3 Haziran 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ankara Tıb fakültesi, dedi. Onun ölü- münün 900 üncü devir senesinde kurul- muş oluyor. Şu halde kurulacak olan Ankara tıb fakültesinin manalarından birisi de onun öldüğü senei devriyede onun namına bir âbide dikmek gibi bir şey oluyor. Türk Tıbba ve tababete her devirde çok ehemiyet vermiştir. Dün- yada pek az millet vardır ki türkler kadar bir tıb tarihi zenginliğine malik ve sahib olsunlar.,, Bu mazhariyetin tarihi vesikalara dayanarak çok güzel bir izahını yapan B. Uludağ; sözlerini şöyle bitirdi : #0 Kuvvetle biliyorum ki Ankara tıb fakültesi, en büyük kıymetlerden bi- ri olacaktır. Daha şimdiden onun mem- lekete, millete ve bütün tıb âlemine mü- barek olmasını dilerim.,, Büyük bir eesr.. Yükselen milletlerin tarihinde üni - versitelerin büyük yerine işaret eden Doktor Hasan Vasıf Somyürek (Balıke- sir) “— Arkadaşlar, dedi. Muvaffak hü- kümetin bu muazzam işi de başarması hususundaki gayretlerinden büyük haz duyar ve kıymetli Veki'liın'ızi ayrıca teb- rik ederim. Fakültenin açılmasına da « ha üç beş sene var. Bu müddet zarfında memleketin evladları arasından hoca ye- tiştirmek çaresini aramalıyız.,, İstanbul fakült eksikleri Yeni fakülte açıldığı zaman İstanbul- daki fakültenin eksiklerinin tamamlan - mış olmasını temenni eden B. Hikmet Bayur (Manisa) İstanbul fakültesinin eksiklerinin mühim olduğunu söyledi, Meselâ, dedi: Cerrahpaşanın hariciyesi- ni ele alalım. Oradaki profesörün şikâ- yeti şu idi. Buradaki yatak miktarı Av- rupa fakültelerinin içinde en az olanı - dır. Biz yalnız ameliyat esnasında tale- beyi kliniğe sokuyoruz. Halbuki esas olan ameliyat değildir. Dediğim gibi bu çok büyük bir eksikliktir. Sonra bura - daki yatağın miktarı da iki misline çıka- rılmalıdır. Senelerdenberi yatak miktarı aynı olarak kalmıştır. — Sonra göz kıliniğine gelince: bura - s: da tertibat ve saire itibariyle bir göz kıliniği olacak mahiyette değildir. Eba- dı ve teşkilâtı çok bozuktur. Hasekideki doğum kısmını ele ala - hbm. Burası acınacak vaziyettedir. Bu - nun gibi yüzlerce misaller vardır. Hiç kimse bunları tekzib edemez. Kanaatim şudur ki bir yeni fakülte açıldığı vakit mevcud olan fakültenin de eksiklikleri tamamlanmış olsun. Yani bu yapılmaz- sa eksik üzerine gideceğiz demetkir.,, İstanbuldaki tıb fakültesini Kültür bakanlığı idare ederken Ankarada açı- lacak olanı Sıhat bakanlığının idare et. mesini bir “gariplik,, olarak vasıflandı- ran hatib bunun binbir mahzuru bulun- duğunu ve gençliği müteaddid sistem- lerle terbiye etmenin zararlı olduğunu söyledi. Cun.huriyetten sonra türk tıbbı Türk kızlarına doktor olmak hakkı- nı vermek için çetin mücadeleler ya- panlara minnetlerini bildiren doktor Fatma Mimik (Edirne) türk doktorlu- ğunun ancak cumhuriyetten sonra can- landığını söyledi. Atatürk Türkiyesi- nin sağlık işlerine verdiği ehemiyeti belirtti ve dedi ki: — Seneden seneye çoğalan ve tat- bikatta kendilerinin beklediği evsafı haiz doktor yetiştirebilmeği temin et- mek ve hattâ köylere kadar doktor gön- dereceğini vâdeden bu kanunu getiren hükümetimize ve sayın Sağlık bakanı- mıza ve bu kanunurr lâyik olduğu te- veccühü gösterecek siz arkadaşlarıma teşekkür ederim, (Alkışlar) Şeflere ve rejime şükran Ahırkapıdaki eski tıbbiyenin köhne ve viran sakıfleri altında bin bir mah. rumiyet ve yoksulluk içinde bir hürriyet aşkiyle yetişen türk doktorlu- ğunun istibdada karşı olan kahramanca mücadelelerini hatırlatan doktor Mithat Altıok (Zonguldak) Bugünkü genç tıb- biyelilerin meslek tahsili yanında Ata « türk inkılâbını, tarihini yaşadıklarını söyledi ve dedi ki: Ş * Bu l la inkılâb merkezimizd ikinci bir tıb fakültesi kuruyoruz. Yeni bir inkrlâb ocağı ve yeni bir âbidenin ku- Fulduğuna şahid oluyorum. Gene bir gün gelecektir ki belki Sivasta, — belki Van'da yani uzak yerlerde dahi karanlık diyarlarda 3 üncü bir fakültenin açıl. masına ihtiyaç olacaktır. Bu vesile ile de Ulu Şefimiz Atatürke ve Muhterem İs- met İnonü hükümetine bütün varlığım- Ja en derin şükranlarımı sunarım. Ve ikinci bir tıb fakültesini memleketimiz- de kuranları minnetle ve şükranla ana - rım. (Alkışlar). Hasta bakıcılar meselesi İyi şartlarla çalışan modern hastaha- nelerimizden doktorlara bir yardımcı ve ıztırab içinde kıvranan hastanın şefkatli bir hemşiresi olacak hasta bakıcılarımı- zın çok az olduğunu söyliyen Bn. Huriye Öniz (Diyarbekir) Kızdayın İstanbul - daki.hasta bakıcı mektebinde çok az has- ta bakıcı yetiştiğini, bunların çalışmadı- ği yerlerde boşlukları acı bir surette hissedildiğini anlattı ve dedi ki: “ — Geçen sene Kızılay kongresin - de sayın Sıhiye Vekilimiz Ankarada bir hasta bakıcı mektebi açacaklarını vait buyurmuşlardı. Acaba bize bu hususta # lardan daha fazla istifade için 440 yatak daha ilâvesine lüzum görülmüştür. Tet- kikat yapılmış, plânları bitmiş ve bu se- ne inşaata başlanacaktır. Çok sabırlı olmak lüzumu Hikmet Bayur arkadaşım, tamamlan- madığını, yapılacak, yapılacak, hâlâ ya- pılmadı dediler. Bir iş üzerinde belki se- neler geçer. Biz bu fakültenin kanun lâ- yihasını 933 senesinde Büyük Mec- lise gelmek üzere Başvekâlete tak- dim ettiğimiz halde 937 senesinde huzu- ru âlinize geliyor. Ben bu hususta çok sabırlı olmak lüzumunu hissettim. Mem- leket işleri arasında bunun ne zaman sı- rasının geleceğini ve yahud geldiğini takdir edecek Başvekilimdir. Bu lâyiha KELM o i İcra Vekilleri Heyetin- bir müjde vermek lutfunda bul lar mı Bundan başka gözünüzün önüne bir başluğu daha serpmek isterim. Bu da çocuk bakıcı mektebidir. Doğan çocukla- rı yaşatmak ve onlar arasında görülen ölüm vakalarının önüne geçerek nüfu - sumuzu çoğaltmak istiyorsak bu mek - teb de mutlak kurulmalıdır. Hepimiz Ankaranın güzel bahçelerinde gezdiri - len bebekler görüyoruz. Bunlar bir ta - kım bilgisiz kadınlar eline tevdi edil - miştir. Bu yavruların çok defa, kendile- rine bakan kadınların bir başka arkada- şiyle muhabbete daldığını ve çocuğun e- lindeki simidi kemirmekte olduğunu göz- ierimle gördüm. Acaba bu mektebin kurulmasında Sayın Vekil bize bir vaidde bulunabi - lirler mi, ve bunda bir fayda tasavvur ederler mi? (Bravo sesleri, alkışlar). Bundan sonra Sıhat Bakanımız dok- tor Refik Saydam kürsüye geldi ve alâka ile dinlenen şu izahlarda bulundu: Sıhat bakanımızın nutku — Söz söyliyen arkadaşlarıma arzı şükran ederim, Bizim vazifemiz her vakit tekrar et- tiğim gibi bize verdiğiniz vazifeleri ya- parken leketin en çok muhtaç oldu- ğu işleri tam ve kâmil bir şekilde huzu- runuza getirmektir. Bunun için ne bir iftihar duyarız, ne de herhangi bir ten- kitten küskünlük hissederiz. Biz işi yapabilirsek ve size beğendirebilirsek bizim için bir bahtiyarlık olur. (Bravo sesleri) Senölerdenberi ilernd b olarak gördüğüm büyük teveccühtür ki beni hiç bir zaman çizilmiş olan prög - ram haricinde herhangi şekilde herhan- gi iş için başka bir yola sevketmez. Ancak bu memleketin ihtiyacı ancak bu milletin refahr, saadeti, iyiliği, sıha- ti. Ben bunu düşünürüm. Doktor arkadaşlarım hakkımda ilti - fat ettiler, çok teşekkür ederim. Bayan Önize en son cevab vereceğim. Arada yalnız arkadaşım Hasan Vasıf Somyürek üç üç buçuk sene sürecek bir müddet zarfında bunların hocalarını ye- tiştirelim buyurdular. Hatırlarsınız; bu sene Sıhat büdcesi müzakere edilirken nazarı dikkatinizi celbetmişimdir. İlk se- ne için 7, 8 kişinin Avrupaya gönderil- ae dosyamda durdu ve bugün Huzuru âlinize geldi. Yapılacak işleri bir günde bitirmeğe imkân olmadığı gibi bittabi devlet formalitesine dahil yapılacak iş - lerin içinde hastanelerin yapılması, bun- ların vüsatleri, mütehassısların fikirle - rini ve saireyi almak suretile plânları ha- zırlanmıştır. Bugün Cerrahpaşa hastanesindeki hariciye poligonu 90 yataktır. 150 yatak- hk gene bir poligon inşa edilmek üzere- dir. Göz mütehassısı için bugün 35 - 40 yatak vardır, bunu 75 yatağa çıkarmak için lâzımgelen bütün teferruatla bera - ber bir müessese vücude getirilecektir. Haseki hastanesine göre... Haseki dahilt kısmını feci tabiriy- le tavsif ettiler. Katiyen böyle değildir. Feci diyebilmek için evvelâ vesaitin k l sonra mü için- de çalışan insanların bunu göremiye- cek kadar kabiliyetsiz olmaları lâzım. dır. Halbuki orada çalışan doktorlar, ecnebi mütehassıslar memleketin en ta. nınmış simalarıdır ve kendi vazifeleri. ni yapmaktadırlar. Binalar eskidir dediler; evet eskidir, tamire muhtaçtır, evet tamire muhtçtır. Fakat bugün onun içinden,Hikmet Beye- fendi ondan sonra belki takib etmedi. ler, Emrazı sariye kısmı yeni yapılmış- tır. Tekrar orada 40 yataklı tedavi kıs- mı yapılmak üzere projesi hazırlanmış, tatbikata geçilmektedir. Bir 2 inci seri. riyatı vilâdiye Gureba hastahanesi ci- varında yapılmaktadır. İkinci hariciye, Gureba hastah ine naklol k ü- zeredir. Paviyonu ihzar edilmiştir. Bu suretle bittabi eskiden yeniye intikal ederken mevcüud birçok müşkülât var- dır. Bunlar yavaş yavaş bertaraf olunu. yor. Binaenaleyh yüzlerce misal gös. teririm dediler, ben 200 tanesini ken. dilerine arzedebilirim. Her gün içinde bulunduğum bir iştir, fakat bunların kâffesi zamanla geçecek, çalışmakla geçecek, üzerinde durarak tetkik edi. Hip geçecek işlerdir. Bir defada emredi- lip yapılacak işler değildir. Srhat Vekâletine merbut o'arak bir Tıb Fakültesinin açılmasımı garabet telâkki ettiler, acaiplik telâkki et-iler. Mesele böyle değildir. Esbabı mucibe. inesi için lâzım gelen tahsisat büdcemi- ze konmuştur. Diğer on on iki kısım - dan mürekkep bir tıp fakültesi gibi bü - yük müesseseleri vücude getirmek bir zaman meselesidir. Belki üç üç buçuk se- ne sürecektir. Bu müddeti kaybetmemek için bu seneden itibaren İstanbul Tıb Talebe Yurduna bir misli fazla talebe a- 1 için büdcemize lâ tahsi- satı koyduk. Bu münasebetle üç sene sonra burada mekteb açılınca üç sınıf birden derhal faaliyete geçecektir. Arkadaşım sayın Hikmet Bayur iki led ini söylediler. Ve evvelâ İstanbul Tıb Fakül va- ziyeti, ikincisi Ankarada açılacak Tıb Fakültesi hakkındaki noktai nazarlarına, cevab vereceğim. Evvela İstanbul Tıb Fakültesi mülga tıb fakültesi yerine Hay- darpaşadan kaldırılmış ve İstanbula nak- ledilmiştir. Bunun haricinde nazari ted- risat için lâzımgelen yerler de gene ya- pılmıştır ve kendi zamanlarında ikmal edilmiştir. İstanbul fakültesinin noksanları var- dır. Ve ikmali üzerinde Maarif Vekili ar- kadaşım meşguldür ve bu hususta Maa - rif Vekili arkadaşım bizim vekâletimiz- le - bir takım fenni hususata taalluk et- mesi itibarile - bizimle daima d Hağkeadi, N yi ok şlardır. Esbabr mucibeyi o- kumuş olsalardı bu meselede belki bi. raz daha, bu lâyihai kanüuniye hakkın- da daha hayırkâr sözler söylerlerdi. Kurucu tıb.. Bir defa arkadaşlar, tib tahsili na- zariyattan çıkmış kurucu tib tahsili ha- line gelmiştir. Bugünkü tedrisatın esa- sı budur. Binaenaleyh bir talebeyi es- kiden - Huzurunuzda söyliyebilirim bizim zamanımızda olduğu gibi doğru- dan doğruya nazari olarak tedris edip, diplomasını da eline verip kapıdan çı. karmak zamanı tarihe karışmıştır. Bu gün tıb tahsilinde esas olan şey çıka- cak olan talebeyi içine gireceği heyeti içtimaiyenin menfaatlerine en uygun şekilde çalışacak kabiliyette — yetiştir- mektedir. Binaenaleyh tıb tahsilinde bütün faaliyet bu nokta üzerinde tekâ- süf etmiye başlamıştır. Eğer bugünkü tıb fakültesini sihiye vekâletine merbut olarak yapıyorsak bu garabet değildir. Sırf memleketin muhtaç olduğu ve hu- zurunuzda her gün tekrar ettiğim yok- luğu giderecek şekilde bu memleketin kitlesine ve halkına hizmet edebilecek kabiliyette ve bütün bu ihtiyaçları ya- kından gören vekâletin kontrolü altın- Misal olarak kendilerinin gösterdikleri- ne cevab vereyim, Evvelâ biz oraya 670 yatak tahsis ettik. Bu mikdarın kâfi gel- miyeceği tabit idi. Nitekim huzurunuza gelen & da Ankara Nü hasta- nesi bin yatağa çıkarmak suretile kli- nik haline gelecektir. İstanbul 1 - lerine getirilmiş olan mütehassısların da- ha fazla istifadesini temin için, yani on- da ve hiç bir zaman kendilerinin bah- settikleri gibi tedriste, nazariyede iki- lik değil hepsi bir yoldan yürümek üze- re - İstanbuldaki fakülte de aynı suret- le yürümeğe başlamıştır. - Bir ikinci tıb fakültesinin açılması isteniyor. An- karada açılacak olan tıb fakültesini biz bugün hastanenin civarında bütün ve- saitimizi vererek açıyorsak, yarın Ân- kara üniversitesinin bir parçası olarak maarif vekâletine geçmiyeceğini söyle- miyoruz, Böyle bir şeyimiz yoktur. Bittabi üniversitenin bir parçası ola. rak o da lâzım gelen makam neresi ise Ankara hukuku da adliye vekâletine mütemadi bir surette kendisine lâzım olan hâkimi yetiştirmek için çalışıyor. Fena bir usul değil. Çünkü — nihayet memleketin muhtaç olduğu anasırı ele geçirmek için onu kendi menfaatine gene bu memleketin halkı için çalıştır- mak üzere uğraşıyor. Bunun garabeti acaibliği neresinde Kendileri bu hu- susta çok nazari düşünüyorlar, Bende- niz buna iştirak etmiyorum, İki terbiye sistemi yoktur. T:b tahsi- linde, Ankarada da A dan Z ye kadar öğretecek olan bir tıb tahsilini göz ö- nünde tutuyoruz. Bu fakültenin teşşki> lât kanununun 939 senesi büdcesinin nihayetine kadar huzuru âlinize gele- cektir. O vakit müzakere edilirken mü- nakaşa edilebilir. Bir müstemleke bahsi geçti bundan bir şey anlamadım. Binaenaleyh Ankara. rada yapılacak, sihat vekâletine merbut olacak fakültenin müstemleke ile ne a- lâkası vardır? anlamadım. Bunun haricinde esbabı mucibe ga- yet mufassaldır, huzuru âlinize takdim edilmiştir Ayrıca bir maruzatım yok- tur. Suallerinize amadeyim. (Alkışlar) Sistemde birlik Sıhat Bakanımızdan sonra B, Hik. met Bayur (Manisa) tekrar söz aldı. Maksadının yeni fakülte açıldığı za- man mevcud fakültenin tekemmül et. miş bir hale gelmesi olduğunu, esba. bı mucibeyi okumuş bulunduğunu söy- ledi. “— İstanbuldaki maarifin, Anka. radaki Sıhat Bakanlığının idaresinde kaldıkça ikilik olmıyacağı kanaati ba- na gelmez. Bazı işlerin başında bulun. dum. Bizzat müşahede ettim.,, dedi. Sıhat bakanımızın cevabı Sıhat Bakanımız, şu cevabları verdi: “— Efendim, Hikmet Bayur arkada- şımla noktai nazarlarımız biribirine uy- mıyabilir. Tatbikatta bizim — düştüğü- müz herhangi bir ihtilâf — olmamıştır. Kendilerinin bu hususta herhangi bir fikirlerini kabul etmiş değilim. İknci. si; vaktiyle Haseki hastahanesinde bir profesör bir yatakta iki kişinin yattı- ğından bahsetmiş. Nihayet hastahane kapısının önüne gelmiş olan ve hiç bir vasıtası olmıyan bir kadını, herhangi bir geçici hastalığı yoksa, bir yatakta yatırabilirsiniz diye, emri ben verdim. Çünkü ağrı üzerinde olan bir kadını sokakta bırakamazdım. Netekim harbı umumide bu tedbirleri çok yaptık. İki karyolada üç kişi de yatırdığımız oldu. Binaenaleyh iş içerisinde elimizde- ki vesaitin haddi azamisinden halkı isti- fade ettirmek noktai nazarındayız. Bu- nu kendimize bir vazife biliriz. Bn. Öniz hasta bakıcı ve çocuk ba- kıcı kadından bahsettiler. Evvelâ hak- kımda gösterdikleri teveccühlerine arzı şükran ederim. Hasta bakıcı tamamen başkadır. Ni- hayet bu hastaneden yetişir ve küçük bir kurstan geçirilerek bir imtihana tâ- bi tutulmak suretile yetiştirilir. Ve has- tahanelere verilir. Hemşire meselesi ise © tamamen başka bir iştir. Ve yetişme- si fazlalığı zamana muhtaçtır. İkinci bir hasta bakıcı mektebinin Ankarada açılması mukarrerdir. Ankara hıfzıssıh- ha mektebine bağlı hıfzıssıhha enstitü- süne değil ziyaretçi hemşire, hastahane hemşiresi yetiştirmek üzere hemşire mektebi açmak için teşebbüsümüz var- dır. Hocalarını bu seneden itibaren in- tihab ederek lâzım gelen yerlerde ted- risata göndereceğiz. Çünkü hocalarının da kendilerinden olması, hariçten bazı mütehassısların hocalık etmesinden da- ha eyi görüldüğü için, bu yola gittik ve bu hazırlığı yaptık. Kısacat arzedeyim, bir mekteb var, her sene 50 kişi çıkarır ve muhtelif hastahanelere taksim olu- nur, Nihayet bunların içerisinden muh- telif şekillerde meslekten ayrılanlar bulunmaktadır. Bunlar çıktıktan sonra elimizde çok az bir miktar kalır, Vazifedeki hemşi- relerin tam bir kuvvet teşkil edip de kendilerine — verilecek yeni hemşi- relerin herhangi bir şekilde meslekten ayrılmağa mani olacak bir kale teşkil ettikleri gündür ki hasta bakıcı mikta. rımız tezayüd edecektir. İkinci, üçün- cü belki dördüncü hasta bakıcı mekte- bi açılacaktır. Çocuk bakıcı yetiştirmek için ayrı- ca kurslar açmak ve ayrıca tedrisata başlamak lâzımdır. Fakat bunun zama- nı gelip gelmediği hususunda — müte- Mareşal Blomberg Romada (Başı I. inci sayfada) ka bir çok devlet adamları tara: fından karşılanmıştır. i İtalyan gazetelerinin yazdıkları Roma, 2 (A.A.) — Bütün ga-< zeteler, B. Musolini tarafından i- talyan ordusunu ziyaret etmek ü- zere davet edilen ve bugün tayya- re ile Romaya gelecek bulunan Al- manya harbiye nazırı Mareşal fon Blomberg hakkında çok dostane ve sitayişkârane yazılar yazmakta ve hoş geldiniz demektedir. Mareşal, öğleden sonra kıral tara- fından kabul edilecek ve bilâhare B. Musolini ile görüşecektir. Mareşal, perşembe günü italyan hava ordusunu, cuma günü kara ordusunu ve pazartesi günü de donanmasını ziyaret ve teftiş edecektir. Cumartesi ve pazar günleri ise mareşal, italyan veliahtının misafi- ri olarak Napolide kalacaktır. Fon Noyrat Balkanlara gidiyor Berlin, 2 (A.A.) — Alman dış baka- nı fon Noyrat, önümüzdeki hafta Yu- goslavya, Bulgaristan ve Macaristan hükümet merkezlerine bir seyahat ya- pacaktır. Bu ziyaretler Almanyanın Tuna havzası meselesine gösterdiği a« lâkayı ifade etmektedir. Mareşal fon Blomberg'in konuşmaları Roma, 2 (A.A.) — Mareşal Fon Blomberg bugün saat 17 de kıral tara- fından kabul edilmiştir. Konuşma ya- rım saat sürmüştür. Mareşal Blomberg müteakiben Venezya sarayına giderek Kont Ciano hazır olduğu halde B. Mu- solini ile bir buçuk saat görüşmüşştür. Bu akşam şerefine büyük bir dine ve 300 kişilik bir süvare verilecektir, Çocuk Esirgeme Kurumunun yaptgı yardımlar Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Mer. kezi tarafından geçen ayın 15 inden bu ayın birine kadar 2406 çocuğa yar. dım edilmiştir. Bunlardan 221 hasta çocuk ve anne genel merkezin polikliniklerinde bakıl: miş ve tedavi edilmiştir. Ayrıca diş bakırmevinde de 292 ço- cuğun dişlerine bakılmış ve tedavi e- dilmiştir. 1260 çocuk ve anne genel merkezin banyolarından istifade etmiştir. Süt damlasından her gün 120 çocuğa süt verilmiş ve 15 günde yekün olarak 1000 kilo bedava süt dağıtılmıştır. İlk okullardaki zayıf çocuklar için genel merkezde açılan aşhaneden her gün 479 çocuğa sıcak etli öğle ye- meği verilmiştir. Yardım için genel merkeze başvuran 31 yoksul yavruya para yardımı yapıl. mış ve ayrıca da 3 fakir ayleye 150 ki. lo bulgur verilmiştir. RADYO seseca! ANKARA: Öğle neşriyatı: — 12.30 - 12.50 Muhtelif plâk neşriyatı 12.50 - 13.15 Plâk Türk musiiksi ve halk şar- kıları. 13.15 - 13.30 Dahili ve harici ha- berler. Akşam neşriyatı: 18,30 - 19.00 Muh- telif plâk neşriyatı. 19.00 - 19.30 Türk müusikisi ve halk şarkıları (Makbule ve arkadaşları). 19.30 - 19.45 Saat ayarı ve arabça neşriyat. 19.45.20.15 Türk mu- sikisi ve halk şarkıları (Servte Adnan ve arkadaşları). 20.15 - 20.30 Kâzım Nami Duru (Terbiye). 20.30 - 21.00 Plâkla dans musikisi 21.00 - 31.15 A- jans haberleri. 21.15 - 21.55 Stüdyo sa- lon orkestrası. 21.55 - 22.00 Yarınki program ve İstiklâl marşı. reddidim. Hasta bakıcı mektebi her se- ne elli talebe ister, Fakat evsafı lâzi- meyi haiz elli talebeyi bulamayız. Bu iş bence, yetişen neslin bu ihtiyacı an- layıp hasta bakıcı, çocuk bakıcı olmanırz kendisi için bir şeşref ve memleket içit bir vazife olduğunu anlayacağı güne kadar devam edecektir. (Alkışlar.) Sıhat Bak izahlarından son- ra maddelere geçildi ve kabul edildi. Kamutay yarın saat 14 de toplana- caktır. E

Bu sayıdan diğer sayfalar: