11 Şubat 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

11 Şubat 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUS EDEBi MESELELER:4 Ortamekteb edebiyat rta mekteblerle, liselerin, mem- dekette edebiyata — karşı alâkayı goğaltmak ve hakiki sanat - kültürünü yaymak hususunda, üzerlerine en ge- niş ölçüde vazife ve mesuliyetler yük- lenen müesseseler olduğu — muhakkak. tır. Tlk okulda, öğretmenin bütün gay- olarak, çocuklara - okuma itiyadını aşılamaya ve sanat hakkında Pek muhtasar nosyonlar vermeye — in. hisar edecektir. Talebenin daha yük- sek itiyadlar ve idealler edinmesi için '€n müsaid telkin çağı, hiç şüphesiz, or- ta tahsilini yaptığı uzun devreye mu- vari olanıdır. Orta mekteb ve lise tahsi- Tinin, türk çocuklarının ed kültürlerini inkişaf — ettirmek, mükemmel birer okuyucu olarak yetiş- #irmek ve aralarında mevcud istidadla- vın inkişafını hazırlamak hususunda ne hududsuz imkânlar arzettiğini — düşü- nürsek, bu imkânlardan azami derece- de faydalanmak yollarını aramanın ne kadar mühim olduğunu takdir ederi: Bütün tahsil müddeti esnasında - bir ihtisas branşı olan edebiyat fakül- tesini istisna edersek - yalnız lisenin ikinci devresinde edebiyat ayrı bir ders halinde öğretilir. Fakat birinci devre programlarında büyük bir mevki işgal eden türkçe dersleri ile de edebiyatın yakın bir alâkası mevcuddur. Bu tah- Sil devresi esnasında okutulan kıraat- der, her memlekette, çocuklara hazır- Jayıcı bir edebiyat bilgisi vermek gaye- sini güder. Son derece basit ve kolay öğrenilir olan yeni harflerimizden son- a, kıraat dersleri artık talebeye oku- Mayı öğretecek bir vasıta olmaktan çık- anıştır. İlk mektebi bitiren türk talebe #i, herhangi bir metni kolaylıkla oku- iyabilmektedir. Şu halde kıraat dersle Finin asıl gayesi, onda edebi zevki ve Büzeli tefrik hassasını ana dili hakkın- daki bilgisini inkişaf ettirmekk olduğu kendiliğinden ortaya çıkar. zevk ve onları iselerimizin edebiyat tedrisatı, bizde ötedenberi, Üzerinde mü- makaşa edilen bir meseledir. Beş altı yal önce Ankarada ilk defa olarak toplan- mış olan edebiyat öğretmenleri kongre- #inin mevzuu da bu meselenin tetkiki olmuştur. Kendisinden beklenmesi ta- bil olan müspet neticeyi vermeden da- #ilmış olan bu köngrede, birkaç öğret- nenin, tedrisatın tamamiyle — reforme edilmesini aksi kana- kongrenin zamansız toplanmış olma- #ından ve azâları arasında mekteble a- Tâkası olmayan edebiyatçıların - bulun- mamasından ileri gelmiş Fakat bu kongrenin yapamadığı i- gi, geçen yıl edebiyat derslerini ve kı Taatları 1slah için toplanmış olan daha mahdud azâlı komisyonun - kararları bir dereceye kadar başarmıştır. Eski tedrisat sisteminin yanlışlığını — kabul '€den komisyon daha geniş malzeme ve esaslar hazırlanıncaya kadar edebiyat Gerslerinin takib etmesi lâzım gelen a- mayolu bir program halinde tesbit et miş ve mekteblerimiz için yeni kitab. Jar hazırlamıştır. Kabul edlen yeni esas şöyle hulâsa olunabilir: liselerde, Divan edebiyatını edebiyat tedrisatının ağırlık merkezi “yapan sistem kaldırılacak, Divan ede- biyatı hakkında muhtasar malümat ve bu edebiyattan nümüneler verilmekle İktifa olunarak, tasannüsuz, yeni dili- Mizle yazılmış en güzel yazılar üzerin. “de durulacak ve garb edebiyatından ör. Hekler daha geniş ölçüde verilecektir. Bu esasın, ihtiyaca - tamamiyle uy- Bun olduğunu tebarüz ettirmeye hiç lü- Zum yoktur. Bunu takdir etmek için de edebiyat tedrisatının maksad ve gaye- sini tasrih etmek kâfidir. Liselerimiz- de okutulan edebiyat derslerinden mak- #ud olan şeyin çocuklarımızın dimağ- Jarını, hayatta hiçbir işlerine yaramı- iyacak bir sürü kuru ve lüzumsuz ma- Yümatla doldurmak - olduğunu - kimse iddir edemez sanıyorum. ve liselerde dersleri B içşiymtmiz. ceki edebiyat anan. derimizle rabıtasını — kökünden kesmiş bulunuyor. Yeni edebiyatımıza bir kök arasak bunun için garba tevec- cüh etmek mecburiyetindeyiz. Gençleri, bugünkü — edebiyatımızı Aanlamaya, sevmeye ve onun - meselele- Tiyle alâkalanmaya / sevketmek husu- sunda Divan edebiyatına aid malüma - tın hiçbir faydası olmuyacaktır. Ede- bişatın tekâmülü safhaları - hakkında çocuklarımızın biraz malümat sahibi ol- masınt istiyorsak, bu için garb edebiyatı tarihlerine ve hattâ ü- manizme baş vurmak zorundayız. Di - van edebiyatı zevk ve kültür itibariyle bizden tamamiyle ayrı bir âlemin mah- sulüdür. Bu itibarla bugünün gençleri tarafından anlaşılmamış kalmaya mah- kümdur. Fakat bundan daha büyük o » lan mhzur, eski edebiyatımıza aid yazı dilinin de çocuklarımıza aynır derecede yabaner oluşudur. Şu halde çekinmeden leri sürebiliriz ki, bu edebiyat taril 'nin ve nümunelerinin - üzerinde ısrar etmek, çocuklarımızın zamanlarını bey- hude işgal etmekle kalmaz, hattâ onla- 'rın edebiyat denilen şeye karşı tomur. Cuk halinde bulunan alâkalarını da ku- rutacak bir âmil olur. Edebiyat dersleri sahasında Kültür Bakanlığımızın - yaptığı reformla - bu mesele nazari olarak halledilmiş bulu- nuyor. Fakat unutamayız ki, yeni sise 'temi tatbikle mükellef olan öğretim kadrosu, daha birkaç yıl “önce, bugün yanlışlığı tesbit edilen sistemi — müda- faa etmiş olanlarla doludur. Şu halde “yeni program gerektiği iyi niyetle tat. bik edilecek midir? Bunun bir şahıs olduğunu ileri sürebiliriz. Her sı nıftan, ancak öğretmene göre randıman alınacaktır. Edebiyat, müspet — ilimler ibi, sıkı bir kitab ve program disipli- ine tâbi olamıyacağı için, öğretmenin Şab'ı, görüşleri, inanışları vereceği ders İizerinde büyük tesirler yapmaktan geri kalmıyacaktır. Bugünkü lise gençlerinin| zihinlerini işgal eden birçok edebi me- geleler var. Yeni muharrirlerden şuna veya buna karşı bir alâka duyuyor, şu veya bu edebi tarza meylediyorlar. E- debiyat öğretmenlerine bu hususta bi gok sualler tevcih etmeleri, ve ken lerine rehberlik etmelerini onlardan is- temeleri pek tabidir. Fakat acaba bu öğretmenlerin hepsi, Divan edebiyatı- 'na karşı hayranlık ve alâkalarından bir kısmını olsun bugünün — mahsüllerine 've meselelerine ayırmak imkân ve za- “manını bulabiliyor mu? İşte mesele bu- radadır. 1L ieterimizin edebiyat “ ve türkçe öğretmenlerinden mürekkeb, ma- ruf edebiyatçılarımızın da iştirâkiyle toplanması, bütün 11-2- 1937 İÇ HABERLERİMİZ B. Hüseyin Cahidin actığı dava İzmit, 10 (A.A.) — Muharrir Hüse- yin Cahit Yalçın'ın İstanbul Vali ve Belediye Reisi Muhiddin - Üstündağ aleyhine açtığı davanın - duruşmasına dün şehrimizde asliye ceza mahkeme - sinde — başlanmıştır. Bu münasebetle Muhiddin Üstündağ ve> vekilleriyle muharrir Hüseyin Cahid Yalçın ve da- 'va edilen gazetecilerden Son Posta ga- zetesi sahit Selim Ra- gıb şehrimize gelmişlerdir. Duruşmada Muhiddin Üstündag'ın vekilleri, müvekkillerinin İstanbul Vali si ve Belediye Reisi bulunması dolayı matt kanununa tevfikan yapılması ileri sürülmüşse de dava memurin muha- kemat kanuniyle alâkalı görülmiyerek mahkemenin salâhiyeti dahilinde gö - rüldüğünden bu talep kabul edilme- miştir. Gazeteciler kendilerine verilen bir emri matbuat kanunu mucibince neşr- ettiklerini ve binaenaleyh bunun bi Suç teşkil edemediğine kani bulunduk- Jarımı ileri sürmüşlerdir. Kurun gazetesi sahibi Asım - Us da mebus bulunduğu için mahkemeye gel- memiştir. Mahkemece davanın bu kıs- mı Asım Us'un masüniyeti teşriiyesi - nin refine teşebbüs edilmek üzere mu- vakkaten ayrılmış, ve Açık Söz gaze - tesi sahibi Etem İzzetin de mahkemeye gelmemek dolayısiyle serdeti ret nazarı dikkate alınarak istinabe suretiyle almmasına karar ve- rilmiştir. Mahkeme vali ve belediye reisi Mu- hiddin Üstündağ'ın muharrir Hüseyin Cahit aleyhine İstanbulda ayrıca a; t mukabil davagın Şahkiki için 16 şu- ata talik edilmiştir. Bu duruşma kalabalık bir din ;yici bütlesi tarafından takip edilmiştır. ——— bu hatıra gelen ihtimallerin tasfiyesine bir dereceye kadar hizmet edebilir, sa- Hayorum. Fakat derd, bununla - bitmi- yecek kadar şümullüdür. Bu itibarla ye- ni yetişecek edebiyat öğretmenlerimizi “yeni metodlara uygun olarak yetiştir mek kadar, mevcudları da, yeni — ihti- yaçlara adapte edebilmek için, meselâ kurslardan geçirmek, neşriyatla alâka- Jarını kontrol etmek ve bugünkü edebi- yatımızın mahsul ve meselelerine kar- Şt bağlılıklarını kontrola — tâbi tutmak ıra gelen tedbirlerdendir. Fakat “hangi memlekette böyle bir usul gördünüz?,, diyeceksiniz. Memle- ketimizin hususiyetlerini ve kendine hâs ihtiyaçlarını, her şeyin üstünde tut- mak lüzumunu hatırlatırım. YAŞAR NABİ siyle muhakemenin memurin muhake- | ğının istihsal edildi; kaydedilmişi maktadır. (Dil, Tarih talebelerinin seyahati Dil, Tarih, Coğrafya, Fakültesinin Coğrafya enstitüsüne devam eden ta - lebelerden mürekkeb bir kafilenin ik - lim ve nebatlar üzerinde jeoformolojik gideceklerini haber vermiştik. Seyahat programında sömestr tatili ve i günlerine göre ufak bir değişme oldu- ğundan kafile ancak yarın sabah Anka- radan hareket edebilecektir. Enstitülüler yolda Sazılara inecek - İer ve akşam tren vaktine kadar tetkik- ler yapacaklardır. Seyahat yolu, — Kü- tahya, Afyon, Alaşehir, Kule, Manisa ve İzmir'dir. Talebeler 21 şubatta şeh- rimize dönmüş bulunacaklardır. Jale Akaygen göz yaşları içinde - gömüldü İstanbul, (Telefonla) — Tahran b ük elçimiz B. Enis Akaygen'in büyük kızt Jale Akaygen'in cenaze töreni bu. gün yapıldı. Namazı Beşiktaşta Sinan gaşa camülnde kılındı ve Rumeli hisarın” daki aile kabristanına gömüldü. Cenazeye başvekil İsmet İnönü ile hariciye vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras gelenk göndermek Tütfünda bulunmuş- lardı. Ayrıca bariciye vekâleti, matbuat cemiyeti, çazetemizin ve İstanbul gaze- teftrinin ve bir çok dost ailelerin çelenlk. heşmırli Cenazedle belediye eeis muavini, Be- giktaş kaymakamı, bir asker ve polis ka. kası, bütün gözete baş mübarmidleri ve mümessilleri, alle dostları, Jalenin arkar daşları vardı. Tören çok hazin oldu ve Jale göz Hağlanı içinde böyük ömesinin 'yanında hazırlanan ebedi medfenine tev- &i edildi. Haikai Haikai, beş, ye- di ve beş heceli üç amısralık japon gi dar bir çerçeve leridir.. Bu kadar inde ne ifade edi- dostumun - bana gön- tercümelerinden şu örneklere bakmız: kesildi. Gece, ağlıyorum... Şurada burada, ufuklar baş. Her yerde hüzün. Sonbahar rüzgârı. Çayır kuşu, Nasıl da durmadan ötüyor... Halbuki gün pek uzundur! Serçe, Çiçekler arasında oynayan Arıyı yakalama! Kapımı kapıyorum. Sessizce, yatıyorum. Yalnız olmanın zevkil Bir feryad! Dinleyiniz! Bağıran ay mı? Ah, kukumav kuşut Uğursus gün Bernard Shaw'dan sormuşlar: — Cuma günü evlenenin ömrü u- zunluğunca bahtsız olacağına inanır — Elbette inanırın. Cuma günü meden müstesna bir gün olsun! Türkçe fakat akınlar favul ve avutla meticesiz. Salim lüzumsuz bir favul- e Cevada çıktı. Çekilen şütü » ile durdurarak boş yere penâltı yap- tı.. Hemen kaleye yüklendiler. Bir fransız ga- zetesi, bir ingiliz gazetesinde şu haberin intişar etmiş olduğunu iddia ediyor: “Manş deni- zi o kadar fırtımalı idi ki kanalı bir vapur, ne bu tarafa ve ne de öte tarafa geçebildi ve bu suretle, Avru- Pa kıtası, dün, tecerrüdde kalmış oi- dul, Tej Erkek — Dün gece rüyamda ken- dimi dünyanın en güzel kızı lenmiş gördüm. Genç kız — Bahtiyar olduk mu? İskoçyalı iset “Bön de kardeşimi getiririm”, dedi. Pamuk cinslerinin ıslahı için tedbirler alınıyor Çiğit fiatları yükseldi Ziraat Bankası Mersin'deki pamuk fabrikasını azami almak için faaliyete sevketmiştir. Bunun neticesi olarak pamuk ya- çiğit fiatlarında müstahsil lehine bir yükselme 2,25 kuruş olan çiğit fiatı, piyasada 4 kuruşa satıl. randıman Banka, Adana'da uhdesine ge- çen Çırçır fabrikasının da daha modern tesisatla büyütülmesine karar vermiştir. Çiftçiye istihsale den evvel verilecek avanslar için de daha geniş ölçüler tatbik olu « nacağını memnuniyetle duyduk. Öğrendiğimize göre işin bu saf « hasına aid etüdler neticelenmek üzeredir. Ziraat Bankası bundan başka milli ene düstrimizin en ehemiyetli hammaddele- rinden biri olan pamuk cinsinin ıslahı ve ziraatinin çoğaltılmasında kendine düşen hissenin ifası için mühim kararlar ah anıştır. Bu maksadla Amerikadan Mib. zer (tohum ekici makine) ve atlı çapa- lar getirtilmektedir, Buna aid muka « veleler imzalanmıştır. Martta memleke- timize gelmiş bulunacak olan bu fennf vasıtalar çiftçilere verilecektir. Kızıl hakkında Vilâyet Sıhat Müdürlüğünün tebliği ağkara 'et e TU gartürmkenze Sf aa dettenberi Ankarada MN vi eli S aa. Yesiyekirdis büzvüeib tkebesi are #oda wti elit GERE N idi. Mutad tedbirlerle vakaların önünü alamik mücaküa olaalığm d Haa bu mektebler Sıbat Vekületinin emriyle gimdllik oa yüa Mindücik wi di iaiştiri gekiideki taıt vküla” aei 1996 Müsanere biştmüen bupüdü kar Ger 48'e Biğ olmüşe Veğiye oli t Hu vekalnlan 19 eli eee Ö Hti çörele Gekller Ç İetestaln GükletilR kaclai mükiycü v korunma tedbirleri hakkında bilgileri Hai rimeleler tever İ Ka B müyakkız. bahzasik SÖR Hszül dinal z bimen gKK egi boğar ikilapleri gördükleri ver bit benen allağış Ui eei TrmaLi Yea aet Bir çek v firması ve türk meyvacılığı Mübim bir çek firması, Ziraat ve İş Bankaları tarafından teşkil edilmek üzere bulunan türk meyvacılık limited girketine (Tü. M. E. L.) iştirak tale « binde bulunmuş ve bilhassa bu şirket tarafından kurulacak tesisatla kurutu. Jacak elmaları toptan satın almak tek » lifini ileri sürmüştür. Bu teklif alâka- darlarca tetkik edilmektedir. Liman tesisatına hazırlık İstanbul (Telefonla) — Liman te sisatını yapacak olan ingiliz heyeti bu- gün gene toplandı. Tetkikler devam e- diyor. .Yolcu salonu projesi İsiaoial ÇTeleonla) — Yalla aşlene İeyml gea gi rüee izltinde teşbirine Başlandı. Müsabiker Sealkdere Şlalink A maniyileke

Bu sayıdan diğer sayfalar: