11 Kasım 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 7

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Başkumandan Sakarya harbinde mu harebeyi idare ederken Büyük Şef Trakya manevralarında rnu'na çıkmıştır, “Diü Arıbu el Düşman ur gönderiniz! fırkanızdan bir tab Fakat Mustafa Kemal, düşmanın Kabaktepe civarında ehemiyetlıı' ku- vetlerle karaya çıkmağa teşebbu__s et- tiğini tahmin ediyor, ve ONa bıîyle bir taburla karşı konulamıyacağını biliyordu. İnisyatifini ele almak, icap edeni yapmak lâzımdı. Mıfstafa Kemal de birinci piyade alayı ile ce- bel bataryasını hazırlattıktan sonra elli altıncı alay kumandamlnı. baş- hekimini ve bir emir zabitini yıanı; na alıp Bigalı deresi hoyunğa a ay Kocaçimen tepesi istikametine yıeırı Yütüyor. Bu tepe, yarım adanırıığe i Yüksek tepesidir, Ve Musfafi D mal — yol bulmak için gönderdiğ tabur kumandanı ile batarya .l_ıu ç mandanının geri gclm:n.ıelentı:zî- rine — alayın önüne geçip bu tep'! | ye doğru yürümektedir, Sarlpny:s' Maçlardan inip çıkarak yoTu a Atatürk gençlik kerin bir müddet mola Vetme!in'i emreden Mustafa Kemal, yanına _bır kaç arkadaşını alarak, vaziyeti biz- zat tetkik etmek üzere Conkbayırı'- na gidiyor. O esnada, sahili tarassuda me - mur müfreze erlerinin kendisine doğru koşup kaçmakta olduklarır_u gören Mustafa Kemal bunları önli- yerek soruyor: — Niçin kaçıyorsunuz? — Düşman... — Nerede? — İşte! Hakikaten, düşmanın bir avcı hat- ubundaki 261 rakım- eye yaklaşmış ve şerğeat;e i- :;rtlîpm:ktğıve ona kendi istirahatta- ki askerlerinden daha yakın bulun- maktadır. Ne yapsın? Mustafa Ke- mal, ani, kararını veriyor: — Süngü tak, yere yat! Asker süngü takıp yere yatıyor. tı, bayırın cen arasında - Düşman da yeze yatıyor. Denilebilir ki Çanakkale zaferi o anda kazanılmıştır. 6 -7 ağustos 1915 günlerindeyiz. Yüz bin kişilik Kiçner ordusu, os- manlı ordusunu Anafartalar'dan çe- yirmek üzere karaya çıkmıştır. Cep- hede kazandığı yeni rutbenin sahi- bi ve Anafartalar grubu kumandanı Miralay Mustafa Kemal 8 - 9 ağüs- tos günleri Suvla limanı istikame - tinde, Conkbayırı'nda ve Kocatepe'- de yaptığı taarruzlarla mütearrız orduyu mağlup ederek Çanakkale"- yi ve İstanbul'u bir daha kurtarıyor. Conkbayırı muharebesinde bir mermi parçası Mustafa Kemal'in tam kalbi hizasında, çarparak saati- ni parçalamış ve bu saat büyük ada- mı kurtarmıştır. Artık düşmanın Çanakkale'den bir bekliyeceği olamazdı; çekildi. İstanbul, düşman kumandanları, Ça- nakkale hareketlerini hazırlamış o- lan İngiltere bahriye nazırı Vins - tön Çörçil büyük türk kumandanı - nın hayranı idiler. Diğer cephelerde Mustafa Kemal'in yeri, artık, muhtelif cephelerin en teh- likelileri idi: Onu Kafkas cephesi- ne gönderdiler. Diyarbekir'de ge - neral oldu. Ve bu cephede bir rus or- dusunu mağlup ederek Bitlis ve Muş'u geri aldı. Mustafa Kemal Pa- şa, Anafartalar zaferinden günü gü- nüne bir sene sonra (7 - 8 ağustos 1916 da) bu zaferi de kazanmıştı. İkinci ordu kumandanlığı vekâleti- ne tayin olunan genç general, 1917 de, Hicaz kuvei seferiyesi kuman- danlığına naklolundu. Şam'a gelen Mustafa Kemal Pa- şa, orada vaziyeti tetkik ettikten sonra dördüncü ordu kumandanı i- le baş kumandan vekiline Hicaz'ın tahliyesiyle Suriye cephesinin tak viyesini tavsiye etti. Bu suretle ye- ni vazifesinin hükmü kalmamış ol - duğundan ikinci ordu kumandanlı - ğına asaleten tayin edilerek tekrar Kafkas cephesine döndü,. O günlerde Irak'ın istirdadı mak- sadiyle yıldırım orduları grupu teş- kil olunarak meşhur alman general- lerinden Falkenhayn'a — verilmiş, Mustafa Kemal paşa, bu grupa da - hil yedinci ordu kumandanlığına ta- yin edilmişti. Almanların, yıldırım ordusu vesilesiyle dahili işlerimize karışmalarını doğru bulmıyan ve I- rak seferini de yeni bir kanal sefe- ri mahiyetinde gören Mustafa Ke - mal sadırazama, harbiye nazırma ve diğer makamlara bir çok lây'ihalar verdiği halde kimseye söz dinlete- mediğini görünce protesto maka- mında istifa etti, ve yine ikinci ordu kumandanlığmına getirildi ise de bu- nu da kabul etmiyerek İstanbul'a geldi. n O günlerde veliahd Almanya ya gidiyordu. Mustafa Kemal Paşa da onunla beraber Berlin'e ve oradan muhtelif alman cephelerine gide- rek vaziyeti yakından tetkika imkân buldu. Mustafa Kemal'e göre Cihan harbında merkezi Avrupa devletle - rinin muzaffer olmalarımna imkân yoktu. Müustafa Kemal memlekete dön - dükten sonra, İrak seferinden vaz geçilerek Suriye'ye nakledilmiş o- Atatürk Trakya manevralarında harekâtı takip ediyor ne halde gördüğünü Nutk'un birin- ci sayfasında okuyabilirsiniz. Ya İstiklâl, ya ölüm Bu vaziyette, memleketi kur - tarmak için üç yol tasavvur ediliyordu: — İngiliz himayesini istemek. — Amerika mandasını — istemek, — Mahalli hâlâs çarelerine baş vurarak osmanlı devletinden ayrıl- mamak, yahut osmanlı devletindea ayrılarak kendilerini kurtarmak. Mustafa Kemal Paşa'nın kararı büsbütün başkadır: “Bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı. O da Hakimi- yeti Milliyeye müstenit, bilâ kaydü şart müstakil yeni bir Türk devleti tesis etmek!” “Esas, Türk milletinin haysi- yetli ve şerefli bir millet ola- rak yaş dır. Bu esas an- lan yıldırım arduları grupu J danlığından Falkenhayn çekilmiş, yerine fon Sanders gelmişti. Beşin- ci Sultan Mehmet ölmüş, Vahdettin padişah olmuştu. Vahdettin'in isra- rı üzerine yedinci ordu kumandan- lığını kabul eden Mustafa Kemal Paşa cepheye ancak varmıştı ki os- manlı ordusu kendine kat kat faik kuvetlerin taarruzuna uğradı. Bu felâketten yalnız Mustafa Kemal kumandasındaki yedinci ordu, ku- mandanının harikulâde mahareti ve şecaati sayesinde kurtularak Ha - lep'e geldi ve Halep cenubunda in- giliz suvari fırkasını ve onu takvi- ye eden kuvetleri mağlup etmeğe de muvaffak oldu. 31 birinci teşrin 1918 de, Musta- fa Kemal Paşa, yıldırım orduları grup kumandanı olarak Adana'da- dır. Fakat, bir gün evel, Mondros mütarekesi imzalanmıştır. Mustafa Kemal'in cephede görülecek bir işi kalmamıştır. Paşa, İstanbul'a geldi. Mütarekede N e yapacağız? soruyor : — Elimiz kolumuz bağlı, duracak mıyız? Hakiki vatanperverlerin ümitleri yalnız ondadır. Ve onun ümidi de yalnız Anadolu'dadır. Kendisi A- nadölu'ya geçmek istiyor. Tertiple- rini alıyor. Babıâli de onu İstanbul'- dan uzaklaştırmak istiyor. Mustafa Kemal Paşa, yunanlıla- rın İzmir'i işgal ettikleri 15 mayıs 1919 günü, İstanbul'dan Samsun'a hareket ediyor. İşte iki hareket: Türkiye'yi boğmağa savaşanlarla o- nu kurtarmıya azmetmiş olanın aynı günde işe başlamaları... 19 mayıs 1919 da Samsun'a çıkan Mustafa Kemal Paşa'nın memleketi cak istiklâli tamme malikiyet- le temin olunabilir. Ne kadar zengin ve müreffeh olursa ol- sun istiklâlinden mahrum bir millet, beşeriyeti mütemeddi- ne muvacehesinde uşak olmak mevkiünden yüksek bir mua- meleye kesbi mez..” “Binaenaleyh, ya istiklâl, ya ölüm!” “İşte hâlası hakiki istiyenle- rin parolası bu olacaktı.” “Bir an için bu kararın tat- bikatında ademi muvaffaki- yete duçar olunacağını farze- delim! Ne olacaktı? Esaret!” “Peki efendim. Diğer karar- lara mutavaat halinde netice bunun ayrı değil mi idi?” Atatürk istiklâl mücadelesine başlıyor Bu esasa dayanarak o hedefe varmak istiyen Mustafa Ke- mal Paşa, milli teşkilât kurmak ka- rariyle 10 temmuzda Erzurum ve Sivas kongrelerinin akdi için bü - tün Anadolu'ya bir tamim yaptı: 1 — Vatanın tamamiyeti, mille - tin istiklâli tehlikededir. % — Merkezi hükümet üstüne al- dığı mesuliyet içabını ifa edeme - mektedir. Bu hal milletimizin hiçe sayılması neticesine varıyor. 3—Milletin istiklâlini gene mil- letin azmi ve kararı kurtaracaktır. liyakat ede- Atatürk hava kuvetlerimize bakıxor 4 — Vaziyete çare bulmak, mille- tin hak istiyen sesini cihana işittir- mek için her türlü tesir ve muraka- beden âzade bir milli heyetin vücu- du elzemdir. 5 — Anadolu'nun her suretle e- min yeri olan Sivas'ta milli bir kong- renin toplanması tekarrur etmiştir. 6 — Bunun için tekmil vilâyetle- rin her liyasından milletin itimadı- na har üç murahh ümkü! olan süratle yetişmek üzere hemen yola çıkarılması icap eder. 7 — Her ihtimale karşı keyfiye - tin milli bir sır halinde tutulması ve murahhasların lüzum görülen mahallerden seyahatlerinin müte - nekkiren icrası lâzımdır. 8 — Şark vilâyetleri namma 10 temmuzda Erzurum'da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar di- ğer vilâyetler murahhasları da Si - vas'a vasıl olabilirlerse Erzurum kongresinin âzası da Sivas umumi içtimamna dahil olmak üzere hare - ket eder. Mustafa Kemal Paşa'nın bu dave- tine bütün memleket icabet ediyor, bu suretle artık İstanbul Anadolu'- ya tâbi oluyor ve millet Mustafa Kemal'in etrafında toplanıyordu, Bu tamimi Amasya'dan gönderen Mustafa Kemal Erzurum'a hareket etti, ve her yerde halkın büyük say- gi ve bağlılık eserlerini görerek 3 temmuz 1919 da Erzurum'a geldi. Mustafa Kemal'in böylece üzeri- ne almakta olduğu vatan vazifesini üçüncü ordu müfettişi olarak yap - ması imkânsızdı. Esasen İstanbul da telâşa düşmüş “gel” diyor, padi- şah ise “tebdili hava al, Anadolu'da bir yerde otur, bir işe karışma” di- ye söze başladıktan sonra, harbiye nezareti de padişah da “Gelmeli- sin!” emrini vermek istiyorlardı. Mustafa Kemal ise "Gelmem!” cevabında israr ediyordu. Nihayet 8/9 temmuz gecesi sarayla açılan bir telgraf başı muhaberesinden son- ra İstanbul onun resmi memuriyeti- ne hitam verdi ve kendisi de aynı gece saat 22,30 da harbiye nezareti- ne ve 23 de padişaha memuriyetin - den ve askerlikten istifa ettiğini bildirerek milletin başına geçti. Erzurum kongresi reisi E rzurum kongresi 23 temmnuz- da toplandı ve Mustafa Ke- mal'i reisliğe seçti. On dört gün de- vam eden kongrenin verdiği karar- lar, reisinin fikirlerini şöyle tel- his ediyordu: 1 — Milli hudut dahilinde vatan bir küldür. Onun muhtelif kısımla- rı biribirinden ayrılamaz. 2 — Her türlü ecnebi işgali ve mü- dahalesine karşı ve osmanlı hüküme- tinin inhilâli halinde millet mütte- hiden müdafaa ve mukavemet ede- cektir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: