1 Eylül 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 6

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

öti İzmir'de Kaktüs bahçeleri İzmir'de “Kaynana dili” bahçeleri IİZMIR FU A ROTTNDA'N NOTLARI İzmir'de çiçek sevgisi ve sıcak iklimler nebatları — Parasüt kulesi ve aliş poligonu Kendimi Afrika'da zannettim Tamamiyle sıcak iklim ne . batlariyle dolu bir bahçe... Çeşit- li kaktüsler o kadar serpilmiş ve Tahat büyümüş ki.. Yanında bir baş- ka bahçe baştan başa kaynanadili dolu.... Afrika'nın bu garip nebatlarını şimdiye kadar hiç görmemiş birisi söyleniyordu: — Ne güzel isim koymuşlar, ha- kikaten tıbkı kaynanadili gibi di- kenli!... Yanındaki, muhatabının bu safi - yeti karşısında büyük bir bilgiçlik- le izah etti: — Sade kaynana dili mi? Bak şu ilerdekiler kaynana topuzu, daha i- leridekiler kaynana çimdiği, öteki- ler kaynana sopası... Afrika'nin bu malüm nebatları halk dilinde ne mânalı isimler al- miştı. Kaktüs bahçelerini geçtikten sonra gül ve ful bahçeleri arasın- dan ilerledik ve Kültürpark'ın meş- hur serinin önüne geldik... Geniş bir sahaya kurulan serin içi ve et- rafındaki bahçeler renk Yerik bin bir çiçekle dolu... Ser, Kültürpark'ın renk, koku kaynağı ve mayası.. Bu geniş saha- nın bin bir nebatı bu cam tavanlı ve cam dıvarlı yerde doğuyor, üre- yor... Çiçek sevmede, çiçeğe kıymet vermede ve onu yetiştirmekte iz- mirli babadan, anadan intikal eden bir itiyada ve verasete sahiptir. Yalılar köşkler şöyle dursun en mü- tevazi bir evin bile etrafı mutlak sürette renkli çiçekler, kuytu göl- geliklerle doludur. İzmirlide bu ah- lâkı yaratan âmillerden biri de her halde toprağın feyzi ve iklimin cö- mertliği olacak!.. Kültür park'taki ser izmirlideki çiçek sevgisini besliyen bir kaynak olmuş, çiçekler daha çeşitlenmiş ve daha çok üremiş. Seri gezenlere çiçekler hakkında izahat veriliyor. Bunlar begonya ve çeşitleri, şun- lar küstüm otu... Gezici soruyor: — Küstüm otu mu? B — Evet, bakınız küstüler... Hakikaten bir pancuru andıran yapraklara elini sürer sürmez, bü- tün yapraklar kapattılar küstüler... — Bunlar hanımeli, şunlar her- cai, ötekiler katır tırnağı, berikiler sinekkapan. Çiçeklerimizde, yemek- lerimizde, renklerimizde ne garip isimler varl... Paraşüt kulesi K üle bü yıl, çok güzel elek- triklenmiş.. Geceleri Kül- türpark'ın yılankavi yollarında is- tikameti kaybedenler, elektrikle gtereressssercene Yazı ve fotoğraf Sabahallin Sönmez yanan ve çarkın her tarafından gö- rünen kuleye bakarak yollarını bu- luyorlar. Fakat paraşüt kulesinin asıl kıymeti bunda değildir. O, kal- bi havacılık aşkiyle yanan genç- lerle dolup boşalıyor, havacı genç- lerin aksamleyin baslıvan küuleyi zi- yaretleri gece yarılarına kadar de- vam ediyor. Gençlik pırıl pırıl ya- nan Kültürpark'a doğru paraşütle atlamaktan büyük bir zevk duyu- yor. Her gece binlerce kişi kulenin etrafında bir hayranlık halkası ku- ruyor, kanat açan gençliği gururla, gıbta ile seyrediyor. Ve içindeki havacılık sevgisini zaptedemiyen - ler doğru kuleye gidiyor ve ilk pa- raşüt tecrübesini yapıyor. Atış poligonu Otomohilimiz temiz cepheli bir binanın önünde durdü. Poli- gona girdiğimiz zaman meraklılar kum torbaları üzerinde gez, göz ve arpacığı hedef hizasına getirmeğe çalışıyorlardı. Tüfeği omuzuna iyi yerleştiren, kabzasını iyi kavrıyan bir atıcı hedefin hemen merkezine isabet ettirdi. Yanındaki mütemadiyen karava- na atıyordu. Ona teknik atış hak- kında bazı izahat verdiler. Fakat karavana atmakta devam ediyordü. Nihayet özürü ve illeti anlaşıldı. Öteki gözünü kapatmasını, nefesi- ni kesmesini ve dipçiği omuzuna yerleştirmesini beceremiyormuş! Orta mektep ve liselerde kızları- mız askerlik dersine başlıyalı si- nema kadar silâhı da seviyorlar ar- tık. Poligon atıcıları arasında on- ları da görmek, silâh sesleri arasın- şen seslerini ve kahkahalarını duy- mak kabil oluyor. Doğrusu silâh sesi ile geniç kız kahkası iyi armo- ni yapıyor! Ve her yeni bir karava- na, yeni bir kahakahanın kopmasiı- na yeni bir neşe havasının yayilma- sına vesile oluyor, Çeşitli çiçeklerle dolu bahçe Poligonun methali Gebze'de üzüm bayramı İzmit (Hususit) — Gebze'de Eskihi- sar köyünde tertip edilen üzüm bay- ramı bu sene de güzel bir merasmile kutlanmıştır. İzmit, Karamürsel, Gölcük, Darıca, Tuzla, Hereke, Gebze ve Pendik'ten gelen on binlerce insan, Eskihisar'ı mahşeri bir kalabalıkla doldurmuş - lardı. İzmit valisi Ziya Tekeli, parti mü- fettişi Samsun mebusu Zühtü Duru- kan, İzmit mebuslarından Ali Dik - men, İbrahim Tolun, İzmit parti baş- kanı Abidin Aral, ağır ceza reisi Na- il, gazeteciler ve bir çok güzide zevat da bayrama davetli olarak iştirâk et- mişti. Merasime, öğleden sonra başlana - bildi. İzmit şehir bandosu İstiklâl marşını çaldı. Gebze ziraat memuru Cavit de, bayramdan maksat ve gaye- leri anlattı, davetlilere teşekkür etti. 1-9-1939 Çankırı Gezilerde köylünün bir çok dertleriyle uğraşılmakladır Çankırı (Hususi muhabirimizden) — Halkevinin köycülük şubesi köyle- re geziler tertip etmiştir. Geçenlerde Çankırı'ya yakın köylere gidilip ko- nuşmalar yapılmış ve bu defa da bu gezilerini daha uzaklara, nahiyelere kadar uzatmışlardır. Doktoru, maarifçisi, ziraatçisi ve bandosuyla bir kamyonetle Şabanözü, Orta nahiyeleriyle, Basdak köyüne gidilirken beni de aralarında bulun- durmak fırsatını verdiler. Gezimiz 150 kilometreyi buluyor - du. Geçtiğimiz yol boyunca uzanan tarlaların kalabalık harman yerlerin- de çalışan rencberlerle kısaca dertleş- meler yapılarak doğruca Basdak kö- yüne varıldı. lâka uyandırmış ve bütün köylüyü bir anda etrafımıza toplayıvermişti. Halkevliler mesleklerine dair mev- zularda köylülerle hasbihallere giriş- ti. Doktor hastaları muayene ediyor, reçete yazıyor, kinin veriyordu. Kö- yün sokakları kara çamur ve balçık i- çinde idi. Hepimiz köylüye köyün te- miz tutulması Üüzerinde söyleştik. Köylü bu sözlerimizin mânâsını der- hal kavradı ve ayrılırken mahcup, mahcup: — Kusura bakmayın, bir dahaya köyümüzü çok temiz bulacaksınız. diyordu. Basdak köyünün biricik isteği yeni cins bir buğday tohumu oldu. Bu to- humdan bir miktar getirmiş ekmişler bire yirmi mahsul vermiş, Şimdi köylü, “ — Aman! diyor, bize bu tohumdan temin ediverin de bu yıl ekelim. Çocuklara şeker dağıtılarak ayrıl : dık. Orta nahiyesindeyiz. Köylü etrafımızı çevreledi. Onlarla da uzun ve samimi konuşmalar yapıl- dı. Hastaları muayene edildi. Orta nahiyeliler buğday tohumları- nı temizlemek için bir temizleme ma- kinesine ihtiyaçları olduğunu anlattı- lu&ıraat Yavallimı urtanrara şu muy deyi veriyordu: ; ; — Nahiyenizde 3 dönüm araziniz fi- danlık olarak aytılacak ve derhal ağaç tohumları ekilerek yetişen fidan- lar size dağıtılacak ve artık köyünüz ağaçlanacaktır. Köylüyü bu haber çok sevindirdi. Çünkü nahiyelerinde ağaç yoktu. Şabanözü nahiyesine dönüyoruz. Geceyi de orada geçirdik. Gece deli- çalınmasını istediler. Bando çaldı. Köylerine dair hoş beş konuşuldu ve güzel saatler geçti. Sabahtan bütün köyün çocuğu, ka- dını, erkeği mektebin meydanlığına bandonun sesine toplanmış doktor geldiğini duyanlar hastalarını muaye- neye getirmeğe başlamıştı. Büyükler- le gene tatlı konuşmalar dertleşmeler yapılıyor, küçüklere şekerler dağıtı - hişsini veriyordu. Köylü; ayaklarına gelen doktoru, ziraatci, maarifci ve halkevi reisi on- lara güzel nasiharetler verdikçe, dert- lerini zorla dinlemek istedikce, hep bir arada bulundukça köylülüklerin - den iftihar duyar gibi oluyorlard_ı.. K Bu gezi çok faydalı olmuştu. Köylü memnun olmuştu. Bizler daha çok memnun bu geziden döndük. Kadri Korman “Milletler için uçmak i cı hayati ihtiyaçlardandır. Uçî mak mücadelesi yaşamak müca delesinden biri olmuştur. — İsmet İnönü “Türkkuşu'nu, büyük bir ulu- havanın engin dünyasiyle ta- v eşebbüs o- nıştırıp alıştıracak bif't larak alkışlamalıyız. İsmet İnönü nt ambalâj ve iyi mahsul yetiştirme- ini temenni etti. seele 1e2::uş üzümünde birinciliği maruf scı Tavşancıllı lmi ka ?'ıîîcmükâfat aldı. İkinciliği de gene Tavşancıldan Yaşar Ural kazandı. 30 i ükâfat aldı. 4 Üğ lırğ:ı:an sonra, kaza itibariyle birin- 25 lira, ikinci gelenle- i lere de GA İS kâfatlar verildi. Tak- re de 20 lira mü dirnameler tevzi olundtı. Denizde sporcular yüzme ve k__lyık yarışları yaptılar, pehlivanlar güreş. Bandonun çalışı köyde derin bir a- kanlılar bizi ziyaret etti. Bandonun | lıyordu. Bu manzara köyün bayramı K — eee Hilmi kazandı. 50 ||ij ti. Akşama kadar güzel bir gün ge- Valimiz Ziya Tekeli, nefis sofra ü- gümlerimizi övdü. Müstahsilden fen- çirildi. halkevlileri köylerde Köylü çocukları şekere bayılırlar... Ve kendilerine bu tatlı ikramda bulunanları hiç unutamazlar Fakat bütün köylünün en çok sevdiği şey, bandodur. Köyde bulunmayan müzik, onları çok memnun eder. Hele memleket türkülerini zevkle dinlerler Köylüler, bütün memleket işlerini, tecrübenin verdiği bir Te« alist görüşle izah ederler. Bunlar hep alâka ile dinlenecek mevzulardır Köylü kadın, d 'ok B ss ea ğ hassa çocuğunu toru görünce eskisi gibi kaçmamaktadır. Bil n sıhatinin değerini anlamıştır. Hemen getiriyor. Ve doktor muayene ederken neticeyi alâka ile bekliyor, bütün söylenenleri eksiksiz olarak yerine getiriyor

Bu sayıdan diğer sayfalar: