11 Ekim 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

11 Ekim 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1L İLKTEŞRİN, 1935 GUMA Son haberler | 2. ci sayıfada Her yerde 5 kuruş Adımız andımızdır ON ALTINCI YIL. No: 5104 Fındık kongresi dün toplandı Yeniden çetin bir harb başladı Türkofisin raporunda önemli teklifler var Ayrılan komisyonlar türlü fındık işlerini incelemeğe başladılar Na Italyanlar Ogaden'de de ileriiyorlar Uluslar Sosyetesinde Delegelerin çoğu zeeri tedbirlerden yanasöz söylediler Dil hakknıda Etimolojik Bir anket B. Celâl Bayar fındık kongre sindeki delegelerle bir arada Gündelik DOĞRU HABER F.R. ATAY Hiç kimsenin kusuru olmak- sızın, yıllardanberi devam edege- len bir hâdiseden bahsetmek isti- yoruz. Bizimi ajansımız, —büdcüsi dar olduğu için, memleket dışın- da mümessiller bulunduramaz. Bu sebeble de, en eski bir deyimle söyliyelim, öteki ajansların basit bir vasıtai neşri efkârı'dır. Mesela, bugünlerde Avrupa a- janslarının çoğunun vazifesi, doğ- ru haber vermekter fazla, kendi dış sıyasalarının gerektirdiği tel- kinlerde bulunmaktır. Gazete o- kurken hemen her telgrafta bir başka propaganda merkezinin içi- ne girmektesiniz. Arkadaşlarımı- zın bir takım telgrafların başına koydukları “özel,, sözüne bakma- yınız: Bunlar da, gene Avrupa ajanslarının radyo istasyonların- dan verip, yazı işleri odalarında- ki almaçlarla dinlenen haberler- dir. Habeş davası, birçok - taraflı bir mesele olduğu için, biribirini tutmıyan havadisleri karşıkarşıya koyarak doğru hüküm vermeğe çalışalım. Fakat bir taraflı mese- leler için hemen her vakit hakika- ti olduğu gibi değil, bize gösteril- mek istendiği gibi öğrenip gitmek- teyiz. Bu yüzden dostlarımızı kır- dığımız da olmaktadır. Mesela komşumuz Sovyetler hakkında Avrupa'dan gelen — telgrafların yüzde doksanı, telkin gayesi gü- der. Gazetelerimiz bunları hiç bir kötü kast olmaksızın neşrederler. Arkadan havadisin doğrusu gel- se de, eski telgraf zihinlerde bir iz bırakmış olur. YU Sü Hâdiseleri olduğu gibi bildik- en sonra, onu kendi münasebet- lerimize ve menfaatlerimize göre kullanmak hiç olmazsa yalnız bi- zim hakkımız olmalıdır. Eskiden bu mahzurdan kurtul- mak için Tas Ajansı bir usul tut- muştu: Almanya havadislerini hem alman, hem fransız, italyan havadislerini hem Roma, hem Berlin, .. kaynaklarından alır, gerçi iki masraf eder, fakat ge- len haberleri kontrol da ederdi. Öyle sanıyoruz. ki, ajansımız her tarafa mümessil gönderemez, hele bu mümessile telgraflar çek- (Sonu 3. üncü sayıfada) Çıkat ürünlerimizin en önem- lilerinden biri olan fındık işinde rasyonel çalışma yollarını üret - men ve tecimerlerle birlikte i. lemek ve böyle bir çalışmaya en - gel olan zorlukları ve eksiklikleri tesbit etmek üzere toplanmasına karar verilen fındık kongresi dün Ekonomi Bakanımız B. Celal Ba- yar'ın şu söyleviyle açıldı: “— Sayın Baylar, Fındık, memleketimiz - ihraç maddeleri arasında mühim yeri o- lan ulusal bir mahsuldür. (Sonu 5. ci sayıfada) AA R e e Dala Dr.T.R. Aras'ın diyevi Türkiyenin sütel iüs - nomal hazırlıkları yoktur Belgrad, 10 (A.A.) ajansı bildiriyor: Türkiye dış bakanı B. Tevfik Rüşltü Aras, Cenevre'ye gitmek üzere dün akşam Belgrad'tan geç- miş ve durakta başbakan ve dış bakanı B. Stoyadinoviç ile dış ba- kanlığı yüksek işyarları ve Türki- ye, Yunanistan, Romanya ve Ar- navutluk elçileri tarafından se - lâmlanmıştır. Türkiye dış bakanı durak sa - lonunda Yugoslavya başbakan ve dış bakanı ile bir müddet görüş - tükten sonra yoluna devam etmiş ve B. Stoyadinoviç, Zemun'a ka - dar kendisine refakat etmiştir. Türkiye dış bakanı, Türkiye nin süel üsnomal hazırlıklar yap - tığı hakkındaki bütün yayıntıları kesin olarak yalanlamak için ga: zetecilere yetki vermiştir. — Avala YUNANISTAN'DA Kırallık kurulacak GI. Kondilis başbakan oldu. Atina, 10 (A.A.) — Ordu Ku- mandanlarının ulusal kurulun ka- rarı ile kırallığın hemen yeniden kurulması için B. Çaldaris nez - dinde bir teşebbüste bulundukları söyluniyor Bakanlar kurula; hi men toplantıya çağırılmıştır. Ku - rul iş başından çekilmiştir. (Sonu 2. ci sayıfada) Ogaden cephesinde habeş siperlerinden birkaçı Cenevre, 10 (A.A.) — Uluşlar sosyetesi asamblesi bu sabah sa at 10,40 da'başkan Benes'in baş - Kanliğındü toplanarak Setel'tsd” birler hakkındaki genel görüşme- sine devam etmiştir. İlk söz alan B. Aloizi, İtalya - nın inkâr kabul etmez haklarını — Yarın ! Türk Hava Kurumuğ | piyangosunun kaza -| İ nan numaralarını ga -: i zetemizde okuyunuz ; Altıncı ulusal tib kongresine, Sağlık Bakanımız Bay Refik Say- dam'ın çağrılısı olarak gelmiş o - lan sövyetli tıb profetörleri şer- ”- ne evelki akşam, B. Refik Saydam tarafından Anadolu kulübünde otuz beş kişilik bir şölen verilmiş- ti. Misafirlerimiz dün Ankaranın bir çok kurumlarını ziyaret et - mişler ve akşam üstü, saat on ye- di buçukta, Sovyetler Büyük Elçi- si Bay Karahan tarafından şeref- lerine verilen çayda bulunmuşlar- dır. ve Habeşistan aleyhindeki itham- larını tekrar etmiş ve uluslar s08- yetesinin kanunsuz harekette bu- lunduğunu söyliyerek şiddetli hü- cumlarda bulunmuştur. Fransız başbakanı B. Laval Fransa'nın uluslar sosyetesi paktı- na sadakatinden ve İtalya'ya olan mdan bahsettikten sonra üştir ki: * — Bu dostluk bana bir ödev yükliyor. Uluslar Sosyetesi ile bir- likte bir uzlaşma sureti aramaya çalışmak onun otoritesini inkâr etmek değildir. Fransa bu barış eserine hara - retle bağlanacaktır ve eminim ki asamble de hiç bir yardım esir - (Sonu 2. ci sayıfada) SOVYETLİ HEKİMLER ANKARADA ARARAİAAAADARARARANAAA ğ Profesör Danişeveki'nin memleketimiz — hakkın- daki düşünceleri Altıncı türk tıb kurultayın- daki sovyet profesörleri sal . kuru başkanı ve Sovyetler Cu- ğ muriyeti merkezi kimatoloji ve &A balneoloji enstitüsü direktörü (Sonu 3. cü sayıfada) AAA Bu çayda C. H. P. Genel Sekreteri Bay R. Peker, Sağlık, ( Sonu 3. üncü sayfada) Dün Sovyet Büyük Eiçiliğinde bulunan Bakanlarımızla sovyetli misatirter 1- Sabah, sabahleyin 2- Öğle, öğleyin 3- İkindi, ikindiyin - ikindileyin 4- Akşam, akşamleyin 5- Yatsı, yatsıyın — yat sıleyin 6- Gündüz, gündüzün - gündüzleyin 7- Gice, giceleyin. D Yukardaki kelimelerin ilk ve asıl kökleri nelerdir? MD) Bu kelimeler nasıl teşek- kül etmişlerdir? HI) Bu kelimeleri teşkil etmek için köke ilâve olunan ek« ler nelerdir ve eklerin her birinin mana farkları ba« kımımdan rolleri ne ol« muştur? IV ) Bu araştırma neticesinde t A - Türk dili kökleri, ve, B - Türk dili ekleri, ve, C - Türk sözlerinin teşek- külü hakkında bir ka- ide çıkarmak mümkün müdür? Dil davasını kendi davası bil- miş olan Ulus, yukardaki anketi açarak bütün bilginleri cevab ver meğe ve memleketteki bütün ga - zeteleri de kendisine yardıma ça- ğırıyor. Mesele, yukarda işaret et - tiğimiz gibi, dilimizdeki kelime - lerin kökleri, ekleri ve teşekkülle- ri hakkındaki görüşleri anlamah- tır. Bilginlerden ricamız cevabları- ni gazetemiz yazı işleri direktör « lüğüne göndermeleri, Meslekdaşlarımızdan ricamız bu dileğimizi bütün memlekete yaymalarıdır. Anketimize gelen cevaplardan Sahah; Sabahın kökü öz türkçe «sağr olsa gerektir. Sağlam ve metin — demektir. Bu kelime osmanlı dilinde «sah> ol - a arabca kökünden gelmiş rca agel ve meşlah içine bi« rünmüş bir sördür. Halk arasında sulg kablar ve ölçüleze incelenmiş ve doğru olduğu anlaşılmış olan ölçü « ulur. Bu damga as « lında esağ» iken sonraları «sah»> işara, (Sonu 4. üncü sayfada) lere bir damga

Bu sayıdan diğer sayfalar: