29 Ağustos 1934 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

29 Ağustos 1934 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ecnebi Matbuat: — Ecnebi Gözile Türkiye - proletarya memleketi - dağildir. Millet-inkılâp yenilik ve Teform mesaisinde inkılâplarla birliktedir. « Bazi baba, hakikaten Tü #Hollandadaçıkan De Te tos 1934 tarihli nüshasındaki | başmakalenin tercümesi olup dün bu sütunlarda ne. şrolunan ilk kısmının son- udur.| Demokrasi Türkiyenin kalbi mesabe- sinde olan Ankarada 13 Te. mouz, bir cuma günü, tatil günü, Her yerden, bütün ba- hçelerden insan kahkahları ve musiki pağmeleri işitiliy- | or. Bugünkü tatil gününü | hükümet morkezinin — inşaf mucizeleri arasında geçirm- ek üzere uzaktan, yakından birçok kimseler şehre gel. mişler, gezmişler, ve evleri- ne dönmezden evel oturup bir fincan kahve ve yahut bir bardak şerbet içerek di- nleniyor, eski ve yeni mus- iki nağmeleri ile neşeleniy- orlar, Bu hal, halk bahçe- sinde böyle olduğu gibi ona bitişik olan Karpiçin bahçe. sinde de böyledir. Karpiç, Şehir lokantasıdır. Orada di. plomat ve nasırlara, yükesk memurlara, tüccarlara, imti. yaz avcıları ve turistlere te- sadüf olunur. Karpiçin bahçesinde halk arasında birdenbire bir ha- reket oldu ve bu haraket çabucak diğer bahçeye de sirayet etti. Herkes sevinç ve heyecan içinde parlıyan bakışlarla masadan masaya biribirine sesleniyordu: —Gazi geliyor. Türkiye — Reisicümhuru Gazi Mustafa Kemal Paşa, akşam yemeği - için yüksek bir sosyete içinde Şehir lokantasının bahçesinde otu- rüyor ve bütün halk Gaziyi görmek maksadile orada bir-! ikiyor. O sırada Kemal Paşa birkaç söz soylüyor, kapılar — açılıyor. Şimdi Ga- zi büyük bir bahçede hal- kın arasında görünüyor. Bir adam, tamamile basit bir adam. Belki bir köylü... Gazinin karşısına geliyor, Haraketlerinde-biraz çekin- gendir, fakot gözlerinde it- mat ve emniyet vardr Gazi Baba söyle bakalım İtalya ile siyasetimiz ma- sıldır?. Gazi parlak ve kes kin nazarlarla bu adamı tet kik ediyor ve sonra arka sına lönerek kendisinden pek uzakta olmiyan Hariciye Ve kılini çağırıyor ve köylüye sükünetle cevap vererek di- yöor ki: Bunu sına Tevfik Rü ştü bey benden daha - eyi anlatacaktır. Zira — buü işler onun ihtisası sahasına aittir üzerine — Horiciye adama müfissal müşkül siyasi meseleleri izah ediyor. Ar- tık her taraftan — sualler geliyor. Gezi bütün sualleri dinliyor ve cevap veriyor Maiyetindekiler ve halk ba hçesinin ziyarotçileri biribir- ile dansediyorlar. Herkes bir millet olarak, arkadaş olarak — müşterek bir sevinç ve neşe duyu - yorlar. Bunun Vekili seboeplerile o Ik milletinin babasıdır. » kan İşte bugünkü Türkiye bö- | Igraaf gazetesinin 5 Ağus- | yledir, yani arkadaşlık vo | vahdetli bir topluluk teşkil eden bir halk memleketidir. Bu birlik, topluluk ve arka. daşlık içindeki (Kollektivite) nin doğurabileceği tehlikeler dajma inkıtasız — bir su- retle —tesir ve — jerayi nüfuz etmekte olan otorite ve rohberlik sayesinde izale edilmektedir. ve müvaflık olamadıkları, Sovyet Rusyanın dolambaçlı yollarla proletarya diktatör- | lüğü üzerinden elde etmek istediği, emperyalistlerin ret | veinkâr ettikleri ve kapi- talistlerin şüphe ve tereddüt. j le karşıladıkları şey, yani: | Sınıfsız bir cemiyet burada tahakkuk ettirilmiştir. Teminat ve kefalet | Şüphesizdir ki her yerda olduğu gibi Türkiyede de köylü, tüccar, amele, münoy. ver, memur, direktör, idare edenler ve edilenler - vardır. Fakat bunlar yekdiğerile mücadele eden | sınıflar değildir, ancak yek diğerini tamamlıyan vae biri. | birine mütekabilen kıymet veren,hürmet eden, umumi | hizmet ve refah için müşte- reken çalışan muhtelif mes lek adamlarıdır. Bu fikirler halka bu genç memleketin yaratıcısı tarafından ilk gü- | nden itibaren aşılanmış ve mu-| vaffakıyetle tatbik edilmekte bulunmuştur. Biz bu muvaf- fakıyetli tatbikata ait birçok misaller gördük, Bu itibarla beyanatımızda — hiç müba- lâğa etmiyoruz. Maamafih şu sual — varidi hatır olmak dır. Eğer Türkiyenin milli bütçesi komplike sekillere girer ve şimdi meveut olm- iyan servetin tevzij — bir mesele halini alırsa şimdiki | vaziyet devam — edebilecek | midir. Müstakbel şekil olursa olsun — bugünkü hal | ve vaziyet için büyük ve hu-| dutsuz kiymet ve - kuüdretta | bir teminat ve kefslet var- | dir ki © da Güzmin şahsi- | yetidir. Bütün halkın — Gazi için boslediği — muhabbeat, sevgili bir aile reisi hak- kındaki muhabbet gibi hud. utsuzdur. Diğer taraftan da | Öazinin otorites; ve bu oto- | ayrılmış ve ne riteye karşı olan sayğı — ve hürmet te hudutsuzdur. Türkiye proletaryamermleketi değildir Bununla beraber Türkiye umumi proletaya birliği ar- zeden bir proleterya mem- leketi değildir ve böyle ol- dahi istemiyor, Ye, Türkiyenin beşiği önün- vaftiz. babalığı yapan Rusya bu sebeple büyük bir jnkisarı hayale uğramıştır. Vükıa memlek- et para cihetinden fakirdir, tedavülde bulunan — kâğıt paranın mecmuu 180 milyon Horinden fazla değildir. ve nüfus başına bir — Zahner isabet etmektedir. Burada halkın tenviri se- viye ve refahının arttırılması mak ni de Sovyet ATü'rkiye. Sosyalistlerin ötedenberi kurmak istedikleri için büyük ve — yorulmaz bir gayretle çalışmaktadır Her nazır her — köylüye | öğrenmek istediğini gönül | hoşluğu — ile bildirir. Büyük gazetelerden — biri olan (Mi- liyet), — halkın hâdisata vukufanu ve Lâtin harfleri ile istinasını temin için köy- lera muntazaman ve purasız bir neşriyat servisi gönde- Tütün İnhisar idaresi bir sigara rır. köy halkı için çıkarmıştır ki şehirde satılan sigara ile aynı kalitede ol makla bersaber şehirde satı lan sigaranın fiat.nın üçte bi- ri nispetinde ucuzdur. Ve bu sigara şehirlerde — satılmaz Yüksek mektepler, sanat ve meslek mektepleri ve ünive- rsiteler hemen serboestir. Bu suretle bütün memleketin ok- uması ve öğrenmesi imkânı vücude getirilmiştir. Her me- ktebin bir kooperatifi vard- ır ki bu vasıta ile maişet va. ziyetleri biraz eyi olan tale- belor bu cihetten düşkün vöziyette olanlara yardım etmoktedirler. Her yerde bir | Halkevi vardır ki bunlar bir rer kültür merkezidir, İlerle mek azıminde olan Türk ge- nçleri bu evlerde toplanır- lar, buövler halk birliğine doğru daima ilim ve irfan neşrederler. Netice itibarile Yeni Türkiye — hakiki bir | demokrasi memleketidir. Millet - İnkılâp, yenilik lzah edilen bütün bu şey ler büyük eserin — hepsi ve tamamı — değildir. ve hattâ bunların için de bazı amatör- lük ve beveskârlık işleri de vardır. Esas — ehemmiyeti haiz olan şey: Milletin anla- yışı ve yapılanı bilişi ve bi. rlikte çalışmasıdır. Ünun ya ni Türk milletinin giriştiği inkılâp yolunda aldığı sü- rat (Tempo) ve eline geçi- rdiği hürriyet ve hâkimiyet ile sorbest olarak taşkınlık. lar yapmasına — mübalâğa ve ifrata — kapılma: reh- beri katiyen mâni olmak. tadır. Bu itibarla Türk milleti şimdiye kadar uslu - bir ço- cuk olarak — kalmıştır. ve dahaeyi yetişmesi talim ve | terbiye görmesi İâzım geldi- gini biliyor Türk kendi maddi vaziye- tini, müşkül mücadeleler iç. inde kıvranmakta olan Garp âleminin vaziyeti ile muka- yese etmez, Çünkü Türkiy- | ede onun yeknasak ve mü- msik tarzı hayatını sarsacak bir buhran yoktur. - Fakat | | Garpten gelecek bir ziyare- tçi eğer Türkiyedeki inkişafı Carp ölçüsü ile mukayeso Detmek gibi evalden verilm - iş batıl ve budalaca bir ka rar ve havese kapılmış olm- aksızın bu memlekete gelir 806 burada üdeta her adım- da ümitlerledala bir hayatın kuvvetli bir cereyanı karşı- sında kolır ve bu memleke- tin yarın gelecek sabahına inanır, İşte nikbinlik bu, zor ile tazyik ile değil, hakikat aşkı ilo ve vatan muhabbeti ilo terennüm edilen şarkı. Mustafa Kemal Paşa, Gazi Baba, hâkikaten Türk mill- etinin babasıdır. Milleti bir vakitler kendi — vatanında ecnebilerin hakimiyeti altın- da, ecnebilerin menfaati için çalışızdı. Gazi Mustafa Kem- al Türk milletini kapitülâs- yonlardan ve ecnobi hâkimi- | | HİKÂYE: Kadın Aşkı! Türkân hanım çulışmaktan mütevellit yorğunluğunu dinlendirmek - için yazıhane. sinin — balkonunu — çıki eaddeden gelen. — geçenleri seyrediyordu. Yolun nihaye- tinde ilerliyen bir genç gör- dü. Boyu, uzun ve güzeldi. Bu güzel gencin eşini o, hiç bir yerde görmemişti, gör- mediğine de emindi. Böyle bir güzele rast geldiği bir şehirde bulunduğuna da ay- rıca memnun — oldu. Ügün bütün arzusuna rağmen ta- nıdıkları ve arkadaşları içe- risinde bile (Atillâ) dan gü- zel görmeğe muvaffak olama dı.Ertesi gün yine aynı yere çıkarak kalabalık arasında onu görmeğe çalıştı ve gör- dü, Üçüncü gün onun güzel yüzünü daha eyi farkedin . ce kendini tutamadı. Titre- di, dondu, mütemadiyon onu takip etti, göz üşinalığı olsa gerek ki mütebessim bir çeh-i re ile hafıf —bir revorans yaptı. Yanındaki zile bastı, hademe geldi. Beyi işaret ederek tanıyıp tanımadığını sordu ve mesleğinin ne oldu- ğunu öğrendi. Onlar pek — kısa bir zamanda somimi iki arka- daş oldular. Haftanın vazi- fe harici olduğu zamanları biribirlerini görmeğe hasre- ttiler. Bazan bahçeler aras- ında geziyorlar. Bazan da dero kenarına iniyorlar; gö. rdükleri güzel manzaralar karşısında — yekdiğerlerine aşklarını fısıldıyorlardı. Türkân artık onlamıştı ki Atillâsız hiçbir gün geçmi - yecek mutlaka onunla toşr- iki mesai etmek, hayat arka- daşı olmak lâzımdır. Zaten a«aşk» denilen varlık bu iki genç srasında kendini gös- termişti. Fakat tatil gelince Türkân ailesi yanına dö - nmeğe mecbur oldu. Ayrılık günü geldi. Otomobil Türk- An hanımı evinden — alarak kornasını — çalıp — sokaklar arasından geçerken Atillâyı mutlaka göreceğini söyledi. Otolin önünde gördü. Her ikisi de ayrılığın tesiri altı- nda kaldılor. Ağladılar, Fa- kat bakışları çok hazin ol du. Tam ayrılacakları zam- aa Türkân hıçkırarak kolla- rını Atilânın boynuna dola- di — Çabuk gelirim, bu ayrılık bana çok üci geldi, Allaha ısmarladık, senden ayrılam- üm Atillâ.. Dedi. eat O gün Atıllâ daha kuvvetli bulunan — sevgilisi Türküzle Bezerlerken yavaş, ağır ad- ımlarla kendilerine — doğru gelen bir genç gördüler. Tü rküz « Na güzel bir hanım» diyerek Atillâya — fısıldadı. Fakat Atillânın rengi atmış- tı, Çünkü, gelen genç — kız, ikinci sevgilisi Türkân — idi. Genç kiz yanlarına — yak- ğ Yazan: ENVER ŞEFİK laşınca: A... Sen burada mısın? Demekten Atillâ kendini menedemedi, Genç kız sakin birtavırla, fakut dolgun — Evet Atillâ . Ayrılırken erken geleceğini söylemişt in! . Atjllâ iki genci biribirine tanıştırdı. Türkân ile Türküz hainleşen — bakışlarla bir lerini süzdüler. Genç kız kendisinin yerini bir başka kızın tuttuğunu hatta sevgi- lisinin kalbine hükmettiğini bütün acılığı jle anladı. toessü- ründen tıkanacak gibi oldu göz yaşlarını, hıçkırıkları- nı zor zaptediyordu. Sevgilisinin bu muzaffari- yetine şahit olmak için mi? Ailesinden ayrılmıştı. Yesini daha eyi göstermemek için koşarak yanlarından ayrıldı. Atillâ mephut bakıyordu. Lâkin ani bir hisle Türkâ- nın arkasından koştu. Yolun ortasında yakaladı. Genç kız kendini zaptedemiyerek göz yaşları arasında: — Beni bırakınız.. Atillâ.. Artık beni sevmiyorson!, Di- yebildi. — Türkâncığım beni af- FYGT B AT 3 genci nasıl başkasına teslim edebilirdi. Onu sevmemiş idi. Ve kendi arzusile onun için ailesi ya- ayrılarak gelmemiş Atillâya dönerek: — Haydi gel eve gidelim dedi. Eve gittiler. Artık Türkün- ın teessüründen eser kalmamış- tı. Çünkü galibiyeti kazandı. Eski günleri — hatırlıyarak neşelendi. Atillâ Türkâna başka kim- seyi sevmediğini ve görün- ce kalbindeki eski — ateşin tekrar alevlendiğini, sensiz geçen günlerin hiçbir kıym. eti olmadığını öyle derin bir vecit ile söylüyor, geçmiş zamanları öyle canlandırıyo- rdu ki genç kız kendini tu. tamıyarak Atillânın — kolları arasına bıraktı. Gece geç vakit olmuştu. Atillâyı kendi yatağında yat. ırdı,Karşısındakı odadada bir yatak yaptı.0 gece sevgilisi- nin odada nefes — alışını işilmesi kadar kendini bey- hun ve mesut eden bir za- man tasavvur edemiyordu. Sabah olunca Türkân ya- rım saat, bir saat bekledi. Odada çıt yoktu. Oda kapı. sını vurdu. Gene ses yavaşça açtı. Atillâ yoktu. fediniz.. Sizi seviyorum. Hoem, Şüpbeleşen nazarlarla odan- çok seviyorum. Eğer sev- memiş olsaydım ondan ayrı- hr mıydim.. Siz benim sev- gilim o, ise bir arkadaştır.. Türkân bu. sözlere kan- mak istiyordu, (Bir erkek ın her tarafına göz verirken masanın üzerindeki — zarlı gördü. Kendisine hitap edi- yordu. Hemen yırttı. Şunlar yazılı idi. « Türkân artık ben gi- kalbi de kadın kalbi gibi ol-| diyorum. Çünkü.. Türküz be- maz.) Felsefesini yürüterek aldatmak ihtiyacını içinden hissediyordu. — Kadının en müşkül — vazifesi hovarda meşrep erkekleri idare et- mektir. Evet galip — gelen mutlaka kazanır. İşte aşkta da böle mi? Türküz kendi yokluğundan — istifade etme- miş mi idi? Şimdi yanında bulunduğu böyle şirin bir ni bekliyor, onunla nişanlıyız. Seninle muaşs! Atillâ.» Kâğıdı birkaç defa zonk- lıyan dimağile okudu ve be. Iki bir daha görmemek üz- ere kaybetmişti. Nihayetsiz bir arzu ile Atillâyı bulabil- mek için kapının iki kana- dını arkaya kadar açarak: — Atilâl... — Atjlal... Diye inledi.. KT RARR AA AAA PARRADR & | KAHKAHALAR NİZ BU FİLİMİ HER MATİNA. Her ve rağbet olmuştur. böyle bir filmi her zaman dadır. GÜLMEK, VE HOŞ BİR GECE GEÇİRMEK İSTERSE- yerde ve herkes tarafından : Şehir Sinemasında 19 Ağustos çarşambarları itibaren EĞLENMEK HALDE GÖRÜNÜZ, Ayruca DÜNYA HAVADİSLERİ tile 30 ağustos perşembe günü saat 2,30 da Vahşi Afrikanın İç Yüzü mazharı takdir Tamamen tabii ve normalolan göremezsiniz. Çok jstifade meraklı ve heyecanlıdır. Fırsatı kaçırmayınız. Saat 2,30 CUMA matinamız saat 2,30 dadır, SEFİŞLSRİŞİ DA YA SAZ İ YAYAY DA A, SAA Vi KT ORUDAR. SANAYİCİ! Cümhuriyet bayramında An- karada yen (SERGİEVİ) nde açılacak sa- nayi sergisine iştirak etmek şerefli bir vaz- ifedir. Şimdiden yerini ayırt! Milli İktıisat ve Tasarruf Cemiyeti

Bu sayıdan diğer sayfalar: