24 Haziran 1937 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3

24 Haziran 1937 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e AZanlıkların Oğlundan: Dinle Ve Bekle.. zaman soluk çehre- :':. İçli yeşil gözleri, yaşlı ikları mosmor görünür, Rlder, Hiçbir yerde — dura: :' her yer ona — karanlık, Y;;:ıı elem aşılar. ai Nasılsa sessiz oda- ND yarı işikli — lambasile :*ıı vermiş mütemadi Yazıyı yazarken buldum. yine sarı, — gözleri Yaplı, d;:ıu.n bile bembe- ni görür görmez :"llıu oynadı. Yüzü gü- Yordu. fakat geldiğimden N olmadığını da giz- A T n cı'htllın alçakça — bir ='|Yıyı oturdum. Yazan dürmüş, sulu — gözler bulmuştu. Lâkin çekr sapsarı, — dudaklar yazdı. o * * 4 İ Seisiz odanın — sayısız h_:l'lıııı dolu — olduğunu, ç hayaldan bir hakikat, > hakikattan bir hayal elem fışkırdığını söylü- * söyledikce de yeşil göz * sönük bir ümit can- 'qı'“"dlı, Bütün mevcudi- Mle onu söyletmeğe ça Yordum. Hiç oralı değil - '.’hvllm geçirmek için şu h buradan dem vurmak- k beni başından — savmak ğ Buna asla imkân bulamı- YAcaktı. Onu o an söylet .—4 k:ıımııımııı. Nitekim 4 de bunu — histetmiş &k ki,. Biraz insaflı ol y Yürma — yaralarıma.. .ü::lhı- kara büber ekme.. P zaman — bulabilir- :.* Bugünkü yelsimi be- '.:::ı kalbine dökeceğim.. Na bunu başka bir za- kçeli bırak diyor, Hem de Rözlerinden sızan yaşla- Yarı beyaz mendilile ku 'Ordu. - ©t ona acıyordum, ci hi '—Nıulıuıyordı. La. M içimde bir kurt var be- Ne friyor, —hırpalıyordu. day bal olursa olsun du :Mouhlı. Sölüyor # dt e İzzi beni üzme . Ve | Alı g ae ea Amerikadâ leer Ni- Çin SıkSık Olur7.. Amerikada cumhurrelisin- den sonra en büyük şöhrete sahip bulunan ve kendisin- den en ziyade bahsedilen şahsiyet, John Lewistir. Hattâ B. Ruzvellin gün sual açmadan dinle. Diyor- sun kimeden bu kadar bed- bin, neden bu kadar mus- taribsin.. Hâlâ - anlıyamadın mı.. Çocukluk arkadaşımın!.. Yıllarca beraber yürüdük üç senelik bir ayrılık beni uçu rumlardan — uçurumlara sü rükledi. Öyle — anlar geldi, geçtiki emel ve duygularım ansızın sönüverdi. Ve ben yeşil gözlü hâttâ — kalbinle çakır diye feryat — ederek boynuma atıldığın kardeşin karanlıkların oğlu oldum. Evet iman ediyorkm ki işiksz, sevgi ve — sevdasız yaşıyan bir canım- — benim için herşey boşlük ve ben karanlıklarla eç olmuş yaşa- yanım.. Neden öylemi Bir veya birkaç — saatle bunu sana içiremem. Yal Diz şüurasını bil; ve iman et ki. Gayretsizliğimin veya hayatı yakan tenbelliğimden değil . Ani ve acı bir tesa- düfün kalbime döktüğü, dol- durduğu zehirlerden... Görüyorsun! Dada da göreceksin.. Şu yarı sağlam masanın Üzerinde, — benim benzim gibi sapsarı bir def ter var onün adı (karanlık- İarın) oğludur. Çok kısa mazide hayalı min her safhasını etraflıca, kardeşlik sevgine dökecek- tir Onun için sana yalvarı yorum. Kemikle derinin kül çesi vücudumla.. Gamdan dalğacıklarla boğulmuş göz lerimle, yalvarıyorum |'eni yorma ve bekle.. Göreceksin ki; gülen, emel için , Ümit ve sevgi — için çırpınan tecrübesiz gönüller. Beyhude gayretlere esir dü şerek solup kül olurlarmış Netekim gün geçtikçe de olmaktayım .. Mehmet Ali Kayman TÜRKDİLİNİN MİLLİ ROMANI No: 18 - Sön hâtıra bize son bir hl:_. olacaktı F düç ** çök şükür ki kurtul ı..;_:hnıı bir tehlike at: de T #eçmiş mektir. ekrar Olsun. içinden nasıl çıkaca yE di duk ı:' © kadar düşünüyor- Bazay Sö*düfler dedim ya um.'dl beklenilmiyen sa- L doğuruyor.. Fakat sonu ylite isti: D değil mi?, " Sebep? — Vasiyetnamedeki Son Hâtıra. - Onu kabul edecek mi- siniz . — Ben, belki razı olmaz dun, Fakat - karım — büyük bir sevinçle bağrına bastık tan sonra.. — O kadınla eskiden mi tanışırlardı? Yani, artık sırası gel di, Haydi mi demek istiyor sunuz?.. — Hayır.. Fakat.. - Mutlaka yazacak miısi- n? delik gazetelerde ondan da- da fazla yer tutup tutmadı- ğı şüphelidir. Bir bakımdan Lewıs, da- ha büyük bir ehemmiyet sahibidir. Çünkü Ruzveltin relslikte kalacağı müddet mahdud olduğu halde Le- wis,amele hareketlerinin ba: şında uzun müddet kalacak ve Amerikanın önümüzdeki yıllardaki mukadderatı üze- rinde büyük tesirler göste recek, ehemmiyetli roller oynıyacaktır. Bir çoğumuz, B. Lewisi bir grev organizatörü olarak tanırız. Halbuki o, bundan çok fazla bir şahsiyettir. İşçi ile sermaye arasındaki mücadele içinde doğup bü yüyen bu adam, çok geç meden madenciler birliğinde sayılı bir — şahsiyet, biraz sonra da reis — olmuştur. Bunun üzerine — kendisi çok değerli, fakat fazla ya- vaş bir adam olan B, Gri nin liderliği altımdaki Ame- rikan amele — hareketinin ağır aksak yürüyüşü kaeşı- sında sabırsızlık göstermeğe başlamıştır Tanınmak için mücadele B. Lewis, memnuniyetsiz- liğini C I. O. rumuzla anı dan endüstri taşkilâtı komi- tesini kurmakla - göstermiş ve buaunla da endüstri bir lklerinin tanınması maksa dını gütmüştâr. Biz, İngiltere milli hayat- ta büyük ehemmiyeti - haiz bir takım endüstri birlikleri görmeğe alışmışızdır. Fakat Amerikada bir çok işçiler, hâlâ, kendilerini patronlarla yapılacak resmi müzakere lerde temsil edecek bir ta kım birliklerden mahrum durlar ve bunu byrabilmek içla savaşmaktadırlar. C. L. O. nun bugün yapmakta olduğu edebiyat, yarım asır önce İngilterede — yapılmış olanlara benzer. 1930 - 1933 senelerinde Amerikayı — kasıp kavuran büyük buhran B Lewise muvffakiyet fırsatları bağış- YAZAN: Halil Bedi Fırat — Siz isterseniz.. — Eğer söz — vermemiş olsaydım, mutlaka — hayır derdim.. Çünkü bunlar pek mühim ve ehemmiyetli de- ğil ki — Hiç birşey değilse, ha- kikat olması kâfi — gelmez mi?, Peki. Buyurun. sorun . Nereden başlıyalım?.. — Kaldığınız yerden.. Bay Fikret, bir lâhza du rakladı, düşündü. Sonra ye- ni bir fikir bulmuş gibi bi- raz heyecanla cevap verdi: lamıştır. Bu sıralarda mil- yonlarca İşçi işlerinin yo- unda yürütüleceğinden ümitlerini keserek — Levisin şahsında kendisine güvenilir bir ider sezmişlerdir. Amerikada salgın halinde vukua gelen grevleri okur- ken — hatırlamaklığımız |4 zım gelen nokta, bunlardan pek azının daha az — çalışa rak daha çok ücret almak maksadiyle yapılmakta ol- duğudur. Bunlardan — çoğu, patronları endütri birlikleri- ni, kendistiyle müzakereye girişilecek bir varlık olarak tanımağa zorlamak maksa diyle yapılmaktadır iki mühim muvaffakiyet B. Levis, son zamanlar a bir. çak — muvaffakiyetler göstermiştir. Milyonlarca iş çi, onun birliklerine girmek- tedir. Amerikanın endüstri istikbali C. O.ile A F.L teşekküllerine bağlı bulunu- yor Bu iki teşekkülün an laşması da mümkündür. Bu takdirde A F. L, demir- yolları ye matbaacılık gibi işçi teşkilâtı mükemmel olan | endüstrilerde, iş politikasına gene dikte elmeğe devam edecektir. Fakat C. 1, O, 1 yığın İstihsal (masa — Pro- ductlon) yapan endüstrilerde l hâkim bir vaziyettedir ve B. Levis, Amerikan iş saha- sının mukadderatını — elinde tutan adamdir. Bu adamın vazifesi pek geniş ve büyüktür. Kendisi, lnılh—-.ıniı üzün — yılların tekâmülü noticesinde kura- bildiği — bir organizasyonu kısa bir zamanda kurabil mek için — uğraşmaktadır. Kendi idaresi altında bulu nan taraftarlar 17, muhtelif millete mensup ve 47 muh- telif devlete tabi: bulun maktadır. Sonra kendisinin bir. çok patronlardan gördü- gü düşmanlık o kadar kuv vetlidir ki gözünüzle görme dikçe inanamazsınız | B. Levis son aylar içinde iki büyük muvffakiyet ka zanmıştır. Birincisi, Ameri- ka çelik korporasyonu ile endüstri birliklerini tanıyan bir anlaşma imzalaması, öte ki de yüksek mahkemenin Vağner kanununun redde- derek işçilere birlikleri ta- | nıtmak hakkını vermesidir. î B. Levis ile çelik korpo- — Anlatmak uzun - ola gak.. Ayni dekorları çizemi - | yeceğim.. Size, günü günü ne, baştan sona kadar yaz — | dığım defterimi — ve bazı mektupları versem mı?.. Ses çıkarmadım.. Sonra o, büyük bir suç işlemiş gibi boynun : büktü — Eğer bu romanın bir gün yazılması mukadderse adının — * Bir Kadın Gülü yordu, konmasını isterdim.. Çünkü bu istek yine zavallı bir kadının sön — emeli idi. Fakat Son Hâtıralar bazan olmaz son emelleri okadar yıkar, okadar — soldurür ki.. - Artık Zeynep suçumuzu — bağışla sın.. Dedi. — İkimiz de sus muştuk.. Bir saat — sonra odamın yapayalmız ve içli sessizliği içirtde Fikretin bir yığın hâ- tıralarla dolu, tarihsiz def terini, — solguün, silik yazılı mektuplarını karıştırıyorum. Ve — sonra yine bir eylül sabahı, bütün bir macera- min ve gönüllerin acılarını, ae | bilmişse ne mutlu .. Kanser Neden Olur.. Son zamanlarda yapılan tet kikler neticesinde kanser yü- zünden en fazla ölüm mik darının şarap yapılmıyan ve dolayısiyle de şarap içilmi- yen yerlerde vukua geldiği anlaşılmaktadır. İstatistiklerden öğrenildi ğine göre kanser yüzünden ölüm bağ mıntakası olmıyan yerlerde yüz binde 83 bağ mıntakası olan yerlerde ise yüz binde 66 npisbetindedir. Bununla beraber, Fransanın şlmal kismı — gibi bağlık ol mıyan mintakrlarda bü nis- bet yüz binde 124 e kadar yükselmekte ve buna mu. kabil bazı bağlık mıntaka: larda da vasattan aşağıya düşmektedir. Bu hali bazı doktorlar şu şekilde izah etmektedirler: Kanser mağnezyum noksan- lığımdan ileri gelir, şarapta ise kuvvetli bir mağnezyum tozu bulunmaktadır. İşte, şarap içmiyenler için güzel bir havadis' ———————— İ rasyonu şefi Myron Taylor anda yapılan anlaşma büyük bir başarı olmuştur. Fakat Nevyorkta ve başka muhitlerde bu — anlaşmayı imzalıyan patron, kendi « nifiına ihanet etmek suçu ile itham edilmiştir Son haftalar içinde bir çok insanlardan. işçilerle el birliği yapan patronlar aley- hinde gayet acı şözler işit tim. İbtimal ki eskidenberi te- essüs etmiş olan itiyadiar do'ayısile bir çokları Levis in aleyhinde bulunmaktadır lar Her halde işçilerin bu işten yana olmasına muka- bil patronlarla — birlikçiler arasında çetin mücadeleler olacak ve Amerikada bir çok grevler biribirini takip edecektir Amerikada endüstri refor: aacilarının tahakkuk ettir meğe uğraştıkları bir mese lede B Ruzveltin muvaffa kiyetsiz bir sürette dört se- nedir, çalıştığı — çocukların endüstri işçiliğinden çıkanl- ması meselesidir. Bötün bu çalışmalar sa- | nunda çocuk — çalışması kal uykusuz geçen bir zafer ge cesinde koynunda eriten | * Pıinar köyünü , — bulmak için — Anadoluya — gidiyor, guürbet yolculuğuna çıkı. yorum. Ben de “Pınar köyün de, bir gece uykusurz kalıyo- rum.. — İşte bu — yazılar o gürbet yolculuklarının ve o, uykusuz — gecelerin istirabından bir damla ve hakiki bir küçük çağlayiş ola *Pinar köy, 936. Birinci Bölüm — Kurtuluş Savaşının Sona ermesine yakın bir ilkbahar — gecesiydi.. - Kızıl toprak istasyonundan epey uzakta denize yakın, beyaz, yağlı boyalı ve yeni yapıl mış bir köşkün önünde üs tü kapalı bir otomobil dur du . İçinden hırsla inen genç kız şöfere bir iki — talimat verdikten sonra sık ve ka- rarsız. adımlarla demir par- :ıılılıklı kapıdan içeriye gir- b .. Kimseye görünmek iste- miyordu.. Fakat iç kapıda L ASMKREDEK A MKSüN — Staviski Rezaleti ıeîıîıîylm çıktı Staviski meselesinin takip et tiği mühim hâdise Fransız makamatını bu davayi ye- niden açmağa mecbur et- miştir. Hâdiselerden birisi Lon- durada bulunan bir. takım mücevheratın sahiplerine ia- desi için Paris mahkemele- rinin müsaade vermelerini istiyen bir istidadır Staviski rezaletleri üzerli ne mahküm olanlardan Güs tav Tessisyenin hesaplarında bizim paramızla 325 bin li ralık bir. açık bulunmuştu. Bu adam Bayon beldiye dairesi ikrazat — sandığının kâtibi idi. Bu sandıktan çıkar dığı sahte esham ve tahvi lâtı halka hattâ hükümet dairelerinden bir çoğuna sü> rmüştü. İkrazat sandığına — bizim paramızla 325000 İlira de- ğerinde mücevherat terhin edilmiş bulunuyordu. Reza- let patlak verir vermez bu mücevberat Tissiye tarafın- dan kısmen Londraya — kis men de Barselona kaçırıl- mıştı Londradaki kısım nihayet polis tarafından meydana çıkarılmış bulunmaktadır. Bu bazinenin mahkümla- ra ceza müddetlerini — bitir- dikten sonra sermaye olarak saklandığı sanılıyor Yeni istidanın verilmesi üzerine Paris mahkemesi da xanın muazzam dosyasını istemiş ve bu dasyadan en mühim kısımlarının çalınmış olduğunu görmüştür. Dava esnasında bu kısımlar o ka dar mühim addedilmişti ki, bunların mahkeme duvarları içine gö- mülü huşsusi bir kasada mu> hafaza edilmelerine karar yermişti. Kasanın önünde yaklaşana ateş etmek emriy- le geceli gündüzlü bekliyen muhakeme - reisi | ikt silâhlı nöbetçi diktlmişti. dırılamamışsa da — calışacak çocukların çalışma saatleri, ücretleri ve çalışma şartları hakkında bir — nizamname “ prozesi hazırlanmıştır kendisini dört gözle ve me- rakla bekliyen dadısı ve hiz. metçi kızla karşılaştı. Da- dumi sudan bir bahane ile savarak, - elindeki paketleri uşağa verirken tekrar, tek- rar tenbih etti: — Geldiğimi kimseye söy- lemiyeceksiniz Anladınız mı, dedi . Bir kelime olsun karşılık beklemeden doğru — yatak odasına — çıktı. — soyundu.. Sonra kendini yorgun bir halde yumuşacık koltuğa salıverdi.. Düşünüyor, müte- madiyen düşünüyordu.. Fa- kat düşünce — ve tasarladık: ları, kati ve verimli bir so- na erip bağlanamıyor, onu büsbötün titizleştirerek isti- rabımı kamçılar gibi daha çok sinirlendiriyordu.. Üçüncü mevkide, uzun bir tren yolculuğu yapmış gibi her yeri, sizim sizim vizli yor, yüreğine Aarasıra scak birşeyin damla damla aktı- ğim acı acı hissediyordu.. — SÜRÜYOR — Üa di LA d e Ş LN

Bu sayıdan diğer sayfalar: