17 Haziran 1941 Tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 2

17 Haziran 1941 tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

N € ana baba, ne çoluk çocuk, hiç kimsesi olmuyan bir zen- gin tanırım. Tanrının ü Babı- âli ve Sirkeci kahvelerinde dola- yan bu kesesi dolgun —ve sıhhati| yerinde adamın işi gücü, rastgel- diği tanıdığı çevirip: <Almanya şimdi ne yapacak? Mussolininin mutkuna ne dersin? İngilizler Su- riyeyi işgal edebilecekler mi aca- ba? Amerika harbe girecek mi? Japonya seyirci mi kalacak?> gi-| bi suallerle politika dedikodusu| yapmaktır. Dediklerine göre bu| Zati şerif sabahtan akşama kadar böyle konuşamadığı gün sinir ke- silir, deliye döner, hasta olur. anuş. Şimdi Çelikpalasın, hir yem-| yeşil engin deniz gibi uzayıp gi- den ovaya bakâan terasında rahat | koltuklara gömülmüş, sükün ve | Sıhhati, neş'eyi yaratan da, sev- | hüzür içinde dinlenenler arasın- | da âlemi unuturken elimde olma- — İnsek mi ovaya?.. Orada gölge kimbilir ne ferah, ne yeşil, ne güzeldir... — İstersen, peki... Çilek tar- lalarında kendi elimizle çilek top- hyarak... Kalkıyorlar... Bir müddet dalıyorum: O çi- lek fidelerinin dibinde çilek ol. gunluğunda, çilek renginde, çilek kokusunda ve öyle taze dudaklar gimdi, aşk iştahile kıvranan yü- reklere kimbilir neler, neler fısıl- damakta, neler vermektedir? Karşıdan dut yaprakları yüklü abalı tlar geçiyor. Biraz son- ra bunlar üzerine salrverilecek böcekler kıvrıla oynaşa, süzüle büzüle Bursanın o meşhur ipeği- İni verecekler... Yarabbi ne bereketli ova?.. giyi doğuran di rip kuşatan sevgiliyi giydi- Ona yeryüzünün Kartalda kanlı bir dövüşme Bir çocuk, sopa İle dövülerek hastanede öldü Kartala bağlı Samandıra köyün- de 14 yaşında Yaşar adında bir gocuk, on gün kadar evvel kırda sürüsünü otlatırken, — civar köy- lerden 18 yaşlarında yine çoban- hk yapan Ali ile kavgaya tutuş- muş ve Ali tarafından sopa ile başına vurulmak süretile dövül müş ve dün sabah da ölmüşlür. Yaşar dayak yedikten sonra kızamık hastalığına da yakalan- dığından, dayaktan mı, hastalık- tan mı öldüğünün tesbiti için ce- sedi moyga kaldırılmıştır. Ali çocuk yakalanarak tahki- kata başlanmıştır. İktısat haberlerl: Yerli mallar pazarı- nın açacağı yeni şubeler Sümerbank yerli mallar pazar- larının bazı vilâyetlerimizde açtı- ğ şubeler büyük bir rağbet ka- dan, bu- durup dururkân dünyayı | en nefis şehtalisini sunan da 0... | zanmıştır. kendine zindan eden bahtsaz ve akılaz zengini düşündüm. Hani Nasreddin hocanın; irmi Kin var, şekerin var, yağın var, me diye helva yapıp yemiyor- sun hikâyesi gibi, a İşi gücü yok, | parası çok mübarek, © gölgesiz | kaldırımlarda mekik dokuyacağı- ma, Bursaya gelip de keyfine baksana... Öyle hafif, rehavet veren bir hava var ki, onun içinde İnsan nefes almaktan başka hiçbir şey yapmak arzusu duymuyor. Hattâ nezaket icabı biribirimize selâm werişi bile bir külfet sayıyoruz. İşte, İstanbulda iken hergün Adliye sarayında, cübbesinin e- tekleri 1shk çala çala - mahkenie mahkeme - dolaştığını gördük müz sayın avukat, İşle; ömrü fa-| külteden hastaneye, muayeneha- | meden — konsültasyı koşmakla geçen meşhur profesör, işte ba- şını kaşıyacak vakti olmıyan ma- rul fabrikatör, işte züccaciye pi- de tutan tamınmış * .. G müldükleri hasır koltuşlarda ha- geketsiz, sessiz, tatlı bir uyuşuk- luk içinde kendilerinden geçmiş- lerdir. Gözleri ikide Bir yarı ara- lansrak, bakışlar uçsuz bucaksız ovanın serin yeşilliğine dalıyor. Napoliyi gör, sonra öl!.. diyen- lere, Bütsa ovasını gör de yaşa.. diyebiliriz. Çok ova gördüm. Fakat böy- lesine yeşilini, böylesine zengini- mi, böylesine göz, gönül ve ruh Hudutsuz tarlalara benziyen o- yalar vardır. Bu ise bir uçsuz bu- caksız bahçedir. Meğer yeşil ne de bereketli bir rtenk kaynağı imiş. Her ağaçta, her dalda, her yaprakta biri öbü- yünden daha tatlı, biri öbürün - den daha parlak, daha iç açıcı, /daha hoş bir yeşil seziliyor. Ta- biat ilk defa yeşili burada yarattı ve buradan mı dünyaya yaydı acaba? Sanıyorum ki başka hiç bir renk görmeden sade yeşille bütün renklere doyabilir insan. Bu ovayı kana kana seyretmiş olana, bundan sonra yeşilden başka hangi renk ne diyebilir ki. Ve şaşıyorum; ovanın bu ilâhi yeşili nasıl olmuş da göğe vurma- ae ee Terasta yeni evliler var. Bun- Tarın arasında uzun uzün seviştik- ten sonra henüz — birleştiklerini bildiğim çifte bakıyorum: Daki- kalar, dakikalar geçiyor. Başbı şa, yanak yanağa denecek k: — biribirlerine sokulmuşlardır. Fa- Dile gelse de; edile benden başka ne dilersin? » dese ne İste- miye dilimiz varabilir ki?.. Fakat eloğlu bu; İsteği biter tükenir mi? İşte teras yavaş yavaş boşalıyor. — Nereye böyle? — Havuzluparka... Milli mücadelenin —ilk alem- darlarından mebus Muhittin Ba- hanın Bursaya çok kıymetli bir bediyesi olan bu nark, deniz has- retine tutulanların akın akın koş- tuğu bir şirin köşedir. Bu sene Türkiye yüzme birinciliklerinin de bu parkın koca havuzunda ya- pılacağını hatırlarsanız, — mayol Tımı omuzlarına vurup oraya g denlere katılmakta fazla tereddüt etmezsiniz. İsterseniz bu parkın sun'i gölünde de sandalla gezebi- lirsiniz. Sun'iden hoşlanmazsanız parkın hayvanat bahçesinde do- laşır, çeşit çeşit hayvanlar arasın- daayı yavrularinın oynayışına gülebilirsiniz. Hiçbirini istemez- seniz, bir kenarda oturur, donuk yüzlü, nazlı Nil yalışını seyredebilir: Ovadan da mı usandınız? Ne duruyorsunuz, bir otomobile at- layınız, Kirazlıyaylâya çıkınız ve gamlar altında bir başka âleme dalınız. Fakat insan hali bu: yaylâ da dar geldiyse, şoföre bir işaret e- | diniz, yarım saat sonra, kendinizi bir bambaşka cennetle, Uludağın -henüz karlatı erimen tepe- sinde; her türlü konforu haiz, bü- yük otelin, heybetli dağlara bil yüksekten bakan çamlarla çevrili balkonunda bulursunuz... İşte Bursa budur. Her yanı Türk sanatinin, Türk zevkinin paha biçilmez eserlerile bezenmiş sayımız tarih ile süslü girin bir şehir... Her adım başın- da şila kaynağı kaplıcalar, her köşesi bir başka güzel, bağ- rinda pinil piril suların akıp gitti- &i yemyeşil bir ova, kuş cıvıltıları ve şelâle şarıltılarile çınlıyan çı hıklar içinde bir yaylâ ve.. hep - sinin üstünde, denize iki bin beş | metre yukarıdan bakan karlı bir şahik. Tevekkeli değil, fi tarihinde (Bursa mı güzeldir, İstanbul mu?) münakaşasına sinirlenip de Bursalı Nazik Abdullah; irticalen söyle dememiş: Gerçi dersiz dehr içinde yoktur İstanbulumuz. Dursun İstanbulunuz, —Bursa bi- zim makbulümüz. KANDEMDİR kat baygın bakışları ovadan ay- | vılamıyor. Belli; bu sonsuz yeşil- Vik karşısında nutukları tutulmuş- buluşanları değil, uzaktan seyirci- #i olanları, çok uzaktan hulyanı- ma dalanları da büyüliyen, kendi- me bendeden bir tılsımı var. Ve saat oluyor, ovanın yumu- serin, dalga dalga zümrüt bağrında, güneşin kızıl, — haris, alev alev dudakları dolaşıyor. — | e Bursanın o iri, sulu, koku- | hu v al al şeftalisi bu sevdadan | doğuüyor. Sağımdaki koltuklarda ovayı veyre dalanlardan bir genç ku, On beş, yirmel dakika sonra, ikisi de yanyana uzanmış, ellerinde birer sigara, konuşuyorlardı. — Sen ne kadar meçhüllerle ve sürprizlerle delusun, diyordu Nejad. Belkia gülüyordu: — Senin de ne kdar dramatik bir tabintin var, diyordu. En küçük şey sende hemen bir facia oluveriyor. — Küçük şey nedir, gözelim?, — İştâ şu mektup meselesi, — Mektup Safiyeye yazılmış el duğuna göre küçhk, Vedada yazılmış olduğuna göre büyük bir meseledir. Fakat bunun kadar büyük bir mesele | Haber aldığımıza göre, mem- leketin birçok köşelerinden İktı- aat Vekâletine temennilerde bu lunulmuş ve bu şubelerin fazla- |aştırılması istenilmiştir. Bu alâ- |ka karşısında Vekâlet bazı vilâ- İyet merkezlerinde — yerli mallar şubelerinden açmıya — kürar ver- miş ve hazırlıklarda bulunulması için alâkadarlara emirler vermiş- tir. Bu şubeler şark ve cenup vi- lâyetlerimizde açılacaktır. İhracat az>ldı İhracat mevsimi geçmiş oldu- gundan harici satışlar azalmıştır. Dün muhtelif memleketlere an- İcak 56 bin liralık ihracat muame- |lesi kaydedilmiştir. Bu meyanda İsviçreye susam, bakla, Macaris tana deri, Almanyaya tütün gön- derilmiştir. Deri ve tel satışları tetkik edildi Fiyat Murakabe Komlsyonu dün öğleden sonra Mıntaka Tica- ret Müdürlüğünde — toplanarak |deri fiy: üzerinde görüşme - lerde bulunmuştur. Bazı deri ta cirlerile fabrikatörlerin bulundu- |ğu bu toplantıda yapılan müza- |kerelerden sonra fiyatların, hariç- |ten ithalât yapılamamasından yük seldiği neticesine varılmıştır. Bundan başka komisyon, dün müştür. — Anadoludan — İstanbula gönderilen 15 ton kadar havai hat telinin satışları tetkik edil- mektedir. Müteferrik : Hayvanları koruma cemiyetinin toplantısı Hayvanları Koruma Cemiyeti aylık Açüümamnı yapmıştır. Okunan rapora möre, mayıs ayın- da 79 müuhtelif cins hayvan ayakta vi edilmiş ve yetdi yüz seksen do- hayvan iaşe ölunmuştur. Cemiyet, halka bir beyanname neş Fine karar vermiştir. Bu beyarmame |her tarafta halkm gözüüönünde bu- Tunacak yerlere konacaktır. Bu beyanname fle bilhassa bakım- zayıf, sakat, hasta hayvanların 'a koşulmaması istenecek ve tavuk, kaz vesaire gibi kümes hay- vanlarının canlı olarak başaşağı ta- HNRamaları ve ayriea sokakta gö- vülen hasta ve bakımsız hayvar |da cemiyote haber verilmesi ri İdilecektir. b | ——— — — le - bunu #enin temin etmen bile 'di - benim tereddüt ederek se- ni üzmemdi. haldı ki — Hayır! senin tereddilk etmenin | de, benim üzülmemin de o kadar e- hemmiyeti yoktu. Fakat sen herşe- yi büyütüyorsum. Adeta bir doktor v unattürüyorsun. Daha s0- Bekkanlı ölman Jâzıra, değil mi? — Hakkın Var, rühüm. Ben snin karşında çok değişiyorum, Emin ol, yalnız — serin Karşında değü, u- |zaktan seni düşündüğüm anlarda bi- le bambaşka bir adam olduğumu hi; Jsediyorum. Cidaen? Tabiatımı, ma- yanmdaki delikanlıya söylüyor: | de, mektup Safiyeye yazılmış olduğu |yasında olmuyan unsurlar karışıyor. bir tel ihtikân ile de meşgul ol-! Tevziatın kol;y bir şekilde yapılması için Ticaret Müdürlüğünde bir toplantı İstanbul ayıilan 1368 ç- val kahvenin tevzü Vilâyet ta- rafından yapılacaktır. — Mintaka Ticaret Müdürlüğünde — teşekkül eden komisyon, halka dağıtıla - cak kahvenin miklarını tesbit e- decektir.! Vilâyet memurlarile İve millt sanayi birl matbuat Belediye Kumaş ihtikârı yapan bir Yahudi tevkif olundu Sultanhamamında İsak Benle- vi adında bir kumaş mağazasının sahibi dükkânına gelen müşteri- lere 45 kuruşa satılması lâzamge- len bir cina basmayı 80 kuruştan salmış, yakalanarak adliyeye ve- rilmiştir. İsak Benlevinin muhakemesine dün başlarmış ve suçlu her ne kadar inkâr etmek İstemişse de hakkında tevkif kararı verilerek mubakemesi başka bir güne bıra- kılmıştır. — Nafla Vekili Ankaraya döndü Bir müddettenberi İstanbul ve ! neral Ali Fuat Cebesoy dün ak- şam Ankaraya hareket etmiştir. Maarifte: İlkmektep mual- limlerinin sicil cüzdanları Maarif Vekâleti bu aene ilkokul öğretmenlerine muntaza varifeye başladığı andan itiba- ven bulundukları vazifoler, aldıklnrı kdir, taltif ve ceralâr stra lecek T bu elürdamı datma yanlarında — bulunduracaklar, icabında Gmirlerine göstereceklerdir. Ü iversite askerlik imtihan ları bitti Ünlversite son sınıf kız ve erkek talebelerinin ayın beşinde başlıyan akerlik imtibanları ekseriyetin mu- vaffakiyetile dün bitmiştir. Tıp talebesinin imtihanlar ü talebelerinin birin- y sada, bi- TiNCİ baritiye 4 temmuzda C: paşa hastanesinde, ikinei dahili; (temmuzda Güreba hastanesinde, cer- ahi imtihanları da Ç1 temmuzda Paseki hastanesinde yapılacuktır. Üriversitede ikmal imtihamlar Üniversite talebelerinden Türk i lâbi tarihi derslerinden ikmale ka- dan talebelerin ikmal imtihanları 2? haziran N günü Üniversite Konferans salonunda ya- pılacaktır, | Maarif müdürü Z İaari şehri size İstanbul Manrif teşkilât day eden hazı meseleler üze temuslarda hulunmak üzere evvel Ankaraya — gitmiş elan İstanbul Maarif Müdürü Tev- fik Kut, dün sabah şehrimize dön- müştür, Orla mektep ve Tiselerde 16 tem- | muzda başlayıp 9 ağastosta bitmek Üzere tatil kursları yapılucaktır. til kurslarına talebe kaydı için ber 'okulda pazartesi ve perşembe günle- Yi saat # dan 12 ye kadar muamele yapılacaktır. — Kayıtlar 10 temmuz perşembe günü sant 12 de nihayet bulucak ve ayni gün de öğleden san- va mektep müdürleri Maarif Müdür- lüğünde taplanarak tedrisat şeklini tesbit edeceklerdir. Beni sen değiştiriyorsun, Belkiz. — Franckement — konuşalım — m, Nejad?. — Böyle, robum. Ben senin bu kuyundan şikâ- yetçiyim. — Hakkın var, - Bir ameliyat yapalım da bu huyum değişsin. — Yapal Şaka etmiyorum. Bak seninle İkarı kocayız. Nikâh bir merasimden |ibaret. Ben seni şimdiden kocam te- Tükki ediyorum. — Mersi: Beninle bir ağız mukaveleri ya göre alma, Dikkatli dinle. Mukavele- nin maddelerini birer birer sayaca- #up, “zah edeceğim, sen de ağtınla imzalıyacaksın. — Söylet, — Madde bir:? Evlilik hayatımız- | artık böyle maziye ait .upwm—.. |&um? Bunların bepsi malâm. ŞEHİR HABERLERi Kahve tevziatınabu hafta başlanıyor | ı aktedildi ve bazi resmi devair memurları na kahvenin doğrudan doğruya verilmesi üzerinde tetkikler ya- pılmaktadır. Bu süretle tevzi işi birağ daha kolaylaştırılmış ola - caktır. Kahvenin bu hafta içinde da- atilması kuvvetle muhtemeldi ki santkârları cemiyeti sanatkârlar men- Musi Fakir faatine bir konser verecek| * Musiki Sanatkârları cemiyeti,| 28 haziranda Harbiyede Belvü gazinosunun — alafranga kısmında muhtaç sanatkârlar menlaatine bir könser — tertip etmişti Bu konserden elde edilecek hasılat | fakir sanatkârların — mübrem ve elzem ihtiyaçlarına - sarfedilecek- tir. Bu koönser için Münir Nuret- | tin, Muallâ, Sadi, Safiye gibi çok — tanınmış — sanatkârların | iştiraki temin edilmiştir.. Mw siki sanatkârları bundan sonra muayyen zamanlarda musiki âle- | minde hizmetleri dokunmuş ve | hayatlarını bu uğurdu sarfetmiş, fakat bugün muhtaç bir halde o- ve jübileler tertip edeceklerdir. Bundan başka, —musiki sanat- kârları, küçük sanatlar kanunün- dan istifade ederek ecnebi sanat- | İkürların çalıştınlmmamcalari öçün der |tanbul Belediyesine ve Dahiliye | Vekâletine müracaat etmişlerdir. | r— Dilekler — İzmit - Kandıra yolu süratle tamir edilmelidir Kandırayı bağlıyan Hometrelik şese, uzun saman Kandıra arasında ikısadi i makliyenin müte- famin edeni ünden — sık sık Köztermektedir ve müszi zamanlardı teren kısımlarının di men yakit kayhetmeden yapılıma. ekmektedir. Kılçük bir fua- temin edilecek cüzi bozuk- kların, tamir edilerek — munta. F seyriselerin temini mu. a. Burasını kaydedelim ki: İzmit . Kandıra yolu bu civarın en mü- bim yolu addedilebilir. Bu yüzden sik o sik tamtire İüzüm göstendiği de aşikârdır. Şu halde bu yalda pratik bir aenlün tatbiki yol ai yaseti bakımımdan — çok mühim- dir, İzmit - Kandıra yolunda evvel. ce yol bekçileri için inşa edilmiş muntazam kulübeler — mevcuttur. O zaman yapılan bu külübeler lesef muattal bir halde dür. Halbüki Korasli tafia ü bu kulübelerden biri. ida hutüle gelecek ufak te. fek bozuklukları gözden geçirecek dalmi bir veya iki bekçi bulun. durursa çok yerinde bir hareket pmuş olaenktır, Yolda bir veya İkt bekçinin bulenması bem yolun bozular kısanım sik sik tamir ete mek bakımından, hem de daimi kontrol altında bulundurmak ba- kımından yerinde bir teşebbüz olacaktır. Bu işlek yolun - ihmal edilmeden biran evvel tamir et. tirllmesi memleket — iktısadiyalı ve menafii umumiye noktasından gok mühim ve elzemdir. imalar, tereddütler, asahiyetler ol- mıyacak, kabul mü?. — Madde iki; Renim mönden bir kadın olduğumu bileceksin. Bunu bilmiyor muyum zaten?. — İzah edeyim: Benim birçok vö- lâsyonlarım var. Malüm. — Kadın tanıdıklarım da çoktur, erkek tanıdıklarım da. — Mâlüm, — Bunlar beni davet edebilirler, ben onları davet edebilirim. Niçin — yorulüyorsun — yavrücü- Bana Savoir Vivre dersi vermeok niyetinde değlisin, zannederim. — Hayır Nonoşum, fakat ben ha- reketlerimde çok serbeet olmak iste- rim. — Ne dertef — İşte bunu sormamanı istiyorum — Peki, sormuyorum. VSSA mü? — Kabul, Okulların yazı ve resim sergileri Bu yıl İzmir tuarında toplu bir halde teşhir edilecek Bu sene 20 ağustosta açılacak olan İzmir enternasyonal fuarında orta okullarla, kız enstitüleri ve öğretmen okullarının — resim ve yazı dersleri faaliyetine ait tale- be sesim ve el yazılarından müte- açılar Bu sergiye her v 30 arasında resim ve yazı gönde- rilecektir. Bütün vilâyetlerden gönderilecek vesimlerle yazıları, Vekâlet Müzeler Umum Müdür- Hüğü tarafından tasnif edilerek İz- | mire yollanacaktır. | Bu açılacak — serginin adı da ürk okulları resim ve iş sergi- » ol Adliyede: Arabadan eşya pal. yalarını çalmak istemiş Şükrü adında bir sabıkalı, dün Mercandan — Kazancılara — doğru çıkan Mehmet adında bir arabacı- 'nan arabasına yaklaşmış ve kumaş |j kü bulunan — arabadan ipleri çözerek balyaları aşırırken yaka- Tanmıştır. Hemen cürmümeşhut —üçüncü Trakyada teftişlerde bulunan Ge-|Janların menfaatlerine konserler | tulh ceza mahkemesine verilen Şükrü, muhakemesi sonunda | ay 3 gün hapse mahküm ve he- men tevkif olunmuştur. Bir goför bir ay hapse mahküm oldu Mehmet oğlu Ahmet Bekir a- dında bir şolör, bir müddet ev- vel, 3798 numaralı kamyonile Beşiktaytan geçerken Hakkı ve Hasan udında iki kişiye çarpımnış, her ikisini de ağır surette yara- larnıştı Asliye ikincl ceza mahkemesi- ne verilen şoförün dün muhake- mesi bitirilerek | ay hapse, 15 lira da ağır para cezasına çarpıl- müşt Yüksekkaldırımda yeni inşaat Belediye sürelte Yüksekkâldırımı — esaslı bi amir ederek güzel bir şekil vermeyi kararlaştırmıştır. Ba yolun Beyoğlu ile Karaköyü birbiri- e bağlıyan en kısâ geçit olması ha- #ebile. Belediye burası için bir pro- je hazırlattırmıştır. Yapılan proje- ye göre basamaklar granit, ve ku- dene araları mezayik olarak inşa edilecektir. — Buradan çıkan taşlarla da Cihangirdeki kaldırımsız caddeler 17 — Haziran —— l SİYASİ VAZİVET B Hıryatistan ve üçler misakı tarafından — işgel edildikten sonra birçok parçalara ayrılmış- tır. Birinci Balkan harbinden ev- velki Sırbistan, mukadderatı ile- ride tayin edilmek üzere payitahtı Belgrad ile birlikte Alman askeri edilerek kendi mülklerine ilhak edilmiştir. Yugoslavyanın baki yük bir Hırvat Krallığı — vücude |gelirilmiştir. Yugoslavyanın en mâmur ve €en zengin topraklarından çoğu şimdi Sırp hâkimiyeti yerine Hır vat hâkimiyeti altında yeni bi devlet teskil etmektedir. Bu dev letin ilk siyasi işi, Almanya, İtal. ya ve Japonya arasındaki askeri ittifaka girmek olmuştur. Buna ait protokol, Venedikte Yugoslavyanın muhalefeti, Mib verin Avrupa — kıtasına tatbikini tasmim ettiği yeni nizam için ilk muvaffakıyetsizlik olmuştu. Bu- nan için Almanyanın resmi ma İkamları ve matbuatı Venedikte (imzalanan vesikaya büyük kıy- jmet vermektedirler. Brenner geçidinde Hitler ile Mussoliri arasında akdolunan mü lâkatta verilen kararların en mü- himmi, — Hiırvatistanın teşkili ve bunun üçler misakına idhali ol- |muştur. Almanya ile İtalyanın kanaat- lerine göre artık Avrupanın ce- nubu şarkisinde de l ve intizam, — siyasi istikrar kat olarak tesis edilmiş bulunuyor. |Bunun esası da Mihver devletleri |ile küçük devletlerin siyasi ve iktısadi cihetten biribirlerini mamlamalarıdır. — Fransa, Belçi- ka, Holanda ve Norveç ile kat'i hesap görüldüğü zaman Alman- Haşmak şart, üçler misakına k ; e |kaldırımlanacaktır. ——— | Belediye bu iş için 100.000 Vira tahe| Ankara Yardımse- (sls etmiştir. Duşaata temmoz Bidaye-| yenler cemiyeti na- Hinde başlanacak ve kma bir ze| nn bir konferans |manda bitirilecektir. İnşaat esnasın- Ü da yayalarım yine istifade e-| Bayan Rebia Tevfik Başokçu debilmesi için yol İki kısma ayrılas|Ankara Yardımsevenler Cemi- rak yapılacaklır. yeti namına dün Eminönü Halke. Motörlü nakil vasıtalarının | vinde bir konlerans vermiş ve bu dlma li Vağliyor aradâ Ankara Yardımsevenler Motörlü nakti vasıtalarının | Cemiyeti Reisi - Bayan Mevhibe senelik muayenelerine yarın başla- | İnönünün beyannamesini İstanbul ktır. Vekiller Heyetinin katarile öeferden menedilen barusi etemebi: hd:d""" a lerle motosikletlerden — başka bütün| — Aytıca milli birlik ve beraber- |motörlü vesait mmaayeneye tâbi tutu- |lik hakkında konuşmuş. cemiye- lacaktır. iin şimdiye kadar olan çalışması | Araba altında kalarak öldü |Tin heti Bakırköyünde Kartaltepede 55 nu- marada otüran Caferin iki yaşındaki oğlu İrfan, dün evinin önünde oy- marken, Arifin idare ettlğl tek atlı arabanın altında kalarak ağır suret- te yaralanmıştır. ——— ——— ——— ——0 —— ——— — Meselâ ben istediğim — zaman, kendi başıma, istediğim yere seyahat edebilmeliyim. — Beni üzeceğini yapmazsın sen. sen buna üzülmemelisin. — Ürzülmemek —elimden — gelmez; nihayet bunu senden saklamıya mec- bur olabilirim. — Hayır! İşte bu olmadı. — Fakat ninem, sen benden garip geyler istiyorsun. Meselâ... Neye ben ziyor bu?... Sen benim bir elimi a. teşe sokacaksın, sönra da canımın yanmamasını bekliyecekzin. Kabil mi but. — Hiç benzemiyor bu ona. — Nasil benzemiyor? Bir Jark varsa, o da, elim yerine kalbimin a- teşe girmesidir. Bet senin iki günlük yokluğuna zor katlanıyorum; canın istediği zaman, canının Jatediği yere, canının İstediği zaman dönmek üze- ve gidersen buna -hem de istirapsız. masıl katlanırtın?. Hiç şüphe yok Ki bayatta en mükemmel takvim — hküdiselerdir. Ansahların hayatta Kkarşılaştıkla- ' dönüm noktalarıdır. Hüdiseler, hayatın özü ve muhassalasıdır. İnsan bunları hayatının bir ko. noği olarak hatırlar ve ve her konak ile enun ardıtdan — gelen konak arasındaki — Ömür wesafe. lerini hesap ederek — hayatta hanızi emelleri gerçekleştirdizini, hangilerini feda etriğini besaplar ve ona göre yürüyüşüne M ve vir. Hayata enginlik — ve olgunluk veren bir şey varma hayatın hüdi. seleridir. Hüdisesiz hayat, bir şölden farkmadır. Haşatı, seler canlandırır. ve heyecamlı billesen bunu (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: