16 Kasım 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

16 Kasım 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

“ ae m VARIZ — 16, Teşrinisani. 1929 —— NES Asfal Türkiye için te Ankaranın tmarıişleri ile meş- | gul olan ecnebi mütahassılar or. taya bizim için çok mühim bir prensip meselesi atmışlardır Mep- hur Alman şehir mimarı M.Yan- senin iddiasına göre Anl ara ve muhiti için yolların asfalt yapıl “eği'dir. Zira asfalt yol “imine uygun olmadığı ve yokuşlara tatbiki ızdır. Ke; rin İnşa masrafı, rah ise ması doğru deği Ankara (l gibi iniş imkâ I zalik asfalt yolla- ağır, bakım mas- son derece fazladır. Ankara imar mü- dürlüğü Berlinden bir yol müta: | bassışı bulmuş ve kendisi ile bir mukavele akde Bu yel | gelerek me Ye malzemeye gö Onun için tmiştir. müta hassısı burada ikli re İcap ed Ankaraya €n yol sistemini tayin etmedikçe on para sarfedilmeme- İ sine karar veri miştir. Halbuki herkön biliyor ki daha beş altı ay evvele kadar Anka: ra şehrinde ve civarındaki yolla. rn umumiyetle asfalt yapılması fikri takip ediliyordu. Hatta bu fikir yalnız Ankara için değil, bütün memleket için bir ideal inde görünüyordu. Netekim İstanbul ile Ankara arasında bi asfalt şose yapmak İ projeleri geçen sene gazeteleri ! uzun zaman işgal edip durmuştu. Geçen sene deal bize memleketimiz | gibi gürünen asfalt di hatalı bir sis- ası ibret ve in- &ki- edilecek bir ha T ör edelimki daha imar işlerinin başlan İçin bir dc disedir yol ve t yol hlikeli midir? cında iken bizin için asfalt yo- lan zararlı ve yalnış olması ihti mali nazarı dikkati celbetmiştir ve Ankarada yol inşaatına esaslı surette başlamazden evvel bu meselenin bir kere mütehassıs - lar arasında halledilmesine karar verilmiştir. Eğer Ankara şehri ve muhiti için asfalt yol sistemi zararlı ola- | caksa ayni hükmün diğer mem- leket yolları hakkında da varit bulunduğu şüphesizdir. Onun için Ankara imar müdürlüğü tarafın dan bu muhitte tatbik edilecek yol sistemi tetkik edilirken ve sırf bu iş ile meşgul olacak bir yol mütahassısı getirilirken bu işin | bütün bir memleket meselesi ok duğu nazarı dikkate alınması ve binaenaleyh meselenin bu geniş çerçive dahilinde mütalâa ve hal- ledilmesi lâzimgelir. M. Yansenin asfalt yol sistemi- nin Ankara ve mubiti için iyi netice vermiyeceği şeklinde vaki olan ihtarı, diğer bir noktai na- zardan kiymetlidir. Bu da büyük memleket işle- rinde ecnebi mütahassıslar kul lanmak hususunda yapılan maddi fedakârlıkların boş ve beyhude olmadığını anlatmasıdır. Filhaki- ka bütün dünyaca kıymeti tanın- mış bir mütahasusı kullanmak her şeyden evvel bir para mese- lesidir. Fakat bu yolda verilen paralara mukabil bazan bufeda- kârlıklarla kabili kıyas olmıya- cak faideler temin edilebilir. Mehmet Asım Mesut hayat nedir? İngiltere darülfünunlarından bu sene mezun olacak gençlere ha- | yalta mesut olmak için ne dü. şündülileri sorulmuş ve bunların hazırladıkları cevaplar tetkik ve tasnif edilmiştir: Gençlerin mesut yaşamak için düşündüklerini dikkat ve hür | metle okuduk. Gençler tara fından tetkik edilecek ve dinle necek en mühim wievzulardan biri budur. Gençlerin bu hususta verdik. leri ilk rey, sağlam bir sıhhat | etrafında toplanıyor. Bunun ka. dar doğru ve makul bir şey yok- tur. Gençler, mesudiyetin ilk esa- sı olarak sağlam sıhhati göster- memiş olsalar bugün yirmi yaşın- da olmak hakiımı haiz olmazlardı. Gençlere / göre mesudiyetin ikinci esası şen olmaktır. Biz bu bususta berabör değiliz. İnsan şen olmazsa da mesut olabilir. Gençler daha sonra mes'udiye- tin üçüncü esası olarak, kabiliye- te muvafık bir meslek ve emin | bir istikbali gösteriyorlar, Bundan sonra gençler, mes'ut olmak için, iyi bir zevceye sahip olmağa rey veriyor bir ikmal ediyorlar, ve reylerini şöhrete malikiyetle temiz 20 yaşındaki gençler'n bu dü- şönceleri hürmetle dinlememek mümkün değ | şehrine yetinin harptaki Alman | Günün siyaseti Alman faşızmi Dün gelen telgraflar arasında iki dık bir havadis. nazarı dikkati ayrıca celbedecek mahiyette idi. Almer Çelik miğferler “cemiyeti azasından bir heyet İtalyada Milano gitmiş ve belediye reisi ile büyük memurlar merasimle karşılanmışlar. Şu küçük havadise Milâin rüesal metnin basit bir müsafir per verliğinden başka bir şey hisset memek şüphesiz hatalı olur. Eğer Milân şehrini ziyaret eden hey'et meselâ Fransız Radikal s0s- yalist fırkasına mensup olsaydı, bel- ki de merasim yapılır, fakat bu me- rasimin ancak Fransız milletini ren- cide etmemek için yapıldığı bilve- sile ima edilirdi. Halbuki sabık düşman Almanya: nın, hali hazırda resikârda bile olmıyan ve harekâtı ile Fransayı düşündüren bir siyasi fırkasına Ketşı cemile ib- tarafından | cazma hiç bir mecburiyet yoktu. Aynı zamanda Çelik miğfer he- düşmanla- rından İtalyayı tercihen ziyaret et- mesi de hususi bir manayı haizdir. Bu ziyaret ve bu kabulün sebebin milliyetperver faşizmin diğer mem- leketlerdeki o milliyetperver anasıra karşı gösterdiği teveccüh ve irtibat- ta aramak doğru olür. Faşizm, âlemi siyasette kendine mahsus bir çığır açmış, bu çığın tevsle çalışıyor. o Faaliyet sahasında şizmin rakibi enternasyonalizimdir €Gc entrenasyonalisx (ocereyan varsa İaşizm ona karşı veçhe almıya mecbuldur. İşte bu sebepten dola- yıdır ki, İtalyan siyaseti radikal Frans sadan günden güne ayrılmakta ve diğer milletlerin milliyetperver bı zıplarına karşı temayül ve teveccü- hünü saklamamaktadır. Bu siyssetin Avrupa üzerinde nasıl bir tesir icra edeceği sualdir. Versay ve Senjermen mü- ahedelerinin O aktindenberi Obenüz on bir sene geçüği halde ti lârin kardaşın arası günden güne açıl mak ta ve Fransa ile İtalya başka başka kamplarda yekdiğeri aleyhine çalışmaktadır. Şu bir kaç sene zar- fında Korsla, Tunus Tanca" mın- takası, ve hatta Sürye mandası iki siyesetin karşılaştığı sahnelerdir. Aynı zamanda Fransanın hima- yesine güvenen Yugoslavya ile İtal ya arasındaki hadisar ta Paris ve Romada tesirini göstermekten bali kalmiyor. Vaziyed hülâsa edecek olursak şu kanaate varırız ki, Versay mu- ahedesinin en şedit muhalifleri olan Çelik miğferlilerin İtalyada gördük- leri hüsnü kabul, âdt bir mihman. müvazlıktan ziyade faşizmin İtalyan siyasetine çizdiği yeni veçbenin te- zahüratındandır. Bu gibi tezahüratın Fransa ile İtalya arasındaki bürudeti izaleye hizmet etmiyeceği İse aşikârdır. M. Gayur cayi İngiltere imperatorluğu İngiltere kıralı beşinci Corçun geçen hafta zarfında, hastalık ve nekahet arasında geçen uzun bir sonra Londraya evde İngilizler tarafından büyük tezahürlerle karşı- lanan bir hadise teşkil etti Bu ha. | disenin Tedünniyaım tetkik etmek faldeden hali değildir, Kıral Corç 1910 senesinde ba- bası Kıral Edvatdın tahtına duğu zaman arzın sekeresinden (1,400) milyonu kırallıklara, (300) milyonu cumbutiyetlere tabi bulu- muyordu. Bugün ise iş aksinedir Yer yüzünde yaşıyan Insanların bir milyar 50 milyonu cümhueriyetlere, 650 milyonu kırallıklara tabidir. De- mek ki eskiden beşte dördü kıralcı ölan İnsanların bugün üçte ikisi cümhuriyetçidir . Kıralı yaşayan 630 milyon insanın 450 milyonu İngilterenin hükmü altında bulunu- yor. Geride kalan 200 milyon da İtalya ve Japonya, İspanya, Norveç, İsveç, Romanya, Yugoslavya, Mısır, Habeş ve Seyamdadır, Bu memle- ketlerin bir kaçında da kıralık, emin bir yaziyette değildir. . Nasıl emin olabilir ki dünyanınen emni. yetli sayılan tabtları bir anda ziru- zeber olmuştur. Rusyada Romanof- lar, Avusturyada Hapsburglar, Al manyada — Hohenzolemler, Cinde Mançülar ve Türkiyede Osmanlılar bunun en cani; delilidir. Aceba İngiliz tahtının bir istisna teşkil etmesindeki sebep nedir? Biz burada ancak zamanımıza «it ve İmperatorluğa (müteallik olan ©n mühim sebebi izah ile ikdfa edeceğiz. Umumt harpten beri, İngiltere dominyonları, İngiltere parlemento- sunun İdaresi alunda bulunmaktan, onun tensibi dairesinde yaşamaktan temâmile kurtulmuşlardır. Eskiden bütün imperâtorluk eczasını birbi. Otur. rine bağliyan bu parlemento oldu. | gundan ona “İmperatorluk (Parle- mentusu deniliyordu. Dominyonların, İngiltere parle- mentusurun hâkimiyetinden (kur. tulmasını müteskip ona Britanya parlementosu o denildi OBu gün İngiliz parlementosuna tabi olan yegâne memleket Hindistandır. İn- giltere parlementusunun İmperator- luk eczası arasında bir bağ teşkil devirden: # etmesine imkân Mr kten sonra bu, vazife Horala veri ve kıral imperatorluk o eczasını “birleştiren nokta oldu. Şayet, bu bağda çö- zülecek olursa İmperatorluğun &ki- beti, inbilâl olur. Bu noktanin teammülü neticesinde İngil'ere de kıralık makaminin ihtaz ettiği ehemmiyet'n sebebi derhal anlaşılır. Çünkü kıralık makamı yıkılacak Olursa onunla beraber İngilterenin bücün dünyeyi nufuzu onunla birlikte ( İngilterenin sanayi hayatını temin eden bütün malt, idari, bahri, muvasale şebekeleri yıkılır, Bu itibar ile İngilterede kırallık eski ve ananevi bir müesseden fazla bir şey olmuştur. Çünkü kıral yalnız İngilterenın kırah değil, ayni zamanda odomniyonlardanda her birinin kıralıdır. ve İmperatorluğu birleştiren bağdır. Hali hazırda henüz bu yeni şekil ve cum Tahatsizliği derin bir endişe ile takip olunmuş onun Şşifuyap olması büyük bir sevinç ile karşı- Jaşmışur. Âtide ayni vazıyer devam edecek mi? Âtinin en mühim mev- zularından biri budur Ömer Rıza Avrupada ( VAKIT ) Sinema darüllünunu Tedrisat kitap üzerinde de- İğil perdeüzerinde yapılıyor Belçika muhabirimiz yazıyor: * Üniversite Sineyrafık , o namile merkezi Brükselde bir teşkilat vardır. Bu teşkilâtın gayesi filmlerle mubtelif memleketleri ve servet ve senayilni birbirine tanıtmak ve bir mektep gibi devam edenleri filmle mübtelif mevzu- larda yetiştirmektir. Meselâ; Demir senayil, demir çikan muhtelif memle- ketlere ait filmleri mebdeden münte- haya kadar bir seri halinde gösteriyor. Meselâ bu seriyi takip eden bir şahıs demir nasl çıkar, nasl eritilir, muhte İf memleketlerde kullamlan usul ne dir? “ Ofnrno ne di? — Demir nerelerde kullanı. Hep öğretiyor. Bu meyanda mabsuleta ait kısımlar da var, meselâ elma Avrupaya nerelerden geliyor, elma bahçeleri ve fenni top- lama ve manipülasyon tertibatı, bu memleketlerde nedir, talsilât filmle takip olunuyor. Seyyahin kısımları var. Bütün touriş tk şehirler wra ile gösterliyor. Bu cemiyetin Avrupa ve Amerkada tep kilatı ver. 6 milyon nüfusu olan Belçi- kada müdavimlerinin adedi 2,720.00 imiş, Bütün mektepler Maarif nezareti vaslasile #za imişler.. Gayesi: bü lökratif , dir. Binaenaleyh bu teşkilât ve filimlerden istifade edecek memleketlerden yalnız masrafının temi- nini talep ediyor. Eğer Türkiye dahil olursa Türkiyeye alt yapılacak bütün gösterilmesini taahhüt ediyor. Propa- ganda filmlerini alan kendi de varmış Ve sadece masrafı muka- bilinde film aliyorlarmış. Muhtelif | vilâyetlerimizin güzelik ve servetini bizzat harice tanımak İ başka memleketlerin mesel tarzlarını da mevcut filmlerden istifade ederek öğretmek scaba çok faydalı olmaz mı? Geçen sene bize resmen de müracaat etmiş” ler. Mahiyet ve teşekkül tarzları hakkında İktisat. vektletinde melümal varmış. bize ve ve — - - Bu günkü muhakemeler Bugü ağır cezada “ Kronika, gazetesinin Türklüğü tahkir, ikinci cezada gazetelerin irdşa meselesine dair müheyyiç neşriyat davalarının mubakemesine devam olunacıkür' istiksarını bulmadığından Kıral Cor- propaganda hilmlerinin bütün dünyada | atelyeleri | i ve faaliyet İğ ğ | İ birkaç nesil sonra gelen Yeni bir tedbir Dünkü gazetelerde Ankara çekilmiş pek ehemmiyetli bir t raf vardı. Günün bülün Ö haberlerinin kargaşalığı arası kaybolması, göze görünmen çok mümkün olan bu telş üstünde inatla durmak lâzım Adliye vekâleti, ceza k4 nundaki bir maddenin ağu tırılması için Meclise bir te lâyıhası vermiye hazırlanıyor” Şiddetlendirilmesi karar ali alman maddeler, rüşvetten bal denlerdir. Son senelerde yeni bir nül ne şahit olduğumuz bu eski « din kökünden koparılması ! zaten yeni bir tedbire ibti vardı. Bunun idare makinesi başında bulunanlar tarafın! görülmesi insanı sevindirir. Bu memlekette rüşvetin ta hayli eskidir. “ Fuzuli, meş * sikâyetname ; sinde: “ Sel verdim, rüşvet değildir. diye madılar! , demiyor mu ? > Galip, , başka bir telâkkiyi ort koymuş “Hüsnü aşk, ının uğ dığı tarizlere karşi : “ Esrarını mesneviden aldi çaldım veli miri malı çaldım gibi pervasız bir cevap veri ten çekinmemişti. Miri Lari çalınmasında fazilet ve abii yaralıyan bir fenalık görmem bu ne biçim mantıktır bilmi fakat bildiğim birşey varsa, telâkkinin gitgide azıttığı ve hayet: Devletin malı deniz, ? miyen onu domuz! , gibi bir şekle girdiğidir. Sonra bütün dünyada röşli komusyonculuğun bir başka * lüsü halini aldığıda ispata © mez bir mütaarife olmuştur. nun, çetin bir itiyat, kökle bir hastalıkla çarpışacak der Bunu kanun adamlarımız da dikleri içindir ki madderi kinleştiriyorlar. , Fakat, Mecllag verileceği zilan Myrhanm”gti cephesi Biri rüşvet alânlâ verenin ların ağırlağtırmak, öteki mef lara iftira edenlerin amansı# surette cezalandırmak. İlk bakışta pek makul £ nen bu Ikinci kayıt, korkar” ilk kısmın yürüdüğü hayırlı la sarp bir'set gibi dikilec” Memurlari . korumak ta | ama bir gayenin ele geçiri” için çekilen silâhı, gene K İ elimizle körletmemek şartile * «İl Zaten rüşvet alanla ve esi ni derecede kabahatli say39 hun, cürme siper gibi bii? olur, İspat “edömemek Wp mevkiinde kalmak endişesi barlara da mani olabilir. p Hazır sirasi gelmişken #9 yi ve vicdan hastalığına kariyi sursuz bir ilâç bulunsa C di riyet adliyesinin bu nokt? teşhis kabiliyeti, titiz hast” şükrana lâyıktır. N Seyyal) Bü (<3 Teşrinisani N 1929 Güneşin doğu; Namaz vakitler! , İN Sabah Öğün ikta Akşam Vİ 3 gi ILS7 434 16 Bugünkü hav? Rüzgür mütahavri hava ek“ inenler,

Bu sayıdan diğer sayfalar: