22 Haziran 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

22 Haziran 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

22-6-941 TAN » mek (25) Kr, (o 780 B Ay v karşı Yerine sordu “Amerika harbe girecek mi muhakkak Btrikanın ve Almanyanm Erine kargı harm ilânı icin Jüzu Almanyada z merikanın Alman konso- losluklarının kapatıl « yası kararından sonra Almanya 'ükümeti de, Alman i İ Al altındaki arazideki Ameri kün konsoloslukların — Hari- ye Nezaretinin bunların dev- te zarar verici entrikaları ve Memni istihbaratları hakkında birçok vesikalara malik olduğu İİ itin — en geç on bes Temmuza der kapatılmasını emretmiş- Diğer cihetten, Mister Roose- K kongreye gönderdiği bir (| Mesajda; Robin Moor Amerikan apuruntun bir Alman denizaltı- 8 tarafından © torpillenmesini hir enternasyonal | haydutluk keti olarak tarif etmis; Al- yanın Amerikayı, İngillere- hn m yaşamasına yardımda bu“ | Nnmaktan vaz geçirtmiye ka- tehdit altında bulundurmak ted Amerikanın de- tizlerin kullanılmasını Alman - Yaya terketmek niyetinde olm ım; Almanyanın tehditleri İoyun eğmenin Nazi tahakkü - Mü altına girmiye razı olmak *mek olduğunu ve Amerika - Yin asla huna boyun eğmiyece- Üni söylemiştir. Fakat Mister Roosevelt, A- ikan ticaret gemilerinin hi- Müyesi için alınacak tedbirler İakkında izahat vermemiştir. Amerika - Almanya : G örülüyor ki, Amerika ile Almanya arasında siyasi Münasebetler gün geçtikçe ger- leşmektedir. Bu vaziyet kar in herkesin kendi kendine Sorduğu sual şudur: “Amerika Yakında harbe girecek midir?,, ün için muhakkak olan, Amerikanın ve £ Almanyanın birbirlerine karşı harp ilânı i- lüzumundan fazla sebepler Mevcut olduğu halde, böyle bir Mâdisenin heniz vukua gelme- vesidir, Vaziyet tamamiyle ayni ol- ikla beraber, geçen harpte A- ikanın harbe girinciye ka - dar geçirdiği safhaları hatırlat- Mayı, bu mesele elik! Deniz Banyosunun © aPeniz banyosu kısa sürerse si “A üzerindeki hararet derece” i az düser, fakat vücudün ve €z... Banyo dokuz di hat #dince, vücudün icimde reşat ilkin artar, sonra tek- ring iler... Halbuki cildin üze- hipteki hararet - ilk soğukluk ind biraz düşer yine çıkar. Fakat dan önceki dereceye var” ban, Mazı iniz banyosunda, vücudün İ- een, VE dışarısında hararet de- İşt inin böyle di ini an - Yapım, belki, içinizi sıkmıtır Yük t deniz banyosunun en bü böy ayası vucudün hararetini öç * kısa bir müddet içerisin- şraltıp çoğaltmasındadır. Fa ii i böyle sık sık de hailce vücut daha iyi isler, da- yöyade rahat eder yiibin deniz banyosundan son dapgia kuvvetli olması da bun- ız pe Kalp kuvvetlendikçe na- Nay, aha geniş ve sakin olur. iy “N geniş geniş ve sakin sa* Aren değiştir. 1400 Kr. 1 sene 2800 Kr.| 400 Kr, 22 çok aydın. v ka kanun * geçenlerde burada NE BeDeLi Ecnebi |Türkl: 100 , ' 180 latmıya yaraması faydalı bulduk. Amerikanın Vaziyet “7 Mayıs 1915 de, haber ver. meksizin Lusitania vapt- Tu torpillenmiş ve 100 Ameri- kalı boğulmustu. Almanya, Amerika ile ihtilâf çıkarmaktan sakınıyordu. Ku- mandanlarına, haber vermeksi » kurlarmaksızın batırmamak bakımından de, 1000 kadar ticaret batmıştı. Fakat deniz ti- careti az çok normal bir sekil- de devam ediyordu. Ve de zaltı harbi muvaffakıyetsizlikle netice! misti, 1917 de İmparator, Basyeki- Tin ihtiyat ti elerinin aksine amansız » harbi fikrini kabul etti. | Bunun, Amerika ile münase-| betlerin inkıtamı mucip olacağı hesap ediliyordu. Fakat Ameri- kanın uzun zamandan evvel faydalı bir surette müdahale €- decek vesaite malik olmad sanılıyor, bundan başka M ka ile Amerika arasmda bir ih- tilâf çıkarmıya çalışılıyordu. 31 Kâmunusanide bir emir ile bütün vapurların Allantikte ve Akdenizde hazı mıntakalara gir meleri menedildi. Ancak ayda bir defa bir Transatlantik, sı kaidelere tâbi olarak Atlantiği gecebilecekti. Amerika bundan çok sinir - lenmişti. Bâhusus ki, Alman a- janları grevler çıkartıyorlar, fabrikaları ve gemileri berhava etmiye çalışıyorlardı. 3 Subat 1917 de Alman Se- firi pasaportunu aldı ve W son, kongreye Almanya ile dü Fakat daha ileri gitmedi, Al- in tehditlerini ika ede- zannetmiyordu. gemi sahipleri böyle düşi yorlardı. İlk hafta zarfında A - merikadan hiçbir gemi harp mıntakasına hareket etmedi. Bu vaziyet ve yeni totpille- me hâdiseleri Wilson'u, ticaret gemilerini toplarla teçhiz etmi- ye karar verdirdi. Fakat bu te: birler gayri kâfi idi, 2 Nisanda Wilson kongreye, hilfiil bir harp hali mevcut olduğunu bi dirdi ve 6 Şubatta tam inkila vukua geldi. Görülüyor ki, geçen harnte, Lusitania vapurunun torpillen- mesi ile Amerikanın Almanya ya karsı harp ilânı arasında iki sene geçmiştir. P R. Moor vapurunun torpil- lenmesi ile Amerikanın harbe girmesi arasında da iki sene £c- çeceğini tahmin etmiyoruz. Cün kü bugünün şartları dünkünün ayni değildir. Bu harpte Amerika efkârı u- mumiyesi çok daha süratle har-| be doğru temayül göstermiştir. | eli, Wilson'dan| daha az mülereddittir. Hâdise- | ler dev adımı ile yürümektedir. $. Rusya - Almanya : | ovyet - Alman münasehet- lerini alükadar eden ma- hiyette Romanyadan ve Finlan- dadan mühim haberler gelmek- tedir. ya Finlanda hükümeti Helsinki- deki kadın ve cocuklara sehri mh terketmelerini tavsiye etmistir. takası 5 İnci sayfada) DIN EE ÖĞÜTLERİ Faydaları Deniz banyosündan (o sonra, kandaki kırmızı kürrecikler yüz de on altı nisbetine kadar ar tar. Onun için kansızlara deniz banyosu iyi gelir. Bundan bas- anlattığım * pıhtılanmak hassa- sı da yüzde on dereceye kadar coğalır. Bundan dolayı deniz banyoları hemojeni istidadı ©- la dınlara ve hemofili istida- dı olan erkeklere faydalı olur. Deniz banyolarına devam edil- dikçe, nefes hareketleri daha geniş ve daha derin olur. Bun- dan dolayı, göğüs de yavaş ya vaş genişler. Göğsün geniş olma- sı da iyi bir sıhhat alâmetidir. Deniz banyolarına devam edil dikçe, ter azal Bu da va mevsiminde herkesin istediği seydir. Bir fara vücudün metabalizması dediğimiz besle- me işleri artar, vücudün hücre- lerine pek lüzümlu olan kükürt, fosfor ve kitec vücudün icinöde | kemiklerin temi demek olan r. Bundan de- sundan sonra, çocuklar daha iyi büyürler, car pık bacakları daha düze atması sıhhat mlâmetidir. lir. TAN — ÜÇ NESİL- ÜÇ HAYAT İl eeie in eiiiedeni YARIM ASIRLIK İÇTİMAİ (DEĞİŞİKLİKLERİ SAHNEDE YANYANA GÖSTEREN UFAK TABLOLAR ÜÇER SERİSİ 9 - SİİRLER VE SAİRLER YAZAN: Refik Halid TANZİMAT EDEBİYATI SAHNE goslarında yumuşacık ensiz fer, sırla. rında bol Tedingot, yumuşak göm lekler, kalın kravatlar, yeleklerinde kalın #aat köstekleri, hepsi de çember sakallı, bıyıkları bü. sakallara kadar uzatılmış, ilk bakışta çehreleri hemen hemen birbirin '- den kolayca farkedilemiyen üç adam. O zamanki nesil, onlardan ikisinin henüz genç, delikanlılık çağında olduklarını kes- tirebilirse de biz, bugün kendileriyle kar- şilaşsak - sakal, bıyık, tevır ve kıyafete al- dânarak - yağlı ve yaşıt olduklarına hük - mederiz. Üstüne, yerlere kadar sarkan, uç- ları püsküllü kadife örtü serilmiş bir masa başinda, saçaklı, farbalalı ve yaldızlı kol - tuklara oturmuşlardır. Önlerinde hokka, kamış kalem, kâğıt destesi ve aralarında İransızcası da bulunan birkaç kitap vardır. Birincisi — (Sakin bir sesle inşat eder) Mahvü ifna değil islahı beşerdir maksud Şem'i itfa kolay amma ki ne güçtür iş'al İkincisi — (Birdenbire ayağâ kalkar, gürliyerek okur) Git vatan Kübede siyâha bürün. Bir kolun Ravza-i Nebiye uzat, Birini Kerbelâda Meşhede at, Kâinata o hey'etinle görün! Üçüncüsü — (Yerinden azıcık kımılda - nir ve filozofça bir eda ile şöyle söyler) Mümkün müdür hakikati eşyayı veznü derk Mizanı akla dirhemi tadil iken zunun Küncidei basiret olur mu bu acz ile Haysiyyeti havadisü keyfiyeti şuun? (Bir müddet süküt, sonra üçüncüsü tecvide uygun bir ahenkle devam eder) Süphan men tehayyere fi sun'ihil ukul! Süphane men bikudretihi yü'cizül fuhül! Hepsi — (Bir müddet düşünürler, son- ra hep birden inlerler) Biz ol ulvinihadanız ki meydanı hamiy- yette Bize hâki mezar ehven gelir hâki mezel- Jetten! dediği- miz mektebin zihniyet ve irfanından örnekler bunlardır: Medeniyet, terakkiye, adalete ve hakka hasret çekiş; hürriyet ve din aşkı; biraz da mâsumane felsefe ve hikmet satışı! Kk* FP o cereyanın muarızları da yardır: Balıkpazarındaki koltuk meyhane - lerden birinde, tahta masa başına geçmiş- ler, içmektedirler, Bunların kıyafeti dağı- yık, eski töbirle 'harabâti,, tir. Hepsi de gazel ve kaside, yani, daha ziyade elfaz ve ahenk ustalarıdır. Bunların fikrince şair, valan ve memleket işlerine karışmaz; ilâhi veya cismani aşk cezbesiyle yazar ve ya - şar. Lâkin başlarına geçmiş olan çember sakallısı, muarız olmakla beraber nesir ve nazmında ötekilerden fazla sadelik ve ye- nilik gösterebilmektedir. Kusuru, muhiti- ni iyi seçememesindedir. Çenber sakallısı — (Giy Ja ve taktığı kolalı önlük ile siyah #iyango kravata hâlâ alışamamış bir haldedir) size yeni bir “Fahriye,, okuyacağım: Söylesin Alalh için sihraşinayanı beyan Olmıyan meshuru kimdir hamei sehharı- man? iği setre panto- Fakat, zannatmesinler ki, yeni tarzda münzumelerde de “yedi tülâ,, sahibi deği- lim, İşte size Alfred de Musset'den bir tercüme SERVETİFÜNUN EDEBİYATI SAHNE esler, içi muksvvalı, gayet sert diktir; gençlerinki bukle bukle saç- larla yarısına kadar, sarmaşıklar kaplamış bir kameriye gibi süslü ve özenti, firdola- yı çevrilmiştir. Yine sert ve dik, kolalı ya- | kalıklar, bir kısmında ip gibi uzun, dğer kısmında plastron denilen erli ve yay - van kravatlar, Ceketler ve pantalonlar dap daracık, ayakkaplar sipsiyri ve yumur- ia ökçeli, bıyıklar burma ve kozmetiklidir. Yine gençler kâğıt gibi beyaz, kansız der- mansız ve hulyalıdırlar; ara sıra kesik ke- sik öksürürler bil © kadar ki, bu asırda olsa, sıhhiye teşkilâtı, müracaat edilme « den yolda çevirir ve muayene için bir sa- Batoryuma sevkeder, Üstat — (Gayet zarif giyinmiş, sakalı be yığı itina ile kesilmiş, beyaz pike yelek - İl, kravatında, gözleri zümrütten, çöreklen- miş bir yılanı gösteren altın iğne; gözleri yarı örtük, okur) Bir şepi yde âzimi geştü güzar idim. Ahyaya dürgeşte vü emvala câr idim. Müstakbel üstat — (Gösterilen şiddetli ısrar üzerine mahcubane okur:) Acı bir levha şüphe yok ki hayat Görmemek en büyük tesellidir! Bir başkası — (Ne yapılana, ne yaptığı- na inanır, müstehzi, kayıtsız bir halde o- kur) Pervanei zerrin gibi her zührei zerrin Titrer idi zümrüt gehi lerzan çemende En genç şair — (Saçları uzun, bet beniz kül gibi, parmaklar titrek; okur! — Saçların... — Saçlarımla eğlenme, Öyle kalsın ve ihtizazı mesa Işlesin her telinde bir nağme! AX* m Edebiyatı, Meşrutiyetin ilânından sonra ve şiir faslında hir taraftan senbolikleşir; diğer taraftan ende runileşir, Fakat başka bir yoldan da hece vezniyle tekke, yahut halk nazmna sürüklenmiş, bir yandan da dinileşmiş- tir, Bu devirde nazmın kafiyesi, vezni, a- hengi, mânası, gayesi, ne mümkünse her şeyi vardır. KA* şair — (Sinirli sinirli © Şii kur) Gurubu hun ile perverderuh olan kuşlar Kızıl kamışlara, yakut âba konmuşlar; Ufukta bir seri maktuu andıran güneşi Sükütu gamla yemişler ve şimdi d muşlar Enderun! şair — (Kendi şiirine herkes- ten evvel kendisi hayran, besteler gibi a- henkle okur:| Gördüm ol meh düşuna bir şal atıp lâhür. dan Gül yanaklar üstüne yaşmak tutunmuş nürdan, Tekke şairi — (“Ben şair değilim, filo- zofum; ara $ıra, keyfim İsterse şiir de yazarım,, dedikten sonra okur) Asude canları hep uyandırdık, Deryayı vahdeti dalgalandırdık, Aşkın çerağını yaktık, yandırdık Pervane gönüller nura meftundu. Komşumun perdesinde Pek de lersiş var aheste oynıyor, ancak. Aynca, hâkimane bir beyitmi de dinle- yiniz: Varsa ösârın bırak erbabı takdir eylesin Ademin davayı irfan hücceti husranıdır Diğerleri — (İçkinin tesiriyle hep bir ağızdan söylerler) i sineden sineden' Lâl olursun söylesem bir fıkra & Bir sahifa sesim ağlarsın kitabı IŞİMDİKİ DURUM SAHNE “Ağüllük,, kahvesinde iskemlelere ters oturmuş, traşları uzun, saçları yağ. Lı ve kepekli, ceketleri gayet uzun ve bol, pantalonları çekik, çorapları düşük, sırtları kabarmış, omuzları kalkık, kırkına yaklaşmış “gençler... Bir müddet, arala - rında; “Eskileri yerlerinden atmalı! Güz telerin baş köşeleri bizim hakkımızdır! Bu- naklar ve cahiller defolsun!,, diye haykı Tışlıktan sonra birbirlerine şiirler okumıya başlarlar, Birincisi — Size, şimdiye kadar yapılan larla kıyas kabul etmiyecek derecede ne- fis, iki masrada bütün yeni edebiyatı, vü - cude getirdiğimiz san'at inkılâbmın tam ruhunu meydana koyacak bir manzume dir ki, benimdir. (Okur:! Döner kebap! Artık dünmiyeceksin! Öbürleri — (Bağırışırlar) Hârika! Mu- cizel İkincisi — Bunu tek başına mı yazdın? Tek imza ile mi neşredeceksin? Birincisi — Hayır, o şeref bana fazladır; zaten ilham eden de sensin. Çift imza ile, ikimizin imzalariyle basarız. İkincisi — Ne saadet! Sevincimden çıl- dıracağım. Nargilelisi — IMarpuücu mânalı mânalı salıyarak) Hakkınız var. Siz bu şiirle: Ağaca bir taş attım 'Taşımı ağaç yedi! Gözlerim, Gözlerim nerde? Şeytan aldı, götürdü; Satamadan getirdi. Şedövrlesini gölgede bıraktınız. Öbürleri — Fakat, senin şaheserine va- ramadık... Ah, o ne dâhiyane, mutlak ve TANİ bir eserdir, Hep birden tekrar ede- imi (Yeni şairler ayağa kalkarlar, birbirle - rinin elinden tutarak goygoycular gibi sr raya dizilirler. Evvelâ deste başı olan nar- gilelisi, kalın, mehabetli bir papas sesiyle tek başına ağır ağır okur:) Sidharta buddhi' Miyagrödhâ! Hepsi birden — (Kiliselerdeki | ilâhici çocuklar gibi ince, tiz bir ahenkle ve git- tikçe yükselterek üç kere haykınrlar:) Om mani padme hum! Om mani padme hum!! Om mani padme hum !!: Dini şair — (Fesini düzelttikten sonra, bilm ve tevazula) Müslümanlıkta anâsır mı olurmuş? Ne gezer! Fikri kavmiyyeti tel'in ediyor Peygamber. Hece şairi — (İnsanı büklüm büklüm eden, helezona çeviren bir tempo ile okur) Ne oluyor, hiç sebepsiz bu gülüş? Belinizde bu, asabi bükülüş? Her adımda bu kırılıp dökülüş? Başkalaşmış yürümeniz sokakta! pi taraftan müstakbel bir dâhi de Çamlıcadaki köşkünde oturmuş, bir trajedi yazmakla meşguldür. Müstakbel dâhi (Yazarak) İskendei Kimdir bu kadın ki bunda (o maslub? Eşber İşte o kadındı sizce matlub! Maşuku için selima durmee' İskender E<her. hu herif emek kudurmus! okuyacağım. Bu, bir şaheserdir ve tabii-|1i BİR TETKİK - Amerikan Yardımı Hakkında Bazı Rakamlar merikanın İngiltereye yap- makta olduğu yardım İ hakkında bir fikir edinmis ol mak icin aşağıdaki rakamlara bir göz atmanızı tavsiye ederim. Ru rakamlar Cümhur Reisi Roosevelt'in Amerikan kongresi» ne verdiği rapordan alınmıstır: 1 — Kiralama ve ödünç verme kanunu mucibince Amerika İn- giltereye 75,000,000 dolar kıv - mette harp malzemesi vermis” tir, 2 — Amerikanm buzün yap- makta olduğu yardım geçen yıla nisbetle on defa fazladır. 3 — 1941 senesinin ilk bes ayında gönderilen tayyare mik- tarı, 940 senesinin ayni ayların; da gönderilen tayvare miktara nisbetle on iki defn fazladır. 4 — Tayyare makinesi irsalâtı göçen seneye nisbetle on defa | fazladır. 5 — Demir ve celikten mamül eşya ile makine levazımı irsalâti 3 misli artmıştır. A 6 — 941 yılının ilk dört ayın- da mevadı müsteile İrsalâtı 17 misli, mühimmat irsalâtı 90 misli artmıştır. 7 — Amerika İngiltereye yar- dım için günde 60,000,000 dolar sarfetmektedir. $ — İngiltereye 2.000,000 ton hacminde nakliye gemisi veril < miştir, $ — Amerikanın 1li tayyare İzmitten Geçerken Halkla Temas Ettiler İzmit, 21 (TAN Muhabirin- den) — Milli Şef İsmet İnönü buradan zeçerken İstasyonu ta- “ manen dolduran İzmitlilerin çok samimi ve candan gelen tezahür- vagonlarından inerek halkla te- mas etmek suretiyle iltifafta. bulundular. Validen mahsul va- ziyeti etrafında izahat aldılar. Cümhürreisimiz “Yaşa, sağ ol, Âvazeleriyle selâmlanarak İzmit: İten ayrıldılar ve uğurlandılar, Mahkümların Çalıştırılması İşi Genişletiliyor Ankara, 2i (TAN Muhabirin- den) — Adliye Vekâleti iş esasi üzerine mücsses ceza evlerinde mahkümlarm geniş mikyasta toplu olarak çalıştırılması im-. kânlarını levsi etmiye karar ver- miştir. Bu ceza evlerinde caliş- ma, mahkümların'aşe masrafla- rını kendi kâzançlariyle karsilar malarını, bir sanat öğrenmeleri- ni, tahliyelerinde küçük de ok sa, bir sermaye edinmiş olmala" rın temine watuf bulunmakta. dır. p i Halen İmralı ceza evi başta olmak ve İsparta, Zonguldak ve Karabükte birer ve Ankarada Üç olmak üzere İş esası Üzerine ku- rulmuş muhtelif ceza evleri bu: Turimaktadır. Bir taraftan bu ce | za evlerinin tevsi ve tekâmülü - ne calışılacak, diğer Laraftan ba» zı vilâyetlerde insa edilmekte 0» lan yeni ceza evlerinde iş esası üzerine veni tesisler ihdasına çâr Tuşılacaktır. - Cukurova Pamuk Mahsulü Ankara, 21 (TAN) — Ticaret” Vekâletine gelen haberlere gö re, bü sene Çukurovada 221646 hektar pamuk ekilmiştir. Ekin» lerin: tahminen yüzde 30 u ku raklık sebebiyle cikmamıştır. Bü. seneki rekoltenin ilk tahmin 48080 balyesi yerli, 69031 bal yası Klevland ve 105 halvas Akala olmak üzere 117566 bal yadır. Mahsulde kurt veya eni tabii yoktur. Ârızasızlık böt. le devam ettiği takdirde rekol tenin 140 bin balyayı bulacağı bildirilmektedir. 1 Bir Otomobil Kazası © Soför Ahmedin idaresindeki © © tomabil dün Kadıkövnde âki miyeti Milliye caddesinden | «© cerken 65 yasında Osman Tür ker adında birine carprıstır. O —.. hastahaneve kaldırlı Milli Şefimiz İnönü leriyle karşılandılar. Büyük Sef, 2

Bu sayıdan diğer sayfalar: