25 Şubat 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

25 Şubat 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 4. — VAKIT 25 Şubat 1930 Münürün konseri Üs uzun hasret yılından son- ra, dün gece ilk Konseri dinledik. Bu konserin ehemmi- yeti, sade birikmiş hasretlere cevap vermesinde değil, onunla şark musikisinde yeni bir çığır ve yeni devir açılmasndadır. Solist konserleri, bize yabancı sayılır ve musiki tarihimizde bir eşi de kaydedilmemiştir. Şekle ait olan bu yeniliği işaret ettikten sonra konserin asıl hüviyet ve bünyesini talile çalışabiliriz. Program, dörde (ayrılmıştı. Her kısımda ayrı bir itinanın, kuvvetli bir seçme kabiliyetinin izleri görülüyordu. İlk eseri «rast ,, gibi anaç bir makam- dan almak ve Dedenin “Kârr- nev »ile başlamak, ince bir zevke delâlet ettiği kadar mu- azzam bir ruhun fatihasıda olmuştu. Bu konser, o kadar bücum edilen zavallı alaturkanın ne şanlı bir varlığı olduğunu ispat eltiği için iki değil, bin kere kıymetlidir. Perde açıldığı vakit, boş bir sahneyle karşılaştık. Biraz sonra önde Münür, sonra büyük Cemi- lin oğlu Mes'ut, sonra Ruşen girdiler, Salon en küçük bir mızrap dokunuşile ürperen tellerin inil- tisini baştan başa gezdirecek kadar derin ve hassas bir süküt içindeydi. Bu ibadet havasında kaba rastı yoklıyarak dalgalanan boğuk kemençe nağmeleri du- yuldu. Küçük fakat san'atkâr bir taksim biterken kârınevin ilk usta: ruhani bir fetihle gö- © nülleri kucakladı. Münürü “Biri- cik,, yapan o yumuşak, o ipek ses (o tutuşturduğu (gönüllerin ateşine uzanıyor ve zaman Za- man bu ipek ses, ateşe düşmüş bir tel saç gibi kıvrılıyordu. Surdinler, kalbi nağmeler, vari- asyonlar harikulâde idi. O sesin sibrile sanki sazlar da kendinden geçmiş , birer gö'ge haline gel- mişti. Allahın sazı karşısında kul yapısı varlıkların bu bay- Yarım asır eecelki ; VAKIT Efganistan oümerasın- dan Mehmet Canın bu yakınlarda tekrar ingi- dizlere hücum edeceği Kâbil Malküfede itikat olanmakta olduğu bazı mahallere gelen telgraf- lardan anlaşılmıştır. * Tulumba alayı mira- layı Mont Jişinin birkaç gündenberi namizaç ol- duğu mervidir, * Dünkü gün Moskoya şehrinde zühur eden ha- rikte mektebi ffinun ile birçok müzehaneler muh- terik olmuş ve hayli talebe tevkif edilmiştir. altına Ah, canım dadıcığım ! İlân hürriyetten bir sene son- ra idi. Selânikte, Kurrahane karşısında üçüncü kulübün he- yeti idare odasında oturuyorduk. Kolağası C..., yüzbaşı N..., sivillerden, Ş..., R..., 1... Beyler vardı; öteden, beriden konuşu- yorduk; C... Bey dedi ki: — İspirtizme mi, nedir; hani masa ayağını kaldırırmışta 80- rulan suallere cevap verirmiş? Dün gece, beş on arkadaş biz- de toplandık. Uğraştık, uğraştık bir şey yapamadık. Bu işi yapan birini tamyor musunuz? Pek me- rak ettim doğrusu. Ş.. Bey manalı bir nazarla İ.. Beye baktı ve sonra: —Pek uzakta değil, dedi, işte karşında duruyor. C... Bey yerinden fırladı; o zaman pek genç olan İ... Beyin boynuna sarılarak : — Oh, benim cici beyim ne olursun ? Allak aşkına, bir masa bulalım da bir şeyler yapıver; bilsen nekadar merak ediyorum, haydi anam, haydi kardeşim. Diye yalvarıyordu. Hep birden zavallı gence hücum ettik. — Peki, dedi, bana bir sehpa getirin. Ondan kolây ne var? Hemen içtima salonundan bir sehpa al- dık. 1... Bey aramızdan daha iki kişi ayırdı, bir de kendisi, üç! ranlığı, bu vecitli silinişi, bana birkere daha kul ile rabbin ara- sındaki dolmaz uçurumları ha- tırlattı. Kârmev bitince Ahmet Rasi- min suzinak şarkısına girildi. Bir şarkının ahenkli bir natı- ka ile nasıl konuştuğunu duy- mak için, onu bu genç yaşında büyüklük payesine ermiş san'at- kârm ağzından dinlemeli. “Neden hiç durmadan.., şarkısı Mes'udun mes'ut bir gi- rizgâhile başladı. Tambur, zaten içli bir saz, ilhamlı bir mızrap ona ne engin bir belâgat veri- yor. Bu fasıl başladığı gibi yük- sek ve müstesna bitti, O muballet nağme sahifesine zaten « şehnazdivan » dan daha güzel bir imza alamaz. Her “ Heyhey ,, e sanki « Çamlıbel » den akisler geliyor, sanki sazla- rından ayrı düşmüş âşık ruhları cevap veriyordu. İkinci kısımda saza öbek öbek kıvılcım yağmurları halinde ka- nun da karıştı. Fıkırdak bir ahenk kaynadı. Artaki, ne per- vasız parmaklı bir san'atkârmış meğer |... Gecenin en dilber eserlerin- den biride “ Akşam olur, par- çasidi. Daği makamı Türkün Ruhi Beyin defterinden : 6 i Ah, canım dadıcığım! Ne oluyorsun yahu? Hiç öyle şey olur mu? Ben medyom muyum? Sonra ellerini masanın uzattı... Ellerimizi, baş ve küçük par- maklarımızı bir birine temas et- tirmek suretile masaya koyduk. Pek hafif tutuyorduk. Bir iki dakika geçti İ.. Beyin verdiği bir emir ile sehpa bir ayağını kaldırdı, sonra İ... Bey, C... Beye dedi ki. — Bu oldu, şimdi ne istiyor- sunuz? — Canını sevsinler, benim dadıcığımın ruhunu getirir misin? — Çalışırım; fakat siz şimdi hiç bir şey söylemeyiniz. .. Bey masadan C... Beyin dadısını istedi, Bir dakik sonra masa da harekete başladı: — Tak.. tak., tak. — Sen kimsin? — C.. Beyin dadısıf — İsmin? —.. (mot defterlerimde bu- rası biraz Silinmiş oldu; an okuyamadım ) > pi Biz hayretle bakıyor ve dinli- yorduk; “rele GC. Beyin hayret ve memnuniyetine nihayet yoktu. y sordu; C.. Bey, nasıl? — Odur; vallahi ismile, cis- mile odur. — Dur canm, yemin etme; ismini işittin (ama cismi nerde? Onu görebiliyor musun? * Bak dinle, soruyorum; — Sen kaç sene evvel öldün? — On sene. (Bitmedi) bir mükemmellik yaşatılan bu konser Okabiliyetin son ufku değildir. Eğer Münür isteseydi, bu ufka yeni bir asuman daha ilâve eder, yeni yıldızlar, başka güneşlerle gözlerimizi kamaştıra- bilirdi. Çünkü ufkun bakanların seviyesine göre değiştiği meşhur bir hakikattir. Belki o nezlesindendi / genç san'atkâr asıl ana sesini pek az kullandı.” Mahur yükseliş istisna edilirse hep kanmıyan susamış çöl yolcuları gibi bu ses serabında dudaklarımızı uzatmış- tık. Okuyuşta değişiklik, elbette çok iyi, amaasıl ana sesi dinlen- dirmekte kullanıldıkça... Meselâ kârmev gibi klâsikler de bu yol bırakılabilirdi. Ah hotkâmlık!. Bakın, bir az evvel hem nezle olduğunu söyledim, hem seda namahremliğinden şikâyet edi- yorum. İnsanlık işte, bir türlü kusurdan kurtulmak kabil olmu- yorl... Yalnız son söz olarak ilâve edeyim ki Münür, yaratılışın olduğu kadar, sâyinde harika- sıdır. Yıllarca süren meşk ve aşkının mükâfatını sabrına borç- ludur. Genç istidatlar ona ör- VAKITIN ŞEHİR HABERLERİ Emanette Mağşuş gazlar Kolza fabrikaları kar atılacak Yapılan şikâyet üzerine Ema- net gazları tahlil ettirmiş, netice- de bir çok'arnın kolza yağile tâğşiş edildiği anlaşılmıştır. Emanet tahkikat yapmış, Şiş- lide, Topanede birkaç kolza yağı fabrikası bulunduğunu tesbit etmiştir. Bu fabrikalar yüzlerce ton kolza yağı oçıkarmaktadırlar. Halbuki memleketin hakiki kolza yağı ihtiyacı birkaç tonu geç- memektedir. Emanet bu fabri- kaların kapatılması için Ticaret müdüriyetinde teşebbüste bulun- muştur, Bütçede tasarruf Cemiyeti belediye Bütçe en- cümeni dün toplanarak 930 bütçesinde tasarrufat yapılması için müzakerelerde bulunmuş, muavin Hâmit ve muhasebeci Nuri Beyler davet edilerek ken- dilerinden izahat alınmıştır. Bütçede maaşat kısmından 90000, müteferrik masraflardan 30000 lira tasarruf yapılacaktır. Vilâyette: Kolaylık işler kırtasiyeye bo ğulmıyacak Vilâyet rüesası ve daire m dürleri vali vekili muavin Fa? Beyin riyasetinde (toplan vilâyet işlerine dair görüşmü ve bazı karalar vermişlerdir. | Bu kararlar arasında bilb kırtasi muamelâtın önüne ge$ cek bir karar vardır. Bu göre, vilâyetin her dairesi haftada veya on beş günde bi yabılacak içtimada o daire tarafından memurlara cari amelât için lâzım gelen malümat verilecek, icabında dilerine kanuna, Oo talimatı! meye dair sualler sorulacakt Çünkü memurlardan bir çoğ! muamelâtın ne suretle yapılmâf lâzım geldiği bilmediklerind bir mesele hakkında birki defa daha yüksek makamd istizan etmektedirler. Bu sure” işler uzamakta, muamelât tasiyeye boğulmaktadır. Bu ki rarın tatbikından sonra memuf” lar müamele usullerini daha cekleri için işler .. * * a * 4 i Tercümanların imtihanı) sabuk çıkarılabilecektir. Bune Dün Emanctte 14 tercümanın İngilizce ve Fransızcadan şifahi imtihanları yapılmıştır. Perşem- beye tahriri imtihan yapılacaktır. ——— Hüseyin Rağıp B. Moskova büyük elçimiz Hü- seyin ORağıp B. evvelki Ogün Odesadan hareket etmiştir, EL çimizin bindiği Loit Tryestinonun Kampidogliyo vapuru perşembe günü limanımıza gelecektir. Aziz elçimiz ertesi cumaj günü am karaya gidecektir. Besim Ömer Pş. Üstat Dr. Besim Ömer Pş. birkaç gündenberi göğüs dar- lığından muztarip bulunmaktadır. Hastalığı daha birkâç gün de- vam edeceği söylenmektedir. Kıymetli müderrise acil şifa temenni ederiz. Borsada İngiliz lirası İngiliz lirası dün borsadal041 kuruşta açılmış ve 1044,5 kuruşa kadar yükseldikten sonra 1041 kuruşata kapanmıştır. Son gün lerde ihracat dolayısile döviz satışları arttığı gibi dünde bor- Oryant bank 5500, Selânik 2500 Hiriso ve Levi 1000, Şar- kı karip, Kommerçiale İtalyana ve İlyosko bankaları 5 yüzer Is- terlin satmışlardır. Bayram Pazar günüdür İstanbul müflülüğünden : o Ramazanı şerifin yirmi yedinci gecesine müsadif 96 şubyt 1930 salı günü akşamı ( Çar- şamba gecesi ) Leylici kadir 2 mart 930 sada İş bankası 13500, Doyçe ik bankası mesalih erbabinın çok edeceği şüphesizdir. istifi İnhisarlarda; Tütünlerimiz ve Mısıf Mısır hükümeti yeni güm tarifesini . tatbika miş Şiwdiye kadar Mısırda ;€€i tütünlerinden alınan 100 ku gümrük resmi bir cemile olm üzere bize 80 kuruşa indirilmiş Halbuki yeni tarifede bu k rılarak bütün tütünlere 85 ku resim konulmuştur. Haber aldığımıza n Türk mahsulünü rakipsiz kan eski müsaadenin ti: verilmesi oiçin tütün inbi: idaresi (o tavassutta bulunmaği karar vermiştir. Şişe fabrikası Müskirat inbisarı her sefi idarenin harice verdiği iki bin liradan fazla şişe p dahilde o kalmasını temin memleketimizde bir şişe fab kası açmağa karar vermiştir. Küçük ecza şişeleri ve © tüpler de yapabilecek olan asri fabrikanın henüz yeri te edilmemiştir. Müskirat inh umum müdürü Asım B. bu susta bir proje hazırlama” dır. “VAKIT,INTAKVIM Salı i Şubat 1930 Kaair gecesi Güneşin doğuşu: 6,42 — batış * Ayın doğuşu : 5,56 — baş * Bu geceki 7s a X , 501) i haz denizleri üstünden bir fırtına | neklerinin en güzeli diye bak- ünü de Bayram oldğu ilân olunur. İğ i/far :27,55 Oimsak? Avrupada Todarikisı ve, gibi geçiyor. Halk çıldırdı ve onu | malı, bu a yara- yi Fitr. — e il feriye moda hükmöne| |. ker” TAEK İstedi. baci kilan ifaya > alaalir e Namaz vakitleri , girdiğinden ispanyanın Ş eni orko debili İl. gezi An Ora Edüa Sabah Öğün İkimi Akyam Yag dahi kuvvet maliyesi mü- Yukarda konserin hususiyetin. | omsikisinin bizzat kendisi, ei K. Kp Ke Sas iza ass 745 saif olmadığı halde üç (| den bahsetmiş, dilim döndüğü | miş, yaralı vücudu ile ona selâm | Pofde7im m 9 Bugünkü hava oo W kıt'a süfeni harbiye in- | kadar ehemmiyetini anlatmıya © duruyorl ei il ri ci Rüzgâr Poyraz , had ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: