29 Temmuz 1942 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

29 Temmuz 1942 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Fırtına Mevsimi Gelmeden Önce Yazan: M. ANTEN nubi Rusyada Alman tasrruzu- nun Kafkasya ve Volga İstika- Mmellerinde sürstle inkişafı ve tehdit edici bir vaziyet almam, bir taraftan ikinci cephe, diğer cibetten Hindistan yayı yenmenin çok güç olacağı fikri Ang - Sakson memleketlerinde git- #iğpe İrwwetlerrnektedir. Amerikan . berp | istihselâ nazıre Dönald Nelson bir kaç zaman evvel sunlnrr söylemisii: “1942 de barırlar|: nan bir ordu 1043 te haztr ölsesk-on orduya bedeldir.» Lord Besverbrook dn daha Est? bir Hsanlır. “Biz ikinci cepheyi a: rak harbi 1642 de bitirebiliriz. Eğer bu fırsattan istifade etmezsek ve e- ğer Rus mukavemeti kerilrsm böyle hir firsat artik asla elimize geçmiye- Sertir.,, Fakat İngiltere ve Amerlkanm me- sul hükümet adamlarının hâlâ tered- Süt halinde bulundukları hissi hasıl olmaktadir. İhtimel bu tereddüt ve bekleme, bir taraftan o kıztlardumun mukavemte'nin kırdmıyacaği kanaa- tinden diğer cihetten farla kayıp ver. memek ve tam bir hazırlıkla İşe baş- Iıyarak yeni bir Norvec ve Yunanis- tari veziyeti Whâns etmemek armusun- dan'İleri sehmektedir. Ancak bütün bu mülâhazalara rağ- men, firtina mevrimi gelmeden evvel bu ikindi cephenin oçdacağına mm- hakkuk mazariyle baktlabilir. Kabil. dir ki Bu teşebbüs kızılardunun Smo- lenek kesiminde yapacağı bir taarruz. İp ayni zamanda vukun gelsin, Beklenen diğer bir teşebbüs de, Sovyet üslerinden istifade edecek kuv vetli Amerikan hava teçekküllerinin Rumen petrollerine kütle halinde ta- ırrazlaradr & Ki Hind İhtilâfı Crippe Amerikaya hiteben söy- vediği bir nutukta Gandi'nin vaziye- tini şiddetle tenkit etmiş ve Hindiş tan meselesinde İngfitere hükümeti lerini kabul elerek Hindistandan çe- kilmek, siyasi ve dini ihtilâflarla ke- yüirtlen tn memleketi kargaşalık İ- çinde birakmak, Hindistandak! İngiliz ve Aşperikan kuvvetlerinin emniyet- p! tehlikeye koymak ve yeni ve teh- Wizeli bir harp (sahasının kapılarını düşmana geniş ecmaktır., Gandi iş kendi gazetesinde Tapen- Evvelâ | tte'eri, benzerlik, if İZ Yukarıda bir divar habsiyle bir. masa görüyorsunuz, dinsa Akademinin dahili tezsinu atelyesin- de ve divar halısı gmümi tezyinat kumaş desenleri atelyesinde Yapsimıştır. G. S. A. Sergisinde Gördüklesimiz Açılan Sergi, Faaliyetleri İleriye Doğru Daha İyi > ye Dün umumi karakterlerini verdiğimiz Güzel San'atlar A. kademisinin muhtelif şubeler. deki ilerleyişi bize şu İntibala. rı verdi: Güzel San'atlar Aka. demisinde büyük bir terakki gösteren şubelerden biri de resimdir. Resim Şubesi: Güze Sanatlar Akadernisinln 60 se melik hayatı içinde teşlir ettiği resim sergilerini gözönüne getirirsek bu sergide göze çarpan en mühim wek. ia, talebelerin eserlerindeki deten kav veti, teknik kuvveti, hayata uyguntuk srymetldir, Her türlü Prejujemin dı - sında hayati, tabiat ve cemiyet realite sini akiste yeni yetişen ressamlarda bü yük farklar sezmekteyiz. Bu şubenin şefi olan Profesör Levy ba sergide renk cürcunaiiyle talebele rTİn eserlerini reklâm etmemiş, daha gi yade desen ve tekniğe kıymet veren bir sanatin nümünelerini vermiştir Renk, cemiyet gibi iki büyük renliteden aldı. & ihamlarıdır. Biz bu vergide talebe nin denen ve teknik sahasındaki kabili. yetini ve bu kabiliyetin inkişafını gör. mekteyiz. Daha yiksek eserleri ancak bu kabiliyetin inkişafmdan sonra bek. Miyebiliriz, Kütüphöne odasını eden yağlı boya resimler ekseriya iki üç renk kul lanılarak meydana getirilmiştir. Bu te vara sanatta canbazlık yapmak füze mu hişsedilmediğini göstermektir. Bu mu bilhassa yağlı boya tablonun dese nini de yanına koymak suretiyle tale - benin hile yapmadığını, tabiate sor de. rece sadık kaldığını göster z Bu şubede dikkate değer noktalar. den biri de #alebemin muasır sanat #hniyetini, amlarını, revfiteden, ta. blatten almış olmalarıdır. Bunu bir ku sar telâkki etmek, reatitaden kaçmak, realitenin yüzüne mistik ve döğmatik bir peçe örtmek otur. Zaten Türk sana tmın bügüne kadar uğradığı İnhitatn sebebi, renliteden kaçması, döğmatizm ve mietisirim rimeli ile görlerini kör et mesinden doğmuştur. Realite korkanç delildir, resliteyi görmemek korkurç- tar, de verecektir. tamnısiyle yeni ©. Talebenin Eserleri ve Muallimlerin İle Bize Teknik ve Sanat Bakımından Büyük Bir Başarının Başlangıcında Olduğumuzu, Fakat Adimlar Türk teryini sanatlar çizilmiş ve yaptırılmış küçük masa, balı ve abajür ından son derece muvsifak olmuş eğerler arasında saytlabilir, Alçak ka. bârtma vücutlar, tam vücut heykeller, talebe eseri olarak insana hayranlık ve rek kadar güzeldir. “Temmuzun başlangıcında Sinan #bi. desi için yapılan müsabakada, bn go- benin mezunlarında Hüseyinin, Avru. tahsil etmiy heykeltraşiarımızın i iştirak ettiği ba müsabakada bi - rinciliği kazanması, bu şubenin verdiği semereye bir nümune olduğu gibi, bire yeni heykeltraşlarımızın kompozisyon. larda da muvaffak olacakları hakkında büyük ümitler vermektedir, Mimari Şubesi; Gersinin ehemmiyerle zerinde &9 rolncak şubelerinden biri de mt mridir “Akademinin ehemmiyet, alt katla bir salonda, bir iri odasi siöktenna 'biitlin İkinci ket bu şubeye tahsis edilmiş olmasından da anlaşılmaktadır. Üçüncü sınıftan be pinci sıralı son sömesirine kadar ia lebenin yaptığı projelerin mühim bir kısmı, konferans salonunda da bu se ne mezun olanların diploma projeleri gösterilmiştir. Bundan başka vasıl esaslı bir teknik öğrendi; irtmek icin, mühendislik bilgisi, pers pektit, betonarme, istatietik, şehireıik vazifeleri ayrı ayrı duvarlarda teşbir edilmiştir, Mimari peofesörlerinin ve esislanlarının eserleri de ayrı duvar larda yer almıştır. Ba serçiyi bir defn germek telebenin bir sene zarfında yaptığı “atbiki mesai Jan bu yabede de sratkârlarım nin ne kadar yorucu bir dikktle mev. hususunda tenliteye sadık kalmak yös-|dana getirildiğini göstermektedir. Şe ter&kleri gayrete şahit oluyoruz. V3 | hircilik kısmında Seyfi Arkan tale inin, Cemal Nadirin, bifhapsa akademi | beye Yaptırdığı mrhtelif projeler ars memurlarından ihtiyar Mehmedin poz. | sında bilhassa Üsküdarda İskele may — Hakhısmız, dedim: ufak bir “şe |kerleme,, yapayim Fukat Udalpar da e adar gözel ki, Eollicott içini çekti; — Ab. dedi, Desdemona hiç bu fi- kirde değil, — Nasil? Bu şehri sevmiyor mü? Arkadaşım yüzünü buruşturarak: — Şekerlemeden evvel beş dakika gilterenin Hint okmeanımu. dilem teke İpin üstünde viye edilmiştir, Kaplan, zahalle çocuklarmin arta” teknik bakı .İdanının tanzimi vazifesi (Tİ) HİN bir ted Karış Karış.. TTefrika No. 49 sında kükrüyor, titizleniyor ve rinci- rini . Bans iki gün zarfında hayli serpil- raiş gibi geldi, Hollicoli kaplanı gözünden kaybet. miyerek, kestiği yerden sörüne de - vam etti: — Ne oldu? «- İkikinin de kalçaları çıkık, bel leri tertmuyor, — Neden böyle oldular? — Kaplanla oynaştılar. Gwendoline çok iyi bir hayvan, fakat me de olsn bir tanüvar.. Hattâ tam zamanında yetişmesem... — Desdemona'nm bundan haberi ver a? — Çok şiikür yok. O #inoları hüm- Tasi romatizmaya - tutulmuş sanıyor. Eğer bilse felâket, Zaten kedi cinsi diye kaplandan efret edi- yor, — Hani arslan #stiyordu? — Ona göre arılan köpek cinsin- den imiş,, Simdi bunu be yapacağımı bilmiyorum, — Hayvanat bahçesine gönderin, D DİYARINDA Attığımızı Gösteriyor tis olarak çok kuvvetli bir eserdir. üitün bu rmesaj sranmda dikkesti çe ken etütlerden biri de milli mimari rö- Wöveleri sergisi, mran'limlerin kıymetli eserleri, bilhasın Şiitenin mektep mi marsi hakkında teşhir ettiği eserler dir. Simdiye kadır Türk evleri özerinde yapılmış ciddi etik hemen yok gibidir Varsa bile pek ardır. Esk: evlerimizin «oğu ahşap olduğundan ya harap ol gm, va yelr'maş, yahut yileterilmiştır. Zaten erki devre al: sivil bir mimari miz vardır diyemeyiz. Sor bir iki asrın &vlerini ve saraylarını, fotoğraflarını plânlerımı, tezyinatını böyle dir kolek. siyonda toplamai ilim bakımından çok dekerli bir teşebbüstür, Fakat mili bir mimari yapmak mevrus bahsoldu. ğu zaman bn eski mümünelerin hayati yet kabiliyetlerini ölçmek ilzmdir. Mi Rejiyonal bir mimari ancsk devrin Hktısadi ve içtimal şartların dr sına mecburiyelindedir. bu ayyen bir devrin musyyen bir mahitigi ihtiyaçlarına cevap verön mazinin esef| " lerinden ancak şekil itibariyle baze ik bamlar alabiliriş, Fakat bunları barün. ihtiyaçlarımıza uydurmak mecburi yetindeyiz. Ön altıncı, on yedinci asın. da yapılmış bir “Türk evi, bagiinkli "Türk evine moğel değil Mi bir mimari yapacağız diye, eski Türk evi, nin ne teskilâtrmr, ne de © gönlün ibeğ yatlarından doğan heremlik ve selim bk bünesiyetlerini. ne de medir ve iç dö) yerne şekillerini alabitiriz. Bu sahada yapılan etütler. Türk mk larm bugünkü haya'a tatl , ü iktesadi ve sosyal şartlarla, ihtiyaçlarla telif edilemez, Tezyini fide de tarihi kopye değil, ancak tarihe ten İkimlar alarak, bugünkü ihtiyaç lara göre bir Türk etili, bir Türk ku #asiyeti yaratmıya muvaffak olursak, Türk mlmari sanatma büyük bir biz met etmiş oluruz. Bu sergide teşbir e dilen öl e bunun bir yer olur ümidindeyiz. Se Gis sanatlar Akademisinin teş » hir ettiği bu sergi, talebenin eser leri, muallimlerin faaliyetleri, bize tek nik ve şanat bakımından büyük bir ba. sirem başlangıcında olduğumuzu. fa. kat ileriye doğru İuvvetli adımlar at luğımızı göstermektedir. ğer gerek dini, gerek milli doğmalara bağlanmaz, sanatın hayat ve Cemiyet içinde inkişaf Ona yer verirsek, mazinin düştüğü he talardan kurtulur. maziden aldığımız ilhamlarla yeni bir Türk sanatı yarata. bilirir, Güzel Sanatlar Akademisinin teşhir ettiği bu sergi, bise bu ümitleri ver mekte, — Onu da İstemiyor, Günahtır di- yer, Bu Desdomoaa dn sirirlerime &0- kunmıya başladı. Düşüncesinde devam eden Hollicoti- — Hayır, dedi, BİT çere var: Kap- lan ormanına götürmek, Orada ken- dine şakalarına dayanacak ufak ar- , |kadaşlar bulur, — Uzak 202 b orman? — Gürünürün önünde, Göl'den ya- hut buradan şörülen yer, — Nasıl? Bu sekin çiçekli dağlar. — Ya,, Hepsi vahşi orimanlardır. Oralar! iaharana'nın husus avlana- enk malikfinesldir. İşlerseniz yarım Desdemana'nin kendini uğdurduğu sialle gider, kaplanı birakırız, Arkadaşım birez düşün ve den- #zlikten aldığı sevkle içini gekerek iv etti: — Ah, DU Krusetit Acaba sevdiği- miz kadmlar, sevmediğimiz kadınlar Kadar tahammmülferma değiller mi- dir? NE Sekerlemeden sonra gideceğim 8 - feda Holilleott'un elinde bir fotograf makinesi ile beni beklemekte oldu- ğunu gördüm, (Devami var) Mahkemelerde: Adamcağız, İntikamını Almak İçin. ahkeme tatit, ki Kızının in, ediyirler, Üzer « ridorlar Tenha, YAZAN: Terinde hiçbir vakit kapılar kapalı, Ayak m id, sesleri ve konuşmalar en yapıyor « tiz bir aksi seda yapt İFFET ALPASLAN lar diyelim, tanıdı « yer, gelip Ecçenlere adalet evinde olduklarını her günküm den daha kuvvetle hissettiriyor, Telâş- Ja gezinenler şuraya bureya koşuzan. lâr yok, Herhüngi bir iş için veya bi. rini görmeğe gelenlerin bile yüzleri kspalı. Suçluların kelerçelendiği mah | Terin yüzlerinin kapanmasına acap, bir nebze de itiraf edilmemiş suçların vir. danlars çöken ağırlığı mı sebep? Tâ karşıdan, nöbetçi ağır ceza mah. kemesinin önünden, bir grup sökün et. ©. Beş tese Jandarma etrafı postaları nın sesleri çın'atıyor, yanlarında! gekiz genci sürüklüyorlar, Hiçbiri yin) misini aşmamış sekiz genç kelepçeleri. bin ağırlğı İle her adımda biraz daba çamura çök gibi merdivenleri in. diler. Her gören durup baktı. ah etti, “yazık., dedi, Yalnız yazık bu gençle. re değil, yazık bizlere, yazık bizim çe miyete Ağır tem mahkemesinin Önünden onlar uraklaştı. yenileri geldi. Bir bankta yirmi iki yaşlarında ke lepçeli bir adam oturuyor, diğerinde 25 ile otur aray iki le. Bunlar ke. lepçeli değil ve başlarında Jandarma İ beklemiyor. Halk etraflarını almeş, Bi. Tas yol göstermeğe biraz da dertlerini | öğrenmiye çalışıyor. Tevazuda bir hayli cömert olduğu an laşılan efendi irryafetli genç bir bay, “kardeşim,, diye hitap ederek dertlerini İsorda. Anlaşilan mahkemeleri olmuk. taymış, hâkimler İstişare etmek Gzere bunları) birkaç dakikalık dışarr çıkar. Baş tarafını dinleyenlerden bi. . “üzerlerinde pirinç bulunmuş, Bi lar polis mahkemeye vermiş, ama çal. diklerın: ispat edemiyorlar yalmız bır. sıslıkla itham ediyor, Bunlar mavnala rm İçine dökülenleri topladıklarını söy Hüyorlar,, diye izah etti. *»X Mprraola resmi bir müesseseye, pl cinç makliystı yapılıyormuş. Bunlar da orada hamellik ediyorlar * op, Mavns başalıldıktarı sonra dibinde kalanları toplamalarına ber zaman mür snade edilirmiş, bu sefer de dökü'en pirinçteri toplamışlar, Polis bunları ber zaman toplandıkları kahvenin ocağı &- nünde ceplerinden pirinçleri boşalır larken yakalamış, “Nereden aldınız bünları” demiş. Mavnadan topladıklar rr söylemişler. Polis mavnayı gör. mek istemişse de rıhtıma indikleri zö- man mavnanın hareket ettiği anlaşıl. muş, İli arkadaş ellerinde beş alt ki. lo pirinç bulununen masum (1) oldule larını isbat edemedikleri için —o da ellerinde isbat edecek vasrta olmadı dından— polis hırsız olduklarına bük. metmiş ve mahkemeye vermiş, Dinle. yicilerden bir inzibat neferi, “çalamaz. İar ki nakliyat yapılırken başlarında nöbetçi durur, çuvallar da mühürlü dür” dedi “Siz mavnadan topladığınızı söyle - meğiniz mi? “Söyledik arruhalde yazmıştık... “Ama, bak şimdi hâkim sana bir di- yeceğin var mı diye sordu, söylemeliy. din, © vakit söylemedin... "Canım birader adamcağız hâkimin söylediklerini anlamıyor ki, bir avukat tu'sana,, Zavaliz hamal bana söyliyen gen - dn suratına halim, fakat alay vw edi. yorsun, der gibi, bir bakışia baktı, “Ba kadar pirinç çıktı yanımızda? “Sonradan tartiılar, Ben ceplerime doldurmuştum, Bir buçuk kilo imiş. Arkadaşım mendilini almış, beş kilo gelmiş, Çorba pişirecektik Polis mü dahale etmek üzere gel$iği zamn yan larında başka kimse yokmus. “Peki bunları demin hikinm neye söylemeğir.., “Eskiden söylemiştim.,, Kardeşim diye hitap eden genç, “Be- yabev, şimdi gene sorarsa söyliyeyim mi, Mavnadan topladığınızı, möbetgi de olduğunu? “Söyle tabii, her sorduğu zaman söy lev 4 Tekrar kapı açılınca içeriye yirmi iki yaşlarındaki gerci çağırdı'ar, Davacı mevkiine bir yaşlıca adam otur da, şahitlik etmiye de bir kadn geldi. Mabiemenin en nazarı calip noktası bu öçünün teşkil ettiği tabla idi, Kadın çingene dediğimiz insanlardan biri, Da sında kirli çaprazlama sarılmış örtüm. sü bir yey var, arkasının ortasına ka. dar sarkıyor. Elbisesi bu cins İnsanla. rn zerinde her zaman görülen yırtık, pirtik biçbir rengi ve şekli Glmüyan bir meslah.. Bu tuvaleti #caba mes te Köm olduğu bu yerde hür dolaşan fert) ka: ğım balk kütleleriniğ birine ait bir kıyafet te değil ki, lsr:r eskilerin! giyiyorlar diye dü ilim, Her nasılsa, hı görülebildiği kadar kirli yerlı parti bir çingene Kadını, Ayakları çeplak ve yaş toprak kadari ra, Davacı tıknaz orta boylu; het zenan görülen zerrevatçı. yoğurtça tiplerin. den biri, Saçı berber görmüş, tepe, ve orta açık, önünde bir tutam kavrulmuş mesır pliskiilli renginde saç var, Ayni renkte hir hayli run bayılan Üzerin de abadan bir kocuk cıplak ayakların da bir çift yemeni, Yerinde yarı kam Bur otüruyor, Bir (kelime söylereden | boşluğu “bakıyor, Görlerinde kendine göre ıstırap çektiği okunuyor, Milerim ex yakın bir tarifle dördün cü beşinci derecede bir bobuül, Gayet küstah bir tavırla içeriye girdi, fötr şepkâsımı masanm üzerine fırlattı, ken di de kanapeye yaz geldi. Hâkim şapka sm: yanına almasını ihtar eğince çekip. dizlerinin üstüne koydu, Ayaklazında im, vat ve mavi çizgili gömlek var Küçük parmağında da birkaç gremlık bir zülk. Bu kıyafet bir hayli âdilik ve ba yağlık biraz da parasızlıkla tabrif e dilince milerimin tam kostülmli meyda. Bs çıkar. Fakat her seye rağmen bu çocuk, ilk nazarda maalesef bir İse kek de tanmabilir. Bu çingene ka deni, ba yemenili, poturla adamla gid. kası me? , x * piti sahit Emine'ye “davâer ve meberimle akı liğr dostluğu olup ördü. “Evet, aktübamdır ba kadın, Dava <ıyı göstererek? "damadım. ;; "Kızına m3 tatayor?, "Hayır, kız kardeşimi. “Ha, enlşlen gu halde? “Evet ba çocuk ta orun damadı, kı rının kocası idi, Demek bunlar bir sile, Görümce; ka- yınbirader ve damat Çingene kadmı. fakir bir esnmf, ve bobstil bozgunu, “Ece anlat bakalım me oldu?,, “Febmi kürismi vurdu. üsler; ban koştum gittim. -Safiyeyi “yerde kanlar içinde gördüm, Öyle görünce fenalaş. tım, kapıyı çektim, geldim, “Bu kadar mi? “Bu kadar, “Vurarken sen görmedin mi? Kote İse orada değil miydi? “An hayır görmedim, © gitmiştir, “Neyle Vurmuş. “Tüfekle. “Bunlar eskiden nasıl geçinirlerdi.. “İyi geçinirlerdi.., * ahit sustu, hâkim sustu, Davacı zaten konuşmuyor, katil, bir & Jem, garda tren bekliyor samılır, Ne söylenebilir adam vurmuş, kadın ölmüş, davacı bir şeyler söyliyebilmek kabiliyetinde değil, şahit kadın, niçin soyadı olmadığı sorulunca bâkimle siz bana bir soyadı verin diye şakalaşıyor, “Bak davan bitiyor, Fehmi, bir diye- ceğin ver mu? “Var elendim. Ben vurduğum saman kendimde değildim, Buk onlar da ka. Tımla iyi geçindiğimi söylüyorlar, “Bunları daha evvel söyledin, başka?, Başka, Fehminin başka diyeceği ol, azdı. Mahkeme ceza ve kanunlar bak| kımdaki kulak bilgis! ona ancak bu dalauyı öğretmişti, Birkaç gün sonra karar verilmek üzere mahkeme tehir e dildi, Dsvacı dışarda, “Gelecek sefer artık avukat çağıracağılı., öiye söyleniyor du. Adamcağız kızım. intikamı için nihayet bu fedakiriğe katlanmıya ka. rar vermişti. Mübaşir burada görülü etmeyin diye onları koridordan kovdn Çocuklarmı sırtladılar paçavralarını v sürte sürte gıkıp gittiler, TESEKKÜR — Erzincan seebusu İskender Artunür gerek bizzat ce- Vözesinde ve gerekse mektüp ve tak srafla taziyette. bulunmak süretiyle kederlerimize iştirek eden zevati muh teremeye #yrı ayr cevap vermiye e- lemimiz mani olduğunun mehterem Bazetenirle bildirilmesini ve hürmet” lerimizin kabulünü rica ederiz, Ailesi efendi RAŞİT RİZA TİYATROSU HALİDE PİŞKİN BERABER Harbiyede, Belvü bahçesinde 21,30 da Yatakit Vagonlar Kontrolörü Komedi — $ — perde AZA 'Bu akşamdan itibaren 2 nci yeni Gedikpaşa : Yazlık amm», K sinema bahçesinde başlıyo, PROFESĞR e 3 ZATİ SUNGUR YUMURTADAN CANLI ADAM, ÇIKARIYOR Temsiller tam saat 9 da başlar kızıp da “armmi,, derseniz raman, her yerde) sötici TAKVİMDEN Bi? YAPRAK 3 Dilbazlık Cilveleri Yazan: ULUNAY “kaymaklı, feryadını ği. Ülrsenir, satıcının “büklüm bül * “İlim Tüle kaymağı satiıfını zannetme yiniz, Kayesık, sağece yoğurttur, “Tere yağı soyu, denilen kcayip nesnede “ata mut,, demektir, Buna mukabil birisme © adamın a denilmez, “bödem” deni Bir. “Büdemiin adı “süt” tür. Birisi yolda size: “Değirmendere çok sağ - bilmez, Onun için bu meyve “Alama” dır vesselim. Bazan snda “Aşlama binüuvzf, diye datılır; bir birine karıştırmamal, Nef'inin boğhunu vurdurduğü için ce ak Sadrirsm Buyrum Paşenın adi inar, a slem olmuştur. Günde ko parlar Bayrampaşa başlarına bakelm #ükancak bir defa kelleyi veren şairini #arlâsiyle ah: yerine gelmiş sayılır, Kiraz gibi nazik bir meyveye, meş « hur şeki Çakırcalıya yakışacak surette “dalları bastı, yolları kesti, diye ftirm atmak günah değli mi? Sade “Kaymak, yoğurtsn “sakız gibi kuru kaymak” dondurmadır, Şimdi böy le satılan dondurmayı eski usul büyük HE küçüklü iç içe kormuş çifte tabakla dondurma sanmayımız, Şimdi on kuruş mukabilinde size kâğri helvası bam « Gündin bir külâh içinde bir tutam tan İ demlik sunarlar, hes yalar, hem yürür, Hem de yolunuzdan kalmazsınız. Biraz sonra “bal skıyorl, diye bie ven İğiteceksiniz. Sıkın bununla köşe Başimdaki suyu kurumuş çeşmeden Lİ le devrinde olduğu gibi “serkencebin, denileni baf şerbeti akıyor ümidine'düş meyiniz. Bu müjdeyi verem “incir, gös tan bir köfelidiz Cümüdanvar? yeleğin sitemden” sekte kuşağının beyazlığını göstererek diy» seklere kadar seval kollarıyle geleni geçeni arşınlıyan biçem «dat deliknm enn: “Kuzu musun mübarrek?,, sual tablada dizilen toriklere sittir. Bu mecaz, istiare teşbih, kinaya bole Iuğu böyle devam eder, Meselâ sucu, hiç bir zaman “soğuk sal, demer; ya “heraret söndürüyorly Ger; yahut “dişleri donduruyor! yahut ve sadece “hayat “veriyor!, diye bi. Kelimelerde oynadığımız köşe kup, macaya rağmen bütün ba isimler yine asıllarını muhafaza ederler. Satıcı BİL mese de dildeki şive bunlara İstiare damgasını sağlam surette varmuşturş De kendi yanılır, ne de bizim yanılma mıza imkân vardır. “Bir adam kaynanası ölmüş; çene sini bağlamışlar, teneşiri hazırlamışe lar, tam yatağından katdırmezkiaer sr «dö esdım gözlerini nerms; hayata av. det etmiş; bir iki ay geçmiş; kaynana tekter ölmüş, yenider eşe dosta haber #önderilmiy; “eneşir, kazan kurulmuş; bu seferde kadıncağız teneşirin üstün. de doğralmuş; bir hayli müddet daha Yaşamış; nihayet bir gün tşkrar Azras il ziyarete gelmiş, Bu sefer damat yeni masrafa girmeden ölü bir iki bekletmiş, nihayet öldüğüne kanast getirerek yıkatmış, kefenletmiş, tabir tuna yerleştirmiş ve cenaze kalabalık. bir cemastle Eyübe götürü'müş, Tabut musallada iken bir sucu ahalinin yra- sında dolaşarak; “hayar veriyorl, bağırmağı Başlamış, bunu damat İş işltmez koşmuş — Ulan! Demiş. Sus! Ben kaynana. imi tanırım, Eğer kocakarı hayat verdi, dini duyarsa şimdi tabotun kapağını açar; yine kalkar, Hem bu sefer bir daha ölmek bilmez... mia abrUNA Male mukrum” kalmış olan Penarkahce hocanın bu münaneberiz ekl eaekı ve VE ede edeceği“ yüpherkadir Bapliyocak ve perar akyarsme kadar derle edecektir. Peryesike, elma “ve emare yapılacak pazar yürü de günleri“ eiemeler ensiler eypanac anbean berlen Ba ÇAM İri gr yl Pr gr e Kiki e ğe ği le yapcak # KÜREK TEŞVİK MÜSABAKALARI; anin. aaeanalımana” inis yan mi EE anda yazacak. ÖnlatrriranSölmeş E e ER Be Ge hi em Meali GALATAYAKAY. Yüzme BERENCE YAĞI —— Öalaemerap tp Geni 7, Birlecliği “ceran günü” yazmalı incide ir" bat gre ve mek tu İyarörmlerin nete, Said Keslerin Bir Kızı Dünyaya Geldi bluharrir arkosışımız Salt Kesler'in. dün gece Azerikon hartsbaresinde. bir kiz çocuğu dünyay» gelmiştir. Miz mİ miniye urun ömür diler arkadaşıs mazı ve refirasını tebtik ederiz MEVLİD — Merhum Tüzrgenersi Kemal Gökçehin kerimesi, eşim Sile veyda Gökoğlunur vakitsiz aramızda, ebediyyen kaybının kırkıner günü 0 Tan 297,942 Çarsımba günl Ankara da Haeibuyfam cumiinde öğle muris izni müteakip mevlidi okunmcaktir Eşl: Topşu Betteğmen Remi Gökeğik arms

Bu sayıdan diğer sayfalar: