23 Mart 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

23 Mart 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Dünyada Koca katili kurtulabilecek mi ? Milyonerle kar âkimin şahitliği Geçen hafta 1923 te Amerikada gür” .. ö..... ! Hazırlık maçı ge Genç muhteiit takım Runr- ları 3-1 mağlup etti Nisanın 3 ünde ve 5 inde İzmirde oynanacak İzmir-Istan- bul maçında şehrimizi temsil edecek mubtelit takımın hazır lanması faaliyetine dün de stad- yomda devam edilmiştir. (Dün davete icabet eden seret dan Şevket, Hüsamettin, Tevfi Sn Hasan, Fabri, Fik- ret, Eşref, Nazım, Muzaffer ve diğer bir iki genç oyunculardan daima değişen bir takım teşkil edilmiş ve bu ekip şehrimiz Rum futbolcularından mürekkep bir takımla karşılaşmıştır. Genç oyuncularımız (Rumları daima sıkıştırdıkları ve çok hâkim bir oyun oynadıkları halde yalınız 3 sayı kaydedebilmişlerdir. Rum- larda bu arada bir sayı yapmış- lar ve maç bu netice ile bit- miştir. Bundan © evvel Galatasaray 'B: takımda italyan muhtelitini -sB-Zmağlup etmiştir. m e İni “BİR MISIR GAZETECİSİ — Mı Sir gazetecilerinden Nakip Aziz Bey dün şehrimize gelmiştir. * TEDANSAN — Türk diş tabiple- Tİ cemiyeti tarafından dün akşam Mak sim salonlarında cemiyet azasına mah. Sus bir tedansan verilmiştir . “ TUZCULARIN ŞİKÂAYETİ — Tuz tacirleri tuz sigortasının o fazlalr; Ümdan ticaret odasına şikâyet etmiş lerdir. Odanm tetkikine göre sigorta Ücretleri kilo başma 13 paradan 70 pa- Taya çıkmıştır. Oda idare heyeti burün lanarak bu meseleyi görüşecektir. * REKABETİ KALDIRMAK İÇİN > Mili vapurcular arasındaki rekabe- tin kaldırılması için hazırlanıp oda Meclisince kabul edilen proje ve lâyiha lâr İktısat yekâletine gönderilmiştir. * POZNAN SERGİSİ — Lehistan çi (Poznan) kasabasında büyük bir tütün sergisi açılacaktır. Lehistan ti- Çeret odası bunun için odamıza müra- Şat ederek türk tütün tüccar! İve davet etmişti Tefrika Bumarası: 89 Yazan Tünep Erik Ma ria Remargu€ tarak beni pa sa > sa Teda D bir pe. bir yatak, du irkaç resim, Maşırl, ar, ür İtul cephesinde «» müellifi kaynatıyor. Bu çay on defa kurutu iyor. Küçük bir oda. Bir, dikiş diker köşede dikiş) çiriyor: Şimdi ar » Kamıştan bir mankal ve di-)duğunu dü$ ari dolu bir sepet, Iş-Jmın arasın. Olan Biten ısını tanıyan bir h lik kıraliçeliği tacını giydikten sonra Amerikalı ve yaşlı bir milyonere varan Mis Nirdingerin çok kıskanç bir sdam olan kocasını nasıl öldürdüğünü nak- letmiştik. Kendini müdafaa için Mis Nirdinger lehinde birçok şehadet Jer vuku bulmuştur. Atlantik -Siti hâkimi Smazers bu karı kocanın son derece şiddetli kavga lara tutuştuklarını surulan zevcin son derece kıskanç olduğunu ifade eden şe hadette bulunmuş ve bütün bildikleri- hazırlanan “ni yazarak madamı muhakeme etmekte K adın çorapları Son otuz sene zarfmda kadm çora sının geçirmiş olduğu istihaleleri anla mak için. yukarıya dereettiğimiz me bir bakmâk kâfidir. ü Amerikada bu tekâmülü göstermek için «on otuz sene zarfında Kkadmlar ta res- — SİHİRBAZLIK Sihirbazlık, Afrikanın birçok yerle. rinde, halta Avrupanın birçok köşele rinde devam etmektedir. Fakat onul çok revaç gördüğü muhitlerden biri Su matradır. Felemenk hükümeti, bu &i. hirbazlığı kaldırmak için meşgul oldu. ğu halde buna muvaffak olamamış ve Sumatra kabileleri sihirbazlık yapmak ta ve sihirbazlarm sözleri dairesinde hareket etmekte devam etmişlerdir. Bu kabileler içinde yaşıyan sihirbaz lar, İnsanın maddi, manevi bütün dertlerile meşgul olurlar ve bu derdi tedavi ettiklerini iddia ederler, Halk, henüz batıl itikatlardan kur amadığı için bu 'sihirbazlara Şii mat etmekte ve bütün mukadderalını onlara teslim ederek şifaya nail olaca ğını sanmaktadır. Sumatra adâsındaki sihirbaz kadın larını dajlardan birini gösteren bir resmi, bir "Londra gazetesinden 'naklediyoruz. Küçük, hemen bir ispirto. lâmbası yakıyor, ve elma kabukları ile çay i muş artık rengi kalmamış bir “ ki Arin mütebessim ve biraz ör xi bir lâtif çehre, sevimli küçük bir ma si entari, bir odanın cazip fakrı hali, yegâne serveti gençliği olan minimini bir kırlangıç. Kanapeye oturuyorum. Aşk böyle mi başlar? Bu nasıl oluy? sevişme böyle bir oyum oynarmış gibi kıymetsiz bir şey mi? Şöyle bir elbise, wi çıkardın mı? işte'bu kadar.. Küçük sevimli bir şey. Zaten onün hayatı bu. Biri gelir onu kolları arası na alır sonrâ bırakır gider. Makine tıkırtısı başlar. Başka PR Ku. çök kırlangıç durmadan güler, ağlar, nin üzerine kılıfını ge- tık gündüzün neler ol! inmek istemiyor. Kolları. büzülerek cwıldıyor. Sesi yor adeta - teganni Kalkıp makine! ivızıldıyor. mırıldı. Meraklı olan mahkeme riyasetine göndermiştir. Hâkimin anlatışma göre Amerikalı| / milyoner karısını o kadar kıskanırdı ki onu daima hapsetmek ve onu evinden çıkarmamak isterdi. Kıskanç zevç, Xa dn başka erkekleri kendine cezp için üstüne başına çok itina ettiğini !söyler ve onu tazyikederdi. Maktul milyonerin karısına yazdı- ft mektuplar da, onun çılgınca kıskanç olduğunu göstermektedir. Bu şerait tahtmda Madam Nirdin- gerin beraet edeceği muhakkak sayıl maktadır. sananannyanasanaza ndaki değisiklik © İfalan şahsa tevdi edemezdi ve edeme rafından kullanılan çorapları giyen kızlar bir araya gelmişler eski moda- lar ile yeni modaları mukayeseye im- kân hasıl olmaktadır. Muhakkak ki hiç bir devirde kadın zevki bugünkü kadar İncelmemiş, ve kadın en zarif şeyleri kullanmamıştır. AŞK UĞRUNDA... İsveç prenslerinden Lenartın Mis Nisvont namında bir kızla evlenmek is) temesinin İsveç Kıralı tarafından hoş görülmediğini evvelce o kaydetmiştik, İsveç kıralı tarafından gösterilen bu Jmuhalefete karşı genç prens maksadın idan dönmek istememiş, ve sevdiği kız- | la nişanlanarak bir emri vaki yapmış- ti. Genç prensin bu hareketi, ona ati- de İsveç tahtını zayi ettirecek mahiyet! te idi. İsveç kırsalı arzu ettiği takdir. de bunu yapabilirdi. Fakat kıral, genç prensin aşkından dönmiyeceğini ve İcap ederse memleketi terkederek harice gidip yaşıyacağını ahladıktkan iSonra prensin #evgilisile evlenmesine müsaade etmiştir. Prens Lenartın sevgilisinin babası İs veçin en büyük imalâtanelerinin sahi bi olan ve İsveçin en zengin adamla. rmdan Mösyö Nisvonttur, ediyor; hafif kostümü içinde o kadar; Zaİf, o derece solgün ki onu kucakla- YIp yatağa götürmek kadar kolay bir $ey yok. Boynuma sarılıp içini çektiği ve tebessüm ederek gözlerini kapadığı zaman adeta bir çocuk diyeceğim geli yor. İçini çekiyor, titriyor, kekeliyor sonra derin nefes alarak biraz inliyor. Ona bakıyorum. Durmadan bakıyo- rum. Keşki ben de onun gibi kayitsiz olsaydım! Düşünüyorum: “hepsi bu mü?.., Sonra, (küçük kırlangıç) bana İbir takım tatlı diller döküyor, Maheu bane koynuma sokuluyor. Giderken kendisine soruyorum. (Memnun musun küçük kırlangıç?) beni yüzlerce defa öpüyor ve ben uzaklaşırken muhabbet işaretlerile teşyi ediyor. Fakat ben merdivenden inerken bâyret içinde yim: (Ne kadar da mes'ut., sevişme ne iram ki. Bir insanla birleşmek bu ka- dar basitmiş. Fakat ayni zamanda ne kadar kolay gelip geçiyor. Anlamıyo-'n. ŞEYE — VAXIT 23 WART 193) —— —r) Uşşak şeker fabrikası Fabrika hakkın yazılara 5S. Nihat Bundan bir müddet evel başmuhar: ririmiz Asım B. (S, Nihal) Beyin tet kikatını esas tutarak Uşşak şeker fab) rikası hakkında bir yazı yazmış ve bun-| ida mezkâr #abrikarın muamelât ve fa- aliyetinde şükrana değer salahlar gi- rüldüğünden bahsetmişti. Bu (neşri- yat üzerine bazı o okuyucularımızdan| fabrika aleyhinde bazı mektuplar al- muş ve güzetede dercetmiştik. 5. Nihat, B. bu mektuplara cevap olmak üzere! aşağıdaki makaleyi yazmış, bize gön. dermiştir Muhterem gazetenizin 17 mart 951 tarihli nüshasında intişar eden mektu bu okudum. Şahsını pek iyi tanıdığım! Hakkı Bey, Uşşaklı ve ayni zamanda şirket hissedaranmdan bulunması iti barile gösterdiği asabiyette haklı bul- dum. Fakat işi biraz da bitaraf bir i- lim gözile görmek muhakemeyi daha iyi yürütmiye ve hakikate daha ziya- de yaklaşmiya yardım eder. Netekim ben bu işi hiç te Hakkı Beyfendinin dü şündüğü gibi görmek ve anlamak iste mem. Filvaki bidayette teşebbüs Uş- şaklılar tarafından vaki olmuş, fakat sonra bu iş bir devlet işi bir millet işi şeklini almıştır. Şirketin sermayesine, eşhası hususiye akalli kali! derecesin de iştirak etmişlerdir. Bir tarafı şe-9: ker fabrikası işletmek ve şeker istihsal eylemek, diğer tarafı da uancar ziraa tine halkı alıştırmak ve memlekette ince ziraatin tamimini temin eylemek! gibi çok mühim iki gaye güdülen bu işe hükümet zahir olmuş ve bugün dört milyon liradan fazla bir parayı bu mü esseseye tahsis eylemiştir. Lâkin dü- şünmelidir ki, hükümet hiçbir zaman bu kadar büyük bir parayı filân veya miştir, Karşısında şayanı emniyet bir teşekkül görmek isterdi. İşte o teşek- kül de Sanayi ve Maadin bankası ve mülga Şeker ve Petrol İnhisar idaresi idi. Beş on hissedarın, ihtişasa taallâk etmiye nazari ve görgüsüz İddilalati- le.bu muazzam ve milli İş gayri mes'ul veya mes'uliyetlerinin kıymeti o olmt: yan ve devlet karşısında kuvvetli bir te) İşekkül addedilmiyecek olan beş on his sedarın eline terkolunamazdı. Şeker fabrikası ve pancar ziraati işi fen, vukuf ve malümat ve ihtisas r. İki üç dönümlük bir tarlaya pancar ekip ondan bir parça pekmez is tihsal etmekle (bir şeker fabrikası ida-| re ederim) rİhniyetile bu muazzam İ- şin yürütülemiyeceği sekiz dokuz yüz bin lira ziyan ve zarar görüldükten sonra anlaşılmıştır. İşte Alpullu şe ker fabrikası bidayette böyle fennin kabul etmiyeceği bir eereyana sürük- lenmemiş olduğu içindir ki bugün nor- mal devresine girmiş ve zararını kapat mıya muvaffak olmuştur. Uşşak şeker fabrikasına, daha doğru şu bu işin sahibi, Uşşak terakki zira» at şirketine gelince: 1926 senesi bilân çosunu (13744189) lira zararla kapı yan şirketin 927 senesi bilânçosu| (624,528,06) lira zararla .kapanmıştır 52 bilânçosunda zararı (964,654,58) Ti- rayı bulmuştur. 929 senesinde isehaki- ki bilânço zararı (o (872815,25) liradır. ğım bu değil. İnsan kendisini evvelkin- den daha yülniz hissediyor. ... Geç vakit eve avdet ediyorum. Oda- mın kapısını açtığım zaman pencere perdeleri kıpırdanıyor. Bir saniye ka- dar perdeyi kıpırdatanın cansız bir el olduğunu görlir gibi oldum. Hemen ışık yakıyor ve bu korkak halime gü- lüyorum. Masanın kar gibi beyaz örtü! sü üzerinde resmi mektup duruyor. O nu tekrar okuyorum. Birdenbire anla yıveriyorum... Evet çalışacağım, çalışa cağım; içimdeki dert ancak bununla defolür gider, Çalışacağım, dar bir sa hada, birkaç evli, bir Jokantalı, bir kili seli ve tek sınıfir bir mektepli bir köy; de çalışacağım o köyün çocuklkarı in; sanların yekdiğerine karşı gaddarlığı e hadde götürebildiklerini belki bil da yazılan bazı B. cevap veriyor Lâkin sabık senelerden müdevver bir çok tasfiye edilmemiş hesaplardaki za rara nakli icap eden erkam 929 senesi bilânçosunda zarar miktarını bir mil. yon on beş bin küsur liraya yükseltmiş tir. Buna mukabil 926 senesindeki su- bit kıymetleri yekünu (o (1558016,90) & ken 9277 de (184913185) 928 de (2116581,9) ve 929 da (214756999) li. rayı bulmuştur. Bundan başka, 926 se nesinde malzeme ve şeker olarak mer. cudu hemen hiç derecesinde iken 927 (31219181) — liralık mamul şekeri o ve (296056.90) liralık malze- mesi ve 925 senesi o bilânçosunda mamul şekerin (452269,57) ve malzeme mevcudunun da (261781,92) lira ve 929 senesi bilançosunda mamul şekerin (1251988,77) ve malzemenin (21157171) lira olduğu görülmektedir. Senelik bilânçoda bir tek rakam ha linde görülen kâr ve zarar şirketin ve işin yürüyüşü hakkında büyük bir şey ifade etmez. Muhtelif senelet& ait bi lânçolardaki bu bakiyelerin tahlili bir surette tetkiki ile hakikate vasıl olmak mümkündür. 1925 senesinde (137000) küsur liralık zararım 927 senesinde rdenbire (624000) küsur liraya teref iü asıl tetkike değer bir noktadır. * ve bilhassa 929 senesinden sonra böyle gayri tabii zarar yükselişine te. sadüf edemeyiz. Şu halde şirket ve şe şer fabrikasi batıyor ve iflâsa gidiyor diyeceğimize şirketin ve fabrikanın za- rarı durduracak ve zarar miktarını asgariye indirecek bir selâha doğru git tiğini görmek ve bunu kavramak. lâ zımdır. Şirket ve fabrika fahiş fiyat. lar ve zararlar devresini geçirmiş ve normal devresine girmiştir. Bundan sonrasından nikbin olmamak için bir sebep yoktur. Binaenaleyh, efkârı w- mumiyeye şunu arzederim ki, bu bir ha yal değil memnuniyetle kaydedeceği- miz bir hakikattir. Uşşak fabrikası kurtulmuştur. Bunun böyle: olduğunu ve böyle kabul edilmek lâzımgeldiğini aşağıdaki yazılarımız daha.güzehişsh ve arzeder. Bidayette cehil, ihtiras, görgüsür- lük, ve sırf fenni ihtisasa ve teçcrübe- ye tevakkuf ve taallök eden bu muaz- zam işi yalnızca başarabilmek hodbinli &i, yevmiye beş yüz ton pancar işleme kabiliyetinde olan ve kampanya esns. senesinde İsmda saniyede 30 - 70 litre suya arzı ihtiyaç eden bu koca fabrikayı Uşşak civarında olsun, köyümüze ve tarlaları mıza yakın bulunsun fikir ve mülâha- zasile Uşşak fabrikasma altı yedi kilo metre mesafede ve Kalfa köyü civarın da susuz arazinin ortasında ve Uşşak yaylâsında inşa etmek ve ettirmek ha tasını yapmıya sebep olmuştur. Etraf ta bir iki lâhana tarlasında toplanmış sular ile bu fabrika kampanyasmn ya pılamıyacağı çok acı tecrübeler ve müs rafların ihtiyarımdan sonra anlaşılmış tır. Bundan başka, herkesin, her tarla si olanın pancar ekebileceği ve her ne- vi pancar tohumunun her nevi tarlaya ve kıraç araziye ekilebileceği zannedil miştir, Zer'iyat mıntakalarınm iklimi, ve zer'iyat mıntakalarınm fabrikaya dden sayı riniz | ren nezarete uğrar kâğıtlarımı yaptırır ve giderim... Maamafih odamda kalmıyorum. Ya. rın yeni bir hayata başlıyacağım. Bina enaleyh bu akşam da İngiliz kaptanla karşılaşmak istemem. Kışlaya gidip Ya İanten ve Jüpü uyandırıyorum. Onlar bana boş bir yatak buluyorlar. Bura. da rahat edebilirm. Hiçbir hayal gelip beni taciz edemez. DÖRDÜNCÜ KISIM mii iç Villi ve ben dün bavullarımızla kö- ye keldik, Talilmiz yardım etti. Mek- teplerimiz yekdiğerine yakmdır. Bura da bizden başka iyi cins dğmuz yetiş- tirmesile meşgul bir ihtiyar muallimle mahcup bir muallime var. Bir çiftiiğe yerleşiyoruz. Masanın üzerinde tere mezler. Orada rahatça çalışırım. Rir lâmba önünde. Sulhü her tarafta su) kadar da güç. Çok kolay olduğu için... hü hissederim. Rahatça nefes alıyo. Yağ, sucuk; domuzyağı, yumurta, halis buğday ekmeği görünce Bözlerimiz fal taşı gibi acılıyor, Çoktanberi. bunlan, dan mahrum Kalmıştık. (Bitmedi,

Bu sayıdan diğer sayfalar: