29 Kasım 1935 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

29 Kasım 1935 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- ŞH İkinci İqrın 29 “Ulus» un dil yazılarından ÇALAP-İI HUDAĞ Gılııı ve Hudağ., sözlerile “ağaç, taş, ot,. kelimele- tinin etimolajı,morfoloji, fonetik bakımından analizi ALLAR Sözünün başka anlamları Allah kellmesinin izahına başlamadan evel delâlet ettiiği Bunlardan faaliyet idi Kelimenin bu anlamını Pe Naları göstermiş ikincisi “sürat, karskinin Yakut Dili lüğa tinden aldığımız şu misal lerle gösterelim: L “Atahtah beyen allah soğustu't aypına ©- ayakla rınla çok acele et, IL. “allah kisibin & ben çevik (acul) adamım, DL “alah at — iyi, sür atli. koşucu at, IV “allab oğus — yürü yüş Ü, sürat i adımla yütü yen öküz, V. “Allah sarga — Ko- şan kayan kızaklar, Pekarskinin lüğatınde ke- limenin “kaba, küstah, ter biyesiz, gibi anlamlara da geldiği görükmektedir: L “du tugu-tugu sanarar allağıy? O küstah herif or: ada ne söyjüyor?, ID “İti allah tututa ha- bita tolosun tuaratın — ba kınız bu mah'ük'nasıl tersi ne yapıyor, HT “Ol allağı körön ba ran öllöhpüne—ben o ahm- | ağı (rakip kadın için söylü görüp ölmüş olsaydım. Yine ayni kilapta “müe- essir, manasına - kullanıldı ğı da bir şarkıda şu süretle göstermiştir “Arığıççan allah — müe ssir içki (rakı, volk (Allah) kelimesinin “su, anlamına geldiği şu isimle- rde görülüyor, 1 A dan şehrinin kolu olan (Allah| nehri, | 2 - (Alahün) aehri, | (Aldan| ın sağ kolu ÇALAP Kelimenin etimolojik çe kli şudur: a) (2) (3) (4) (ağ-haç-bal -hap) (1) Ağ: |Allah| ke'imesi- nde olduğu gibi köktür ve bü kökün anlamlarından || ) incisi olan “kuvvet, kudret, büyük sahip, yaratıcı, coş- diribaş, — iyihk lnm. cesur, ULUSAL ROMAN: N& 13 yapmayı seven, anlamları - na şamildir. 21 Aç: (—| (dâhil old- uğu kategorideki, (6,4c,2-j.| oldukça geniş bir sahayı, bu sahada bu'unan ölje ve ya süjeyi, söğ- veya obje ile bu şeyin münasebetini gösterir Burada obje veya | söje esas kök olan |(ağ| dır Uzak mintikada — bulunan süje veya obje ile bu şeyn laç| tır. Aralarındaki mür natebet, bu süjenin veya ob | jenin, kendinden evelki sü je veya mefhumları etmesidir. O halde: AğA- aç ağaç: “Büyü : klüğü, kuvvet ve kudreti, esas olan sahibinin ki |(ağ| dir uzağında temsil eden bir süje veya objedir, AĞAÇ Not: 1 — Bu münasebet- le bildiğimiz |ağaç| kelime $i orijininin manasını da söyliyeim. (Ağaç| güneşin alev veateş vasıflarını on- dan uzakta temsil eder bir maddedir Türkler, ük ateşi keşfet- tikleri zaman odunlarını bi- rbirine sürterek alev çıkart tıkları gibi ondan sonra da insanlar ağaç parçalariyle, odunla ateş yakmaktadır- öeeğİ b Not: ll (Taş) kelimesi - nin orijini de şudur: n 12) Bİ İsi-bat-daş| güneş, işık* hara temsil Ağ — ret — kökün anlamını h- aiz olan obze Aş — ektir; objenin kök- ten uzakta — bulunduğunu gösterir. O halde: ağaltap — ataş— taş— taş “sıcaklığı, parlak- Pğı hariçte yapan bir obje, dir, Hakikaten Türkler, ilk ateşin keşlinde ağaçgibi ta- şlarıda birbirine veya veya bir demir parçasına sürte rek ateş yakarlardı. Demek ki hakikaten |taş), güneşin * vasıflarından bazılarını tem- sil etmiştir. Çakmak taşilye y LE l K —l“çll..llll YAZAN: MUAMMER GÖZALAN BiRINCi BÖLÜM Dız'erine kapanan bir sürü erkek'erin göz yaşlarım hatırladı. Ogün orada, o da kikada bütün insanlardan fintikam almağa karar ver di. belki ken | disini de uçuruma atmış o'a- | saktı. Fakat, artık kendisini de düşmüyardu Adam sende - Der gi bi omuz'arını — silkti. lçııgıı kahvenin parasını vererek dükkândan çı Nereye gideceğini bilmi - yen insanların kararsızlığile | (Kalyoncu kul'uğu) na doğ- Tu yürüdü. i .. Bu kararla, |hemen ekseriya, Düşmüş bir kadının ha- yatını araştıracak — 0'ursak, bir erkek hayalinin — sırıtdığını görü- rüz. Eekeklere gelince; felâket- lerind: daima bir kadın pa- rmağı olduğunu söyler'er. Kimin haklı o'duğunu dü. şünmiye lüzum yok. Buna mukabil mesuliyetlerde bir tevazün aramak İâzım. İn sanlar biribirlerinin felâket lerini * hazırlamakta — çok cömert davranan mahlük'ar dir Bir büyük binayı iki gün TÜRKDİLİ KİK Süğürü Ve at ğalildi 4 ğıda malümdur 1T Not: l — Bildiğimiz(ot| un da orjini güneş ve ateşe dayanır Ke'imenin etimo'a jik şekli: D aei Toğ--ot| dur (N Oğ: Ana köktür Gü neş ve ondan alınan mef- | humlardan ateş demektir, (2) Ot: Kökün anlamını | temsil eden objedir. Onun için: Öğ — ot — oğot — ot: doğrudan doğruya "ateş, demek olduğu gibi, ateş yakmakta türk'erin pek mu- kaddes — tuttukları bildiği- miz “ot, a da isim olmus | tur. Malümdur ki Türkler at eşlerini hiç söndürmezlerdi |Helki senede bir defa ve büyük #yin münasebetiy'e | söndürürlerdi| Hiç sönmiyen bu Türk ateşini ertesi gün yeniden a'evlendirmek — için | Türkler bir gün evvelinden en temiz otları toplarlar ve ertesi gün için hazır bulun- | dururlard:. bu pek mukadd. e tanınırdı, ÇALAP Gelelim Çalap kelimesine ve onun 3 üncü ve 4 üncü eklerine: | (BP A: (AHİ eki, yükar- | da söylediğimiz birinci anl- amdaki mefhumlar'a yani | ana kökü temsil eden gen- | işlik ve ungin'ik, mefhum- | lariyle süje veya objeyi va- sıflandırır. O halde; Ağaçd-al ağaçalı esas süje veya obje uzağında onun arının — şümulü - nün gösterir bir sözdür (8| Ap: Son izah ettiğim- iz vasıfları haiz olan veya obje demektlir, Ağaçal - ap ]ıp — ÇALAP — kuvvelti, kudreti ulühiyeti hariçte te msil ettiği kabul olunan ve butdan dolayı kendisine ta- ] pılan şeydir |mabut|. |— Noti Buradaki (ç) verine | onun kategorisinden İs| ko î yarak vokalleri de inceltir: İ | süje sek [ıılıpl çıkır I'] ] «Salib» i !nışkn türlü anı insanın salbolması gt | t hikâye mefhumlarından çıkaranlar bu sözün Türk- ' çedeki orjinine dikkalt elme- lidirler. İ yi bi de yapabilmek için ancak bir Ulısıma — ihtiyaç vardır. 'Takat o binayı bir dinamitle bir saat içinde berhava et mek mümkündür. İnsanlar da böyle.. Yük seliş ne kadar güç ve za mana muhtaçsa alçalış da o kadar kolay ve kısa bir an içinde husule gelir * İşte; Belkis de bu kadar kısa bir zaman içinde düştü Nasıl? Bunu uzün, uzadiya anlatmıya lüzum yok. FPütün ©o düşenler gibi düştü. Yal nız bir farkla o, kendi arzu ve iradesile bu sansuz ka ranlığa yuvarlandı. « Kocalarından gördükleri | ihanet ve fenalığa karşı ken- dilerini feda eden kadınlara | acıma'ı. Onlar şayanı mer || hamet zavallılardır ı | vukuf tarafından yüz | sın diye sordu Sönen iera memurluğundan: Gönen hazereimalıyesine aşar illizamından 3412 kü- sur İira borçlu Muratlar ka: ryeli olup haleamahalli ik- | ameti bilinmiyen Ahmet oğ lu İbrahim borcunu verme- | diğinden teminat göstermiş | olduğu ve yeminli üç ehli | lira | kıymet taktir edilen malkoç | | mahallesinde harapve ankaz halinde 222 metre murab. | bamda kahyahane ve ahu. | ru ile murat'ar değirmen önünde sekşen İira — kıyme- ünde 3905 metre tarlası ve | alan tarla mevkiinde 150 | lira değerli 9190 metre tu rlası açık artırma ile ııhlacı ktır 1 — Açık aritırma Gönııı icra dairesinden 26 12 935 | tarihine müsadif perşembe | günü saat 14 den 16 kadar yapı'arak ve üç defa bağı ddırıldıktan sonra en çok artlırana verilecektir. Şuka dar ki arttırma bedelimub ammen kıymetin yüzde 75 ni veya haczi istiyenin ala - ! cağına rüchani haiz olaca klılar olupta bunların alac akları bu gayri menkul ile temin edilmiş ise bunların alacağının geçmesi — şarttır. Böyle bir bedel elde edil- ı —- KUDAĞ Etimolojik şekli: (p 121 BI (uh4-udA-ağ| yakut (uk—-ud—-ay| (D Uh. uk: Esas köktür Büyüklük manasına- dır. (2) Ud: (.—4-d ti ektir rolü | anlatılmıştır. . (3) Ağ, ay; Kökün mefh umu kendisinde fecelli etti- rilen süje veya objedir. (Hudağ) veyahut ikuday) “Çalap, gibi bir mefhumu ifade eder. Biz |(Hudağ| şe- klini kullanırız. Altay Tele- | üt, Şor: Lebed, Sagay Ko ybal, Küerik, Kazak kırgız, lehçelerinde Ikudey| olarak kallanılır. || Fraslar da bize yakın telâffuz eder- ler, Yakutçada: (uğ--od--ay — uğoday: “vası. büyük, anlamınadır. Bu suret'e: Hudağ, kuday, Uğoday kelimelerinin her üçü de aynı kuruluş ve an- lamdadır. ) Radloj. IK inci cili | V. &. İki arkadaş Anadolu bira hanesinde kafayı çekdikten | sonra - Beyoğlunun kalaba lığına - karıştılar. İktsinin de burunları — havada, yanla rından uzanıp geçen kadın koku'arını içerek, (Etval) si- nemasının önüne kadar yü rüdüler İspirto ile kadın, bir birle Biri rinin tamamlayıcısıdır diğerini hatırlatır. Bizim iki isimsiz adamlar şimdi bu arzu ile yaşı- yorlardı. Sinemanın önüne ge- lince uzun boylusu daha kı- saca olanının kolunu dürttü: Seni bir yere gölüre ceğim diye fısıldadı. — Pek alâ. Gidelim eyi mallar var mı? Uzun boylusu damağını şaklatarak; İstediğinden âlâm.. Diğeri daha ihtiyatla ha reket etmek istedi. — Tehlikeli bir yer olm- mezse arttırma oönbeş güti uzatılacak ve arttıranın ahhüdü ibka edilecektir ik inci aritırmada dahi zikre- dilen bedeli bulmazsa #satış yapılmıyarak borc 2280 No | kanun hükümleri datresinde borç tecil olunacaktır, Z2 — İşbu gayri menkule Ait şartname (6 12 935 ta- rihinden itibaren her kesin | görebilmesi için icra daire sinde açıktir, 3 - Arttırmıya iştirak iç. fa alıcı gayri menkulün mu. haammen kıymetinin yüzde 7,5 nisbetinde depo akçesi ve ya milli bir bankanın, teminat mektubunu iİcraya vermeye niscburdur. 4 işbu gayri menkul üz- erinde ipoltek sahibi ve irt- | ilak bakkı ve diğer alaka- dar'arın faiz ve masarafa dair olan iddia'arını ilân ta rihinden itibaren yirmi gün içinde evrakı müsbite eriyle birlikde lcra dalresine müra catla bi dirmeleri lâzımdır. Aksi taktirde hakları tapu sc'ine — islinad etmeyenler para paylaşmasından hariç bırakılacaklardır 5 Gayri menkul üzer: inde bırakılan alıcı artırma bedelini derhal ve ya veri- | len mühlet içinde vermez:- ze — kendisinden evvel en yüksek teklifde — bulunana bu da kabul etmezse - ihale bozularak derhal onbeş gün müddetle tekrar arttırmaya kanarak en çok — arttırana verilecektir. İki artlırma ara sında fark edecek bedel ilk alıcıdan yüzde 5 faiz ve di ğer zaratla birlikde hükme hacet kalmaksızın dairel ic raca tahsil edilecekdir © — Arttırmanın onbeş gün uzatıldığında 2inci arttır ma 10 1-9.6 tarihinde cuma günü ayni saatte yapılacak dır. Malüm olmak üzere ilân! rette hüküm olunur. SAYFA 3 ——— $ Un ve zahire fiatları 28 ikinci teşrin Perşembe Unlar 72 likbir Çuval un Kuruş 60 Randımanlı 1025 7O » 935 80 SEREİLR Kırma 500 | NoT: | Bu fiatlara muamele ve buğdayı koruma ver. gisi dahil değildir. Zahire Fiat'arı beher kilosu: - | | Cinsi Kuruş — Santim Yümuşak bu. 7 12,5 Sert & y0 75 Çavdar 4 50 Arpa 4 50 Misir 3 Kum darı 3 Bak a Kepık Enııııııslııı mahkemesinden: Sekiz sene evvel bir sem- ti mechu'e giderek ikâmet gâhını bildirmeyen ve karı- sile çocuğuna nafaka bırak madığı gibi göndermiyen Gönenin dere köyünden Me- hmet oğlu Osman aleyhine karısı Gü'süm — tarafından açılan davanın A'i Osmanın giyabında yapılan muhake- me kanunu medeninin 132 ve 134 ncü maddelerine da- yanarak boşanmalarına dair Gönen asliye hukuk mahke- mesinden — verilen 9 Nisan 935 iarihli karara karşı ilân tarihinden itibaren bir ay zarfında itiraz etmediği su katileşeceği tebliğ olunur. Tapu Müdürlüğünden: Cinsi Mevkü Hududu Önü yol sağı Bayguş oğlu İb- Hane Okçukara mahallesinde rahim, $0'u İvrindi'i Bekir, arkası İlacı mustafa haneleri Balıkesir Okçukara mahallesinden Cezairli oğlu karısı Hanife ve Mehmet ve Nefiseden intikalen veresesinin malik olduğu iddiasiyle nam'arına tescilini istedikleri — yukarıda hudut ve bulunduğu yer yazılı olan evin mülkiyet sebebi- ni tahkik için 12 935 pazar günü mahalline memur gide- cektir. İtirazı olanların o güne kadar tepu Müdürlüğüne veya o gün mahal'ine gelecek memura vesaikleriyle bir'ik- le müracaatları ilân o'unur. Diye yazılı i'ân kâğıtları mü nasip mahallerde i ân olunduğu taslik olunur. — Buda!l lığa lüsum yok. Seni batakhaneye götütecek | Berbat bir değilim. — Yürü öyle ise. Bekâr sokağından tarla başına çıktılar Yokuşun alt tarafındaki aş- ağı mahallelerden birine sap- tılar. Uzun boylusu sokak fenerlerinin sönük — ışığı al- tında ev numaralarını saya saya biraz ilerledi Sonra bir kapının önünde durarak ar- İşte burası diye - fısıl- dadı. İnce bir çıngırak sesi evin Böslüğünda " çinladı. Yokarı pençerelerden biri açılarak mütecessis bir kadın başı bu iki kişinin kim olduğunu öğ renmek için uzandı: Kimi istiyorsunuz. Yabancı değil benim | Fatma abla.. Sen misin Süleyman? | Geliyorum. açıldı rutubet kokusu iki huvardanın burunlarını okşadı. Uzun boylusu bu ko: kuya daha evel de tanıdık o'malı ki, daha çekingen davranan arkadaşının — ko- landan çekerek - içeri aldı Yan taraftaki ufak odalar dan birine girliler, Çiçek bozuğu, mavi gözlü bir kadın mütemadiyen si tem ediyor, Süleymanın ko- Harını çimdikliyordu: — Seni hiyanet seni. İn- sanı bu kadadra çabuk unu- turlar mı? Vallahi ablacığım un uttuğumdan deği!, Uani iş ten baş kaldırdığımız. yok Buğazını — dışında bir vapur karaya oturdu. Onu kurtar- mağa çalışıyoruz. — Haydi bana masal ok uma, Kimbilir gene ne da- Tavereler peşindesin.. Biraz senra kapı

Bu sayıdan diğer sayfalar: