31 Ocak 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

31 Ocak 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Azak İD © Re çi Dünkü Lik ve Şilt maçlarında Fenerbahçe (2-1) Beykozu yendi.İst. Spor da (3-0) Vefayı mağlüp etti Dün Taksim stadyumunda futbol)ları için hatıra bir beraberler ihtimali lik maçlarına devam edildi. Ve ilkibile getiriyordu. “Fakat hemen iki da- şilt müsabakası oynandı. Haddi za-|kika içinde Zeki dört kişinin arasmdan tında o kadar mühim © addedilemiyen!yir eşape ile ikinci golü yaptı. Bun- maçlar sureti cereyanile, verdiği neti-|dan sonra bütün hücumlara rağmen celerle heyecanlı ve entresan oldu. i > a Beykozun kale önüne toplanan müda- Çünkü lik maçlarında Fenerbahçe! asını delip geçip gol yapmak Fener Berkoza karşı bir aralık berabere kalı. için kabil olamadı. Ve oyun bu nötk yor zannı verdikten sonra nihayet| 14 ypg; time eler 2 (2—1) galip gelebildi. Diğerinde de . Vefa, Istanbulspora (2—0) mağlüp ol.) , Jstanbulsporla Vefa arasmdaki maç du daha heyecanlı geçti. Hakem (Basri Fener — Beykoz maçı çok heyecanlı) Beydi. Oyun mütevazm hücumlarla geçti. Şu muhakkak ki İstanbul şam.|başladı. İlk sayıyı İstanbulspor penal piyonu son zamanlarda müsabaka ka.|tıdan attı. Müsabaka ayni minval ü- biliyetinden çok şeyler (o kaybetmiştir.İzere cereyan ederken penaltıdan Son üç maçında oynadığı oyun ve al-'gol yapmak fırsatı da Vefaya düşmüş- dığı neticeler bu hükme hak kazandı-'ti, Fakat takım bundan istifade ede rıyor. Beşiktaş muvaffakıyetsiz bir 0-| medi. Topu içeri atamadı ve sayısız yundan sonra tesadüfen bir tek golle|yaldı, Bu kaçan penaltı bir takıma bir yenilen takım evelki hafta (İstanbul sayı kaybettirirken asıl oyuncularm sporu (2) sayi ile —ki bunun birini İs- ' : tanbulsporlu bir oyuncu yapmıştı-mağ- a e gitme veri bir türlü kendini toplıyamadı. İstan. bulsporlu bir oyunmu yapmıştı — mağ lâp etmişti. Dün de Beykoza becerik- giz bir oyun oynadıktan sonra (3-1) bulsporun genç oyuncuları da kazan. mak için cidden gayretle çalışıyorlar. dr. Nihayet bu sâyiin semeresini iki galip geldi. Hakem Harbiyeli Niyazi Beydi. Fe- golle aldılar ve (3—0) Vefayı mağlüp ettiler. nerbahçede Kadri, Mehmet Reşat, Ni-| Dün ayni zamanda öğleden evel ya- > yazi yoktu. Beykozun genç oyuncula- Tinin arasına bu sefer eski oyuncu İb- rahim de karışmış. N pılan Topkapı — Anadolu müsabakasi A6 e Ve Bayim a aa m 1 İnal gt gemiye MAŞ fasyi doldurarak Fenerin o maruf for)nx d3 başlanmış. oldu. Anadolu bu haftma bir tek sayı yaptırmadı. Bey- a PEŞ erer Uk OE ge ii letti, kozun oyun tahiyesindne österdiği! Ye “on ikinci) ASKERİ ŞAMPİYONA MAÇLARI Dün Selimiye sahasında askeri şam- piyona maçlarına devam edildi. Birin- muvaffakıyeti ikinei devrenin on ikinci| dakikasına kadar idâme de etmiştir, Fakat on ikinci dakikada bir hata Beykoz aleyhine bir penaltıya, penal-lei oyun Fuat B. idaresinde saat 11 de tıda bir gole maloldu. Bundan sonra! Kuleli ile askeri sanayi takımları ara- sında başladı. Zabitler bidayette çok güzel oynuyorlardı fakat kuleli müdafi lerinin yeri de geniş ve muhacimleri. oyun ayni Şekilde devam etti. Ve Bey:| koz da hemen 10 dakika sonra yine pen nin sürati karşısında güzel oyunlara devam edemiyordu. Neticede — sifira altıdan Fenerbahçeye beraberlik sayr- “snr yaptı. karşı 5 sayi ile Kuleli takımının lehin. dedir. İşte busuretle müssteka o cidden merakir bir hal almış oluyordu. Razr| durlar. He daki en şık kadınları, jüri azası İkinci maç a ei a da yapıldı. Günün en heyecanlı ayrı not edecek, fakat hiç bir (arasın isim neşredilmiyecektir. müsabakası olarak o Keyifleniyordu. selin: / öonünin * esllöceki i Çünkü bundan evel oynanan Kuleli — olan müsamereye jüri azası et- Sanayi maçında Kuleliler hasımlarına rafından isimleri (o kaydndilmiş faik oldukları evelden belli idi. Halr > oğlu — Maltepe takımları ise müte- vazin sayılıyordu. Neticede Halıcıoğ- lu birinci devreyi iyi bir oyundan son- ra 0—3 ikinci devreyi de 1-2 kazana- olan şık hanımlar bususi bir mektupla davet edilecekler, ve rak 1—5 gibi yüksek bir farkla galip geldi. Bu maçta bilhassa (Hakkı Ze © zamân birbirlerine tanıştırıla- cak olan jüri heyeti Istanbulun ki, İzzet) in müselles şeklinde ilerle yişleri nazarı dikkati celberiyor seyir- en şik Hanımını seçecektir. | İşte bu müsabaka heyecanı ile, baloda, meçhul jüri azalarının | müdekkik bakışları altında bulu- ciler tarafından takdir ediliyordu. lunan hanımlar, hakikaten cazip Üçünkü maç Gedikli küçük © zabit ve meraklı bir imtihana tutulmuş- İtakrmı ile Deniz İisesi arasında yapıl. lardır. İd. Her iki takım da saat 3 te sahaya Şimdiden şunu söyliyeyim ki, /çıkıyorlar. Deniz lisesinin (o hasmına jüri heyetinden aldığımız notlar, /daha faik olduğu bidayette göze çarpı: “pek çok ismleri havidir. İyor ve bu faikıyet devam ediyor. Ne- Çünkü Matbuat balosu insanı beşe deniz ve —. gedek, Çİ r sayıya golle mukü- mek Ne so güzel z İbele ederek oyunu çaki, Bu meyanda... Hayır, söylemi- | Ziya Yediği * Balo gazetesi. Biran dans dur- du. Her sene olduğu gibi, bu gazete, davetliler için kıymetli bir hediye idi. Nüshaları mahdut olan bu gazetenin gördüğü ra- kabet o kadar fazla idi ki tuva- İetini tetkik ile meşgul olduğum bir hanım, kendisine dikkatle bakışımdan istifade ederek, elim- de duran gazeteyi çekti, ve bu suretle, içinde benim de bir ya- zum olan gazeteyi okuyamadım bile. Hoş bu, bütün bir sene içinde okuyacağım ilk gazete olacaktır. Bican Ef. —Azizim maruf B., Malâm ya, terzi keodi söküğünü | kazançlar yolunda degil, ne yap- dikemez. malı bilmem ki? şöyle istikbali ia. emniyetli bir iş tutmak istiyorum. bir| Liyakatli düşkünler Dün bir muallim arkadaş, göz- lerinde ıslak bir gam perdesi, alnın| Ida katlanmış bir ıstırapla yanıma geldi. Hiçbir şey söylemeden titri- yen ellerile bana bir mektup uzat») Okudum. Bu arkadaşıma bir dostundan gelmişti, Kendilerine ho calık eden kıymetli adamın, Mu- danyada aç ve çıplak süründüğü- nü haber veriyor ve yardım istiyor du. Bir muallim için bocasmın $#e- faletini görmek, biraz da kendi iş- tikbalini gösteren bir şey gibi olu- or. Zavallı dostum, o vakte kadar zaptettiği göz yaşlarını birdenbire koyverdi. Sesi titriyor ve kesik ke- sik anlatıyordu. Dinledikçe onun gamını ben de kendi içimde duymı ya başladım. Mesele sade bir şahsın düşkün- lüğü değildi. İşin içinde bir tarih faciası, bir vatan yarası ve bir dert kaynağı vardı. Bugün Mudanyada eski talebe- lerinin yardımına sığman zavallı muallim, maarif tarihimizde adı! geçmesi lâzım gelen bir şahsiyet- tir. Girit, Türk tarihinin zaman za- man kanıyan bu yarası, dün gene benim göğsümü sızlattı. Uzun Ali oğullarından diye anı lan bu zat, Giritte mekteib kebir- de hocalık ediyormuş. Dostumun ağlıyarak söylediği: — Bana, bize Türk olduğumu-| zu ilk evvelâ o öğretti. Başka bir vatanımız, başka bir bayrağımız bulunduğunu o anlattı. Karşımızdaki Rum jimnazında Yunan marşı çalmıp söylenirken, bize Dümeke zafer türkülerini per vasızca terennüm ettiren o idi. Cümleleri hâlâ kulaklarımda çınlıyor. Genç istidatlara: — Türkiyeye, asıl vatana gidi- niz. Oranın topraklarını bir kere de benim için öpünüz. “5Diyen Girit Türklerine “benlik- lerini öğreten ve nihayet bu kahra- manca mücadelelerinden © sonra, doğduğu yerde barmamıyarak bu- raya gelen bu aziz hocanın nasibi böyle sefalet mi olmalıydı? Giridin azgın muhitinde, dağ- larında şehit cenazeleri çürürken| mektep sırlaarındaki çocuklara a- sıl vatadnan, bahseden, onun aşkı nı genç damarlarda tutuşturan bir muallimin, birdenbire nasıl bam- başka bir mertebede yer alacaği kolayca anlaşılır. Fakat bu noktayı takdir edebil- mek için aradan geçen zamanı kal dırmak lâzımgelir. Milli hislerin inkişaf tarihinin yeniliğini unutmıyalım. Bugün &- ğer milliyet davasında rüşte ermiş sek işte bu gibi muallimler sayesin- de ermişizdir. Ne olur bizim de başka memle- ketler gibi böyle liyakatli düşkün- lere kollarmı açacak, yok yok.. on ları düştükleri çukurlarda arayıp bulacak © teşekküllerimiz olsa... Böyle adamlara fertlerin yardımı, belki şifa verir, fakat acı ilâçlar gibi, canlarını yakarak ve yüzleri- ni buruşturı EYİ ET alfa YAZAN: Ömer Rıza — 130“ Mısır, mühim cidallere sahne oluyordu hayırhahımızdı. Düşmanlarımıza kar- şı şiddetle hareket ederdi. Fakat gün- lerini tekmillemiş, ve ölmüştür. Biz kendisinden hoşnut idik. Şimdi sen de hasma karşı şiddetle hareket et! Mehmet ona şu cevabı vermişti; — Mektubunuzu almış ve mazmunu nu anlamış bulunuyorum. Benden faz- Ja sizin reyinize hiirmet eden, onun bas mma karşi şiddetle hareket eden bir İkimse bulunamaz,. Ben merkez haricine|serdarımız öldükten sonra yaj çıkarak karargâhımı kurdum. Umuma! emniyet ilân ettim. Yalnız bize karsı lilânr harp edenlere, bize muhalefette| tir. Aksi takdirde iş büsbütün bulunanlara aman vermiyeceğim. Her halü kârda emrinize tâbi bulunuyo- rum, Bu suretle Mehmet, valilikte kal-| mıştı. Eşterin ölümü yüzünden azim ve telâfi edilmez bir ziyaa uğrıyan cema at, katiller güruhu idi. Bunlar içinde onun yerini işgal edecek cesur, kuvvet! li ve şedit bir adam yoktu. Sebe oğlu! Eşterin Mısıra gidemiyerek yolda öldü Zünü anladıktan sonra arkadaşlarının başlıcalarını toplamış, onlarla görüş üştü: — Eşteri kaybettik. Onun gibi bir adam nadir bulunur. Eşter, Mısıra va- rarak orasını zaptetmiş olsaydı, bizde en emin, en sağlam ilticagâha nail o- lurduk., Halbuki işler aksine gitti, Eş- teri kaybettik, Onu kaybetmekle bera- ber Misir da kaybetmemiz icap etmez. Ona göre tedbir almamız icap eder. Ne dersiniz? Meyman oğlu cevap verdi: Gelişi Güzel Doktorlar, pardon etıbba Di n akşam, matbaaya gelen bir tanıdık: — Allaha çok şükür ki bugün hâstalanmadım. dedi, çünkü bu- gün etabba odasının, etıbba mu- hadenet cemiyetinin, dişçilerin kongreleri vardı. Doktoların hepsi orada oldu- ğu için ya hastalansaydım balim nice olurdu? Kendisine bu içtimalardan | “e müsveddeleri göstere- rek: — Hastalanmadığın her halde iyi bir şeydir. Fakat hastalan- saydın birçok doktkr bulurdun. Zira bu Cemiyetlerden birisinin 1500 azasından yalnız 100 kişi iştirak etmiş dedim. N, B — Muhterem doktorların mü- öandesile söyliyeyim ki bu “etıbba, Cemi mükesseri sinirlme dokunuyor. Tibbi eserlerde temiz türkçe İlâzim geldiği cbakkında yazılar zıldığı şo sirarda | ge gelin şu Gem'i mükesseri de hudut | haricine atalım! sess EE YE 2 Barda v9 ver eee ve gan Bane 0 at saman sek mer ANNE KALA “Bican Efendi ve rüfekası : Maruf Beyin t Maruf B. — Bogazın Anadolu tarafında bir dükkân aç, petrol, lâmba, mum sat. elektrik - yapılacağı, sokakların karanlıktan kurtulacağı yok.. avsıye — Çünkü bu gidişle oralarda | be — O halde emniyet ettiğimiz p bir adamın Mısıra gönderilmesint şalım, — Kim var?.. — Bişr oğlu Kinane, — Bişr oğlu fena bir ğildir, Mehmede iyi yardım eder kat vaziyeti kurtarabilir mi? , — Kurtarıp kurtaramıyacıE ii meyiz Sebe oğlu. Fakat bizim en # kumanda | — Bozulursa ne yapacağız? — Onu sen düşün Sebe oğlu?.* — Bana kalırsa Mısırı kaybeder” İran tarafı bizi tutar. Biz de ora” gideriz. Mezhebimizi orada tamim € riz. Fal t şimdilik Mehmede, “ edelim. Mehmet, ne olsa, bizdendir. bizim arkadaşımızdır, i çini az çok ona benziyen, eli kılıç adamı bulmak ve hemen yola çı Bu. a üzerine karar verilmiş v€ nanenin Mısca gönderilmesi üzel ittilak hâsrl olmuştu. Ali, bu karara muhalefet etmeğ Fakat kendisi Mısırdan ümidini cek hale gelmişti. Çünkü Muaviyeti vaziyetten istifade ederek orayı isti ay teşebbüs edeceğinde şüphe yoktu nun bu teşebbüsüne nasıl mümasâi' edilecekti? Traktan bir kuvvet top” mak, hemen hareket etmek imkân gi kut idi. Traklıların bütün harpeuy8”” hisleri sönmüştü. Halbuki Muaviye katar vermif” Onun için Amri, Habibi, Busri, Dahi” ki, Abdürrahmanı, Halit oğlu Bb Avsi, Şurahbili toplamış, onlarla P meseleyi müzakere etmişti. Musti" bu mühüm içtimar şu sözlerle açmış” — Sizi niçin topladığımı biliyor m sunuz? Sizi çok mühim bir iş için tof ladım. Ain Hik Ae anlatmadı» — Bana kalırsa bize Mısır meğâfi$” ni sormak için topladın. Maksat, bsi a İİ ikaten bu ise, karar ver, çünkü Mis zaptetmekte büyük bir faide Sen o sayede aziz ve düşmanların # lil olur. — İsabet ettin! Fakat bu Işi nafi yapalım? Yine Amir cevap verdi: — Tedbirli, kuvvetli bir adamın K* mandası altında bir ordu hazırla. İrada bizim taraftarlarımız ona yardı eder ve bu sayede muvaffak oluru# — O halde oradaki taraftarlarım” za yazalım ve ordumuz hareket ettiği İzaman hasım ordusuna arkasından b cum etmelerini temi. edelim. Bund#” başka hasımlarımıza o yazarak onla da harpten korkutalım, onları tehdit edelim. — Siz bunları apınız. Fakat bu işi sonu harptir. — Ben de öyle zannediyorum. p# kat biz işe yazı ile başlıyalım. Mese!3'bu şekilde görüşüldükt sonra Mısırda bulun: : Osman taraf tarlarından Hadiç oğlur ve Müslim” ye birer mektup yazarak onlara hâf€ kete geçmeyi tavsiye etmiş ve bu (Bitmedi) ave erine sera ettiği kârlı iş — Işte mirim, sana uzun bi£ isikbal vadeden, kazanç getire” cek kârlı bir işl

Bu sayıdan diğer sayfalar: