikirli bazı hekimler, pişmiş ye” mekten sonra midenin kenarla- rına beyse küreciklerin hücum etmesinden mana çıkarmışlar ve insanin daima çiğ yemesi lâzım geleceğini ileriye sürmüslerdir. Halbuki küçücük çocuk anne- sinin sütünü emdiği vakit bu be- yaz kürecikler onun da küçücük midesine hücum ederler, insan İ- çin, anasının sütünden daha tabii bir yemek olamaz... Demek ki bunların mideye hücum etmele- ri, yemeğin çiğini ve pişmisini ayırt ettikleri için değil, mide- ye sıcak bir sey geldiğini haber aldıkları içindir. Bu da, beyaz küreciklerin vü- cudümüzde her zaman, gördük. leri tabii işlerden biridir İ çiftçi Frederi —— ktısadi Müşküller Karşısında le e ia | w TAN Harbin Muhtelif Piyasalarındaki Tesirleri Şire başladığı zaman, Ak manyanın deniz aşırı memleketlerle alâkası kesilmiş- ti. Harbin, Danimarka, Holan- da, Belçika ve Norveçe sirayeti, Fransanın İşgal altına girmesi, tam bu sırada İtalyanın da har- be iştirak etmesi iktisaden şu neticeyi doğurmuştur. Amerika, Asya, Afrika o memleketleriyle İşgal altma giren memleketi alâka ve münasebetleri kesilmi: buraları da harbin vücude ge- tirdiği âğır tazyike maruz kal. mışlardır. Harp sahasi Balkan- lara da intikal ettikten sonra, bütün bir Avrupanın deniz aşiri memleketlerle hiç bir alâkası kalmamıştır. Çünkü yakin 74- manlara kadar bir Yunan yapu. Tubun Mısıra giderek (kauçuk, çay, kahve gibi) müstem- €syası almasına imkân var leki Harbin sahası henüz tahdit edilmiş değildir. Gittikçe geniş- lemekte ve harbin mahreki içine yeni yeni memleketler dahil ol- maktadır. Meselâ: İrakta cere- yan eden askeri hadiseler, İrakın Asya memleketleriyle alâkası- rm kesilmesine sebebiyet ver- miştir. Halbuki İrak, coğrafi va. ziyeti dolayısiyle, Asya ve A- merika memleketlerinden aldı- ğı malları, orta şarka, Balkan memleketlerine kadar sevket- mekte ve bu suretle transit ti- caretine vasıta olmaktaydı. Hal. buki halen Amerikan vapurları, Basra körfezine girdikleri hal- de Bssraya uğramıya cesaret e- demiyorlar ve Amerikan eşya- sını, Asyanın müstemlekât eş- yasın) bu taraflara sevketmek İ. çin, İran limanlarından ve yol- larından istifade etmek hatira geliyor. Acaba, İrak hadiseleri- nin inkisafı neticesinde, Basra körfezi de Alman tayyareleri- nin tehdidine maruz kalırsa, va- ziyet ne olacak? O zaman Ame- rikan vapurları belki de Ameri- kan eşyasını Bombaya kadar ta- sımiya lüzum göreceklerdir. * * Görüüyer ki, harbin sahası genişledikçe, o Avrupa memleketlerinin deniz sşri memleketleriyle olan irtibat ve alâkası gittikce daralmaktadır. Bu daralışın, muhtelif memle- ketlerde meydana getirdiği ikti- sadi manzaraları şu suretle tas. vir edebiliriz: Harpten evvel, dünyanın her tarafina cenubi Amerika derile- ri sevkedilirdi. Çünkü deri sa- mayiine en uygun evsaftaki deri. aaseneeaeseseeaaeseza Yazan: Hüseyin Avni Se.....z era Eskişehirdeki şeker fabrikamızın hariçtan görünüşü ler cenubi Amerika memleket- lerinde bilhassa Arjantinde bu- lunmaktadır. Dünya deri sana- yiinin taleplerinin ölçüsüne göre deri yetiştiren Arjantin'in simdi hiç bir memlekete dı evket- mesine imkân yoktur. Bu yüz- den, binlerce ton deri, Arjantin depolarında beklemektedir. Bir taraftan, Arjantinde deri ihracatı imkânsızlığı yüzünden, deri bolluğu, ve deri ucuzluğu Rörülürken, diğer taraftan mer- kezi Avrupa memleketleri deri. sizlikten kıvranıyorlar. Meselâ: İtalyada deri buhranı yüzünden, standart ayakkabı imaline bas- lanmıştır. o Macaristanda altı tahta ayakkabılar moda haline girmiştir. Vâkıa altı mantar ve- yahut tahta ayakkabılar, kadın. lar arasında taammüm etmişti. Fakat kösele buhranı yüzünden, kalın derileri tedarik edemiyen memleketlerde erkek iskarpin. lerinin altları bile tahtadan ya- pilmaktadır. Derileriyle meshur e. bile ayni hal mevcut- Ur, . Cenubi Amerikanın buğday ambarları ağzıma kadar dolu ol- duğu halde, Avrupz memleket lerine bir kilo buğday bile sat- muya İmkân yoktur. Harbe işti. rak etmiyen bitaraf İsveç bile, yiyecek maddelerini kendi mem leketinden tedarik etmek yolla- rını aramaktadır. Bu yüzden İs- veçte çam ormanlarının kesil. diği sahalar, tarlalar haline geti- rilmektedir. Dünyanın bir tarafında pa- muk mahsülü yüzüstü dururken diğer taraftarı sbloka yüzünden pamuk bulamıyan merkezi Av- rupa memleketleri) memleket- ler odundan kumaş yapmak yol. larını aramaktadırlar, Nitekim Almanyada bir kaç senedenberi odundan yapılan kumaşlar ta- ammüm etmişti. Şimdi sıra Ma. caristana gelmiştir. ** e e vücude getirdiği te. sirlere dair bir çok man- zaralar çizmek kabildir. Fakat buraya kadar yazdıklarımız, bi- unya 26 bir fikir vermiye kâfi oldu- ğu için daha fazla misal vermi- ye lüzum görmüyoruz. Burada hatıra gelen bir sual var? Acaba, harbin Türkiyedeki tesirleri nelerdir? Vâkıa böyle bir suale lüzum da yoktu. Çün- kü hergün &trafına bakan, alış veriş yapan bir adam için, bu tesirleri öğrenmek kabildir. Ha- sılı herbin tesirleri hakkında hepimizin de bir fikri vardır Böyle olmakla beraber, sözün gelişi olarak, bu tesirlerden, bahsetmiye mecbur kalıyoruz. Türkiye, birinci plânda ziraat memleketi olduğu için yiyecek buhranına maruz kalmamıştır. Hattâ bazı yiyecek maddelerini dışarıya bile satmaktadır. Tür- kivenin zirsi mahsulleri müte- hevi olduğu için, kendi ihtiya- cımıza göre her maddeyi bul- mak kabildir. Bu itibarla, doku- ma endüstrisinin pamuk, Yapa- Za buhranı görmesine imkân yok tu, Esasen pamuklu dokuma en- düstrisinin kuruluşundaki mek- satlardan biri de, yerli pamuk- arı işlemekten ibaretti. Bu itiabarla, kendi ihtiyacına ancak kifayet eden pamuklu do. kuma endüstrisi, vabancı mem- leketlerin ham madde memba. larına bağlı değildi, Deriye gelince, harpten ev- vel deri fabrikatörleri, cenabi Amerika derilerini tercih eder- i. Yukarda da yazdığımız gibi, cenubi Amerikanın derileri €vsaf itibariyle deri sanayiine en uygun derilerdir. Harpten sonra cenubi Amerikadan deri getir- mek imkânları azaldığı halde memleketimizde bir deri buhra- nı baş göstermemiştir. Vâkia umümi hayat paralılığı neticesinde, fiyat seviyesinin yükselmesi, ayakkâbi fiyatları- na da tesir etmiştir. Fakat baş- ka memleketlerde olduğu gibi .derisizlik yüzünden sokaklarda tabta ayakkabılarla gezmiye mecbur değiliz. Gıda sanayimiz, geçen harbe nisbetle daha iyi tanzim edilmiş- tir. Bilhassa şeker endüstrimiz sayesinde şeker buhranı görül memiştir. Diğer memleketlerde hisse- dilen gıda bubranına, hattâ er. zak ambarı olan Romanyaya ba- kacak olursak, kahve tiryakile- rimizin duyduğu halis kahve ih tiyacı pek gülünç bir hele geli- yor. Halbuki son gelen kahve partisi ile kahve tiryakileri bun. dan bile mahrum kalmıyacak.. Kabak Yerine Çilek Ekmenin Cezası H>. içinde olan her dev- Jetin yapacağı gibi bu- gün İngilterede de bir cok fev- kaide siktirdi tedbirler si Yazans Sevim SERTEL maştır. Bunlardan bir tanesi de hü- kümetin istihsali kontrol altına almasıdır. Hükümet çiftçilerin memle- ketin en mühim (ihtiyaçlarını teşkil eden maddeleri yetistir- melerini karar altına almış. bun. ların neler olduğunu da bir 1is- te halinde ilân etmiştir. Bu lis- tede havuc, kabak, patates gibi son derece yüksek gıda kiy- metlerini havi sebzeler, hububat basta gelmektedir. Ekilmesi menedilen maddeler ise kavun, karpuz gibi, cilek #ibi lüks meyvalar, her nevi ci- çeklerdir. Zira şimdi lüksün si- rası deği “İste, bu mevcut kaideler yü- xünden geçen gün çiftçi Frede- rik bir hayli terlemiştir. Çiftçi Frederik, orta boylu, iri Yarı, boğazına çok düşkün bir adam. dır. O her sene son derece bü- yük olan tarlasında her çeşit Jezzetli meyvalar yetiştirir, key. fine bakardı, Hele çilek... Bu küçük kırmızı meyva onun en büyük zaafı idi. Fakst, gel görelim bu sene hükümet memurları bir gün an. sızm çiftliğe gelmişler ve: — Çiftci Frederik, demislerdi, senin tarlanın toprağı gayet be- reketlidir. Bu sene bize burada havuc, kabak, patates, domates yetiştireceksin. Toprağını bu saydığımız şeyleri istihsale has- redeceksin. Bu izahattı sonra, memurlar tarlasını ölç- müşler ve bunun kaç dönümün- de havuc, kaç dönümünde pata. tes, ilâ, vetistireceğini de he- saplayıp kendisine sövledikten sonra çıkıp gitmişlerdir. Bu havadis ilk günleri zavallı Frederik'in uykusunu kaçırmış. tır. Çileksiz kalmayı bir türlü içine sindirememistir. Bunu günlerle düsündükten sonra Fre derik en nihayet kendi kendi- ne: — Adam sende, demistir. San ki onlar ne bileceklerdir. Ben kimse görmeden biraz da çilek yetiştiririm. Bu kendime kadar olur ve böylece mesele kalmaz. Çifiçi Frederik bu kararı ver- dikten sonra içi rahat eder. A- radan zaman geçer. İstenilen zerzevatların hepsi ekilir, veti- sir, Ve en nihayet bunların hü» kümet memurlarına teslim edi. leceği gün gelir. Bizim çiftçi bundan evvel, çi- eklerini ekmiş, ve hattâ hepsini Afiyetle yiyip bitirmistir. Kim- senin koku almasına imkân yek. tur. Bu düşünce ile ici rahat çiftçi Frederik, memurlara zer- zevatları teslim eder. Derken 6- fendim memurlar arasında bir konuşmalar, baş sallamalar o- Jur. Sonra içlerinden bir tanesi Frederik'e dönerek: — Biz zerzevatı eksik bul- duk, der, Sen bütün arazine bi. zim söylediğimiz maddeleri ek- tiğine emin misin? Frederik bir boy yufkunur, kızarır, başka bir şey ekmediği- ni iddia edecek olur; bunun ü- zerine memurlardan bir tanesi: — Öyle ise der, çiftliği gezip kendi gözümüzle nerede ne ekil. diğini göreceğiz. İster istemez Frederik onların bu arzusunu yerine getirir. En nihâyet vaktiyle çilek ekili o- lan yere gelince memurlar ; — Burada kabak ekilecekti, derler, halbuki kabak ekilen top rak ne bu biçimde çapalanır ne de bu tarzda sulanır ve bakılır. Siz burada olsa olsa çilek ye- tiştirmişsinizdir, derler, Bu isabetli ve ustacasına teş- his karsısında Frederik suçunu itirafa mecbur olur. Kendisini derhal mahkemeye verirler, » Hâkim, ilk suçu olduğu icin, TFrederik'i 50 lira para cezasına mahküm eder. Cürmü tekerrür ettiği takdirde cezasının bir ay hapis olacağı kendisine söyle- Bir, Çiftci Frederik simdi isteni. len cezayı vermiş, yakasını kur- tarmıstır. Fakat onun hâlâ an- bvamadığı şey, memurların na. sıl olup da onun kabak Yerine çilek ektiğini #alaliklarıdır. dur. Fakat son zamanlarda öğ- reniyoruz ki, İngilterede hüküm süren dertlerden bir tenesi de maddi olmaktan ziyade İçtima- idir. Bir çok sebeplerle bugün İngilterede boşanma talepleri artmaktadır. ansur'a Emevilerin hir çok mallarının kendilerine ta- raftar bir adamın nezdinde sak. olduğunu haber vermişler lan hal huzuruna getirmesini emret miş, Ayni zamanda divanın or tasına idam hükmü icra edilec: zaman yere serilen ve “Nat”, de nilen meşin örtüyü yavdırarak cellidi da hazır balundurmuş, Rehi', mazmunu gelirmiş. Mam | sur; — Sende, demis, Beni Ümeyye nin emanet olarak bir çok malla rı varmış, Bunları son habbesi ne kadar bana simdi teslim ede. eeksin! Etmediğin takdirde sans iskence ettireceğim ve sonra de boynunu vurduracağım. Maznun gayet soğuk kanlılık- la hükümdara sormuş: — Efendim, siz Emevilerin mi: rasçısı miniz? — Hayır. Değilim. — Sizi onlara vasi mi tayir ettiler? j — Mayır, Vasileri de değilim, — Onların mirasçısı ve vasisi olmadığınız halde bende olan malları hungi senet ve ne hakla istiyorsunuz? Bu suale karşı Mansur biraz düşünmüş: — Emeviler, zulmederek hal kın malını, mülkünü zaptettiler. - | Bundan dolayı ben de bu malları © bulduğum yerden alıp Beytülma- le koyacağım. İ — Pek doğru buyurdunmz. Fa. kat bana emaneten verilen malla- rın da böyle halktan zulümle gas- pedilmiş olduğuna dair ishatımız var mı? Zira Beni Ümeyye'nin doğrudan doğruya kendi malları da vardı, Mansur bu söze karşı Re! — Bu adam haklı söylüyor! Bunun üzerine bir şey yapılamaz, Yerden nat'ı kaldırın. Cellât da <ekilsin. Lüzum kalmadı! Demiş ve maznuna sormu$! — Benden başka bir dileğin var mı? — Evet efendim. Sizden iki is- | tirhamım var: Biri çoluk çocu. | Zum merakta kaldıkları için he- | men evime bir mektup gönderip | İl İl iltifatımıza nail olduğumu haber vermekliğime müsaade etmeniz, diğeri de kulunuzda Emevilerin malı bulunduğunu hâkipavınıza söyliyen adamla beni yüzlestir. | menizdir. Zira size yemin ede» | rim ki, bende Emevilerin emanet | olarak bir toplu iğneleri olmadı- N fı gihi, onlarla bir münssebetim dahi yoktur. / Mansur emretmiş, mazmun kında iftirayı yapanı derhal zar etmişler: Maznun müfteriyi görünce hü, kümdara: N — Efendim! Demiş. Bu adim benim kölemdir. Üç bin altınımı i çalarak kaçtı. i| Köleyi sıkıştırmıslar, di söylediği halde kendisini ki eeklerini vaadetmişler, İtiraf et. miş: — Bir cahillik yaptım. Parayı çaldıktan sonra ele geçerim diye İşin acaip tarafı bir yanda bu talepler arta dursun, beri yan- da güngeçtikçe bir boşanma ka. rarı almak da güçleşiyor. Bunun birinci sebebi bu gibi davalarla uğraşan avukatların bir çoğu- nun askere alınmış olmalarıdı?. Davalar ikinci derecedeki a- vükatların yahut da asistanların elinde kalınca günlerle, aylarla, bazan haftelarla sürüncemede kalmakta ve en nihayet mah- kemeve çıkılınca da bir çok 9. e müdafanlar oyapılmakta- LE, z Ayni şikâyet hâkimler için de mevcuttur. Onlarm da bu işler. deki tecrübesizlikleri bazan ga yet acaip kararlar ile ve bazan da aylarla hiç bir karar vereme. yip mütemadiyen celsevi talik *meleri ile neticelenmektedir. ei saydığım gebelerin neti- ol şimdi İngilterenin daha icerlek yerlerinde bosan- ma talepleri mütemadiyen art- makta fakat buna rağmen bilfül boşananlarım adedi gittikçe azal. maktadır. Bugün böyle bir karar almıya muvaffak olen çiftlere nadir bir saadete nail olmuş gö- züyle bakılmaktadır. YENI NEŞRİYAK ADLİYE GERİDESİ — 22 inci 20- nenin beşinci sayı mesleğe ait ya- ularla Ankarada neşredilmiştir. * SULTAN MEHMEDİN Bir buçuk senedenberi İn-| SÜNNET DÜĞÜNÜ — 20 tarihi res- gilizlerin bir çok zahmet) mt havi bir eserdir. Yazan Hilmi U- lere katlandıkları malümumuz. İRAN, Basan Vakit matbanaı, korktum, bu iftirayı yaptım, Mansur, kölenin sahibine: — Ben de demis, senden köleyi alfetmeni istiyorum! irade buyurursunuz. Köle- nin cürmünü affettim, Kendisini azat ettim, Benden caldığı Ge bir altını kendisine bağısladım. Ay. rıca üç bin altın daha ihsan et. “ — Cürmünün affiyle üc bin al. tınin bağışlanması kifayet eder. / ken üç bin altın daha vermek ii raf değil midir? — Hayır efendim, israf değil: dir. Cünkü bu sonradan verdiğim vara huzurunuza girin hitâba ve iltifata mazhar olmaklığıma bu kölenin sebep olmasının teşekkü. rüdür! | Askerlik İsleri | Kadıköy Verili Askerlik Şubesin j deni Şubemizde kayıtı emekli ve ye dek tekmil subay ve memurların 3 nelik mutat yoklamalarına gimi başlanmıştır. Ancak bu sene yakla. maya 20 Haziranda nihayet , dinden bu tarihe kadir Se ERİ tacast edilmesi ilân olunup, km m ği İn zi HALKEVLERİNDE ; ———— — Eminönü Halkevinden: 2 Hazirar pazartesi günlü saat (18) de Evimi ingilizce kursuna © başlansendından kayıtlarını yaptırmak istiyenlerin £ kiser vesika fotografı le Rv Bürosu. | na müracaatları rica olunur 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: