Ulus 18 Ocak 1936 sayfa 1 | Gaste Arşivi

18 Ocak 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ON YEDİNCİ YIL. NO: 5200 ULUS Adımız, andımızdır sınışg*x'sı N 1$ 936 CUMARTE l Son haberlerimiz ücün- cü sayfamızdadır. — | Heryerde 5 kuruş Hi ünü Hüi İtakyana - Habeş harbı: * Cenub cephesinde Ganaledorya nehri boyunca yapılan harb çok kanlı oldu Habeş atlıları tanklara hücum ettı!er ve aı.wak uzun bir boğuşmadan sonra geri çekildiler Bir italyaân Tasta germör Habeşistandan gctm!ı Lundra, 17 (A.A.) — RGY"T ş d- İansının Habeşistandan bildirdiğine göre, cenup cephesindeki hareketler Başbetke İKİ ESER. F.R. ATAY Bizim her zaman üstünde ısrar ettiğimiz — nokta; asırlardanberi türk düşmanlığı edebiyatı ile bes- lenen garb âleminde, yeni Türkiye hakikatinin olduğu gibi tanınma- sından ibarettir. Garaz ve menfa- îzuden hicivler zıddımıza gittiği kâdar, hiç bir tetkik eseri olmıyan hoş medihlerden Oktur Yeni Türkiye hakikatini anla- mamak veya duyurmamak inadcı- İiğı, hemen her tarafta kolaylıkla Yıkılmıştır. Bugün, birçoğu velev eksik, velev kusurlu, fakat kema- l'lm inkılâbçılığını milletlere ha- T veren hemen her dilde bir kü- Çük kütüphane vardır. Bu kütüp- ane içinde, hiç şüphesiz, Avus- turya'nın eski Türkiye elçisi Ogüst Tal'la, gene Avusturya'nın Tür- iye elçılık müsteşarı Fon Bişof"- Un eserleri ı-nuslema kıymettedir- er, hoşlandığımız Türkiyeye gelen yabancı elçiler arasında ilk kitab neşreden zat, Yanılmıyorsak, Birleşik Amerika Cümüriyetleri Büyük Elçisi Şerril idi. Ankara'da bulundugu müd- detçe, devleti ile yeni Türkiye a- vasındaki dostluk münasebetlerini kuvvetlendirmekten gayri bir şey düşünmiyen Ogüst Kral, aynı za- manda, adım adım, inkılâb hare- ketlerimizi tetkik etmiş ve memle- ine döndüğü zaman, ilk işi, bu tetkiklerini topliyarak neşretmek olmuştur. Ogüst Kral, hakiki dost- lukların, milletlerin — biribirlerini hakiki tanıyışları üzerine kurula- bıloceimı düşünen fikiradamı - dıplomıtlardandır Türkiye ve türklük hakkında, vatandaşlarının zihnindeki masal âlemini yıkmak- İa, yeni zamanlarda gittikçe zayıf- lıyan doğruculuk ahlakının güzel örneklerinden birini gösteren O- güst Kral'ın eseri, Fon Bişof'un parlak fikir ve edebiyat eseri ile tamamlanmıstır. Bu iki eseri ya- nu 5. inci sayfada) inkişaf ve devam halindedir. Dolo mıntakasında Ras Desta kuv- vetlerini yenen italyanlar bunları ko- valarken ,öteki italyan yerli ve ana vatan kıtaları Şebeli ve Fafan nehir- leri boyunca ilerlemektedirler. Sol cemhlırı üzerindeki tehdidin kalkması üzerine italyanlar Şilmdi Sas sabaneh, Ciciga ve Harrar'a doğru hücumlarına devam edebileceklerdir. Italyanların halen merkez ve sağ ce- nahta yapmakta oldukları ileri hare- ket, bu taarruzun kendisi mi yoksa asıl taarruz için bazı iptidai ve ihzari hareketler mi olduğu daha belli de- gildir. ) Habeşlerin Ganaledorya muhare- 'besindeki mukavemeti çok çetin ol- İSTANBULDA BUĞDAY FİATLARI Tarım Bakanlığı müsteşarının söyledikleri İstanbuldaki — buğday satışlarını yakından tetkik etmek üzere, bundan bir müddet önce, İstanbula giden Ta- rım bakanlığı müsteşarı B. Atıf Ba- yındır dün sabah Ankaraya dönmüş- tür. Kendisine İstanbul buğday piya- sasının ne halde bulunduğunu soran , bir arkadaşımıza, B. Bayındır şu iza- hatı vermiştir: *(Sonu 5. inci sayfada) B. HERYO FPRANSIZ KABİNESİNDEN ÇEKİLECEK. . . * B. Lavalin vaziyeti kaygı uyandırıyor Paris, 17 (A.A.) — İyi haber alan sıyasal mahfiller, yalnız seçim - faaliyeti ile meşgul olmak üzere B. Heryo'nun kabineden pek yakında çekileceği kana. atindedir. Her hangi bir daire başında olmayıp, yalnız devlet bakanı bulunan 8 Heryo'nun bu çekilişinin duyulur tesir- leri olmuyacaktır. Fakat eğer kabinedeki diğer radikal sosyalist bakanlar da B. Heryo'nun izinden giderlerse vaziyet o bambaşka olacaktır .Bu takdir: (Sonu 5. inci sayfada) ği hasta ve yaıalılan Nupolu!e boşaltıyor, vı- ; muş ve habeş atlıları birçok hücum- larda bulunmuştur. Habeşler çepeçevre siperlerle mu- (Sonu 3. üncü sayfada) “Ulus;un Dil Yazıları « ASKER “ Askev, çeri, şoldat lf'%ker.(-unı ceyş,, ke- limeler ı_yk* " Ordu M ve Armee,, sözleri- nin etimoloji, morfoloji, fönetik ve semantik bakımından analizi ASKER Kelimeyi etimolojik unsurları- na ayıralım: (H-(2) 3) 0) ÂAğ * as J- âk - er (1) Ağ: ana köktür. “Yüksek- lik, büyüklük, kuvvet, kudret, sa- hiplik efendilik” anlamlarınadır. (2) As:(. 4 s); ektir. Ana kök mefhumunun oldukça geniş bir sa- hada yayıldığını ve o sahada bu- lunan bir süjeye ittisalini göste- rir. O süjeyi gösteren de: (3) Ak: unsurdur. (4) Er: ana kökteki kuvvet, kudret, sahiplik, efendilik, yük- seklik, büyüklük... mefhumlarının oldukça geniş bir sahada (ak) ile gösterilen süje üzerinde takarrür ve temerküz ettiğini gösteren ek- tir. (Ağ | as : ak | er — Ağasa- ker): ana kök kendisinden sonra gelen ek ile kaynaşmiş, (ak) unsu- runun başındaki vokal de düşerek kelime son morfolojik ve fonetik Hauntmamn— idamı Otuı gun sonraya bırakıldı Trenton, 17 - (ALA.) — Va- h B. Hoffm, Hauptmann'ın idamını — otuz gün geri bırak- mağa karar ver- * miştir. Trenton, 17 (ALA.) — Nev- jersey — valisi, Hauptmann' n idamını — otuz gün geciktiren kararı imzala- mıştır. Vali, ic- ra makaniızma- sının “merha- met kararı diye” tavsif ettiği bu mühletin, son mühlet olduğunu bildirmiş ise de verilen bu mühlet, Hauptmann_ n idamımın en aşağı üç ay geri kal- ması demektir. Çünkü bu otuz yün- lük mühletin bitmesinden sonra ye- “niden bir gün tayin edilecek ve bu arada bütün formalitelerin tamam- lanması en aşağı üç ay sürebile- cektir. Hauptmanmn'ın karısı bu neti- ceden çok hoşnuddur. Aylardan beri ilk defa olarak gülmüştür. Ha- ber, çok çabuk bir surette, öteki mahkumlar arasında da yayılmış ve mahkümlar sevinç tezahüründe bulunmuşlardır. İstanbul Hukuk Fakültesi Dekanı B. Sıddık Sami'nin konferansı bugün Ankara Hal- kevinde saat 15 dedir. Hauptman'ın hapis evinde alınmış bir resmi şeklini almıştır: ASKER. ASKER: oldukça geniş ölçüde bir kuvvet ve kudretin kendisinde takarrür ve temerküz eylediği sü- jeyi gösterir ki (Asker) in mana- sı da bundan ibarettir. Not: 1. — (Ağ) 1 yükseklik ve büyüklük anlamı Türk lehçelerim- de pek açık örneklerle görülür. L Ağa — büyük birader, efendi seyit, zevç, ricalden biri. I. Ağalık — âmirlik. HI. Ağan — Sâit. IV. Ağınma — Suut. V. Ağınmak — Suut etmek, VI. Ağma — İğtilâ, suut. VIL. Ağmak — İrtika etmek, per- vaz etmek, suut etmek, taye- ran etmek, taali etmek, terak- ki etmek, tereffu etmelşwruç etmek. ÇERİ Not: 2. — Eski Türk lehçelerin- de “asker” anlamına kullanılam “Çeri”, “Çeriğ” ve “Çerik” (1)| ke limelerinin etimolojik -şekillerini “asker” kelimesinin — etimolojik şekliyle altalta yazalım: (Sayfayı çeviriniz) Türk Dilı İbnümühenna Lü- I, Kamusu Türki; Lügati; gati. II. Karayim metinleri. I. Yunüs Emre Divanı. IV. İbnümühenna Lügati. - V. Radlof, I. “Baraba ve Ka- man lehçeleri”. VI. Lehçe-tül-lügat. VII. Büyük Türk Lügati “Os- manlı ve Çuğatay lehçele- ri”; Atalar sözü; Ferişteoğ- lu lügati; Babus; Radlof, I. “Çağatay lehçesi”; Divanü Lügat - it - Türk; Kamusu Türki. (£| Kamusu Türki; Türk Dili Lügati; Pavet de Courteille lügati; Dede Korkut kitabı; Tuhfe-tüz- zekiye; Oğuz destanı; Üygür en- deksi; Mukaddeme-tül-edep; Uy- gürca Kuran tercümesi. Uludagda yırmı dört saal Uludağda Karabelen sığınağı önünde genc sporcularımız (Yazısını altıncı sayfada okuyunurz)

Bu sayıdan diğer sayfalar: