29 Aralık 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

29 Aralık 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 6 — VAKIT 29 Kânunevel 1930 ss Asmalımesçit: Romanımsı hakikat hakikatimsi roman: 27 , J 74 Çıkmadan batan Penfamoh gaze- tesi, Meser Giyindim. Kapıdan çıkarken Piri; — Artık beni sevmiyorsun, dedi, ben gidecegim. Birinci kısmınıbırakarak sözle- rinin ikinci kısmna cevap verdım. — Nereye gideceksin? — Halepte Obir angajman teklif ediyorlar, daha kabul etmedim, sen ne dersin? — Burada boş oturmaktansa kabul etmeni tavsiye ederim. Gayet soğuk bir tarzda söylü- | yorum, Piri hiç bir cevap verme- den yorganı yüzüne çekti, Ben- de çıktım, Server Bedi ile bu- luşmak üzere Meserret kıraata- nesine indim. K Kendi kendime, tramvayda, lânet ediyordum. Nasıl bu ka- dar katı yürekli olmuştum. Nasıl? Öyle zannediyordum ki herkes benim yüzümden içimden geçen- leri anlıyor ve bana ters ters bakıyorlardı. Sirkecide indim. Gramofoncu dükkânlarından bi- rinden eski bir Fransız şarkısının sözleri geliyordu: *Gir. Bir haşkası intikamımı alacak. Giz. Arkana beyhude dönme, git, Aman yarabbi, ne kadar “şu- ridedil,, olmuştum. Bu şarkıyı dinlememek için hızlı bızlı yürü- düm. Fakat o, “git..., diyen se- sin ipliği kulaklarımdan bir e e girdim. Server Bedi : işti. Köşede, mat- e çebreleri emme münakaşa ediyorlardı. in Nazif anlatıyordu: — Evet, eğer bugün hepimiz bu işe karar verir ve bir anonim yaparsak bu gazete çıkar le ya, hem bizden başka ga- zetelere yazı yazan kim var? Hepimiz birden bire çekilelim, gazetede yazmıya başlıyalım ve © gazeteyi 100 paraya satalım, âlimallah ortalığa duman attırırız. Mahmut Yesari, ağzında em- zik gibi narğilenin marpucu bir taraftan önümdeki çıgılı kâğıda tefrikasını yazıyor, bir tarafatan kıskıs gülüyordu. Nizamettin bir kâğıt çıkardı. — Isimlerinizi yazdırınız, dedi. Herkes hem kendi ismini, hem de bu işe gireceğini zannettiği arkadaşının ismini yazdırdı. Baş- “Vak,,tın Tefrıkası : 45 - Kâdinsız. — Parker ölmeli mi, ölmemeli Odada yine dönüp dolaşmağa başladı. Sonra birden makine ba- ref kıraathanesinde ve Her kes bir şey söyledi. Miha- | yet birisi: — Her kesin isimlerinin ilk hecelerinden ve ayni hece teker- rür etmemek şartile'bir isim ya- palım, diye ortaya bir fikir attı, Kalemlere sarıldık ve on da- kika sonra orlaya şu isim çıklı: PENFAMOH. Bu aralık içeri Server Bedi girdi. Hep birden: — Yahu, seni unuttuktu, gel dediler. Geldi. Meseleyi anlattık. Isimle- ri tetkik etti, ve: — İyiki, dedi, unutmuşsunuz, ben Peyaminin olduğu yere gir- | mem. Sonra ilâve etti: — Bu Penfamoh bir gazete isminden ziyade bir kurşun ka- lem markasına benziyor. Nizamettin atıldı ; — Hayır, olamaz, bir kurşun kalem için en münasip marka Kara Davuttur. On sekiz cildi münteşir, elli altısı benüz gayri münteşir ve bülâsası birer ciltlik mabaatlı üç kitap halinde çıkmış, sinemaya alınmak hakkı “Klakson film,, | şirketi tarafından alınarak baş i rolu Duglas Ferbanksa tevdi edilecek olan bir dağ eserin is- i minden daha münasip hiç kur- şun kalem markası olurmu? As- la! Yoktur ve olamaz, bem ol- ! mamalıdır. Zira ve çünkü... Mahmut Yesarinin gölgesi gi- bi peşini bırakmıyan aktör Kont Saffet söze alıldı: — Hım, biliriz... Nizamettin, etraftan yükselen kahkahalar arasmda © vereceği cevabı unuttu, Hoş, onun bir söz söylemesi için hatırlamasıda lâzım değil di yal Server Bedi ile bir köşeye çe- imiştir, itaraftan da rabıta marifetile yapılan itedir. Menemendeki ulu ş (Üs tarafı birinci sayıfamıda) Manisada yeniden 18 erkek ve 4 ka dım tevkif edilerek Menemene getirildi ler. Mevkuflar ihtilâttan memnu ve ayrı ayrı yere kapsedilmizlerdir. Mür teciler Manisadan çıkmea Menemenin| Bozalan köyüne gelmişler ve bu köyde on gün kalmışlardır. Tuhkikata bu noktadan da yet veriliyor. Bozalan köy halkı bu ih/ bur imamı İlyas, ve orta mektep kâ- #ibi Ahmet Efendiler vardır. Manisada tevkif edilenler (evvelâ Manisa müddei umumisi tarafından İ- fadeleri alınıyor, badehu Menemene! sevkediliyorlar, MANİSADA TAHARRİYAT Manisa, 28 (Hususi) — Dün gece Şüpheli eşhasım evinde yine thaarriyat yapılmıştır. Orta mektep kâtibi Ahmet tabur imamlarından İlyas ve Osman efendiler tevkif edildiler, ŞEYH HALIL İZMİDE TEVKİF EDİLDİ İzmir, 28 — Burada şeyh Halil is minde bir şahıs tevkif edildi. Şeyh Ha Til Balrkesirli ve kadınlar tekkesinin şeyhi ve ayni zamanda Fethi B.in Ma hıkesiri ziyareti günü intişar eden İs. tiklâl gazetesi sahipleri İbrahim Süru- ri ve Mustafa ve Abdullah Er. lerin| babasıdır . Tahkikat neticesinde Şeyh Halilin! evvelâ Somaya gelerek bir ay kaldığı ve İzmirde Aydın şimendifer kumpan- yası memurlarmdan “Salâhattinle sıkı muhaberatta bulunduğu anlaşılmıştır. Şeyh Halil İzmirde Eşrefpaşa mahal- lesinde tenekeci Ahmedin evidne w- zun müddet misafir kalmış ve Aydma da geçmiştir. Şeyh Halil Aydından av detinde İzmirde yakayı ele verdi ve Me nemene sevkedildi o Balıksirde bir de Namik isminde bir şahis tevkif edil İzmir, 28 — Menemen hâdisesi mü- nasebetile bir taraftan Adliye, diğer tahkikat büyük bir süratle ilerlemek- miş ve İstiklâl gazetesinin çıktığı mat- baada da tahariyat yapılmıştır. Fakat bu sabah (Ankara) dan (İzmir) e ge len bir telgfta İbrahim Sürari Beyin Suriyeye firar ettiği bildirildi. Halbu ki bu zat bu dakikada mevkuf bulun- maktadır. HADİSE ŞUMULLUBÜUR İirmir 27 — İcra edilmekte olan tal kikatın şimdiki dereceleri bile Mene- men faciasını ika eden mürtecilerin e- sasen büyük bir şebekeve (O merbuti yetlerini meydana çıkarmıştır. Bu ş* beke makyibendi tarikati salikleri x rasmda ve bu tarikatin teşkilâtı dai- resinde oldukça geniş tertibata İstinat » Bilhassa hâdise esnasın- da Menemenden kaçabilip shiren Ma- nisa wilâyetinde yakalanan ve Mene- mene getirilen iki haydudun birinin ifadatı vaziyeti pek ziyade tenvir et- mektedir. Buna nazaran mürtecilerin İstanbul ile, Balıkesir ile, alâkaları muhakkaktır. Mencmene gelen mürte cilerden Hasan İstanbula gelip orada icap edenlerle görüşmüştür, ve yine bu Hasan Manisa ile Menemen arasında! ve köylerde — Seyyar satıcı sıfaitle —- mekik dokuyarak oradaki istihzalar için haber getirip götürmek vazifesini görmüştür. Menemende Hoca Sfafet Ef, elebası| idi ve burasını hazırlamak vazifesini © deruhie etmiş bulunuyordu. Saffet Hocanın her hafta Manisaya giderek (Hatuniye) camiinde vamlar verdiği ve Manisada tevkif edilmiş olan 3 hoca ile pek sıkı fıkı ahbap olduğu tahakkuk etmiştir. Hocanın camide verdiği ve- ızlar tetkik olunmaktadır, MEB'USLARIN FİKRİ Ankara, 27 (Telefon) — Meclis ve| hükümet mahafili Menemen hâdisesi-! ni ihmale gelmiyen meseleler derece- sinde ehemmiyet ve asabiyetle takip et mektedir. Bir taraftan Dahiliye Vekâleti, di ğer taraftan makamatı askeriye Jan- darma umum kumandanlığı ve emniye ti umumiye tetkik ve tahkiklerine de- vam ediyorlar. Haber aldığımıza göre hâdisenin he; nüz tenevrür etmiyen bazı canlı nokta ları hakkında sorulan suallere, hâdise; Bu hâdise ile alâkadar olarak sa- bik S. fırkanm Balıkesir şubesi reisi tunundaki son cümle yanlış ola- rak dizilmiştir. Bizzat muharririnin bile bir şey anlıyamadığı bu cümlenin aslı | budur. Lütfen öyle tashih ede- rek okuyunuz: “Ona malik olmak istediğim zaman mumanaatta bulunmak | şöyle dursun, istemediğim, istiye> mediğim zamanlar bile benim- kinden daha kuvvetli bir ihti- kilerek konuştuk. (Bitmedi) Tashih so Dünkü tefrikamızm ikinci sü- Lİ Yzan: Peter Bilo Her sabahki gibi başından telgraf çekiyordu: tön merkezleri çağırdı. Fakat hiç- bat. İki telgraf müvezzii Madam bir müspet netice bâsıl olmadı. — Cevap yok. Herkes uyuyor! müşler. Bu adam artık oradan ay- O dakikada onu gören olsa idi rılmıyor. Kadını unutunuz!,, muhakkak çıldırdığına bükmede- başımı| mi cekti, am yoluyor, — Yarabbi ben ne yaptım, çıl- Arkadaşı nöbet almak icin gel- şti. Aston ona geceki hâdise hak gitmek üzere telgrafhaneden çık- dırdım mıben? diye döğünüyordu.| u, Kasketi başında bir kurşun kül Fakat ne yapsa, ne etse boştu. çesi gibi ağırlaşmıştı. Beyni sızlr- Artık vakit geçmişti. Minder üstü- yordu. Anlaşılan çilesi daha bitme|llem israr etme. Bu meslekimize ait ğı bu yüzden çölde iki maden arabacı|bi. rasla arzumu, almak, kopararak almak arzumu, onun ilerisine geçip (o kendisinden (vermek daima (odaha © çok vermek | suretile azaltırdı. » işti, Ne kadar olsa bir madenci ka-' Şmit Londradan yola çıkmıştı. Yar rası idi, Hem de felâket görmüş, dul kalmış bir hizmetçi karısı. — Yavrum nen var? — Hiç anne, — Saklama. nin cereyan elliği muıntakadaki sali- hiyettar memurlar, cevap vermekte, müşkülât çekmişler (o ve bazı suallere| ancak kaçamaklı cevaplar verebilmiş-| lerdir. Bu cihetler, tahkikatın devamı ve Dahiliye Vekili ile ordu müfettişi Fah rettin Paşanın tahkikata mahallinde Nezaret etmeleri ile meydana çıkacak tır. Hâdise üzerinde geniş bir tarzda tahkikatı idare eden heyet lüzum gör! düğü eşhası tevkif ettirmektedir. İstanbulda yapılan ve gizlenmek is tenen tevkifat ta bu meyandadır. Bu işte Koynada da bazı kimselerin dahil bulunduğu söyleniyor. Meclis mahalifinde hâkim bir ka. naate göre inkılâbı korumak için alı. nacak tedbirler (O meyanında İstiklâl| mahkemeleri usulünü ihdas etmeğe lü zum görülmese bile tahkikatın selime nmda kendisi için bir, Aston için de ————————— ehidin mezarında & için mezkür havalide mevzii bir öl met böyle bir karar verdiği takdiri bu kurar, teşkilütr esasiye kanunu ” <ibineş meclisin tasdikine arzolu! tır, Diğer taraftan inkılâp aleyhine İ lenmiş cürümler için şedit bir kani” ihtiyaç gösterilmekte ve mecliste W yihanın derhal tanzimi ve mecliste nuniyet kespeimesi elzem a: tedir. Menemen hüdisesinde ihmalirel fi rülen memurların şiddetle tecziyesi N zumu, meclis mahafilinde yalaız arzu değil bir karar halindedir. BÜYÜK İHTİFAL Ankara, 27 (Telefon) — Türk oca) ları Ankara merkezinde şehit Kubilâ! B. için yapılması takarrür eden vü yük ibtifal önümüzdeki cumaya teb edilmiştir. FEVZİ Pş. Hiz. NİN ODUMUZA HİTABI Ankara, 28 (A.A) — Büyük Erkir Harbiye Reisi Milşir Fevzi Pş. Hz. Ön zi Hz. nin ordüya taziyetlerini daki mektupla tebliğ etmiştir: “Zabit vekili Kubilây Beyin feci bit surette vuku bulan şehadeti münas* betile Reisicümhur Hz. nin ordumu? taziyetnameleri sureti yukarıya ©” nen dercedilmiştir. Bütün kıtaat müessesatin umum zabit ve neferlö müvacehesinde merasimi mahsusâ il okunmasını tamimem tebliğ ederi” Yüksek ordumuz hakkında her vakif izhar buyurulan ve bu defa bu muhal bir surette tecelli eden bu muha' ve hissiyatı âliyeye karşı ordumufU lâyeznl rasta ve şükranları ) cümhur Hz. ne bizzat arzolunmuştu” Bu kahraman arkadaşımızın şehadet” den dolayı teessürlerimi ifade ederkef bu aziz şehidin ruhunu tebcilen 250 taziyetlerimin de bütün ordu arkadaf larıma iblağını ayrıca rica ederim.,. Başvekil Pş. i dün akşam Ankaraya döndü Başvekilimiz Ismet Paşa Hr. dün akşamki ekspres'e Ankara” ya avdet etmişlerdir. Ismet Paşa Hı. Gazi Hz. ne şehirde dün yaptıkları cevelânda refakat ettikten sonra sarayâ avdet buyurmuşlar, on sekiz bu- çuğa kadar kalmışlar, reisicüm- hur Hz ne veda ederek motörle Haydarpaşaya geçmişlerdir Başvekilimizin teşyilerinde B. M. meclisi reisi Kâzım Paşa., Re'sicümhur Hz. namına umumi kâtip Tevfik, ser yaver Rusuhi B. lerle, Halk fırkası teşkilât heyetinden Ali ve Cemil B.ler, Kılıç Ali, Recep, Reşit Gali vali Muhiddin B. ler şehrimizde bulunan meb'uslar ve diğer bir çok zevat bulunmuşlardır. Amerikalı ile madam Parkeri gö dü. Bunlar kendisine hiç bakmıyo' bir kadın getiriyordu. Aston için bir kadın. İyi ama onun kadmı vardı. ... Aston Simon River (o nehrinde bir lar, idamını seyre gelenlerin alkışl: ne kızmış görünmüyordu. Gözlerind Annesini gördü. Yalnız o kendi! ne kızmış görünmüyordu. Gözlrienö — Bir şey yok. Bir yerde hat kr-Jsandal tuttu. Tenha sahillerde uzun u-| hazin bir bakış vardı. riyorlardı. Gitti, baktı. Kravleydi.|rilmiş. Yine bir madenci kaza geçir )zun bir gezinti yaptı. Geriye döner: Kulgardiden, iş|miş olmalı, Hâdise sinirlerimi bozdu.ken bir sürü koğu kuşu etrafını aldı.|biçare kazazedeleri kurtarmadım. B — Evet anne ben seni aldattım, Be” Kocasının ölümünü hatırlıyan a0-|Onlardan kurtulmak istiyordu. OSan-katil oldum. Hem bunları niçin b “Sabah şerifler hayır olsun. Nalne bu birkaç kelimenin ihtiva ettiğildalı akıntıya iraktı. Tlk bir güneşitim biliyor musun anne? Bir kadı” şana koştu. İşine yarıyabilecek bü-| sılsmız. Burada havalar yine ber-|faciayi anlamakta gecikmedi. yavaş yavaş gruba yaklaşıyordu. Bu için. — O halde bütün gece uyumamış: manzara bir sinema şeridi gibi yerini (o Annesi her zamanki tatlı sesi İ'€)| Parkerin evinde Amerikalıyı gör-|sındır. Oğlum, dedi. Her halde vazi-|başka sahnelere terketti. feni yaptığından eminim. Biçareyi kurtaracaksındır. Anne gitti, bir bardak su getirdi. yordu. vardı. Anne giti, bir bardak su getirdi. Parker ve Cimmi çölde ölmüşler- di. Kendisini hapse atıyorlar idama mahküm ediyorlardı. o Cellât geliyor. Amerikalı ile Evelin de vardı. Hâkim ayağa kalkarak kıral namına ilâm soruyordu” — O kadın nerede oğlum? Ne y' tm onu? — İşte orada anne. Amerikalı! Fakat oğlu cevap vermedi.ldu, Dar ağacına götürülüyordu. Ken|yanında. Görmüyor musun? Nu kında hiçbir şey söylemedi. Evine| Onda bunalan, boğulan bir adam halildismi takip eden kalabalık arasındalra 68! O benim karımdı anne. Bende aldılar. Gaspettiler, Bu sahneleri yine bir kahkaha buf — Anne, emin ol, bir şeyim Yyok.lokuyordu. İlimda vazifesini yapmadı|ranı takip etti. Tabii Kulgardideki şi me atıldı, hümmalı bir uykuya dal miş olacaktı. Bunalıyordu. Nefeş|bir sır. Bahsetmiyelim, artık, di. . . alamıyordu. Ne facia idi yarabb:! Titriyerek evine geldi. Annesi ken ... Aston o gün izinli idi. o Öğleden Ertesi sabah odayı süpürmeğe| disini kahvaltıya bekliyordu. İçine'sonra bir sandal gezintisi yapmak is- gelen hizmetçi Astonu uyandırdı./rom karıştırarak bir fincan çay içti /tiyordu. Evden çıkacağı sırada birlediyordu: Tomas Astonun oğlu ida'İsı arasında döne döne yuvarlanırk#” Makine başından kendisini çağı: Annesi ondaki gayri tabiliği farket; telgraf aldı. sının vefatına sebep olduğu bütün bun ları bir kadın için yaptığından idamı na hak kazandığını anlatıyordu. Babasını gördü. Kendisine lânet ma mahküm olsun, ha! diye haykırı- yordu. Sinirleri yatışsın diye sandalın İS” ne ârka üstü yat. Halbuki bir ad” mm böyle boylu boyunca müsait değildi. Suyun kuvvetli akın” (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: