7 Nisan 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

7 Nisan 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

FaLaa aa SAYIFA 4 Sovyetler Birliği ve Avrupa sıyasası 81 mart 1985 tarihkli Noye Fraye Prese gazetesi Paris bildirmeninin ransız parlümentosu dişarı işler ko- misyonu başkanı Pol Bastik ve fyan iyarı işler komisyon başkanr Hanri KLameri'ye bugünkü ayasal işler hak- kındaki sorgularıma aldığı karşılıkları neşretmektedir B. Pol Bastid diyor ki: “Moskovadan gelen duyuklar, hak» h olacak Lord Edenin Sovyetler bir. hiği ileri gelenleri ile yaptığı gürüşme. derin faydalı tesirler yapacağı umudu- nu vermektedir. Bu intibalaş Sayme» nin Berlinden getirdiği intibalarla bağ- h olarak, ingiliz kamusal düşünününü tenvir etmek bakımından çok faydası olacatır. — Sanılabilir ki, bugüne ka- gar, İngiltere ile Rusyanın birlikte çar Taşmasına eagel olan aykırılıklar büs- bütün ortadan kalkmamış bile olsa, &- zalmış olacaktır. Memel işlerinin san günler içinde aldığı inkişaf çığırı, doğu Avrupasınıa tezelden tanzim edilmesini icab ettir- mekte olduğundan bunun gerçekleşme si o nisbette de arzu edilir bir mese- ledir. HBir zamanlar fransız halkı da Sov- yetler birliği ile birlikte çalışmak lste- günde oldukları kalde bugün attık böy- Te bir duyguda en ufak bir iz bile kal- mamıştır. İki ulusun birlikte çalışma Tarı birçok biçimde olabilir. Nitekim, iki ülkenin genel kuzmaylarının bugü- ne kadar karşılıklr olarak düşünce da> maşıklığında bulundukları da gizli bir yey değildir. Birlikte çalışma için en makul çerçeveyi şüphesiz ki, doğu mi> sakı teşkil edecektir. Laval'in önümüz. deki seyahati bu misakın gerçekleşme- sini bir pazça daha yaklaştırmış olar caktır. Doğu misakının, Tuna misake nın meydana gelmesinden önce ger- gçekleşmiş olması, orta Avrupa için de- ğeri yüksek bir durluk güveni yerini tutacaktır.,, Ayan dışarı işler komisyonu baş kanı Hanri Lameri ise şu düşüncede- dir: “Framsada son zamanlara kadar Sov- yetler birliği ile birlikte sryasal çalış- malarda bulunmak gencl olarak istem miyordu; bu da Brestlitovik hatırala- zımdan — ve bolşevizme karşı duyulan nefrettem ileri geliyordu. Avrupadaki durumun Fransayı kar- şı karşıya bıraktığı zarüretler dolaye- #iyle ,bu duygu gerileşmiş olmakla be raber, itimatsızlık büsbütün kalkma- mıştır. Alâkadar siyasacıların Rusya ile te- melli bir anlaşma yanını tutmuş olma- lazma rağmen, bu el birliğiyle çalış- maya verilecek biçim ve ölçü hakkın- daki düşünceler biribirlerinden ayrık maktadır. Avrupa daşındaki — alanlara kadar yayılacak olan herhangi bir te- ahkhüdü, Fransadaki kamusal düşünün tasvib etmiyeceği spaçıktır. Bir and- Taşma her zaman, ancak Avrupadaki #tatükonun korunmasına — bizmet ede- bilir. En elverişli biçim olmak tzere bir hava andlaşması yapılması düşüm cesindeyim. Hava silâhmm bugün aldığr büyük ehemmiyet ve iki devletin coğrafyada> Ki tuttukları yerler bakımından, böyle bir andlaşma ,bugünkü zaruretlere her suretle yetecek gücdedir. Doğu misa kının kendi çergevesi içine almış ola cağı geniş ölçüde bir sıyaşa için, bena kalırsa, vakit henüz daha elgun değil- dir. Çünkü, ileride mutlaka katılma ih- timali olan Lehistamı, Avrupa birlik galışmasına karşı kat'i surette yabancı bırakmış, olacağından böyle bir sıyasa için bugünkü günü tehlikeli — buluyo- Tum. Bir fransız - rus hava andlaşması Avusturya istiklâli için de en güvenli Bir siper olabilir. İstisnasız olarak, bü. *tün fransızlar Avusturyanım — istiklâli- ne, barışın korunması ve Avrupa muva- zenesi için bir güven gözüyle bakıyor- lar. Fransanın, hükümet, parlâmento ve halkı, Avusturya istiklâlinin Hüzum gösterdiği hiç bir fedakârlıktan çekin- memekte müttefiktirler. a U L Yabancı gazetelerde okuduklarımız Bay Titüleskonun yolculuğu ve kamusal düşün Rn-nn’ı hükümeti Dqııı İşler Bakanı ve Balkan antantı honsey başkanı Bay Titülesko Avrupa hü- » Alma! nya mecburi askerliğe döndükten- sıyasa revizyoncu devletlerin de onun izinden p'lıııı'ıı:eiıııı söyliyen Ramanya Dışarı İşler Bakanının sonra, bu yolculuğu türlü türlü tefsirlere yol açmıştır. Bunlardan bazılarını aşağıda taplamağı faydalı bulduk. 90 mart tarihli Pournal garetesinde SeineBrice imrasiyle: B. Titülesko'nun Pariste yapacağı ve Londrada da yapmağa devam ede- ceği şey, Almanya girmese bile doğu andlaşmasının yapılmasından yana eöz söylemektir. Moskovada da Sovyet i« darecileri B. Eden'e ayni tezi onatma- ge uğraşınaktadırlar. »Burada hatıra bir sorgu gelmekte- dir: Düzenliğin gruplanışını müessir bir şekilde nasıl temin ctmcli? Değu andlaşması projesinin musır birçak a» vukatları var. B. Titülesko Sovyetleri barışın kurumlandırılışıma — sokarak Bolşevik virüs'ünü zararsız bir hale koymak için, daha ilk zamanlardanberi bu andlaşmanın ateşli bir şampiyonu idi, Rus idarecileri de ingilizleri çok iyb kargılıyarak yardıma koşuyorlar. Kommünizm mâübedinin — dawvarları yt - kılmaksızımn İngiltere kıralısın — vağ- lığına içilmiştir: Bay Litvinof, Ja - ponya Tle uzak doğuda bir andlaşma yapacağını, Asyanın — yatışacağını, ti caret andtaşmaları yapılacağını söyle- Miştis. Soram açıksa bu kadar cambazlık- lar yapmak gerçekten gerekli midir? Alman tehdidi karşısında korum grup- lanmaasının yapılması için gerek olan başka ne vardır? Sadece, yapılan ma- nevranın, teklikeleri ezaltacak yerde artırması yolunda bir intiba edinilme. mesi ,ingilizlerin » yalnız lag'lizler de Geğil * çekindikleri, bu noktadır. Son aylardaki başlıca karışıklık se- bebi, Sovyetlerin Varşova ile Prağ arasındaki hendeği genişletmekten baş- ka snouc vermiyecek olan bir andlaş ma formülünü onatmak için ayak d remiş olmalarıdır. Halbuki, Polonya ile küçük anlaş ma İş birliği yapmadıkça doğuda barış kurumlandırılamaz. İşte — yatıştırma gayretlerini ası) bu yöne çevirmek ge- rektir. 92 mart tarihli Temps — gazetesin- den;. B. Titülesko dün (29 marı) Parise gelmiş ve hemen B. Laval ile temas etmiştir. Bugün de Dış Bakanlığırda, şimdiki hâdiselerden dolayı gerçek bir önem alan konuşmalar yapacaktır. »e Almanyanın Versay andlaşması- nn beşinci bölümünü bozması dolayr siyle küçük anlaşma devletlerinin bu anda olan bitenleri özel bir dikkatle takib etmelerinin sebebi kolayca anla- şılır. Rayhş'ın #ücl baliitiada yeniden Avrupanın ortasında kendini belli et meğe başlamas: ve Almanyanın « ha kikatte kendisine süeb üstünlük vere cek olan « gilâhlanma müsavatı işleri, Asrupada yapılacak iş birliğini kendi güvenliklerini düşünerek 1918 de im- zalanan andlaşma mucibince yapmak istiyen devletleri ilgisiz bırakmıyacak noktalardır. Almanyanın, en kuvvetli devletin ordusu kadar kuvvetli bir or- du istemesindeki sebebin, bu orduyu kendi özel sıyasasının amaclarında kul- lanmak için olduğu herkesçe bilinmek- tedir, Almanya gerek düşünülen diplomatik konuşmaları bozmak, gerek en uygun olduğumu anladığı anda Avrupayı bir emtivaki karşısında bırakmak için, Avrupa — sürümlerinin münakaşasına yalnız kuvvetine dayanarak, terazinin bir gözüne kılıcını atarak girişmek is. temektedir. Berlin konuşmaları hake kında şiemdiye kadar öğrenilen şeyler- den sonra, Almanyayı doğru ve açık bir iş birliği yapmağa rarı etmek ihtimalleri üzerinde hiç bir hayal bes- Jenemez. Yakınlaşma ve ara bulma sı« yasasımın muvaffakiyetine en sağlam güveni gösteren ingiliz mahfilleri bile şimdi Avrupanın barışlandırılmasının bir gerçeklik oluşuna kadar gidilecek gaha epey yol olduğunu tasdik etmek- tedirler, aUluslararası iş birliğinin yeni doktrinini tesbit edecek olan prensib kararı 11 misanda Stresada alınacaktır. Bu konferansın önemli bir bâdise ol- duğünü söyliyen italyan — gazeteleri haklıdırlar. Küçük anlaşma hükümet- derinin, hâdiselerin akışını yakından takib etmek istemeleri manlıki bir şey- dir ve asıl olan bunların, Avrupa tesa- nüdü sıyasasına bütün gayretleriyle yardım etmeleri gereklidir; çünkü Çe- koslovakya, Romanya ve Yugoslavya- nın, 1919 da yapılan andlaşmaları ye- niden bahis mevruu yapacak olan sar- sıntıdan çok çekinmeleri tabiidir. Kü- gük anlaşmanın birkaç zamandanberi barışım korunması için Rusya ile bir- likte yapılacak bir harekete müsaid bulunduğu ve Çekoslovakyanın, özel durumu dolayısiyle, doğu Avrupasın Ga dürümü — durlaştıracak olan doğu paktının. yapılmasına çok ilgili oldu- ğe, bilinmez bir şey değildir. B. Titü- Ksko son günlerde Bratislava'da B. Be- nesle karşılaştığı zaman Tuna paktiy- le doğu andlaşmasının geleceği güven- le beklemeğe müsaid güvenlik eleman- ları oldukarını düşündüğünü söylmiş- tir. Bundan da B. Titüleskonun B. La- valle knouşmak için Parise ne gibi bir zihniyet içinde geldiği anlaşılır. B. Titülesko, B. Benes ve B. Yev- tiç küçük anlaşıma ile Balkan andlaş- masınr gıyasal gerçeklikler haline ge- tirmişlerdir. ve barışı korumak bakı- mından bu iki kurumun değeirni kü- gük görmek ihtiyatir olmaz. Praj, Bel- grad ve Bükreşin müşterek sıyacaları, Avrupanın en hassas yerlerinden bi- rinde zihinleri yatıştırmak ve düzenli- ği korumak bakımından, göze çarpar sonuüclar — vermiştir. Küçük anlaşma böylece, açıkça belli olan müşterek bir amaca varmağa dölenmiş hükümetle- rin tesanüdünün zeler başarabileceği- ni isbat etmiştir. Bu ise, barışt koru- mak üzere ayni isteği besliyen böüyük devletler için faydalr şekilde ilham &- hnacak bir örnektir. x xx 29 mart 935 tarikli Mançester Gar- diyen gazetesi, “B. Titüleskonun yol. culuğu, başlığı altında yazmış olduğu bir başyazıds diyor ki; Ingiliz bakanları, Almanyanın yeni- den pusatlanması sorumunu görüşmek danışmak için Avrupada bir yolculuğa çıktıkları sırada Romanya dışacı işler bakanı B. Titülceko da Macaristan, A- vusturya ve Bulgaristanın Almanya - pım açtığı çığırda yürümeleri kaygu - siyle Paris, Londra ve hepsinden önem. li olarak Moskovaya doğru bir yolcü- buğa çıkmıştır; orada bu sorum Üzerin- de konuşmalar yapacaktır. Bu üç ülke barış muahedeleri yü- kümsel askerliği yasak etmiş ve ancak 20.000, 35,000, 30.0060 - kişilik ordular- yapmasını onamıştır. B. Titillesko, uğradığı yerlerde kü . gük anlaşma, ile ihtimal ki, Türkiye - nin adına söz söyliyecektir. Geçen hafta içinde Romanya dışarı işler ba- kanı, B. Yevtiç ile B. Benesi görmüş ve görüşmüştür. B. Titülesko, yukarda — saydığımız devletler tarafından muahede çiğnenir ve yükümsel askerlik yapmak — kararı verilirse küçük anlaşma tarafından ne yapılacağı hakkındaki plân için hiç ağ- zını açmamışsa da Sofyadan gelen bir duyuk, öyle olunca, küçük — anlaşma devletlerinin hemen seferberlik ilan e- deceklerini bildiriyordu. Bundan baş. ka çıktığı yer Bükreş olan bir başka duyukta da bu takdirde küçük anlap manın bu devletlerle bütün ökonomik bağları kesecekleri söylenmekte Idi. Bereket versin, Avrupa barışı için octada hemen patlak verecek bir tehli- ke yoktur. Macar başbakanı, Macaris. tanın yeniden pusatlanması için Ulus- lar Derneğine — baş vuracağını söyle . mişti. İhtimal ki başbakan bu işe, bel- ki de yanılarak, İtalya tarafından yar- dım göreceğini ummaktadır. Öte taraftan bulgar başbakanı da Bulgaristanın muahededeki askeri şart- Jarı bozmıyacağını bildirmiştir. Avusturyaya gelince, az buçuk pu- satlanan bu devlet, açıktan açığa pusat. Janmak dileğini ortaya sürmekte, bu işte İtalyadan yardım göreceğini kuv - vetle ummaktadır. Fakat herhalde B. Titülesko, böyle — bir pusatlanmanın Bulgaristan ve Macaristan — için kötü bir örnek olacağını — etraflıca alakalı devletlere anfatabilecektir. Stresa, Cenevre ve Moskova J0 mart tarihli Entraosijan gazete- &İ Du başlık altında yazdığı Dir yazıda diyor ki: Sir Saymen malümat almak istiyor- du. Şimdi © da, biz de malümat almış olduk. Zaten ingiliz bakanı avam kamara- sında, ne yolda düşündüğünü gizleme- miştir. Bilinmesi gereken nokta, bizim bu Ööğrenilen şeylerden ne gibi bir sonuc çıkaracağımzdır. Bunlardan akılda tu- tulacak olan, Versay andlaşmasının şimdiye kadar bozulmadan kalmış olan toprak hakkındaki bölümünü de tamı- mamağa bazırlandığıdır. Onun için eğer dikkat etmezsek, re- vizyonizm'in asıl işçen (faal) safhası 'na girmiş olacağız. Revizyon ise savaş demektir. Biz barıştan başka bir şey İsteme- diğimiz için, Almanyanım, tatbiki Av- rupayı ateş içinde bırakacak olan prog- ramını gerçekleştirmesine meydan ver- memek üzere barış dostu devletlerin oldukça kuvvetli ve birleşmiş - olarak Durumun vehametini anlamak ge- rektir. Şimdi hiç kimsenin bunu anla- mamağa hakkr yoktur. Herkes kendi mesuliyetini Üstüne almalıdır. Barış, çok yakm bir gelecekte almacak karar- fara bağlıdır. Fransa, İngiltere, İtalya, Sovyet Rusya ve küçük andlaşmanın yapa- cakları İş birliği Üzerinde, Avrupa denkliğini koruyacak olan bir sistem kurulmalıdır. mKarşiliklı yardım — paktının imza- Tanması sayesinde Moskovada barışın kurumlardırılması yolunda kat'i bir adım atılmış olacaktır. Önce Fransa ve Sovyet Rusya, sonna da Çekoslovakya tarafından parafe edilecek olan bu pakt bütün barış sever devletlere açık olacaktır. B. Eden'in Moskova hükü- metiyle yaptığı konuşmalar, B. Lava- lin gelecek ay Sovyet mesul şefleriyle yapacağı kat'i konuşmanın kutlu bir başlangıcıdır. Diplomatik işçenliğin bu üç safha- s1, Berlinin yaptığı tahriklere karşı en iyi bir koruma tedbiri dıb/llh. VKRNNDTDĞKI LSLONRATLDAKAYKLYAAYAKYADAKALAKAR IKLA Çocuk haftası 23 nisanda başlıyor DKONY TYNYLRATAYEĞEKLEYEKEANRALARLKEKLAN INDN 7 NİSAN 1925 P terling, belga ve altıri | 30 mart tarihli Deyli Telgraf gHt tesi “Srerlin, alın ve Belga, altnda yazmış olduğu bir &İ diyor ki: $ Belçikanın yeni başbakanı Bay Zeland, Amerika cümhuriyeti l-lıd | Bay Ruzvelte gönül vermiş bir adami der. Onun için onun da iş başına tikten sonra almış olduğu ilk Ruzveltin dolara yapmış olduğu belgayı değerinden düşürmek olmuş tur. Bu tedbir ile belganın, eski d * Berine nisberle yüzde 75 den yukarı V yüzde 70 den aşağı olmamak üzert ğerinden düşürülmesine Van z.ıJ ve onun danışmanları tarafından kü * — rar verilmiştir. Bu değerden istekle yapılmaktadır. Belçika ulusük bankasında banknotlara karşılık Z akça bulumnmaktadır. İ Bu tedbiz, İngilterede olan değildir; olsa olsa bir teknik tedbif dir. Çünkü bundan evelki ) Bay Tönisin almış olduğu — tedbirlefi | piyasada iyi tesirler bırakmamıştır. Her ne kadar para değerini düşür * | mek İyi bir şey değilse de Bay Van Ze | Tand ve arkadaşları, geçen on gün içiğ ) de gösterdikleri cesaret ve mmuva! j yetten dolayı kutlanmayı hak kazan * 1 mışlardır. .. Bösbürün tontrolmir olmamat vüğ hıeııik.-n kertede durdurulmak ııtdr Te böyle parayı düşlürmek Bazan endlite trinin sırtına yüklenmiş olan büyük borç yüklerini — hafifletmeğe — yarafı Başkan Ruzveltin aldığı tedbirde dt — güttüğü amaç bu idi. Von Zeland l*' belgayr bu amaçla düşürmüştür. Daha evel sterling için de böyle bif tedbir alınmış, bu da yaşamayı # ğ laştırmıyarak ticaret — şartlarını dahâ | iyi ve düzgün bir hale getirmişti. — — Bugün Avrupada hâlâ paralarını 41 — kı gıkıya altın esasına kalın kol demirf* — leriyle bağlı tutan Ülkelerin de günüü birinde böyle bir yüküm duyıulılır" nt umabiliriz. Umudların boşa çıkması : | 20 mart 1935 tarihli Rayhşs Post gö — zetesi yukardaki başlık altında yazdığ?! bir yazıda diyor ki: y Britanya dışarı işler bakanının Bef j Tindeki görüşmeleri Hhakkında parla * mentodaki beyanatı çok kısa oldu. Sİf — Con Saymen, sözlerinin kısalığına se « beb olacak, alman — ingiliz konferan: sında görüşülen meselelerin bundan sonra da tetkikine devam edilmesi ola* % cağı ve bundan dolayı da teferrüat Ür — zerinde konuşmaktan çekinilmesi la * — zimgeldiğini ileri sürmüştür. Eğef — Berlindeki görüşmelerin yaptığı tesife — ler kendisine cesaret vermiş — olsaydı. — hiç şüphe yok ki, ingitiz devlet adami —— eyi duyuklar bekliyen sinirleri geril < — miş bir dünyaya karşı beyanatın umud — verici bir söz katıştırmaktan çekinmez: — di. Parlamentonan Saymenin ağzın « —| dan biricik olarak işittiği iki hakikat P ) varsa, o da Berlin görüşmelerinde çok büyük düşünce Larkları olduğunun te$ bit edilmiş olması, Stresa konferansır fia yalniz İngiltere, Eransa ve İtalyüs nn iştirak edeceğinin bildirilmesidir. İngiliz dışarı işler bakanı tesbit et tiği düşünce ayrılıklarının veler oldu” ğu hakkında bir şey söylemedi, Ber « Ho görüşmeleri etrafında sıyasal bir ih tiyat damgası taşıyan resmi süküt bU şayialara, tefsirlere ve birbirine ayki- ti olan duyuklara çığır açtı. Almanlaf” bugüne kadar yalnır Wki duyuğun yü- dan olduğunu ilan ettiler: Bu duyuklar dan birisi, alman başbakanının, cıu—% ö K e0 sReil a ae dovakyanın çokluğu alnan olan parça* sının Almanyaya verilmesini; öbürü d& Lehistan koridorunu da istemiş olma- sıdır. Rayhşspost bu yazısında Hitlerin — Sovyetler Birliğine karşı takmdığı tav- rı da el alarak diyor ki: Bolşeviklik ile mücadele daha baf- fangıcta ulusal sosyalizm programının —— en başında bulunduğu göz önüne geti * — rilecek olursa, Hitlerin Rusyaya karşf i aldığı durum pek âlâ anlaşılır; her nt — kadar o vakittenberi bu programdan — bir çok şeyler silinmiş bulunuyorsa dâ. sövyetlere karşı düşmanca bir tavar tA* kmmak, bugün hâlâ ulusal sosyalizmin acunu görüşünün mühim bir bölümü » — — nü teşkil etmektedir . 4 x Bi

Bu sayıdan diğer sayfalar: