December 5, 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

December 5, 1934 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 Balkan Postası. Ustaşiler nasıl » — çalışıyorlardı? Yugoslavyanın Uluslar Kurumuna verdigi muhtıra Anadolu Ajansının Balkan serisin- den: Yugoslavya, Marsilya suikastının sıyasal mesuliyetleri hakkımda uluslar kurumuna verdiği notadan sonra, bu notadaki ithamlarını teyid edici bir de muhtıra tevdi etmiştir. Basılmış 78 sa- yıfa olan bu muhtıranın 48 ilişiği var- dır ve ayrıca 18 tane de fotoğraf bağ - lıdır. Muhtırada Ustaşi teşkilâtının Maca ristan'da yerleşmesinden evel Macaris- tan'da, Yugoslavya'ya kargı yapılmağa başlanan tedhiş hareketinin başlangıcı- f anlatmakda ve büyük mikdarda mül tecilerin gelmesinden evel bu teşkilâtın macar zabitleri tarafından idare edil - mekte olduğunu ve bazı macar teşek - küllerinin de bu esnada, muahedelerle kurulmuş vaziyeti bozmak için hem- hudud memleketler içinde kanun harici faaliyetlere başlamış oldukları tasrih edilmektedir. Bundan sonra tedhişci kamplarının kuruluşu — ve 1931 yılmdan itibaren mültecilerin, Macaristan'ın “Peca,, şeh rindeki bir kışlada toplu bir halde yat:p kalkmakda olduklarına dair izahat ve- rilmekte ve tedhişçi unsuzlarla doğru- dan doğruya iş birliği yapmanın bazı mahzurları bulnuduğundan, sonradan terbiye kampları kurulduğu - bildiril - mektedir. Muhtıraya göre bunlardan €en meşhuru, tedhişci “Güstav Perçek,, tarafından vücude getirilen Janska Puszta kampı idi. Bu terbiye kampla- rında tetdhişciler srkt bir disiplin al- tında sistematik bir surette talim ve terbiye olunmakta İdiler. Muhtıra, mültecilerin ve muhacirle- tin nasıl seçilerek tedhişci kampların- da toplandığını anlatmakda ve bu top- lanma tarzı, macar sivil ve askeri ma - kamlarının kendi muhitleri içinde te! hişci teşkilâta ne büyük yardunlar yap dığını göstermeğe kâfidir, demektedir. Sınırı geçmekte olan mülteciler, ma- garlar tarafından tutularak — siki bir sorguya çekiliyorlar ve üç dört gün ya polis, ya askeri makamlar - tarafından mahpus tutuluyorlar. Bu esnada tedhiş Gi teşkilâtı şefi tahkikat yapıyor, mül - tecinin sabıkasını ve niçin Macaristana kaçtığını anlıyor ve bundan sonra mül teci, kendisinin mutlak #miri va-'veti ne geçen tedhişci teşkilâtı şefine te> tim olunuyor. Muhtızaya göre tedhişci lere ikinci bir yardım da kaçak silah, bomba ve Yugoslavya'ya propaganda beyannameleri getirip götürmek — için kolaylıklar gösterilmesi suretiyle , ol - makta idi, Macar makamları bu kaçak- çılığın önüne geçmek için tedbirler ah mak şöyle dursun, yugoslav mahkeme- lerinin tahkik ve kararları ile Iç sa- bit olduğu üzere, b'rçok defalar ted- hişcileri sınıra kadar getirmek ve gö Tünmeden geçmelerine yardım cetmek suretiyle fili müzaherette de bulun - muşlardır. Muhtıra, macar makâmları dan tedbişci kamplarına arzu edilmi - yen kimselerin yanaşmaması için, bu kamplar etrafında sıkı bir kontrol ya- pıldiğini ve Tanska - Putzta - tedhişci- leri, şefleri “Perçek,, aleyhine — isyan ettikleri zaman, macar polisinin doğ- rudan doğruya müdahale ederek “Per - çek,, i müdafaa eylediğini tebarüz et- tirmektedir. Muhtıra tedhişcilerin ne gibi şahıs Jardan ibaret olduğu hakkında izahat yermekte ve bunlar: beş kısma ayırmak tadır. 1 — Mülliyetleini kaybermiş ve ye. ni milli devletier vaziyetine uyamamış teki Avusturya - Macaristan ordusu sa bitleri, Misal: General Sarkotiç, Mira- lay Perceviç, Yüzbaşı Metager ve Ba- haoski. 2 — Hayatları sabıka ile dolu şahrs lar, Mişal: Marsilya enikasdi failinin şeriki Pospisil. 3 — Bcnebi memleketlerdeti yugosa tatafın. lavlar arasında seçilen işsiz ameleler. Misal: Marsilya suikasdı faili şerikle - rinden Rojtiç. 4 — Para ve iyi istikbal ümitleriy - le toplanan macar smırt mıntakasında - ki fakir köylüler. , $ — Ustaşi teşkilâtiyle iş birliği yap mağı teahhüd eden Makedonya ihtilâl teşkilâtı azaları Marsilya suikaedı fai - li Georgiyef ile Drangof ismindeki şar hıs bunlar arasındadır. Bu izahâttân sonra muhtıra — şöyle devam ediyor; Macar makamları, memleket dahi - linde bulunan bu tedhişci teşkilâtın ne gibi gayeler için hareket ettiklerini ve ne gibi metodlarla çalıştıklarını bilmi- yordum diyemezler. Cünkü Ustaşi teş- kilâtr azaları, kendilerine mahsus aske- Ti mahiyette üniforma giymekte idi- ler, Bu teşkilât aynı zamanda, halk - ve kendi azaları üzerinde nüfuzunu artır- mak için, para dahi basmıştır. (Bu pa- ranım bir fotoğrafı muhtıraya bağlıdır.) Teşkilât açık olarak — askeri talimler yapmakta idi. Macar makamları, bun - ları görmemiş ve anlıyamamış dahi ol- salar nazarş dikkati celbetmek İçin ya- ptlan diplomatik müdahaleler kâfi de- rece çoktur. Sonra, 26 nisan 1934 tari- hinde yugoslav elçiliğine gönderdiği bir nota ile macar hükümeti bütün bun Jarr resmen kabul eylemiştir. Müuhtrrada, macar makamlarının yu goslav milliyetinden bir çok şüpheli şahıslara pasaportlar verdiği zikredi - lerek bu pasaportların fotoğrafları gös- terilmekte ve ayrıca bu mültecilerin ne reden para buldukları meselesi de mü- makaşa olunmaktadır. Bu hususta muh- tırada deniliyor ki: Tethişci şefleri gok refah içinde yaşryorlar ve sık ark dışarıya uzun seyahatlar yapıyorlardı. Marsilya sulkasdı da para itibariyle geniş bir vaziyetde tertib olunmuştur. Bütün bunlara ilâveten beş senedenbe- ri müteaddid ve geniş cani çetelerinin yiyip içmekte oldukları, mühim mik- darda elbise ve silahları bulunduğu ve bunlar için ne kadar para lüzımgeldiği düşünülürse bütün burların husuf ve sahst bir teşkilâtın işi olmadığı derhal anlaşılır. g Mühtırada ayrıca iki devlet arasın - da, 1030 teşrini eveli tedhiş hareketle- ri Üzerine, o zamandanberi bugüne ka- dar cereyan eden diplomatik mükâte - beler de mevzuu bahsedilmekte ve ad- ları ve nerelerde oturdukları Yugoslav. ya tarafından bildirilen şahısların Ma- caristan tarafından hiç bir zaman mey- dana çıkarılmadığı tesbit olunmakta - dır. ” Marsilya suikasdımdan sonra macar hükümetinin 21 teşrini sani — tarihiinde arazisi içinde oturmuş şüpheli yugos - lavlara dair verdiği liste muhteviyatı- na muhtırada büyük bir yer ayrılmıştır. Muhtrırada buna dair şu izahat veril- mektedir: Bu liste, son seneler zarfın. da yugoslav arazisi üzerinde yakalan - mış bütün tedhişcilerin isimlerini ha- vi bulunuyor. Listedeki malümat da, Marsilya'da yakalanan tedhişcilerin Janka Puszta çiftliğinde nasıl otur- ) duklarşna ve oradan nasıl hareket ettik lerine dair yaptıkları itiraflarla aşağı yukarı tetabuk etmektedir. Yalnız şu- nu tasrih etmek lâzımdır. ki: “harice gitmiştir,, tabiri yerine Macaristan bü- kümeti “kaybolmuştur,, ve yahut “ne- resi olduğu öğrenilemiyen bir yere git miştir,, cümlelerini — kullanmaktadır. Halbuki bu meresi olduğu öğrenilemi - yen yere gidiş her defasında tedhiş fa- aliyeti yapmak Üzere bu şahısların Yu Bgoslavya'ya geçmiş olduğu zamana te- #adüf eylemektedir. Marsilya suikasdı Şeriklerinden ikisi bu listede swikasd arifesinde “Macaristan'dan kaybolmuş- Tardır., diye yazılıdır. Suikasdın üçün cü şeriki Woi Kralj'ye gelince, bu adam, macar hükümetinin Jistesinde, 1033 yılı temmuzunda, yani koprivnika sulkasdından sonra yugoslav - elçiliği - nin macar makamlarından bu tedhişci- nin teslim edilmesini istediği bir za- manda, “kaybolmuştur,, diye gösteril- mektedir. F ki Kralj, ifadesinde Nagy Kanitse'yi diğer iki arkadaşı ile birlikte terke olduğunu söylemiş - tir. Yugoslav hükümetinin, Macaristan dan bir tedhişciyi kontrol altına alıma- sını istediği her defada vaziyet böyle olmuş ve “kayboldu., cevabı verilmiştir. Muhtıra, bundan sonra, macar hü - kümeti tarafından kendi lehine olarak daima ileri sürülen Kaposvar davasını ele alarak bunut daha ziyade Yugos - lavya'da dahili bit karışrklık çıkartmak ve aynı zamanda Macaristan'a bir ka- Çınma çaresi hazırlamak için yapıldığı- hi söylemektedir. Müuhtıra, 1929 1934 senesine deki tedbişci fa- neticesinde Yugoslavya'da yapılan sulkasd ve cinayetleri de say- makta ve bu tuikasd ve cinayetlerin na Bıl tertik olunduğuna dsir Yugoslavya mahkemeleri önlinde teşbit olunan ha- kibatleri göstermektedir. Nihayet muhtıreda Marsilya suikas- dında Macaristan'ın mesuliyetleri şu suretle hulâsa olunuyor: Bu işi yapacak caniler, Macaristen'- da senelerdenberi metodik bir surette bu gibi işler için yetiştirilmiş tedhisş - ciler arasından seçilmiştir. Katiller, Macaristan"? serbest olarak macar pasaportlarını hamil olarak terk etmişlerdir. Diğer taraftan Marsilya sulkasdı, Macaristan tarafından ilham gören ve macar topraklarında seneler- denberi hazırlanan tedhişci faaliyetin bir nevi tetevvücü gibi gözükmektedir. Tedhişci ve cani gruplarının hakikt bir cinayet mektebi haline getirilmesi keyfiyeti ancak macar makamlarının müsamaha ve yardımiyle kabildir. Ma- caristan'ın, tedhişcileri sıler bir kontro Ta tâbi tutacağına dair verdiği mütead- did vaidlere rağmen, suikasd hazırlığı ve bu menfur işi işliyenlerin Macaris - tan'dan hareketi biç bir gıkıntıya ma - rur kalmaksızın olup bitmiştir. Cani Mio Kralj'm Macaristan'da bulunduğu kendisine söylendiği ve bunun İadesi istendiği balde bu adamı tevkif etmek- ten daima İmtine etmiş olması Maca- ristan'ın mesuliyetini artırmaktadır. Macaristan'ın Marsilya suikasdın - dan sonra aldığı vaziyet ise, suikasd esnasında ve şuikasddan evelki vekayi- in aydınlanmasını hiç bit zaman iste- mediğini tebarüz ettirmeğe kâfidir. Uluslararası tahkikatr karşısında ma - car hükümeti sistematik bir inkâr yolu tutmuş ve macar makamları, tedhisci Perçek, Seroviç ve Kralj ile Janka Pustza çiftliğinin kapanış tarihi hak - kında biribiri arkasına yekdiğerini tut mrvan beyanatta bulunmuşlardır. Muhtıra, — Yügoslavya'nın — uluslar kurumuna niçin müracaata mecbur kal- dığını izah eden şu cümlelerle bitmek . tedir: “Yugoslavya hükümeti, Yugoslavya için büyük bir kıralın ve Fransa için büyük bir devlet adamının ölümüne se bebiyet veren Marşilya cinayeti mese. letini - bu işin, tarihde birçok misalle. ri bulunduğu gibi, tek bir caninin mün- ferid bir işi olmadığına kani olduğun- dan dolayı - devletler ve dünya efkürt umumiyesi muvacehesinde uluslar ku- rumu konseyine arzetmiştir. Marsilya cinayeti, senelerdenberi Yugoslavya haricinde Yugoslavya aleyhine devam eden faaliyet ve tertibatın tabil bir ne- ticesidir. Böyle bir tedhiş hareketine karşı tek bir devlet otoritesi, müdafaa için kâfi değildir ve uluslararası iş bir liğine ihtiyaç vardır. Yugoslav hükümeti, merkezi hariç. te bulunan bu tedhiş teşkilâtına karşr bütün küvvetiyle kendini müdafaa için çalışmış ve bu hususta daha evel müte- addit defa macar hükümetinin yardım ve iştirakini rica eylemiştir. Fakat ma car hükümeti, hiç bir defa, lâzımgelen tedbirleri almamış ve ancak Macaris. tan'ın bt tarzda hareketi neticesinde . dir ki tedhiş faaliyeti Marsilya cinaye ti ile tetevvüç eylemiştir. Macar hükümeti bu suretle büyük bir mesüliyet almıştır. Ve yugoslav hi kümeti, bugün uluslar cemiyetinin en büyük taazzuvu önünde bu mesuliyetle ri iddia eylemeği, kendisi için en ileri gelen uluslararası vazifelerinden say - maktadır, Yabancı Postası S ELKKÂNUN 1934 ÇARŞAMBA Karadağlı gazeteci odesında nasıl ölmüş? — Ustaşi gizli teşkilâtına karşı çalışan bir ko mite mi var? 27 tarihli Deyli Meyl gazete- si yazıyor? Billiyetçi bir yugoslav gazetecisi- nin Ssho'da ölmesinin arkasında bütün Balkan dalaverelerinin, gizli komitele- rin, bıyasal cinayetlerin cerarı gizlen- mış bulunmaktadır ve bu ölüm bir to- maucıyı bile heyecana düşürecek bir mahiyettedir. Kırk dokuz yaşında bulunan Mori> lav Maksimus Petroviç evinin odasın- da gazle boğulmuş bir halde bulunmuş tur. Bu zat, hırvatların teşkil etmiş ol- duğu Ustaşi isimli gizli cemiyet men- sublarındandı ve 1923 yılında memle- ketten uzaklaşmağa mecbur - oluncaya kader bir çok mühim vazifelerde bu- Tun'suştu. Haber alındığına göre bu adam, uzun aamandanberi bir Yugoslavya giz- li cenâyetinin memurları tarafından İngültere'de aranmakta, takib olun- makta idi. Bu defa, esrarlı bir surette ölümünün o cemiyet tarafından yapıl- dığı sanılmaktadır. Bu adam, büyük savagşın hangi se- beblerden çıktığını anlatan vesikalı bir kitab yazmış, bu eseri daha yeni tatnamlamış bulunuyordu. Kendisine Dahiliye Bakanlığı tara- fından memleketi terketmesi teklif edildiği ve cuma gününe kadar mühlet verikliği zaman, Belgrad'a giderse sag kalamıyacağını, orada parçalanacağın - dan ketuğunu söylemişti. Petroviç'in son aylarını büyük bir korku içerisinde geçirdiği söylenmek - tedir. Kitabını busacak olan kitabemnın söylediğine göre bu adam, bundan bir ay evel, elinde bir kitab müsveddesi olarak yazıhanesine gelmiş ve müs- veddeleri masanın üzerine koyarak de- miştir ki: “— Bu büyük savaşın İç taraftan ya- zılmış olan ilk hikâyesidir. Bünü ba. sarsanız, beşeriyetin başına böyle bir felâketin daha çıkmamasına, belki, yar dım etmiş olursunuz.,, Kitaber Mr. Mot demiştir ki: “tah- kiklerim neticesinde bu adamın verdiği malümatı verecek bir vaziyette bulun- duğunu öğrendim. Kitabların bazı ba- hisleri çok beyecan verici bir ifade ile yazılmıştı.,, Petroviç bir gizli cemiye- te mensub idi ki parolası şu idi: “Ya birleşmek, ya ölüm!,, Bir zamanlar Kıral Aleksandr'ın kuvvetli bir taraftarı olan Petroviç, sonra Kıralın aleyhine dönmüş olan ekalliyetle birlikte çalışmağa başla- miştı. . Kitaber, ölen adam hakkında Deyli Meyl muhabirine daha fazla tafsilât vererek demiştir ki: *“ — Tik görüşmemizden bir halta sonra tekrar beni görmeğe geldi. Fena halte heyecanlı idi. “Beni ölümle teh- did ediyorlar!,, dedi., Kendisine esrarengiz bir telefon gelmişti. Telefon eden adam, sırp dili- ile şu gözleri söylemişti: “Popoviç öl- dürüldü; ondan gonra Jİistede senin adın var; sıra senin,, Büyük bir korku ve teliş İçinde idi ve Yugoslavya'dan gelmiş gizli bir komitenin kendisini öldüreceğine — ka. naât etmiş bulunuyordu. O kadar şaşırmış ve körkmüş - bir halde idi ki nihayet kendisini taşrada bulunan akrabamdan birinin yanına göndermeğe karar verdim. Ot gün kadar orada kaldı. Ondan sonra artık kendisinin ingiliz sivil po- Hisi tarafından adamakıllı himaye edil - mehte olduğuna kanaat getirmişti. Nibayet, geçen — çarşamba günü, kendisinin memleket dışıma çıkması için emir geldi. Nüfuzlu mebuslar ve müubarrirler, bu kararın geri alınması için uğraştılar; fakat mümkün olmadı. Kendisine biraz para verdim ve İtalya da kullanılmak üzere bir. de çek .yaz. dım Gelip bunu almasını bekliyordumu Fakat gelmedi. Sonra da gazle ölmüş olduğunu haber aldım. İsmi geçen Popoviç de Karadağ Prensi Milo ile alâkası olan binbaşi Popoviç'tir. Bu adam, birkaç hafta evel ölmüstü. Onun ölümü kalb durmasın4 dan ileri gelen tabij bir ölüm telakki — edilmişse de kendisini gayet iyi tanıs — yan Petroviç buna inanmıyardu. Popo- viç'in gayet sağlam ve zinde bir adati olduğunu, bir kalb sektesiyle düşüb öle mesinin imkânsız bulunduğunu söylür — yordu. Bu ölümün deriye şırınga edi” len ve sonta biç izi bulunmıyan bif şark zehiri vasıtatiyle vukua geldiğin? bunu gizli cemiyet adamlarının yapti* ğına kanmat getiriyordu. 2 Dalma öldürüleceğini"düşünen bu adam, o esrarengiz telefonu da aldık * — — tan sonra büsbütün telâşa düşmüştü. Ru korku ile Skotland yard'a Çin* giliz gizli polis teşkilâtıi) na baş vut" du oradan gelen ve Petroviç'i sorguya çeken bir memur, İngiltere'de böyle bir gizli komitenin mevcudiyetini nt tekzib, ne de tasdik etmedi. 4 Daha sonra Petroviç aynı meaidö bir telefon alınca büsbütün Korku V€ telâçe düştü. Artık hayatından adam” akıllı korkuyordu. Bu telefon haberi * nin geldiği doğru idi; çünkü bunlaf bizim eve geliyordu. Birkaç gün sonra bir yabancının bizlm eve gelip kiralık oda sormasir — Petroviç'i bütün bütün kuşkulandır mışti. Annem, bu adama oda vermedi; çünkü şüpheli bir adam tesiri yapt* yorflu. Bu adamın bir anarşist olduğu” nu tahmin ettik ve eşkâlini Skot! Yard'a verdik. j Ondan sonra bizim sokakta şüphe' — li adamlar peyda olmağa başladı. Hep" — sinin eşkâlini Skotland Yard'a bildirk — yorduk. Oradaki memurlar, bizim tat ettiğimiz adamları tanır görünüyorlar” dı. Petroviç belki dışardan vurulurum — korkusiyle asla pençere kenarında otUf — mıyot, gece yattığı odanın ı kitleyor, diplomatlık zamanından kal” ma kılıcını yatağının yanı başında bi” dundaruyordu. ü Petroviç, hayatını mütercim ola! kazanıyordu. Sekiz dil konuşuyor yazıyordu; fakat hiç biri pek mü mel derecede değildi. - Kendisi Karadağ'da doğmuştu akrabaları Niş'te bulunuyordu. kendi' memleketinde, hem de $ nin T0ndra elçiliğinde hariciye memtii Tuğu etimmişti. f d Büyük savaşta Selânik'te sırbı V ingiliz askerleri arasında ımııc_;' bitliği vazifesini görmüş, daha Amerika'ya giderek oradaki — sırbii'” dan bir tabur teşkil etmişti.. aĞ Petroviç'in yakın dostlarından V si de şunları anlatmıştır: " Marsilya cinayeti anıqılı;,ı J rino'da tevkif edilen Ustaşi” ye ı Patliç, sik sık Petroviç'e mektub j zardı. Cinayetten bir müddet evel ":2: İ bir mektubu bana da .w% da Pavliç, yakında Ustaşi yerr Londıs'da kendisini ziyarete leri, onlara yardım etmesi diriliyordu. Ustaşi ıeoh':: y üyeleri Yugosl. siniri ö d::ırlııh:: bıınşırlı"*;u.ı &, M '*Ğ' 4 kilâtı arasında müthiş bir a ve düşmanlık vardır. K Petroviç, kendi faaliyetinin VU olduğunu, kendisinin M"”* mediğini &ık sık sövlerdi. — " yi

Bu sayıdan diğer sayfalar: