28 Mart 1942 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

28 Mart 1942 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ik Ka le AN BEDEL . Ecnebi WBene 2000 Kr. & Ay 180 sn vw” ww” Krslı Akmanlar 200,000 sake? Tart olmuştur. Nazi zimam- Bulgaristan bu tanlkidünü getirmediği takdirde kendisine Yilan toprakların derhal elinden 8- Bancağın bildirmişlerdir. Pilow, Alman - Bulgar münesebet- rine İmsusi bir nüsha tahsis eden Don Anzeitınç gazetezine verdiği be- Yanatta; “Bulgaristanm içler paktma #Tmekie yeni mizemm kurulmasında Yarife kabul etmiş ondağuma, Bul- #ristann vazilesinin Avrupanın cs- "abu şarki bölgesine mit olduğuna ve Müşterek mücadelenin neticesinde 6-| nin bulunduğunu” söylemiştir, Bir Londra teleruhum görer Kral Böcis halâ Berlimde bulunmaktadır. aristanda herhangi bir nümayiş YeY& isyan hareketine karşı koymak yle şiddetli ihtyat tedbirleri #imgizr. Almanlar o Bulgaristanda Ve Yunanistanda çok mikdarda siker tig etmilerdir. Alman garsteleri, Alem - Bulgar İosluğumun ehemmiyetini ve Bulga "İstan kuvvet ve kudretini tebarüz “ren yazılar yazmaktadırlar. İomiru radyosu Bulgarca yeptiği Desriyatta, Bulgaristandn bir çok s0- biytarın ve Generallerin terk'£ edildi İri haber verdikten sonra Bulgar mü) İdüni Sovyet Rusyaya karşı harbe sok Mek için Beriine giden Kral Boris Militndan indirmiye davet etmiştir. Muhirfit kaynaklardan gelen diğer Haberlere göre; Almanlar Bulgaristan. bümmali bir iasliyetle yol ve hs- # iştir. Matan mülema- İyen şiddeti hava taarrürlerina be- , Mihver denir kafilelerine karşı hücumları irmişlerdir. Londra radyo Mun verdiği diğer bir habere göre Üs: Mareşal Petain o Amirsi Durlanı ile görüşerek kehdisinin hangi öğrenmiye memur etmiştir ve kabul edilemiyecek kadar ağ Geri görmüştür, Bütün bu hadiseler birbirlerine ci- takdirde, mihver'n orta şarkta mikyasta bir taarruza sadew Kütar verdiği değil, başlamak tzere balanduğu kanaati kuvvet bulmakta körfesi, İran ve olduğunu ve Almanların Je-| Foniarla birleşmek gayretini göster. İklerimi tahmin etmek güç değildir. İki ay evvel bir bayal gisi telâkki Şülen ba geniş projenin gün grçtikse bikikat olabileceği düşünülmiye bap- , Birmanyadar Hindistan #b ” yolu kontrol altma almak, Hin. Şistma geniş o mikyasta taarruzlar ir Kalkütaya ve Seylâra kary ve deniz hücurılarında bulunmak detdnlarını, İlç olmazsa kismen, el. ve göziş oluyor ve bu suretle Ras hörlezine bir inikdar daha yaklaş © bulenuyor, İst, Belediyesiyle Reisi sey ŞAN gönderen ve İiyatrasını ve OSipahiocağına iş, Mektupla, telgemfin kederlerimize tr &den zevaia ve bütün rast #krubalarımız nanma teşek- #blâğınmı muhterem gize- ederiz, frayig Büst timer in s/ li f Anıt -Kab Mükâfata Lâyık Görülen Eserler 5 Dahi Zayıftır, Çünkü: —— I - Bu Projeler, Büyük Türk Davasını Ebedileştirecek Kuvvette Değildir. 2 - Bu Eserlerin Hiç Birinde Türk Karakteri Yoktur. Halbuki, İçinde Yatacak Olan, Eti Kemiğiyle Düşünce ve Eserleriyle Türktü. Böle bir dava Ne Türk alasunun karşısma çıkmanın ne kadar göç olduğunu biliyorum. Fakat biz, büyük bir devrim yaptığımıza inanmış balu- muyoruz, Ulusların yükselip alçaldığı- m: çösteren bir tarih grafiği varsa bu srafiğimir yükselmiye | başlamıştır. Bizden sonra gelenler bizim derece- mizi snurlarımıza olduğu kadar bu sa. nat greliğimize de bakarak ölçerler Ben kendi görüşümle elli seneye var. madan Türk ulusunun tekrar eski yük. seldiği zirveye erigeceğine inman 6- denlerdenimi. © günkü kardeşlerimizin bugünkü serimize bakarak Obizi Hâle devri, Sultan Mecit devri, hat*i Meşrütiyet devri “Türkleriyle üyri kafada, ayni değerde görmelerinden korkarım, Bu yazımla hi; bir meslekdaşmın me bilgi, ne çalışma, ne de sanıt de- Beri üzerinde bir tenkit etüdü yapsak İstediğim sanılmasın Türk ulusunun üzerine Htrediği bu iş özerinde, sanat bezirgânliği yapam cak kadar hasiş ve kıskanç ruhlm da değilim, Zaten müsabakaya 'giren el iye yakın mimardan hiç birisinin de- ğeni benim yazımla eksilecek kadar tema'air değildir. Müsabakanın m cesinde hükümetin vereceği kararım va beğeneceği projenin tatbik edilmeme sini de İstemiyorum. O halde bu yazıyı niçin yazdım? Hayata ilk atıldığım çağlarda art& kocamış olan tecrübeli bir mimar aa kadaşımla beraberdim, Ingaatlaki us- talardan bir kaçını koğmuıys kalktı Kendisine — Yanlış yaptı diye adam kovulur mu? Doğrusanu yöster, öğrensinler, Dedim, Güldü: — Oğlum, bunlara ben #wayr mas tarmda vurmaları söyledim, (Bizim Yaptığımız ava düzgündür) dediler, Demek kendilerine gösterilen yanlışı bil emiyecek kadar sanatta geri- dirler. Bunların kapasitesiyle socak ba kadar sıva vurulabülir, Yerlerine bış- kalarımı aramıya mecburuz, ** A" * bir projelerini gördüm, Şimdi ben iddia ediyorum kiz 1 — Bü projeler mimari bakitüme dan çok değerli olmakla beraber bi. zim davamızm ebedileşmeni baktım. dan kifayetsizdirler, Daba iyisini yap» mak lâzım ve kabildir. 2 — Beyenilen üç projenin de hiç birinde Türk karakteri yoktur. En geç elli seneye yatmadan "irk milleti de bu sözleri | söyliyecektir. Fakat onlara: — Zaten daha iyisini yapamazlardı, çünkü bunları büyük bir sanat eseri bi alkışlamışlardı, dedirtmek iste- miyoruz. Yalnız, büyük milletlerin sanat €- serleri kendisine mahsus bir karakter Bizim davamız, mimari sanatı üze rinde değil, Türk sanatı üzerinde ol- duğundar, bu karakteri taşıyan eser- leri suralıyalımı “ A — Ortaasyadaki Semeraknd, Mer- ve ve civarı harabeleri, E — Orhun ve Karakurum barklar Tı. (Ama hattı çinli heykeltraşları © iinden çıktığından bu eserlerin sanat değeriyle tarih değerleri bir ölçüde değildir.) € — Hindimandaki Türk eserleri (Devlet Türk, fakat halk ve zevk yer Ji). Bu eserlerde Türk karekteri bö- ruktur, Tombul minareler, proporsi- yonu boruk kubbelerle karşılaşıyoruz. İran için de ayni sözleri söyliyebili- riz, Buna karşı, buyün bile Türk sanat karakteridi taşıyan eserleri Şerki Tür. kistanda görmek kabildir. Georaphic Magazine'in XXII sayısında bu id. diamızı isbat edecek fotoğraglar görü- tesiri altındadır. Buna rağmen, Selçak eserlerinde Rizansın tepesine yumruk yemiş gibi boynumu kısmış duran bo dur kilisesine, Arap saratınm gırtlağı sıkılmış gibi, Üstü şiş, ala dar kub- beli camisine mukabil Türk olen bir proporsiyon görüyoruz, ve srkadaşlırı tarafndan okumacaklır, Ailece teşrifinizi derim, Merhumun Eşi: “ Zahide Ergüven TİYATROSU KISMINDA: Be akyım 2.00 dö Kie. ÖKSE m4 Banaz Mez Din LÂLE Tan ir Projeleri Bu eser mimar Emin Onat ve Orhan Ardanındır. verilirse bu eserden yükseğini vermiye müsaittir. Bu eser, mimar Arnaldo Foschininindir. Mimar) Bn arkadaşlarm değerleri kendilerine bol zamah karakterini bulamamıştır. Gelecek neslin bu âbide-| ye Çırağan sarayı kadar bile kıymet vereceğini kim iddia eder? Teti Türk, milleti yabancı, İran karak. terini taşır, yalmız burada millet Türk devlet İranlı, * * gunden sonra, Türk ulasan gra fiği baş döndürücü bir süratle alçalıyor. Bugün içinde, Beşiktaş stmd- yumunun bulunduğu, Çırağan sarayı Zavallı yabancı mimer, bütün kuvveti ne bütün iyi niyetlerine rağmen ağ- saşmış didinmiş, bir Türk rönesans ortaya koymak istemişti, Her bafta, maça giden binlerce Türk gencinin İ- rma sabriyle yapılan bn esere kafasını kaldırın bak- uya bile tenezzül etmiyor. Çırağan sarayı, kendi kendine yumanıydı bi- İe yeni Türk ulusu zevkte ve sanatta kendini balmıya başladığından, on msnen yakscaktı, Başta Dolmabahçe sarayı olmak 6. sere, Boğasiçini çirkinleştiren © 88- raylar devri, bir zamanlar, kartpostal. larda, çiğ boyalı resimleriyle alkiş t0p- yan bu sarayları bir senet eseridir. diye kim çıkar da benimsemek cena retin! gösterir? Bunları yapan meşbur sanatkâr Melling (Kendi), yırnılan Bu esere, Tanenherg âbidesini yapan mimar Johannes Krugerindir karıpostallarla birlikte kafalardan &- Mimar ana hatlarda Cermen Önündeki lâhidin konduğu ekleme parça karakterinden kurtulamamıştır. ancak Leningrada kadar şarka kaymış fakat Ankaraya vasıl olamamıştır. p< Yazan: Abdullah Ziya Kozanoğlu Yüksek Mimar ; Şarki “Türktstandeki o Türk yeşili ve Türk pembesi renkleri, Türk sötun başlıkları, Türk motifleri, kayaları de. lik deşik eden Tanrr evleriyle, ne Merve ve Semerkantteki sivri kub- beleriyle, ne de bir danteleye benzi yen Gelçük mezarları ve camileriir tam değerini vermiştir. E — Türk sanatı, Burunda Yeşil ve Ulu camilerde, Bizans ve Arap karak terlerinden büsbütün ayrı bir varlığı doğru yol almış, oBeyamt camiinde proporsiyomunu bulmuş, Süleymaniye ve Yenicamide yalnız sadelk ve zellikten doğan ahengini yaratmıştır. * XX Bı ami isimleriyle devirleri an Jatmak © istedim, Süleymaniye yapılırken Türk Devletinin sınırları kıtaya bile sığamıyordu. Görü. ben bir çok meslekdaşlarım edeki Selimiye camiini sa- eriştiğimiz nokta olarak Çünkü Selmiye cami en u- minare, en geniş kubbe, en sürlü yapmak gibi görip bir ida va sayarak #imari değerinden fedikârlk yapmıştır, Türk sanatı hiç bir süse, renge ve taşları delik deşik (eden makkaşlığa kaçmadan yala kütlenin âhengiyle Güzel olmayı bilmiştir, Bununla beraber o Türk snmıtı, vel Yalnız Allah, yarattığı eserde ken â disina bu kadar © güvenebilir. Çıplak bir insin vücudündeki © proporsiyon güzelliğini kim inkâr eZebilir? Göğü rişanlarla dolu, sırma apolet- Ti, yaldızlı iolsce belinden sarkan bir İAbdömamit paşasında | ise ne kadar çirkinlikler gizlidir, Türk ulusu, çok az viflete nasip O lan sanattaki bu yüksek sirveye, yani İAllaha kadar vasıl Olduktan sonra, tekrar alçalmıya başlamıştır. Yirmisekiz Çelebi Mehmet Elendi- nin hiç de Hizumu yokken Prasadm kopye elip gönderdiği saray resimleri, İstanbula vazıl olduğu gün, Türk mil- leti çerileyişini sanat ewezlerine de ayi” layacak kadar alçalmüştı. Ayasolya önündeki | Saltanahme ceşmeni, Lâle devrini me kadar güzel carlandırır, Bir İran basması kitap ka. bin hatırlatan bu exer taş dizerindeci meyva resimleri, lüzumsuz kabbecik leri, bir ihtiyaca cevap vermiyeo girinti ve çıkıntılariyle özenilerek ya- pilmıştr. Bu özentiler arasınd bay Gönen mimar, âsrl liz olan cenap cephesindeki kemerin kilit taşmı, ia- saat kaldelerini altüst «decek bir gaf letle, tam ortadan İkiye ayırmıstır, Yapıldığı devirde ve öfdan son yıllarca böyük bir Türk sanat olarak alkışlanan ba eser, Türk değil- dir, Yukarda, srnrllandırdığımız dev Hindi Ya Osmanlı bankası ve Düyuna w- mmmiye binaları, o Yine bir yabancı ressam Müsyü Valeri Zavalir rarat- kâr Osmanlı o bankasının üstünde yaptığı taş oyunlarından kimse be- berdar olamadı, Yapıldığı devirdenbe- ri en aşağı üç neslin ve milyonlarcs İnsanım içinde acaba benim gibi kac! meraklı çıkıp da kafaşmı kaldırarak Osmanlı bankasınm cepbesinde yatan; para ve çirkinlik yığınını görebimiş-| tir. Halbuki, o. Düyunu umumiye bi) İoasiyle (Simdiki İstanbul Hsesi) Türk) olmıya ne kadar özenmişti, Valeri !s- mi geçtikte, gözlimün önüne şalvar ve) Potur giymiş, silindir şapkalı ve siv- ti sakallı bir frenk doktor gelir, Meşrutiyet devri: Yeni Postahane.| Vekıfhanlar, Hürriyet âbidesi, Ankı- Ta palas, Arikara Halkevi, sâymaklt bitmez. Bu eserleri yapanlar da wlus. taki büyük arzuya uyarak, Türk sans-| tm yeniden diriltmek istediler, Bu eserler de Türk olamadı. Mezarlık; motifleriyle tiyatro, türbe çinileriy!e apartımam, cami zevaklariyle otel ya- Prlamadı, Türk mlumu, bu (eserleri yapanlar Türk, motifler Türk, inşaat tekniğ mükemmel olduğu halde yine beğen- medi, *** örülüyor ki, Türk ulusu, töreye cek olan yeni Yirmisekiz Çele bi Mehmet Efendilere, sanat bezirgâr. lığı yaptırmıyacak kadar zevkte yük Sultanahmet © çeşmesine methiyele" yazan Sümbül! zade Vehpi, hatti Ne- dim, yeni yazıcılarımızın yanımda sevk te geri kaldılar, Çönkü yeniler, bak: ki sanatı, kalp İrenk taklidi yaldız s4 natından ayırt edebiliyorlar, Senelerin, ayların, haftaların en büyük zaferi olan TÜREÇE KLEOPATRA sinemasında muvaffakıyet, nihayetsiz bir ilrtişam, sonsuz alkışlar arasında bütün İstanbulu haj ediyor. Programa Hâve olarak WALT DİSNEY'İN renkli mikilerinden PAZA Da akim sea A0 .- VE, SUKBE 4 ÇOCUK OYUN nan) Ünummumaa Surün seat 1 de tenzilitli matinr amman Profesör Hans Von etler: Şehir Türkiye KIZILAY Cemiyeti Menfaatine BERLİN FLÂRMONİK ORKESTRASI İstanbulda Yalnız İki Konser Verecektir Konserler: 31 Mart 1942 Salı Günü Akşamu Saat 21 de 1 Nisan 942 Çarşamba Günü Saat 17 de ŞEHİR TİYATROSU KOMEDİ KISMI (Fransiz Tiyatrosu)nda VERİLECEKTİR. trosu Kişelerinde satılmaktadır. Benda'nın İdaresinde Şu halde, Türk ulusu ne istiyor? Tür kulusu, burünkü Türk karak terini taşıyacak ve milletteki yükse şi belirtecek olan büzğk eseri ist- yor. Halbaki Anıt - Kabir projelerin. de Türk karakteri yoktur, Osmanlı bankası ne kadar Türkse bunlar da o kadar Türktürler, Yapa. nm bütün (hilanii niyetine rağmen Taksim meydammdaki opençereli çeş- meden tırlıyan Cümhurtyet âbidlesi me kadar Türk ve asilse, bunlar da o ka- dar Türk ve asildirler. Bu projelerde, sanat tarihi okayan, bir ortamektep tnlebesi bile, siresiyle Misir, Grek ve dejenere olmuş Rur karakterini görebilir, Ren ba eserlerle yapılacak Ant - Kabir &bidesinin Türk ulusa tarafı- Ban: — Bu eser benim değildir! Dive Ge rağan sarayına benzetilmesinden kor karım. Halbuki, içinde yatacak olen büyük adamı Türk' milleti yarattı, Mustafa Kemal Türktür. İçinde yatan Atayı yaratan millet onun kabrini mi yratamıyacak? Bucu ben söylesem kim nasr. e De isi temiz olarak başarmak için, ApTürk devie (yılların bekledi Türie ulusu Atsemm, İâyik olduğr yere taşmmasını İstiyor. (Bu isi da- ha farlı geciktiremeyiz. Gönüllerimi- si bulandırmat) diye, bans bağırıldı- İm duyuyorum, o Bununla beraber aldanmış olsam da, yine yersen Bu projelerin, bep birden muvaflak olamarıasında bugünkü dünya barbi min bile tesiri vardır Sanarkörlar, i- inde yassâ'kları #lemden müteessir olmuşlardır, Sanat tarihinde, ik! men, de basurılan gahesere röslanmaz. Tâ fıramda aldanmıyorsam, Notre Damme de Paris meksen senede. Yeri: İsesilde üc mimar değistirerek, Süley- maniye, Süleyman ve Sinan gibi bir esini yetiştiremediğimiz iki bü. yüğün elinde yedi geldiler Karabi siyle bir sanat eseri arasında zaman farkı olacaktır. Bn İşin geç olmumdan üzülürür Pukat, lâyik olduğu smfan ise mesali Bugünkü Türk büyüklerinden bis- terine değil trsdelerine tabi olmala- rr risa ediyorum. Eğer görüslerimde aldanmıssam, bo da artk herkesçe bilinen büyük Türk miflesina alan sevrime bağra'anan e ——— VEFAT Devlet Limanları umumi kâtibi E- pin Billent ve yeütechhit Cezmi ve Turgut Serdaroğllerımn kârdeşleri ve emekli Binbaşı Asaf Tugüyin kayin biraderleri Ömer Serdaroğlu duçar oldağu hastalıktan kurtulamayarak 71/4/942 tarihinde Haseki hastanesine de vefat etmiştir. Cenazesi buğün öğ” leden evvel Haseki hastanesinden kaldırdarık öğle namarı Beyart ca- milinde kılmiderten sonra aile kabris- ianina defnedilecektir. Bütün ıstırapların toylandığı yüksek heyecanlar şaheseri (ENİ TAKVİMDEN (© E7BiR YAPRAK Ayların Adlar, Yazan; ULUNAY 'akında aylara sit bir mananstı ortağın kalkıyor. Hayli zaman. danberi doğru dilrüst ad koyamadığı- mır bazı ay isimleri nikayet yazması, söylenmesi ve anlamssı kolay bir şek” le sokuluyor. Kimi Rumeadan, kimi Arapçağın, kimi Finikelilerden alman 87 inimle- rinden bazıları, bizim eski tetlkip me- rakımırla sesip bir şekle girmişlerdi Bunun için Teşrirlevvel, Teşrinisani Kâmunnevvel, Kânumosaniye nas bir ad vereceğimizi U bilemedik. Herkes bu aylarm adını terkiplerden kurtar mak için Ilkteşrin, İkinciteşrin, Birine citeşrin, Sönteşrin, İlkkânün, Sozkâ- bun diye iklıca (geldiği gibi yası” Talbaki bözle kilşe halinde kulla" nılan umumi adlarda şahsi düşünce, kanaat, içtihat olamaz, Biri “İlkteş rin”, bir bankası “Birinciteşrin, BİL diğeri “Teşrinievvel,, diyemez. Ayın cesml adı ne İse o kullanılır, İsimlerini arap kaldesine uydurs- mağığımız ayları olduğu gibi mba faza etmişiz, ve bu hususta »bilerek yabat bilmiyerek. İtratiı bir ruha. fazakârlık göstermiiz. Meselâ frenk lerin Avril dedikleri “Nisan, 1 Flan- bert'in Salambe adlı eserinde Karta calılar samanmda da bu adi, kulla. nıldığına dair bir kayıt gördüm. Teşrinlevvel, zanmolunduğu gibi 25 rapça değildir, süryanidir, doğru Iâ$fuzu da tişin'dir. Teşrininaniye ye- hi bir se tnlemakla ikl defa teşrinden kurtuluyoruz. Senenin ilk ayı olan Könmmeseniye “İlkay, veya “Önay, denilmesi fikri- İni ik olarak ortaya stan Refik Yialiğ Karay olduğ için dolaymiyle “Tarim da bu çorbada bir tutam taza var demektir. Hicri seneye alt aylar kamere tabi” olduğu için mwamelitta kullanılaraar, Arap hükümetleri bile Avrupa tarihi iİai kabul etmiye mecbur olmuşlardır. Ay isimlerinin mevsime uydurulma- s en ziyade hicri sene oylarmda gü Hünç denecek yanlışlıklara sebep ol muşur, Meselâ bizim yine galat olarak Cemarlelevvel dediğimiz. Cümad mel lâ, yani “ilk donma, sö arıpi 9 aya soğuk bir mevsime rastladığı i- çin vermişler, Halbuki srabi aylar ko- merin seyrine tabi oldukları için ba- #an bu dondurucu ayda herkesin bus ram bürüm ter döktüğü görülmüştür. Hattâ bu münasebetsizliği hafifi mek için Muallim Naci: “Bu ayları eümadi denilmesine söbep ad konuk duğu saman Arabistanda incimat Ya ni yağımırsuzluktan kaynakların ks ruma mevsimi olmuştur... diyor. Ba nun, sadece bir kelime oyunundan fba ret olduğunu sanıyorum, Şayet, ad konması zemheriye tes düf etseydi, © zaman de: “Cümad taş gibi donmak demek de il midir? Adı üstünder.... Deyip işiz içinden çikılabilirdi, > 'Ne demeli? Lisan #limi olmanın Ba. san böyle tatlı avantajları vardır. 0 GÜL ve BÜLBÜL Opera filmi uu ELHAMRA'da Bugün TAKSİM Sinemasında Birbirlerini seven iki gencin kurdukları mes'ut yuvayı taru, mar &den eski kafalı cahil ve zalim bir ana.. Servetlerine mağrur hazır yiyici bir sürü düşkün insanlarla mücadele eder temiz ve namüslu bir ailenin hazin ve heyecanlı romanı... YIKILAN YUV Türkçe Sözlü — Türkçe Şarkıh BÜYÜK REVÜ ve KOROLU Baş Rolde "Saadet Yuvası, filminin Fatma Rüştü esnir dilber yrldize TÜRKÇE ŞARKILAR Vağmeleriyle bütün İstan. :. ulu mesteden eşsiz okuyues Müzeyyen Senar İTarihi konserler solisti NECMİ RIZA Musiki Adaptasyonu: Kemani SADİ IŞILAY — Tanhuri bes tekâr SALÂHADDİN — Kemani NORAR ve 36 kişili SAZ HEYETİ —>» LÜTFEN DİKKAT; 4<— Bu eserin düğün sahnesi (Kızım Duymasın) filminin baş yıldı BEDİA MUSABNİ'nin Kahiredeki (Bedia Kazino- 8unda) yüzlerce muganriye ve dansözlerin iştirakile tertip edilmistir SEANSLAR: 12.20 (Tenzilâtlı), 14,30 — 16,40 — 18,50 HOLİVUD'un en güzel kadınları... En meşhur yıldızları... Bü- tün san'at... Bütün nükte. Bütün reş'eli musiki SİRAKÜSA GENÇLERİ Filminde toplandılar. Önümüzdeki Salı Akşamı SÜMER sinemasında Baş Rollerde: Binlerce fiçüranın iştirakiyle ROSEMARY LANE - ALLAN JONES - MARTHA REYF 4

Bu sayıdan diğer sayfalar: