22 Temmuz 1941 Tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 4

22 Temmuz 1941 tarihli Tasviri Efkar Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Erbabı fesadın derhal bir vapurla y Mitet Paşa: yirmi dört saat|mutlad ölan — merasime malümat düşün- zarfında edindiği — bu karşısında, derin dern mek mecburiyetini hissetti. Çün- di. Meselenin ehemmiyetli ciheti şurası idi ki, bir gün sonra y pulacak olan merasim programı ilân edilmişti. Bu progarama na- zaran Sultan Hamit, bütün dev- let ricali ve saray erkânı olduğu balde, mühteşem — bir alayla (Galata köprüsü) nü geçecek. Beyazıt tarikile (Fatih) camisi- ne gidecek... Bayram namazını Halbuki, yapılan tahkikattan anlaşılmışla ki; gizli fesat yetinin en büyük merkezi. Fatih gamisi ile civarındaki — medrese- İ k tindekilerle oraya gitmesi, hem kendisini ve hem de maiyetinde- kileri, korkunç bir pusuya atınak demekti. FŞU T L j : Tih tehlikenin önüne geçmek için derhal saraya — gitti. — Cereyan eden — tahkikatlar — başlıyarak, | müuhtemel olan bütün neticeleri, birer birer Sultan Hamide arzet-| tü Çok tabiidir ki Sultan Hamit fena halde telâşlandı. Çünkü ö- nünde; henüz dözt buçuk ay ev- vel tahtından K sonra da esrarengiz bir surette ölen arncası ile, üc ay Padişahlık- tan sonra hal'edilen büyük bira- deri vardı... Sultan Hamit bu Mmeseleyi © kadar zihninde bü- yültü ki. kendisinin de amcasile büyük — biraderinin âkibetlerine kurban gideceğini sandı. —— Ben, Fatih camisine selâm- bk etmiyeceğim. Buna, bir vesi- te düşünelim. Demiye mecbur kaldı, O tarihte (mabeyin başkâti- Bi) olan (Seit bey) (1) in ze- küsı, derhal imdada yetişti. Ca- getelere, derhal, şu resmi teb- İğ gönderildi: (Biraderi âlll hazreti şehriyari Bürhaneddin elendinin ziyadece Tahatsız olması, son derecede te- essürü şahaneyi mucip olduğun- dan, yarınki Bayram — alayımın debdebesiz ve muhtasarca icra- s1 Terman buyurulmuştur). Bu tebliğ. Bayram sabahı inti- şar eden gazetelere dercedilmiş- ti. O tarihle, gazete okuyanların adetleri pek az olduğu için hal- kın büyük bir kısmı vaziyetten haberdar değildi. Buna binaen, bütün İstanbul helkı, Sultan H midin ilk Bayram alayını mek için sokaklara dökülmüş... Beşiktaştan — itibaren, Tophane, Calata, Köprü, Beyazıt, Şohza- debaşı, Fatih caddelı mahi — haline gelmişti. Halk, böylece bekliye dur- #un . Sultan Hamit, sarayından — -Bahriye mahsus -küçük bir (ü geçti. Kuvvetli bir muhafaza al- tında Sultanahmet camüne git- ti. Orada Bayram namazını kıl- gıktan sonra, Ayasofya meydanın aarayina geldi. (Hırkai Şarif) ( ziyaret etti. Yine ayni istimbotla aŞ tarayına dönerek. çar- — çabuk yapılan bir (muayede) ile — — Mükemmeli. öy —— Size bir pansyon Büpin Tagdliz tebasn bir — Ne olur, ne olmaz tekibatı işkâl “oradaki lerdi. Saltan Hamidin, — tefaka- (1) Bahriye feriki Sait Paşa, |d kendisine, (İngiliz Sait Paşa) da / kelâ bulabilirler. erlerdi. — Bazılarını tanıyoruz. Onlar da elbet beni tanırlar. Fakat Ropot da yeni geldiği ve faaliye- — te başlamadığı için pek tanınmış değildir. Onun — için Ropot ile serbestçe dolaşabilirsiniz!. tutacağız. Şari Abdülva. ç kadın var. O size bit oda ayırmış bulunuyor. Kadın da bizim hizmetimizde olduğu için sizin aradaki ikametinizi gizliyecektir. başka bir yerde bir oda tatup pasaportunuzu polise göslerip bir ikamet tezkeresi ala- sürgün gönderilmeleri kararlaştı verdi. Fakat, korku, - henüz İmişti... Tebdili kıyafetlerle B kü vaziyet, çök ciddi ve mwm-|..m ve Fatih civarına gönderil- | miş olan saray memurları avde! taların, bu arzularına muvaflfak lolamayınca, derhal Fatil (selerinde içtima ettiklı verdiler, Bütün vükelâ heyelti, sarayının — (Paşa dairesi) nde toplandı. Hararetli bir müzakere başladı. (Ezbabı fesad) n der- 'hal asker kuvvetile sarılarak tev- Ikil edilmeleri... Ve (hemen bi vapura inkâp ile) sürgüne gön- derilmeleri kararlaştırıldı Bu karzar, Damad Mahmud Paşa vasıtasile Sultan Hamide arzedildi. Fakat bu karar, Sultan Hamldin hoşuna gitmedi. — Bil- hassa >amcası ile büyük birade- rini hal'eden- — vükelâdan emin haber Mitât Paşa, bu apaçık ve #a- | olmadığı için, neticesi meçhul o- | — |lan bir harekete atılmak isleme- |di | — Ben, nefsiinden ziyade, devli üşümü Henüz tahta — çıktığım ne kendimi ve ne de vükelâyı, me- suliyet altında bırakmak istemi- yorum. (Ulema) zümresine men sup birçok kişilerin tevkif ve |. tanbuldan teb'it edilmeleri, hi şüphesiz ki halk tarafından iyi karşılanmıyacaktır. — Belki de, daha mühim vakalara yol aça- caktır. Bu mesela, kanuni bir şe- kilde halledilsin. Diye, cevap verdi. Damat Mahmut Paşa, bu ce- vabı, içtime halinde bulunan vü- (kelâya tebliğ etti. Mecliste, der- hal bir. boşnutsuzluk - belirdi. Çünkü son — tahkikata nazaran, ((Babâli evrak müdürü Rıza |bey). (Kıbrsli Mehmet — Paşa kethüdası Kömil efendi) vemaire gibi bir takım nüfuzlu ve taraf- tarları çok olan şahıslar da, Sol- talar Cemiyeti reisi Gürcü Şerif efendiye iltihak etmislerdi. Ve şu anda Fatih medresesinde cere yan eden ateşli müzakerelere na- zaran, Çerbabı fesat), herhalde büyük bir harekelte geceçekler- di, Vükelâ heyeti, kararlarında m- mar ettiler. Bu def. yni hümayun feriki Sait Paşa) (1) Sültan Hamide gönderdiler. Sait Puya, huzurda çok kalma- muhakemeden — geçirilmedikçe, İhiç kimsenin sürgün edilmesine yıza göstermiyorlar (Vükelâ he- yeti, şayet fikirlerinde warar ede- cek olurlarsa, yerime başka Pa- y dişah bulsunlar) — diye, ferman buyuruyorlar. Diye, cevap getirdi. Hamidin bu heyetini şaşırttı. cevabi, Herkes, bot) -a /derin derin düşünmiye başladı. bindi. Sessizce Topkapı sarayına |En evvel, Satlrâzam Rüştü Paşa kendini topladı. Garip jestler al- makta, ve hattâ, istediği zaman glamakta çok mahir olan Rüş- tü Paşa, derhal ellerini kaldırdı. dan dolaşatak tekrar Topkapı | Melül ve müteessir bir tavır ala- tak: — Hâşâ... Allah, elendimizin d tükenmez — ömürler versin ,..Biz, gibi bizden daha muktedir vü- İ (Devama var) — Ne hüvij, Program şu olmuştu. etmek için de ay- nihayet geçme: İ samazi çıkmadığına göre, yümürta « ettiler. Sultan Hamidin arabası m tevkif etmiye hazırlanan sol- medre- Beşiktaş | de, (mabe-| -a ğ Hiniz :,ı':-' *n“—*m,";:[ 'W Uyanınım onun güzel sesinden; KÂR) çocük yazıcıtma sorunuz. — Bir görseniz ne gururl u, ne yaman Size bu sütunlarda cevap vöre- Dolaşıyor tavuklarla.. Onu ben cektir. Her arkadaşınıza da yer Pek severim. çünkü ayak bastırmaz (kalması için suallerinizi üçlen Hiç yabancı horozlara.. Hele bir |Kazla sormayınız. Adım atrın avlumuza, elverir. MUSTAFA İLHAN: Bu. kadı lar boruk demektir. Böceklerin dut- rn yapraklardığı sırada sicnk bir yerde dürmük gartile mihayet bir | aaftada çıkmaları İğzımdır. Ankoller için yerimiz müsait ol - madığından şimdilik bir şey yap - mak kabil olamıyor. TARIK MİNKARA — Sorunuzun sevabını yakında radye programımi- zin altında bulacaksınız. GCerek deyli, gerek nehari Çolmak için imtihan şarttır. | / Pakülteler esasen devam gurtlacını |baiz berkesin serbesiçe girebileceği İyerlerdir. İmtihan yoktur, Leyif kıs- a yoktur. Tıp Talebe Yurdinrima girilebilirse oradan istifade e ta- lebe |Ü yURt ax — Tavşan çok çabak goğalır. Sevdikleri yiyecek yazın hu- vuç, kışın Tühanadır. Yelkencilik kitapla dağil, sandal. da yelken kullanmakla öğrenilir. İyi bilen Birisinin yanında çalışmak ye- | ter. Faydalı bilgiler $ Fit hecitefl Küçük oküyucular, denizç girmek, yüsmek öğrenmek, yaşınız için tam Pzamamdır. Yalnız yürmek öğrenmi- ye büşlürken mühakkak yi yüzme | bilen birisinden öğrenmeniz lünm -| dir. Yoksa hiçbir vakit İyi yüzenmce. sİniz, Denize gizerken — terli olmamıya dikkat edinin, hastalarlırsınız. | İmcx, derhal çıkınız. Bu, üyümiye bat- dadığınızı gösterir. Yol yek vİDO zarar görürsünüz. BİLMECE? ÇA Yukarıdaki kesilmiş resmin parça- larını bir araya getiriniz. Bir büyük adamımızın resmi çıkacaktır. Baka - ham kim ölduğunu bilecek misiniz? Bu bilmeceyi dağru çözenlerden: 1 inciye İsmet İnönünün büyük bir fotoğrafı, 2 peiye bir sulu boya takımı, 8 üncüye bir dolma kurşun kalem, 4 üncüye renkli kalem takımı, & inciye G adet İstanbul manza - rası, 10 uncuya kadar — birer adet diş patı, 25 inciye kadar birer çocuk ve - manı, Bilmeceyi çözdükten sonra bir kâ- Bida yazıp zarfa koyunuz, ürerine kuponu yapıştarımız. 1 kurüşlük pul ile günderebilirsiniz. | | | Padişahımız B temmuz 1541 tarihli hihmecenin Padişah bulamayız. Fakat ken- | çözülmüş yekti DEVEKUŞU'dar. HOROZUM Sabahları daha güneş doğmadan Hemca ko; Çok çetindi. Çocuk hikâyesi: Kanlı paçavra Ahmet Şakir 18 yaşında — yüçlü kuvvetli macera sever bir delikunlı , Hayatta kimsesi yoktn. Bur güe di ve zeki çocuk pargemz seyahalin di de yolünü buldu. Amerikaya iiden | âüler, Bu bir kalasa benziyondu. Ah- | ian bu #eca adamın mevcudiyeti, ni- Denizde ilk ürperme hisseder ot -| bir gemiye — tayfa olarak girdi. O | wet Şukir hemen derme çalına kürc- | hayet birkaç gramlik tebeşir tozun- zaman Amerika yolculuğu — şımdiki Kibi 25 gün değil, aylarıa sürerdi. Ahmet Şakirin vapuru tüccar yazı taşıyan — küçük bir — tekneydi. Büyük denizlerin coşkun dalgaları- na dayanabilecek miydi? Aradan ikt #y geçmişti. Rir gece Ahmet Şakir müthiş bir sarsıntı ile uyandı. — Ortalık zifiri karanlıktı Müthiş dalgalar — küçücük — gemilye çarparak korkunç gürültüler çıkarı- yor, töknenin ber tarafını göetrdüti- yordu. Bötün tayfalar da ayuktay- dılar. Biraz sonra büyük bir dalea va- sanı ahıp götürdü. Kaptan tehlikedeydi. Buna vaf- yertnden krmılldamyör” da. İkinci bir dalga kaptanta bern- ber küprüyü denize attı. Akabinde maüthiş bir görültü Te gemi punca- landi ve bütön tayfa denime dökül- dü. Büyük bir tesadüf yapurun yesü- Üzz sandalım kazazedelerin kurşısena çıkardı. Almet Şakir hemes kendini bu sandala attı ve arkadaşlarını ura. | maya başladı. İki dakika sonra çark- çıbaşıyı gürdü. Zavallı adam gemi- | den kopan tahia parçalarından biri- ne sarılmış «İmdat! İmdat> diye ba- Bırıyordu. Ahmet Şakir onun — yar dimina koşmak İstedi, fukat sanda- İm kürekleri kaza esnasında denizde kaybolmuştu. Bu sırada bir tahta parçası gör- dü ve bizim kahramat onu yakala. Miya müvaffak oldu ve tahta parça- #mı körek gibi kullanarak çarkçıba- şının yanına gitti, onu baygın bir balde sandala aldı. Ahmet Şakir bu defa diğer arka- daşlarını aranıyü Daşladı. Saatlerece Uğraştı, fakat kimseyi göremedi. Sabaha karşı deniz yatışmıya baş- lamıştı. Böylece sandalın sevki ko- lay oluyordu. Fakat nereye? Etrafta kara parçasından eser yoktu. Uçsmz burakaz bir denişde ve bir sandal içerisinde — bulunuyorlardı. — Bitüz fümitleri bir vapura rastlamaktı. Fa- kat bu Ihtimal de çok utaklı. Çünkü | © tarihte Amerika İle Avrupa ara- 6|cında vapar seferleri pek ender | olurdu. Şimdiki gibi büyük vapurlar, pötelyonuma ilekte. Katka İngiliz sırlı, Güzel bir dul... Onun benden başka üç En- telicens Servm memuresi daha var. Yalnız bunlar- dan biri istihbarat bizmetinde çalışıyor, diğerleri- Onlarla da tanıştık. İ- tıhbaratta çalışan Lili iaminde fevkalâde güzel sa- rışın bir Kanadalı, diğerlerindan biri bir Yunanlı dilber, diğeri de kırk beş yaşlarında kazık gibi bir nin vazifeleri bürolardı Mim ingiliz karısı, Her istediğiniz zaman da tabiü biraz ihtyiatlı olmak şartile beni gelip görebilirsiniz! iyetle dolaşacağım?. 1 Alman artisti olacaksiniz.. — Yalnız biliyorsunuz, Almanların beni takip ettiklerine kaniim, Rumanyada feci bir çarpışma K H& — Evet biliyorum. Fâkat burada sizi Alman- Tar takip edemezler. Alınan hüviyetile de siz İtal- yanlara sokulabilirsiniz!. — Öyle yapalım, Küçük ismdle Joha olan şefin yanından aynıl- 'dim. Ropot talımatı daha evvelden almıştı. Bera- berce şehre çıktık. Evvel ahaptaki lâ Şeri Abdülv. Di Yunanh kız, 23 yaşlarında. Yedi senedir Mı- sırda bulunuyormuş. Hem Yunanlılısı, hem Lili, hem de diğer İngiliz kadını arapı Tisanı bana öğretmiye karar verdiler. Ropot, pusapartumu — almıya mahallede bana bir oda tuftu ve tirdi. Lili, bilhassa şehirde çalışıyor. tımı naklediyordu. Bir arkadaş vasıtasile bir ltal- yan bankasının bütün muamelâtını takip edebili- yordu. Misirli zabitlerle düşüp kalkiyordu. Büyük Er. kânıharbiye Reisi Aziz Paşaya - gizlice _â Bu çöplükle başka horoz ötemez. kavga başlar; hiç dormaz t onu kimse yenemez; didir; üŞ eh G | İ Ht devümli ve tehlikeli bir spor, kanhı Bir mücadele ile öl çöldüğü ve fert Gümünün tır kiy- met ilade etmediği bir devirde yaşı- yorun. İçinde bulunduğumuz cihan harbinin toplu karltâmları, kütlevi ö dümleri yanında evinde büd bir hax- *alğın tabli bir neticesi olarak wavi- yeti Hlös eden bir İnaanın ölümüü bir çivrisinek kanadının kopması mahi | yetimi almıştır. Ka yüksek ve vledani Tkizlerie zevdiklerinin cenaze rasime- İserinde gözyaşlarını döken insanların | yüzü, bini ve enbinlercesi bir an için- de feryat ve Tişemsız slarak cen ver İmektedir. Varşova, — Roterdai, Bel- Frad ve Girit gibi mamürelerin bom: ha yağmura altında hâk üe yeksan almasına ve sayısız şehit vermelerine çağmen harp bütün şiddetile devanı | steş çemberi içinde kendi- kanlılıkla öldüren akrep- leç veyahat da nteşe atılan canlı pervanelce cibi ihsanlar da sevki ta- Bü Bökmünde mukadder bir ölümün Lurbanları bulunmaktadır. ALEV ALYANAK Yazan: çe transatlantikler — olmadığı içim — hu VE HARP Bir kemik bakiyesi olarak toprağa intikal eden b | ferdin ölümü teşriht tezahürile belki ilham eden ölüm ise müsbet bir sevkitabiidir Dr. Rasim Adasal —— yokuluk çok tehlikeli di Onun için her denizci bu seyahate cesarel ede- vecadi. A Ertesi gün öğleye doğru kazazc. deler deniz üzerinde bir karaltı gör- iklle sandalı 6 tarafa düğru sevkât- t. Bir müddet asnra ne görreler be- Benirsiniz? — Arkadaşlarından — ikisi gemider kopmuş bir kalas üzerinde değiller wit İki tayfk da geniş ka- lasa uzanmış, hareketeir bir halde idiler, Ahmet Şakir sandah kalaca yanaştırarak arkadaşlarını kurtardı ve suatlerce uğraştıktar sonra onla- rı ayıtlmıya muvaffak oldu. Çarkçı. başi bizlm kakramanın bu cesarat? Kkarştanda cidden hayran hakmak: tan başka bir işe yaramıyordu. Ölüme, maddi ifadesile nihayet mü. teveffa Başvekil Chamberlain'in dini | merastmle — billürdan bir kavanosa tevdi edilen bir avvç kül bakiyesin- den ibarettie va tarihe hükmetmiş o. dan başka bir şey değildir. Perdiye- te bağlı biyolajık bir Evruret elan 8- Tüm, hayalın bir purçarımı ve İüzimiı gayri müfarik bir tecellisini teşkil e- der ve beden hücrelerimizin her bi- rinde biz katabolizmu, yânt bir yığın- ti şeklinde başgönteren bir veliredir. Ölüm ister mübim hayati hücrelerin Çöküntüsü, ister ane damarların vert. leşmesi ve kireçlenmesi, ister tedriel bir üzriyet zehirlenmesi veya ihti- yarlığı şeklinde olsun, nihayet teşrihi bir formalitenin ifadesidir. Ölüm ve. tiresi müzmin bir tezabürdür. Yüni Aradan iki gün geçti. Büyük fe | insan anasının rahminden dünyamı- lüket başlamış, açlık baş göstermir- | za çıktığı andan itibaren ölümle kar- H Deniz saya ile midelerini doldu. | g karşıyadır: gün mectikçe tedrici rarak aclıklarmı gidermiye — çahan | ihtiyarlık vüki olmaktadır.. Bir sa yorlar, fakat boş mldeve inen tunlu | türrie esnasında veya bir dimağ ya- va onları rahatsız etmekton başka | rasile vüki olan hâd ölümle, tabil bir bir-netire vermiyordu. Tam beş gön bu vaziyet devam etti. Nihayet tay. falardan biri daha fazla tahammül Dedenciyenek — çüdırdı, arkadaşlarına saklırmıya başladı. Sandalda bir bo- aaruret halinde tedricen hüerelerimi. zi ihtiyarlatan ve sertleştiren müz- min ölüm arasında nihayat bir dere- € farkı vardır. Meşhur. (Hayat ve Memat) eserinin mücllifi olan Daatre gibi âlimler, ölümün sahiri makareı Huşma oluyordu. Bereket deniz çök | L Ci Leokl kan ve mesiçler kim- sakindi. Fakat çıldıranla uğraşmak | Y in tageyyüderine — ihtiyar- kolay olmadı ve sandal bu mücadele İ üklarile çok uğraşışlar — ve cazlp Jesnasında devrildi, hepsi denize dö | zazariyeler öne sörmüşlerdir. Fakat Kütüüler. mevke göre tırabı olduğu gibi, ha- Sandalı yino ük yakalıyan Ahmet | yata göre ölümü de menfi bir vetire Şakir oldu ve tersi dünmüş <lan ba (olarak kabul eden hazı hayatiyatçı- | küçük tekneyi, düzelterek içine atla- | ların nazariyeleri yanında diğer bir du. Sonra da çarkçıbaşıyı kurtardı | kisım âlimlerle filoroflurın — telâkki- |ve boraberce diğer arkadaşlarını a- | leri-de de şayandır. Psikanalla radılar. Alimi Freudl eZevk Prehsinin Mavera Fakat (kisi de görünmüyarlardı, | thde aşırır: 1 — Hayat veya cinsi- Biraz sonra aandalın konarında do- | yet sevkitablileri, 2 — Ölüm sevki- nir üzerinde kabarcıklar peyda oldu | sevkitabit gayesile ölüme müncer e- |ve akabinde arkadaşlarından bivi &a. İ(hur ve hayattar mahlük çıktığı yere |run özerine çikta. Bu aklı başında bi e dünmektedir Vatan tayfa kükrCüü: sandhie' akirlar | aa Bi Çıldıran boğulmuşta, İ Aredan bir gün daha peçti. Üç| — Demek istiyorum ki birimlz iki közazede bülâ imdat bekliyodlardı. | kişiye yom olsun da karmımızı doyu- Nihayet çarkçıbaşı dedi ki: ralım! — Arkadaşlar, 6 gündenberi açız. | — Tayfa, çarkçının - fikrini — tasdik ne vakit kurtalacağız, ne vakit yi- |eder sibi başını şalladı. Fakat Ah- yecek bulacağız? Bu da belli değil, | met Şukir kımdı: Benim bir fikrim var. Açlıktan üçü-| —— Böyle şey olmaz. Ya hepimiz müz birden ölmektense birimiz öl- | kurtularaz, yahut da bepimiz birden zek ve diğer iİki can kurtulsa daka | Slürüz. Vahşi insanlar gibi biribiri- âlâ olmaz mı? misi mi yiyecefla? Bu alçaklıktır. Ahmet Şakir atıldı “| Çarkçıbaşı belindeki seri uçlu — No demek isliyorsun çarkgıba. kamayı çıkararak cevap verdi: tebaalı bir Mı- ediyor ve sözde ona İngilizlerden haber getirerek casusluk ediyordu. Pansiyon sahibemiz ise fevka- lâde iyi bir kadın olarak görünmüştü. Daha o gün: — Bana İngilizler çok iyi bakıyorlar. Ben de onlara müteşekkirim, demişti. Siz burada kendi evinizde gibisiniz, istedi ğiniz misafirleri kabul et- mekte serbestsiniz. Bu serbestiyi yaptığınız meslek fHamına hoş görmiye mecburnm, Evimin anahtarı- ht size teslim edeceğim. Arzu etliğiniz saatte eve gelebilir, arzu ettiğiniz saatte çıkabilirsiniz. Er- kekli toplantılar, nazarı dikkati celbetmedikçe be- nim için bir mahzur teşkil etmez. Lili de onu tasdik ettir — Çok iyi kadındır, pansiyon sahihemiz dedi. Benim ve Eleninin misafirlerimiz hiç eksik ol- maz, öbür arkadaş bu işleri biraz hoş görmüyor- du ama © da alişti. Sonra kahkaha atti: — Eğer dedi, hayatırmada bir serbestlik de olmasa, yaptığımız iş hiç çekilmez... Düşünün bir kere, bu bayat mı... Naticede biz kadınız, ne ka- dar macera düşkünü olsak da nihayet evimizde eturmasını, kendi mahremiyelimizde yaşamayı is teriz. ça biliyorlar. Bu gitti, başka polise tesçil et- Halkın hissiya- metreslik menfi birtecel- ve hâtlâ dinin ulvi şeklini ve bu ölüm sevkitabilsi hayat cevhe- rİnin can nefhasına sahip olduğa aa doğmaktadır. Antak bütün. hayat müddatince uzviyetin ölmemek için bir mücadelede bukunduğunu görüyo- ruz ve bunu da malik olduğu buyal ve çinsiyet seykitabillerine modyun- dur. O baldo ölüm bu uzviyet müca- delecinin bir Hfâsından idarcttir; ve bu teşrihi tezahürile menfi bir e- celii gilidir. Fukat hayallaki müsbet İçtimal hüdiseler bize ölümün müsbet bir sevkitabit olduğunu gösterir. Ü- düm fikrinin bütün vücudü kapladığı öyle beliğ misaller vardır ki, bunlar- da bir dinamizm ve dolayısile. öüm- de müsbet bir rol kabul etmemek im- kânsızdır. Birçok filozoflara ve ahlâ- kıyalçılara güre ölüm, hayatın ve di- nin en ulvi ilhamlarından biri, nihal gaye itibarile Kosmos dediğimiz vüsı kâlnat vahdetine karışma aşkıdır. Filooflara kadar uzanmıya — hacet yektur. İlim, insanlık, vatan uğurun- da ölümlerde bu Üühi ihamın hizi ve rohberliği meşbuddar. Hayrece şayan kahramanlıkların, muharebo fedakâr hıklarının GİVi mösülleri birer örnek- tümleri banlar arasındı bu müzbet ölümün bir mükâfatı, ebe- di Nirvana'ya kavuşma zaadetinin bir tesellirklir. Harbin bütün fecinia- mı, mahrümiyetleri, — kaddarlıklarına karşı göğüs gererek zevrkle lüme tılan bir insan, bu ölümü bir hayı kadar benimbsemektedir. İşte bu ölüm huyatiyatçının billürdan bir kavano. za bir komik bakiyesi halinde in'ikal eden teşrihi ve kimyevi ölümile kabili kıyas değildir. İnsan fert olarak ölü me karşı ürkektir ve vazifesi sıhhatli olarak yaşamaktır. Fakat kütlenin ve bir vatahin yaşaması için fertlerin ölmesi lâzımdır. ve artık bu ölümde genmet değil, bilâkis gayevt bir fa- talizm vardır. Bu süretle ölüm i mai sevkitabillerle guurlaşın bet bir meylân vasfını kazanız. Esa> son ümümiyetle hayatın gayesi ve eseri, bütün unsurlarını çazr ile vex- hir etmek için ve bütün bunlardan neslin ve insanlığın bekası için de bir vakfınefla İstemekten ibarettir. — Bu içimai mekaünizmada ölüm de bizzat haşat gibi müsbet bir vazife rolünü oynumnakta ve bunun sayesinde ha- kiki milletler ve valanlar dünya üs- tünde gerefle baki kalmaktadır, Bü- yük vatanperver Namik Kemalin bü- tün milli beyecanlarında vatan uğu- runda ölmenin alvi ilbamını ruhumuz da düyüyoruz. - (Vatan ve Silistreb sinde kahraman İslâm Bey, bu guurlu ve müşeri ölüm Borazanlarından bi- ridir. Bu yolda can veren vatan ve insanlık fedailerine Türk şairinin şu iâyomut mısraları dahi zayıf gelir: Saxn dar gelmiyecek makberi kimler kazem? veni tarihes — devem ağaatan. RASİM ADASAL «Cömelim get, — Bursdn üç kişiyir, artada bir teklif var, Bu iki kişi terafımdan ka- buül edilmiştir. Ekseriyet — bizdedir. Ya bu fikri kabul edersin, yabut... Ahmet Şakir susta, Tayfa, çark- çıbaşıya sordu: — Peki ama, kimi keseceğiz? Çarkçıbaşı cevap yerine gümlefi- nin bir kasmını — yarttı. - Bundan üç . Sivri — Şimdi hepimiz gözlerimizi ka- pıyarak bunlardan birer tana alae cağız, Kağlı paçavra kime çıkarıa Poma keslp yiyeceğlz, dedi. | Hepsi gözlerini kapadılar ve öş '; paçavrayı paylaştılar. Gözlerini açe Lalar. Hepsl — ellerindeki kanlanmış paçavraya bakıyar, bir türlü açmıya cesaret edemiyorlardı, Nihayet Ah. met Şakir: — Korkaklar! Diye bağırarak elindeki paçavrayı JAçtı. Sapsarı kesilmişti. Kanlı pae çavra kendisine İsabet etmişti. Eline |de duruyardu. Bir dakika sonra üle- Veek, vahşi arkadaşlarına yem ola caktı. x a F | Çarkçıbaşı teselliye kalktı: — Ne yapakm! Taliine küst Ahmet Şakir atıldır — BSus! Pis, vahşi korkak! Sonra ikisine birden haykırdı:

Bu sayıdan diğer sayfalar: