14 Haziran 1941 Tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 3

14 Haziran 1941 tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

kaddestir. Türkiye, nüfus meselesini ; halletmek içim | lsrı komisyonu sarfetmiye Biemali. mecberiyelde Mi e bozguncuyu kahretmek için bir ta da faziletli bir ga- Geki teşevvüşü önlerine koyaca- :4,_, — Koordinaşyon heyi Ki Şin Bayan İnönü bu yolda- Yalnız bu kadar değil, muhte- V okuyucularım. Biliyorsunuz! | İstanbulu terkedenler âyseri, (Husust) — İstanbul. Sd”' kendi arzularile aynlıp yur- |dumuzun cenup ve şark vilâyet- |lerine giden bedava yolcu trenle- Ti dört gündenberi şehrimiz istas- yonundan geçmektedir. U yoku kafilesini samimi kilde karşılamaktadırlar. Küçük haberler Sabık Adliye Vekili Fethi Ok- yar, dün Liman İşletmesi Umum Müdürünü retle bir saat ka- dar görüşmüştür. ... Sehrimize gelen İzmir Gümrük Başmüdürü, dün İstanbul Güm- Yük Müdürünü ziyaret etmi: T ge- Haziran : 14 Cumartesi 1387 Rumt Haziran 1 e | lerde iaşe müdürlüklerinin Kaçakçıliğınmen'i hakkındaki| — Zi bir kanun lâyihası hazırlandı Bü kanunlar: bazı mıntakalarda lüzum görülecek eşyanın alım satımı me: Anbara 19 (Hususi anuhabirlmiz. dea) — Kaçakcılığın - men ve taki- bine dalr kanuna — ek- olarak * Güme rük ve İnhisarlar Vekâletince yeni bir kanun lüyihası hazızlanmış ve Mocline vevilmiştir. Bu kanun ler Heyetine vüsi mikyasla salâhiyet verilmektedir. Vekiller Heyeti coğrafi ve iktısadi waziyet ve şartları dolayısile kaçak- silığa müsait elan budut ve salıli. lerde gömrük hattından dahile doğ- ru B0 kilcmetreyi geçmiyen bir aa. Coğ ral;;î(ongresı Kongreniıı teşkil etmiş olduğu komisyonlar Mmesailerini bitirdiler Ankara 19 (Rurust) — 6 baziran. da Maarif Vekilimiz Hasan Âli Yü- celin riyasetinde toplanan Coğrafya köngresi, teşkll etmiş olduğu komis. yonlar vasıtasile çalışmalarına de- Yam etmektedir. Köngrenin intihap ettiği üç ko- ddayondan kitap ve okul dera kitap- bazırlık mesaisini tamamen bitirmiş gerek coğrufya Programları, gerekte ÖLA2 ders yılındk okutulacak olan bu günkü goğrafya kitaplarının tâdil, — tashih ve öğretmenlerin mütaleaları etra- fında yeni esaslar tesbit etmiştir. Terimler komiayosu — iki tâll ko- misyona ayrılarak, — banlardan biri İaşe müdürlüklerinin | kadroları Ankara 19 (Hurusi) — Vilâyet tazammun eden kararnameleri riyete girmesinden sonra bu mf Tük kadrolarınm. teslieti — etrafında hazırlıklar İerlemektedir. Bu arada Ankara, İstanbul, İzmir vilâyetleri iaşe müdürlüklerinin ta- yinine dair kararnamaler ikmal edil. mek Üzevedir. Fakat kimlerin tayin edilecekleri henüz malüni değildir Sıvas çimento fabrikası İnşaatında fazla mesal muhabirimiz. in bu İntişar eden blr kararnamesile Sıvaa çimento fabrikası — ingastında günde üç saat fazln mesal yapılma- sına müsaade edilmiştir. Natia Vekili bugün şehrimize geliyor Ankara 14 (Hust mukabirimiz. den) — Nafia Vekili Ali Fuar Cebe. söy bu gkşamki ekapresle İstanbula hareket elmiştir. Ankara 18 (Husus Hafıâ — Yahya, — kasabanın — belli başlı şahslyetlerdendi. İyiliği, —uy. sallığı ve nikbinliğile tanmmıştı. Kırkımı geçtiği halde henüz evlenme. mişti. Her işinde olduğu gibi avlen- me meselesinde de üsande etmemişli. —«Hafızım, mdiye kadar evlenmedin?> diyenlere «ka - der değilmiş!» dediği gibl «Ne za- mün evlencecksin?> diye soranlara da: <Kaderl> derdi. Galiba kader müsande etmiş ola. Cuktı ki bir gün münasip bir eş bul- mak İhtiyacını hinsetti. —Vi minle ve nasıl evleneceki mühim bir işdi. Koırkmı aşmış bir adam, genç bir kım almıya cearçt edebilir miydi!. O, büyle murazane- siz bir evlenme yaptığı zaman hu - süle gelecek müstakbel ihanet, ihti- mallerini, lâkaydileri hesaba kulmı. yordu. Hak ve aedalet zaviyesinden görerek bu bareketi kundine, vicda- mna yakıştıramıyordu. Çünkü entrk ka nedir bilmet ve anlamazdı. Kadın- Jarı yakından, ancak camide vaaz verirken veya mevlüt okürken gö - rürdü. Evinin bir odasında kirecı niyetile koydüğu, fakat kendisine, bizmetine baktığı içln — kira almadığı yar Hasibe Hatanu bir gece yanıı dardı. Hamm teyze, dedi, arlık evin sömaizliği beni sıkmıya başladı. Sen de çok İhtiyamın, işlerimi bir genç kadar göremiyorsun. BSenin benim işlerimi yapman da bana eza yor, sana acıyorum, Üzülüyorum. Hafıt bir türlü sadede kiremiyor- du. Çenesindeki hafif sakalını sıvaz. Jiyarak önüne hakıyor z gadını biran evvol anlamasını Kyordu. — Seni baş göz etsek artik eçli. dit Dediği zaman derin bir mefes aldı ve başını kaldırdı: — Kaderse olur! Dedikten sonra İlüve ettir . — Yalmız bakire olmasın! Günah, kendi teahhur ve İhmalimin seygie- Sİnİ bir zavallı genç kıza yüklemiye me bakkım var?... Seyyibe olsun, göyle düvak düşkünü, yirmi ile otuz arasında bir taze olsun,.. ihasına göre, . Vekil. | tir. " |den) — İaşe teşkilâtma bir haziran ça-| ha içinde ve Jüzamlu görülen saha- Tarda yabancı — ve yerik bazı nevi eşyanın ahım satım veyea bamı eşya- min imalini menedebilecek veyahut bu kabil eşyamın Haklini bir takım kayıt ve şartlara tâbi butabileeek- Vekiller Heyeti alım, satırm men edilecek olan eşyayı - zamagına gü ve ilân edecektir. İlâm mütecakip bu karara uygun — hareket / etmiyenler 15 günden 2 aya kadar hapis ceza- sıta ve 25 liradan 260 Hiraya kadar İpAra oezasına çarptırılacaklardır. terimler Üzerinde, diğeri coğrafi isimlerin imlâsı üzerinde çalışmala- rinı ikmal etmiştir. Türkiya coğraf- yazı komisyonunun da coğrafi böle geler ve bunların taksimatı etrafin. daki mesaisi sana ermiştir. Her üç komisyon da yarın (bu gün) toplanacak olan Coğrafya kon- | Sok gresi Umumi heyetine — raporlarımı arzedecekler, mesaileri etrafında İca hut vereceklerdir. |, Bundan sonra Maarif Vekilimizin köngrede elde edilen netice ve esas. lar hakkında — izahatımı — mütcakip birinci Coğrafya — kongresinin bir haflayı aşan mesaisi nihayete e- cektir. lışe teşkilâtlarının tahsisatı kabul edildi Ankana 18 (Husuzt muhabirimiz. 901 tarihinden iübaren bir senelik kadre masraflarile idare mascafla- vına karşılık olmük üzere 350 bin yakık bir tahsisatın verilmesi Ve- ler. Heyetince kararlaştırılmıştı Vakıflar İdaresinin Maliye Vekâletine devredeceği gayrimenkuller Ankara 13 (HHuruz muhabirimiz. den telefonla) — Mallye Veköâletin. Ve hazırlanan bir kanun esine Köre umuml ve mülhak bütçeli daire ve rafessestlerin tasarrufu hakkında Kİ tapulu ve tapusuz gayrimenkuller le resi Mellye Vekâl. verilmiş ve Emlâk ve Eytam bankasına dev- iş bulunan diğer Kayri men. Vakıflar idaresile — alâkası Maliye Vekâ. rafından Vakıflar umum mü- leti dörlüğüne 2 milyon lira verilecektir. | eeniniraecesenaDEnaanA SERSEERAMAAA seLena a sam n SRADAR S0 sAANA AKAL AAA SARAE A AAA ASAAEA EAnABALASAA. Hasibe Hatun arlık paçaları sıva- mişti. Ateşin üzerindeki yemeğinden fazla bu iş ana alâkadar ediyordu. Nibayet aranan bulunmuştü: İki zene evvel kocası bir otomobil kaza- sında Ölmüş, 24 yaşlarında geaç, Kü | zel, ckiden gürel, ciddi bir kadın Baz,.. Onu gören kadın. bile de; di... Dledeni nikâhtan sonra Hafis &- | fendi arkalaşlarımı toplıyarak bir de cimam nikâhı> yaptı, yâci İşi sağla- ma bağtladı. Bütün ömrü, günü Akıreti düşü. mek, oradaki yerini huzırlamakla geçmiş olun bafızın bir gün dünya evine girince yalnız geçen günlerinin zavallılığım hissetti. Hafız mesattü, menimundu. Karı- | zi hamarattı, kocasının Leşbikile ebir | İhuri kadara gözeldi, ama biraz ke- Berli, düşünceliydi. Bu durgunluğun. | dan başka hiçbir kusuru yokta. Ka- | Çeasına müthiş bağlıydı;. vasza, ko- dinh yosvlütlere hep beraber gidi onu dinlemekter zevk alırdı. Gün göçtikçe kadının durganlağa aytmıya Başladı. Nihayet bu acısmın sebebi de anlaşıldı:. Karnında bir |derd vardı. Güzden güne kern şişle yordü. Gebe olamazdı. Çönkü vle- | heti henüz üç ay olmuştu. Üç aylık hâmilenin karnı böyle hud dağı zihi İsişer miydi? Ne Hasibe hatun, ne de | hafız hu ihtöasli hatırlarına getir- | mişorlürdı. Herhalde — kadımcağızın | karnında bir illet vardı: Kaderim, kadertm. böyle Hmlş. Kaderde bu da varmış! ... Kırk yılda bir evlendira, karım derilendi!. Va: Zik, zavallı karım!... Diyen hafız bir gün karısımı dok. fora götlürmiye karar verdi. Bu, pok İşine gelmiyordu ama, — ne çaret... Zaton günlerdenberi <belki geçeri> ümidile beklemiş, karlamı, harimini döktora — göstermekten — çekinmiçti. Karıcığma kaybetmektense biraz mü- samaha sahibi olmak daha evlâ idi. Döşüncesini karısına söylediği ak- şam kadıncağız hüngür hüngür nğ- İamıya başladı. Hafizın eyaklarına (kapandı, — katıla &liyorda. Yofka yükrekli hafız, gözlerinde bi. riken yaşları göstermemek için ba. :Di-yarb_akırdaki faaliyeti Türkiyenin- kültür hayatını bereketsiz ve hattâ marazi bir merkeziyetten — kurtarıp hür, müstakil tefekkür merkezlerine kavuşturacak bir maarif siyaseti Ziya Gökâlpın Diyarbakırdaki faaliyetinden ilham alebilir İstanbul Üniversitesini temall e- den bir- heyetin — Dtyarbakırda ilmi faaliyetle bulanması, gayri ihtiya: ©n altı sene evvel kaybettiğimiz ya Gökalpi balırlatıyor ve onun dö- Bap büyüdüğü, içinde memleket me- selelerini düşünmiye başladığı dok- San sene evvelkl Diyarıbekiri düşüt- dörtüyor. Bilhassa, Xkendisinin te- kemmülü için çok çalıştığı blrlcik Üniversitemizden bir heyetin orı lavdz bulunayak dönmesi, böyle Matırlamayı daha 2lyade zarurt kı hır. Filbakika Omalüm — olduğa üzere Ziya, 1875 de Diyarıbekirde doğdu. 1900 inkılâbini müteakip İstanbula ve Selâniğe gekli. 1912 den sonra bayatını İstanbul Üniversitesine has- retli. 1919 da Maltaya gürgüne git- ti. 1981 de memlekele dönünce — bir müddet Diyarıbekirde kaldı. Müte- tekkirimizin bu Ikameti, Üniversite. mizin tarihçesinde olduğu kadar te- fekkür bayatımızın — mazisi için de ehemmiyetli ve bereketli olmuüş tur. İstanbul Üniversitesinin Diyaz. bakırda ilmi — fasliyette — bulunması hâdisesinin bise hatırlattığı, işte bu ikamet devresidir. Tatanbul Üniversitesinin dk Içti - malyat profesörü olan Ziya Gökalp, 1922-1923 yıllarıma düşen bu Ikamet esnasında Diyarıbekirda ne xibi Ü- niversiter bir faaliyotte bulundu? Bu faaliyetin başmda, her geyden evvel, Mondrda mütarekesinin tevlit ettiği bedbinliği izale geliyor. O zamanki Diyarbekiri ve Ziyayı iyi tanıyan, hattâ batıralarını da değerli bir a- raştırmasında heşreden muallim Ali Nüşhetin anlattığına göre — İstat- buldan gelen ve çok fena baberleri ihtiva eden gazetelerin hiâleti ruhiye karşısında Ziya Gük- , ekaranlık düşünesleri beyaz bir & külbetmekledir.> h toplantılar, kendi- Hiğinden tek bocak, bir halk Üniver- sitesine meydan vermiş, şehrin bir ilk mektebinin salonumda üdeta bir felsefe ve içtimalyat tedrisatı vücü- de gelmiştir. Ayni kaynak şöyle di- : «Ziyn Bey bize feltefe derel ve. u. Mevzülara tamamile yaban- € olanlar bile nat ahyorlar, sunller den sanra her yer de bir kaç senç bir mutlak © gece söylenen düre müavı Jarı üzerinde konuşarlar, münakaşa. Jar yapılırdı. — Bu dersler Gir aene kadlür böylece devam etti.r Fakat Ziya ipin Diyarıbekir deki b İkan 4 orailü pettiği bir mecmuz mühimdir. © zamanki Türkiy ne İstanbulunda, ne de Ankarasında Hikâye —<— KADER ——Enver NACİ şanı arkaya çevirdir — Ağlama karıcığım. ka d» varmış, inşallah geçecek. met Diye karısını teselliye çalışıyordu. Üöz yaşlarının him dinen genç ku. kipkirmis gözlerini, merhamet diliyen bakişlerile kocusnu çovirmiş. Ü. İçin için ağlıyarak süse Saşladı: — Karnımdaki derdi ben biliya » vüm. Beni düktöra gülürmiye kalk. ma, Şimdi sana kakikatı anlatuca « kım, İstersen beni evinden koğ, döv, öldüri. Ne istersen yapt... Sekiz ay önceydi. «Duvarekr kik yündeki Halama misafir gitmiştim. Halam ve çozukları ber gün aabah karanlığında — beni evde birakarak tarlaya gidiyorlardı. Misafirim diye beni gölürmüyorlardı. Ben de evde n yömeğini yapıyor, — ortalığı pluyordum. —Bir gön işim erkon Bitti, camm sikildi, tarlaya halayamn yanına gidezim dedimm, Şola çıktımı. Tarla köye epey uzaktı. Bir koruluk. tar göçerkon Önüme İrl yarı bir a. dam çıktı. Bana ne Üir yey sördü, ne bir kelime söyledim. Benl kavra: diği gibi, elile ağıımı kapıyarak bir hendeğe götürdü.. Genç kadın, kocaamın ayaklarına kapanıyor, öpüyor, tekcar hiçkırıyor. da... rde üzül. — Hafınm, ne dürüyoramn?. Ni çin beni Kovmuyorsun? Nedan beni Völdürmüyorsup?. — Hafız, tevekkülle başını san yordu. Karısı: — Anlıyorsun değil mi hafıxzım somunu anlıyorsun değil mi?... Allah şeni inandırsın, ben bir kazaya kar- btan oldum, bigünahım ben .. Bu nayeti ben İstiyerek işlemedim. Kar. mımdakinin babaamin adını bile irdyorum. Zavallılığıma Allahım $ hittir... Artık emir, İzade sanim, bas DA ne İnlersen yapl... Haydi hağı « zam, durma!... Hafız ne yapacağını, ne süyliyose. gini bümiyordu. Kadını kovamazdı, Boşıyamazdı. Bu, büyük bir rezalet elurdu. Bütün memleketi kendisine güldürmüş, aptallığını ilün etmiş o- durdü. Sozmak, sineye , aa vit eylediği |? giztem, muntaviyat, bükassa rol iti- barile bu kadar kuvvetli bir meemu. a, mevcat değildi. Macmuanın ne gi- İ geradt allında çıkarıldığını, müte- Yazan: Ziyaeddin Fahri eararemamamreremerERArAAAAALA Sekkirimizin Diyarıbekirdeki bayatı. M anlatan müellif uzun uzadıya hi- küye etmektedir. Bu hikâyenin bir ktasına işaret edeyim: Herkesin mevmit ve bedbin olduğu hir şehre yeni bir mefköre telkin etmek şuur ve şiarile neşredilen «Küçük Mo> mun> nin, bütün Türkiyeye dağıtıl- masını Ziya Bay çok arza ediyor ve bu maksatla bir adres listesi hazır- hyor. Pakat Düyarıbekir — postanesi vasıtasile etrafa gönderilen bu med. müalar gerçekten yerlerine varıyor muydu? Burada şahel bir hatıraya temas etmek icap ediyor. O zamanlar İstanbul Üniversite - sindeki talebelik bayatımı debilmek için porta memurluğu ya- pıyordum. Büyük postanede Anado- Yodan gelen posta evrakımı teseitüm vden dnirede memurdum. Bize veri- Türl iyi katırlıyorum: Süleyman Necati ve Müştak Bitki Beylerin neşrettiği <Albayrak> ga- zetesile Diyarıbekirde Ziya Gökalp Beyin çıikardığı «Küçük Mecmuar min nüshalarını abonelere tevzi mem nu idL Postanenin üst katında genç bir İngilit zabiti, sansürlük vazife- SNi görüyordu. Taplanan nürhi sansür dairesine tezlim edilmekt Sansör dairesinde İngiliz zabitl- n yardımcızı ve tercümanı olan İkl Türkiye —vatandaşı! — Bi bu meranciyetin ifa edilip ei ediğine peraretle mükellet r. Buta rağmen manlar benim postanede okudu- eKüçük Mecmoas nn Ziya p tarafından yazılmış ilmi ma- kaleler, biraz sanza İstanbul mecmu. alarında nereden almdığı tasrih edil medon intişar ederdi. Fakat © ta - man da matboat aanaürünün ha ya- nn şahit olur. ikst olan şu ki, fiya. Gökalpın — Diyarıbekirde tesis Çettiii Halk Üniversilesi bir. taraf - n, kurduğu «Küçük Mecmun>, d er taraftan © zamanın Diyarbeki - mi, bötün Türkiyenin teveccüh et- tiği bir Kâhe haline getirmiştir. Bu nan içle Palih Rafkinin 1922 de yaz. diğ tafek e Larihbulin bü devresini de &; bolutiyor: «İlraf etmeli ki İstanbul tlerini Ziya Gükalp ve İzları arı duk. Her bi fokranın yu silirla saliyeti kadere yüklemek İ&armdı. Kararını ve cevabım bekliyen ka- çısna yavaşça: — Alamızm yazısı, kaderi Nâki .. Altah başka keder vermesini. Ne ya- pabni, bu işi hi l Kazaya Tıza gevek... Fakat bir çaze bulmah. yız. Vaziyetl kimseye hisadttirmente Hiyle. yazın öbi Kibi ammesinin de gizlenmesini dü- şünmüye, araştırmıya buşladı. Hafız sabah namazına canle gel- diği vaklt kapının önünde bir ka- dabalıkla karşılaştı. Bu. kaygaşılığı raamadı, soğukkanlılıkla — cema- yasına sokuldu. Müsazin buğr- ra bağıra anlatıyordu: — Camij açmıya gekdiğim zaman kapının halkasına bağlanmış olan bu nevzadı. gördüm, çözdüm, çıkardım. Kimbilir kim, hangi namussnz — bu zavall masomu buraya beral Herkes çocuğa acıyor, meçhul ana, |babasına lânet yağdırıyordu. Bunlar arasında Hafır Yahya da vardı. Ce- maat çocuğu ne yapacaklarım düşü- nür, Tikizler yürütürken hafın Hasibe hatım vazifesini muvaffal Ale başardığı için gizli bir mem - âyet duyuyordu. Cesur ve mağrur ileri atildı: Arkadaşlar, bu biçareyl kara- Kola teklimi etmenim ne faydası ala- (eak! İçimizden bir hayırsever bunu alam, evlât edinsin ve büyüteün de sovaba girsin... | Herkesin gözü önünde bir sürü çocük vesmi geçit yaptı, herkes ba- gerdakilerden şikâyetçi idi, Zeminl müsait gürünce hafız; — Pekâlâ, ben uliyoram, — Allah yızası için büyüteceğim. Pakat una- , babam çıkarsa vermem?. idedi. Camle zabah uamazına — girenlar Desmele çeker gbi: — Şu hafızdan Allah razı olsan! diyordu. Sabah ka. rarllığında hatızın evinden çıkan ço- cuk, müezzinin kucağında avdet odi yardu. Birkae gün sonra çocuğun adımı «İsas koydülar. Ne yasık ki anasının adı. Meryeni İonan mecmuası idare ediyor. Bina- enaleyh kim ne derse desin buranın münevverleri her hafta onu bekliyo- ruz, Fikri, rahi ihtiyaçlarımıza o ce. iyor. Kesa Yakub Kadri de da şöyle diyordu; «Devrin bü- | yük şairlerinden biri olan Ziya, şim- di Diyarıbekirde, ruhundaki mukad. des ateşten buralara hararet neşre diyor!e Ziya Gökalpın Hü devreye düşen Diyarıbekir ikameti bir buçuk sene- ye yakın bir müddet devam etmiş- tir. Fakat müddetin kısalığına rağ> men, sarfeylediği #faaliyetin üniver. sitomsi eepbesi çok kuvvetlidir. Bir aryalık Diyarıbekir. Muallim mekta- binde ruhiyat hocalığa da yapan Zi- ya, etefekkür> denen — fonksiyonun boş ve muallükta olmadığını, ber te- fekkür ameliyesinin, cereyan ettiği toprakla alâkadar bulunduğunu, bir döktrin — halinde ti. —«Küçük Mecmaa snın inkılâp ve istiklâl ta- rihimizde oOynadığı fikri ve münevi volü bir tarafa bırakıyoruz. Fakat İstanbul - Üniversitesini temsil eden bir heyetin Diyarbakırdan avdet et. tiği bir aırada, bu <Mecmun> nın, tefekkür hayatımıadaki tesirini bü. hasan kaydetmek ifası elzem bir lük ve kadrşinaslık vazifesidir. Ayni zamanda Ziyanın bir buçuk sene zarfında Diyarıbekirde sarleylediği fanliyetin, «Halk Üniversitesi» çek- |line girerek muayyen ramanlarda | Türkiye gehirlerini — ziyaret etmek ananesini tesls eyliyen Üniversite. miz için gözönüne alınacak bir mo- del ve nümune olduğuna da ayrıca işaret etmek isteriz. Türkiyenin kül- ür hayatımı, berekotsiz ve hattâ ma- | razi bir «merkeziyet> den kurtamı hür, müstakil ve dinamik, icabında bir veya iki hocalı, yalmız aobahı ve İbir kaç odah mütevazi taşkilüth te- İfokkür — merkezlerine — kavuşturucuk |bir <merkeriyetsizlikr € doğru gö- türmeyi güden bir maarif siyaseti be, Ziya Gökalpın 1922-1922 deki Diyarbekir ikametini ve ba ikamet esnasındakt fanliyet plânım bir il. ham kaynağı olarak gözününe alan yerldir. Ziyacddin Fakri Kayseride Yerli mallar pazarının gördüğü rağbet Kayseri, (Hurüsi) — Evvelce Sümerbank Yerlimallar Pazar- nın şehrimizde açmış olduğu pera kende ve toptan satış müğazası- mn fazla rağbet bulduğunu bik dirmiştim. Bu rağbet günden gü- ne arttığı için her gün saat 8,30 dan 19 a kadar yüzlerce müşteri nağaza önünde nöbet bekliyerek mal almaktadır. Fakat şehrimizin xa itibarlı,çarşı mevkünde bekli- yen yüzlerce müşteri bazan zabı- ka masiletile dağıtılmaktadır. - Bu münasebele.Sümerbank Yerlimal lar müesşesesinden bir tane daha perakende satış mağazası açılma- a temenni olunmaktadır. Kayseride faydalı yağmurlar Kayseri, (Hususi) — İki denberi vilâyetimiz dahili: İba, nahiye ve köylerine yer yer |faydah yağmurlar yağmıya a miştır. Bundan evvel vilâyetimizde kuraklık hüküm sürüyordu. Bu (faydalı yağmurların yağmasile zürtaın yüzü gülmiye başlamıştır. Bu yıl ekinin geçen senekinden daha fazla ve verimli olacağı göy lenmektedir. Malütler Birliğinin senelik toplantısı Ankara, 13 (AA.) — Türk Ordu Malüller Birliği senelik kon gresi bugün saat 14 te Orduevin- de toplanmıştır. Nizamname mucibince ida! heyetinin bir senelik mesai ve fa- aliyet raporu ile haysiyet divanı- nın ve mürakabe heyetinin rapo- ru okunmuş, hesap, dilek ve zamname encümenleri seçilmişti! Kongre tarafından Reisicümhur İnönüne, Türkiye Büyük Millet Meclisi Riyasetine, Başvekile, Ge nelkurmay — Başkanlığına, — Milli Müdafan Vekâletine, C. H. Par- tisi Genel Sekreterliğine hürmet ve tazim telgrafları gönderilmiş- sir. Mühtelif yerlerdeki şubelerin t ile birçok mebual: rın iştirak ettikleri kongre yarın- ki cumartesi günü saat 14 te me- Baisine devam edecektir. dünden bugünden Hg güN eeki tarihten bahgsedil. | Maz ya, Arz mra, İçinde ba- Tündeğimüz günlerin — işlerinden de Kkonuşmak lüzim geliyor, Mereli bu gön hava teblikesinden dem vürüca- dpm Çünkü, , banun. - hakkında da Hilinmesini fağdahı gördüğüm — bağı malümat var. Çünkü, bu da ehammi. yetğri muhafaza eden mevxulardan. dr, Yine çünkü, bundan bahsetmiye de biz fırsat düşmüştür. nhu fırsatı bana arkadaşım Şekip Engineri verdi. Aziz gostumun Jolm Kangdon - Davles'in İngilizce esrin- den tercüme ettiği «Hava bücumları ve sinir mükavemeti> Bdli ni matbaadan henüz çıktı, o kadar ki, ları hâlâ — üzerinde ve tate. aldı ki, bava hücumlarınm, Çü sa- darı yazdığım anda bile, yaplığı tahribartan eminim ki birçok harp ramtakalarında "l şehirlerde de dü- manlar tütmektedir. İspanya, — Finlândiya, Dünkerk, Londra ve amir yerlerde Bava — hü- cumlarına maraz kalarak ve oradan alman tecrübeler neticesinde yarılan bu kitap, yallız / palkolojiye — değil, teerübelere de istinat ettiği için kış. metini arttırmaktadır. Kitap küçük kılada yetmiş bir aa. hifeliktir. Tercümenin selisliği, mü- ellifin ifade eelüseti ile ahenktardır. Binaendleyh mevzu, hiç yormada: birkaç saat içinde karlin Kafasına akmaktadır. — Kaldı ki, — mevzuun ehemmiyeti okuyacuyu ayrıca çekti. iinden, İnsan hiç yorulmadan tay- yare kücümu denilen ve kendisine cehennemi bir dehşet atfedilen şeyim mahiyetini öğrenmekte ve nelicede bunun eCkennemi hir dehşete ole maktan çok umak bir şey olduğunu anlıyarak kitabı #sükünetle ve se. vinçle kapamaktadır. b Evet bu kitap, behemehal bir #meliyat geçirmesi kendisine telkin edilmiş bir İnsana, sözlerine İtimat edilir doktorlar tarafından yapılan konstltasyon neticesinde hastalığının amaNyatmz geçeceğine dalr — verilen teminat gibi ferahlık veriyor ve kora kulu bir ;Clııdıı uyanmış adamin sevincini duyuruyor. Kitap diyor ki; bu harp makine harbi değil, sinir harbidir. Binaan-, aleyh, sinir harbinin kazanılmasını önlemek acımdır. Sivil halka tayya- relerle kücümda esan oları nen şeyi adam öldürmektan — riyade, korku ve panik yaratarak sinirler. - yormak ve umuml bayat tartım ida. me için lüzem gelen fanliyeti durdu. rarak bizzat harbi yapanların işini zorlaştırmak, — hulâsa, — mükavemet, mekanizmasımı felce uğratmaktır. Müetlifin verdiği mixüllerden reniyorur ki, tayyare — bücumları, külfetine masyafına rağmen insana- verdirdiği telefatı lâşey bir mevi pa- lavradır. O, daha ziyade — atnirleri mek gayesini gözetmekte nirlerini öldürdüğü — birkaç farkında olmadan, bir nevi kol vasifesi gördürmek dir. Tüyyare — hücamu, hitap ettiğinden dolayıdır ki tayya- relerin ve bombalarının imulâtında fazla gürültü çıkartmaları güzünün. de tutulmakta ve hastâ hu di Ha bunlara kaynana zırillisi ve düs dök gibi cihazlar bile ilâve edilmek. tedir. Müellif Davles demektedir ki, mü. harip memleketlerin harpte en bü- yük davalarından biri her nşvi İs- tihsal maddelerinde tarafı ünlemek.. tir. Binmenaleyh, harp yapan millete lerde dimağ enerjisinin sarfını öne lemek de en büyük duvadır. Halbu. ki düşman, her şeyden evvel bu enerjiyi imha etmek İster. Bir şehi. re yapılan hava hücumunun başlıca hedefi ba olduğu için, halka uyku santlerinde sığınaklara sokarak on- ların uyku sastlerini aazariye indirm mek ve sinldlerini bozmuk, enun en evvel düşündüğü kurançur. Kitap, mühtelif noktalarda — ve müuhtelif zamanlarda halkın — bava ana karşı gösterdiği korku . |taarruzları veya sükünetin tesiri altında bu ta- arruzların telefat nisbetleri hakkın. da malümat vermekte ve İspanya harplerindenberi bu busustaki — tee- rübeler ilerledikçe hava hücumların. dan korunmanın kolaylaştığını — ve telefatim gittikçe azaldığını — bildir. mektedir. Mücllife göre, mütliş ve devamlı hücumlurda bile şehirlerda. Xi ve ezcömle Londradaki telefatın artık pek cüz'i bir misbete İndiği gözükmektedir. Bava höcumlarının artık İnsat telofatı bakımından ehemmiyeti madığında israr eden müharri muhtelif misaller verimekte ve karil İkna eylemektedir. Yere yatmak şar. Üle, kırk metre ileride patlıyan en büyük bombaların bile iasana — bir zarar vermediğini, tayyare dafi tops darının körküsile süratle giden bir tayyareden alınan nişanlarm yerine ksabetin binde bir nisbatinde ender bulunduğunu, aakeri hedaflere naak olmak şartlle şekir içindeki sığınak- darın mükemmel surelte işe yaradığı m da bildiren Davise, bombardıman asnasında en iyi hareketin, bu iİşle meşgul olmak bulunduğunu / zikret. mekte ve şimgekli havalardaki tehli. kenin hava hücumlarından ar tehli. keli olmadığım da keydederok v eee madaki soğukkanlılığın kava hücum- farı esnasında da pekâlâ gösterile. bileceğini misallerile anlatmaktadır. Kitap kosadır. Fakat içinde hem tehlikeleri, bem de korunma tedbir. deri mükemmel surette — anlatılahil. miştir. Va kitabı okuduktan sonra itsan, masallarda dinlediğimiz gibi hava tehlikesi deniler devin tepesin. ö A

Bu sayıdan diğer sayfalar: