19 Aralık 1934 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

19 Aralık 1934 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— SAYPA: 3 TÜRKDILİ Deniz - Silâhları Havas ajansı bildiriyor: Amiral Yamamoto ye Sta- ndley — arasında az süren dünkü konferansın sadece | yapıları programlarının bil dirişine — aid üç yönrlü bir anlaşma — yapılmasına dair | olduğu — anlaşılmaktadır. Bi- | lindiği — gibi, bu hususta Soyadları lcoriışlır Bakanlığının (Kö- ylerimiz) adlı bitiğinde soy- adı olabilebekleri bugün de 'l:gıdıkileıi yazıyoruz: #ertmen — Kılmamas — Kınmk — Kırgıl — Kırkıl — Kizilcin — Kızılçiın — Kızı- kaya -— Kızılkoca — Koçak — Koçı — Kaçıbaba — Ko-, ekdzı — Koaçman — Koçu — | Koçur — Kodas — Koke - | öteki murahhaslarla birlikte | iğaz — Kola — Kolaguz | Londra kabinesi tarafından | bildirimler alan Japon mu- | rahhasları daha hükümetle. rinin cevabını. beklemekte. | dirler. | Elde edilen intiba şudur Amiral Yamamoto, Tök- — Kolpar — Koltan — Ko- man — Konaç — Kondoz- Kondupen — Kongul — Ko- ngur — Konur — Kopal — Koparan — Koran — Kor- gün — Korkmaz — Korkat | ki, — Koşaca — Koşmat — | yonun kararıni resmen al- | Kotancı — Kotumar — | madan önce, — Vaşingtonun | Kozan - Köbsen | bu teklifi nasıl h”':"".î cağını öğreâmek iştemiştir. Salâhiyetli mahlellere göre, amirol Standley bu mesele. | Din daha Amerika murahhas-, larının abayını çekmediğini bildirmekle kalmıştır ve ya- | İniz programların - tebliğine dajir olacak bir mukavelaye | bugünkü şartlar içinde Va- şington katılmıyacaktır. Japonlara gelince bu tali meselenin japonlar arasında tereddüt ve hattâ anlaşma- zlıkları mucip olduğu bildi- | —Kökez—Kökyar — Körem” en —Kucak — Kula — Kulagaz — Kultak — Kumsar — Kumru Kumduzlu — Kura — Kurcan Kurtdoğmuş—Kurum— Kuş toğan—Kutluca — Kuzgun — Küez - Kündüz — Kürtün Lüçin — Magol— Malğaç —Ma mak —Maman — Manay— Men- teş — Minteş — Moran— Morg- ul— Mortgan — Mortogan — Mosun — Mugan — Murtoğan — Narman — Norçin — Norgaz— Obuz — Oğsar— Oğurlu— Oh- | rilmektedir Murahhaslar tamış— Okam — Okşit— | heyeti pronsip itibarile âni Olgar — Oltan — Oldu- İ bir inkıtaın önüne geçmek kman— Omaç — Onaç — Onan — Opsar — Orman —| , — Ot hati g“ Y VAS şmeleri kurtarması için fe Özan — Ü: — Ozmuş— | Ödolıi l 'âî:dem Azm(;ı:m- | dakârlikler yapmağa anıktır. t Buna karşı — Japon deniz en — Ölmez — Önkür — bakanlığı programın teblitği Örcün — Örçen — Ürek — azami tonilatoların — tesbile Öre — Özbek — Özen — | iği Özkur — Özmüş — Pöçenak, ::ıı:::ı: T;:..ıg:'::hî;.' — Peşmen — Pozan — Sa. savilik kabıl — edilmedikce eak — Sagunç — Sağman — Sağnıç — Salaz — Salbaş— | Sda — Salçuk — Salın Belediye Başkanlığından: Sıbhi mahzurun defi için derelerin arınması işinde Sıtma mücade'e kanununa tevfikan « 5 » gün çalışmak mecburiyetinde bulunan mükelle- fin kendilerine işe gitmeleri için yapılan tenbi- hat gününde iş başında bulunm: dıklarıtakdirde nakten tahakkuk eden ikişer liram tahsili emval kanununa tevfikan tahsil olunacağı ilân olunur. Balıkesir milli emlak cevirgenliğinden Milli emlâke ait 21 parçatarlaile bir dükkân iki yıllık icarı 15-12-934 gününde ihale yapıl- mak için bir hafta uzalılnıştır. Alıcıların Defderdarlığa müracaatları ilân olunur, 296 Mwmâ TÜRKDİLİ neşrıyatından: ğ YAZAN: M. CEVDET Bır perdelik mektep temsılı * ) Fiatı: Beş kuruştur. İ;İıımeviuıizdıı ve her kitapçıda bulunur. lehinde ve hiç olmazsa üç yönlü bir anlaşmanın gorü- tavizlerde bulunmayı — dahi abamaktadır | rüttüler; | tarihçesile için yapılacak her gayretin | | mız çok mesut geçti. ( dünden mabat ) Doktor - bu meseleyi bir- çok — arkadaşlarına açtı. Hepsi ayrı ayrı fikir yü- Fakat — birisi de tam, tatmin edici birşey söylemedi Bir ay geçti Hasla görünmedi. — Birkaç — hafta daha geçlikten — sonra, ha stapın yerine, — memleke- tinden bir mektub geldi Doktor — ağrının, tekrar gelmemiş olduğunu düşü nerek zarfı sevinçle aç- t. Mektup — şöyle yazıl mişti: Aziz doktor; Hastalığımın menşeine dair sizi hiçbir. şüphede | brakmak ve bu sırrı. me- zora götürmek — istemem Sizi korkünç — hastalığının tanıştırmak ar zusundayım,. Ağrı ücüncü defa olarak tekrar - geldi. Onunla daha fazla uğraş mak — niyetinde değilim, Size bu moktubu, oğrıyan kısmın — üzerini cehennemi alevlerini teskin edecek bir ateş parçası | koyduktan sonra yazabili- yorum Altı ay evel — belki dün- l yanın en mesud hir, adamıydım. Zengindim, ha- yatımdan çok memnundum, Otuz beş yaşındakj bir er- koğin — yapabileceği şeyle lerin hepsinde büyük bir zevk buluyorum. Bir sene Devel evlenmiştim. — Karım eyi terbiye görmüş müşfik ve çok güzeldi. Malikâne- | me yakın bir şatoda otus ran bir kontesle uzun za- | man — arkadaşlık — etmişti, | tamamen şekil meselesi olan Beni minneddarlık ve şük- ran dolü bir kalble çıldı- | rasıya seviyordu | Altı ayı- Her | fazla | gün, geçenden daha saadetle dolu olarak ge- liyordu: — Şehre indiğim zamanlar arkadaşı kontesin yanına gitae — bile — uzun zaman oturamaz, yola çıkar | kilometrelerce — yürür — ve | saatlerce beni yollarda bek. lerdi. Bana karşı olan muhabb. eti. başkalarının hasedini mu- cib olacak kadar derindi. Be- nden başku kimso ile dane etmez ve rüyasında bir erk- ek görse bana bünü büyük bir cürüm itiraf eder gibi sö- ylerdi. Velhasıl dilber, ma- sum bir yavruydu. | İnsan bazan en mesud za- manında, saadetini kendi el- ile bozacak ve onun yerini betbathlığa verecek kadars budala oluyor. Karımın küçük bir dikiş masası vardı ki — çekmecesi dajma kilidli dururdu. Bu hal yavaş yavaş benim beynimi | kurcalamağa başladı. Dikkat I ediyordum, ne anahtarı moy. danda unütüyor ve nede çek. meceyi kilidsiz bırakıyordu, Bu kadar ihtimamla saklana- cak nesi olabilirdi? Kıskanç hktan çıldırıyordum. — Artik | onun masum gözlerine, bus- | elerine vo muhabbbetli sar- f maşlarına inanmıyordum. Bir gün kontes onu, be- raber — şatoda eğlenmek için, almağa — geldi va bani de — davet etti Ben, bir. - işim olduğu- * ğunu behana - ederek ın-j cak öğle üzeri gelebile- ceğimi kendisine vadettim. Dikiş masasının çekme- cesini — açmak için — işe başladığım zaman, karım- la kontesi götüren araba bihçeden çıkmış — yola ko: yulmuştu. — Doliğe uydur. mağa — çalıştığım birçok anahtarlardan nihayet bi risi — kilidi —açtı. — Altüst ettiğim — bir takım — kadın eşyası arasında küçük iplikten bir bohçaya sa- rılmiş, pembe bir kurde. le ile bağlı: bir demet mektub buldüm. Anlamak okadar güç birşey olma- dı. ; Karımın, gizli genç kız- hk — hatiralarına bakmak | gibi büyük bir saygısızlık yapmanın hiç de namuskârane birşey — olmıyacağını — dü- şünmeğe bile vakit bula- madim. Bunları — okumak içiğ mechul — bir. kuvvet bütün benliğimi kemiriyor- du. Belki bunlar kadınlık devrine, benim ismimi ta- kındığı devre - aitti. Kur deleyi çözdüm — ve bütün mektubları — birer birer okudum. Bu hayatımın en korkunç bir saati oldu. Moktublar - şimdiye kadar hiç bir erkeğe yapılmıyan ve gayri kabili —af bir çok hiyanelleri ifşa — edi- yordu. En yakın ve sami. mi bir arkadaşım tarafın- dan yazılmışlardı. Hem ne tarzda!... aşk ve derin bir jihtirasla dolu — olarak.. Bu gitmin gizli tutulmasını nümıl tenbih ediyordu!.. Budala kocalar hakkında neler söylüyordu. Ona ko- easının bunlardan haberi ol- maması için — neler yazı- yordu!. 0 andaki hissiyatımı tarif edemem. Bu - zehiri son damlasına kadar içtim. Sonra mektubları tekrar ku rdele ile bağlıyarak yerine | koydum ve çekmeceyi kilid- ledim. Kontesin şatosuna falan gitmedim. Akşam üzeri kar- ım geldi. Ben kapının diş mda bekliyordum. O, şen 1 şatır arabadan atlıyarak ko- şta, derin bir — muhabbetle boynuma sarıldı, öptü, öp- tü.. Halimden hiebir şey be li etmemeğe karar vermi- ştim. Biraz öteden beriden kon- uşduk; sonra yemeğimizi ye- dik ve bermutat — ayrı o. dalarda bulunan yataklarım ıza çekildik. Kararımı verm işdim... Başdan aşağı bir | Gece yarısı odasına gire- rken, kendi kendime: Bu ka- dar saf ve temiz böyle #sefilüne bir - günahı nasıl işledi? diyordum .. Uyuyordu, Masum yüzüne uzun uzün baktım. Gündüzkü —ietiğim zehir ruhum üzerinde büyük bi tesir. yapmış — damakları kadar — işlemiş benliğimi — carmıştı Sağ elimi yavaşca ğazına dayadım ve bütün kavvetimle sıktım, — sıktım... Biran — gözlerini #çt — ve şaşkın şaşkın yüzümo ba- ktı, sonra tekrar — kapadı, Başka — hicbir harekette bulunmadı; va sessiz va- dasız. tüyadaymış — gibi öl- dü.? Kendisini öldürdüğüm- den dolayı bana hicbir. kin beslemiye vakit — bulamadı. Dudaklarının — arasından bir damla kan sızdı. ve elimin üzerine— bildiğiniz — yere— damladı. Ancak ertesi sabah tamamile kuruduğu zaman onun ' farkına - vardım, Onu büyük bir merasime tabi tutmadan gürültüsüz, patırtısız gömdük, Şehirden uzakta, böyle şayleri tahkik bir insan | 'r YUR'TDAŞ! | — Zengin, Fakir, Kadın Erkek hulâsa hiç birki- mse kendini Hilâltlahme- rin Şefkatli himayesinden H uzak sayamaz. — Bu Şef. kat yurdünun yardım e- r lihe günün birinde muh- | ve- bütün i" bo hr' —— edecek hicbir resmi salâhiyetin | bulunmadığı husust bir yer- | de oturduğumuz için hükü- metin haberi olmadı. Kendisi benim karım olduğundan ma- likânemdekilerin de risi şüphelenmedi. Sonra onu arayıb soracak akrabaları da yoktu. Bu surotle bana, gevabını vermek mecburiye- tinde kalacağım hicbir sual sorulmadı. Mezara gömdük. ten sonta başkalarını şüphe- ye düşürmemek için birkac söz söyledim vs vaziyeti | idare ettim Hicbir vicdan azabı duy- reket etmişdim; Fakat o, bu- na müstehaktı. Daha fazla kin | muyordum. Çok 'zalimane ha- | | | leyi kolayca unuttum. Hicbir katil işini, benim kadar bü- | yük bir lâkaydi ile yapma. mıştır. Mezarlıktân döndüğüm za. | man evde kontesi buldum. ! Cenaze merasimine yeti- | gememişti. Büyük bir tetasür içindeydi. Bu ümit edil- mez haber ve korku onu şaşırtımı Dili dolaşarak beni ye — çal Onu alâka ile dinlemiyor- lduın; çünkü benim tesel- liye ihtiyacım yoktu. Son ra döstane — bir — surette lelimi tuttu ve bana, bir sırdan bahsetmesine — mü- saademi rica etti: | Hasusi bir takım vaşf- “ları haiz olan hicbis | ! falan bağlamadım ve bu mese- taçolabileceğimizi — unut. mamalıyız! Senelerce ev- vel kurulmuş olan bu ha- | yır ocağına aza - olunuz. Babıkesir Hilâlabhmer evinde gizlemeğe — muvaffak olamadığı bir dömet mektubu — karıma — emaneti ettiğini ve — onları — şimk di kendisine iade etmemi istiyordu. Onu — dinlerken bütün vücüdümün — başdan aşağı diken diken — olduğunu hiş- settim. Kendime — hâkim olmağa çalışarak büyük bir sükünetle mektubların muh- teviyatını sordum. Bu sus alin karşısında titredi: — Bizin zevceniz — ha- yatımda tesadüf — ettiğim zevcelerin en sadığı ve &n vefakârıydı. Onların ne ihti- va ettiğini o bila — sormadı ve onları katiyen okumıya- cağına dair bana söz verdi. — Mektublarınızı nereya saklamıştı? — Dikikiş masasının çok- mecesine. Pembe bir kurdele ile bağlıdır; kolayca tanıya- bilirseniz, hepsi otuz mek. tub, Onu dikiş masasının bu- lunduğu odaya götürdüm, çekmeceden — mektubları çı- kardım ve kendisine ver- dim: — Mektublarınız — bunlar mı? Belki gözlerimde birşey okur körkusile başımı kal- dirib yüzüne — bakamadım. Büyük bir tehalükle onları elimden aldı ve çıkıb gitti. İşte tam onu gömdükten bir hafta sonra, — elimde o körküne — gece, ©o bir damla kanın damladığı yerde dehşetli bir ağrı başladı. Alt tarafını — biliyorsunuz. Bunun kondi kendime — bir talkinden — başka — birşey olmadığını — bildiğim halde kendimi bundan kurtaramı- yorum. — Bü - istirabi, be- nim yersiz hiddetimin, ma- sum ve — sevgili — karımı öldürmek gibi Büyük Bir sinayetin —cezam — olarak telâkki — ediyorum. Artık bu ağrıi ile daha fazla mü- eadele etmiyeceğim. Onun yanına, affım istirhama gidiyorum. Beni affedeve- ğitden ve beni yine sağ- lğında — olduğu gibi se- veceğinden eminim Bana gösterdiğiniz — şel- kat ve ihlimıudğn ılol.:yı size — çok müteşekkirim ve kendi | muhterem doktor. ’—_. Z <e - “—TÜRKDİLİ | W e Neşriyatından: Çocuklar için. | Yazan: Mehmet Cevdet |—Hayat bilgisine uygun olarak ya- - zılmıştır. Her kita ğ pçıda satılır. | S ee n eei

Bu sayıdan diğer sayfalar: