13 Temmuz 1940 Tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 4

13 Temmuz 1940 tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ Sak Tariht Tefrika Türklerin elinde mBı'R MOJSKOF CARİ! Demirbaş Şarl Kahkahayla Güldü Bu cümleler tercüme edildiği ' teslim olsunlar, fazla kan dökül- zaman, Rus generalleri, Demirbaş mesine artık lüzum yoktur. Şar'i alkışladılar. Ve hepsi uzun| — Rus zabiti, tercümandan aldiğı izun reveranslarla teşekkür ve haber üzerine kralı selâmlıyarak arzettiler. karşısından çekildi. Ateş hattına Ertesi gün |kadar İsveç zal bu murah - Mizafirler geceyi çadırlarında, 'Ptta Fefakat ettiler. Bir ara ateş İşal, © sivarda bir siper içinde 'de kesilmişti. Yarım saât #onea ârdi. Pek az ayudu, emrettiği | Rusların sağ cenabı otuz bin ki- #abahın #aat üçünde onu u- İşiyle teslim oldu. General güler dırdılar. Borular çaldı... Kral, İyüzle, yanında 19 yaşında bir emir zabitini düşman içer-|çenç olduğu halde kralın huzuru- den geçirerek (Narva) kale-|na çıkarıldı. Kralâ takdim edil - göndermiş ve bu zabit de| di; sayesinde — içeri girmişli. iyar kumandana verilen tali tla o sabah düşman sağ cena- fına geriden darbe indirilecekti. || | Saat üçte İsveç ordügühında Lf ülar öttü. Kral, yorgun süva-, *iZi tebrik ederim düşmanın — sağ cenahıma — General, Almanca biliyordu: bücuma başladı. Ayni| — Haşmetpenah müsaadı Örgeneral — Rencild. darlerse Tatar Hanmn büyük oğ- iltihak eden Kont Pi- lunu, veliahdini kendilerine arze- — General Vöde,.. Moskof - ların sâğ cenalı kuntandam. — Mamnun oldum generi izumsuz kan dökmediğinizden, | İ | Gemlik (Hususi) — Gemlik- teki klüpler Beden Terbiyesi gesine bağlammaşlardır. 15-20 yaş arasındaki gençlerin daima — ve toplu bir şekilde çalışmaları halkevinin klübe ayırdığı oda kü- çük olduğundan, kaymakam Ze- ki Tayyare Cemiyeti binasını Beden — Terbiyesine — vermiştir. Şimdiki bina güzel ve büyük, ay- ni zamanda sahilin yanındadır. Alt kattaki camlı salona dâ ça- lışkan ve üstad bir müzik öğret- meninin — idaresindeki — Gemlik bando —takımı — nakledecektir. Gemlikte genç -Allah bağışlasın. goktur. Spor malzemeleri fazla- dır. Denizciler için Futa, şarpiler vardır. Fakat şunu teâkit ve işa- | Gemlikte Spor Faaliyeti Bilhassa Deniz Sporlarına Fazla Ehemmiyet Veriliyor | — Bunun sebebi, elele verip çalış- mak ol çi aymakam eski bir den kâtibi yapmıştır. Bakalım bundan sanra ne olacak... Önümüzdeki pazar günü Bur- sada yapılacak yüzme müsabaka- larına iştirak edecek sporcular ça- hıstyorlar... Üçüncü, dördüncü geç lince: Otobüsü kaçırdınıt! diye a- | lay eden öğretmene: Gemlik gençleri birinci gelse de bir di içıkarsam başka birşey istemem: |Buraadaki mubharrir Musa Ateşin küçük ağlu bile bize gece gündüz dua ediyor. Yakında Mudanya futbol takı mini Gemliğe — davet edeceğiz. Tüyüet ” ve” Hukük Yeni Fransız kanunu esasisi ok mühim salâhiyetleri haizdir. Fa- kat hakikatte şimdiye kadar seçi- len 14 reisicümhur bütün bu salâ- |hiyetleri kullanmaktan uzak kal |mışlardır. Filhakika reisicömhur- lar, nazırlarile idaresi hükümet ey- Hemektedirler. Ve gayri mes'ul olduklarından (Hiyanet suçu ha- Tiç) reisiclinihurun her emir |kararnamesinde, nazırlarından bi rinin imzatı bulunur, Parlürmento muvacehesinde mes'ul olanlar, |nazırlar heyetidir. Parlmanter - rejimin kaideleri |işte bu merkezdedir. Bua rejim e- saslarını kabul eden her memle: kat başka surette tatbik etmekte- dir. Fansız parlmantarizmi — İn- parlmantarizmi değildir. Tek meclise taraftar olan ha- |kiki tümhuriyet an'anesine muha- İlif olarak, 1875 te iki meclis fikri İzalebe çaldı. Restauration mecli- inden farklı olan bir yüksek mec- lit kabul edildi. Çünkü bu mecli- sin azaları eskiden olduğu gibi kral tarafından tayin — edilmiyor. mahdut bir heyeti müntehibe ta- rafından seçiliyordu. Sülüsü tek- tme- Tasviri Efkârın Hikâyesi tereddütlerin- den birini geçiren Samiye, apar- tımanın önüne geldiği vakit d muştü. İzzeti nefsine ve şerafine galip gelen açlığile sefaleti, egir içeri> diyordu. Samiye, asil his lerini bir kere daha yokladı, bir kere daha sefaletile açlığına ımağ- lüp oldu ve büyük demir kapıya sürtünürcesine yaklaştı. Parmağı- mt zile götürerek çalacaktı. Fakat İbiraz ileriye çıkan dirseği, kapı- İnin kanadına çacpmış. kapı hafif- ce aralanmıştı. Genç kadın açık olduğunu gördü, kuvvetlice itti ayı. eriye girebilmişti. rtında, koltuk altları sökül- möş yün bir bırka, altında damga damga lekeli siyah bir eteklik, ayaklarında iace çoraplar ve bi rzunları eskilikten kopmak üzerel bulunar ' i mksiz iskarpinler va: İrile bir daha mücadeleye başlı: iyordu. Önünde katlara doğru uza- yan, beyaz ve parlak mermer |merdivenlere nefretle baktı. İrkil- |di. Sokağa dönüyordu. Dışarda esen karlş karışık zehir gibi Tü da gözü çarpmıştı. Üşüdü ve ve General Levenhoptla be- Rus sağ cenahina atılmış nuyordu. -Harp bu cenahta kanlı bir şekilde saâtlerce de- etti. Bir atalık bir müfre - General Levenhopt kralın una geldi: — Haşmetpenah, dedi, Haber ki Çar Petro, kırk bin ki- üzerimize geliyormuş. Sağ n oluz bin kuvvetile kra- n kuvvetleri arasında kalmak ikesi var. Demirbaş Şari, kahkâhayla tüldü. General, kralın sevinçten dırdığını zannetmişti. Kral, gül- e devam ederek Leven - — Dostum, dedi, Çar bu ha- ri henüz almamıştır, aldığı za- , £ eğer kaçırmazsa, bu adam, lenildiği gibi mutlaka aslında b dir derim. — Haşmetpenah. Bizim het çe- güğmen tedbir almamızı emir iyurmazlar mı? — Hayır Levönhopt, tedbire yok, biz Moskofları imha ceğiz. —Biz tasrruz edeceğiz, | dimizi hiçbir zaman ımüldafa- lüzum görmüyorum. Müda - düşündüğüm gün harbi kay- d farzederim. — — Haşmetpenahları yalnız ta- dan — bahsediyorlar. Harp ninde müdafaanın lduğu- müsandelerile arzedebilirim. -— Evet amma general, o biza değil... Müdafaâ Danimar-' ırın, Polonyalıların, Moskof- işi, bizim san'atimiz taarrur hücumdun Bu sırada doludizgin bir İsveç ti şu haberi getirdi: | — Haşmetponah... Moskofla- sağ cenâh kumandanı kendi rini karar; gönder - rgühumiza Mühim bir teklif arzede - — Başüstüne haşmetpenah. — Emir zabiti atının dizginlerini kerek geri döndü. On dakika yorgun ve perişan bir Rus rütbelisi, kralın huzurunda ni selkmi ifa etti. — Tercüman getirildi. Teklif an- laşıldı. Moskof sağ cenah kuman- deyim... Bu prens, siyah saçlı, geniş ©- murzlu, uzun boylu, eemer tenli, genç ve yakışıklı bir kimseydi. Kral, bu gence baktı. Moikol- Jarla niçin beraber olduğunu an- lamak istedi. O zaman GCeneral Vöde arzetti: — Haşmetpenah.. bu genç prena, haşmetlü — Çarımıza iltica etmişti. Türklerin kendisini öldü receğini umuyordu. Esasen halk kendisini bübannın yerine geçir- mek de istiyor. — Bu genç ptese Stakholmde kalacaktır. Onu Çarınızla aramız- daki dava bitinciye kadar rehine olarak tutmıya mecburum. Siz de Bir çocuk tren altında kalarak öldü Burdur (Hususi) — 0/7/940 sah günü Karakuyu istasyonun| dan Burdura hareket eden tren Çapah istasyonuna yaklasırken tren yolu üzerinde durmakla o- lan on bir vaşlarında iki arka - daş tren tâm üzerlerine vakla- Şınca birdenbire biri diğerini i- teek trenin altinda kalmasına sebebiyet vermiş, kendisi kar - kusundan kaçmıştır. Tren hemen durdurularak |- çeri alınmış ve çocuğun ilk te- davisi yapılmıştır. Cocuk ağır yaralandığından tren Burdura yâklaşirken öl - müştür. İcap eden tahkikat ya- pılmaktadır. tar seçilebilen âyan meclir busan meclisinin teceddüt ateşini - tahfif ve teskin adecek ve divanı ret etmeden yazıma devam ede- | miyeceğim: Deniz takımları ha-! ziran ayı geçtikten sonra denize Mudanyalı sporcuların haberi ol sun, şimdiden çalışmıya İagk İdürdi |merdivenlerden artık ne oluramn u. Geriye döndü. Bu mermer| inmiştir. İsporcular var. Futa var, şarpi var, m eden bir belediye reini var, her gün aporcularla klüpte temas eden her türlü yardımı e- Böyle olduğu halde haziran geç- h şonra futalar denize iniyor- Bunun sebebi!.. Bir Cinayet İzmir (Tasviri Efkâr) — Di- tütün amelesinden Süleyman JJoğlu Yaşar, geçirasizlik yüzün - den metresi Gelibolulu Nuri kı- zı 30 yaşında Saniyeyi ekmek tak öldürmüs, kavga esnasında ayırmağa çalışan Osman kızı Ümmü'yü de ağır surette yara- lamıştır. — Yaralı hastahaneye kaldırılmış, kati! de kanlı bica- iile yakalanmış ve adliyeye ve- rilmiştir. Menemende bir kadın cesedi buluneu İzmir (Tasviri Elkâr) — Me- nemen kazasının Karakuyu ci- varındaki Foli gölü içinde genç bir kadın cesedi bulunmuştur. Bu cesedin avhi köyden 80 yâ- şında Raziye Sarızeybeğe ait ol duğu anlaşılmıştır. Üzerinde yara, bere yoktur. Tahkikata devam ediliyor. | © NE PİŞİREYİM? e Patlıcan Kebap BU kuşbapı doğradıktan sonra temiz. Jeyip bir tencezere kaşmalı ve bir fincan da sa ilâve etmoli. Bir müddet yişlikten Sonra (yarım tast kadar) Jolan eti ve soğam içine atmalı. Birkaç İdamates suyunu da koyarak tencereyi Kapeyıp pişiemeli Azamıl bir santta ha- fit Wkep üzerinde pişmiş ohur. Pa aten Köftesi General Vöde, eğer haşmet- (düzm açıp karıştıra karığtıra kavur- — bittederi güzelce haşlamımı ve üze- sini mazhar kılarsa 30 bin teslime hazır olduğunu kış — Demirbaş Şari, hiç soğukkan- D bozmadan — tercümana Et yağlı değilse tencerede az yağ kalır: krâl, dün Rus generallerine İmalı. Birâz tovanı da imse ince döğrü- çindeki kabuğumü temizledikten sonra Iütuf gibi bir nimete yıp pürmbe oluncrya kadar kavurmalı. / bir kap içlede güzelce ezmetklir. Buna, ezerken birar domates suyu, rendelen- Çok çalışmak — istiven| ” Dikilide Feci | Kİ İböyle olünca bir kaşık tereyağı koy- miş kaşar peyniri ve kuyılmış maydi |mâlı. Pişen soğanla öti tencereden çi-morz ve tur. birez da bahürat konür. İkarinca o yağ kalır. Pazdlıcanları âyık- | Böylece hazırtaran hamurdan köfteler İlayıp kişer pormak kalırlığında Yü-İyapılır ve galataya veya pekeimet to- ır. Çünkü Gemlik futbol takımı- n İskender; «Ben ÜÇ gol atacağım» İnm başına geçei e aşıma diyor. Birinci deniz yüzmelerinde ota-| (İntihap vsülleri - çok değişmiş- sirgemiyen bir kaymakam var.. , büsü kaçırdık. Allah vere kinci, | tir). Her meclisin kanun yapmıya İsinde ve futbol maçlarında kaçıı masak... Kardeşini Öldüren Adamın Muhakemesi İzmir (Tasviri Efkâr) —— u. zer kursunile öldüren ve |Tevhideyi yaralıyan H loğlu Mehmet Kat kemesine — dün karısı , Huseyin cadağın muha- sehrimiz Ağır tir. Suçlu evleneli virmi yedi gün olduğu halde kardeşinin karı « sile işaretleştiğini, bu hallerin a artlığını söylüyerek: Bir gece onları münase betsiz bir halde #ördüm. Prtesi gün bağa giderken karzımı bir| ağac altına çekerek isti İ tim, her şevi inkâr Asabi- yete kapıldım, onu bicakla, göre | İbeğ verindeb varaladıktan gon- İra bağa kükürt serpen karde - sim Abdürrahimin yanına Kit - tim, hakikati sordum, Altı Çön cük kbobası olduğunu, kardesi - İnin karısına göz koyamıya HN aa d vamıyacağı- — Sen bu namussuzluğu yap- tın, benim yuvamı yıktın! Diyerek cifte tüfeğile onu vurdum. Sâhitlerin de sözle - | Ideydi. Muhakemiı < ĞĞ;JSZ âli ün talebi ü- zerine gizli bakilmasına ve ba, karar verilerek muhakeme baş- ka bir güne bırakılmıstır. İzmir (Tasviri Efkâr) — Şeh- rimizin bazı verlerinde pas çık- a müptelâ |hububattan — mümkün n:;dvîı:; |kadar fazla nümune avrılarak Ankara Ziraat Enstitüsüne gön- ilmiştir. 'bunları âk vazifesini görecekti. | Meclisi meb'usana gelince, bü- n vealandaşların doğrudan doğ- ruya verdikleri reyle seçiliyordu teşebbüs etmek salâhiyeti vardı. |Yalnız mali kanunların evvelemir de meclisi meb'usana arzı ve ka- |bul edilmesi icap ediyordu. | Parlmanter rejğimin — esaslarına İnazaran her iki meclis kuvvei ic- raiyeyi kontrol edecekti. | Hukuki ve siyasi bakımdan de İğersiz olmuyan bu kanunu esasi- İnin umumi hatları işte bunlardır. | Uzun çalışmaların ve münakaşa- kilide İsmotpaşa mahallesinde |lada kardeşi Abdürrahimi may. İların mahsulü olan bu kanun, müuhtelif kuvvetler at gin ter ü istihdal elki icrai kuvvete bir üstünlük (bahşediyordu. — Fakat — an'anevi bıcağile ağır sürette yaralıva -|Ceza mahkemesinde başlanmış | ( Tefriki kuva) prensipini mahfuz bi ulunuyordu. Onunla, azimkâr, gayretli, çalışkan Fransa, harabe- İerini imar, imzalamış - olduğu muahedeye aynile riayet ediyor, istikbalinin başlıca meselelerini -hele alıyordu; ve büyük milli men- fantler, siyasi idealleri faa eden fırkı müda- r sayesinde, ser- tasvibine arzediliyordu. Maamafih kanunu esasi hiç ha- tasız da değildi. Ve hâdiseler bedahet — mertebesinde meydana çıkarmıştır. Amerikada bir mlilyar 162 milyon dolarlık altın birikti New-York, 12 (AA) — Ge- gen temmuz ayında Amerikaya gelen allın stoklarının kıymeti bir milyaz 162 milyon dolara baliğ olmuşstur. Bu paranın 713 milyonu Kanadadan, 128 milyo- sillerinin dertleri İzmir (Tasviri Efkör) — Mo- nemen müstahsilleri arpa ve yu laflarını satmak hususunda cok sıkıntı çekmektedirler. B. Naz- mi Topcuoğlu, kendisiğe yapı « lan mürâcaat üzerine arpası o- lan müstahsillerin, mahsulleri - | best şmünakaşa rejiminin — nazanı | nu.da İngiltereden gönderilmiş! z sahitlerin dinlenilmelerine " olsun yukarıya çıkacaklı, yürüdü. İki katı çıkmıştı. Üçüncü kata geldi. Cevizi bayalı tahta kapının üstündeki küçük sarı bi yazılmış isi adı ü İgörünmek için. kendini topladı. gçehresinin hatları mun , şedi ve genç Kapiyı, beyaz önlüklü şık bir hizmetçi kızı açmıştı. Vaktile ev banımlığı yapan Samiye, kargışın. daki şık kızın hizmetçi olduğunu! anladı. Onunla kendi arasında yaplığı giyiniş mukayesesi, içini sızlatmaştı. Hizmetçi kız sordu: — Kimi aradınız elendim? — Ş$ey.. Nihat.. Nihat bey ev- mi acaba? — Buradalar, kendisine söyliyeyim sizin için efendirm. Genç kadın tereddüt etti. lemi- İni söylemek istemiyordu, fakat iyledi: — Samiye dersiniz.. Bir dakika sonra hizmetçi, onu çyalarla süslü bir odaya al- ne aş — Biraz bekleyiniz efendim. |Şimdi gelecekler.. Samiye, bu ilk müsait vaziyet karpsında ferahlamıştı. oturmamıştı. - Duvardaki İresimleri. l İElinde sigazası, kaha ve boyalı dudaklarile Nezihenin portresini İgördü ve ürperdi. ö , bir lüks tavuğu- 'nun ta kendisi.. Güzel ve haşmet bir resim.. Uzun kirpikler ve pı Nihadın kendisinden sonu İkarım, işte karçısında.. Güzel ve üpheli kadınları, az çirkin fal asile yaşıyan kadınlara tercih etmiş olan Nihadın yeni karısı, iş- te gu resim.. İşte az evvel, ken: İsinden şık bir hizmetçi kızını da Beride masanın üz. addil poker fişleri, camlı olapta yedi. sekiz tane ıslak viski adehi dürüyor.. Yikanmamiş- Jlar.. Belli.. Dün akşam kadınlı er- İkekli toplanmışlar; içmişler, oy: namışlar içmişler.. Oda, kalorifer. le ilıklaştırımış. — Hoş | kuları, odanın havasını iyice dal: durmuşlar.. Güzel.. nefis ve parlak... |di İk: | aki St Samiye, beş senedir küçük yav- Tusunu ve kendisini beslemek için bir lokma ekmek bulamadığı, kö- mürsüzlükten tir tir ütrediği gün- |at banka deposuna vermek su-, retile avans alabilmeleri için e- mir vermiştir. Menemen kövle- rinde, yahat diğer mahallerde- İvarlak yuvurlak — dağradıktan — sonra — Generale söyle.. —bihinler tencenödeki yağın içine atarak bir ki, İsveçlilerin Krah herkese kar- ti muameleyi yapan bir in - Müddet —yağda — kızardixtan — gonra . Müsterih olsunlar. Derhal içine biraz tuz Hâve edip hazırlanmış İBiR FAKIR — KIZIN HİKAYES? Edebi Tefrika No. 72 Zaten — Behire de yalnız hatin şakalanna, — cilvelerine e « ilk günden çırçıplak erkek- hemmiyet vermiyor, hep doktorla n gözleri önünde kumlara se-|meşgul oluyor, onunla sohbet et- Hilemokten utandığı için değil, kıs- mekten zevk alıyar gibi görünü- n de Nadide Hanımla Sema - yordu. n rekabet - hislerine meydan — Bugün doktorla ilmi bahisleri memek için denizden çıkınca bırakıp siyasi meseleler konuş- giyinmiş ve biraz uzakta 04 'maktaydılar. Fakat siyasi bahi tu. lerde daktorla Vecihini Semahat, ağabeyisinin de ora- da fikir mutabakati olmadığı der- bulunmasına rTağmen Vecihi|hal göze çarpmaktaydı. gakalaşmaktan, mütemadiyen | — Doktor, bütün serbest menlek ” yapmaktan kendini men- sahipleri. yani kendi çalışmaları, nemekteydi. Fakat Vaecihinin'şahsi gayret ve kabiliyetlerile ha- di olduğuna şüphe yatlarını temin edenler gibi siya- O, zaten hiçbir vakit fazla xi ahval hakkında hür düşüngeli, (göstermemiş olduğu Sema-/hür sözlü bir adamdı. Vecihiye » |memleket guna bulanır, ayrıca yumurtaya dü ba- trılır, tereyağında veya iyi eina zeytin- yağında kazarlılır. Sıcak sıcak yemak Yazımdar. zelince o, bir htikümet adamı. bir) memurdu. Bütün servet ve ikbali| hükümetin Tütaf — ve âtfetinden bekliyenler sınıfına dahildi. Onun için siyasi herhangi bir meselede kendi şahti düşüncesi olamaz ve yahut olsa da, eğer bu düşünce, hükümet siyasetine aykırıysa onu hiçbir vakit söyliyemez ve müda- faa edemezdi. Onun nazarında hükümet her ne yaparsa iyi ve müvafıktı. Halbuki Vecihi, tah- #li. Avrupada uzun müddet bu- h ası, bür iki icanına vukufu, Avrupan i haya - tını ecnebi gazetelerinde munta- zaman takibi itibarile — herhangi meselesi — hakkında dahsi ve çok esaslı fikirler sahibi olabilecek bir seviyedeydi. Öy lmakla beraber, doktorla mem eketin iç meseleleri " hakkınd müdavelei efkâra başlar başla - yük bir görüş ve düşünüş farkı olduğu meydana çaktı. ecnebi " Ankara, 12 (AA) — Zangul- dak - Kıîzlu demiryolu inşaatı- İnin Emlâk Bank Yapı Limited |Şirketi tarafından deruhte edil. 'diği istihbar edilmiştir. Doktor, bir akşam evvel uzun uzadıya müsahabe ettikleri ada - müh, her meseleden vukul ve sa Tühiyetle — bahsettiğini — görerek böyle olgun bir muhatap buldu- ğundan memnun olmüş ve sözü uzatmıştı. Bugün de sevki kel, la bir memleket meselesine te - mas ederek muhatabının da, bir gün evvelki gibi kehdisini tasvip edoceği zannile hest serbest fikirlerini söylemeğe başladı. Fa- kat Vecihi, doktorun sözlerini bir müddet sükütla dinledikten son- ra nihayet cevap vermek mecbu- riyetinde kalınca. © sözlere itiraz etti. Bünun üzerine iki adam ara- sında uzun bir mübahase başladı ve bu mübahase bir aralık müna- kaşa şeklini bile aldı. Doktor, çok amimi ve çok dürüst düşünceli bir adam olduğu için fikirlerini çok açık söylemekte, betinden emin olduğu —mütalealarınınsa, muhatabı tarafından — esasından lâm- İzerhedildiğini görünce hayrette ki yulaflar da Toprak Mahsul - leri Ofisine haber verilmek gu- Fetile satılacaktır. Ofis, derha| memurunu gön- 'dererek yulafları satın alacak - kalmaktaydı. — Bu, aynile gayet yamuşak huyhu zannedilen bir a damdan birdenbire bir şamar ye- meğe benzemekteydi. Mübahase emasında Semahat te arasıra sö- ze karışarak hep Vecihiyi iltizam etmekte, öna hak vermekteydi. Doktar bir taraftan Vecihiye mu- sip addettiği fikirleri kabul etti meğe çalişırken, — diğer tarafı da kendi hemşiresinin de itiraz « larına uğradıkça sikilmiya — baş- ladı. Mazmafih, Hasan Fuat, si- erine ve bilhassa sözlerine hâ- bir adamdı. Zaten doktorlar ekseriyet itibarile — fikirlerine ve bilhassa sözlerine hâkim adam - lardır, bu da mekleklerinin pek ta- bil icaplarindandır. Bir doktor, sabahtan akşama kadar çocuktan yaşlı adama, kadından erkeğe her yaşta, her içtimal sınıfâ men- k insanlarla, daha doğ- asu birçok dertli insanlarla kar- glaşmak mecburiyetindedir. Bu dertlilerin hepsi kendilerini dün- sup bi leri, seıksız kaldığı geceleri, soğuk ——— ——0 ——— tır. Böylece müstahsilin, İzmire kadar gelmesine mahal kalımı - yacaki 'yaNIN en talisiz, en bedbaht insa- v addederler, kendilerinde olan hastalığın kimsede bulunmadığı, feleğin en ağır ârızaları kendileri. ne musallat ettiği iddia ve zeha- bındadırla â eğer mesleğinin icaplarına da vâkılsa, —karşısına çıkmış olan / her hastayı ilâçtan evvel, ruhan tedavi etmeyi bilir. İHler hastanın nabzma göre şerbet vermek, her hastayı, derdini söye p bitirdikten sonra mizacına ahvali Fuhiyesine göre teselli mek, ona, kuvvel maneviye- sini yükseltecek bir iki kelime söylemek, belki tedavi sanatinin en büyük, en kuvvetli ve en lü- zumlu cihetidir. Hastalarını iyi eden doöktorlerin - çoğunun müs vaffakıyeti, verdikleri reçeteden ziyade bilhassa bu usulü tedaviyi bilmelerinden ve onu çok iyi tat- bik ilmine üşinş olmalarındandır (Devamı var) uhüşina bir doktor, ve karlı kış günlerinde çamaşır yı- kKamak için, kapı kapı dolaşıp durduğu zamanları düşündü. Na- mus ve şerefini daima muhafaza etmişti. Nihadınkinden başka beş senedir hiçbir yabancı erkek eli, vücudüne temas etmemişti. G kadının artık sefalete tahamın kalmamıştı. Eski kocasından son bir insaniyetperverlik dilemek için buraya gelmişti İlk karşılanış üraitli ve iyi.. Fa- katNihadla karşılaşımca büyük bir sukttu hayale uğraraa.. Bu beci. Ebediyen aç ve sefil kalacak. Baş- İka bir koca da istemiyor. » Şimdi Nihat gelecek.. Bu halimle beni, bu odanın içinde gö- rzecek.. Bir, duvardaki Nezihenin resmine bakacak, bir, beni yu- kardan aşağıya süzecek.. Gülecek, istihza ile gülecek.. Benimm senin- Te alâkam kesileli seneler oluyor. Şimdi ben artık güzel ve nelis ke- dınlarla yaşamağa alıştım.. Senin le bundan sonra meşgul olamam.. Haydi bakalım gerisin geriye dön. Bunları söyliyecek ; yarabbi, Nihat bunları söyliyecek ha?.. Samiye üçüncü defa olarak ür- perdi ve sarsıldı. . Neziheyi, sık sık ahbaplarile takip ettirmiş, onun nerelı t tiğini de, kimlerle görüştüğünü de öğrenmişti. Nezihe, Nihatdan sızdırdığı pa- İralarla genç bir jigoloyu besliyor. u. Şimdi Samiye bunu, biran ev- ve Nihada bildirmek sabırsızliğile “|çıldırıyordu. t gelir gelmez, kucağına atılacak, ona: /oT Mmumun, senin © güzelliğine meftun olduğun ka- dın neler yapmakla meşgul.. Genç (jigololar etrafında. Bunun farkın- da mısin hiç? Halbuki bak, beri tarafta masum ve tertemiz karın, müthiş yoksulluklar içinde çırpı- map dürüyor. Mükaddes varlığın olan çocuğun, o da sefalet içinde.. Terket, terket artık bu zevksiz ve iğrenç hayatı da, bu kadını da.. Eaki yuvanı kur ve perişan olma- ğa mahküm iki canı kurtar.. Bu- mu yap, yap bunu Nihatl diye tü Bolki o zaman, Nihat, merha- met ve şefkate gelecek, Samiye- yi kolundan tutup dışarı atmıya- caktı. vev Kapıya bir ayak tıkırtıı yak- İlaşıyordu. Samiye toplandı. ve dimdik durdu. Kapı açılmıştı ve "|Nihat.. Genç kadını, bu bakikati, Ni- hadın yüzüne çarpmağa hazıtlan- mıştı. ihat, eski karısna koltuğu sterdi: kendi de karşısına geçti. adın çehresindeki hatlar çok yumuşaktı : — Ne iyi ettin geldiğine, dedi. ma © kadar hak veriyorum ki şirmdi — Ohl, Nihatt, — Nezihe, meğer bir gammaz- mış. Meğer benden mütemadiyen »para çekmesi, genç jigolosuna ye- irmek içinmiş.. Sarniye, sevinçten ağlamamak için, gülüyordu: — Nihatt.. — Kazıyı geçen akşam defet- im, Ve seni bana Allah gönderdi. eski hayatımızı te- ladın mı Samiye? "|larda onun rine, sanin muazzez varlığını do- laşır, göreceğim. Artık ilelebet mesut olacağız. — OhlL Nihat, bir gün sana tekrar kavuşacağımı ne kadar ü- mit etmiştim. Senin küçük N: 'boyuna baba, baba, diyip duru- 'or. at Benim küçük Nejadım değil mi? Nasıl iyi mi 6? Haydi Sami- ye kulkalım artık.. Kalkmışlardı.. Ni duvarya döğru ilerliyor- du. Nezihenin duvardaki camlı büyük resmini alıp, yere atmıştı. Kırılan camların arasından karto- mu çıkararak yatttı. ÖMER SELİM Tasviri Efkârın takvimi /|18 Temmuz Cumart |

Bu sayıdan diğer sayfalar: