11 Ocak 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYFA 3 İspanya harbı ve Almanya İspanya ihtilâlcilerine tayyare gön- dermek suretiyle başlayan ve silâh, harb malzemesi ve asker yollamıya kadar varan alman yardımı son gün- lerde daha başka bir şekil aldı: al - man donanması, hükümet kuvvetleri- nin gemilerini denizlerden silip sü - pürmeğe başladı. Königsberg kruvazörü ile Amiral Scheer namındaki cep zırhlısının, ön- lerine gelen İspanya ticaret gemisini tevkif ettikleri bildirilmektedir. Ön- ce alman harb gemileri Soton namın- da bir geminin Fakat Soton'un kaptanı, gemisini ku- ma oturtarak ellerinden — kurtardı. Sonra almanlar Arifon namında bir gemiyi tevkif ettiler. Bundan sonra Marta Gunguere gemisi almanların ellerine geçti. İspanya hükümetine karşı açılan bu deniz harbı sözde Palos namında bir alman gemisinin İspanya hükü - tevkifine çalıştılar. met torpidoları tarafından muayene edilmesi ve içinden bir İspanya teba- asiyle âsilere gönderilmekte bulunan bâzı eşyanım alınmasıdır. İspanya hükümeti Palos gemisi - nin İspanya kara suları içinda aran- dığını, pasaportsuz seyahat eden bir İspanya tebaasının ve bazı kaçak eş- yanın gemiden alındıktan sonra Pa - los'un serbest bırakıldığını iddia et - mektedir. Fakat buna karşı mukabele bilmi- sil diye başlıyan alman hareketi son günler içinde İspanyaya karşı bir de- niz harbı şeklini almıştır.. Berlinden gelen haberler, İspanya “kızıllarına aid gemilerin korsan gemilerinden” ibaret olduğu ve bunların da nerede rastlanırsa tevkifi veya imhası lâzım- geldiği bildiriliyor. Öyle görünüyor ki İspanya işine karışmamak için yapılan teşebbüsler maküs bir netice vermekten başka bir işe yaramıyor. Silah — yollanmasma mani olmak için uğraşılırken, devlet - ler asker yollamıya başladılar. Son günlerde asker gönderilmesin — diye yapılan teşebbüse karşı şimdi de Al- manya İspanyaya bir deniz harbı aç- mak suretiyle mukabele etmiştir. Franko kuvvetlerinin de bu aralık yeniden taarruza geçmeleri her hal- de tesadüfi olmasa gerektir. Öyle gö- rünüyor ki Burgos hükümeti ve bu hükümete yardım eden faşist devlet- ler, artık müzminleşen İspanya har - bına nihayet vermek için yeni teşeb- büse girmiş bulunuyorlar. Bir aydanberi İspanyaya alman ve akın etmektedir. Bir tahmine göre İspanyada on bin ka- dar alman ve o kadar da muntazam italyan askeri vardır. Alman ve italyan askerleriyle takviye edilen Franko kuvvetleri hükümet kuvvetlerine bir “Knock out” darbesi urmaya karar vermişlerdir. italyan gönüllüler' Fakat İspanya davası “Knock out” ile halledilecek bir meseleye benze - miyor. İspanyol hükümeti Madrid'i. kaybetse de Katalonya'ya çekilip o- rada tutunabilir. Belki de Almanyanın — denizden yardımıyle başlıyan son taarruz, İtal- ynam İngiltere ile barışması üzerine, yeniden bahis mevzuu olmaya baş - lıyan tavassut teklifini mümkünse önlemek ve mümkün olmadığı takdir- de girişilecek müzakerelerde ağır bas- mak için askeri tefevvuk temin etmek maksadına matuftur. A. Ş. Esmer Fransanın polonyaya açtığı kredi Fernand de Brinon, L'İnformation'da, fransız meclisinin Polonya istikrazını İttifakla kabul etmesi dolayısiyle yazdığı yazıda diyor ki: “Bugünkü vaziyetin buıanıkl.ığı içinde bu nikbin görüşü ka- bu edelim. Fransanın Polonyaya verme- ye razı olduğu ödünç yanlış anlaşmala- rın izalesi, uzun ve müşkül münakaşala- rın halli hususunda şimdiden büyük hiz- metlerde bulunmuştur. Üstelik, daha u- mumi bir istikrarın mukaddimesini teş- kil edebilirse, fransiz parlâmentosunun ittifakla verdiği karar ne kadar haklı çı- kacaktır.” Madrid önlerindeki harb Çinde vaziyet Asilerin ağır zaylata uğradıkları Madrid önünde harbeden nişanlılarından, kocalarından, akrabalarından haber bekliyen ispanyol kadınları ve kızları Madrid, 10 (A.A.) — Milislerin şid- detli mukavemetleri üzerine âsilerin Madrid'e yapmakta oldukları taarruz ya- vaşlamıştır. Âsilerin uğramış oldukları ağır zayi- at bilhassa sıkı saflar halinde hücum et- melerinden ileri gelmiştir. Dün sabah cumhuriyetçilerin tayyareleri âsilerin mevzilerini bombardıman etmiştir. General Franko'nun askerleri tayya- relerin gece cevelanlarına rehberlik et- mek üzere ışık fişekleri kullanmaktadır- lar. Bu usul âsilerin tayyareleri tarafın- dan dün öğleden sonra kullanmağa baş- lanmıştır. Bu tayyareler bu usul saye- sinde topçu ateşini Madrid üzerine çe- virmeğe muvaffak olmuşlardır. Madridin müdafaası Madrid, 10 (A.A.) — Havas ajansının muhabiri bildiriyor: Yedi gündenberi devam eden şiddetli muharebeler Madrid müdafaasını sars- mamıştır. Madrid ile Eskurial arasındaki yol gerçi kesilmiştir, fakat başka bir yol daha uzun olmasına rağmen, Sierra de Guadarrama'da mevzi alan milislerin i- aşesi için kullanılmaktadır. Madrid'in bir kerre daha tehlikeden kurtulmuş olduğu henüz iddia edilemez- se de hükümet merkezinin bugün daha geniş bir nefes alarak istikbale emniyet- le baktığı söylenilebilir. Madrid'in geçen perşembe günkü bombardımanı neticesinde beş kişi öl- müş ve 34 kişi yaralanmıştır. Hükümet merkezinin on mıntakasından yedisi bü- yük tahribata uğramıştır. Şiddetli muharebeler Casa del Campo, 10 (A.A.) — Havas ajansı bildiriyor : Dün Kolonya yolu mıntakasındaki muharebeler Pozuelo garı civarında çok şiddetli olmuş ve nihayet hükümetçiler Madrid'in civarından Manzanares'in şarkındaki son mevzilerinden atılmışlar- dır. Hükümetçiler muharebe meydanın- da 300 ölü ve üç tank bırakmışlardır. Bombardıman Guadeljara, 10 (A.A.) — Âsi tayya- releri dün akşam civar şehir ve kasaba- larını bombardıman etmişlerdir. Tay- yareler yalnız Guadeljara şehri züerin- de kırktan fazla bomba atımıştır. Fakat bombalar çok tahribat yapmamıştır. Âsi tayyareleri bundan sonra Alcala de Henares ismindeki küçük kasabayı da şiddetle bombardıman etmişlerdir. Salamanka, 10 (A.A.) — Franko hü- kümeti neşrettiği bir tebliğde millici tay- yarelerin Madrid'deki ingiliz elçilik bi- Sianfuda müfrit sollar idareyi ellerine aldılar Nankin, 10 (A.A.) — “Royter” Res- men bildirildiğine göre komünistler- den mürekkeb müfrit sol taraf unsurla- rı Sianfu'da iktidarı ele almışlardır. Harb başladığı takdirde Sianfu'da bu- lunan ecnebiler hakkında — sefaretler büyük bir endişe beslemektedirler. KK Pa y bildiriliyor YA ; Nankin, 10 (A.A.) — Royter bildi- riyor: Sianfu'da idareyi ele alan müf- rit sol cenah unsurlarının bariz vasıf- ları memleketin selâmetini kati bir ja- pon aleyhtarı siyasette Burada çok vahim ihtilâtlardan kor- kulmaktadır. görmeleridir. Almanyada sınai — casusluğun cezası idam olacak Berlin, 10 (A.A.) — Yakında neşre- dilecek olan ceza kanununda sınai casus- luk bazı ahvalde hiyaneti vataniye ola- rak telâkki edilmekte ve bu gibi casuslar için idam cezası konulmaktadır. Sınat casusluğa memleket iktisadiyatına aid gizli işlerin ecnebi bir devlete bildiril- mesi, plân ve formüllerin çalınması ve maliyet fiatına aid hesabların ifşası da- nasına bomba attığına dair hariçte çıkan haberleri tekzib etmekte ve eğer böyle bir şey olmuşsa bunun “kızıl” tayyare- ler tarafından yapılmış olduğunu söyle- mektedir. Çünkü milliyetçi tayyareler hâdise gecesi Madrid üzerinde uçmamış- lar ve ancak bu şehirden 30 - 35 kilo- metre mesafede bulunan Alkala ve Gua- lejâra tayyare meydarilarını bombardı- Troçki Meksikada Tampiko, 10 (A.A.) — Troçki tay- yare ile Meksikoya hareket etmiştir. Troçki şu beyanatta bulunmuştur: Basın özetleri HATAY VE FRANSA Bugün de İstanbul gazetelerini birinci plânda işgal eden mevzu, bü- tün türk milletinin üzerinde ısrar ve heyecanla durduğu Hatay davâsıdır. Cumhuriyette Yunus Nadi, fransız hariciyesinin cenub hududumuzda bir türk (Alsas - Loren) i yaratacak ma- hiyette isabetsiz siyasetinden bahse- derken diyor ki: “Fransız Alsas « Loren'inin fransızlığı veya almanlığı bugün bile münakaşa olunabilecek bir mevzu olduğu halde İskenderun - Antakya ve havalisinden ibaret olan türk Hatay ülkesinin türklüğünde en ufak tereddüd ve iştibaha yer yok- tur. Hududda şimdiden askeri tahşi- dat yapmakta olduğumuza dair fran- sız kaynaklarının neşrettiği yalan ha- berlerin baştan başa iftira olan ma- hiyetini bütün dünya çabuk ve kolay öğrenir.. Ancak İskenderun - Antak- ya ve havalisinde manâsız bir inad ve ısrarla bir nevi Alsas - Loren ya- ratılmış olursa bunun zamanla sulh için bir tehlike teşkil edeceği muhak- kaktır.,, Peyami Safa, “Türkün dostluğu ve düşmanlığı,, başlıklı yazısında türkün dostluğunda ne kadar samimi, vefalı ve fedakâr olduğunu anlatarak di- yor ki: “Fakat gene o türkün düş- kahredici Tarihi gururuna ve hele istiklâline yan bakıldığı zaman bu kemgözlerin üstüne, yıldırımdan kır- bacını sallayarak hamle eder. O za- man bu hamle kazanın ve belânm tâ kendisidir.” Ahmed Emin Yalman, Fransanm hakiki manlığı korkunç, yaman, bir şeydir. Tan'da, menfaatlerini id- râkten âciz olan fransız diplomasisi- nin bizzat Fransanın düşmanı oldu- ğunu kaydederek diyor ki: “Türk gazetecileri fransız diplomasisi hak- kındaki açık ve samimi tenkidleriy- le fransız milletinc en büyük bir dostluk gösterdiklerine kaildirler.. Fransız diplomasisinin eski Babiâli- ye mahsus oyalayıcı ve süründürücü usullerden kurtulması nun istiklâli için çok kıymetli bir de- ğişiklik olacaktır.,, Etkem İzzet, Açıksözde, fransız “— Norveç bana karşı iyi yaptı. Buna mukabil beni kabul ettiğin- den dolayı Meksikaya pek ziyade min- nettarım. Yeni dünyanın bitaraflığına ve objektifliğine imanım var., Lenin hak- kındaki kitabımı bitireceğim.” man etmişlerdir. İki vapura torpil Barselon, 10 (A.A.) — Bir denizaltı gemisi Barselon'a ve Madrid adlarındaki iki vapura birer torpil atmıştır. Bu hâ- diselerden birisi San Antonyo açıkların- da ve diğeri dePreo önlerinde olmuştur. Etzem Vapurlara bir şey olmamış ve bunlardan birisi Alikante'ye ve diğeri de Valansi- ROİ I ERİN BİR ya'ya iltica etmiştir. 5 * MÜBALEĞASI (Başı I. inci sayfada) Bir yük vapuruna ateş Valensiya, 10 (A.A.) — Bir denizaltı gemisi Kulera açıklarında Marsilya'dan Alikante'ye gitmekte olan Ciudad - Mad- rid isminde bir yük vapuruna ateş aç- mış ise de mermiler vapura isabet etme- miştir. Çetin bir muharebe Madrid, 10 (A.A.) — Millt Müdafaa Meclisi bildiriyor: Aravaca — mıntakasında muharebe dün bütün gece ve bu sabah şiddetle devam etmiştir. Alman kıtaatı ağır za- yiata uğradığından hücumlar hafifle- mektedir. bahsediyordu. Royter ise nümayişçi- lerin adedini müzayedeye koyarak üç binden bahsediyor. Hiç bir üniversi- tesi ve hattâ lisesi olmıyan on beş bin kişilik küçük bir kasabada bin veya üç bin talebe dünyanın her hangi bir tarafında olursa olsun pek güçlükle elde edilebilecek bir rekor teşkil eder. Bundan da anlaşılıyor ki mevzuu bah- solan talebe her şeyden habersiz ma- sum bir gezinti yaptırılan ilk mekteb çocuklarıdır. SON DAKİKA İngiliz - italyan akdeniz paktı karşısında Fransanın vaziyeti Belfort, 10 (A.A.) — Radikal Sosyalist Federasyonuunn fette nutuk söyliyen Başbakanlık Müsteşarı, ingiliz - italyan Akdeniz anlaşma- sını tahlil ederek bunun Akdeniz sulhu için iyi olduğunu söylemiş ve demiş- tir ki: “— Fransa daha nazik meselelerin halli için diğer memleketlerden aynı hüs- nü niyeti ve girişilen teahhütlerin yapılmasında da aynı dürüstlüğü ümid eder. Fransa ne yollardaki emniyetinin ne de muhafaazsına mecbur olduğu hayati menfaatlerin bozulmasına müsaade edemez. Esasen Başbaakn B. Blum, Mebusan Meclisinde söylediği 6 kânunuevel 936 nutkunda buna dair hareket açıkça izah etmişti. Müsteşar nutkuna şu sözlerle nihayet vermiştir: “— İspanya hakkındaki alman ve italyan cevabları üzerine başlanılan müza- kerelerin Avrupa işlerinde daha geniş bir hal tarzına yol açacak ve kıta üzerin- deki ahenk için daha faydalı teşebbüsler yaratacak mahiyette olduğunu zanne- diyoruz. Fakat hariçte şurası anlaşılmalıdır ki her türlü kuvvet manevrası, mev- cut mukaveleleri bozacak her nevi ihtiyatsızca hareket ve nihayet Fransanın ku- rulmuş hukukuna dolayısiyle yapılacak tecavüz hal tarzına muhalif olur. Fransa serbesti içinde müzakere verdiği bir ziya- tarzımızı ve uzlaşıcı Fransa tuttuğumuz azimli etmek ister. kendi üzerinde meşum bir tazyik yapılmasına asla müsaade etmiyecektir.,, hükümetini fransız gazetelerinin son neşriyatı ile tezahür eden telâşı- nı Hatay davâsında işlemiş olduğu hatâların mesuliyetinden kendini kur- tarmaya matuf görmektedir. PROPAGANDA VE RADYO Cumhuriyette Abidin Daver Ha- tay meselesinde haklı davâmızı dün- yaya duyuramamış olduğumuzu kay- dederek bu işi görecek matbuat vası- talarıma malik olmadığımızı yor, ve ancak kuvvetli söylü- radyo istas- yonlarınım birkaç büyük dilde yapa- cakları neşriyat vasıtasiyle istekleri- mizi dünyaya anlatabileceğimizi kay- dederek radyonun propaganda vası- tası olarak devrimizde kazanmış ol- duğu ehemiyeti anlatıyor. Kurunda Sadri Ertem de propa- ganda vasıtası radyonun kıymet ve lüzumunu anlatarak propagandanın mutlaka yalan söylemek demek ol- madığını, bazen en haklı davâlara i- fade vasıtalığı ettiğini tebarüz ettiri- yor. 1937 KALKINMA YILI Akşamda bu başlık altında oku- duğumuz imzasız başyazı, bütün alâ- metlerin istatistik vakamlarının dün- ya ölçüsünde bir iktısadi kalkınma- nın başladığına şahitlik ettiklerini anlatarak harb endüstrisinin bugün- kü hummalı faaliyetinin bu kalkın- ma üzerinde tesir yapmış olduğu ka- bul edilse bile bilhassa devlet iktısa- dı sayesinde dünya el isinde bir nevi durulma, muvazene hasıl oldu- ğunu ileri sürüyor ve diyor ki: “Dün- ya refaha doğru gidiyor, eğer yeni bir harb olmazsa..,, İtalyada Irkın Müdafaası İçin Bir Tedbir Roma, 10 (A.A.) — Nazırlar meclisi ırkın müdafaası için bir kararname ka- bul etmiştir. Bu kararname italyan'larla doğu Afrikası yerlileri arasında evlenme« yi yasak etmektedir. dünya sulhu- — hP KĞK

Bu sayıdan diğer sayfalar: