Ü DÜŞÜN ÜŞLER Logcsi;ğl; IS;SHJM Çok çocuklu ailelere Köylüden hangi h&_ı"e Bir temennı Son senelerde güzel ve yerinde bir cereyana ;ahıt oluyorduk: şehir ve kasabalarımızda kadınlarımızı carşaf ve peçenin esaretinden kurta- rarak modern kılığa kavuşturmak için belediye veya hnlkevlennm ça- lışmalarından ve bu sahadan alınan kıymetli neticelerden telgraf haberleri gazetelerimizde sıksık görülüyordu. Bir müddettir, bu neviden haberleri okumaz olduk. Bu keyfiyet, başlanmış olan eserin muvaffakiyetle sona erdirilmiş olmasından mı, cereyanın tavsamasından mı, yoksa işin sessizce Ve gürültüsüzce mü- tât seyrinde devam etmesinden mi ileri geliyor? Müşahedelerimiz birinci şıkkı kabule imkân vermediğine göre, ü- çüncü şıkkın doğru olmasını temenni edelim. Cümhuriyet rejimi, kadına içtimai hayatımızda lâyik olduğu hür ve şerefli mevkii temin yolunda elinden gelen her şeyi yapmıştır. Memle- ketimizin kanunları, türk kadınma, henüz medeni memleketlerden pek çoğunun hasret çektikleri en ileri siyast ve idari hakları vermiştir. Bü- tün mesleklerin ve bu mesleklere götüren bütün ihtısas mekteplerinin kapıları kadınlarımıza geniş açılmıştır. Kamutay'da ve belediye meclis- lerinde türk kadımı vazife sahibidir. Bu kadar geniş haklara sahip olan türk kadımınım, - velev küçük bir azlık halinde de olsa - memleketin şu veya bu köşesinde, sakat bir zih- niyetin mahsulü köhne kılıklar içinde mahpus kalmakta devam etmesi, erkek ve kadın, her münevver türke eza veren bir müşahededir. Artık en sağlam temeller üzerinde kökleşmiş bir rejim, elbette ki güzel ve ye- rinde bir fikri bile cebre tenezzül etmez. Ancak, bu sahada cebir vasıta- , sına müracaat etmeden de, sırf iknâ ve telkin yoluyle kuvetli neticeler elde etmek imkânı mevcuttur. Halkevleri teşkilâtımız, ön beşinci yıldö- nümü yaklaşırken, bütün türk kadmlarının bu büyük bayrama medeni bir kılıkla iştirâk etmelerini temin için propaganda çalışmalarına hız ver- melidir. — Yaşar NABİ &e HP, neşriyatı Seri konferanslar broşür halinde basıldı Cümhuriyet Halk Partisinin yardım ve teşviki ile genç ilim ım Halkevlerinde vermiş olduğu konferansları, Par- ti bu defa bir broşür halinde bastırmıştır. Hz: birhi, bir salâhıyeth dille bir $ leket te- mas odın hu konferansları dinliyemi- yenler bu kitaplardan takip edebil- mek imkânına kavuşmuş oluyorlar. O- kurzlarımıza tavsiye ederiz. Bu neşri - yatın bir listesini basıyoruz: Verasetin biyolojisi Sadi Irmak, Hukukçu gözü ile milliyetçilik ve halkçılık Yavuz Abadan. Cümhuriyet- ten iki para Muhlis Ete, Evlenme ve boşanma Hıfzı Vel- det, Basit ekincilik yapan tabiat in- sanları ve sapan kültürünün doğuşu Dr. Niyazi Çıtakoğlu, Çocuk dişleri- nin ehemiyeti Suat İsmail Gürkan, 'Tarihin tarihine kuş bakışı Dr, Şükrü Akkaya, Spor - Sağlık - Kültür Dr. Zeki Galip Yalrm, Virjil, hayatı ve e- serleri Hâmit Dereli, Türkiye'nin ha- ricf tediye meseleleri Dr. Refif Şükrü Suvla, Genetik bilgisinin biyolojik, e- konomik ve ulusal bakımdan ehemiye- — ti Sara Akdik, Byron ve Türkler Or- — han Burian, Sokak kazaları Dr. A. Fahri Arel, Goethe'nin tihan edebiya- tındaki şahsiyeti Melâhat Özgü, Ke- miklerimiz, vazifeleri ve hastalıkları Dr. Zeki Zeren, Shaksipeare kimdir? Saffet Dengi, Beşer ırklarının tasni- finde esaslar Muine Atasayan, Bugun- Bir mandayı deniz canavarı zannetmişler İstanbul, 10 (Telefonla) — Ahırka- pı açıklarında balık avlamakla meş- gul olan sandalcıları telâş ve korku- ya dü,ilıuı oldukça garip bir hâdise olmuştur. Hâdise şudur: Sandalcılar kendi işleriyle meşgul bulunduklârı bir sırada gayet büyük bir cismin yüzerek kendilerine doğru gelmekte olduğunu görmüşler ve bu- nu bir deniz canavarı ıannederek koör İnşaat her tarafta süratle ilerliyor Beynelmilel İstanbul - Londra as- falt yolunun inşaatı süratle ilerle- mektedir. Bu yolun inşasına 8 dev- let iştirâk etmektedir. Fakat Anşlus- tan sonra bu devletler 7 ye inmiştir. Onlar daşunlardır: Türkiye, Bulga- ristan, Yugoslavya, Macaristan, Al- manya, Belçika ve İngiltere. Türkiye'de, bu yolun İstanbul'dan Lüleburgaz'a kadar olan kısmı yapıl- mıştır. Yolun Bulgaristan'dan geçmekte olan kısmı 1940 senesinde bitirilee cektir. Bu yolun Yugoslavya Hududu ile Sofya arası 56 kilometredir. Bura- dan yugoslav hududuna kadar olan kısmın ise beton olarak yapılmasına devam ediliyor. Sofya'dan yugoslav hududuna kadar olan bu yol, 1939 yı- lzmnın eylül ayına kadar tamamen ya- pılıp hazır olıcakt:r. Soyfa'dan Svi- lengrad'a yani türk hududuna kadar olan kısim ise 316 kilometredir. Bu 1 da ll kil relik £ döşenmiştir. Halen 11 kilometre ile 39 kilometre arasındaki Varna ve Va- karel köyü yolunun yapılması sürat- le ilerliyor. Bu kısım da 1939 yılının ilkbaharında tamamlanacaktır. Yugoslavya'ya düşen kısım bitmek üzeredir. Yalnız macar ve bulgar hu- dutlarına doğru bir kısım kalmıştır. İstanbul - Londra yolunun Maca- ristan'daki kısmı yapılmış ve hazır- dır. Yolun Macaristan'dan geçen kıs- mının çok iyi yapıldığı iddia edil- mektedir. Yolun Almanya'daki kısmı en uzun olup 1020 kilometredir. Bu kısım bü- tün yolunuzunluğunun hemen üçte birini teşkil ediyor. Almanlar, bu yolu 1940 inde bitireceklerdir. verilen mükâfaf sıkı konirol edilecek Sıhat ve İçtimat Muavenet Vekâ - leti çok çocuklu annelerinin mükerrer müracaatlarına meydan verilmemesi ve bunların para mükâfatı hakkında bir tamim neşredilerek, alâkadarlara göndermiştir. Umumi hıfzissihha kanunünuün 156 ıncı maddesine tevfikan bu kanu- nun neşrinden sonra sağ çocuğu altı veya altıdan fazlaya baliğ olan anne - lere verilmekte olan para mükâfatı için müracaat eden annelerin bazan i- ki defa müracaat ettikleri görülmek- tedir. Sıhat Vekâleti gönderdıği bu imle alâkadar Vi atları iki defa ve sıkı suertte kontrol etmelerini bildirmiştir. Bundan başka mükâfat havaleleri gönderilen annelerin ve yahut çocuk- lramdan herhangi birisinin ölmesi yü- zünden bazı vilâyetlerce mükâfatın tediyesinde tereddüt edilmekte ve keyfiyet Vekâletten sorularak işin u- zun bir zaman sürüncemede kalması - na sebebiyet verilmektedir. Kanuna göre ölen annenin bütün hakları mi - rasçılarına intikal etmektedir. Bu mü- nasebetle mükâfatı gönderilen anne - nin vefatı tarihi müracaati tarihinden sonra vuku bulmuşsa mükâfatının ka- nuni mirasçılarına tediyesi ve yahut çocuklarından birisinin vefatı halin- de de gene mükâfatın anneye veril - mesi lâzımgeldiği de gene bu tamimle alâkadarlara bildirilmiştir. lara Sümerbank Umum Müdürü geldi Üsküdar'da yeni bir spor sahası yapılıyor İstanbul, 10 (Telefonla) — Şehir mütehassısı Prost Kadıköy ve Üskü- dar cihetinin imar plânını tanzim et- mek maksadiyle bu taraflarda tetkık- lerde bulunurken Üsküdar'dı paşa'daki spor Bi üş, ıag- lık bakımından bu sahanın spora mü- sait olmadığını, şiddetli poyraza dai- mi surette maruz bulunması" dolayı - siyle, bu sahada maç yapacak gençle- rin hastalanmak tehlikesi karşısında olduğunu söylemişti, Esasen bir müd det sonra Belediye de bü sahanın ye- rine havuzu inşa edince sa- ku ile sahile kaçmağa t lardır. Fakat biraz sonra arkalarından gelip yetişen bu mahlükun kocaman bir manda olduğunu görerek kendileri de hallerine gülmüşlerdir. Mandanın Kadıköy veya Üsküdar cihetlerinden kurtularak buraya düştüğü tahmin o- lunmaktadır. Tahkikat yapılmakta, matıda sahibi aranmaktadır. Bir gardiyan mevkuflara eroin tedarik ediyormuş İstanbul, 10 (Telefonla) — günlerde Üsküdar ceza evine eroin ve ha büsbütün ortadan kalkmış, Üskü- dar cihetinin sporcuları sahasız kal- mışlardır. Belediye, günden güne inkişaf et- mekte olan Üsküdar cihetinin böyle bir spor sahasından mahrum kalma - sını tecviz etmemiş, Üsküdarlılara ihtiyaca tekabül edecek derecede kü- çük mikyasta bir spor sahası tesis et- meğe karar vermiştir. Yapılan tetkik- ler neticesinde Yeniçeşme'de Hâle si- nemasının arkasında ve Kasap çeşme- n |sine kadar deavm eden bostan yerle- rinin, spor sahası için en müsait yer olduğu anlaşıl ır. Bu yer, şimali esrar gibi uyuşturucu ddelerin sokulduğu ve bu yüzden de buradaki mevkuflar arasında ufak tefek bazı hâdiseler zuhur eylemekte bulundu- ğu görülmı.l; ve hemen tahkikata giri- kü Avrupa devletler. doğuşu ve Türkiye'nin bu manzumeye duhulü Cemal Tukin, 19 uncu asra ka- dar Akdenizde hâkimiyet dâvası Be - — kir Sıtkı Baykal, Ahmet Haşim ve Senbolizm Suut Kemal Yetkin, Ve- rem âfeti karşısında hâli hazır tababe- tin durumu Nabi mastarlanoğlu, Dev- letin tarifi Orhan Arsal, Pedngo)ık şil . Neticede bu işi y bir gatdıyın olduğu meydana çıkarılmıç ve sorgusu yapıldıktan sonra tevkifi- ne karar verilmiştir. şarki tarafından kısmen Çınar bayır- ları, kısmen de Toygar tepesiyle çev- rili şimal ve cenup tarafları ise ke- sif mahallelerle kapalı olduğu için her nevi rüzgârdan mahfuz, spora el- verişli bir yerdir. Şehir mütehassısı- Prost dün Belediye İmar Müdüriy- le beraber Üsküdara giderek bu sa- * ÇA , 10 (Telefonla) — Kara- bük demir ve çelik fabrikalarına ait bazı hususatın halli için bir müddet- tenberi Londra'da bulunan Sümer- bank umum müdürü Nurullah Esat dün şehrimize gelmiştir. Nurullah Esat, şunları söylemiştir: “— Karabük demir ve çelik fabri- kalarının işletilmesi için bazı mü- temmim anlaşmalar yapılmasına lü- zum vardı. Londra'ya bilhassa bu hu- süsatın hallı lçin gitmiıtım Halcn bu me gea ” | ticelenmiş bulunmaktadır. Şımdılık size fazla bir şey söyliyemiyeceğim. Birkaç gün Istanbul'da kalacağım. Bu müddet zarfında yapacağım te- maslar neticesinde esaslı izahat vere- bileceğimi zannediyorum.,, Türk - italyan ticaret anlaşması İtalyanlarla yapılmakta olan ti - caret anlaşması müzakereleri de müs- bet bir sahada ilerlemektedir. Yakın - da bir neticeye varılacaktır. İstanbul'da yakalanan kumarbazlar İstanbul, 10 (Telefonlay — Dün öğleden sonra, Salkmısoğut’ti. tıbbı adli arkasında Güzel sanatlar cadde- sinde, Nevzat'la Mehmed'in beraber oturdukları 5 numaralı evde kumar oynanırken ikinci şube üçüncü kısım memurları tarafından ev baslmışı Mehmet, Nevzat, Ekrem, Besim, Vey- sel ve Mümin meşhut cürüm halinde yakalanmışlardır. hada tetkikler yapmıştır. Prost da bu- rayı spor sahası için muvafık görür- se derhal istimlâk edilecektir. murların muhakemeleri kanun h Köylerin müşterek ıderini'n, köylülere tahmil ettiği vaktinde ifası ve bunları yerine getırmek istemiyenler hakkli alınacak tedbirler için hükümet yeni hükümler koyan bir P hazırlamıştır. Projeye göre, muhtarın dernek ve encümen nın, köy memurlarının vazifesinden doğan veya vazife (, meydana gelen suçları hık.kmdn kınunî takibat yıpılmuı ine tâbi ol dam ol ve müstahdem * Muhtar, dernek, ve i âzaları hakkında kanuni takibat vali ve kaymakamın emriyle ya- prlacak ve lüzumunda vali ve kaymakam tarafından bunlara işten el çektirilebilecektir. Eli işten çektirilen muhtarın yerine dernek âzalarının biri vali veya kaymakam tarafından vekil ta- yin olunacaktır. Dernek ve encümen âzalarından biribiri ardınca üç defa mazeretsiz toplantıya ğgelmemiş bulunanlar der - nek ve encümen âzası için de encü - men karariyle istifa etmiş sayılacak - lardır. Vali veya kaymakam veya na- hiye müdürü buriların vazifelerini yapmâdıklarıhı görür veya bir teftiş sonunda anlarsa bunları yazılı emirle iki defa vazifeye davet edecektir, Ü - çüncü defa, bâğlı oldukları encümen karariyle istifa etmiş sayılacaklardır. Vali, veya kaymakam veya nahiye müdürü, muhtarın, köy kâtibinin ve diğer memurların kanunlarla kendi - lerine verilen köy ve devlet işlerini yapmadıklarını görür veya bunları bir teftiş sonunda anlarlarsa yazılı emir- lerle kendilerini vazifeye davet ede - bileceklerdir. İkinci defa da işlerini yapmadıkları anlaşılırsa mahalli ka - za idare heyeti karariyle 5 liradan 25 liraya kadar para cezsı alınacktır. Ceza hükümleri : Seçim zamanı geldiği halde seçimi zamanında yapmıyan, itirazları vak - tında tetkik edip karara bağlamıyan ve kararlara göre defterleri tashih et- miyen, seçim günü sandık başına gel- miyen, seçmenlerin rey kâğıtlarını at- MAT SElMaRna N mıyanların rey vermesine müsamaha eden, reylere fesat karıştırılmasına sebep olan velhasıl seçimde tarafsız A * * & a n kaza i- dare heyeu karariyle 5 liradan 25 li - raya kadar para cezası ılmıcıktır. -| Tekrarlanması halinde ceza iki misli rin kullanıldıkları köy mikdariVe maaş ve üı:retlem ayrı ayrı ve bir “ı;ı' çalir. ra Yardım ve imece; ya köy sandığına borçları v borçlara mahsup olunacaktır. Ni müdürleriyle diğer memurlara âit lanlar da dahiliye vekâletinin em maaşlarından kesilecektir. İdare Bi yetlerinin köy işlerine dair verdik ri kararların aksine hareket edef hakkında idare heyetlerince 1426 p"! yılı vilâyet idaresi kanununun 68 * ci maddesi tatbik ol ktır. Köy sınırları içinde etrafı ğ olmıyan yerlerde başı boş hayvan mak yasak olacaktır. Yalnız köy & neğinin karar verdiği mevsimlerde t Pol yerlerde başıboş hayvan bırakılabilitmi cektir. Mezruat tamamen biçilip kaldı: dıktan sonra encümen karariyle ta lık ve çayırlıklara hayvan salınabild cektir. Ancak başkalarınnı mahsulli rine zarar vermemek ve getirilip göhli türülürken de yedekte götürülm şartiyle sahipleri kendi hayvanlar! kendi tarla ve çayırlarına mahsulle! ni ve otlarını kaldırmadan salabile, ceklerdir. | Köylü bu kanunla derneğe, encüm ne, mühtara verilen köy ve devlet leri hakkında bunlar tarafından veri len karar ce emirleri yapmak, yasâl edilen şeylerden çekinmek mecburi yetindedir. Buna aykırı gidenlerde encümen kırınyle 25 kuruştan 25 ne çıkarılacaktır. İcra ve hacız : e İcrada şu sıra göz önünde bulun * durulacaktır : İlk önce maaş, ücret, ki ra gibi gelirler, sonra fazla zati ve Köy büd. ve tetkik ettirmiyen, işleri görmiyen, pa- ra yardımı tevziini vaktında yapıp İ- lân ettirmiyen, köy paralarını tayin edilen taksit zamanlarında, taksitlere bağlı olmıyanları tahakkukunda tah- sil etmiyen veya ettirmiyen, para yar- dımı borçlarını ödemiyenler hakkın - da kanun hükümlerini tatbik etmiyen muhtarlar ile köy encümen âzaları hakkında köyün bağlı olduğu idare heyeti tarafından gene 5 liradan 25 li- raya kadar para cezası hükmoluna - caktır. Köyde dernekçe kabul, kaymakanı veya vali tarafından kabul oluünan kadrolar haricinde köy ıandıgmdın hıyvınluıı çift hayvanları, dan hayvanlar, ziraat âletleri ve m ri, yemlik, yemeklik ve tohumlu A sanatkârın sanatını icraya mahsus bi tün âletleri, iptidai maddeleri, sana ' tını işletmekte zararı olan mikdarlar"ı daki mütedavil sermayesi satılamıyâ” cak ve almamıyacaktır. En sonra bağ, bahçe, çayır, arsa, ru, orman ve tarla gibi topraklar vEp dükkân, değirmen, mağaza gibi emlâl (Kendisine, ailesi efradına kâfi od ları ve müştemilâtı havi ev ve hay vanlarına yetişecek ahır, samanlık ığıl gıbl kendisinin ve ailesinin geçi" ım için lâzım olan ve 2510 sayılı iskâfl para verilerek ve mü kullanılmıyacaktiır. Köy ve memurla- rt ve müstahdemleri köy haricinde ve köy işlerinden başka işlerde vazi- fe alamıyacaklardır. Bu hükümlere aykırı hareket edenlerin her birindea tevzi ve tahsil olunan paranın yekü- nu ve kullanılan imece tutarı, istih - Tuhaf kitâbeler! Karl S. Klansi isimli bir ameri- temsiller M in Sevin, İd Ratıp Berker, Anadolu'da yaylacılık Cemal Arif Alagöz, Arkeolojik tet- kiklerde çömlek sanatının ehemiyeti Feridun Fevzi Andolsun, "Tabiat ka- nunu meselesi Dr. Hans Raynbah, Kö- mür ve teşekkülü hakkında Dr. Ah- met Çan Akay, Çarpıntı Dr. Nurettin Kâmil İrdelp, Hukukta diyaletik ha - — reket Dr. Orhan Arsal, İnkılâp ve'in - — kılâpçılık Yavuz Abadan, Günün me- — selelerinden: Ulusal yakacak ve sen- tetik petrol Haldun N. Terem, XI inci asırda bir türk mütefekkiri ve ah- lâki düşünceleri Ziyaettin Fahri Fın- dıkoğlu, Mikropların hayatı Dr. Ziya Öktem, Modern diş tababetinin içti- mat bakımdan faydaları Feyzullâh — Döğruüel, İklim, sağlık, kültür Dr. Ze- — ki Ragıp Yalım, Enfraruj şualarla fo- tografya ve tatbikatı Nusret Kürkçü- — oğlu, Çağdaş İran şiiri Dr. Ali Nihat Tarlan, i Bu kitaplar, 10 kuruş fiyatla An- kara'da Akba, İstanbul'da Ahmet kal kıdır, arada sırada me- zarlıklardan tuhaf, acaip kitâbeler toplu ve mecmıuludı ın;redu.b d lardı ir> kaç tanesini o!:udnm Bir tanesi şu: “Burada bir muz yüzünden ölen Anna HopveFin cesedi yatar. Onu yere yıkan bu yemiş değildi; o ye- mişin kabuğu idi ki kendısmı öteki dünyaya göçertti.» Bir tanesi de şu : “6 ağustos 1800 de ölen Jared Ba- tes'in hatırasına hirmet. 24 yaşındaki karısı Elm cadde- sinde 7 numarada oturur. Kendisi i- yi bir zevce olabilmek için bütün vasıfları haizdir ve gönlünü alacak birisini beklemektedir.” Bir tane daha : “7 ağustos 1688 de doğup. 20 ma- yıs 1746 tarihinde ölen Peter Dan- yels'in mezarıdır. Bu taşın altında, üzerinde bir yı- ğın k buli Peter Danyel: amca yaııyor. Zavallı, daha mayısta havalar ısınmadan kışlık fanilâsını Hılğ!_ki'lıp evlerinden tedı,rîk olu- çıkarmak zorunda kalmıştır.,, . Size amerikali Klansi'nin kollek- siyonunda bulunmıyan bir kitâbe daha okuyacağım. Bu, genç şairle- rimizden Orhan Veli tarafından ya- zılmış ve İNSAN son Bundan beş on sene önce baba- sı göz doktoru olan küçük bir ço- cuk, babasınım hastalara yaptığı liyatı, bir cam parçasiyle bir sayısında çıkmıştır: Kitabei sengi mezar Hiç bir şeyden çekmedi duny:ıdı Nasırdan çektiği kadar, Hattâ çirkin yınuldığmdm bile 0 kadar mütcessir | degıldı Anmııdı amma Allahın adını Günahkâr da sayılmazdı . Yazık oldu Süleyman Efendiye! Bu kitâbe, bana kalırsa, amerika- lının kolleksiyonuna kırk defa taş çıkartmıştır. — T. İ. Taklit ve neticeleri ! Taklit, doğrudan doğruya iyi şey midir, kötü şey midir, o ayrı arkadaşma tatbik ederken görül- müş, zavallı çocuğun gözü zor kurtarılmıştı. Gazeteler, İstanbul'da bir kov- boy filmini taklide yeltenen on yedi yaşımda bir çocuğun evinden getirdiği bir tabanca ile bir arka- daşını öldürdüğünü yazıyor. İşte size kötü taklidin ne büyük facialar doğurabileceğine dair i- ki misal! Edebiyat ve sanat sahasında yapılan kötü ve acemice taklit- çıkan neticeler, bu yuka- Âi hikâye; fakat taklidin kötüsü ka- miyorum. rıda anlattıklarımızdan daha az feci değildir! Cekoslovakya mahnusları ! Prag'da umumi af ilân edildiği- ni ve çek hükümetinin alman, leh ve macar bütün mahkümları ser- best bıraktığını Londra'dan gelen hususi bir telgraf haber veriyor. Lehleri, macarları ve almanla- rı serbest bıraktıktan sonra acaba çek hapi lerine lüzum kalacak mı? Bence çek mahkümlar da affe- dilecek olursa bu lüzum ortadan tamamiyle kalkacaktır. Onları da bırakıvermeli! Eğer bir yere tıkıl- maları mutlaka icap ediyorsa el- bette bir temerküz kampı bulu- nur, “Ecnebi gibi ! Geçen gece radyoda dört lıeı dille konuşan ıpıkerı dınlxyeıı gösterdiği iskân istihkaâ” kından aşağı düşmiyen topraklar sati” lamıyacaktır.) Her borçlu için satılabilecek t rak ve binalar hakkında bağlı bulun” duğu idare heyetinin bir “iskân had * dinden fazla” karar vermiş olmasi şart olacaktır. İcrada bu sırayı gözet” miyenler hakkında kanuni takibat ya* pılacaktır. H A V — : Havalar gittikçe soğuyor Dün Ankara'da hava umumiyetl? bulutlu ve durgun geçmiştir. Günül en yüksek ısısı gölgede 15 derect kaydedilmiştir. Yurdda hava Karadeniz kıyılariy * le doğu ve cenup doğusu bölgelerindt kapalı ve yer yer yağışlı, diğer böl * gelerde umumiyetle bulutlu geçmiş * J tir. 24 saat içindeki yağışların kare metreye bıraktığı su mikdarı Hopa 'da 70, Rize'de 43, Vakfıkebir'de 4', Zon * güuldak'ta 17, Ordu'da 15 diğer yağı$” Ix yerlerde de 1 - 14 kilogram arasın” dadır. Rüzgârlar Trakya ve doğu “ nadolu'da nmyede 4 dığer bolıge!et; ii çok kişi aralarında — Bravo birader adama! O dil- den o dile geçiyor ve hepsini ec- nebi gibi konuşuyor! — Gerçekten öyle; hattâ türk- çeyi bile! de y tle b metre kadar hızla esmiştir. 4 En düşük ısrlar sıfırın altında ol * | mak üzere Kütahya'da 1, en yuııe* ısılar da Adana'da sıfırın üstünde 28 Antalya'da 30 derecedir. j