31 Ocak 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

31 Ocak 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 6 — VAKIT 31 Kânunsani Kimler idama mahk |Ütaran 1 İnci sayıhamızda; dan (Hacı Mustafa, oğlu Abdulkerim, Ibrahim oğlu Ismail, OMurat oğlu Mustafa, Mehmet Oğlu (Abdurrahman, simsar Mustafa, cüsü Ahmet, kara (Mehmet, oğlu Ali, Mehmet oğlu Ali, ta- rakçı Hüseyin oğlu Ibrahim Etem, |; Hasan oğlu Hüseyin, arabacı Bekir, Eyup Ahmet oğlu bacı Hasan, ayan Mehmet, Mehmet ça- vuş arslan oğlu Şaban, Ömer oğlu Ahmet, Selim oğlu Halit, Ibrahim oğlu Mustafa, Besim oğlu Osman, Necip oğla Mevlüt, Ragıp Osman, muhtar Haşim, Ali Koç, Salim oğlu Osman, Alaşehirden Ahmet Muhtar, Bozalan köyünden hacı Ismail, ve oğlu Hüseyin, Muhtar, Mustafa, Mehmet oğlu İsmail, Mehmet oğlu İbrahim Halil “oğlu Hasan, kır bekçisi Ahmet Hüseyin, hacı Ismail oğlu Hasan, Mehmet oğlu Mehmet, Hüseyin oğlu Ibrahim. Menemenlilerden: Gazozcı Ra- sim, molla Süleyman, arabacı Hasan, çirgene Ali, Ömer oğlu | Mehmet, Yahudi Yosef, Mehmet, Veren Aâmavut Kâmil, Aar- navut Abbas. Horosköyden: Ibrahim boca Mustafa oğlu Sadi, Abidin oğlu Tahsip, Zenne oğlu Hasan, Hü- seyin oğlu Ahmet, Yakup oğlu Ali, Selâhaddin oğlu Latif, bacı bafız oğlu Ali Osman. Bozköyden: Kerim oğlu Ibrahim. | Bağdaydım. Benden zorla aldıl, Jamirden: Mehmet Ali hoca. Yaşlarınden istifede ederler Yaşların istifade ederek kur- tulan ve 24 seneye mabküm olanlanlar şeyh Esat, oğlu Meh- met Ali, küçük Hasan, nalıncı “Hasan, Izmirli Mehmet Ali hoca olmak üzere beş kişidir. Mevkuflar, müdafaa müddeti bitmiş olmasına rağmen hâlâ divanı barp riyaseline tabriri müdafaalar gönderiyorlar. Az Ibrahim ns söyleyecek? mir, 29 — Lâz İbrahim bo- ı divanı barp reisi Mustafa aya bir mektup göndererek dakikalık bir mülâkat iştemiş- | ir. Ne söyleyeceği malüm değil- dir. Hoca kurtulunca 32 lirasını gardiyana hediye edecekmiş. Şeyh Eset kaleti nezice İzmir, 29 — Şeyh Esat askeri revirde haleti nezidedir, Bütün itinaya razmen dekiorlar kendi- sinden ümidi kesmişlerdir. Yeni mevku'lar Izmir, 29 — Ödemişte tariki nakşibendi Uşakiden saçlı Der- Yiş namile maruf bacı Ömer, Rüfaiden Karagöz Mehmet Ali oğullarından Mustafa bugün Me- nemene getirildiler. Bunlarla be- raber balta şeklinde dört asa ve | bir levha getirildir. İlk isticvap- ları yapıldı. Istanbuldan getirilen | imam Şeyh Saminin ilk isticyabı yapıldı. Bahai tarikatma mensup şehrimizde bir gaz kumpanyasım da memur Ali Ekber yakalanmış hareketi şüpheli görülen Cemile isminde bir kadın hakkında tah- kikata başlanmıştır. Memkufiarın heli Menemene giderek mevkuf İarla temas eden bir gazeteci yo- bazların halımı şöyle tasvir ediyor: Ekserisi yerlerinde diz çök- müş Nakşibendi adetince çene- lerini göküslerine, dillerini da- maklarına yapıştırmışlar, güzle- rini iki kaşlarının ortasına doğ' | m tevcih etmişler, öylec hare © Çketsiz duruyorlar. Bir kısmıda İ şeyimiz yok, eyiyiz, posta sürü- | 1431 — Bizim bir memnunuz Allah hükümete zeval vermesin Gazeteye böyle yazın.. Diyor. Lâz İbrahim hoca Lâz Ibrahim hoca bir yer ya- kizliyecek | tağı üstünde bağdaş kurmuştur; — Hiç bir söyleyeceğim yoktur, hepsini mahkemeye söy- leyorum. Oradan yazıp gazeteye yollayın, Ve bir suale cevaben de: — Rizeliyim, bizim taraf haj- kına lâz derler. Bende iâzim Türküm, deyip © geçiyorum. Halbu ki cevabını veriyor, Ibrahim hocanın muhtelif ce- vapları arasında şunlar da vardır: — Canım ben o kadar muta- assıp değilim, Al bakalım res- mimi. Gazateye bas âlem gör- sin, Hocanın İzmir Darülmualli- matından çıkan üç asri kızı var- dır. Bu işare* edilince hoca şöy- le diyor: — Bıracın, O cihetleri yazmı- yın. Zaten bunlar malümdur, ya: zıldı. Ip getiren Kâmil Menemen (faciasının £ şehidi Kubilâyın başını sriğa bağla mak için ip veren Kâmil Rume- lilidir, Şaşkın bir haldedir. Diyor- İ rim. Onlara ki; — İpi dükkândan getirmedim. Ben zabitlerin kundurasını dike- niçin düşman ola- yım: i Mehtinın şeyhi.. Mehti Mehmedin şeyhi! diye lam'an Alaşehirli Ahmet Muhtar İ tam bir malibulyaı manzarası gösteriyor o Gözleri sabit bir manzaraya dalmış. Tavırları ga- rip. Yasetin şeriatı! Yahudi söylüyor: — Yaşasın şeriat, şeriat işte- rim, diye bağırdım diye beni buraya (getirdiler, o Nemelâzım mazmun da (şunları benim şeriat?. Şeriat nerde ben | nerde?. Ben Meseviyim. Havraya bile gitmem. Benim için tekkede kahvede altı kol iskam- bil oynamaktır. Amma serbest- çilerin birincisi idim! Istanbul içtimana mürehhes olarak" kim gönderilmişti? Ankara, 30 — Evvelce İstan ibulda toplandıkları son divanıharp mubakemeleri ile meydana çıkan nakşibendilerin Istanbul içtimama şeyh Sait tarafından gönderildiği anlaşılan adamın balen Ankarada mubakemesi yapılmakt olan şeyh Saidin oğlu Selâhatlin olduğu anlaşılmıştır. Bu hususta tetkikata devam edilmektedir. Ele göçen mühim bir mektup Izmir, 29 — Nakşibendilerin siyasi maksatlannı gösterir ve son zamanlarda ele geçmiş olan İ mühim ve yeni bir mektubun bir süretini elde ettim. Mektup Nakşibendiliği kabul etmiş olan İzmirde ikinci mah- mudiye mahallesi imamı Hacı Ali tarafından şeyhi Istanbulda Nuruosmaniye imamı şeyh Sadı- ka hitaben yazmıştır. Mektuptan anlaşıldığına göre şeh Esada müracaatla kendisinin tarıkate almmasını istemiş olan Haci Âli ! oradan tarikata ait kitaplar iste- miş, Şeyb Esat kendisini müridan | A üm oldu ? İ suale muhatap olmamak için yor- Mustafa | gan veya çullarını başlarına çe- | kiyorlar. Bazıları: | sibi yetiştirmeğe | Şükrü defterine kaydetmiş, Larikatin faal uzvu olmuş, tarikat münte- başlamış, Lâz ibrahim hoca gizli teşkilât için İzmire geldiği Sırada © onunla görüşmüş, evinde misafir kalmış fakat Hacı Ali Efendi Lâz Ibra- bhimle gizli bir içtimada tip siyasi mabiyetini öğrendik- ten sonra istiklâlini mubafazayı tereih etmiş, fakat ayrılırken şeyhi (o gücendirmemek için de çare aramış ve bu satırları yazmış: ( Huzuru fazılanelerine ) diye başlıyan bu mektupta şeyh Sa- dıktan aldığı eski mektuptan bahsederek efradı ailesinden se- | lâm yazmakta, Istanbuldan İzmi- re gelen hafız İdris efendinin İzmirde Hisar camiinde muka- bele okuduğu sırada kendisini öremediğini, vapur İstanbula reket ederken görüştüklerini güvertede namaz kıldıktan sonra İzmire bakarak ağladığını zikre- diyor, (Beyant camiinde hutbe okuyacağınızı ve hilâfetten bah- sedeceğinizi yazıyorsunuz, Cenabı hak muvaffak eylesin amin.) Diyor. Şeh Esada mektupmu gönder- mişler? İzmirden bir akşam gazetesine gelen bir habere zöre oraya bir kaç gün evel Bursadan başında lise şapkası bulunan 19 yaşında bir genç gelmiş, elinde bulunan bir tavsiye mektubile Erkek mu- allim mektebine müracaat etmiş ve kendisinin mektepte kalma- sına müsaade edilmişlir, Şükrü isminde olan bu genç mektepte bu suretle iki gün kalmış ve yanında Şeyh Esada verilmek üzere bulunan bir iki mektubu verememiş. Bu mektuplar-kimin ise ona bir mektup yâzarak emanetlerini yerine veremediğini ve para gönderilmesini istemiş. Mektebin son sınıf talebesinden Ibrahim Ef, bu mektubu nasılsa görmüş ve derhal mektep mü- dürünü haberdar etmiş. Fakat elindeki arada apteshaneye atmış. Ayni habere göre İzmir polisi sorulan sünle cevaben Şükrünun dei ol- duğunu, hadisenin ehemmiyetli olmadığını beyan etmiştir. Menemene gönderilenler Menemene gönderilmek üzre Dözeden şebrimize getirilen Ha- | fız Niyazı, Haci Nahit ve Hafız Ibrahim dün Izmir tarikile Me- nemene gönderilmislerdir. Bir tashıh Müsabakamıza Fatma Hanımdan dün aldığımız bir mektupta neşredilen resim- lerde bir yanlışlık oolduğunu öğrendik. Gazetemizin 17 sıra numara- numarasile ve Sara Cemal Ha- nıma ait olduğunu bildirdiğimiz resim, dünkü müsbamızda 20 sıra pumnrasile neşredilen Fatma Hanıma aittir. Bize rey verecek karilerimizin isimlere değil sıra numaralarına göre rey verecekleri için 17 nu. maralı resmin toplıyacağı reyler şüphesiz bu bacakların sahibesi Fatma Hanıma ait olacaktır. ölüm Sabık Istanbul Valisi Manısa meb'usu Mithat Beyin valideleri Saadet Hanım düçar olduğu | hastalıktan O kurtulamayıp dün İ gece vefat eylemiştir bugün öy- | leyin Şişlideki hanesinden kaldı- nlarak medfeni mabsusua defn olunacaktır. Mevlâ ailei keder didesine © sabr cemil (o ihsan eylesin, tarika- | mektupları bu | iştirak eden | hatıralar Ben gayet tabii, ilerledim. Sade ite Ibrahim yaklaştığımı görünce başlarını (tabaklarına iğerek acele acele yemeğe de- vam ettiler, Bu hareketin sarih di. Dostmma itizar ederek ayrı!- dım. Şeyh Memduh, bir gün çıka geldi. Adeti veçhile gene uzun zaman ortalıktan kaybolmuştu. — Bana bak, dedi, ben artık yanlızlıktan pek hoşlanmıyorum, beraber oturalım. — Nerede? — Kutu gibi bir ev buldum. Gayet rahat, birinci katta, kapısı her şeyi ayrı. Düşündi Yalnızlık beni de sıkmıya başlamıştı, Kimbilir bel- kide bunda yaşın da tesiri yardı, Vakia sene itibarile ihtiyar de- gildim. Yalnız geceyi seven bir adam sıfatile tabialten uzaklaş- mış olmaktan mütevellit bir yor- gunluk beni sarsmıştı. Bu yopranlırıcı bir hayattan ziyade bütün manasile ve bir tek kelime ile bezginlik di. Şeyhe peki dedim ve bir sabah, “tek- rar gelirim,, vadile Asmalımes- çit. 74 ten ayrıldım. oturuyoruz. Fakat aramızdaki o eski samimiyete mukabil şimdi titiz bir hırçınlık var. Her halde bu, yalniz yaşamıya alışmış başıboş adamların, aynı zibniyet- i te de olsa, kendinden gayrisini kalabalık addetmesinden müte- vellit bir hissin aksülâmeli neti- cesidi. Bazan Asmalımescitten geçer- ken bakıyorum. Tavan arasının penceresi açık duruyor. Belli ki odada kimse yok. Bize vatandaş ailesile Adanadan gazetemize yazlıyor: Mektebi harbiyenin ikinci smıfma kadar ders gördüm. Nahiye, malmü- dürlüğü gihi birçok O memuriyetlerde İbulundum. En son memuriyetim Maraş. tahriri arazi komisyonu reisliğidir. Bu memyriyetin ilgası üzerine Pozanti - Halep - Nuseybin demiryolları müdür lüğüne müracaatle halime münasip bir memuriyet istedim, Beni Adana mer- kez mağazası mukayyitliğine tayin et- İtiler. Tam bir sene bu vazifeyi hüsnü lifa eyledim, Mağaza amiri Mithat Bey Jile mağazalar müfettişi Mösyö Viyole !cenapları her ne esbaha mebni İse ben- den hoşlanmadılar. Güya iktidarsızlı. Zımdan, lâyıkile kayit tutamadığımdan bahisle mafevlerine şikâyet etmişler. Bu şikâyet üzerine bilâtetkik hizmeti. me nihayet verildi. Düşününüz! İkti- darsın bir adamın mahiyeti üç beş gün zarfında anlaşılır! O anda hizmetine! İnihayet verilmek lâzımgelirdi, Bir se) ne bir vazifeyi ifa eden bir adama sen! iktidarsızsın denilemez!.. Bunu akıl, mantık kabul edemez. Her ne hal ise, lâzymgelen makamlara yazdım, çizdim. Derdimi anlattıramadım, Bugün beş nüfustan ibaret ailem efradile ge, se- fi! pek perişan bir haldeyim. Efendi. leri tuttağum defterler, ben ise mey-| manasını anlamamak kabil değil- | gel, bu basık tavanlı odayı bırak, l Artık Şeyh Memduhla beraber | — Asmalımesçit! (nn 78 Bir kat boya insanın hayatında n€ silebilir? dır gün, gene oradan geçi | ken, kapıdan çıkan ev sabibii | ile karşılaştım. , — Odan, dedi, boş duruyofı zaman geleceksin. Hem şim tertemiz boyattim. 1 — Ne, dedim, boyattın m Yukarı çıktım. Kapı, | gibi açık duruyordu. Oda kak | katen boyanmıştı, Duvarlarda resimler artık kaybolmuştu. Hak buki çok kıymetli san'atkârlar onları yapanlar. Ev sahibesi arkamdan ger mişti. — Bu boya ile örttürdüğü resimlerin : kıymetini biliyor m” sun? Ev sahibesi güldü: — Kargacık burgacık şey ne kiymetleri olabilir? Başımı önüme eğdim. Besir için kiymetli olan, onun için de gildi. Hoş, bu bütün hayat için de böyle değil mi? Merdivenlerden inerken o d€ vam ediyordu: — Bak, bir boya hemen od£" nın şeklini değiştirdi. ... Bir cuma günü, bundan, iki ay kadar evvel, gazetedeyim, Topli İğne: — Haydi Fikret, dedi, yar ver, Gelirken tramvayda dört defe biletimi kontrol ettikleri “içİP müthiş sinirli idim, sere — Ne yazayım, diye hırçın laştm. ” Toplu İğne güldü; de. dedi, yazacak 907 bulamazsan senin tavan ars hikâyeleri yaz, Fikret Âdtl , Vakıt, okuyucularının dert ortağıdıf Yazın Haksız yere işinden çıkarılmış bir birlikte aç kaldı ! dandayım. Her suretle imtihana, bö” iktidarsızlık isnat edenlerin kâfi der” cedeki iktidarımla yüzlerini kara Çıl mağa amadeyim , Bu baptaki mağduriyetim hasüsile insaniyeti, nezaketi herkesçe müselle” olan müdürü umumt Mösyü Odonen © naplarile merhameti, malyetperverliği musaddak bulunan müdürü sani MÖ” yö Bartelminin nazarı dikkatlerini © he mnteber gâzetenizi tavsit etmek! başka çare bulamadım. Mithat Beyle Mösyö Viyolenin k3” Vi mücerredi üzerine hizmetime yet verilmiştir. Her halde şu varakP” renin muteber gazetenize aynen deri ni insaniyet namma rica ederim €f©”” dim. Hamiş: İki gündenberi çoluk 40€* gumla beraber ağımıza bir lokma al mek koymadık, Birim halimiz me © Cak?. intihar mı edelim? Dr. Horhoruni Cilt, revi ve Bevliye Tedavihanesi : Beyoğlu Takatlıya* yanında Mektep sokak No. muayene her gün akşama kadar» Tel B. O. 3152

Bu sayıdan diğer sayfalar: