7 Eylül 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

7 Eylül 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

; İduran'polis komiserini yaraladı. i t | i pi ii 1) ##iyordu.'Bu smada kapıda durmak E———2 — VAKM tül 6 Ey Ri. Muharririmiz bu telgrafında şult Btafsilâtı vermektedir: Bazı kimselerin Anadolu gazete $i idarehanesine giderek orada bul! dukları muharrir Nuri Beye Fethi Bey aleyhinde yazı yazmamağa ye min ettirdiklerini işitince doğru oto bile atlryarak Anadolu idarehane- $ine gittim. Bu sırada matbaa zabı tanın muhafazası altında bulunu- Yordu. Yukarıya çıkınca Anadolu muharrirlerinden hâdise hükkında “tafsilât istedim, onlarla konuşurken! # pencereden dışarıya bakanlardan biri: — Geliyorlar! Dedi, kim, ne, niçin geliyorlar- dr7. Bunu anlamak için pencereye yaklaşıp dışarıya bakınca kalaba- hik bir zümrenin matbaa önünde hasmane nümayişlerde bulunduğu- mu gördüm. Bu sırada dışarıya çı- kıp kalabalığa karışmak ve'çekilip! gitmek mümkündü, fakat gazeteci- ik merakı ve vukuu muhtemel her hangi bir hâdiseyi tamamen mahallinde görebilmek arzusu ok duğum yerden ayrılımama imkân bırakmıyordu. Matbaada ne olacağma intizar ederken dışardaki gürültü yaklaş- ve: — Kahrolsun Anadolu muhar- rirleri!, Avazeleri işidilmiye başlandı, lan büyük kaldırım taşları» nm matbaanın duvarlara, şurasr- na burasma yağmur gibi yağmıya başladığı görüldü. Taşlardan biri pencereden içeriye : girerek odada Kalabalık matbaanın methaline «doğru yaklaşıyor, içeriye girmek is “a olan jandarma neferinin: — Yaklaşmayın, yakarım ha... Diye bağırdığı işitildi; fakat bü! "uma hazırlanan kalabalık bu emri! dinlemiyordu. Polislerin, jandarma ların havaya silâh atmıya başladık ları görüldü, zabıta kuvvetlerinin 1930 aitli. Tavanın penceresinder! iye baktım, aşağıda dükkânda oturan kimseler vardı, onlara ses- lendik; Bize itfaiye merdivenine benzi- yen bir şey uzattılar, ona tutuna- ak indim. Dışardan mütemadiyen silâh sesleri geliyordu. Bu dükkân kapalı idi. İçerden Fethi Beye tele fon ettim, Vakıt muharriri olduğu- mu söyledim, kendisine hâdiseyi! anlattım. — Şimdi oraya geliyorum! Diye cevap verdi. Kısa bir zaman son- ra bir askeri müfreze vak'a mahal- line geldi, müfreze kumandanı: — Türk türke silâh çeker mi? Diye bağırarak halkın arasına girdi, ahaliyi yatıştırdı. Ben de sı- gımdığım üzüm mağazasından ce- bime doldurulan üzümleri yiyerek! dışarıya çıktım, İzmir Palas oteline gittim, Fethi B. beni görünce: — Geçmiş olsun! Dedi, hadiselerden çok mütees- sirdi. RTEŞKİLATI S.C.F.İZMİ İzmir, 6 (VAKIT) — Öğleden sonra umumi bir kongre yapıldı. Heyete Doktor Ekrem Hayri B. Re! is oldu. Azalar Avukat İbrahim Etem, Nuri Fettah, tüccardan Se-! lâhattin Beylerdir. Yarınki nutku dinlemek içini mülhakattan birçok kimseler gel- mektedir. fik beye S. C. F. Istanbul teş- kilâtında vazife verildiği ve ken- disinin bu fırka tarafından Istan- bul şehir meclisi azalığına na- mzet gösterileceği yazılmıştı Refik B. dün gazetemize bir mektup göndererek $. C. Fırkasına da- hil olmadığını ve ismi etrafın- daki neşriyatın tashih edilme- sini bildirmiştir. Kocaeii meb'usu İzmitte çıkan Hür fikir refi- kimiz « Halkım teessürü, başlığı altında şunları yazıyor: Kocaeli meb'usu İbrahim Hak- kı B.in muhalefet fırkasına geç- miş olması Vilâyetimiz halkı üze- rinde çok menfi bir iz bırakmış- tır, Bu teessürün sebebi Ibrahim B. in bir muhalefet fırkasına geç- miş bulunmasında değil belki reylerini sujistimal etmiş olma- sındadır. umumi fikir şudur. Ibrahim B. Halk fırkası na- mına olan meb'usluğundan istifa ve sonra bildiği gibi hareket etmeli idi. O zaman itimat ve muhabbeti- mizi daha ziyade kazanırdı. Biz ahde vefa âşıkıyız. Fethi B.i ziyaret İzmir, 6 (VAKİT) — Mevkii müstahkem kumandanı saat 22 de Esnaf cemiyetlerinden bazıları-| Fethi Beyi ziyaret etmiştir. nın ve liman tahmil tahliye şirketi amelesinin fırkaya girmek'için mül racaat ettiği söyleniyor. . İstanbul teşkilâtını bitir- ç miye çalışıyor Refik Bey tekzip ediyor Serbest oCümhuriyet fırkası Bir tehdit İyesi türk tacirlerini, dürüst türk iş| çisini, çalışkan çiftçiyi ve bütün halkı refaha kavuşturmaktır. Niçin kavuşturulmasın. Refah hakkımız” dır. Milletimiz zekidir, kabiliyetli! ve çalışkandır, refaha kavuşmak i çin lâzımgelen evsafı haiz bulunu- yor. Karşiyakaca İ İzmir, 6 (Hu. Muhabirimizden)| Karşıyakada tezahür fazla oldu. Bazı hanımlar fırka forması nakşi- le Lidere bir bayrak hediye ettiler. Bazı gençler tezahüratta buluna rak nutuklar söylediler. İnce saz (Gazi, İzmir) marşlarını çaldı. Ba- zı gençler Fethi Beyin sesini işit- mek arzusunu izhar ettiler. Fethi B. avdette otomobil üs- tünde şu nutku söyledi: — Büyük Gazi Hz. nin tesis bu- yurdukları cümhuriyet idaresinin feyizli neticelerini yakında ikrak edeceksiniz. Yaşasın Büyük Gazi, yaşasın Karşıyakalılar, yaşasın İz- mirin kahraman evlâdı, yaşasın hür Türk milleti!... İZMİR VALİSİNİN BEYANNAMESİ Dünkü hâdiseden az evvel İzmir Valisi Kâzım Paşa, bir beyanname neşretmiştir. Beyannamenin metni şudur: “Halkın bayrak keşide edeceği günleri kanun ve heyeti vekile ka- rarı tesbit etmiştir. Hükümet vazi» fesini yapmıştır başka yapılmış bir muamele yoktur. Bayrak asmak İzmir, 6 Saat 22,30 (VAKIT) —ve astırmakta tahrik ve icbar eden Mep yeni bir hâdise oldu. Bekçi-İler vardır. Polis bununla da meş- tafa isminde biri! gul olmuştur. Bu esnada müşteki o- len şikâyet ve mü- orakkapı karakoluna gitmiş “be-|racaat eylemeleri pek tabiidir. işten çıkardınız,, sözlerile kara» Fethi Beyin istikbali esnasında kolu tehdit etmişsede yakalanmış-!rıbtımda grup halinde tesadüf edi- tır. İzmir, 6 (VAKTT) — Fethi Bey bugün akşama doğru refakatinde- len ve ötedenberi polisin dikkatini celbetmiş olan müteaddit kimsele- rin tezahüratta bulunurken polisi PR AN e şemeepeemeee yere Istanbul merkezinde Istanbul o- İkilerle Bahribaba parkmı gezmiş o|tahkir eylemeleri ve birini denize cak heyeti toplanmış, içtima geç |radan Bucaya gitmiş, badehu akra| vuvarlamaları komisere tokat atma vakte kadar devam etmiştir. £ |basından avukat eski Edirne meb'-Jları ve diğerine eri Yeni Fırka Ve Türkocakları Meçlis reisimiz yarın İzmire hareket ediyor Elyevm Balıkesirde bulunan B. M. Meclisi reisi Kâznm Pş. Hz. nin İzmirin 9 eylül kurtuluş bayramında (bulunmak üzere yarın Balıkesirden İzmire hare- ket edeceği haber alınmıştır. «Türk dili» refikimizde okudu- ğumuza göre Balikesire gittiği gün Türk ocağını ziyareti esnasında Kâ zım Pş. ocak azaları arasında yeni fırkaya iltihak edecekler olursa bu arkadaşların vaziyeti ne olur? Diye sormüş, ocak idare heyeti de: Türk ocakları Cümhuriyet Halk fırkasınm hars şubesidir. Binaenaleyh oCümburiyet halk fırkasından (o çekilen (oo zevatın Türkocağı azalığından çekilme- leri lâzımıdır, demişlerdir. Taksi meselesi Fort fabrikası Belediyeye bir teklif yaptı Fort fabrikası belediyeye mü- racaat ederek taksi için kendi modelinin kabulünü teklif etmiştir Belediye bütün taksiler üzerinde tetkikat yapmakta olduğu için bu müracaata henüz cevap ver- memiştir. Fort otomobillerde bu tetkike dahil bulunmaktadır. mn kafa Ahmet ve komünistlikten mah küm olan Kerim ve bu meyanda bir kaç sarhoş ve sabrkalı kimseler- K j ördü N , Değ e ğ igdir. i ki ateşle mukabele Mi Des z ere İneği Sml vi yu Faik B.in evini ziyaret et kanun ve ea ve eşe o v lin in ve vilâyetin Cü hi i iye girmiye başlamış. bu yazi) tenkmame ele, Br Ogün idi Gün|herikek bulunduğundan, Halk fırkâsile ve millet vezaifile o” al e fazla : ledi ğ 3 > mi Sami (Serbest otoritesini ve şerefini ve arada muh|lân alâka ve mes'uliyetini vali, ka- yinlerine devam edilmiştir. Ka- /buriyet) olan sahil gazinosunda o- za, ve nahiye ocaklında çalışa- |turmuş, avdetinde Gazinin valide cakların isimleri fırkaca gayet minare ziyaret etmiştir. Otele mektum tutulmakta şahıslar ü- N : zerinde her hangi bir münakaşa- ı a kaniliziei ören; ya meydan verilmek istenme- |$ i mektedir. Fırka kâtibi umumisi Ki meb'usu Nuri B. cuma günü m re Rİ > ye das ind e u ani azim son İzmir ha- u yerinde yaj diselerile alâkadar olduğu anla- |. — Muhterem (Karşıyakalılar!lkıt'a zamanında geri aştı.) O TES'İDE HAZIRLANIYOR şılmaktadır. ii Size bir borcumdu, bunu ifa ede-| Orada polislere hakaret eden bir) o fzmir 6, (VAKİT) — İzmir, e Dün Izmirdeh gelen bir tel. İcektim. Fakat sizin de malümunuz çak çeken,tokat atanlar hakkın- tuluş günü olan 9 eylüle hazırlana grafta fırkanın matbu mizamna- |olsn esbaptan dolayı bu Ziyaretimilda müddeiumumilikçe tahkikata maktadır. Mütoaddit taklar yapılı” melerinden iatesmeltedir. buğüne tehir ettim. Serbest C. Fır) başlanmıştır. . .İyor. Başvekil İsmet Ps: Hz.lerinin tel olan inzibatın iadesi ve bu mü-|nundan v» milletin ruhundan als" hasatı azman GİRİ manken ANE le Beyfendinin şahıslarını müteessir“. |. ç edecek bir muameleye mabal kal- Milletin en küçük ferdine riayet üzre hükkümet lâzımgelen| ve canlı bir alâka ile meşgul olmak, Tr KE Kâzım Pş. Izmir valisi Kâzım Pş. İZMİR, KURTULUŞ GÜNÜNÜ İ Hayatımı lüzumsuz yere tehlikeye i olacaktı, artık, kapıdan iğ imkânsızdı, matbaanın baş! #ia çıkılacak yeri de yoktu. Yalnız camlı tavandan çıkmak belki müm 8 Kün olabilirdi. “Tavan otuz metro W yüksekliğinde idi, buraya tırman- Be maya başladım, içeriye yağan ate- 5 rşundan matbaada barmmak J bulamıyan Anadolu mu- Barrirleri'de beni takibe başladılar. telefon başında imdat is- y le meşgul bıraktık; biribirimi | yardım'ederek tavan penceresi- i © du, buradan bitişik dama geç m, bu bina bir üzüm ticarethane- Ölü müdürler, yaşıyorlar mı an- “lama.., Buna değil insan, taş olsa 'dayanamazdı. Gene sabırlı. ço- ent kib ac içine yediriyor, * mahallenin * çocuklarını ayrı ayrı kendi kaybolan çocuğu adde- d onunla teselli buluyordur. lukça kibar bir zümreye mahsus olan semtin mezarlığında mezaribafri, bu mahalle bekçi- İiğinin imtiyazı ve vazifesi dahi- inde olmakla beraber Rüştü, bu MW işten memnun değildi. Ayni su- olduğu günler di- apısında oturmak ta in ein W ona ayni derecede ıstırap veri- yordu. Çünkü düğün günü böy- ile kapısında beklediği birkaç © ev biliyordu ki, üç beş ay geç- © meden, bu yuvalar arı kovanı halini almışlar, güm diye çökü- © vermişlerdi. Bu, o kadar acı bir şeydi ki © onun Rüştüye verdiği ıstırapten ER a & amm, MUHARRIRI: SELAHATTİN ENİS daha derin daha şamildi. Tabu- tun mezara inişi en nihayet bir müntehanın manzarası idi. Fakat düğün günleri kapısında bekle- diği evlerin içinde kurulan yu- vaların birkaç ay sonra çöküşü teha ile nihayet buluşunu gös- termesi ve bir hayat tarihini ifade etmesi itibarile daha acı ve daha elimdi. Mezar kazmak hoş birşey de- ğildi. Şimdiye kadar kısmetine daima büyük insanların mezar- larını hafretmek düşmüştü. Lâ kin bir gün gelen ölünün küçük bir çocuk ölüsü olduğunu gördüğü zaman, o kadar müteessir ol muştu ki benzi atmış ve top- rağa inen kazmanın, toprağa de- ğil, adeta kendi yüreğine ini- yormuş gibi kendisine derin bir ıstırap verdiğini hissetmişti. O- nun tabutunu toprağa İndirir- isar nişdemiyaf dairpstarle : Balim 1 Bunları ine müsteciri Rejik Bi! teksip ediyor ||” “ Müca pa er e Sabık Istanbul icra reisi Re- İfikir mücadelesidir. Fırkamızm ga'liz Hakkı, rak örtememişti. ki eğer ölmüşse, , hangi mezar kazıcı, oğlu Turhanın toprağını hafret- ,miş, bu küçük ölüyü, bir baba- nın nasıl yıllardanberi hasretle zıcı, belki onun kabrini nizamın ve şeriatin emrettiği şekilde bile kazmamıştı. İhtimal üç beş kürek toprak çıkarmakla ve sonra küçük ölüyü oraya atıp üzerini gelişi gü- zel örtmekle iktifa etmişti. Belki, belki bunların hiçbiri değildi. Harbin tevlit ettiği muazzam facia meydanda idi. Umümi harpte bu toprak neler, neler yutmamıştı ? Tabutsuz ölüler mi, kefensiz cenazeler mi, neler, ne- ler, yutmamıştı?... Kim kendisine temin edebilirdi ki Turhanın ö- lüsü ortada kalmamış, aç köpek- lere lokma olmamıştır?.. Umumi harbin müthiş mena- lakkı, garsonlardan sabıkalı İngi- kıbı kulaklardan silinme- | ana baba kucağında mişti, Binlerce aç insanların sokaklarda sinekler gibi öldük- leri günlerde ayni şehrin kaldı- rımlarnda bu facinlardan islis- mar eden diğer bir dınıf insan, etraflarını kaplıyan haileye karşı kayıtsız, kapıları önünde açlıktan can çekişen insanların iniltilerine karşı geviş getirecek cığarala” rmı içmemişler, bu sesleri bir sinek vızıltısı o sanmamışlar mı idi?.. Bu büyük facia ortasmda ba- bası barpte olan ve annesinden başka hiçbir penahı bulunmı- yan küçük Turhan bir zerreden başka neydi?... Hududu ufukla- ra kâdar imtidat eden bu koca şehrin iki değirmen taşını ândı- ran göz döndürücü azim çarkı arasında küçük Turhan nasıl tu- tunabilirdi?. Ölüye sevinilmemekle beraber, gömülen küçük ölünün bir kız olması, Rüştüyü biraz müteselli etmişti. Gene bu küçük ölü, babtiyardı ki belki son nefesini şef garson Ziya, çatlak o gün buraya g i leniyor. Fakat ya eğer Turbanın annesi ölmüşse, anasız, babasız kalan Turhan, son nefesini kim bilir nasıl cehennemi bir kış gününün bora ve fırtınaları arasında ve hangi meçhul harabenin izbe- sinde (ohakka tevdi etmiş * ti, Kendisi razı idi: Tek bir ke- recik oğlunu görseydi... Hatta şu dakikada küçük Turhanı son nefesini verirken görseydi, elle- rile onun açık kalan küçük göz kapaklarını örtseydi... Rüştü, bona bile razı idi. Bur: ğü nu bile hayatı için bir teselli addedecekti. Lâkin ne elimdi ki tali, bukadar acı bir saadeti bile kendisine çok görmüştü. Bir dağı davirseydi, bukadar yorgun- luk duymıyacaktı, Küçük ö- lünün mini mini kabrini hafret- mek, onu yalçın bir taşı oymak derecesinde yormuştu. Kızın baş ucunda yere çömelmiş, hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve zaman zaman mendilile göz yaşlarını siliyordu. (Bitmedi) ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: