16 Eylül 1937 Tarihli Ulusal Birlik (İzmir) Gazetesi Sayfa 2

16 Eylül 1937 tarihli Ulusal Birlik (İzmir) Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

© Sahife 2 Anasını Gör — azan: Sermet Muhtar A rahman, Edadaki ba- it duruşun fazlalaşmağa baş- ğını görünce gene bir mik- em oynatmak lüzumunu diye, gene lügatler para- di ak e hhap Daşkdağ — Pani dünya hoştur. ama “ âkıbet mevt olmasa... aki “kalan ie kubbede iti Vor sada i imişl,,. Ey vezirzadem, o aya lektin sana ömür versin, babacığın ne ; muhte- “rem, ne âli himem, p bir zatı m İt Vükeli ve syiğeray Os: maya ir onun kâbına e olanı göreni m. Bisud rütbe iki a > 1 yalanları — Merhum di ei ne verdi, ne derece e ii di ga He &. e Çar- elime Sani Meclisi el dönüşleri, Babiâliden arabasına binince, Sul- icip “tan Mah mud türbesinin köşe- sinden inni k devlet- © hanesine yollanacak değil mi?. j Hayır; arabasını Sola, Sulta- amı arifesiydi. rabayı durdurdun “bir kenârcıkta, enaz. bak- dayım.. Önde rahmetli pa- diyerek feslerini yere vurdu idi. kuyruğunda; kalk külle dışarı savuşuver ör min okkalısını MG dı : si imi şimdi n Mecit, S iz mumcularda, Leblebicilerdeki | be oya dükkân, o ipipullah, si ra tutanlı dahıl adkrdun kâffesi haramından. “Sesini daha erlerin Dubaracı- lik manitacılık, çalıp çırpma; Tilki! a Hafize, kahve “önünün hık deyicisi: — Hayhay, ona ne şüphe! —Abdülvehhap pi ve- kar, haysiyet ve. mevkii mi allâsını bihakkin mayetesavver «ehli tabak gibi açık Bilki Hiride sıfatı. Bunca senedir dakki irak et ii siniz larının lerini görürsün zadem— ve müşti firdevs aşiyanın ağzından düm, Rumelihisarındaki iile nın, ik çatı dn sr ikmal iken, Ohan: kalfa, mi ke defe a acize göstermişti. ade- dini, kuruş d eğil ha, sarı lira, u gözlerimle gördüm. Ekmel Bey, uğanda bütün sigara varken, bir tane dahâ yaktı. Yil dile ge — Yalı; a 7800 lira dt Sonra, al u da almışlar, yı karıki mim yapmışlar; e da cab. Eda, lale kesmiş, gene yeme ei Ab- urrahm: — arzı er Dedi- Ne ğim eski vezirler, ne durbin ne al endiş an Yalnız fi zemaninayı düşün- meleri her ie ve ustan akdem, evlât ve ni terini refah ve saadetini der- piş eylerlermiş.. Buyurun ba- alım, işte pyd ve 1. Gali Beyciğim, tasarrıf ğa ebvabın adedi kaçtı?. Ekmel bey aânlıyâmadı. Bel- ada ve di bel bâkmı sormada: — Ne buyurdunuz, kavra- yamadım! — Galatada, Tünel mahal- li karşısında, gelir ( aldığın iç mağ; dükkân mev. Küçük bey, cevabı cakalıca verdi: — Yedi dükkân.. Hafize, kendini tutamadı: — Allah bağışlasın; ateşten yangından korusun! Kör, sanki bu akarlar ken- fesi ri doküz nra, ie li Rk eddadi, topla yıkılmaz m Kan- tarcılar ve er ılardaki depo: lar, ârdiyeler. Sirkecide, eski Mey lan Rİ be- b odaları. o Mahmutpa; ça hamama bit işik han. Çarşı kapısında, Makal, Bal, (Ulusal Birlik) HAYATIMIZ Lindbergin icat et- tiği sun'i kalp Lindberg tayyareci olarak unu- tulsa bile sun'i elarak kalacak cidi olan tayyareci Lindbezg Sb bi ismini başka muvaffakı- yeti ile bırakacak gibi görü- İr nüyor. Hakikaten, Lindbergin ica. ten daha büyük bir yardım teşkil edecektir. kalbin mu- doktor pi Lindbergin, ile beraber, suni kalp yi mağa muvaffak olduğu içn yazılmıştı. defa olarak Son bildirildiğine göre, gerek dok- tor, gerek Lindberg bu icad- ları çalışmalarına pek kısadır; insan, hakiki ancak birkaç ay yaşıyabiliyor. Fa at, şüphesiz ki nihayet b bir hayata m a e Devamı 3 ncü sal Gümrüklerden geçiril- miyen sevdalılar var Hüdut boyundaki Yugoslav ve Avusturya köylüleri alıp veriyorlar İngiliz mera nn luğuna göre, Avustuty ile Yı goslavya hurdatlda garip bi L- a komşu olan havalisinde Sieer it Bi zen lar, toprak ve e T. köylüle rdir. Bu zengin çiftçiler güzel İsim oka da cihaz veren adamlardır. Lâkin köylülerin dikkat ettik- birşey vardır: Kızlarına verdik bir e koyverdi il ELE Yüz em akü sözü yerine gele- cek, “Zenginin parası üğürdün sın; ateşten, yanağından ın. İnşallahütaalâ kanan unları elli ve tori runlarını unlarile ve a muammer * ol gelirlerini çek; a) akilli e Tile, Krallar, dişahlar gibi il Şimdi de din e Eda: — Abdurrahman © amcacı- gım, zahmet olacak ma — misin Şu ği iz. Yok u değil, hava biraz rüzgâr- hi iyidi erk galiba. Ekmel, yerinden kalktı, kalkınca da duraladı. Ne düşündüyse düşündü.Öbür roi x eçmeden, Edaya doğ- £ ldemiliyenla Hafize, he- a bakmadalar. Delikanlı leri > hiçbir zaman En olarak vermezlermiş. Anc Si, çiftlik, bağ ve saire gibi daima bakılması, işlen- mesi lâzım olan, üzerinde ça- lışmak ikiz eden çeşitten ve- rirlermiş. Çünkü para olarak verilen drahomaların az zaman- gazetelerinin Liz ri son zam anlar da dikkat ş ki So oven köylüleri eme olarak en ziyade hayvan vermekte- va Orada çok hayvan ye- mekte ve Sloven köylüler ies YEMİ Hariçten bir adam gelip te Ölenin kız isteyecek e kızları beraber veren köylü babaların şidiye gi işleri çok iyi gitmekte miş. Yalnız u ü eti hariçten girecek hayvi lardan çok gümrük resmi hayv: © 5 » makta idi. Avusturya ke in ii gelen di n babalarından aldı ur e vali böyle ağır vergilerle huduttan aşırmakta zorluk çek- mektedirler. Lâkin Avusturya hükümeti memlekette hayvan ihtiyacını eli alarak SI A istisna, koymuştur. Sloven- n kız id abi ha; ” mağa plansız azan kn iç İngilterenin ta- ncılarından SN rd ei ve 50 ya- şındadır. Bu yaşi ri 145 roman ali olan bu muharrir, bun- ze başka vi vE sahne eseri Daha ilk ya koyduğu r ları yüz çi nüsha olarak basılmakta, kapış kapış satın alınmaktadır. ör eseri sıcağı sıcağına t: 5 lisana e Sie böyle bir romanc sırf lıkla milyoner göreli kes- tirmek, müşkül asa gerek! Evet, oc Fakat, meş- hur ve milyoner olduğu halde de, gayet t mütevazi, sade gi- yinmiş, a ufak tefek ve tıknaz bir adam! Yusyuvar- lak bir çehresi var ve bu çeh- si ui çehreye daimi neşesi, Sevimlilik veriyor.Nük- ti romanci- 3 konuşma isabetli sktlriye tatlılaşır, “ hususi- yetlenir! Edvard Filips Oppenlaym, görünüşte ufak mikyasta tica- arşısınıl rmel kanalı ndaki Guernsi adacığına çekilmiştir. Ailesiyle re adada ufa- cik bir evde Çalışma ig bir parça eski tarzdadır. Meselâ, gene cinai mâcera mevzulu romanlar yaz- ki bu gü derhal göze çar: üddet evvel ölen şöhret elde ettiği gzel yolundan erişmişti. Yazılarını makineyle en be iiyldihdeydr. Halbuki bu, ilk romanlarını bizzat ve Peri kâğıt ei geçirdiği gibi şimdi de dakti- loyla uğ alaka alışmış bulu- nuyor. Diğer taraftan Vallas yerde roman safhaları ie an- Bir * kâtil tutmuştur. m değil, m Bu kâ- tibe, onun evi her gün öğleden e ii ii ve öğ- leden sonrâ bir saat olmak üzere, dikte ettiği o pasajları vergi ikiye Görülüy nde bir kız alan bir lere hai ini der kârlı bir Bu suretle Şaplim a Tar evvelki senedenberi — artmak- tadır. On beş, yirmiden bâş- 30 senede 145 roman yazan | 50 yaşındaki Ingiliz! k E.F. Oppenhaym. başlıyor, vak'anın takibil le in mancı, zumlu gördüğü tashihleri eee Serbest kaldığı başka zaman: larda da balık tutmaktan, yek $0 aktan enbel İç gelir. Eğer aliye kabili te ve çalışması aray | İN uğramazsa! Fakat, Öppean böj i şeylerden korkusu yoktur. lo hassa bir nokta, korka i pılmamasında rol oynar. disi, romanlrına weli » kadar, ki vakanın mite safhalarda nasıl bir seyir bile inkişaf edeceğini, il Mr iken in ik erisi , o m aris e iş gelmekte heme Tik siyetidir. Bu ciheti kendisi anlatır gülümsemiş ve şöyle demi: — Yeni bei kitap yazmi istediğim n, iki ikindi el n 3 alçi evvelden iç bilmem. Başlarke”* i retten daha az imz vard Filip Oppei layarak bu sene sekseni bul

Bu sayıdan diğer sayfalar: